İçeriğe atla

I. İzzeddin Keykâvus

I. İzzeddin Keykavus
عز الدٖين كيكاوس بن كيخسرو
Türkiye Selçuklu Sultanı
Hüküm süresi1211 – 1220
Önce gelenI. Gıyaseddin Keyhüsrev
Sonra gelenI. Alaeddin Keykubad
Doğum6 Kasım 1180
Ölüm7 Ocak 1220 (39 yaşında)
Sivas
DefinŞifaiye Medresesi, Sivas
Tam adı
İzzeddin Keykavus bin Keyhüsrev
HanedanSelçuklu Hanedanı
BabasıI. Gıyaseddin Keyhüsrev
DiniSünni İslam
Şifaiye Medresesi

I. İzzeddin Keykavus, (Eski Anadolu Türkçesiyle: عز الدٖين كيكاوس بن كيخسرو (İzz 'ed-Dīn Keykāus bin Keyhusrev) d. 6 Kasım 1180 - ö. 7 Ocak 1220), Türkiye Selçuklu Sultanı'dır (1211-1220).

Saltanatı döneminde ülkesini dünyaya ve denizlere açan sahil ve limanlara kavuşturmuş; ticaretin gelişmesini sağlamış, Haçlıların İstanbul'u işgaliyle ortaya çıkan durumdan çok iyi istifade ederek; Komnenos Hanedanı'nı, Kilikya Ermeni Krallığı'nı, Eyyûbîler ve Artukluları Selçuklu Devleti'ne tâbi kılmıştır. Sivas'ı Devletinin başkenti yapmış; Anadolu'daki Selçuklu tıp eğitim yeri ve hastanelerinin en büyüklerinden olan Sivas Darüşşifası'nı yaptırmıştır.

Yaşamı

Çocukluk ve gençlik yılları

I. Gıyaseddin Keyhüsrev'ın büyük oğludur. Çocukluk, gençlik yılları ve meliklik hayatına ilişkin fazla bilgi bulunmaz. Babası I. Gıyaseddin Keyhüsrev'in tahttan indirilmesinden sonra babası ile birlikte uzun seyahatlere katıldı, sonunda babası ve kardeşi I. Alaeddin Keykubad ile beraber Dördüncü Haçlı Seferi öncesine kadar (1200 - 1204 arası) İstanbul'da Bizans İmparatorluğu'nda kaldı. Bu sırada eğitimi ile Seyfeddin Ayaba ilgilenmişti.[1]

II. Süleyman Şah'ın ölümü üzerine tekrar sultan olmak üzere Konya'ya doğru harekete geçen babası, geçişine izin vermeyen İznik İmparatoru I. Theodoros Laskaris ile anlaşma yaparak Ladik, Honas ve bazı kaleleri bırakmayı kabul edip; kaleler teslim edilene kadar onu kardeşi Alaeddin Keykubad ile rehin bıraktı. İki kardeş, bir süre İznik de tutsak olarak kalsa da daha sonra Hacib Zekeriya'nın yardımı ile kaçarak Anadolu'ya geçtiler.

Izzeddin Keykavüs, babasının Sultanlığı sırasında Malatya melikliğine atandı. Melikliği sırasında babasının hocası Mecdüddin İshak idarî işler ve öğrenimini tamamlama konusunda kendisine yardımcı olmuş;[2] 6 yıl sonra babasının Alaşehir Muharebesi'nde ölümü üzerine 1211'de tahta çıkmıştır.

