İçeriğe atla

II. Dünya Savaşı'nda Amerikan savaş suçları

II. Dünya Savaşı'nda Amerikan savaş suçları, II. Dünya Savaşı sırasında ABD Silahlı Kuvvetleri tarafından işlenen savaş suçlarının toplamıdır. Savaş suçlarının büyük çoğunluğu Uluslararası Ceza Mahkemesi, Cenevre Sözleşmeleri ve ilgili uluslararası kanunlarla tanımlansa da ABD Hükûmeti silahlı kuvvetlerinin Uluslararası Ceza Mahkemesi tarafından yargılanmasını kabul etmez. Burada Jus ad bellum olarak adlandırılan kabul edilen savaş uygulamaları içinde geçmeyen uygulamalar alınmıştır. Nürnberg Uluslararası Askerî Ceza Mahkemesi tarafından uygulandıktan sonra Nürnberg prensipleri olarak adlandırılan saldırı savaşı veya dünya barışına karşı tutumlar burada ele alınmamıştır.

Sivil halka karşı hava saldırıları

Dresden'de bombardıman sonrasında hayatını kaybedenler

II. Dünya Savaşı sırasında hem Mihver Devletler hem de Müttefik Devletler sivillerin yoğun olarak bulundukları bölgelere saldırıda bulunmuştur. Bu saldırıların tamamı savaş suçu olarak değerlendirilmektedir. Özellikle Nazi Blitzkrieg savaş stratejisinin ayrılmaz bir parçası olan saldırı öncesi yoğun bombardıman bu tür saldırıların kaynağı sayılabilir. Savaşın ilerleyen dönemlerinde Luftwaffe'nin güçten düşmesi sayesinde ABD Hava Kuvvetlerine bağlı bombardıman uçakları Dresden'i, Japonya'nın güç kaybetmesi üzerine de Tokyo'ya havadan saldırmış, yoğun sivil nüfus zayiatı olan saldırılar gerçekleştirmişlerdir. ABD Hava Kuvvetlerinde görev yapan general Curtis LeMay stratejik bombardımanları savunmuş ancak savaşı kaybetmeleri halinde savaş suçlusu olarak yargılanacaklarını ifade etmiştir.[1]

Özellikle Mart 1945 yılında Japon şehirlerine yönelik düzenlenen Yangın bombardımanları 300.000'i aşkın sivili öldürdü ve 4.5 milyon kişiyi evsiz bıraktı. İlk önce 10 Martta Tokyo'ya yapılan hava saldırısında 1700 ton Napalm bombası şehre atılmış çıkan yangın fırtınası sonucu 100.000'i aşkın insan yanarak ölmüştü. 1 milyon kişi ise bombalama sonucu evsiz kaldı. Tokyo'daki yangın bombardımanını diğer büyük şehirlere yapılan benzer baskınlar takip etti. 11 Mart 310, B-29 uçağı Nagoya'ya gönderildi. Bombalama Tokyo'dakinden daha büyük bir alana yayıldı ve saldırı daha az hasara neden oldu. Bununla birlikte, 2,05 mil kare (5,3 km 2) bina yanmış ve binlerce sivil ölmüştür. 13/14 Mart gecesi 274 Superfortress, Osaka'ya saldırdı ve şehrin 8.1 mil karesini (21 km 2) yok etti. Kobe, ateş bombası saldırılarının bir sonraki hedefiydi ve 16/17 Mart gecesi 331, B-29 tarafından saldırıya uğradı. Ortaya çıkan yangın fırtınası 7 mil kare (18 km 2) alandaki her şeyi yok etti (yüzölçümünün yarısına eşit) ve 8.000 kişiyi öldürdü 650.000 kişiyi ise evsiz bıraktı. Nagoya, 18/19 Mart gecesi tekrar saldırıya uğradı ve B-29'lar 2,95 mil kare (7,6 km 2) alandaki binaları tahrip etti. Bu saldırı ile birlikte Napalm bombası stoğu bittiği için saldırılar durdu.[2]

