İçeriğe atla

Hunca

Hunca
Ana dili olanlarAvrupa Hun İmparatorluğu
Ölü dilMS 6. yüzyıl
Dil ailesi
Dil kodları
ISO 639-3xhc

Hunca, Avrupa Hun İmparatorluğu'ndaki Hunlar tarafından M.S. 4. ve 5. yüzyıllarda konuşulmuş ölü bir dil veya dil dönemidir. 5. yüzyılda yaşamış Romalı tarihçi ve diplomat Priskos'un çalışmaları Avrupa Hun İmparatorluğu'nun çok uluslu olduğunu ve Huncanın Gotlar gibi devleti oluşturan diğer kavimlerin dilleri ile beraber konuşulmuş olduğunu ortaya koymaktadır.[1][2] Protodili Asya Huncasıdır.

Hunca hiçbir metin veya tam cümle günümüze ulaşmamış olduğundan ötürü dil hakkındaki yazılı kaynaklar neredeyse tamamen Yunan ve Roma kaynaklarında geçen özel isimlerden oluşmaktadır.[3] Günümüzde Hun dili sınıflandırılamamakla birlikte[4][5] Hunca özel isimlerin olası kökenleri incelenirken genellikle Türk, Moğol ve Yenisey dilleri ile karşılaştırılmaktadır.[5][6][7]

Söz dağarcığı

M.S. 5. ve 6. yüzyıllarda yaşamış Priscus ve Jordanes adlı tarihçiler 3 adet Hunca sözcüğü kayıt altına almışlardır ve bu 3 sözcük kişi veya kavim isimleri dışında Hunca hakkında sahip olunanan tek kaynak olmaktadır.[3]

Köylerde bize yemek (buğday yerine darı) ve yerlilerin içtiği medos verildi. Bizi takip etmiş katılımcılara darı ve barbarlar tarafından kamos denen arpadan yapılma bir içecek verildi[8][5]

Hunlar [Attila]'nın yasını ağıtlar ile tuttuktan sonra, strava dedikleri eğlence mezarı üzerinde kutlandı[9]

Medos kelimesi bal şarabı, kamos arpa içeceği, strava ise cenaze kutlaması anlamına gelmektedir ve etimolojik olarak Hint Avrupa dilleri kökenlidir.[10] Bu kelimelerin Slav, Cermen veya İrani kökenli olabilecekleri düşünülmektedir.[10][5][11][12] Maenchen-Helfen strava kelimesinin Hunca yerine Slavca konuşan bir Hun İmparatorluğu üyesi tarafından bildirilmiş olabileceğini de not etmiştir.[9]

Sınıflandırma

M.S. 450 yılında Hunların kontrol ettiği bölgeler.

Pek çok akademisyen Hunca dilinin sınıflandırılmasının günümüze kadar gelmiş Hunca kaynakların çok az olmasına dayandıraraktan çok zor veya imkansız olduğunu belirtmiştir.[13][14][15][16][17] András Róna-Tas Hunca kaynakların kendi içinde de çelişkili olmasının bunda bir rolü olabileceğini de bildirmiştir.[18]

Altay dili

Macar Türkolog Gyula Németh, 1939 yılında yayımlanmış Hunlar Hangi Dili Konuşurdu adlı makalesinde Avrupa Hunlarının dili üzerine şu açıklamayı yapmaktadır: Tüm bunlardan yola çıkarak Avrupa Hunlarının yönetici boyunun ve elbette Hun halkının da Türk dilini konuştuğunu, daha doğrusu bir halk olarak Türki olduğunu söyleyebiliriz.[19] Lajos Ligeti de Attila ve Hunların Tarihi Kökenleri makalesinde, Avrupa Hunlarının dili ile ilgili şu saptamalarda bulunmaktadır: ...var olanlardan çıkarılabilecek sonuç, her iki bölgede de genellikle Türki konuşan bir halkla karşı karşıyayız.[19] Péter Váczy ise Avrupa'da Hunlar adlı makalesinde Antropoloji, Latin yazarlarını destekliyor; Hunlar Türktüler. Ama Türk olan sadece dış görünüşleri değildi, dilleri de Türk idi. tanımlamasını yapmaktadır.[19]

