İçeriğe atla

Hui Neng

Huineng'ın mumyalanmış bedeni Çin'de, Shaoguan ili sınırlarındaki Nanhua Tapınağı'nda saklanmaktadır.

Huineng (慧能 ya da 惠能 pinyin Huì Néng, 638 - 713) Guangdong), Zen Budizmin altıncı ve son piri. Japoncada Daikan Enō adıyla tanınır. Zen'in Çin ve Japonya’da en yaygın kolu olan "Aniden Aydınlanma" (頓教) ya da Güney Chan okulunun kurucusu.

Hayatı

Huineng gençliğinde dolaşarak odun satar ve okuma yazma bilmezdi. Bir gün bir hana odun satarken konuklardan birini Elmas Sutranın Çince’ye çevirisi olan Jingangjing’i okurken dinledi ve bir aydınlanma yaşadı. Bunun üzerine Budizm’i daha yakından tanımaya karar verdi. Zen Budizmin beşinci büyük piri olan Hongren'ın (601-674) yaşadığı Kuzey Çin'e 800 km'lik bir yolculuk yaptı.

Otuz günlük yolculuğunun ardından Zen manastırının bulunduğu Huang Mei Dağı’na ulaştı. Nereden ve ne amaçla geldiği sorulunca Huineng, güneyden geldiğini ve aradığının yalnızca Budalık olduğu cevabını vedi. Hongren güneylilerin barbar olduklarını, bu nedenle Huineng’ın Budalığa erişmesinin çok zor olduğunu söyledi. Huineng, ‘insanlar güneyli ya da kuzeylidir, ancak Buda-doğasında güney-kuzey yoktur’ cevabını verdi. Hongren bunun üzerine Huineng'dan manastırda kalıp odun kesmek, pirinç öğütmek gibi işleri görmesini istedi.

Anlatılanlara göre, 661'de Hongren öğrencilerinden Zihnin Özünü anlatan bir dörtlük yazmalarını istedi. En iyi dörtlüğü yazan altıncı pir olarak Hongren'ın yerine geçecekti. Ancak bütün öğrenciler Shenxiu (605?-706) adlı rahibin kazanacağına kesin gözüyle baktıklarından dörtlük yazmaya yeltenmediler. Shenxiu ise bir geceyarısı manastırın duvarına şu dörtlüğü yazdı:

Gövde bilgelik ağacıdır,
Zihin ise parlak bir ayna
Onu hep temiz tutmalı ki
Üzeri toz tutmasın.

Bunu okuyan Hongren öğrencilerine bu dörtlüğü ezberlemelerini ve çalışmaların rehber olarak kabul etmelerini söyledi. Ancak Shenxiu ile özel olarak görüşmesi sırasında onun kapıya kadar geldiğini ancak içeriye henüz girmediğini, bodhi zihnini anlamadığını söyledi. Ondan yeni bir dörtlük yazmasını istedi. Shenxiu çok uğraşmasına rağmen başka bir dörtlük yazamıyordu.

Bu arada Huineng, Shenxiu'nun dörtlüğünü ezber yapan öğrencilerden duymuştu. Bir gün duvara giderek orada çalışanlardan kendisine bir dörtlük yazması için yardım etmelerini istedi. Shenxiu'nun şiirinin yanına yazılan dörtlük şöyledi:

Ne Bilgelik ağacı var,
ne de parlak bir ayna.
Yok boşluktan başka bir şey,
Toz nereye konacak?

Huineng daha sonra işinin başına döner. Ancak dörtlüğü öğrencileri şaşırtmıştır. Hongren dörtlüğü okuduktan sonra, ‘bu da zihnin özünü görememiş’, diyerek dörtlüğü siler.

Bir gece Hongren odasında Huineng'a Elmas Sutra'yı yorumlar. Huineng büyük bir aydınlanma yaşar ve tüm dharmaların kendi doğasından ayrılamayacağını anlar. Bunun üzerine Hongren ardılı olarak Huineng'ı seçer. Ancak diğer rahiplerin tepkisinden çekinen beşinci pir, Huineng'ın bunu açıklamasını istemez.

Huineng daha sonra Zen manastırını terk etti, 676'da Guangzhou'ya (Kanton) ulaştı. Rahip olarak kutsandıktan sonraki 37 yılını Zen Budizmini yaymaya adadı.

