Fotoğrafçılık, Kullanılacak düzene göre farklı sistemleri içermekle beraber, görüntü sensörü, film, karanlık oda, lens ve ışık kullanarak, gözle görebildiğimiz cisim ve şekilleri, film ya da dijital ortam üzerine kaydederek görüntü oluşturma işidir. İşlevsel uygulamaları nedeniyle bir zanaat olduğu gibi, estetik yönüyle bir sanat olarak kabul edilir.
Camcorder, hem (video) film çekmek hem de oynatmak için kullanılabilen, video (film) kamerası. İngilizce Camera ve Recorder sözcüklerinden türetilmiş bir bileşik kelimedir.
Periskop, deniz ve kara savaşlarında, harekâtı kolaylaştırmak maksadıyla kullanılan, emniyetli mesafelerden hedefe görünmeden incelemeye yarayan optik bir alettir. Teknisyenler, nükleer araştırmaları da tehlikeli bölgeye yaklaşmadan periskopla gözler. Periskopun en çok kullanıldığı saha denizaltılardır.
Teleskop veya ırakgörür, uzaydan gelen her türlü radyasyonu alıp görüntüleyen astronomların kullandığı, bir rasathane cihazıdır. 1608 yılında Hans Lippershey tarafından icat edilmiştir ve 1609 yılında Galileo Galilei tarafından ilk defa gökyüzü gözlemleri yapmakta kullanılmıştır. Uzaydaki cisimlerden yansıyarak veya doğrudan gelen görülen ışık, ultraviyole ışınlar, kızılötesi ışınlar, röntgen ışınları, radyo dalgaları gibi her türlü elektromanyetik yayınlar; kozmos hakkında bilgi toplamak için çok gerekli kanıtlardır. Bu kanıtlar, klasik manada optik teleskoplarla ya da çok daha modern radyo teleskoplarla incelenir.
Termal kamera, görüntüleme yöntemi olarak gözle görülmeyen IR enerjiyi (ısıyı) esas alan ve görüntünün genel yapısını IR enerjiyi göre oluşmuş renkler ve şekillerin belirlendiği görüntüleme sistemidir. Genelde güvenlik amaçlı da kullanılabilir ama çok çeşitli sektörlerin de kullanımına açıktır. Özellikle ısıya güdümlü füze, gece görüş sistemleri ve benzeri askeri tekniklerin gelişmesi ile önemi artmıştır.
Takımyıldız, gökyüzünün bölündüğü 88 alandan her birine verilen isimdir. Terim genellikle, yanlış bir biçimde, görünüşte birbiriyle ilgili gözüken yıldız gruplarını tanımlamak için kullanılır.
Film kamerası, bir ekranda görüntülenecek hareketli bir görüntü üretmek için film stoğu veya bir görüntü sensörü üzerine hızlı bir şekilde bir dizi fotoğraf çeken bir fotoğraf kamerası türüdür. Bir seferde tek bir görüntü yakalayan fotoğraf makinesinin aksine, film kamerası aralıklı bir mekanizma veya elektronik yollarla bir dizi görüntü çeker; her görüntü bir film veya video karesidir. Kareler, hareketli resmi göstermek için belirli bir kare hızında bir film projektörü veya video projektörü aracılığıyla yansıtılır. Yeterince yüksek bir kare hızında yansıtıldığında, görüşün kalıcılığı izleyicinin gözlerinin ve beyninin ayrı kareleri sürekli hareketli bir resim halinde birleştirmesine olanak tanır.
Sinematografi veya görüntü yönetimi, sinema filmi için görüntü kaydederken ışıklandırma ve kamera tercihleri yapma disiplinidir. Birçok açıdan fotoğraf sanatıyla yakından ilgilidir; fakat kamera ve görüntü elemanlarının hareket hâlinde olduğu durumlarda birtakım ek özellikler de gösterir. Elektronik görüntü sensörüyle görüntü yakalamak, görüntüdeki her piksel için elektronik olarak işlenen ve sonraki işleme veya görüntüleme için bir video dosyasında saklanan bir elektrik yükü üretir. Fotoğraf emülsiyonu ile yakalanan görüntüler, film stoğu üzerinde kimyasal olarak "geliştirilen" bir görünür görüntüye dönüşen bir dizi görünmez/gizli görüntüyle sonuçlanır.
