İçeriğe atla

II. İzzeddin Mesud

II. İzzeddin Mesud'un sikkeleri. el-Mawsil (Musul) darphanesi. AH 607 (MS 1211) tarihli.[1]

II. İzzeddin Mesud, (hükümdarlık dönemi 1211–1218) Musul bölgesinin Zengi hükümdarıdır. I. Nureddin Arslan Şah'ın oğlu ve halefiydi. Tahta çıktığında yalnızca on yaşındaydı. Bu nedenle babası tarafından, memlüklerinden biri olan Bedreddin Lülü'nün gözetimi altına alındı.[2]

Onun hükümdarlığı boyunca asıl güç Bedreddin Lülü'nün elindeydi.[3]

Kaynakça

  1. ^ S&S Type 65.1.
  2. ^ Patton, Douglas (1991). "Badr al-Dīn Lu'lu' and the Establishment of a mamluk Government in Mosul". Studia Islamica (74): 81. doi:10.2307/1595898. ISSN 0585-5292. 24 Ekim 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Nisan 2024. 
  3. ^ Rice, D. S. (1953). "The Aghānī Miniatures and Religious Painting in Islam". The Burlington Magazine. 95 (601): 130. ISSN 0007-6287. 24 Nisan 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Nisan 2024. 

Kaynaklar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">İnsan</span> embriyodan yetişkine kadar Homo cinsinin mevcut benzersiz türü olan Homo sapiensin herhangi bir üyesi

İnsan ya da modern insan, primatların en yaygın türüdür. İki ayaklılığı ve yüksek zekâsıyla karakterize edilen büyük insansı maymun olan insan, çeşitli ortamlarda gelişip son derece karmaşık araçlar geliştirmiş, karmaşık toplumsal yapılar ve medeniyetler oluşturmuştur. İnsanlar son derece sosyaldir; tek bir insan, ailelerden ve yaşıt gruplarından şirketlere ve siyasi devletlere kadar iş birliği yapan, farklı ve hatta rekabet eden sosyal grupların çok katmanlı bir ağına ait olma eğilimindedir. Bu nedenle, insanlar arasındaki sosyal etkileşimler, her biri insan toplumunu destekleyen çok çeşitli değerleri, sosyal normları, dilleri ve gelenekleri oluşturmuştur. İnsanlar aynı zamanda son derece meraklıdır: Olguları anlama ve etkileme arzusu, insanlığın bilim, teknoloji, felsefe, mitoloji, din ve diğer bilgi çerçevelerindeki gelişimini motive etmiştir; insanlar aynı zamanda antropoloji, sosyal bilimler, tarih, psikoloji ve tıp gibi alanlar aracılığıyla da kendilerini incelerler.

İslam peygamberleri, İslâm dininde Âdem ile başlayıp Muhammed ile son bulan ve peygamber oldukları kabul edilen dinî şahsiyetlere denir.

<span class="mw-page-title-main">Fars edebiyatı</span> İranın sözlü ve yazılı edebî birikimi

Fars edebiyatı, Farsça sözlü kompozisyonlardan ve yazılı metinlerden oluşan dünyanın en eski edebiyatlarından biridir. 2500 yıldan uzun bir dönemi kapsayan Fars edebiyatına ait kaynaklar bugünkü İran sınırlarının ötelerine, Orta Asya, Batı Asya, Anadolu, Hint alt kıtası, Mısır ve Balkanlar'a yayılmıştır. Gaznelilerin Orta ve Güney Asya'yı fethinden sonra Afganistan, Pakistan, Hindistan ve Orta Asya'ya yayılmıştır. Yalnız İranlılar değil, Türk, Kafkas, Hint, Pakistanlı ve Slav şair ve yazarların Fars dilinde oluşturdukları eserler de Fars edebiyatı içinde sayılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">El-Ezher Üniversitesi</span>

El-Ezher Üniversitesi, 975 yılından itibaren Kahire, Mısır'da İslam İlimleri ve fen bilimleri üzerine eğitim veren üniversite. Mısır'ın en eski lisans veren üniversitesidir ve "Sünni İslam'ın en prestijli üniversitesi" olarak ünlenmiştir.

<span class="mw-page-title-main">George Wald</span> araştırmacı

George Wald, Yahudi kökenli Amerikalı bilim insanı. Retina pigmentleri üzerine yaptığı çalışmalarıyla bilinir. 1967 yılında Haldan Keffer Hartline ve Ragnar Granit ile birlikte Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü kazanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Baruch Samuel Blumberg</span> Amerikalı hekim (1925 – 2011)

Baruch Samuel "Barry" Blumberg Yahudi kökenli Amerikalı doktor ve 1976 yılı Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü sahibi. Nobel Ödülü'nü enfeksiyöz olduğu gösterilen ilk insan prion hastalığı olan kuru hastalığı üzerine yaptığı çalışmalarla kazanmıştır. Ayrıca 2005 yılından ölümüne kadar Amerikan Felsefe Topluluğu başkanlığını yürütmüştür.

