
II. Dünya Savaşı, 1939'dan 1945'e kadar süren küresel savaştır. Savaşa dönemin büyük güçleri ve dünya ülkelerinin büyük çoğunluğu katıldı, Müttefikler ve Mihver olmak üzere iki karşıt askerî ittifak kuruldu. 30'dan fazla ülkeden gelen 100 milyondan fazla personelin doğrudan katıldığı bu topyekûn savaşta, savaşın büyük tarafları tüm ekonomik, endüstriyel ve bilimsel kapasitelerini savaş için seferber ettiler. 70 ila 85 milyon ölümle sonuçlanan II. Dünya Savaşı, insanlık tarihindeki en ölümcül savaştı ve savaş boyunca askerî personelden daha çok sivil kayıp verildi. Milyonlarca insan soykırımdan, planlanmış açlık ölümlerinden, katliamlardan ve hastalıklardan öldü. Tanklar, zırhlı araçlar, savaş uçakları, stratejik bombardımanlar, uçak gemileri, radar ve sonar, nükleer silahların geliştirilmesi ve roketler gibi birçok savaş teknolojisi savaşta önemli rol oynadı.

Pasifik Cephesi, Pasifik Okyanusu ve adalarını, Güneydoğu Asya'yı ve Çin'i kapsayan 7 Temmuz 1937 ile 14 Ağustos 1945 tarihleri arasındaki savaşların sürdüğü cephedir. Cephenin 7 Temmuz 1937'de Çin-Japon Savaşı ile açıldığı kabul edilir. Savaşın en önemli olayı; Japonya'nın çeşitli ülkelere saldırması sonrasında 7 Aralık 1941'de Pearl Harbor'da ABD güçlerine yaptığı Pearl Harbor Saldırısı'dır. Bu saldırıyla beraber ABD savaşa katılmış ve savaş gerçek anlamıyla bir dünya savaşı halini almıştır. Bugün Japonların çoğu tarafından bu savaş Pasifik Savaşı olarak bilinir.

SS-Totenkopfverbände, Nazi Almanyası'nda SS'e bağlı Nazi toplama kamplarının kurulumundan ve idaresinden sorumlu örgüt.

San Francisco Barış Antlaşması, II. Dünya Savaşının ardından Müttefik Kuvvetler ile Japonya arasında 8 Eylül 1951’de San Francisco Kaliforniya’da imzalanan antlaşma. 49 ülke arasında imzalanmış ve 28 Nisan 1952 tarihinden itibaren yürürlüğe girmiştir. Antlaşmayla II. Dünya Savaşı resmen sona ermiş, Japonya’nın emperyalist bir güç olarak konumu lağvedilmiştir. Ayrıca antlaşmayla Japonya’nın elindeki müttefik savaş esirlerinin maruz kaldıkları insan hakları ihlallerinden dolayı tazmin edilmeleri karara bağlanmıştır. Bu antlaşmayla beraber Japonya’nın ABD ile ikili ilişkileri yeni bir aşamaya geçmiş ve modern Japonya tarihi bu doğrultuda şekillenmiştir.

Batı Cephesi, Almanya'nın işgal ettiği Belçika, Hollanda ve Fransa'da Müttefikler ile geçen savaşlar dizisine verilen addır. Cephe iki evreden oluşur. Birinci evre 1940'ta Fransa Seferi ile Fransa'nın Almanlar tarafından işgal edilişi, ikinci evre ise 1944'te Normandiya Çıkarması ile daha çok ABD, Birleşik Krallık ve Kanada'dan oluşan Müttefik Birleşik Ordusu'nun Fransa'yı Almanlardan geri alması ve Almanya'yı işgal etmesidir.

