İçeriğe atla

Hurrice

Hurrice
BölgeAnadolu, Mezopotamya
EtnisiteHurriler
Ölü dilMÖ 2300-1000
Dil ailesi
Yazı sistemiÇivi yazısı
Dil kodları
ISO 639-3xhu

Hurrice veya Mitannice, MÖ 3. ve 2. binyıllar arasında Anadolu ve Kuzey Mezopotamya'da hüküm süren Hurriler (veya Mitanniler) tarafından konuşulmuş bir dildir. Genellikle bu dili konuşanların Ermeni Dağlık Bölgesi'nden gelip MÖ 2. binyıl'ın başlarında güneydoğu Anadolu ve kuzey Mezopotamya'ya yayıldıklarına inanılmaktadır.[1]

Sınıflandırma

Sondan eklemeli ve son derece ergatif olan Hurri dili, antik Urartu krallığının dili olan Urartucayla akrabadır.[2] Bu iki dil birlikte Hurro-Urartu dillerini oluştururlar. Hurro-Urartu dillerinin bağlantılı olduğu diller tartışmalıdır. Hurro-Urartu dillerinin diğer dil aileleriyle (örneğin, Kuzeydoğu Kafkas dilleri) dilbilimsel bir ilişki içinde bulunduğuna dair çeşitli hipotezler var, ancak bunların hiçbiri genel olarak kabul görmemekte.[3]

Alman Türkolog Marcel Erdal; Hurrice'nin Türk dilleri ile bir takım tipolojik benzerlikler taşıdığını, Türk ve Hurri mitolojisinin benzerlikler göstermesi üzerine iki dilin ilişkili olabileceğini ileri sürmüştür.[4] Erdal ayrıca Hurri ve Oğuz sözcüklerinin aynı kökten gelmesi ihtimali üzerinde durmuştur.[5]

Tarihçe

Bilinen en eski Hurrice metni taşıyan Louvre aslanı ve beraberindeki taş tablet

Eski Ön Asya'nın önemli uygarlıklarından birinin temsilcisi olan Hurriler, Erken Tunç Çağı'ndan itibaren tarih sahnesinde izlenebilmektedirler. Güney Kafkasya ve Anadolu'nun doğusunda MÖ 3. binyılın sonlarına dek bulundukları ileri sürülebilen Hurriler, bu binyılın ortalarından itibaren de güneye doğru yayılım göstermişler ve Ön Asya'nın birçok yerinde varlıklarına dair izleri MÖ 2. binyıldan günümüze ulaştırmışlardır. Kendilerine ait kaynaklardan çok, ilişkide bulundukları diğer kavimlerin yazılı belgeleri vasıtasıyla siyasal ve kültürel yapıları üzerine bilgiler edinilebilen Hurrilerin her zaman bütünsel ve tutarlı bir şekilde ortaya konulabilen siyasal tarihlerinden söz etmek mümkün değildir. Bu durumun MÖ 2. binyılın ilk dönemlerine ait tarihleri hakkında daha geçerli olduğunun kabul edilmesi gerekirken, aynı binyılın ortalarına doğru Güneydoğu Anadolu ve Kuzey Suriye bölgesindeki bazı beyliklerde etkin olduğu gözlenen Hurri unsuru Ön Asya'daki en belirgin siyasal varlıkları olarak tanımlanabilecek Mitanni Devleti'nin içinde yer almıştır. En belirgin olarak Hurri unsuru ile tanınan bu siyasal yapı yazılı belgelerde Hurri, Hanigalbat ve Mitanni adıyla tanınır. Bu üç ismin birbirinin yerine kullanılabildiği belirtilmektedir. Hanigalbat adının Sami dillere özgü ve Akadca belgelerde geçtiği, Hurri adının Hurricede kullanıldığı ve Mitanni'nin ise Hint-Ari bir kullanım olduğu üzerinde durulur. Hurrilerin siyasal anlamda varlıklarının MÖ 2. binyılın sonlarına doğru gözden kaybolduğu izlenirken uygarlıktaki etkileri devam etmiştir. MÖ 3. binyılın sonlarına doğru yazılı kaynaklarda beliren Hurrilerin varlığının daha önceye götürülüp götürülemeyeceği ve anavatanlarının neresi olduğu Hurri araştırmalarında belli başlı tartışma konularından birisi haline gelmiştir.