Huineng, Liu-Zu tanqing (Altıncı Pirin Kutsal Yazısı) adıyla kayıtlara geçen vaazında her insanın Buda doğası taşıdığını ve doğduğunda herkesin doğasının saf olduğunu savundu. İnsan kendi doğasını keşfetmesinini yolunun dinginlik ve bilgelik olduğunu, bununda ancak kişinin düşünceden ve nesnelere bağlılıktan kurtulmasıyla sağlanabileceğini ileri sürdü. Geleneksel meditasyon sistemi işe yaramaz yoldu, çünkü dinginlik hareketsizlik değil, kişinin iç doğasının huzur içerisinde olması ve zihninin hatalı düşüncelerden arınması demekti. Kişi kendi iç doğasını görmeyi başarabilirse, başkasının yardımına gerek duymadan, bir anda aydınlığa erişebilirdi.

Huineng bir anda aydınlanmaya ilişkin bu radikal öğretiyi savunması, aydınlanmaya yavaş yavaş varılacağını ileri süren Shenxiu önderliğindeki Kuzey okulu ile Güney okulu arasında derin bir ayrılığın doğmasına yol açtı.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Budizm</span> Bir din ve hayat felsefesi

Budizm, bugün dünya üzerinde yaklaşık 500 milyonu aşkın inananı bulunan bir dindir. İlk önce Hindistan’da ortaya çıkmış, daha sonra zaman içinde Güneydoğu ve Doğu Asya’da yayılmıştır.

Meditasyon ya da dalınç, Latince meditatio kelimesinden türetilmiş, sözcük anlamıyla birçok Batı dilinde "derin düşünme" anlamına gelmekte olan bir terim olup, sözlüklerde, "kişinin iç huzuru, sükûnet, değişik şuur halleri elde etmesine ve öz varlığına ulaşmasına olanak veren, zihnini denetleme teknikleri ve deneyimlerine verilen ad" olarak tanımlanır. Meditasyon tekniklerine, ait oldukları, Budizm (Hindistan), Taoizm (Çin), Bön (Tibet), Zen (Japonya) ve İslamiyet'te (tefekkür) gibi inanç sistemlerine göre ve izledikleri yöntemlere göre değişik adlar verilmiştir. Ayrıca günümüzde mevcut farklı inanç sistemleri, mezhepler ve ekoller meditasyonu farklı olarak yorumlamakta ve farklı şekillerde uygulamaktadırlar. Bu bakımdan standart ya da tek biçimli bir meditasyondan söz etmek olanaksızdır.

<span class="mw-page-title-main">Tibet Budizmi</span> Budizmin Vajrayana kolundan Budist inanış

Tibet Budizmi. Tibet, Moğolistan ve Bhutan başlıca olmak üzere Nepal, Hindistan, Çin, Rusya ve bazı Orta Asya Türklerinde takip edilen Budizm koludur. Kimi yerlerde Lamacılık olarak da adlandırılmaktadır. Tibetçe Lama den doğan bu kelime, aynı zamanda bir unvan olarak da kullanılmaktadır. Budizmin Vajrayana koluna aittir.

<span class="mw-page-title-main">Zen</span> aydınlanmacı bir yaşam felsefesi

Zen, kökeni Hindistan'daki Dhyana (ध्यान) okuluna kadar uzanan bir Mahāyāna Budist okulunun Japoncadaki ismidir. Hindistan'dan Çin'e geçen okul, burada Ch'an (禪) olarak ismini duyurmuştur. Tang Hanedanlığı döneminde Çin'de belli başlı Budist okullar arasına giren Ch'an, Çin'den Kore, Vietnam ve Japonya'ya yayılmıştır. 20. yüzyılda Batı'da tanınmaya başlanan bu okul, İngilizce ve diğer Batı dillerine Zen ya da Zen Budizm ismiyle girmiştir.

Sutra, Hindistan yazın geleneğinde özellikle Hinduizm, Budizm, Cainizm gibi inanç ve öğretilere ait eski metinlerde başvurulmuş bir edebî tarzın hem de bu türde yazılmış toplu metinlerin de adıdır. Vecize, özdeyiş, atasözü, özlü sözler gibi halk arasında dilden dile yayılma kolaylığı sağlamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Gotama Buda</span> Budizmin kurucusu olan dinî öğretmen

Sidarta Gotama, yaygın olarak Buda olarak bilinir, MÖ 6 veya 5. yüzyılda Hindistan'da yaşadığı tahmin edilen ve Budizm'in kurucusu olduğu düşünülen din adamı. "Buda" bir lakap olup kendisine ölümünden yüzyıllar sonra atfedilmiştir. Sanskritçede "uyanmış kişi" anlamına gelen Buda, peşine düştüğü yaşam ve ölümün ardındaki gerçeğin arayışı sonucu Sidarta Gotama'da oluşan ruhani aydınlanmayı anlatmak için kullanılan bir ünvandır.