Karl Heinrich Menges ve Omeljan Pritsak gibi bazı tarihçiler Huncadaki özel isimlerden ve etnolojik nedenlerden yola çıkarak dilin olası kökenlerinin Moğolca veya Türki dillere yakın olduğunu belirtmişlerdir.[20] Bu dilin Moğolca ve Türki diller'in bir karşımı olmuş olabileceğide Menges tarafından savunulmuştur.[20] Pritsak 33 Hunca özel ismi analiz etmiş ve dilin Türki olmadığını ancak Ön Bulgarca ve Yakutça gibi Türki dillere daha yakın olmak üzere Türki diller ve Moğolca arasında bulunana bir dil olabileceğini iddia etmiştir.[21]

Otto Maenchen-Helfen pek çok Hunca özel ismin Türki kökenli olabileceğini savunmuştur.[22] Denis Sinor ve Hyun Jin Kim de, kaynak azlığı nedeniylen dilin sınıflandırılmasının çok zor olduğunu belirtmekle beraber aynı sonuca ulaşmış ve en azından yönetici kesimin bir kısmının Türki kökenli olduğunu iddia etmişlerdir. [6][23] Tarihçi Peter Heather Türki kökenleri en iyi tahmin olarak nitelendirmiş olsa da 1995 yılında[24] bu teoriler hakkında şüpheci olduğunu[16] açıklamış ve 2010'da Hunca'nın nasıl bir dil olduğunun asla bilinemeyeceğini belirtmiştir.[17]

Ural dili

19. yüzyılda Alman Sinolojist Julius Heinrich Klaproth gibi akademisyenler Hunca'nın Fin-Ugor dilleri ile akraba olduğunu ve eski Macarca'nın kökenlerinin Hunca'ya dayandığını savunmuştur.[25]

Yenisey dili

Edwin G. Pulleyblank (1962), Yenisey dilleri grubuna mensup Ketçe gibi Sibirya dillerinin Hunlar'ın ve Hiung-nu'ların dilleri ile akraba olduğu veya dillerinin temelini oluşturduğunu savunmuşlardır.[26] İlk olarak Edwin G. Pulleyblank tarafından yayınlanan Hiung-nuların Yenisey dilleri konuşmuş olabileceği teorisi özellikle ilerleyen yıllarda Kot ve Pumpokol kelime listelerinin bulunmasıyla daha yaygın destek görmeye başlamıştır.[27] Hyun Jin Kim 2013 yılında Hunların, Çağatay Hanlığı'nda da görülmüş olan, orijinal olarak bir Yenisey dili kullanırken Dingling ve Tiele halkları tarafından asimile edilerek Ön Bulgarca kullanmaya başlamış olabileceğini bildirmiştir.[28]

Hint Avrupa dili

Hunca'dan günümüze ulaşmış 3 sözcüğün tamamı kökensel olarak Hint-Avrupa dilleri ile bağlantılı olmaktadır.[29]

Bazı akademisyenler bir Cermen dili olan Gotça'nın da Hun İmparatorluğunda Hunca ile beraber lingua franca statüsünde konuşulmuş olabileceğini savunmaktadırlar.[30][31][32] Maenchen-Helfen medos ve kamos kelimelerinin[29] ve Attila, Bleda, Laudaricus, Onegesius, Ragnaris ve Ruga gibi Hunca özel isimlerin büyük olasılıkla Cermen dili kökenli olduğunu belirtmiştir.[33] Heather ise bunlara ek olarak Scottas ve Berichus' isimlerinin de Cermen kökenli olabileceğini savunmuştur.[34] Kim ise Ruga, Attila ve Bleda isimlerinin Cermen kökenli yerine Türki kökenli olmasının daha olası olduğunu savunmuş[6] ve batıdaki Hun yönetici sınıfının kendi istekleri ile isimlerini cermenleştirmiş olabileceklerini belirtmiştir.[35]

Maenchen-Helfen aynı zamanda bazı isimlerin İrani kökenli olduğuna değinmiştir.[36] Alanlar ve Sarmatlar'ın Hun İmparatorluğu'nda yaşamış kavimlerden biri olduğu bilinmekle beraber[37] Maenchen-Helfen bu toplulukların İmparatorluk içinde politik güçlerinin az olduğunu öne sürmüştür.[38] Kim ise İrani dillerin İmparatorlukta yaygın olduğu fikrindedir.[39]

Strava kelimesinin büyük Olasılıkla Slav kökenli olması bazı akademisyenlerin Hun İmparatorluğunda Slavların yaygın bir kavim olduğunu savunmasına neden olmuştur.[40] 19. yüzyılda ise bazı Rus akademisyenler tüm Hunların Slavca konuştuğunu iddia etmişlerdir.[41]