Tahta Çıkışı ve Alaaddin Keykubad ile mücadelesi

Yenilgi ile sonuçlanan Alaşehir Muharebesi'nden sonra Selçuklu komutanları Sultanın cenazesini bile almadan Konya'ya dönmek zorunda kaldılar. Seyfeddin Ayaba ve bazı komutanlar esir düşmüştü. Konya'da toplanan devlet ileri gelenleri İzzeddin Keykavüs'ün tahta çıkmasının uygun olacağına karar verdi. Keykavüs, üç gün yas tuttuktan sonra Kayseri'ye gitti. Biat, yas ve tahta çıkma törenleri Kayseri'de yapıldı. Konya'ya hareket edeceği sırada kardeşi Tokat Meliki Alâeddin Keykubad saltanat davasıyla ortaya çıkarak şehri kuşattı. Erzurum Meliki Mugīsüddin Tuğrul Şah ile Ermeni Kralı I. Levon da kuşatmaya katılmıştı. İzzeddin Keykavüs, Kayseri subaşısı Celâleddin Kayser'i para ve değerli hediyelerle Ermeni Kralı I. Levon'a gönderdi.[2] Kendisine para ve tahıl ile Luluva (Ulukışla), Ereğli ve Lârende (Karaman) kaleleri teklif edildi. Teklif kabul eden Levon'un ittifaktan ayrılıp ülkesine dönmesinden sonra Mugisüddin Tuğrul Şah da kardeşi el-Melikü'l-Eşref'in ülkesine saldırmak üzere olduğunu öğrenip Erzurum'a döndü. Keykubad kuşatmayı kaldırıp Ankara Kalesi’ne sığındı. Orduyu Konya ovasında toplayıp Ankara’ya sefere çıkan Keykavus, şehri kuşattı. Kuşatma, 1213 ilkbaharına kadar devam etti. Keykubad, kalede erzağın azalması üzerine kendisi ve kale halkının canına dokunulmaması şartıyla teslim oldu. Kale halkına dokunulmadı; Keykubad ise Malatya yakınlarındaki Minşâr Kalesi’ne hapsedildi. Keykâvus onu öldürmek istediyse de hocası Mecdüddin İshak buna engel oldu.[2]

Fetihleri

I. İzzeddin Keykavus, kardeşi I. Alaeddin Keykubad’ı etkisiz hale getirip iktidarını sağlamlaştırdıktan sonra bütün dikkatini Anadolu'da ticaretin canlandırılmasına verdi. Kıbrıs Krallığı’yla bir anlaşma yaparak iki ülke arasındaki ticareti serbest hale getirdi.

Mısır ve Suriye’den gelen Güney-Kuzey ticaret yolu, Karadeniz’de Sinop ve Samsun limanlarına ulaşıp karşı sahildeki Sudak limanına geçerek kuzeydeki kürk yolu ile birleşmekteydi. Samsun, Gıyaseddin Keyhüsrev devrinde fethedilmişti. Keykavus, planlı fetih politikası sonucu kuzey ticaret yolunu açmak için Sinop'u Trabzon İmparatorluğu'ndan aldı (1214). Keykavus’ün ani bir baskınla kuşattığı Sinop, İznik İmparatorluğu ve Trabzon İmparatorluğu arasında mücadele konusu idi. Trabzon İmparatoru Aleksios Komnenos'un bir av sırasında pusuya düşürülerek Anadolu Selçukluları tarafından esir edilmesi şehrin teslim alınmasında çok faydalı oldu. Sinop’un fethi ile Trabzon merkezli Komnenos Hanedanı Selçuklulara bağlandı ve 1243’teki Kösedağ yenilgisine kadar bağlı kaldı. Zafer, komşu devletlere ve Abbasi halifesine fetihnamelerle iletildi. Sultan, bu başarı nedeniyle "Es-sultânü’l-gālib" ünanını aldı. Sefere katılan beylerden Simre Valisi Bedrüddin Ebu Bekir Sinop Valisi ve komutanı olarak atandı.

Ermeni kralı Levon, Keykavüs ile Keykubad arasındaki taht mücadelesi sırasında kendisine bırakılan Luluva (Ulukışla), Ereğli ve Lârende (Karaman) kalelerini yönetemeyeceğini anlamış; Hospitalier Şövalyelerine vermek istiyordu. Keykavus Sinop’un fethinden sonra düzenlediği seferle bu kaleleri ele geçirdi ve Antalya’ya yöneldi.

Keykavus ile Keykubad arasındaki taht mücadelesi sırasında Antalya’nın Hristiyan halkı ayaklanmış, Selçuklu muhafızlarını öldürüp şehre hâkim olmuşlardı (1212). 24 Aralık 1215’te şehir karadan ve denizden kuşatıldı. Sultan, bir aylık kuşatmadan sonra teslim olan şehre büyük bir törenle girerek tahtına oturdu. Antalya’nın fethiyle Selçuklu Sultanı I. İzzeddin Keykavus ilk kez “Sultanü’l-bahreyn/iki denizin sultanı” unvanını kullandı. Şehirden kaçan halk bir fermanla geri davet edildi. Antalya'nın 1216'da ikinci kez fethi ile Akdeniz ve Karadeniz de iki önemli limanın Türklerin eline geçmesini sağladı.