Takuan Soho, Zen Budizmin Rinzai okulunun büyük figürlerinden biri, zen rahibi, ressam, kaligraf, çay ustası.

<span class="mw-page-title-main">Nagarjuna</span>

Nagarjuna, M.S. 2. yüzyılda yaşamış ve değilleme mantığıyla ün kazanmış olan ünlü Budist düşünür. Dünyayı anlama, yorumlama ve varlığın gizini çözme girişimlerinin zorunlu olarak sınırlarla karşılaşacağını ve eşyanın boş olduğunu öne süren Nagarjuna, yalnızca bilge kişinin, varlıkla ilgili olarak var mı yok mu sorusuna takılmadan, "ne var, ne yok" diyeceğini, her şeye tepeden bakacağını ve tartışmadan susacağını savunmuştur.

Mahāyāna, Budizm’in üç ana kolundan biridir. Kaynağı Hint yarımadasıdır. Budizm’i Hinayana ve Mahayana olarak sınıflandırır. Vajrayana ise Mahayana Budizm’inin bir uzantısıdır. MS 1. yüzyılda Orta Asya ve Çin’e geçmiş, buradan da Doğu Asya’ya yayılmıştır. Günümüze hâlen uygulanmakta olduğu yerler Hindistan, Çin, Tibet, Japonya, Kore, Vietnam ve Tayvan’dır.

<span class="mw-page-title-main">Bodhisattva</span>

Bodhisattva, Budist düşüncede kendini tüm duyarlı canlıların Budalığa ulaşmasına yardımcı olmaya adamış kişidir. Sanskrit Bodhisattva kelimesi "aydınlanma ('bodhi') ve gerçek ('sattva')" kelimelerinden oluşmuştur.

Vajrayana Budizmi, farklı kaynaklarda Tantrik Budizm, Tantrayāna, Mantrayana, Mantranaya, Gizli Mantra, Ezoterik Budizm ve Elmas Taşıt adlarıyla da tanınır. Vajrayana Mahayana Budizminin bir uzantısıdır; felsefesinden çok benimsediği uygulamalarla ayrılır. Mahayana'da uygulamalar kabaca iki yola ayrılır: iyi niteliklerin mükemmelleştirilmesi metodu olan Sutrayana ve nihai Budalık hedefini yol olarak benimseyen Vajrayāna metodu. Vajrayana tam aydınlanmaya ulaşılmadan önce Buda-doğasının mistik tecrübe ile deneyimlenmesini gerektirir. Bu tecrübelerin aktarılması için, bir ezoterik bilgi kümesinin Budist tantrik yogiler tarafından toplanmış ve nesilden nesile aktarılmış olması gerekir. Uygulayıcı öncelikle yetkin bir ruhani öğretmen ya da guru tarafından kabul edilmelidir.

<span class="mw-page-title-main">Elmas Sutra</span> vajracchedikā-prajñāpāramitā-sūtra

Elmas Sutra Prajnaparamita türü kısa bir Mahayana Budist sutrasıdır. Zihinsel takıntılara bağlanıp kalmaktan kaçınmanın yöntemlerini öğretir. Mogao mağaralarında Dunhuang el yazmaları arasında bulunmuş bir Elmas Sutra kopyası 868 tarihine aittir; ve bugün bilinen en eski kalıp baskı kitaptır.

<span class="mw-page-title-main">Buda-doğası</span>

Buda-doğası birçok Mahayana Budist okulunda önemli bir kavramdır. Ayrıca tathagatagarbha ve sugatagarbha terimleri de Buda-doğası kavramıyla eşanlamlı olarak kullanılır. Buda-doğasının tüm duyarlı varlıkların özünde doğuştan varolduğu kabul edilir; dolayısıyla herkes Budalığa ulaşabilir. Çoğu Mahayana Budist okulları, özellikle de Zen ve Tibet Budizminde Buda-doğasının sunyata (boşluk) olduğu kabul edilir.