Olası alfabe

Hunların kendilerine ait bir yazı sistemlerinin olabileceği düşünülmektedir. Priskos, Hun yazmanların kaçak listesini okuduğunu kaydetmektedir.[42] Franz Altheim, bu yazının Yunan ya da Latin alfabesi olmadığını ve Hun yazmanlarının okuduğu bu yazının, Türk dillerinden Ogur öbeğinin bir kolu olan Bulgarcanın kullandığı yazı ile aynı olduğunu belirtmektedir.[42] Altheim, söz konusu yazının, Avrupa'ya Orta Asya'dan taşındığını ve yine kendisinin Ogur öbeği içerisinde sınıflandırdığı Huncada kullanıldığını ifade etmektedir. Bu alfabenin ise Soğdca yazımında kullanılmış Soğut alfabesinden Huncaya uyarlama olduğunu iddia etmektedir. Midilli psikoposu Zacharias Rhetor, MS 507/508 yılllarında Arran psikopsu Kardust'un yedi yıllığına Kafkasya Hunlarının yaşadığı bölgeye gittiğini ve Hunca yazılmış kitaplarla geri döndüğünün kaydetmiştir.[42] Hiungnu-Siyenpi rünlerinin var olup olmadığı ve eğer varlar ise Avrasya'ya yayılmış ve Orhun alfabesinin kökenlerinin oluşturan daha geniş bir yazı sisteminin parçası olup olmadıklarına dair tartışmalar mevcuttur.[43]

Atıflar

  1. ^ Maenchen-Helfen 1973, s. 377.
  2. ^ Maenchen-Helfen 1973, s. 382.
  3. ^ a b Maenchen-Helfen 1973, s. 376.
  4. ^ Sinor 1990, s. 201.
  5. ^ a b c d Pronk-Tiethoff 2013, s. 58.
  6. ^ a b c Kim 2013, s. 30.
  7. ^ Vajda, Edward J. (2013). Yeniseian Peoples and Languages: A History of Yeniseian Studies with an Annotated Bibliography and a Source Guide. Oxford/New York: Routledge.
  8. ^ Maenchen-Helfen 1973, s. 424.
  9. ^ a b Maenchen-Helfen 1973, s. 425.
  10. ^ a b Maenchen-Helfen 1973, s. 424–426.
  11. ^ Schenker, Alexander M. (1995). The Dawn of Slavic: an introduction to Slavic philology. Yale University Press. s. 6. ISBN 9780520015968. 23 Kasım 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Mart 2019. 
  12. ^ Vékony, Gábor (2000). Dacians, Romans, Romanians. Matthias Corvinus. s. 236. ISBN 9781882785131. 28 Ekim 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Mart 2019. 
  13. ^ Doerfer 1973, s. 50.
  14. ^ Golden 2006, ss. 136-137.
  15. ^ Sinor 1990, ss. 201-202.
  16. ^ a b Heather 2006, s. 148.
  17. ^ a b Heather 2010, s. 209.
  18. ^ Róna-Tas 1999, s. 208.
  19. ^ a b c Gyula Németh, Attila ve Hunlar, çev. Tarık Demirkan, Kömen Yayınları, Konya 2014, 2. bs, s. 250. Kaynak hatası: Geçersiz <ref> etiketi: "Gyula" adı farklı içerikte birden fazla tanımlanmış (Bkz: )
  20. ^ a b Menges 1995, s. 17.
  21. ^ Pritsak 1982, s. 470.
  22. ^ Maenchen-Helfen 1973, s. 392–411.
  23. ^ Sinor 1990, s. 202.
  24. ^ Heather 1995, s. 5.
  25. ^ Wright 1997, ss. 87-89.
  26. ^ E. G. Pulleyblank, "The consonontal system of old Chinese" [Pt 1], Asia Major, vol. IX (1962), pp. 1–2.
  27. ^ Volin, Alexander (2000). "Did the Xiong-nu Speak a Yeniseian Language?". Central Asiatic Journal. 44 (1). ss. 87-104. 
  28. ^ Kim 2013, ss. 20-30.
  29. ^ a b Maenchen-Helfen 1973, ss. 424-426.
  30. ^ Wolfram 1990, s. 254.
  31. ^ Wolfram 1997, s. 142.
  32. ^ Heather 2010, s. 329.
  33. ^ Maenchen-Helfen 1973, ss. 386-389.
  34. ^ Heather 2005, s. 329.
  35. ^ Kim 2015, s. 111.
  36. ^ Maenchen-Helfen 1973, s. 390–391.
  37. ^ Heather 2005, ss. 146-167.
  38. ^ Maenchen-Helfen 1973, s. 443.
  39. ^ Kim 2015, s. 4, 8.
  40. ^ Heather 2010, s. 394.
  41. ^ Maenchen-Helfen 1945, ss. 223.
  42. ^ a b c Kim 2013, s. 204.
  43. ^ Kim 2013, s. 205.

