İçeriğe atla

Işığın parçacık teorisi

Optikte, ışığın tanecik teorisi, Pierre Gassendi ve Thomas Hobbes tarafından ışığın sınırlı hız ve enerji ile doğrusal olarak hareket eden küçük ve ayrık parçacıklardan oluşması olarak tanımlanmıştır. Bu kuram, atomculuğun alternatif açıklaması olarak temellendirilmiştir.

Mekaniksel Felsefe

17. yüzyılın başlarında, çeşitli Avrupalı filozoflar, 1610’dan 1650li yıllara kadar evrenin madde ve hareketten oluştuğunu düşünen ve evreni geniş çaplı mekanizma olarak tarif eden mekaniksel felsefeyi benimsemiştir. Mekaniksel felsefe, Epikürizm ve Epikür’ün atomizmine göre temellendirilmiştir. Bu kurama göre insan vücudu, aklı, ruhu ve düşünceleri dâhil evrendeki her şey, hareket eden çok küçük sonsuz sayıdaki parçacıklardan, atom, meydana gelmiştir. 17. yüzyılın başları süresince, mekaniksel felsefenin atomla ilgili kısmı büyük ölçüde Gassendi, René Descartes ve diğer atomcular tarafından geliştirilmiştir.

Pierre Gassendi's atomist madde kuramı

Gassendi’nin ana felsefesi atomist madde kuramıdır. Yayınlanan önemli çalışması, Sentegma (dizim) Felsefesi’nde, Gassendi maddenin halini ve dünyanın doğal olayını boşluk ve atom olarak açıklamaya çalışmıştır. Epikür atomizmi Hristiyan teolojisine uygun olarak değiştirmiştir:

  • Tanrı vardır.
  • Tanrı, sınırlı sayıda, parçalanamayan ve hareket eden atomları yaratmıştır.
  • Tanrı ile maddenin yaratılışında kutsal ve devam eden bir ilişki vardır.
  • Özgür irade
  • İnsan ruhu vardır.

Gassendi, atomların boş bir alanda hükümsüz olarak hareket ettiğini düşünmüştür, bu düşünce Aristocuların evren tamamen maddeyle doludur görüşünü yalanlar. Gassendi ayrıca, bilginin insan düşüncelerinin manevi olmayan kısmıyla özellikle görü durumunda kazanılacağını söylemiştir.

Parçacık kuramları

Parçacık kuramları, atomizm kuramlarına atomun daha küçük parçalara bölünemeyeceği ve parçacıkların bölünebilirliği konuları haricinde benzemektedir. Parçacıklar tekildir, ölçülemeyecek kadar küçüktür, şekil, boyut, renk ve diğer fiziksel özelliklere sahip parçacıklar işlevlerini değiştirerek mekanik ve biyolojik bilimleri etkilerler. Bu düşünce daha sonra, bileşiklerin özelliklerinin bileşiği yapmak için kullanılan elementlerden farklı olduğu fikrine öncülük etmiştir. Gassendi, parçacıkların farklı türlerde maddeleri taşıyan parçalar olduğunu iddia etmiştir. Bu parçacıklar aynı zamanda, hayvan, bitki ve Güneş gibi kaynaklardan ışımaktadır. Robert Boyle parçacık işlevini kullanarak vakum ve plenum arasındaki farkı örnekleyen bir parçacık işlevi destekçisidir. Boyle’un, buradaki amacı mekaniksel felsefe ve atomist kuramı desteklemektir. Gassendi’den yarım yüzyıl sonra, Isaac Newton parçacık işlevi kuramlarını kendi parçacık kuramı olan ışığın fiziği kuramını geliştirmek için kullanmıştır.

Parçacık işlevi kuramında ışığın tanımı

Isaac Newton dalgaların doğrusal hareket etmeyeceğinden ışığın yansıma ve kırılım olan geometrik doğasının sadece ışık parçacıklardan oluşuyorsa açıklanabileceğini savunmuştur. Newton Christiaan Huygens’in ışığın dalgalardan oluştuğunu iddia eden kuramının ispatını aramıştır.

Newton, beyaz ışık huzmesini iki prizmayı ışığa spektrum yaptıracak açıyla ayarlamışken, ilk prizmada spektrum gerçekleşmiş; ancak ikincisinde tekrar birleşme olup spektrum beyaz ışığa dönüşmüştür bu yüzden Newton seri halindeki deneylerinin 44.sünde ışığın parçacıklardan oluştuğunu söyleyerek deneylerini sonuçlandırmıştır.

Sir Isaac Newton

Bu büyük ölçüde Isaac Newton tarafından geliştirilmiştir. Newton’un kuramı, Newton’un saygınlığı sayesinde, Huygens’in dalga yüzü kuramına göre yüz yıldan fazla süre geçerli kalmıştı. Ancak, ışığın parçacık kuramı ışığın kırınım, girişim ve kutuplu oluşunu(polarizasyonunu) yeterli olarak açıklayamayınca başarısız oldu ve Huygens’in dalga kuramının gerisinde kaldı.