Sanskritçe dhyāna veya Pāli dilinde jhāna, meditasyonda samadhiye ulaşmak için varılan bir aşamayı ifade eder. Hinduizm, Budizm ve Sihizm'de anahtar bir kavramdır. Çince "Chan", Japonca "Zen", Korece "Seon", Vietnamca "Thien" ve Tibetçe "Samten" kelimeleri aynı anlamda kullanılmaktadır.

Altıncı Pirin Platform Sutrası, Çin'de yazılmış Budist bir metindir. Chan/Zen okullarında yeni bir çığır açmış önemli metinlerden biridir. Geleneksel olarak Shao Zhou manastırında altıncı Chan piri Huineng'ın yaptığı konuşmalara dayandığı kabul edilir. Konuşmaların ana teması, aniden aydınlanma, kişinin kendi gerçek doğasını doğrudan kavraması, śīla, dhyāna ve prajñānın özünde bir olmasıdır. Güney Chan veya "Aniden Aydınlanma" okulu öğretisinin temelini bu önemli metne dayandırır.

Budizm okulları, Budizm'in tarih sahnesine çıktığı M.Ö. 5. yüzyıldan itibaren farklı coğrafyalarda yayılma olanağı bulmuş, girdiği yörenin kültürüne uyum sağlamıştır. Bununla birlikte aynı kültürden gelen Budist gelenekler içindeki yorum ve metotlardaki farklılıkların zamanla derinleşmesi biribirinden bağımsız, çeşitli okulların ortaya çıkmasına neden olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Budist felsefe</span>

Budist felsefe, Gotama Buda'nın ölümünden sonra Hindistan'daki çeşitli Budist okulları arasında gelişen ve daha sonra Asya'nın büyük kısmına yayılan felsefi araştırmalar ve araştırma sistemlerini ifade eder. Budist öğretilerinin yaşam, varoluş, bilgi, akıl, madde ve insan ahlakı değerlerine bakışı veya uygulanması, Budist felsefenin temel konusunu oluşturur. Buda’nın yaşamı boyunca kişisel olarak öğretilerini yazılı olarak kayıt etmemesinden dolayı, Budist felsefesi büyük oranda Budist okullarında geliştirilen Budist öğretilerinin yeniden inşası üzerine kurulmuştur. Budist felsefe’nin çalışma konusu, "Dukkha" kavramı ile başlar. Dukkha, Pali dilinde genellikle sefalet, mutsuzluk, keder, talihsizlik ve umutsuzluk anlamına gelir. Felsefe'nin amacına göre, Dukkha'dan Nirvana'ya ulaşmanın yolu dört asil hakikatte özetlenmiştir. Budizm’de Nirvana’ya ulaşmanın yolu hem felsefi akıl yürütme, hem de meditasyonu birleştirmekten geçer.

<span class="mw-page-title-main">Katyayana (budist)</span> Erken Budist metinlerinde adı geçen figür; Gautama Buddhanın önde gelen öğrencisi

Kātyāyana veya Mahākātyāyana Gotama Buda'nın bir öğrencisiydi. On ana öğrenciden biri olarak listelenmiştir ve Buda'nın kısa açıklamalarını genişletmek ve açıklamak konusunda en önde gelen kişidir.

<span class="mw-page-title-main">Karmamudra</span>

Karmamudrā, fiziksel veya görselleştirilmiş bir eşle cinsel birlikteliği içsel ısı (tummo) uygulaması ile birlikte kullanan ve bu yolla ikili olmayan bir mutluluk durumuna ve boşluğa dair içgörüye ulaşmaya çabalayan bir Vajrayana Budist tekniğidir. Tibet Budizminde, tummo yoga tekniğinde yeterlilik genellikle karmamudrā uygulaması için bir ön koşul olarak görülür.

<span class="mw-page-title-main">İkkyū</span> Japon Budist keşiş ve yazar (1394–1481)

İkkyū eksantrik, ikon kırıcı bir Japon Zen Budist keşişi ve şairi. Japon sanat ve edebiyatının Zen tutum ve idealleriyle aşılanmasını sağlarken bekarlığa karşı duruşuyla Budist manastır töresine karşı gelmek de dahil olmak üzere Zen'in kendisi üzerinde de büyük etkisi olmuştur.