İçeriğe atla

II. Dünya Savaşı'nda Birleşik Krallık

Sekizinci Ordu imparatorluğun çeşitli bölgelerinden toplanan birliklerden oluşmaktaydı ve Doğu Çölü ile İtalya'da mücadele etti.

Birleşik Krallık'ın 1939 yılının eylül ayında Nazi Almanyası'na savaş ilan etmesi kraliyet kolonileri ve Hindistan'ı kapsasa da dominyonları otomatikman savaşa sokmadı. Avustralya, Kanada, Yeni Zelanda ve Güney Afrika kısa süre içerisinde savaş ilan etti; ama Serbest İrlanda Devleti savaş boyunca tarafsız kalmayı tercih etti.[1] 1940 yılında Almanya'nın Fransa'yı işgal etmesinin ardından 1941 yılında Sovyetler Birliği savaşa girene dek Birleşik Krallık Nazi Almanyası'na karşı tek başına kaldı. Winston Churchill ABD'nin askeri yardımı için ABD başkanı Franklin D. Roosevelt'i ikna etmek üzere başarılı lobicilik çalışmaları yürüttü; ama Roosevelt henüz Kongre'den ülkenin savaşa sokulmasını istemeye hazır değildi.[2] Ağustos 1941'de Roosevelt ve Churcill tüm halkların kendi yönetim biçimlerini seçmeye hakları olduğunu belirten Atlantik Bildirisi'ni imzaladı. Bu ifade Almanya tarafından işgal edilmiş olan Avrupa ülkelerini mi, yoksa Avrupa ülkeleri tarafından sömürgeleştirilen bölgeleri mi kast ettiği net olmadığından daha sonraları Britanya, ABD ve milliyetçi hareketler tarafından farklı biçimlerde yorumlandı.[3][4]

Aralık 1941'de Japonya Britanya'ya bağlı Malaya'ya, Pearl Harbor'daki Amerikan deniz üssüne ve Hong Kong'a birbirinin hemen ardından gerçekleşen saldırılarda bulundu. Bunun sonucu olarak ABD'nin savaşa girmesini Churcill Britanya'nın zaferinin artık kaçınılmaz olduğu ve imparatorluğun geleceğinin güvence altına alındığı şeklinde yorumladı;[5] ama Britanya'nın Japonya'ya karşı muharebelerde kısa sürede teslim olması emperyal bir güç olarak itibarını geri döndürülemez biçimde zedeledi.[6][7] Bunlardan en zarar verici olanı geçmişte ele geçirilemez bir kale ve doğunun Cebelitarık'ı olarak nitelenmiş olan Singapur'un düşmesiydi.[8] Britanya'nın tüm imparatorluğu koruyamayacağının fark edilmesi, Japon tehdidi altında olan Avustralya ve Yeni Zelanda'yı ABD'yle yakınlaştırmaya zorladı; bu yakınlaşma savaştan sonra, 1951'de imzalanan ANZUS Paktı'yla sonuçlandı.[3]

Kaynakça

  1. ^ Lloyd, s. 313-14.
  2. ^ Gilbert, s. 234.
  3. ^ a b Lloyd, s. 316.
  4. ^ James, s. 513.
  5. ^ Gilbert, s. 244.
  6. ^ Louis, s. 337.
  7. ^ Brown, s. 319.
  8. ^ James, s. 460.

İlgili Araştırma Makaleleri

1945 (MCMXLV) pazartesi günü başlayan bir yıldır.

<span class="mw-page-title-main">II. Dünya Savaşı</span> 1939-1945 yılları arasındaki küresel savaş

II. Dünya Savaşı, 1939'dan 1945'e kadar süren küresel savaştır. Savaşa dönemin büyük güçleri ve dünya ülkelerinin büyük çoğunluğu katıldı, Müttefikler ve Mihver olmak üzere iki karşıt askerî ittifak kuruldu. 30'dan fazla ülkeden gelen 100 milyondan fazla personelin doğrudan katıldığı bu topyekûn savaşta, savaşın büyük tarafları tüm ekonomik, endüstriyel ve bilimsel kapasitelerini savaş için seferber ettiler. 70 ila 85 milyon ölümle sonuçlanan II. Dünya Savaşı, insanlık tarihindeki en ölümcül savaştı ve savaş boyunca askerî personelden daha çok sivil kayıp verildi. Milyonlarca insan soykırımdan, planlanmış açlık ölümlerinden, katliamlardan ve hastalıklardan öldü. Tanklar, zırhlı araçlar, savaş uçakları, stratejik bombardımanlar, uçak gemileri, radar ve sonar, nükleer silahların geliştirilmesi ve roketler gibi birçok savaş teknolojisi savaşta önemli rol oynadı.