Atom bombası kullanımı

Atom bombasının hemen ardından solda Hiroşima, sağda Nagazaki

Tarihçi ve akademisyenler için Hiroşima ve Nagazaki'nin atom bombalarıyla bombalanması öncelikli olarak ahlaki açıdan tartışılmaktadır. Nükleer silahların kullanılmasının haklı ve geçerli sebepleri olup olmadığı konusu önem taşır. Bu bombalamaların devlet terörü kapsamında değerlendirilmesini öneren tarihçiler bulunmaktadır. Bu şekilde yorumlayanlar terörün tanımı olan bir siyasi amacın gerçekleştirilmesi için sivillerin hedef seçilmesinin devlet tarafından uygulanmasını delil gösterirler. Yine tarihçilere göre atom bombalarının sivil hedeflere atılmasıyla beraber sivil hedeflere saldırmama tabusu ortadan kalkmış ve özellikle ABD tarafından standart bir uygulama olmuştur. Nagazaki ve Hiroşima'ya atılan atom bombaları nükleer silahların savaşta ilk ve tek kullanışı olmuştur.

Savaş esirleri

Dachau kampı teslim olunca General Linden SS komutanından brifing alıyor
Dachau kampında öldürülmüş SS askerleri

Canicatti Katliamı

Bu katliam ABD Silahlı Kuvvetleri bünyesindeki Yarbay McCaffrey tarafından gerçekleştirilmiştir. İtalyan sivilleri öldüren komutan hakkında soruşturma açılsa da askeri dava konusu yapılmamıştır. 1954 yılında ölen komutanın ardından olay unutulmuşken, New York Üniversitesi öğretim üyesi Joseph S. Salemi tarafından kamuoyuna açıklanmıştır.[3]

Dachau Katliamı

Katliam Dachau Toplama Kampı'nın ABD silahlı Kuvvetleri 7. Ordusuna bağlı 45. Piyade Tümeni askerleri tarafından ele geçirilmesinden sonra yaşanır. Kampın alınmasından önce bölgeye gelen ABD askerleri çürümekte olan çok sayıda ceset bulmuş ve kampın içinde yanmış durumda cesetle karşılaşmıştır. Bunun üzerine esir edilen SS askerleri infaz edilmiştir. Kampta kaç askerin öldürüldüğüne dair belirli bir rakam belli değildir.

Kamp komutanı Yarbay Martin Gottfried Weiss ABD birliklerinin yaklaştığı haberini alıp kaçınca komuta Heinrich Wicker'e geçer. Komutasındaki yaklaşık 560 asker SS inzibatlarından ve Macar gönüllülerden oluşmaktadır. Wicker teslim olduktan sonra kampı ABD komutanı general Henning Linden başkanlığındaki heyete gezdirir. 29 Nisan 1945 günü yapılan işlemler sonucu en kötü şöhretli toplama kamplarından bir tanesi olan Dachau yaklaşık 30 bin savaş esiriyle beraber ele geçirilir.[4] Kamptaki SS derhal enterne edilir.

Olay sırasında görev yapan Yarbay Felix L. Sparks'a göre yaklaşık 50 SS askerini makineli tüfekle muhafızlık yapması istenen bir asker izinsiz ateş açmış ve 19 tanesini öldürmüştür. Olay sonrasında yapılan askeri soruşturmada Yarbay Joseph Whitaker anlatılanları doğrulamıştır. Ancak Howard Buechner tarafından 1986 yılında yazılan Dachau: The Hour of the Avenger : An Eyewitness Account adlı eserde aynı gün içinde Teğmen Jack Bushyhead emriyle 346 SS askerinin infaz edildiği öne sürülür.[5] Savaşın ardından Bavyera valisi olan General George S. Patton olayda adı geçen komutanların masum olduğuna hükmederek konuyu kapatmıştır.

Biscari Katliamı

14 Temmuz 1943 tarihinde Sicilya'nın Acate bölgesinde yapılan katliamdır. Husky Harekâtı ile Sicilya'ya asker çıkartan ABD ve İngiltere Silahlı Kuvvetleri bölgede ilerler. Biscari Havaalanı'nın düşmesinden sonra 180. Piyade Alayı iki ayrı olayda toplamda silahsız 71 İtalyan ve 2 Alman askerini öldürür. General Omar Bradley, Patton'ın itirazlarına rağmen askeri soruşturma başlatır. Ele geçirilen askerleri kurşuna dizdiren Yüzbaşı John T. Compton askeri mahkemeye sevk edilse de emirleri uyguladığını öne sürecektir. Beraat eden komutan 8 Kasım 1943 tarihinde İtalya'da öldürülür. İkinci kurşuna dizme olayını gerçekleştiren Çavuş Horace T. West ise suçlu bulunur, rütbeleri sökülerek ordudan atılır.