Sultan, Güney ticaret yolunu engelleyen Kilikya Ermeni Kralı I. Levon'un Haçlılarla arasının açılmasını fırsat bilerek sefere çıktı; 1216 yılı baharında Maraş üzerine hareketle Yabanlu ovasında ordugâh kurdu. Keban Kalesi önünde yapılan savaşta Ermeni ordusunu ağır bir yenilgiye uğrattı. Ermeni prensi ile 1218 yılında anlaşma yapıldı. Ermeniler Selçuklular'a tabi olmayı, vergi vermeyi, bazı sınır kalelerini iade etmeyi kabul etti. Sultan da Sis Kalesi'ni vereceğini açıkladı. Bu sefer sayesinde Anadolu-Suriye ticaret yolu güvence altına alındı; Anadolu, ticaret kervanlarının merkezi durumuna geldi.

Suriye seferi

1216 da, önemli bir ticari kavşak olan ve Eyyûbîler'in elindeki Halep'i almak için, Selahaddin Eyyubi'nin büyük oğlu Melik Efdal ile ittifak kurarak bu bölgedeki toprakların paylaşımı konusunda anlaştı. Başlangıçta bazı kaleler alınsa da Melik Efdal'ın taraf değiştirmesi ve ordusundaki emirlere olan güvensizlik nedeniyle harekâtı yarıda keserek geri döndü (bu sefer sonrası Elbistan'a döndüğünde, güven duymadığı çoğunluğu gulam kökenli emirleri bir eve doldurarak yaktırdığı rivayet edilir).

Ölümü

I. İzzeddin Keykavus, ikinci kez Halep üzerine sefer hazırlığı yaptığı sırada vereme yakalandı. Erbil Hükümdarı Muzafferüddin Gökbörü, Diyarbakır Hükümdarı Melik Salih, Mardin Hükümdarı Artuk Arslan'ın kendisini metbu tanımış; Büveysir'de birleşen müttefikler Selçuklu ordusunu beklemekteydi.[3] Hastalığı artan Sultan, hekimlerin tavsiyesine uyularak havasının ve suyunun iyi geleceği ümidiyle Malatya yakınında Viranşehir'e götürüldü. Çok geçmeden orada öldü (1220) ve Sivas'ta 1217 de yaptırdığı Darüşşifa'daki türbesine gömüldü.

Ölümüyle yerine kardeşi I. Alaeddin Keykubad Sultan oldu. (I. Alaeddin Keykubat'ın Sultan olmasının, ölüm döşeğinde iken İzzeddin Keykavus'un, oğlu olmadığından, Kezirkerp kalesinde tutuklu olan Aleaddin Keykubad'ı çağırtarak varis ilan ettiği ya da aynı gerekçe ile ümera'nın Aleaddin Keykubad'ı serbest bırakması nedeniyle olduğu yönünde iki görüş vardır).

Unvanları

  • Sultanü'l Galip 1214 Sinop'un Fethi
  • Sultanü'l Bahreyh 1216 Antalya'nın Fethi

Yaptırdığı eserler

Kaynakça

  1. ^ Uyumaz, Emine. "Türkiye Selçuklu Devleti'nde Atabeglik Müessesesi". www.turkleronline.net. Prof. Dr. Işın Demirkent Anısına, Dünya Yayıncılık, 2008. 5 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ağustos 2016. 
  2. ^ a b c Sümer, Faruk. "Keykâvus I" (PDF). www.islamansiklopedisi.info. Türk Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Cilt 25 Yıl 2002. 25 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ağustos 2016. 
  3. ^ Yinanç, Refet. "Sivas Abideleri ve Vakıfları". dergipark.ulakbim.gov.tr/. Vakıflar Dergisis Sayı 22, Yıl 1991. 20 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Ağustos 2016. 
I. İzzeddin Keykâvus
Alt kolu Türkiye
Doğumu: 6 Kasım 1180 Ölümü: 7 Ocak 1220
Resmî unvanlar
Önce gelen:
I. Gıyaseddin Keyhüsrev