<span class="mw-page-title-main">İslam'da kadın</span> İslam toplumlarında kadının yeri

Müslüman kadınların deneyimleri farklı toplumlarda ve aynı toplum içinde büyük farklılıklar gösterir. Ortak yönleri ise, hayatlarını değişen derecelerde etkileyen, aralarındaki geniş kültürel, sosyal ve ekonomik farklılıklar arasında köprü kurmaya hizmet edebilecek ortak bir kimlik veren İslam dinine bağlılıklarıdır.

<span class="mw-page-title-main">İkinci Libya İç Savaşı</span> Halife Hafterin yaptığı askeri darbe sonucunda ortaya çıkan iç savaş

İkinci Libya İç Savaşı, Libya topraklarının ve petrolünün kontrolünü isteyen rakip gruplar arasında devam eden bir çatışmadır. Başlangıçtaki çatışma; ve Şafak Yolculuğu Operasyonu ve başarısız askerî darbeden sonra kurulan başkent Trablus'taki "Ulusal Kurtuluş Hükümeti" olarak da adlandırılan Genel Ulusal Kongresi (GNC) hükûmeti ile çoğunlukla "Tobruk hükümeti" olarak da bilinen 2014 yılında tartışmalı olarak seçilen Temsilciler Meclisi hükûmeti arasındaydı.

<span class="mw-page-title-main">Husiler</span> Yemende faaliyet gösteren İran destekli Şii silahlı örgüt

Husiler ya da resmî adıyla Ensarullah, Yemen'de faaliyet gösteren Zeydi gruptur. Grup, ismini kurucusu Hüseyin Bedreddin el-Husi'den almıştır. İlk kez 2004 yılında silahlı ayaklanma başlatmışlardır. 2004 yılından beri İran tarafından malî ve askerî destek almaktadır. 2015 yılında gerçekleştirdikleri mücadele ile San'a ve parlamentoyu ele geçirmişlerdir. Grubun sloganı "Allah Büyüktür, İsrail'e ölüm, Amerika'ya ölüm, Siyonizm'e Lanet, İslam'a Zafer"dir. Bu slogan Husi bayraklarında yer alır. Örgütün 7.000-30.000 arası silahlı militanı, 450.000 kadar sivil destekçisi vardır.

<span class="mw-page-title-main">Ceyş-ul İslam</span>

Ceyş-ul İslam ya da İslam Ordusu, Suriye İç Savaşı'nda faaliyet gösteren silahlı muhalif bir grup. Suriye, Rusya, İran ve Mısır tarafından terörist grup olarak tanınmaktadır.

Subakut spongiform ensefalopati veya Prion hastalığına bağlı nörokognitif hastalık olarak da bilinen Creutzfeldt-Jakob hastalığı, ölümcül bir nörodejeneratif hastalıktır. Hafıza problemleri, davranışsal değişimler, koordinasyon zayıflığı ve görme ile ilgili rahatsızlıklar; bu hastalığın ilk belirtilerindendir. Daha sonrasında demans, istemsiz hareketler, körlük, güçsüzlük ve koma gibi belirtiler ortaya çıkar. Hastaların %70'i, tanı almalarından itibaren 1 yıl içerisinde ölür. “Creutzfeldt-Jakob hastalığı” ismi, 1922 yılında Walther Spielmeyer tarafından konulmuştur ve Alman nörologlar Hans Gerhard Creutzfeldt ile Alfons Maria Jakob’dan esinlenilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Orta Çağ İslam dünyasında astronomi</span>

İslam astronomisi, özellikle İslam'ın Altın Çağı sırasında, İslam dünyasında yapılan astronomik gelişmeleri kapsar ve çoğunlukla Arapça yazılmış eserlerden oluşur. Bu gelişmeler özellikle Uzak Doğu ve Hindistan'da daha sonra Orta Doğu, Orta Asya, Endülüs ve Kuzey Afrika'da gerçekleşti. Orta Çağ İslam astronomisi, yabancı dildeki kaynakların özümsenmesi ve bu kaynakların birbiriyle benzeşmeyen unsurlarının İslami özelliklere sahip bir bilim yaratmak için birleştirilmesi gibi yönleri nedeniyle diğer İslami bilimlerin doğuşuyla paralellik gösterir. Bu kaynaklar özellikle Arapça diline tercüme edilmiş ve üzerine çalışmalar gerçekleştirilmiş Yunan, Sasani ve Hint eserlerinden oluşuyordu.