Gözyaşı harekâtı

Esir denizaltı mürettebatı ve Kaptan Paul Just

Nazi Kriegsmarine donanmasına bağlı U-546 denizaltısı 24 Nisan 1945 günü Grönland'daki Farewell Burnu açıklarında[6] batırıldıktan sonra mürettebatına ABD Ordusu yetkilileri tarafından sorguda işkence yapılmıştır. Gözyaşı harekâtı adı verilen operasyonda ABD hedeflerine denizaltılardan füze saldırısı yapılacağı ihbarı alınması üzerine hızla istihbarat toplanması için bu yönteme başvurulduğu öne sürülmektedir.

Malmedy'nin intikamı

17 Aralık 1944 tarihinde Ardenler'de Joachim Peiper komutasındaki 1. SS Panzer Tümeni "Leibstandarte SS Adolf Hitler"'e bağlı birlikler esir aldıkları 150 ABD askerinden 84'ünü öldürmüştür. Olayın ortaya çıkartılmasından sonra 328. Piyade Alayı Kurmay Başkanlığından gönderilen yazılı emirde hiçbir SS askerinin esir alınmayacağı ve görüldüğü yerde imha edileceği belirtilmiştir. General Raymond Hufft bu talimattan hareketle Ren Nehri geçildikten sonra hiçbir SS askerinin esir alınmayacağını emretmiştir. Hufft'un talimatından sonra ne kadar SS veya Alman esirin öldürüldüğüne dair belge yoksa da bu talimatların savaş suçlarının işlenmesinde etkili olduğu tarihçi Stephen Ambrose tarafından iddia edilmiştir.

Lippach Katliamı

Lippach Katliamı, Batı Müttefiklerinin Almanya'yı işgali sırasında 22 Nisan 1945 tarihinde ABD Ordusunun 12. Zırhlı Tümeni tarafından işlenen bir savaş suçudur. Yaklaşık 25 ABD askeri 36 Waffen-SS savaş esirini öldürmüş ve iddiaya göre 20 kadına tecavüz etmiştir.[7][8]

Avrupa cephesindeki diğer olaylar

  • Fransa'nın Manche iline bağlı Audouville-la-Hubert kentinde ABD paraşütçü birliklerinin 30 Wehrmacht askeri esir alındıktan sonra öldürülmüştür.
  • Normandiya Çıkarması öncesinde ABD ve Kanada birliklerine esir almamaları talimatı verilmiştir. Omaha Sahili'nde esir alınan 130 Alman askerinin 64 tanesi savaş esirlerinin toplandığı bölgeye ulaşamaması yolda infaz edildikleri iddialarının çıkmasına yol açmıştır.

Pasifik cephesi

Pasifik Cephesi'nde savaşan ABD askerleri karşılaştıkları şiddetli direniş nedeniyle genellikle teslim alınan Japon savaş esirlerini infaz etmişlerdir. Nottingham Üniversitesi Tarih Bölümü Profesörü Richard Aldich muharip askerlerin günlüklerinden yola çıkarak yaptığı değerlendirmede savaş esirlerinin çoğunlukla katledildiklerini belirtmiştir. İnfaz olayları ve esir almama uygulamaları o kadar önemli bir aşamaya gelmiştir ki Müttefik komuta heyeti sorgulamak için Japon savaş esiri bulamayacak duruma gelir. Bunun üzerine bu konuda çalışmalar başlatılsa da özellikle çok çetin geçen muharebelerde esir almama uygulaması devam etmiştir. Ayrıca cephedeki askerler Japonların teslim olacakmış gibi yapıp kendilerine saldırdıklarını söyleyerek uygulamaya karşı çıkmıştır. Her şeye rağmen esir alınan Japonların bir kısmı ise nakilleri sırasında öldürülmüştür. Tarihçi James J. Weingartner Japon savaş esirlerinin görece düşük sayısını iki etkene bağlar; Japonların teslim olmaya eğilimli olmamaları ve Japonların Müttefikler tarafından insan yerine konulmaması.[9]

Tecavüzler

1945 yılındaki Okinawa Muharebesi sırasında ABD askerlerin Okinawalı kadınlara toplu şekilde tecavüz ettikleri iddiaları bulunmaktadır.[10] Benzer iddialar Kanagawa ili işgal edilirken de ortaya çıkmıştır.