Flensburg Hükûmeti, Avrupa'da II. Dünya Savaşı'nın sona ermesine yakın zamanlarda, 2 Mayıs-23 Mayıs 1945 tarihleri arasında Almanya'yı yöneten kısa ömürlü idareydi. Sadece 3 hafta boyunca yönetimde kalmıştır. Hükûmet, NSDAP lideri ve Büyük Alman İmparatorluğu Devlet Başkanı Adolf Hitler'in ve Berlin Muharebesi esnasında Propaganda Bakanı Joseph Goebbels'in intiharlarından sonra oluşturuldu. Hitler, ölümünden kısa bir süre önce, cumhurbaşkanlığı ve şansölyelik makamlarının ikiye ayrılmasını vasiyet edip Karl Dönitz'i kendisinden sonraki yeni cumhurbaşkanı olarak tayin etmişti. Yeni hükûmetin Flensburg'da kurulması kararlaştırıldı, çünkü Flensburg, Danimarka sınırının çok yakınında, Karl Dönitz'in o zamana kadar kullanmış olduğu merkezin yeriydi. Hitler siyasî vasiyetinde halefinden her ne pahasına olursa olsun savaşa devam etmesini istiyordu. Buna rağmen, Flensburg Hükûmeti kendisini “apolitik” olarak tanımladı.
II. Dünya Savaşı'nda Amerikan savaş suçları, II. Dünya Savaşı sırasında ABD Silahlı Kuvvetleri tarafından işlenen savaş suçlarının toplamıdır. Savaş suçlarının büyük çoğunluğu Uluslararası Ceza Mahkemesi, Cenevre Sözleşmeleri ve ilgili uluslararası kanunlarla tanımlansa da ABD Hükûmeti silahlı kuvvetlerinin Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından yargılanmasını kabul etmez. Burada Jus ad bellum olarak adlandırılan kabul edilen savaş uygulamaları içinde geçmeyen uygulamalar alınmıştır. Nürnberg Uluslararası Askerî Ceza Mahkemesi tarafından uygulandıktan sonra Nürnberg prensipleri olarak adlandırılan saldırı savaşı veya dünya barışına karşı tutumlar burada ele alınmamıştır.

162. Türk Tümeni II. Dünya Savaşı sırasında Alman ordusu içerisinde bulunan askerî birlik. Birlikteki askerler Kafkasya ve Türkistan'dan gelen savaş esirleridir. Savaşın başlaması ile Sovyet ordusuna alınan birçok Türk savaş sırasında esir düşmüş, daha sonra da vatanlarının bağımsızlığı ve esir kamplarının kötü koşullarından kurtulmak için kurulan lejyonlara katılmıştı. Daha sonra neredeyse yok edilen 162. Piyade Tümeni ile bazı Lejyonlar birleştirilmiş, böylece 162. Türk Tümeni oluşturulmuştu. Lejyon askerleri Neuhammer'da eğitilmişlerdi.

Japon Öz Savunma Kuvvetleri (JSDF), Japonya'nın de facto silahlı kuvvetlerdir. Öz Savunma Kuvvetleri, II. Dünya Savaşı sonrasında 1 Temmuz 1954 tarihinde kurulmuş olup Kara, Hava ve Deniz Öz Savunma Kuvvetleri'nden oluşmaktadır ve başbakanın başkomutan olduğu Savunma Bakanlığı tarafından kontrol edilmektedir.

Avrupa'da II. Dünya Savaşı'nın sonlanması, Almanya'nın Nisan ayında başlayarak Mayıs ortalarına kadar Sovyetler Birliği ve Batılı Müttefiklerine teslim olmasıyla savaşın sona ermesidir.

Japonya'nın teslim oluşu, 15 Ağustos'ta ilan edilen ve resmi olarak 2 Eylül 1945 günü imzalanan Japonya'nın teslimiyet belgesi ile II. Dünya Savaşı'nın sona ermesini sağlamıştır. Böylece savaşın sona kalan Pasifik Cephesi de kapanmıştır.

Nazilerin Sovyet savaş esirlerine karşı işledikleri suçlar, Nazi Almanyası'nın II. Dünya Savaşı'nın Doğu Cephesi'ndeki çatışmalar sırasında 1941-1945 yılları arasında teslim olan veya zorla yakalanan Sovyet savaş tutsaklarına karşı kasıtlı olarak kötü muamele uygulamasıdır. Bu uygulamaların sonucunda esir alınan yaklaşık 5,7 milyon Kızıl Ordu askerinden 3,1 ila 3,5 milyon arası kişi yaşamını yitirdi.

Savaş esiri kampı, savaş dönemlerinde savaşan bir güç tarafından yakalanan savaş esirleri için hazırlanan, esirleri kontrol altında tutmak için kurulan alanlardır.
Amerika Birleşik Devletleri savaş suçları, Amerika Birleşik Devletleri Silahlı Kuvvetlerinin 1899 ve 1907 Lahey Sözleşmelerinin imzalanmasından sonra işlediği savaş kanunlarının ve geleneklerin ihlalidir. Bunlar, yakalanan düşman savaşçıların infaz edilmesini, sorgu sırasında mahkûmlara kötü muameleyi, işkencenin kullanımını ve sivillere ve savaşçı olmayanlara karşı şiddet kullanımını ve tecavüzü içermektedir.