35 mm, fotoğrafçılık ve sinemada yaygın olarak kullanılan temel film ölçüsüdür. George Eastman tarafından tedarik edilen ham filmi kullanarak, William Dickson ve Thomas Edison'un 1892'de icat ettiği 35 mm film, o zamandan bu yana neredeyse hiç değişmeden kalmıştır. 35 mm, adını filmin 35 mm genişliğindeki şeritler halinde kesilmesinden almıştır. Her kademi 16 kare yapan standart negatif dirençin her iki kenar boyunca her karede dört deliği olur.
Görüntü veya imge, bir şeyin görsel temsilidir. Bir görüntü; çizim, resim ve fotoğraf gibi iki boyutlu (2B) bir sunum ya da oyma ve heykel gibi üç boyutlu (3B) bir nesne olabilir. Bir görüntü; bir yüzeye yansıtma, elektronik sinyallerin etkinleştirilmesi veya dijital ekranlar dahil olmak üzere diğer ortamlar aracılığıyla görüntülenebilir. İki boyutlu görüntüler hareketsiz veya hareketli olabilir. Durağan görüntüler, baskı veya fotokopi gibi mekanik yollarla çoğaltılabilir. Bazı durumlarda, üç boyutlu görüntüler de canlandırılabilir.
Sayısal Fotoğrafçılık, nesnelerin görüntülerini oluşturmak için sayısal teknolojinin kullanıldığı bir fotoğrafçılık tarzıdır. Sayısal teknolojinin gelişimine kadar fotoğrafçılıkta görüntülerin karta basılması için kimyasal işlemlere ihtiyaç duyulan fotoğraf filmi kullanılmaktaydı. Aksine, sayısal görüntü kimyasal işleme gerek olmaksızın tamamen sayısal teknoloji ve bilgisayar kullanılarak görüntülenebilir, basılabilir, işlenebilir, taşınabilir ya da arşivlenebilir.
Planetaryum veya gezegenevi, güneşin, yıldızların, gezegenlerin ve diğer gök cisimlerinin yapay görüntüsünün özel bir yansıtıcı yardımıyla kubbe şeklindeki tavana yansıtıldığı gösteri salonlarına verilen isimdir. Bir gezegenevinin başta gelen en büyük özelliği kubbe şeklinde ekranı ve o ekran üzerine özel araçlarla yansıtılan gökyüzü, gökcisimleri ve benzeri görüntülerdir. Uzay boşluğundaki hareketlerin gerçekçi bir şekilde simüle edilebilmesini sağlar. Kullanılan görüntüler optik ve elektro-mekanik birçok teknolojik araç kullanılarak elde edilebilir. Bu sistemler, dünyanın herhangi bir noktasından geçmişte, gelecekte veya bulunulan anda görülebilecek gökyüzünü görüntüleyebilirler. Yeni nesil dijital yansıtıcılar OpenGL ve Silicon Graphics teknolojisi sayesinde gösteri yelpazesini genişletmiş, insanin kan damarları içinde yolculuktan, Rönesans sanatçılarının eserlerine kadar çok çeşitli konularda gösteriler sunmaktadır. Bu açıdan bakıldığında çağdaş bir yıldızevi sanattan bilime her konunun sunulabildiği bir gösteri ortamıdır. Gelişmiş yansıtıcılar gece gökyüzünü canlandırmanın yanı sıra bilgisayar destekli simülasyonlarla yerden havalanma ve göktaşları arasından geçilerek Satürn'ün halkaları arasında dolaşma gibi gösteriler sunar. Bir yıldızevinde seyirciler dairesel bir düzenlemeyle oturarak kubbe şeklindeki tavanda çeşitli projeksiyonlar izlerler. Gösteriler çoğunlukla gökbilim konusunda yetkin bir kişi tarafından canlı olarak sunulur. Salonun ortasında yer alan yansıtıcı yıldızlar ve gezegenlerin görüntülerini kubbeye yansıtarak gece gökyüzünü canlandırır.
