İçeriğe atla

Hugo Münsterberg

Hugo Münsterberg (1 Haziran 1863 – 16 Aralık 1916), Alman-Amerikan psikolog. Araştırmalarını ve teorilerini endüstriyel/örgütsel, yasal, tıbbi, klinik, eğitim ve iş ortamlarına genişleterek uygulamalı psikolojinin öncülerinden birisi oldu.

Hayatı

İlk yılları

Hugo, o zamanlar Batı Prusya'da bir liman kenti olan Gdansk'da tüccar bir ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi. Alman milliyetçiliğiyle tanınsa bile, Hugo'nun ailesi aslında Yahudiydi, bunu hiçbir zaman alenen kabul etmedi. Babası Moritz, başarılı bir kereste tüccarıydı. Annesi tanınmış bir sanatçı ve müzisyen olan Minna Anna Bernhardi, Moritz'in ikinci eşiydi. Ailenin sanata büyük bir sevgisi vardı ve Münsterberg müzik, edebiyat ve sanatı keşfetmeye teşvik edildi. 20 yaşına gelmeden hem annesi hem de babası öldü. 12 yaşındayken, genç çocuğun hayatında büyük bir değişikliğe sebep olan ve onu tasasız bir çocuktan çok daha ciddi bir genç adama dönüştüren annesinin ölümü oldu.

Eğitimi ve kariyeri

Lise eğitimini Gymnasium of Danzig'de tamamlayan Münsterberg, tıp eğitimi almak istiyordu. Daha sonra Leipzig Üniversitesi'nde, psikoloji biliminin kurucusu olarak bilinen Wilhelm Wundt ile tanışarak psikoloji bilimine ilgi duymaya başladı. Sonrasında Wilhelm Wundt'un asistanlık teklifini kabul eden Hugo 22 yaşında da doktora derecesini tamamladı. Heidelburg Üniversitesi'nde medikal doktorluk derecesini alarak Freiburg Üniversitesi'nde çalıştı. Freiburg'da bulunan psikoloji laboratuvarının kurucusudur. Dikkat, öğrenme, algı ve hafıza ile ilgili çalışmalar yaptı. Bu dönemlerde yaptığı çalışmalar, Alman akademik çevresince yoğun eleştirilere maruz kalmıştı. William James ile tanıştığı Birinci Uluslararası Psikoloji Kongresi'ne katıldı. Sık sık yazışmaya devam ettiler ve 1892'de James, onu psikoloji laboratuvarının başkanı olarak üç yıllık bir dönem için Harvard'a davet etti. Aynı zamanda 1900'de Paris'teki Uluslararası Psikoloji Kongresi'nin başkan yardımcısı ve Heidelberg'deki Uluslararası Felsefe Kongresi'nin başkan yardımcısıydı. 1910-1911'de Harvard'dan Berlin Üniversitesi'ne profesör olarak atandı. O yıl Berlin'de Amerika-Institut'u kurdu. ABD'de kaldığı süre boyunca, ABD ile Almanya arasındaki ilişkilerin iyileştirilmesi için çalıştı, Amerika Birleşik Devletleri'nde Almanya'nın daha iyi anlaşılması için, Almanya'da ise Amerika Birleşik Devletleri'nin daha fazla takdir edilmesi için yazdı. Ölümüyle, Münsterberg'e karşı genel tutum değişti ve ölümü, Alman yanlısı tavırları ve Alman politikalarına verdiği destek nedeniyle nispeten fark edilmedi.

Çalışmaları

Uygulamalı Psikoloji

Zamanla Münsterberg'in ilgisi psikolojik ilkelerin birçok pratik uygulamasına yöneldi, o, psikologların daha sonra gerçek dünya uygulamalarında kullanılabilecek bilgileri ortaya çıkarma sorumluluğuna sahip olduğunu çok güçlü bir şekilde hissetti. Aslında psikolojik ilkeleri hukuk alanına uygulayan ve adli psikoloji yaratan ilk kişiydi. Hukuki durumlarda psikolojik bilginin uygulanması üzerine birkaç makale yazdı. Bu makalelerin çoğunda temel amaç, söz konusu tanık ifadesinin uygulanabilirliğini inceleyen görgü tanığı ifadesiydi. Ayrıca, hasta olanlara çeşitli farklı tedavilerle yardım etmeye çalışan psikolojik ilkeleri klinik psikoloji alanına da uyguladı.