<span class="mw-page-title-main">Mihver Devletleri</span> II. Dünya Savaşı sırasında Almanya, İtalya ve Japonya arasında ittifak

Mihver Devletleri, II. Dünya Savaşı'nda Müttefik Devletler bloğuna karşı temel olarak Almanya, İtalya ve Japonya'nın, bunun dışında Macaristan, Romanya, Bulgaristan, Finlandiya, Bağımsız Hırvatistan Devleti, Vichy Fransası, Arnavutluk, Habeşistan, Mançukuo, Tayland, Burmanya ve Irak'ın oluşturduğu blok. Ayrıca İran Şahı Rıza Pehlevi Almanya'dan yana tavır almış, İspanya ise Mihver güçlerin bir taraftarı olarak kalmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Müttefik Devletler</span> II. Dünya Savaşı sırasında Birleşik Krallık, Fransa, Sovyetler Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri arasındaki ittifak

Müttefik Devletler, II. Dünya Savaşı sırasında Birleşik Krallık, Fransa, Sovyetler Birliği, ABD ve Çin Cumhuriyeti başta olmak üzere Mihver Devletler'e karşı oluşturulan blok. Günümüzde ise ABD ve ona destek verip müttefiki olan ülkelere verilen ad.

<span class="mw-page-title-main">Franklin D. Roosevelt</span> 32. Amerika Birleşik Devletleri başkanı (1933–1945)

Franklin Delano Roosevelt, adının ve soyadının baş harfleri FDR ile de anılır, 1933'ten 1945'teki ölümüne kadar 32. Amerika Birleşik Devletleri başkanı olarak görev yapan Amerikalı siyasetçi. En uzun süre görev yapan ABD başkanı olan FDR, iki dönemden fazla görev yapan tek başkandır. İlk iki dönemi Büyük Buhran'la mücadeleye odaklanırken, üçüncü ve dördüncü dönemlerinde odağını Amerika'nın İkinci Dünya Savaşı'na katılmasına çevirdi.

<span class="mw-page-title-main">İtilaf Devletleri</span> I. Dünya Savaşında Britanya, Fransa ve Rusyadan oluşan ittifak

İtilaf Devletleri, Anlaşma Devletleri ya da Müttefik Devletler, Britanya İmparatorluğu, Fransa ve Rusya'dan oluşan ittifaktır. I. Dünya Savaşı'ndaki iki ana ittifaktan biridir. İtilaf Devletleri Almanya'nın önderliğindeki İttifak Devletleri'ne karşı savaşmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Britanya İmparatorluğu</span> Birleşik Krallık tarafından yönetilmiş devletler ve dominyonlardan oluşan imparatorluk

Britanya İmparatorluğu, Birleşik Krallık veya öncül devletleri tarafından yönetilen dominyonlar, sömürgeler, himayeler ve mandalar ile diğer bağımlı bölgelerden oluşmuş olan imparatorluktur. 16. ve 17. yüzyıllarda İngiltere Krallığı tarafından kurulan denizaşırı sömürgeler ve ticaret karakolları olarak başlamıştı. En güçlü döneminde tarihteki en geniş topraklara sahip devlet olmasının yanı sıra bir yüzyıldan fazla bir süre boyunca dünyanın en önde gelen küresel gücüydü. 1922'de 458 milyon kişi, yani dünya nüfusunun neredeyse dörtte biri, Britanya İmparatorluğu'nun egemenliği altındaydı ve toprakları 33.000.000 km2'lik alanı kapsıyordu. Bu derece geniş bir coğrafyaya hükmettiği için siyasi, dilsel ve kültürel kalıtı hâlen yaygın olarak devam etmektedir. Gücünün doruklarındayken, dünya geneline yayılmış toprakları nedeniyle her zaman en az bir bölgesinde gün ışığı olmasından ötürü "üzerinde güneş batmayan imparatorluk" olarak da tanımlanmaktaydı.