Erken Güney Kafkasya kültürünün Hurrilerle ilişkili olabileceği tereddütle de olsa pek çok defa ifade edilmiştir. Bu fikrin arkasında yatan sebeplerden biri, Akad döneminde Dicle'nin doğusunda Kerkük çevresinde ve Fırat ve Dicle'nin arasında bulunan Yukarı Habur Vadisi'ndeki çivi yazılı belgelerde Hurricenin ortaya çıkıyor olmasıdır. Erken Güney Kafkasya kültürünün MÖ 2400-2000'lere tarihlenen son dönemi, Akad ve Üçüncü Ur Hanedanı dönemi ile çağdaştır. Diğer bir sebep ise Hurrice ile akraba olan Urartuca ve Kafkas dillerinin, Erken Güney Kafkasya kültürünün yayılım alanı içerisinde bulunmasıdır. Bu görüşü kronolojik olarak savunulamaz bulan Gernot Wilhelm, Erken Güney Kafkasya seramiğinin, Hurrilerin ilk ortaya çıkışından yüzyıllar öncesine ait olup ikinci bine kadar Hurrilerin Suriye'yi işgal etmediklerini ve Fırat'ın batısındaki MÖ 2400 tarihlenen Ebla kenti arşivinde Hurrilere ait hiçbir iz olmadığını ifade eder.

Öte yandan, Karaz kültürü hakkında çalışmaları ile dikkat çeken Mahmut Pehlivan, Hurrilerin yaşadığı topraklar ile Karaz kültürünün yayıldığı coğrafyanın aynı olmasından yola çıkarak kültürün Hurriler tarafından ortaya çıkarıldığı tespitinde bulunur. Ayrıca Hurrilerin yaşayış tarzları ile Karaz kültürüne ait bazı temel özelliklerin birbiriyle olan benzerliklerini de değerlendirerek Karaz kültürünü oluşturan ve yaratanların Hurriler olduğu sonucuna varmıştır.

Hurri tarihinin geç safhaları ana hatları ile biliniyorsa da onların Ön Asya tarihine ne zaman katıldıkları ve bu sırada oynadıkları rol tam olarak anlaşılamamıştır. Kuzey Mezopotamya ve özellikle Habur çevresinde Hurrilerin ilk ne zaman ortaya çıktıkları tartışmaları, araştırıcıları aynı zamanda, Subartu ülkesinin neresi olduğu sorusuna da götürmüştür. Subartu terimi MÖ 2400'den itibaren belgelenirken, çoğunlukla MÖ 2. bin metinlerinde görülür. Bu belgeler incelendiğinde Mari arşivine ait olanlarının Subartu terimiyle, Fırat'a karışan Belih ırmağı ile Yukarı Dicle arasındaki bölge yani Habur Üçgeni'ni, Güney Mezopotamya belgelerinin ise Dicle'nin doğusunda Asur'un merkez bölgesini işaret ettiği anlaşılır. Bu bölgeler genellikle Hurriler tarafından iskân edildiğinden Subartu kelimesi doğrudan Hurrilerle ve onların ülkesiyle ilişkili hale gelmiştir.

1887'de Mısır'da Amarna mektuplarının ortaya çıkmasıyla Hurri-Subar tarihinde yeni bir devir açılmıştır. Nil vadisindeki Amarna arşivinde bulunan, Mitanni Kralı Tuşratta'nın III. Amenhotep'e yazdığı 494 satırlık mektup bilinen en uzun Hurrice metindir ve son yıllarda Hattuşa'da bulunan ikidilli metinler ve Ugarit'teki sayılı sözlük metinleri dışında Hurri dilinin çözülmesinde hâlâ anahtar rolü oynamaktadır. Bu kavimin adına Amarna mektuplarında "Hurvuhe" ve "Hurruhe" şeklinde rastlanılmaktadır.