Cephe gerisi

II. Dünya Savaşı sırasında ABD vatandaşı olan Alman, İtalyan ve Japon asıllı kişiler çeşitli toplama kamplarında zorla enterne edilmiştir. Bu kişilerden, ABD vatandaşı Japonların enterne edilmesi olayının haricinde resmi olarak hiçbir şekilde özür dilenmemiş, tazminat ödenmemiştir.

Kaynakça

  1. ^ İlgili alıntı 24 Kasım 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İngilizce) 25 Eylül 2012 tarihinde erişilmiştir
  2. ^ Yorifusa, Ishida (2003). "Japanese Cities and Planning in the Reconstruction Period: 1944–55". In Hein, Carola; et al. (eds.). Rebuilding Urban Japan After 1945. Houndmills, United Kingdom: Palgrave Macmillan. ISBN 0-333-65962-7. 
  3. ^ Salemi'nin asker olan babası olayın doğrudan görgü şahitlerindendir İlgili makale 5 Şubat 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İtalyanca) 25 Eylül 2012 tarihinde erişilmiştir
  4. ^ İlgili gazete haberi 16 Mayıs 2021 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (İngilizce) 25 Eylül 2012 tarihinde erişilmiştir
  5. ^ Howard Buechner, Dachau: The Hour of the Avenger : An Eyewitness Account, Metairie, Thunderdbird Press 1986 ISBN 0-913159-04-2 s.97
  6. ^ Koordinatlar 43°53′N 40°07′W
  7. ^ Fritz, Stephen (2004). Endkampf: Soldiers, Civilians, and the Death of the Third Reich. Lexington, Kentucky: University Press of Kentucky. s. 182. ISBN 0-8131-2325-9. 
  8. ^ Zigan, Harald (16 Nisan 2015). "Kriegsende 1945 (Teil 10): US-Soldaten nehmen blutige Rache in Jungholzhausen und Ilshofen". swp.de (Almanca). Südwest Presse. 8 Mart 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Mart 2019. 
  9. ^ Naziler de Sovyet askerleri için untermenschen (altinsan) demiştir
  10. ^ Okinawalı tarihçi Oshiro Masayasu tarafından yapılan çalışma

Ayrıca bakınız

  • ABD savaş suçları

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Sachsenhausen toplama kampı</span> Berline yaklaşık 35 km mesafede 1936-1945 arasında kullanılmış Nazi toplama kampı

Sachsenhausen, Almanya'nın başkenti Berlin'e yaklaşık 35 km uzaklıktaki Oranienburg bölgesinde 1936-1945 yılları arasında faaliyet göstermiş bir Nazi toplama kampıdır.

<span class="mw-page-title-main">Karl Dönitz</span> Alman amiral (1891–1980)

Karl Dönitz, Alman Donanma Komutanı, Büyük Amiral ve II. Dünya Savaşı sonlarında Almanya'nın Cumhurbaşkanı.

<span class="mw-page-title-main">Pasifik Cephesi (II. Dünya Savaşı)</span> 2. Dünya Savaşında Pasifik Okyanusu ve adalarını, Güneydoğu Asyayı ve Çini kapsayan 7 Temmuz 1937 ile 14 Ağustos 1945 tarihleri arasındaki savaşların sürdüğü cephedir

Pasifik Cephesi, Pasifik Okyanusu ve adalarını, Güneydoğu Asya'yı ve Çin'i kapsayan 7 Temmuz 1937 ile 14 Ağustos 1945 tarihleri arasındaki savaşların sürdüğü cephedir. Cephenin 7 Temmuz 1937'de Çin-Japon Savaşı ile açıldığı kabul edilir. Savaşın en önemli olayı; Japonya'nın çeşitli ülkelere saldırması sonrasında 7 Aralık 1941'de Pearl Harbor'da ABD güçlerine yaptığı Pearl Harbor Saldırısı'dır. Bu saldırıyla beraber ABD savaşa katılmış ve savaş gerçek anlamıyla bir dünya savaşı halini almıştır. Bugün Japonların çoğu tarafından bu savaş Pasifik Savaşı olarak bilinir.