Kaynakça

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hunlar</span> MS 4-6. yüzyıllar arasında Avrasyada yaşamış göçebe halk

Hunlar, MS 4-6. yüzyıllar arasında Orta Asya, Kafkaslar ve Doğu Avrupa'da yaşayan göçebe bir halktır. İlk olarak Volga'nın doğusunda, o zamanlar İskitya'nın bir parçası olan bir bölgede yaşadıkları tahmin edilmektedir. MS 370 yılına gelindiğinde Hunlar Volga bölgesine varmış ve 430 yılına gelindiğinde ise Avrupa'da kısa ömürlü de olsa geniş bir hakimiyet kurmuşlardır. Gotları ve Roma sınırları dışında yaşayan diğer birçok Cermen halkını fethetmiş ve diğerlerinin Roma topraklarına kaçmasına neden olmuştu. Hunlar, özellikle Attila döneminde Doğu Roma İmparatorluğu'na sık ve yıkıcı baskınlar yaptılar. 451'de Hunlar, Batı Roma eyaleti Galya'yı işgal ettiler ve burada Katalonya Tarlaları Savaşı'nda Romalılar ve Vizigotlardan oluşan birleşik bir orduyla savaştılar ve 452'de İtalya'yı işgal ettiler. 453'te Attila'nın ölümünden sonra Hunlar Roma için büyük bir tehdit olmaktan çıkmış ve Nedao Savaşı'ndan sonra imparatorluklarının çoğunu kaybetmişlerdir (454?). Hun isminin varyantları Kafkasya'da 8. yüzyılın başlarına kadar kaydedilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Attila</span> Hun Türkü hükümdar

Attila, Hun topluluklarının hükümdarı olduğu 434 tarihinden, 453'teki ölümüne kadar Hun İmparatorluğu hükümdarıdır. Hükümdarlığı sırasında İmparatorluğunu dönemin Avrupasının büyük bölümünü kaplayacak şekilde genişletti. Öldüğü zaman idaresi altındaki topraklar batıda Cermanya, doğuda Ural Nehri, kuzeyde Baltık Denizi ve güneyde Karadeniz'e kadar uzanıyordu. Attila, imparatorluğun başında olduğu zaman diliminde Hunların yanı sıra, birçok Cermen ve İranlı kabileye, Ostrogotlara, Bulgarlara ve Alanlara da önderlik etti.

Oktar veya Ouptaros bir Hun hükümdarıydı ve imparatorluğu kardeşi Rua ile birlikte yönetmişti. Bu ikili yönetim biçiminde muhtemelen Rua Doğu Hun topraklarını yöntirken Oktar, batı topraklarını yönetiyordu. Rua, Muncuk ve Aybars ile kardeştir

Attila ya da Türkiye'de kullanılan diğer versiyonuyla Atilla veya Atila, Bulgaristan, Macaristan ve Türkiye'de genellikle erkek çocukları için kullanılan popüler bir isimdir. Macarcada Etele ve eğer kadınlar için kullanılacaksa Etelka şeklinde de yazılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Hun İmparatorluğu</span> Orta Çağda kurulmuş, çeşitli etnik gruplardan oluşmuş bir konfederasyon

Batı Hun İmparatorluğu ya da Avrupa Hun İmparatorluğu, 376 yılında başlayan çeşitli akınlarla Avrupa'daki Hun etkisinin artmasının kuruluşuna zemin hazırladığı, 434 ile 469 yılları arasında hüküm süren Hun kavimlerinin birleşmesi ile oluşmuş bir bozkır konfederasyonu.

Rua (Ρουας), Rona (Ρουας) ya da Ruga (Ρούγας), Hun İmparatorluğu'nun hükümdarı. Bleda ve Attila'nın amcasıdır.

<span class="mw-page-title-main">İlek</span> Hun hükümdarı

İlek Hun İmparatorluğu'nda Attila'nın en büyük oğlu ve ardılı. Hükümdarlığı 453 yılından 454 yılına kadar 2 yıl sürmüştür. Nedao Muharebesinde öldürülmüştür. Yerine Dengizik geçmiştir.