Hurri dilinin şimdiye kadar bilinen en eski belgesi, bir rahibenin Urkiş'te tapınak yaptırmasıyla ilgili bir taş yazıttır. Urkiş kralı olan Tiş-atal'dan kalan taş bir tablette Nergal tapınağının yapımından söz eden bir yazıt vardır.

Dicle üzerindeki Samarra'da Üçüncü Ur Hanedanı zamanına ait bronz tablet Hurrilerin daha o vakitlerde büyük bir önem kazanmış olduklarını göstermektedir. Bu kavim hakkında başka kaynaklarda bilgi az olmakla beraber ticaretle ilgili çivi yazılı tabletlerde bunların 3. binyıl ortalarında Ön Asya'daki önemlerini anlatan dikkate değer bilgi bulunmaktadır Bu tabletlerde görülen yer adları ve ad isimleri ticaret mukavelelerini yapan Hurrilerin gerçek hüviyetlerini açık olarak tanıtmaktadır. Bunların Asyaniklerden olduklarını ortaya koymaktadır. Bu dilde konuşan gruplar 3. binyıl ortalarında Zagros Dağlarından Akdeniz hatta Filistin'e kadar yayılmış bulunmaktaydı. Diğer taraftan Kuzey Mezopotamya'da Kerkük bölgesinde bulunan tabletlerde Hurri gruplarının buralara doğru inmiş olduklarının delili durumundadır. Eski Tunç Çağı Doğu Anadolu kültürleri ile ilişkili oldukları kabul edilen Hurrilerin daha MÖ 3. binyılda Doğu Anadolu'da ve Suriye'de varlıklarına dair belirgin yazılı kanıtlar Akad Kralı Naram-Sin'e ait kimi metinlerdeki bazı yer ve şahıs isimleri dolayısıyla bilinir.

Dilin keşfi ve adlandırılması

Hurricenin keşfi 1887 yılında Nil Vadisi’ndeki Amarna arşivinin bulunmasıyla başlamıştır. Burada Mitanni Kralı Tuşratta’nın III. Amonofis’e yazdığı 494 satırlık en uzun Hurrice metin bulunmuştur. Bu metin Hurri dilinin çözülmesinde anahtar bir rol oynamıştır. Mısır’ın Yeni Krallık döneminin başkentlerinden Amarna Arşivi’nde bulunan Sami olmayan bir dille yazılmış metinler ilk bulunduğunda, söz konusu dile Mitannice adı verildi. Daha sonra Hitit başkenti Boğazköy’de bulunan metinler olayın boyutunu daha anlaşılır kılmıştır. Söz konusu arşivlerde birçoğu edebi ve dinsel içerikli “Mitannice” metin bulunmuştur. Ancak Hititler bu dili Hurrice olarak adlandırmışlardır.[6][7]

Hurri diline ait bulunan en eski belge Urkiş Kralı Tiş-ata'ya ait bir tablet olup tablette Nergal tapınağının yapımından bahsetmektedir.[8]

Dil yapısı

Hurrice, Hint-Avrupa ve Semitik özellik göstermediği gibi ön eklerden oluşan Hattice'den de farklıdır. Hurrice'nin başlıca özelliği kelimelerin arkasına eklenen eklerle oluşturulması iken bilinen hiçbir sondan eklemeli dile benzememektedir.[9][10][11]

Dilin genişlemesi ve kullanımı

Bronz Çağında Hurriler'in yerleşim alanları haritada Pembe renkle gösterilen bölgeler.