Bir yere kadar, Newton’un ışığın parçacık kuramı 20. Yüzyılda tekrar ortaya çıktı, ışığın olayı (fenomen), şu anda parçacık ve dalga olarak açıklanır.

Newton’un parçacık kuramı güçlerin maddesel uçları gibi gerçeklik anlayışının bir detayıdır. Albert Einstein’ın, Newton’un fiziki gerçekliğini tanımlaması:

Newton’un fiziki gerçekliği uzay, zaman, nokta parçacık (material point) ve gücün kavramı olarak nitelendirilir. (nokta parçacıklar arası etkileşim). Uzaydaki nokta parçacık kanununa göre fiziki olaylar harekette olduğu gibi düşünülür. Nokta parçacık, gerçekliğin şu ana kadarki değiştirilebilir olan (sübjektif anlamda) tek örneğidir. Nokta parçacık kavramı; açıkça gözlemlenebilir objelerdir; yerinden oynatılabilir objelerin benzerliği; genişletme (metafizikte), biçim, boyutsal çevre, tüm “iç” nitelikler, tespit edilen eylemsizlik, öteleme ve güç kavramının özellikleri kaldırılarak ortaya çıkarılabilir.

  • Işığın tüm kaynakları parçacık (corpuscle) olarak bilinen kaynağı orta düzeyde çevreleyen çok fazla sayıda küçük parçalar yayar.
  • Bu parçacıklar tamamen esnek, katı ve ağırlıksızdır.

İlgili Araştırma Makaleleri

Fizik, maddeyi, maddenin uzay-zaman içinde hareketini, enerji ve kuvvetleri inceleyen doğa bilimi. Fizik, Temel Bilimler'den biridir. Temel amacı evrenin işleyişini araştırmaktır. Fizik en eski bilim dallarından biridir. 16. yüzyıldan bu yana kendi sınırlarını çizmiş modern bir bilim olmasına karşın, Bilimsel Devrim'den önce iki bin sene boyunca felsefe, kimya, matematik ve biyolojinin belirli alt dalları ile eş anlamlı olarak kullanılmıştır. Buna karşın, matematiksel fizik ve kuantum kimyası gibi alanlardan dolayı fiziğin sınırlarını net olarak belirlemek güçtür.

<span class="mw-page-title-main">Isaac Newton</span> İngiliz matematikçi ve fizikçi (1642–1727)

Isaac Newton, İngiliz fizikçi, matematikçi, astronom, mucit, simyacı, teolog ve filozoftur. 1687 yılında yayımladığı Philosophiæ Naturalis Principia Mathematica (Doğa Felsefesinin Matematiksel İlkeleri) kitabıyla klasik fizik mekaniğinin temelini oluşturmuş ve bu eser, dünya tarihinin en önemli bilimsel kitaplarından biri olmuştur. Bu eserle birlikte kendi adıyla anılan evrensel kütleçekim yasası ve üç hareket yasasını ortaya koymuş ve kendisinin yaratmış olduğu bu etki, bilim tarihindeki kilometre taşlarından biri olmuştur. Newton'ın evrensel kütleçekimi ve hareketin üç kanunu, sonraki üç yüzyıl boyunca bilim dünyasına egemen olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Klasik mekanik</span>

Klasik mekanik, makroskobik boyutlarda cisimlerin hareketlerini hem deneysel hem de matematiksel olarak inceleyen, fiziğin iki ana dalından biridir.

<span class="mw-page-title-main">Foton</span>

Foton, Modern Fizik'te ışık, radyo dalgaları gibi elektromanyetik radyasyonu içeren Elektromanyetik Alan kuantumu yani ışığın temel birimidir. Ayrıca, Elektromanyetik Kuvvet'lerde kuvvet taşıyan, kütlesiz temel parçacıktır. Parçacık terimi; genelde kütlesi olan veya ne kadar küçük olursa olsun bir cismi var olan anlamıyla kullanılır. Ancak, fotonlar için kullanılırken "en küçük enerji yumağı"nı temsil eden bir birimi ifade eder. Fotonlar Bozon sınıfına aittir. Kütlesiz oldukları için boşluktaki hızı 299.792.458 m/s dir.