Görüntü birleştirme, fotoğraf birleştirme ya da resim birleştirme, parçalar halinde bulunan veya bölümler halinde görüntülenmiş resimlerin, görünüm alanlarının birleştirilerek panoramik veya yüksek çözünürlükte görüntüler üretebilmeyi sağlayan, fotoğrafların çoklu şekilde birleştirilmesine verilen isimdir. Görüntü birleştirme yaygın şekilde bilgisayar yazılımlarının kullanılması ile üretilir. Birleştirme esnasında sorunsuz sonuçların elde edilebilmesi için görüntülerin yaklaşma ve kesişme (birleşme) noktalarının hemen hemen tam olarak birleştirilmesi gerekir. Bazı birleştirme algoritmaları aslında faydalı olmasına rağmen, çakışma bölgelerinde HDR görüntüleme yaparak daha farklı görüntüler elde edilmesine neden olurlar. Bunların yanı sıra bazı dijital kameralar ile dahili görüntü birleştirme yapılabilir. Görüntü birleştirme günümüz dünyasında yaygın şekilde şu uygulamalarda kullanılmaktadır:
- Kare hızının (frame-rate) ayarlanarak kameraların “Görüntü Sabitleme” özelliklerinde
- Dijital haritalar uydu fotoğrafları gibi yüksek çözünürlükteki görüntülerin mozaik fotoğraflar haline getirilmesinde
- Tıbbi görüntülemede
- Çoklu süper çözünürlükteki resimlerde
- Video birleştirmede
- Nesne eklemede
Optik cihaz veya optik alet, bir görüntünün görünümünü geliştirmek amacıyla ışık dalgalarını yönlendiren veya bir dizi karakteristik özelliklerini belirlemek amacıyla ışık dalgalarını analiz etmede kullanılan bir araçtır.
Bilgisayar animasyonu, animasyonlu görüntüler üretmek için kullanılan işlemdir. Bilgisayar üretimli imgeleme (CGI) daha genel bir terim olarak hem statik hem de dinamik görüntüleri kapsarken, bilgisayar animasyonu yalnızca hareketli görüntüleri ifade eder. 2 boyutlu bilgisayar grafikleri hâlen üslup, düşük bant genişliği ve daha hızlı gerçek zamanlı uygulamalarda kullanılmakla birlikte, modern bilgisayar animasyonu genellikle 3 boyutlu bilgisayar grafikleri kullanır. Bazen animasyonun hedefi bilgisayarın kendisidir, ancak bazen de filmdir.
Hareket algılama, bir nesnenin konumuna göre çevresindeki bir değişikliği veya bir nesneye göre çevredeki bir değişikliği algılama işlemidir. Hareket algılama, mekanik veya elektronik yöntemlerle gerçekleştirilebilir. Hareket tespiti doğal organizmalar tarafından gerçekleştirildiğinde buna hareket algısı denir.
Astrofotoğrafçılık, astronomik cisimlerin, gök olaylarının ve gece gökyüzü alanlarının fotoğraflanmasıdır.
Mikroskobi, çıplak gözle görülemeyen nesneleri ve alanları görüntülemek için mikroskop kullanmanın teknik adıdır. Üç iyi bilinen mikroskopi dalı vardır: optik, elektron ve taramalı prob mikroskobu. Bununla birlikte görece yeni ortaya çıkan X-ışını mikroskobu alanı da mevcuttur.
Bilgisayarlı görü, bilgisayarların dijital görüntülerden veya videolardan nasıl bir anlam kazanabileceğiyle ilgilenen disiplinler arası bilimsel bir alandır. Mühendislik yöntemleriyle, insan görsel sisteminin yapabileceği görevleri anlamaya ve otomatikleştirmeye çalışmaktadır.
Palomar–Leiden araştırması (PLS) ABD'de bulunan Palomar Gözlemevi ve Hollanda'da bulunan Leiden Gözlemevi işbirliğiyle soluk küçük gezegenlerin keşfedilmesi amacıyla yürütülmüş bir astronomik araştırmadır. Araştırma sonucunda birçok Jüpiter truvalısı dahil binlerce küçük gezegen keşfi yapılmıştır.