Adli Psikoloji

Münsterberg, görgü tanığı ifadesinin doğası gereği güvenilmez olmasının çeşitli nedenlerine işaret ediyor. Görgü tanığı ifadesinin, bir öznenin algılarının koşullardan etkilenebileceği, meydana gelen olaylara ilişkin anılarını veya tanıklığını yanlış hale getirebileceği "illüzyonlara" doğası gereği nasıl duyarlı olduğunu anlatıyor. Düzenli olarak, aynı koşullardaki iki farklı kişi arasındaki tanıklığın, hatırlanan gerçekleri değiştirmeye en ufak bir ilgileri olmasa bile kökten farklı olabileceğini belirtiyor. Münsterberg bunun, her şey eşit olduğunda hafızanın kolayca yanılabilir olmasından kaynaklandığına inanıyor. Çünkü kişinin hafızası, her gözlemine nüfuz eden ve hafızamızı ve olayları hatırlamamızı lekeleyen çağrışımlar, yargılar ve telkinlerden etkilenir.

Klinik Psikoloji

Münsterberg, tüm fiziksel süreçlerin paralel bir beyin sürecine sahip olduğunu savunan psikofiziksel paralellik teorisine inanıyordu. Anormal davranışların nedenlerini anlamaya çalışırken birçok akıl hastası insan gördü. Onları bilimsel nedenlerle tedavi ettiğinden dolayı, hizmetleri için onlardan ücret almamayı seçti ve anormal davranışların nedenlerini anlamaya çalıştı. Esas olarak alkolizm, uyuşturucu bağımlılığı, fobi ve cinsel bozukluk vakalarına uyguladığı tedavisi, hastalarına, çabalarının bir sonucu olarak iyileşmeyi bekleyebilecekleri fikrini aşılamaktı.[1][2][3]

Endüstriyel Psikoloji

Münsterberg, Amerika'da bir işten diğerine geçmenin daha yaygın olduğuna dikkat çekiyor ve bunun bazı avantajları olduğunu belirtiyor: "Bir meslekte başarısızlık, Avrupa'daki kadar ciddi bir yaralanmayı beraberinde getirmez, ancak iş hayatına büyük katkı sağlar. Birinin hazırlık yapmadan herhangi bir mesleki alana atlaması daha büyük bir tehlike."

Kaynakça

  1. ^ Nakiboğlu, M. Sadi (30 Mart 2020). "Psikoloji Biliminin Öncüleri - Hugo Münsterberg". Vizyon Günlük. 4 Mayıs 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Eylül 2023. 
  2. ^ "Hugo Münsterberg". psychology.fas.harvard.edu (İngilizce). 4 Mayıs 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Eylül 2023. 
  3. ^ Weimer Irving B. (2003). Psikoloji'nin El Kitabı

İlgili Araştırma Makaleleri

Psikoloji veya Ruh bilimi, içgüdüsel davranışları ve zihni inceleyen bilimdir. Bilinçli ve bilinçsiz olayların yanı sıra daha çok duygu ve düşüncenin incelemesini içeren Psikoloji, çok kapsamlı bir bilimsel alandır. Bu alanda uzman olan ve aynı zamanda bilgi araştırması yapanlara psikolog denir. Psikologlar, beyinin ortaya çıkan özelliklerini ve ortaya çıkan özelliklerle bağlantılı tüm fenomenleri anlamaya çalışırlar ve bu şekilde daha geniş nöro-bilimsel araştırmacı grubuna katılırlar. Psikoloji bilimi, bir sosyal bilim olmasına rağmen aynı zamanda doğa bilimleri olarak da kategorize edilebilir. Özellikle beyin biyolojisi bilgisini oldukça kullanır ve geliştirir.

<span class="mw-page-title-main">William James</span> Amerikalı filozof ve psikolog (1842–1910)

William James, psikolojide işlevselcilik hareketinin öngörücüsü, pragmatizmin öncüsü Amerikalı filozof ve psikologdur.