MÖ 2. binyılın başlarına tarihlenen Kayseri yakınlarındaki Kültepe'de gün ışığına çıkarılan Kaniš Karumu çivi yazılı arşivlerindeki belgelerde çok sayıda Hurri yer ve şahıs adları ile Hurri diline ilişkin sözcüklerin bulunması, bu dönemde Orta Anadolu'ya dek uzanan Hurri etkisini göstermektedir. Ayrıca Kaniš'te bulunan ve Kaniš Kralı'na yollanan mektubun göndericisi olan Mama Kralı Anum-Hirbi'nin adının Hurrice olduğu da kabul edilir.[12][13][14]

MÖ 17. yüzyılda Hitit Krallığı'nın kurulması ile birlikte başlayan Hititçe çivi yazılı belgelerde de Hurriler varlıklarını gösterirler. Hitit Krallığı kurulduktan sonra dış politikada ağırlık Anadolu'nun güneydoğusu ve Kuzey Suriye'ye verilmiş ve bu durum tüm Hitit tarihi boyunca devam etmiştir. MÖ 2. binyılın ortalarında siyasal açıdan Hititlerin yönetimi altına giren Hurrice varlığını koruduğu gibi Hitit kültürünü derinden etkilemiştir.[15][16][17][18]

Biçim

Mitanni mektubu temel alınarak ayırt edilebilen sesbirimler şunlardır:

  • Sesli harfler: /a/, /e/, /i/, /u/, /o/
  • Sessiz harfler: /f/, /p/, /t/, /k/, /h/, /š/, /z/, /s/, /l/, /m/, /n/, /r/, /v/, /y/

Hurricede sesli ve sessiz ünsüzler arasında herhangi bir ayrım yoktur. Hurrice isim ve kelimelerin yazımında Hurrili katipler sesli ve sessiz ünsüzleri ayırırken Babilce işaretlerdeki sesdizimleri kullanmışlardır. Böylece /t/ için TA TE TI DU hecelerini kullanmışlardır. Hurricede ünsüzler /v/ ve /y/ hariç tek veya çift yazılarak kısa ve uzun şeklinde ayırt edilir. Çivi yazısında bu durum uzun ünsüzler için ... VC-CV ... olarak belirtilirken kısa ünsüzler için ... V-CV ... olarak belirtilir. Uzun ünsüzler sadece ünlüler arasında görülür.

Ünsüzler gibi ünlüler de kısa ve uzun olarak yazılıyordu. Çivi yazısında bu durum CV ve VC arasına bir ünlü eklenerek belirtilmiştir. Sümercede yer alamayan /o/ ünlüsü ise /u/ işareti ile gösterilirken /u/ ünlüsü için de /Ú/ işareti kullanılmıştır. Yarı ünlü olan /v/ ve /y/ ise sırasıyla /ú/ ve /i-i-,-i/ ya da /ia/ şeklinde ifade edilmiştir. Örneğin;

  • še-e-ni-ip-wu-ú-e-en = še-n(a)-iffu-we-n (benim erkek kardeşimin)
  • a-i-i-in = ay-n (eğer)
  • ia-a-la-an = ya-l-an (ve şeyler ki...)

Hurrice, Sümerce gibi eklemeli dil olduğundan tüm eklentisel elementler sabit bir köke eklenir. Daima tüm son eklerin eklendiği sabit bir kök vardır ve bu bağlamda Hurrice ön ek ve son eklere sahip olan Sümerceden ayrılır. Hurri dilbilgisinde şu kelime sınıfları isimler, sıfatlar (çoğunlukla isimlerden türetilmiş), zamirler, sayılar, fiiller ve bağlaçlar ayırt edilirler. İsimler, sayılar ve fiiller çok kolaylıkla kelime türünü değiştirebilir. Örneğin;

  • eman (on), eman=di (onluk grup)
  • han=i (çocuk), han=ašt=i=kki (o [kadın] doğurmayacak)

Nominal biçim

Hurrice kelimeler sırasıyla köklerden, kök tamamlayıcılardan ve tek fonksiyonlu nominal ve fiilimsi son eklerden oluşur. Kök her zaman başta yer alır. Köklerin çoğunluğu tek hecelidir fakat çok az bir kısmı da ikileşmiş hecelerden oluşur. Bir kök anlamsal olarak bir ya da iki kök tamamlayıcıyla nitelendirilebilir. Birçok durumda kök tamamlayıcıların anlamsal değeri belirlenememiştir.