Japonya'ya atılan atom bombalarının devlet terörü kapsamında değerlendirilmesi. Tarihçi ve akademisyenler için Hiroşima ve Nagazaki'nin atom bombalarıyla bombalanması öncelikli olarak ahlaki açıdan tartışılmaktadır. Nükleer silahların kullanılmasının haklı ve geçerli sebepleri olup olmadığı konusu önem taşır. Bu bombalamaların devlet terörü kapsamında değerlendirilmesini öneren tarihçiler bulunmaktadır. Bu şekilde yorumlayanlar terörün tanımı olan bir siyasi amacın gerçekleştirilmesi için sivillerin hedef seçilmesinin devlet tarafından uygulanmasını delil gösterirler. Yine tarihçilere göre atom bombalarının sivil hedeflere atılmasıyla beraber sivil hedeflere saldırmama tabusu ortadan kalkmış ve özellikle ABD tarafından standart bir uygulama olmuştur. Nagazaki ve Hiroşima'ya atılan atom bombaları nükleer silahların savaşta ilk ve tek kullanışı olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Franz Halder</span>

Franz Halder, Almanya'nın topçu subayı ve Nazi Almanyası'nın Generaloberst'i.

<span class="mw-page-title-main">Einsatzgruppen</span> Nazi Almanyasında Alman Ordusunun işgal ettiği bölgeleri ev ev arayarak Yahudileri, Romanları ve komünistleri öldüren seyyar infaz birlikleri

Einsatzgruppen, SS'e bağlı, Heinrich Himmler'in kontrolünde ve Reinhard Heydrich'in yönetimi altındaki, II. Dünya Savaşı sırasında Alman Ordusunun işgal ettiği bölgeleri ev ev arayarak Yahudileri, Romanları ve komünistleri öldüren seyyar infaz birlikleri. A B C ve D isminde 4 Einsatzgruppe timi vardı ve her birlik 600-1000 askerden oluşuyordu. Toplama kampları kurulmadan önce infazlarda etkin rol oynamışlardır. En önemli eylemleri Babi Yar Katliamı'dır. Gezici birliklerdir. Sürekli hareket halinde olup bir infazdan ötekine doğru eylemlerini gerçekleştirmişlerdir. Çukur kazıp öldürüp gömme işi oyalayıcı olduğundan ve öldürme sırasında çok fazla mermi harcandığından bunun yerine toplama kampları kurulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Sovyet savaş suçları</span> Sovyetler Birliğinin gerçekleştirdiği katliamlar

Sovyet savaş suçları, 1919 ve 1991 arasında Kızıl Ordu ve NKVD tarafından işlenen savaş suçlarını ifade eder. Bazı durumlarda, bu suçlar, Sovyet lideri Josef Stalin'in emriyle işlendi. Diğer durumlarda ise, savaş esirlerine ve sivillere karşı partizan savaşı veya diğer ülkelerin SSCB ile silahlı çatışmaları sırasında Sovyet birlikleri tarafından herhangi bir emir alınmadan işlendi.

<span class="mw-page-title-main">İşgal Almanyası'nda gıda</span>

İşgal Almanyasında gıda, II. Dünya Savaşının sona ermesinin ardından 2 yıl boyunca ABD hükûmeti ve belli oranda Müttefik Devletler tarafından İşgal Almanyasının batı kısmında uygulanan gıda politikasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Çok Uluslu Güç - Irak</span>

Çokuluslu Güç (Irak) Irak Savaşı’nın ardından Irak’ın işgal edilmesinde görev alan ve komutasının ABD’de olduğu silahlı kuvvet. Kuvvet, 15 Mayıs 2004 tarihinde ülkedeki işgalin denetimini Combined Joint Task Force 7 adlı yapıdan almış ve 1 Ocak 2010 tarihinde de ABD Silahlı Kuvvetlerine teslim etmiştir.