Dengizik, Avrupa Hun Hakanı ve Attila'nın oğlu. Attila'nın 453'te ölümünden sonra tahtı diğer kardeşleri İlek ve İrnek ile birlikte ayrı ayrı yönetmişlerdir. Çöken imparatorluğun parçalarında üç kardeş farklı bölgelerde hüküm sürdü. 460 senesinin ilk yarısından itibaren Dengizik ve İrnek durumlarını toparlamaya gayret ettiler. Konstantinopolis’e bir elçi gönderdiler. Bir barış anlaşması yapmayı, dostluk tesis etmeyi istediler. Tuna’nın bir bölgesinde Hunların ve Romalıların serbest ticaret yapacakları bir Pazar kurulmasını talep ettiler fakat I.Leo bu istekleri reddetti. Bu karardan sonra iki kardeş ayrıldı. Dengizik bunu hakaret olarak görüp savaşmak istedi, İrnek ise yeni bir cephe açılmasına karşıydı. Dengizik Histria bölgesine ordusuyla girdi. Onu karşılayan Bizanslı komutan Anagast ile uzlaşmayı reddetti ve doğrudan imparatora elçi gönderdi. Toprak ve vergi isteğinde bulundu eğer gerçekleşmezse Trakya üzerine yürüyeceğini belirtti. Onun kararlı tutumundan endişelenen I.Leo verdiği cevapta: "Kendisine itaat etmesi durumunda her şeyi yapacağını, düşmanlıkları dostluk ve müttefikliğe dönüştürmenin kendisi için çok hoş olacağını" söyledi. Fakat görüşmelerin akim kalması üzerine Dengizik ile Anagastes arasında 469 yılında gerçekleşen savaşta Hunlar mağlup oldu Dengizik savaşta öldürüldü ve kesik başı Bizans başkenti Konstantinopolis'te halk arasında dolaştırıldı. Chronicon Paschale olayı şöyle aktarır: "Attila'nın oğlu Dinzirichus, Trakya'daki general Anagastes tarafından öldürüldü. Başını Konstantinopolis'e getirdi, Orta Cadde'den geçirildi ve Ahşap Sirkte bir direğe sabitlendi. Bütün şehir ona baktı.

İrnek, Hunların bilinen son hükümdarı ve Attila'nın üçüncü oğluydu. Attila'nın ölümünden sonra imparatorluk parçalandı ve Attila'nın üç oğlu geri kalan toprakları yönetti. İrnek büyük ağabeyi İlek'ten sonra geldi ve büyük ihtimalle kardeşi Dengizik ile toprakları birlikte yönetti.

Karaton, Hunların ilk krallarından biriydi.

<span class="mw-page-title-main">Onegesius</span>

Onegesius, kudretli bir Hun logades (bakan) idi. Kesin olmayan bir iddiaya göre Attila’nın ardından iktidarda söz sahibi olan ikinci kişiydi. Priscus'a göre "kralın sağındaki bir sandalyede oturuyordu".

Gordas Kırım Hunlarının prensiydi.

Ultzindur, bir Hun asilzadesiydi ve Attila'nın akrabasıydı.

Atakam, Attila tarafından kazığa oturtulan genç bir Hun prensiydi.

Mamas, Attila tarafından kazığa oturtulan bir Hun asilzadesi idi.

Chelchal Bizans İmparatorluğu'nda korgeneral olarak görev yapmış bir Hun komutanıydı.

<span class="mw-page-title-main">Laudaricus</span>

Laudaricus, önde gelen bir Hun reisi ve 5. yüzyılın ilk yarısında aktif olan bir generaldi.

Sigizan, Bizans ordusunda görev yapan bir Hun generaliydi.

Tyranx Sasani İmparatorluğu adına savaşan bir Hun generali veya kabile reisiydi.

<span class="mw-page-title-main">Hun sanatı</span> Hunlar tarafından yapılmış sanat eserleri

Hunların sahip olduğu maddi kültür ve sanata ilişkin kaynaklar antik betimlemeler ve arkeolojidir. Hun toplumunun göçebe yaşam stili nedeniyle onlardan geriye pek az arkeolojik eser kalmıştır. 2005 yılı itibarıyla kesin olarak Hunlara ait olduğu tespit edilen yalnızca 200 arkeolojik kalıntı bulunmuştur. Hun arkeolojik buluntularını Sarmatlarlara ait olanlardan ayırmak zordur zira her iki halk da birbirine yakın bölgelerde yaşamış ve çok benzer maddi kültürlere sahipmiş gibi görünmektedir. Ayrıca Romalıların Hunlara ilişkin tasvirleri genellikle son derece taraflıdır ve onların sözde ilkelliğini vurgular.