Diğer diller ve medeniyetler üzerindeki etkisi

Hurriler dil, din, edebiyat, mitoloji, büyü, tıp gibi pek çok alanda Hitit kültürünü etkilemiş hatta yeniden şekil vermiştir. Üçüncü Arami Göçü'ne kadar Anadolu'nun güneydoğusunun baskın etnik unsuru Hurriler olsa da Hititler bölgeyi siyasi açıdan ele geçirince bölgeye yoğun bir Hitit ve Hatti nüfusu da gelmiştir. Özellikle büyük kentlerde asker ve yönetici olarak görev yapan Hitit nüfusu Ege Göçleri'nden sonra daha da artmıştır. II. Tuthalya döneminden sonra daha da hız kazanan HurriHitit kültürel yakınlaşması imparatorluğun yıkılışına yakın birbirinden ayrılmaz bir bütün olmuştur. Hitit kralları Hurri tanrılarına tapıp Hurrice isimler aldığı gibi Hitit metinlerinin neredeyse tamamında Hurrice yer ve şahıs isimlerine de rastlanmıştır.[9][19][20]

Kaynakça

  1. ^ "Hurrian language – Britannica Online Encyclopedia". 16 Mayıs 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Temmuz 2023. 
  2. ^ Grekyan, Yervand, "Two Hurro-Urartian Lexical Parallels", Altorientalische Forschungen 49.1, pp. 48-52, 2022
  3. ^ Wilhelm, Gernot (2008). "Hurrian". In Woodard, Roger D. (ed.). The Ancient Languages of Asia Minor. Cambridge: Cambridge University Press. pp. 81–104.
  4. ^ Erdal, Marcel (1997). "Review of Strukturelle Faktoren in türkischen Sprachkontakten". Mediterranean Language Review. 9: 228-235. doi:10.13173/medilangrevi.9.1997.0228?seq=1. ISSN 0724-7567. 1 Haziran 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Haziran 2024. 
  5. ^ Erdal, Marcel (2004). "Türkçe'nin Hurrice'yle paylaştığı ayrıntılar". V. Uluslararası Türk Dili Kurultayı. Ankara: Türk Dil Kurumu. 1 Haziran 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Haziran 2024. 
  6. ^ Kınal, Firüzan (1962). Eski Anadolu Tarihi. Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları. ISBN 9789751603531. 22 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2015. 
  7. ^ Alp, Sedat (2001). Hitit Çağında Anadolu. Ankara: Tübitak Yayınları. ISBN 975403205X. 22 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2015. 
  8. ^ Ünal, Ahmet (2007). Kilikya-Çukurova: İlk Çağlardan Osmanlılar Dönemi'ne Kadar Kilikya'da Tarihi Coğrafya, Tarih ve Arkeoloji. Homer Kitabevi. ISBN 9789944483148. 22 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2015. 
  9. ^ a b Woodard, Roger D. (2008). The Ancient Languages of Asia Minor (İngilizce). Cambridge University Press. ISBN 9780521684965. 22 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2015. 
  10. ^ Kuhrt, Amélie (1995). The Ancient Near East, C. 3000-330 BC (İngilizce). Routledge Publishing. ISBN 9780415167635. 22 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2015. 
  11. ^ Rosen, Arlene Miller (2007). Civilizing Climate: Social Responses to Climate Change in the Ancient Near East (İngilizce). , Rowman Altamira Press. ss. 44-51. ISBN 9780759104945. 22 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2015. 
  12. ^ Balkan, Kemal (1957). MLetter of King Anum-Hirbi of Mama to King Warshama of Kanish (İngilizce). Ankara: Türk Tarih Kurumu Yayınları. ASIN B0007JMK8E. 22 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2015. 
  13. ^ Orlin, Lois Lawrence (2007). Life and Thought in the Ancient Near East (İngilizce). University of Michigan Press. ISBN 9780472099924. 22 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2015. 
  14. ^ Burney, Charles (2004). Historical Dictionary of the Hittites (İngilizce). Toronto: Scarecrow Press. s. 63. ISBN 9780810849365. 22 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2015. 
  15. ^ Bryce, Trevor (1999). The Kingdom of the Hittites (İngilizce). New York: Oxford University Press. ISBN 9780199240104. 22 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2015. 
  16. ^ Sicker, Martin (2000). The Pre-Islamic Middle East (İngilizce). Londra: Greenwood Publishing. ISBN 9780275968908. 22 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2015. 
  17. ^ Diakonoff, Igor Mikhailovich (1991). Early Antiquity (İngilizce). Chicago, Londra: University of Chicago Press. ASIN B00DS27ES8. 22 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2015. 
  18. ^ Owen, David I. (1995). Studies on the Civilization and Culture of Nuzi and the Hurrians (İngilizce). Winona Lake: Eisenbrauns Publishing. ISBN 9780931464676. 22 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2015. 
  19. ^ Ünal, Ahmet (1998). Hittite and Hurrian cuneiform tablets from Ortaköy (Çorum), central Turkey: with two excursuses on the "Man of the Storm God" and a full edition of KBo 23.27 (İngilizce). İstanbul: Simurg Press. ISBN 9789757172130. 22 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2015. 
  20. ^ Droy, Rina (1995). Language and Culture in the Near East (İngilizce). New York, Köln: Brill Press. ISBN 9789004104570. 22 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 20 Aralık 2015. 