<span class="mw-page-title-main">II. Felluce Muharebesi</span>

II. Felluce Muharebesi veya harekât kod adlarıyla Phantom Fury veya Al-Fajr harekâtı, I. Felluce Muharebesinin başarısız olmasının ardından ABD Silahlı Kuvvetlerinin Birleşik Krallık askerlerinin desteğiyle Felluce'deki Irak Direnişine saldırdıkları çarpışmalardır. 8-16 Kasım 2004 tarihleri arasındaki muharebe sırasında ABD tarafından desteklenen Irak Geçici Yönetimi de direnişçilere karşı yapılan harekâtı onaylamıştır. Muharebe 1968 yılında Vietnam Savaşı'ndaki Huế Muharebesi'nden sonra ABD Silahlı Kuvvetlerinin dahil olduğu en kanlı çarpışma olarak değerlendirilir.

<span class="mw-page-title-main">Dachau toplama kampı</span> nazi almanyasında masum sivillerin ve esirlerin sistematik olarak yok edilmesi için kurulan ilk yerleşke

Dachau toplama kampı, Nazi Almanyası tarafından 22 Mart 1933'te inşa edilen ve en uzun süredir devam eden toplama kampıdır. Kamp başlangıçta Hitler'in komünistler, sosyal demokratlar ve diğer muhaliflerden oluşan siyasi muhaliflerini tutuklamayı amaçlıyordu. Almanya'nın güneyinde, Bavyera eyaletindeki Münih'in kuzeybatısına, yaklaşık 16 km uzaklıkta olan Orta Çağ kenti Dachau'nun kuzeydoğusunda, terk edilmiş bir mühimmat fabrikasının arazisinde bulunuyor. Heinrich Himmler tarafından açıldıktan sonra amacı, önce zorla çalıştırma ve daha sonra Yahudilerin, Romanların, Alman ve Avusturyalı suçluların ve son olarak Almanya'nın işgal ettiği veya istila ettiği ülkelerden gelen yabancı uyrukluların hapsedilmesini kapsayacak şekilde genişletildi. Dachau kamp sistemi, çoğu çalışma kampı olan yaklaşık 100 alt kampı içerecek şekilde büyüdü. Güney Almanya ve Avusturya'nın her yerinde bulunuyorlardı. Ana kamp 29 Nisan 1945'te ABD güçleri tarafından kurtarıldı.

ABD vatandaşı Almanların enterne edilmesi, I. Dünya Savaşı ve II. Dünya Savaşı sırasında ABD vatandaşı olan Alman asıllı kişilerin zorla enterne edilmeleridir. Bu kişilerden, ABD vatandaşı Japonların enterne edilmesi olayının tersine resmî olarak hiçbir şekilde özür dilenmemiş, tazminat ödenmemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Nazi kaçış rotaları</span>

Nazi kaçış rotaları, II. Dünya Savaşı'nın ardından mağlubiyete uğrayan Mihver Devletleri ve özellikle Nazi Almanyasındaki başta Naziler olmak üzere savaş suçluları ve işbirlikçilerinin Avrupa'dan kaçmak için örgütledikleri güzergâhları tarif etmek için kullanılan bir tâbirdir. Söz konusu rotalar, genellikle Latin Amerika ülkelerine doğru olmuş, kaçanlar özellikle Arjantin, Paraguay, Brezilya, Uruguay, Şili ve Bolivya'ya saklanmışlardır. Bazı kişilerin ABD, Kanada ve çeşitli Orta Doğu ülkelerine gittiği de bilinmektedir. İlk kaçış güzergâhı Almanya-İspanya-Arjantin, diğer güzergâh ise Roma-Cenova-Latin Amerika idi. Kaçış rotalarını örgütleyen çeşitli kişi ve kuruluşlar önce bağımsız hareket etseler de, zamanla örgütlü hareket etmeye başlamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Nazilerin Sovyet savaş esirlerine karşı işledikleri suçlar</span>

Nazilerin Sovyet savaş esirlerine karşı işledikleri suçlar, Nazi Almanyası'nın II. Dünya Savaşı'nın Doğu Cephesi'ndeki çatışmalar sırasında 1941-1945 yılları arasında teslim olan veya zorla yakalanan Sovyet savaş tutsaklarına karşı kasıtlı olarak kötü muamele uygulamasıdır. Bu uygulamaların sonucunda esir alınan yaklaşık 5,7 milyon Kızıl Ordu askerinden 3,1 ila 3,5 milyon arası kişi yaşamını yitirdi.