<span class="mw-page-title-main">The Blitz</span> İkinci Dünya Savaşı sırasında Almanyanın Britanyayı bombalaması

The Blitz (Türkçe: Yıldırım), II. Dünya Savaşı sırasında Birleşik Krallık'ın 7 Eylül 1940 ile 11 Mayıs 1941 tarihleri arasında olan Alman bombalama saldırılarına verilen isimdir. Birleşik Krallık genelinde kasabalar ve şehirler, sekiz ay boyunca 43.500 masum sivilin ölümüyle sonuçlanan Alman bombardıman saldırılarına maruz kaldı.

<span class="mw-page-title-main">I. Dünya Savaşı'na katılan ülkeler</span> Vikimedya liste maddesi

I. Dünya Savaşı'nın başlamasının çok öncesinde ve savaşa yakın zamanlarda gruplaşmalar olmuş ve bu gruplaşmalar sonucu İtilaf Devletleri ve İttifak Devletleri olmak üzere iki grup ortaya çıkmıştır.

Yansızlık Yasaları ABD Kongresi tarafından 1930'larda onanan yasaların genel adıdır. Yasalar, II. Dünya Savaşı öncesi Avrupa ve Asya'da baskın olan karışık ortamın ürünüdür. Yasaların kabul edilmesinin temel nedeni ABD'nin bir parçası olduğu I. Dünya Savaşı'nda uğradığı kayıpların yinelenmesini önlemek ve uluslararası sorunlara daha yansız bir bakış açısı geliştirebilmekti.

<span class="mw-page-title-main">Yakın Çağ</span>

Yakın Çağ, çoğu tarihçinin Fransız Devrimi ve Sanayi Devrimi ile başladığını kabul ettiği, günümüzde de devam eden tarih çağlarından sonuncusudur.

Kondominyum bir uluslararası hukuk terimi olup iki veya daha çok sayıda egemen gücün bir politik bölgedeki egemenlik gücünün, bu bölgeyi ayrı milli bölgelere bölmeden, birlikte ortaklaşa yüklenildiği önerisi üzerinde resmen anlaşmaları ve bu ortak hakları birlikte ortakça yürütmeleridir. Latince köklü bir hukuk terimidir: com=birlikte + dominium=sahiplilik veya egemenlik hakkı parçalarından oluşur.

<span class="mw-page-title-main">II. Dünya Savaşı'nda Türkiye</span> II. Dünya Savaşında Türkiyenin izlediği dış politika

II. Dünya Savaşı öncesinde Çekoslovakya'nın ve Arnavutluk'un işgallerinden endişelenen Türk hükûmeti, 1939'da İngiltere ve Fransa ile ortak bir bildiri yayımladı. 19 Ekim 1939'da Ankara'da bu iki devlet ile Türkiye arasında ittifak kuruldu. Buna göre Akdeniz'de bir savaşın olması halinde üç devlet yardımlaşacaktı. Maddeler arasında askerî ve maddi yardımdan da bahsedilmekteydi. Ancak savaş zamanı Türkiye, Sovyet Rusya unsurunu gerekçe göstererek savaşa fiilen katılmadı. 25 Mart 1941 tarihinde Türkiye ile Sovyet Rusya arasında saldırmazlık halini duyuran bildiri yayımlandı. Aynı yıl Nazi Almanyası ile Sovyet Rusya arasında saldırmazlık paktı geçerliyken Balkan Seferi başladı. İşgal ihtimali üzerinden baskı yapan Müttefiklere rağmen Türkiye çatışmaya girmedi ve Alman büyükelçisi Von Papen aracılığıyla diplomatik ilişkiler geliştirildi; 18 Haziran 1941'de Türk-Alman Dostluk Paktı imzalandı.