Dış bağlantılar

 İşbu madde Leyla Murat Karakurt tarafından CC BY 4.0 lisansı altında yayımlanan metin içermektedir.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Anadolu</span> Türkiye topraklarının büyük bölümünü oluşturan Batı Asya yarımadası

Anadolu, Anadolu Yarımadası veya coğrafi olarak Asya Kıtası'nın tüm özelliklerini içerdiğinden Küçük Asya, Asya kıtasının en batısında Karadeniz, Akdeniz ve Ege denizi arasında kalan yaklaşık 755.000 km²'lik bir alanı kaplayan dağlık bir yarımadadır.

<span class="mw-page-title-main">Hititler</span> Tunç Çağında Anadolu yarımadasının büyük çoğunluğunu egemenliği altına alan bir Hint-Avrupa kavmi

Hititler ya da Etiler, Tunç Çağı'nda Anadolu, Levant ve Kıbrıs'ta varlık göstermiş bir halk.

<span class="mw-page-title-main">Mezopotamya</span> Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan bölge

Mezopotamya, Orta Doğu'da, Dicle ve Fırat nehirleri arasında kalan bölge. Mezopotamya günümüzde Irak, kuzeydoğu Suriye, Güneydoğu Anadolu Bölgesi ve güneybatı İran topraklarından oluşmaktadır. Büyük bölümü bugünkü Irak'ın sınırları içinde kalan bölge, tarihte birçok medeniyetin beşiği olmuştur. Mezopotamya'da yer alan şehirler günümüzde sürekli gelişmektedir. Ayrıca bu bölgede bol miktarda petrol bulunmaktadır.

Akadca, Doğu Sami dillerine ait Antik Mezopotamya'da, özellikle Asur ve Babil imparatorluklarında kullanılmış ölü dil. Dil, kayda geçmiş ilk Sami dili olup, aslen soysal açıdan akraba olmadığı Sümerce için kullanılmış çivi yazısı ile yazılmıştır. Akadca ismini Akad İmparatorluğu'nun başkenti Akad şehrinden almıştır. Bir izole dil olan Sümerce ve Akadcanın birbirleri üzerindeki karşılıklı etkileşimleri, bu iki dilin bir dil birliği içerisinde sınıflandırılmasına yol açmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Hurriler</span> Güneybatı Asyanın tarihi etnik grubu

Hurriler veya Hurri Devleti, MÖ 3. binyıldan itibaren, Sümer, Akkad, Hitit, Ugarit ve Mısır kaynaklarında hakkında bilgiler bulunan, Mezopotamya ve Yukarı Dicle bölgelerinde hüküm süren, konuştukları dil itibarıyla (Hurrice) Asya kökenli olduğunu kabul edilen ve MÖ 7. yüzyıla kadar varlığını sürdüren devlet.