Adolf Hitler, Nazi Almanyasından Führer, çoğu askeri politika ve işgal altındaki ülkelerdeki sivillere yönelik muameleyle ilgili yüzlerce talimat, emir ve kararname çıkardı. Bunların çoğu, kötü şöhretli Komando Emri gibi savaş suçlarının işlendiğinin doğrudan kanıtıdır. Diğer emirler insanlığa karşı suçların kanıtını sağlar. 1939'da T4 operasyonu kapsamında engellilere zorla ötanazi tesis eden Hitler emri ve işgal altındaki ülkelerdeki sivil direnişçileri ortadan kaldırmak için Nacht und Nebel emri gibi insanlığa karşı işlenen suçlara dair kanıtlar sağlamaktadır.

Amerika Birleşik Devletleri savaş suçları, Amerika Birleşik Devletleri Silahlı Kuvvetlerinin 1899 ve 1907 Lahey Sözleşmelerinin imzalanmasından sonra işlediği savaş kanunlarının ve geleneklerin ihlalidir. Bunlar, yakalanan düşman savaşçıların infaz edilmesini, sorgu sırasında mahkûmlara kötü muameleyi, işkencenin kullanımını ve sivillere ve savaşçı olmayanlara karşı şiddet kullanımını ve tecavüzü içermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Doolittle Baskını</span>

Doolittle Baskını II. Dünya Savaşı sırasında 18 Nisan 1942 tarihinde ABD Hava Kuvvetlerine bağlı bombardıman uçaklarının Japon İmparatorluğu başkenti Tokyo ve bu kentin bulunduğu Honshū Adasındaki diğer bazı yerleşim yerlerinin bombalanmasını anlatır. 7 Aralık 1941 tarihindeki Pearl Harbour Saldırısına misilleme olarak yapılan saldırı, görece az zarar verdirse de Japonya anakarasının ABD hava saldırılarına karşı savunmasız olduğunu göstermesi ve ABD toplumunun moralinin yükseltilmesi açısından önemlidir. Baskın, Yarbay James Doolittle tarafından planlanmış ve onun komutasında gerçekleştirilmiştir.

Tulle katliamı, II. Dünya Savaşı sırasındaki Normandiya Çıkarmasını takip eden 9 Haziran 1944 tarihinde 2. Waffen-SS Panzer Tümeni Das Reich tarafından gerçekleştirilen sivillere yönelik katliamdır.

Müttefik birlikler, Pasifik Savaşı'nın son aylarındaki Okinawa Muharebesi ve ardından Müttefiklerin Japonya'yı işgali sırasında bir dizi tecavüz gerçekleştirdi. Müttefikler, II. Dünya Savaşı'nın sona ermesinin ardından 1952'ye kadar Japonya'yı işgal etti ve Okinawa Eyaleti, sonrasında yirmi yıl boyunca ABD yönetimi altında kaldı. Müttefik işgal personelinin cinsel şiddet vakalarına ilişkin tahminler önemli ölçüde farklılık gösteriyor.

<span class="mw-page-title-main">II. Dünya Savaşı'nda Japon savaş esirleri</span>

İkinci Dünya Savaşı sırasında, Japon İmparatorluk Silahlı Kuvvetlerinin 35.000 ila 50.000 üyesinin, Ağustos 1945'te Asya'da İkinci Dünya Savaşı'nın sona ermesinden önce Müttefik askerlere teslim olduğu tahmin ediliyordu. Ayrıca Sovyet birlikleri, Çin'de ve diğer yerlerde yarım milyondan fazla Japon askerini ve sivili yakalayıp hapse attı. Teslim olan Japon askerlerinin, denizcilerinin ve havacılarının sayısı, Japon ordusunun personeline ölümüne savaşmayı telkin etmesi, Müttefik savaş personelinin çoğu zaman esir almaya isteksiz olması ve birçok Japon askerinin teslim olanların kendilerini esir edenler tarafından öldürüleceklerini düşünmeleri nedeniyle teslim olma sayıları sınırlıydı.