Temel etkileşimler veya Temel kuvvetler, fiziksel sistemlerde daha temel etkileşimlere indirgenemeyen etkileşimlerdir. Bilinen dört temel etkileşim vardır. Bunlar uzun mesafelerde etkileri olabilen kütleçekimsel, elektromanyetik etkileşimler ve atomaltı mesafelerde etkili olan güçlü nükleer ve zayıf nükleer etkileşimlerdir. Her biri bir alan dinamiği olarak anlaşılmalıdır. Bu dört etkileşim de matematiksel açıdan bir alan olarak modellenebilir. Kütleçekim, Einstein'ın genel görelilik kuramı tarafından tanımlanan uzay-zamanın eğriliğe atfedilirken diğer üçü ayrı kuantum alanlar olarak nitelendirilir ve etkileşimlerine Parçacık fiziğinin Standart Modeli tarafından tanımlanan temel parçacıklar aracılık eder.

Dalga-parçacık ikililiği teorisi tüm maddelerin yalnızca kütlesi olan bir parçacık değil aynı zamanda da enerji transferi yapan bir dalga olduğunu gösterir. Kuantum mekaniğinin temel konsepti, kuantum düzeyindeki objelerin davranışlarında ‘’parçaçık’’ ve ‘’dalga’’ gibi klasik konseptlerin yetersiz kalmasından dolayı bu teoriyi işaret eder. Standart kuantum yorumları bu paradoksu evrenin temel özelliği olarak açıklarken, alternatif yorumlar bu ikililiği gelişmekte olan, gözlemci üzerinde bulunan çeşitli sınırlamalardan dolayı kaynaklanan ikinci dereceden bir sonuç olarak açıklar. Bu yargı sıkça kullanılan, dalga-parçacık ikililiğinin tamamlayıcılık görüşüne hizmet ettiğini, birinin bu fenomeni bir veya başka bir yoldan görebileceğini ama ikisinin de aynı anda olamayacağını söyleyen Kopenhag yorumu ile açıklamayı hedefler.

<span class="mw-page-title-main">Işık</span> elektromanyetik spektrumun insan gözü tarafından algılanabilen kısmı içindeki elektromanyetik radyasyon

Işık veya görünür ışık, elektromanyetik spektrumun insan gözü tarafından algılanabilen kısmı içindeki elektromanyetik radyasyon. Görünür ışık genellikle 400-700 nanometre (nm) aralığında ya da kızılötesi ve morötesi arasında 4.00 × 10−7 ile 7.00 × 10−7 m dalga boyları olarak tanımlanır. Bu dalga boyu yaklaşık 430-750 terahertz (THz) frekans aralığı anlamına gelir.

Fizikte, kütle, Newton'un ikinci yasasından yararlanılarak tanımlandığında cismin herhangi bir kuvvet tarafından ivmelenmeye karşı gösterdiği dirençtir. Doğal olarak kütlesi olan bir cisim eylemsizliğe sahiptir. Kütleçekim kuramına göre, kütle kütleçekim etkileşmesinin büyüklüğünü de belirleyen bir çarpandır (parametredir) ve eşdeğerlik ilkesinden yola çıkılarak bir cismin kütlesi kütleçekimden elde edilebilir. Ama kütle ve ağırlık birbirinden farklı kavramlardır. Ağırlık cismin hangi cisim tarafından kütleçekime maruz kaldığına göre ve konumuna göre değişebilir.

<span class="mw-page-title-main">Fizik felsefesi</span>

Fizik felsefesi, klasik ve modern fiziğin içerisindeki teori ve yorumları inceleyen bir bilim felsefesi dalıdır. Fizik teorileri ve yorumlarından yola çıkarak sorduğu sorularla çeşitli cevaplara ulaşmayı amaçlamaktadır. Uzay ve zaman felsefesi, kuantum mekaniği felsefesi, termal ve istatistiksel felsefe gibi alt dallara ayrılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Spektroskopi</span>

Spektroskopi elektromanyetik radyasyon ile maddenin etkileşiminin radyasyonun dalga boyu veya frekansının bir fonksiyonu olarak ortaya çıkan elektromanyetik spektrumu (tayf) ölçen ve yorumlayan bir çalışma alanıdır. Başka bir deyişle, elektromanyetik spektrumun tüm bantlarında görünür ışıktan kaynaklı olarak meydana gelen bir kesin renk çalışmasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Teorik fizik</span> fizik biliminin bir branşı

Teorik fizik, fiziğin matematiksel modellemeler ve fiziksel nesnelerin soyutlandırılmaları çalışmaları ve doğa olaylarını açıklayan, gerçekselleştiren ve tahmin yürüten fizik dalıdır. Bu deneysel fiziğin zıttıdır ki deneysel fizik araçlarla bu olayları soruşturur.