<span class="mw-page-title-main">Mitanni</span> MÖ 1500 ile MÖ 1300 yılları arasında Kuzey Mezopotamyada hüküm sürmüş bir devlet

Mitanniler, ,ayrıca Hani-Gelbat veya Hani-Rabbat olarak adlandırılır) MÖ 1500 ile MÖ 1200 yılları arasında Anadolu'da hüküm sürmüş bir devlettir. Mitanni'ler Hititler'in yıkılışından sonra bölgesel bir güç oldu. Son krallarının adı II. Şattuara idi. Kayıprenins JiaŞ-Jiara efsanevî bir kişiliğe sahiptir.

<span class="mw-page-title-main">Kültepe</span> Eski yerleşke

Kültepe, Kayseri'de bulunan ve Kaniş (Kanesh) harabelerinin bulunduğu bir antik kent ve ören yeridir. 2014 yılından bu yana Türkiye'deki Dünya Mirası Alanları Geçici listesindedir. Ayrıca Hitit dilinin en erken izleri ile birlikte, MÖ 20. yüzyıla tarihlenen yazılı buluntularla, Hint-Avrupa dil ailesinin en eski izleri keşfedilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Luvice</span>

Luvice veya Luvi dili Anadolu dillerine mensup bir dildir. Aynı zamanda Hititlerin de hiyeroglif yazılarında kullandıkları dildir. Mısır ve Girit hiyeroglif yazısından farklı olan bu hiyeroglif yazısı, daha çok mühürlerde ve kaya anıtları gibi büyük yazıtlarda kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Hititçe</span> Hint-Avrupa dillerinin Anadolu alt grubuna ait bir ölü dil

Hititçe veya Hitit dili, Tunç Çağı'nda Anadolu'da yaşamış Hititlerin veya dillerinde kendilerine verdikleri isimleri ile Neşalıların konuşmuş olduğu, Hint-Avrupa dillerinin Anadolu alt grubuna ait bir ölü dil. Dil, diğer Anadolu dilleri olan Luvice ve Palaca ile yakından ilişkilidir. Tarihte belgelenmiş en eski Hint-Avrupa dilidir.

<span class="mw-page-title-main">Kizzuvatna</span>

Kizzuvatna Krallığı, MÖ 2. binyılda Çukurova bölgesinde hüküm sürmüş dinsel bir krallık. Hurriler tarafından kurulduğu ve Mittaniler, Gordegene, Karduya ismi ile anılan bu halkın aynı kökenden olduğu söylenebilir.

<span class="mw-page-title-main">Luviler</span>

Luviler, Anadolu'da yaklaşık olarak M.Ö. 2300'e doğru ortaya çıkmış bir halktır. Benzersiz bir yerli hiyeroglif yazısı ve Mezopotamya'dan ithal edilmiş çivi yazısı ile yazılmış olan Anadolu dillerine mensup Luvice dilini konuştukları da bilinmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Anadolu dilleri</span>

Anadolu dilleri, Hint-Avrupa dil ailesine ait soyu tükenmiş bir dil grubudur. Terim bazen Anadolu'da konuşulmuş ancak bu gruba ait olmayan tarihî dillere atıfta bulunmak için de kullanılabilir. Anadolu dilleri, M.Ö. 2. ve 1. binyıllarda, Asur ticaret kolonileri ile Roma İmparatorluğu'nun 2.-3. yüzyıl arasındaki döneme tarihlenebilir. M.S. 4.-5. yüzyıllar, Anadolu dillerinin son evresi olarak kabul edilir. Tüm Anadolu dilleri, bir proto dil olan ve yazılı örneği bulunmayan farazî Proto Anadolu dilinden türemiştir.