Türkiye Selçuklu Sultanı

1211 – 1220
Sonra gelen:
I. Alaeddin Keykubad

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Anadolu Selçuklu Devleti</span> Batı Oğuz Türkleri tarafından kurulmuş olan, Anadoluda hüküm sürmüş eski bir devlet (1077–1308)

Anadolu Selçuklu Devleti, Türkiye Selçuklu Devleti veya Rum Sultanlığı, Selçuklu Türklerinden olan Kutalmış oğlu Süleyman Şah tarafından Anadolu'da İznik başkent olmak üzere 1077 yılında kurulmuş olan Türk devletidir.

<span class="mw-page-title-main">Kösedağ Muharebesi</span> Selçuklular ile Moğollar arasında 1243 yılında yapılan savaş

Kösedağ Muharebesi, 3 Temmuz 1243 tarihinde Anadolu Selçuklu Devleti ile Moğollar arasında gerçekleşen ve Selçuklu Devleti'nin yenilip Moğol tâbiiyetine girmesiyle sonuçlanan muharebedir. Kösedağ Muharebesi, sonuçları bakımından Türk tarihi içerisinde özel bir yere sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">I. Alâeddin Keykubad</span> Anadolu Selçuklu Devleti sultanı (s. 1220–1237)

I. Alâeddin Keykubad, Anadolu Selçuklu Devleti'nin 1220-1237 yılları arasındaki hükümdarıdır. Anadolu Selçuklu Devleti'ne en parlak günlerini yaşatan sultandır. Büyük Keykubad olarak da bilinir. Saltanatı boyunca inşa ettirdiği ve çoğu günümüze kadar ulaşan eserler, idari ve askeri bakımdan hem şahsına hem de devletine kazandırdığı prestij nedeniyle Türkiye ve dünya literatürünün en ünlü Anadolu Selçuklu sultanıdır. Konya'daki Alâeddin Camii, Niğde'deki Niğde Kalesi, Antalya'daki Yivli Minare Camii ve Beyşehir'deki Kubadabad Sarayı, Sultan Alâeddin'in yaptırdığı en önemli eserlerdir.

<span class="mw-page-title-main">II. Kılıç Arslan</span> Altıncı Anadolu Selçuklu Sultanı

II. Kılıç Arslan (Arap alfabesiyle: عز الدين قلج أرسلان بن مسعود Türkiye Selçuklu Devleti'nin sultanıdır. Babası I. Rükneddin Mesud'un yerine tahta çıkmıştır. Anadolu Selçuklu Devleti tarihinde ilk kez altın sikke basımı onun hükümdarlığındadır.

<span class="mw-page-title-main">I. Mesud</span> 4. Anadolu Selçuklu Sultanı

I. Rükneddin Mesud (1095-1156) en uzun süre hüküm sürmüş Anadolu Selçuklu Sultanı'dır.

Hunad Hatun, Hunat Hatun ya da Hunad Mahperi Hatun, I. Alaeddin Keykubad 'ın eşi, II. Gıyaseddin Keyhüsrev'in annesidir. Anadolu'nun çeşitli yerlerinde yaptırdığı medreseler, aşevleri ve daha pek çok eser bırakmıştır. Kayseri'de adını taşıyan büyük bir külliyesi vardır.

<span class="mw-page-title-main">II. Gıyâseddin Keyhüsrev</span> 1237–1246 yılları arasındaki Anadolu Selçuklu sultanı

II. Gıyaseddin Keyhüsrev, 1237-1246 arasında Anadolu Selçuklu Sultanı.

<span class="mw-page-title-main">I. Gıyâseddin Keyhüsrev</span> Türkiye Selçuklu Sultanı

I. Gıyaseddin Keyhüsrev Türkiye Selçuklu Sultanı ve II. Kılıç Arslan'ın oğludur. İki değişik dönemde tahta çıktı.

<span class="mw-page-title-main">II. Süleyman Şah</span> Türkiye Selçuklu Sultanı

II. Süleyman Şah ya da Rükneddin Süleyman Şah Türkiye Selçuklu Sultanı'dır (1196-1204).

IV. Kılıç Arslan, Türkiye Selçuklu Sultanı ve II. Gıyaseddin Keyhüsrev'in oğludur.

II. İzzeddin Keykavus Türkiye Selçuklu Sultanı ve II. Gıyaseddin Keyhüsrev'in büyük oğludur.

II. Alâeddin Keykubad Anadolu Selçuklu Sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev ile Gürcü Hatun'un küçük oğludur.