Her şeyin kuramı (HŞK), bilinen tüm fizik fenomenlerini bağlayan, onları tümüyle açıklayan ve yürütülen herhangi bir deneyin sonucunu prensipte tahmin edebilen kuramsal fizikte farazi bir kuramdır. Kuram; kuvvetli etkileşim, elektromanyetik etkileşim, zayıf etkileşim ve kütleçekim etkileşimi olmak üzere dört temel etkileşimden hareket ederek bu etkileşimler için gerekli olan değiş tokuş bozonlarını da her bir etkileşim türü için farklı özellikleri ile söz konusu sınıflandırmaya dahil eden standart modelin aslında ortak bir çatı altında toplanabileceği fikrinden yola çıkmıştır. Elektromanyetik ve zayıf etkileşimin Abdus Salam, Sheldon Glashow ve Steven Weinberg tarafından kısmen birleştirilmesi bazı umutlar doğurduysa da, aradan geçen zamana rağmen deneyleri ve kuramları tatmin edecek nitelikte yeni birleştirimler henüz sağlanamamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kuantum mekaniği</span> atom altı seviyede çalışmalar yapan bilim dalı

Kuantum mekaniği veya kuantum fiziği, atom altı parçacıkları inceleyen bir temel fizik dalıdır. Nicem mekaniği veya dalga mekaniği adlarıyla da anılır. Kuantum mekaniği, moleküllerin, atomların ve bunları meydana getiren elektron, proton, nötron, kuark, gluon gibi parçacıkların özelliklerini açıklamaya çalışır. Çalışma alanı, parçacıkların birbirleriyle ve ışık, x ışını, gama ışını gibi elektromanyetik ışınımlarla olan etkileşimlerini de kapsar.

Parçacık fiziğinde şu anda bilinen ve kuramsal olan temel parçacıkları ve bu parçacıklarla oluşturulabilen bileşik parçacıkları içeren listedir.

<span class="mw-page-title-main">Madde</span> uzayda yer kaplayan, hacmi ve kütlesi olan tanecikli yapılara denirduyularla algılanabilen, bölünebilen, ağırlığı olan, yer kaplayan nesne

Madde ya da özdek, uzayda yer kaplayan hacmi ve kütlesi olan tanecikli yapılara denir. Beş duyu organımızla algılayabildiğimiz (hissedebildiğimiz)ve eylemsizliği olan canlı ve cansız varlıklara denir.

Atom fiziği, atomu bir bütün olarak atomların etkileşimlerini, atomun ve moleküllerin yapısı, enerji düzeyleri, dalga fonksiyonlari ve elektromanyetik geçişleri, atomlar arası bağlar, moleküler yapılar, atom modeli, atomik spektroskopide ince yapı ve aşırı ince yapı, spektroskopik gösterim ve enerji seviyeleri, geçiş olasılığı ve seçim kuralları, Zeeman olayı, Stark olayı, moleküler spektrum, iyonik bağlar, dönme, titreşim ve elektronik geçiş spektrumu, lazer gibi bölümleri- inceleyen fiziğin alt dallarından ikincisidir.

Modern fizik, klasik fizik ile tanımlanamayan olayları açıklamak üzere ortaya atılmış teorilerin tümüdür. Einstein'ın özel görelilik kuramından, Max Planck'ın kara cisim ışıması kuramına; Schrödinger'in kedisinden, kuark ve bozonlara kadar her şey modern fizik adı altında buluşur.

Deneysel fizik, evren hakkında bilgi toplamak için fiziksel olguları gözlemleyen fizik disiplinleri ve alt disiplinleridir. Yöntemleri, Cavendish deneyi gibi basit deney ve gözlemlerden, Büyük Hadron Çarpıştırıcısı gibi komplike deneylere kadar disiplinleri arasında farklılıklar gösterir.

<span class="mw-page-title-main">Mutlak zaman ve mekan</span>

Aslen Sir Isaac Newton tarafından Doğa Felsefesinin Matematiksel İlkeleri adlı kitabında tanıtılan mutlak zaman ve mekan kavramları Newton mekaniğini kolaylaştıran teorik bir temel sağlamıştır. Newton'a göre, mutlak zaman ve mekan sırasıyla nesnel gerçekliğin bağımsız yönleridir. Mutlak, gerçek ve matematiksel zaman, kendisi ve kendi doğası gereği değişmeyen ve değiştirilmeyen şekilde akar ve diğer bir deyişle ‘süre’ denir; göreceli, görünür ve genel zaman, hareketle ifade edilen sürenin makul ve dış ölçüsüdür ki bu da genellikle ‘gerçek zaman’ olarak adlandırılır.

<span class="mw-page-title-main">Terk edilmiş kuramlar</span>

Terk edilmiş kuramlar, bir zamanlar yaygın olarak kabul edilmesine karşın geçerliliğini yitirmesi nedeniyle bilim camiasını sahiplenmekten vazgeçtiği bilimsel teorilerdir. İfade, henüz bilimsel konsensüsün oluşmadığı kuramlar için kullanılamadığı gibi Lisenkoizm gibi hiçbir zaman geniş çapta kabul görmemiş kuramlar için de kullanılamaz.