<span class="mw-page-title-main">Algı</span> Duyusal bilginin alınması, yorumlanması, seçilmesi ve düzenlenmesi

Algı, psikoloji ve bilişsel bilimlerde duyusal bilginin alınması, yorumlanması, seçilmesi ve düzenlenmesi anlamına gelir. Algı, duyu organlarının fiziksel uyarılmasıyla oluşan sinir sistemindeki sinyallerden oluşur. Örneğin, görme gözün retinasına düşen ışıkla, işitme kulağa gelen ses ile oluşur. Algı bu sinyallerin sadece pasif bir şekilde alınması değildir. Öğrenme, dikkat, hafıza ve beklenti ile şekillenebilir. Algı, bu "yukarıdan aşağıya etkileri" kapsadığı gibi duyusal girdinin "aşağıdan yukarıya" işlenmesini de içerir. "Aşağıdan yukarıya işlemler", basitçe, düşük seviye bilgi kullanılarak daha yüksek seviyede bilginin oluşturulmasıdır. Yukarıdan aşağıya işlemler ile kastedilen, kişinin kavram ve beklentilerinin algıyı etkilemesidir. Algılama, sinir sisteminin kompleks işlemlerine dayanır, ancak bilinçsel farkındalığın dışında gerçekleştiği için çoğu zaman kişilere zahmetsizce gerçekleşir gibi gelir.

<span class="mw-page-title-main">Wilhelm Wundt</span>

Wilhelm Maximilian Wundt, Alman fizyolog, psikolog, filozof, profesör, tıp doktoru ve modern psikolojinin kurucularındandır. Almanya'nın Leipzig şehrinde 1879 yılında ilk psikoloji laboratuvarını kurarak deneysel psikolojinin adımlarını atmıştır. Zihnin yapısını incelemeye alan yapısalcılık ekolünün kurucusu sayılır. Almanya'da Leipzig Üniversitesi'nde kurulan bu laboratuvar sayesinde insan davranışlarının sebepleri bilimsel ortamda araştırmaya tabi tutulmuştur. Wundt özellikle "KBY" olarak bilinen "konfüzyonel beden algısı" isimli konuda yaptığı çalışmaları ile kendisinden söz ettirmiştir. Halen bu çalışmaların psikolojik alanda geçerliliği bulunmamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Türk Psikologlar Derneği</span>

Türk Psikologlar Derneği merkezi Ankara'da olan bir sivil toplum kuruluşudur.

<span class="mw-page-title-main">Deneysel psikoloji</span>

Deneysel psikoloji, psikolojiye doğa bilimleri gözlüğüyle bakar ve onu bilimsel yöntem yardımıyla anlamaya çalışır. Deneysel psikolojinin odaklandığı konular davranışı belirleyen süreçler ve zihinsel yaşamın doğasıdır. Bu dal, psikolojik bilgi birikimini günlük yaşamda karşılaşılan sorunları çözmekte kullanan uygulamalı psikoloji ve zihinsel hastalıkları terapi yoluyla ortadan kaldırmayı amaçlayan klinik psikolojiden ayrılır.

<span class="mw-page-title-main">John B. Watson</span> Amerikalı psikolog (1878 – 1958)

John Broadus Watson, psikolojide davranışçılık ekolüne yaptığı katkılarla tanınan Amerikalı psikologdur.

Görgü tanığının ifadesi, kişinin tanık olduğu olaya dair bilgi ve gözlemleri hakkında, adli bir süreç kapsamında verdiği ifade. İdeal bir durumda, tanığın hatırladıklarının ayrıntılı olması beklenir ancak bu her zaman gerçekleşmez. Tanığın hatırladıkları, tanığın bakış açısından bakıldığında ne yaşandığını kanıtlamak için kullanılır. Anıları bellekten çağırma işlemi geçmişte güven duyulan bir işlemdi. Ancak günümüzde, psikologların “Anılar ve bireysel algılar güvenilmezdir. Kolaylıkla manipüle edilebilir ve değişime uğrayabilirler” savını destekleyen adli tıp uzmanları tarafından bu güven çürütüldü. Bu nedenle birçok devlet, bu günlerde görgü tanıklığının mahkemelerde kullanımıyla ilgili değişikliklere gitmeyi planlıyor. Görgü tanıklığı aynı zamanda bilişsel psikoloji alanının özel bir odağı olma özelliğini taşıyor.