Muhiddin Mesud Şah, Türkiye Selçuklu Devleti Sultanı II. Kılıç Arslan oğludur.

<span class="mw-page-title-main">Ahî Evran</span> Alevî Türkmen pîr ve şeyhi

Ahî Evran, Pîr Ahî Evrân Velî veya tam adıyla Pîr Mahmud bin Ahmed Nasirûddin Ahî Evran bin Abbas Velî 13. yüzyılda yaşamış Ahilik teşkilatının kurucularından ve debbağların piri.

<span class="mw-page-title-main">Alâeddin Camii (Konya)</span>

Alâeddin Camii, Konya'da Alâeddin Tepesi adlı höyüğün üstünde Anadolu Selçuklu Devleti devrinde şehrin ulu camisi olarak inşa ettirilmiş yapıdır.

<span class="mw-page-title-main">Sadeddin Köpek</span> Anadolu Selçuklu Devleti emiri ve devlet adamı

Sadeddin Köpek, Anadolu Selçuklu Devleti'nin devlet adamı, emiri ve baş mimarıdır. Sultan I. Alaeddin Keykubad ve II. Gıyaseddin Keyhüsrev dönemlerinde görev yapmış ve devlet yönetiminde büyük söz sahibi olmuştur.

Hüsamettin Çoban, Türkiye Selçuklu Devleti'nin önde gelen beylerinden olup Çobanoğulları Beyliğinin kurucusudur. 13. yüzyılda yaşamıştır. Melîk'ül-ümera unvanıyla anılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Gürcü Hatun</span> Anadolu Selçuklu sultanının eşi

Gürcü Hatun (fl. ?-1286?), Gürcü prenses. Anadolu Selçuklu Devleti sultanı II. Gıyaseddin Keyhüsrev'in eşlerinden biri, II. Alâeddin Keykubad'ın annesidir.

Mübarizeddin Ertokuş Bey ya da kısaca Ertokuş Bey, I. Gıyaseddin Keyhüsrev, I. İzzeddin Keykavus (1211-1220) ve I. Alaeddin Keykubad (1220-1237) dönemlerinde Türkiye Selçuklu Devleti'nde Atabeglik ve Isparta ve Antalya Serleşkerliğini yapmış devlet adamı. İdari ve askeri bakımdan hem şahsına hem de devletine kazandırdığı prestij nedeniyle Türkiye Selçukluları için önemli bir devlet adamıdır. Mübarizeddin Ertokuş bey gulam asıllı olup Türkiye Selçuklu Devletinin Gulaman-ı Haslarındandır.

Zeyneddîn Beşâre, Anadolu Selçuklu sultanları I. Gıyaseddin Keyhüsrev, I. İzzeddin Keykavus ve I. Alaeddin Keykubad dönemlerinde çeşitli görevler almış bir devlet adamıdır. Ekonomik olarak çok güçlü bir bey olan Beşare Bey, Sinop İç Kalesi surları ve Konya’daki Selçuklu dönemi İç Kalesi surlarının yapımına katkıda bulunduğu gibi Konya’da Beşare Bey Mescidi’ni inşa ettirmiştir. Beşare Bey, Niğde subaşılığı görevi sırasında şehrin en korunaklı yeri olan İç Kale’de bu anıtsal camiyi inşa ettirmiştir. Ancak Beşare Bey, dönemin Selçuklu Sultanı I. Alaeddin Keykubad adına yaptırdığı ve kitabesinde övgüler yağdırdığı bu caminin inşa edildiği yılda, “Ümera Katli Meselesi” olarak tarihe geçen olay sırasında Keykubad tarafından öldürtülmüştür.