<span class="mw-page-title-main">I. Dünya Savaşı'nda Birleşik Krallık</span>

Britanya'nın Almanya'yla bir savaşa ilişkin korkuları 1914 yılında Birinci Dünya Savaşı'nın çıkmasıyla gerçeğe dönüştü. Britanya'nın Almanya ve müttefiklerine karşı savaş ilan etmesi, ölçülemeyecek değerde askeri, mali ve malzeme alanında destek sağlayan koloni ve dominyonları da kapsamaktaydı. Dominyonların ordularında bulunan 2.5 milyon askerin savaşa katılmasının yanı sıra kraliyet kolonilerinden de binlerce gönüllü savaşta yer aldı. Almanya'nın Afrika'daki denizaşırı kolonilerinin çoğu kısa süre içinde işgal edildi, Pasifik'teyse Avustralya ve Yeni Zelanda Alman Yeni Ginesi ve Samoa'yı işgal etti. Osmanlı İmparatorluğu'na karşı 1915 yılında Çanakkale Savaşı'nda Avustralya, Newfoundland ve Yeni Zelanda'dan gelen birliklerin katkıları bu bölgelerdeki ulusal bilinç üzerinde önemli bir etki yarattı ve Avustralya'yla Yeni Zelanda'nın kolonilikten bağımsızlığa geçiş süreçlerinde önemli bir dönüm noktası oluşturdu. Bu iki ülkede bu olay halen Anzac Günü adı verilen özel bir günde anılmaktadır. Kanadalılar ise Vimy Ridge Muharebesi'ne benzer bir bakış açısıyla yaklaşmaktadırlar. Dominyonların savaşa olan önemli katkısı 1917 yılında Britanya başbakanı David Lloyd George'un dominyon başbakanlarını 1917 yılında emperyal politikaları düzenlemek için toplanan Emperyal Savaş Kabinesi'ne çağırmasıyla hükûmet tarafından da onaylanmış oldu.

<span class="mw-page-title-main">Sürgündeki Yunanistan Hükûmeti</span>

Sürgündeki Yunanistan Hükûmeti, Nazi Almanyası ve İtalya Krallığı liderliğinde Mihver Devletleri'nin Yunanistan'ı işgali kapsamında, Yunanistan Savaşı sırasında oluşan sürgün hükûmetidir. Sürgün hükûmetinin o dönem İngiliz sömürgesi olan Mısır'ın başkenti Kahire'de olmasından dolayı Kahire Hükûmeti olarak da anılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Lewis (hafif makineli silah)</span>

Lewis makineli tüfeği, Amerika Birleşik Devletleri ve Birleşik Krallık ortak yapımı bir hafif makineli tüfektir. Silah, savaş sırasında Britanya İmparatorluğu birlikleri tarafından yaygın olarak kullanılmış olup ayırıcı namlu soğutma örtücüsü ve üstten monte edilmiş tambur şarjör ile Kore Savaşı sonuna kadar kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">1930'lar</span> onyıl

1930'lar, 1 Ocak 1930'da başlayan ve 31 Aralık 1939'da sona eren, Gregoryen takviminin içinde bulunan bir onyıldır.

II. Dünya Savaşı'nda görev almış en önemli politik veya askeri liderler.

<span class="mw-page-title-main">II. Dünya Savaşı sırasında tarafsız güçler</span>

Tarafsız güçler, II. Dünya Savaşı sırasında tarafsız kalan ülkelerdi. Bu ülkelerden bazılarının yurt dışında büyük kolonileri veya büyük ekonomik gücü vardı.

<span class="mw-page-title-main">Geçici Churchill Hükûmeti</span> Birleşik Krallık hükûmeti

Geçici Churchill Hükûmeti, İkinci Dünya Savaşı'nın ikinci aşamalarında, 23 Mayıs'tan 26 Temmuz 1945'e kadar kısa vadeli bir Birleşik Krallık (BK) hükûmetiydi. Başbakan, Muhafazakar Parti lideri Winston Churchill'di. Bu hükûmet, 10 Mayıs 1940'ta ilk kez başbakan olarak atanmasından sonra oluşturduğu ulusal koalisyonun yerini aldı. Koalisyon Muhafazakar, İşçi ve Liberal partilerin önde gelen üyelerinden oluşuyordu ve Nazi Almanyası'nın yenilgisinden kısa bir süre sonra sona erdi, çünkü koalisyon tarafları Japonya'nın yenilgisine kadar devam edip etmeme konusunda anlaşamadılar.