Urartuca, günümüzde Türkiye'nin Doğu Anadolu Bölgesi'nde, Ermeni Yaylası adıyla da bilinen coğrafî bölgede, Van Gölü çevresinde yerleşmiş ve başkenti günümüz Van şehrinin yakınlarında kurulmuş Urartu Krallığı'nda yaşayanlar tarafından konuşulan dil. Ne coğrafi kökeni ne de çoğunluk dili olarak konuşulduğu bölge kesin olarak belirlenememekle birlikte muhtemelen Van Gölü çevresi ve Yukarı Zap Suyu Vadisi'nin yakınlarında baskın olarak konuşulmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Ugarit</span> Kuzey Suriyedeki antik liman kenti

Ugarit ya da Ras Şamra(ʼUgrt; Arapça: ْأُوغَارِيت) Suriye'de Lazkiye yakınlarında Akdeniz'e kıyısı bulunan antik bir liman şehridir. MÖ 1450 - 1195 yılları arasında bir ticaret kenti olarak hareketliydi ancak MÖ 1196 - 1179 arasında Deniz Kavimleri'nin ani bir baskınıyla yakılıp yıkılmıştır. 1929 yılından itibaren harabelerinde yapılan kazılar, tarih açısından önemli tabletler ortaya çıkardı. Bu kazılarda, büyük bir kısmı saray ve çevresinde çoğunluğu Akadca, Ugaritçe olmak üzere Sümerce, Hurrice dillerinde çivi yazılı tabletlerle Antik Mısır dilinde hiyeroglif birkaç bin kil tablet bulunmuştur. Söz konusu belgeler “Rap’anu Arşivi” olarak bilinmektedir. Halkı Ugaritçe denilen bir Sami dili konuşmaktaydı. Ugarit eski çağların en önemli ticaret merkezlerindendir. Ugarit'te yapılan kazılar sonucunda bu bölgedeki yerleşmelerin Neolitik Çağ'a kadar dayandığını göstermiştir. Ayrıca Ugarit kazılarında Akadlar dönemine ait mühür bulunmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Hattice</span>

Hattice veya Hatti dili, M.Ö. 3. ve 2. binyılda Küçük Asya'da Hattiler tarafından konuşulmuş, Hint-Avrupa kökenli olmayan eklemeli bir dildir.

<span class="mw-page-title-main">Hurri-Urartu dilleri</span>

Hurri-Urartu dilleri; sadece Hurrice ve Urartuca olmak üzere, bilinen iki dilden oluşan, Antik Yakın Doğu'nun soyu tükenmiş bir dil ailesidir.

<span class="mw-page-title-main">Hurri mitolojisi</span>

Hurri mitolojisi, Yakın Doğu'nun Bronz Çağı halkı olan Hurrilerin çok tanrılı diniydi. Bu insanlar geniş bir alana yerleştiler, bu nedenle aralarında, özellikle Nuzi ve Arrapha çevresindeki doğu Hurrialılar ile Suriye ve Anadolu'daki batı Hurrileri arasında farklılıklar vardı. M.Ö.14. Yüzyıldan itibaren Hurri dininin Hitit dini üzerinde güçlü bir etkisi olmuştur ve Hurri panteonu, Yazılıkaya'daki önemli Hitit tapınağında 13. yüzyıl kaya kabartmalarında tasvir edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Gutium</span>

Gutium Zagros Dağları'nda bulunan, Gutilerin yaşadığı bölge.

<span class="mw-page-title-main">Ön Anadoluca</span>

Ana Anadoluca, Ön Anadoluca veya Proto-Anadoluca) Anadolu dillerinin türediği en erken ata evresi olan tek bir proto dildir. Hemen hemen diğer tüm proto dillerde olduğu gibi doğrulanmış hiçbir kaydı bulunamamıştır; dil, tüm doğrulanmış olan Anadolu dillerinin yanı sıra diğer tüm Hint-Avrupa dillerine de karşılaştırmalı yöntem uygulanarak yeniden inşa edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Nuzi</span>

Nuzi Arrapha'nın güneybatısında yer alan eski bir Mezopotamya şehriydi. Akadlılar döneminde ismi Gasur iken; Hurriler şehri işgal edip ismini Nuzu olarak değiştirdi ve en parlak dönemleri yine Hurriler zamanındaydı.