Potsdam Deklarasyonu ya da Japonların Teslim Olma Koşullarını Tanımlayan Bildiri, II. Dünya Savaşı sırasında tüm Japonya'nın teslim olması çağrısında bulunan bir bildiriydi.

Rheinwiesenlager, İkinci Dünya Savaşı'nın sonunda yakalanan Alman askerlerini tutmak için ABD Ordusu tarafından Almanya'nın Müttefik işgali altındaki bölgesinde inşa edilen 19 kamptan oluşan bir gruptu. Resmen Savaş Esirleri Geçici Mahfazaları (PWTE) olarak adlandırılan bu birimler, Nisan'dan Eylül 1945'e kadar bir ila iki milyon arasında teslim olmuş Wehrmacht personelini tuttu.

II. Dünya Savaşı'nın sonunda Sovyetler Birliği'nde ve Moğolistan'da çalışma kamplarında çalıştırılmak üzere 560.000 ila 760.000 Japon askeri esir alındı. Bunlardan 60.000 ila 347.000'inin esaret altında öldüğü tahmin ediliyor.

Hula Projesi, II. Dünya Savaşı sırasında, Sovyetlerin sonunda Japonya'ya karşı savaşa katılması beklentisiyle, özellikle güney Sakhalin ve Kuril adalarına yönelik planlı Sovyet işgallerine hazırlık amacıyla, Amerika Birleşik Devletleri'nin donanma gemilerini Sovyetler Birliği'ne transfer ettiği bir programdı. Alaska Bölgesi'ndeki Cold Bay'de bulunan proje, 1945 yılının ilkbahar ve yaz aylarında planlandı. Dünya Savaşı'nın en büyük ve en iddialı transfer programıydı.

Keelhaul Operasyonu, II. Dünya Savaşı'ndan sonra Sovyet vatandaşlarının ve Batı'daki Sovyet Ordusu üyelerinin Sovyetler Birliği'ne zorla geri gönderilmesiydi. Zorunlu geri dönüş, Almanya'daki Sovyet Silahlı Kuvvetleri savaş esirlerine ve Rusya Kurtuluş Ordusu üyelerine odaklanmış olsa da, Müttefiklerin kontrolü altındaki diğer birçok kişiyi de içeriyordu. Zulüm tehlikesi altındaki kişilerin zorla ülkelerine geri gönderilmesi anlamına gelen geri gönderme, bir insan hakları ihlali ve uluslararası hukukun ihlalidir. Bu nedenle, Keelhaul Operasyonu, modern uluslararası insancıl hukuka göre, özellikle de çoğu hiçbir zaman Sovyet vatandaşı olmayan ve Rus İç Savaşı'nın bitiminden önce Rusya'dan kaçan, Sovyet çalışma kamplarına zorlanan çok sayıda sivil göz önüne alındığında, bir savaş suçu olarak adlandırılabilirdi.

İkinci Dünya Savaşı sırasında yaklaşık üç milyon Alman savaş esiri Sovyetler Birliği tarafından ele geçirildi, bunların çoğu savaşın son yılında Kızıl Ordu'nun büyük ilerleyişi sırasındaydı. Savaş esirleri, Sovyet savaş zamanı ekonomisinde ve savaş sonrası yeniden yapılanmada zorunlu işçi olarak çalıştırıldı. 1950'ye gelindiğinde hayatta kalan savaş esirlerinin neredeyse tamamı serbest bırakıldı ve son mahkûm 1956'da SSCB'den döndü Sovyet kayıtlarına göre 381.067 Alman Wehrmacht savaş esiri NKVD kamplarında öldü. Batı Almanya hükûmeti tarafından kurulan bir komisyon, 3.060.000 Alman askerî personelinin SSCB tarafından esir alındığını ve 1.094.250 kişinin esaret altında öldüğünü tespit etti. Alman tarihçi Rüdiger Overmans'a göre 3.000.000 savaş esiri SSCB tarafından ele geçirildi. Sovyetlerin elindeki Alman savaş esiri ölümlerinin maksimum sayısını 1,0 milyon olarak belirledi. Overmans, araştırmasına dayanarak, Sovyet esaretinde 363.000 savaş esirinin ölümünün Deutsche Dienststelle (WASt) dosyalarıyla doğrulanabileceğine inanıyor ve ayrıca şunu savunuyor: "700.000 Alman askeri personelinin listede yer alması kanıtlanabilir olmasa da tamamen makul görünüyor. Kayıp aslında Sovyet gözetiminde öldü."