İslam'dan çıkış genellikle bir Müslüman tarafından düşünce, söz veya fiil yoluyla İslam'ın terkidir. İslam'dan dönene mürted denir. Tanıma sadece başka bir dine dönen veya dini tamamen terk edenler değil küfür, sapkınlık veya inançsızlığı ima eden herhangi bir eylem veya söz yoluyla, İslam'ın "temel bir inanç veya akidesini" inkâr edenler de dahildir.

Amvâs Veba Salgını ya da Amvâs Taunu miladi 638 - 639 yılları arasında günümüzde Filistin sınırları içinde ortaya çıkan ve daha sonra Ürdün, Şam ve Urfa'ya yayılan veba salgınıdır. Adını, Kudüs'ün 33 km kuzeybatısında yer alan Amvâs köyünden almıştır. İslâm tarihinde ilk görülen salgın hastalık olarak kabul edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Afganistan İslam Emirliği lideri</span> Afganistanın devlet başkanı

Afganistan İslam Emirliği lideri veya Afganistan İslam Emirliği yüce lideri Taliban'ın emiri 1996'dan 2001'e kadar ve 2021'de Kabil'in düşmesinden bu yana Afganistan'ın fiili yöneticisi ve devlet başkanıdır. Yüce lider olan emir, Taliban ve Afganistan yönetimiyle ilgili tüm konularda sınırsız yetkiye sahiptir, ancak danışma organı olan Liderlik Konseyi onun karar verme sürecini önemli ölçüde etkiler. Siyasi ve askeri liderliğe ek olarak ulusal bir dini liderdir. Mevcut lider, Liderlik Konseyi tarafından seçilerek 25 Mayıs 2016'da göreve başlayan Hibetullah Ahundzade'dir.

El-Bābā veya al-Khādim ("Hadım") olarak da adlandırılan Lülü el-Yaya,MS 1113'ten 1117'deki suikastına kadar Halep Selçuklu saltanatının naibiydi. Reşit olmayan padişahların atabeğiydi. Daha önce Musul atabeği Aksungur el-Porsuki'nin hizmetinde bir hadımdı.

<span class="mw-page-title-main">Bedreddin Lülü</span> Musulun Zengid emirlerinin halefi

Bedreddin Lülü, Nasır ad-Din Mahmud'un ölümünün ardından 1234'ten 1259'a kadar çeşitli kapasitelerde hüküm sürdüğü Musul'un Zengi emirlerinin halefiydi. Köleliği aşan ve kendi başına bir emir olan ilk memlûktü ve Bahrî Memlûkler'inin yirmi yıl içinde Mısır saltanatına yükselişinin habercisiydi. Çeşitli zamanlarda Eyyûbî, Anadolu Selçuklu Devleti ve Moğol derebeylerini tanıyan daha büyük komşu güçlere bir dizi taktik teslimiyet yoluyla El Cezire'nin kontrolünü korudu. Moğollara teslim olması, Musul'u Mezopotamya'daki diğer yerleşim yerlerinin yaşadığı yıkımdan kurtardı.

<span class="mw-page-title-main">Nâsırüddin Mahmud</span>

Nasreddin Mahmud, 1219'dan 1234'e kadar Musul'un Zengid Emiriydi. Kardeşi II. Nureddin Arslan Şah'ın halefiydi ve tahta çıktığında sadece üç yaşındaydı. Musul'un son Zengi hükümdarıydı ve Musul atabegi Bedireddin Lülü'nün kontrolündeydi. Bedireddin Lülü'nün, genç hükümdara suikast düzenlemiş olabileceği düşünülüyor. Lülü daha sonra Musul'u kendi başına yönetmeye başladı.

<span class="mw-page-title-main">II. Nûreddin Arslanşah</span>

II. Nureddin Arslan Şah,, Musul bölgesinin Zengi hükümdarı. II. İzzeddin Mes'ud'un oğlu ve halefiydi. Bedireddin Lülü'nün kontrolü altındaydı.

<span class="mw-page-title-main">Serpuş</span>

Serpuş, muhtemelen Farsça Serpuş kelimesinden türetilen sözcük, "başlık/şapka" anlamına gelir. Orta Çağ'da Orta Asya ve Orta Doğu'da giyilen özel bir Türk askeri kürklü şapkaydı. Bedreddin Lülü'yu tasvir eden minyatürlerde belirgin bir şekilde görülmektedir. Bu, askeri sınıfın ağır bir şapkasıydı; üçgen ön kısmı bazen metal bir plakla süsleniyordu. Bazen takhfifa adı verilen küçük bir türban oluşturan bir fularla desteklenirdi. Serpuş'un giyilmesi, Orta Doğu minyatürlerindeki Türk figürlerini Arap figürlerinden ayıran en önemli grafik ve terzilik unsurlarından biriydi.