<span class="mw-page-title-main">Edward Bradford Titchener</span> Amerikalı psikolog (1867 – 1927)

Edward Bradford Titchener, İngiliz psikolog. Psikolojinin ABD'de deneysel bir bilim olarak yerleşmesine katkıda bulunan kişilerden biridir. 1885'te girdiği Oxford Üniversitesi'nde klasik diller ve biyoloji üzerine bir süre eğitim gören Titchener daha sonra Psikoloji biliminde karar kıldı. 28 yaşında psikoloji profesörü olan Titchener, Wilhelm Wundt'un görüşlerinden etkilenip bu doğrultuda çalışmalar yaptı. Bu yöndeki çalışmalarında içgözlem metodunu kullandı ve bunun psikolojide bir gereklilik olmasını ifade etti.

<span class="mw-page-title-main">Phi fenomeni</span>

Phi Fenomeni, sabit olan nesnelerin belli bir aralıkta ve hızlı bir biçimde sunulması sonucunda oluşan, gerçekte olmayan hareket algısıdır. Arka arkaya gelen resim ya da ışık noktaları bir birim olarak algılanır. Max Wertheimer tarafından 1912 yılında tanımlanan bu olgu, sinemada art arda gösterilen karelerin veya yanıp sönen ışıklı panolardaki yazıların hareket ediyormuş algısı oluşturmasını açıklar.

Askerî psikoloji dost ve düşman kuvvetlerinde veya sivil topluluklardaki davranışları anlama, tahmin etme ve karşı koymaya yönelik psikolojik teorilerin ve ampirik verilerin araştırılması, tasarımı ve uygulanmasıdır. Askerî harekâtların yürütülmesi için istenmeyen, tehdit edici veya potansiyel olarak tehlikeli olabilecek davranışlara özel önem verilmektedir. Askerî psikoloji, askeri zaferler için askerî birlikler arasındaki dayanıklılığı teşvik etmek ve düşman güçlerine karşı koymak için psikolojinin çoklu alt disiplinlerini kullanır. Askerî psikoloji altında incelenen stres ve zihinsel hastalıklar askeriyeye özgü değildir. Ancak, askerler genellikle savaş ve savaş ortamlarında benzersiz stres kombinasyonlarıyla karşılaşırlar ve stresle ilişkili psikiyatrik bozukluklar yaşayabilirler. Askerî personelin karşılaştığı sorunların özel örnekleri arasında Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB), suçluluk, aile ve partner zorlukları, kâbuslar ve geri dönüşler sayılabilir. Uygulamalı askerî psikoloji özellikle danışmanlık ve askerî personelin ve ailelerinin stres ve yorgunluğunun tedavisi üzerine odaklanmıştır.

Psikoloji temel bilimi, psikoloji alanında yapılan araştırmaların bazıları, uygulanan psikolojik disiplinlerde yapılan araştırmalardan daha "temel" dir ve doğrudan bir uygulaması yoktur. Psikoloji içerisindeki temel bilim yönelimini yansıttığı düşünülen alt disiplinler arasında biyolojik psikoloji, bilişsel psikoloji, nöropsikoloji vb. alt dallar sayılabilmektedir. Bu alt disiplinlerdeki araştırmalar, metodolojik titizlik ile karakterizedir. Psikolojinin temel bilim olarak kaygı, davranış, biliş ve duyguların altında yatan yasaları ve süreçleri anlamaktır. Temel bilim olarak psikoloji, uygulamalı psikoloji için bir temel sağlar. Uygulamalı psikoloji, aksine, temel psikolojik bilimlerin ortaya koyduğu psikolojik ilkelerin ve teorilerin uygulanmasını içerir; bu uygulamalar zihinsel ve fiziksel sağlık ayrıca eğitim gibi alanlarda sorunların üstesinden gelmeyi veya refahı artırmayı amaçlamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Psikoloji tarihi</span>

Psikolojinin tarihi, çok eski uygarlıklara uzanmaktadır. Psikoloji "davranış ve zihinsel süreçlerin bilimsel olarak incelenmesi" olarak tanımlanmaktadır. İnsan zihnine ve davranışına felsefi ilgi, Mısır, İran, Yunanistan, Çin ve Hindistan'ın eski uygarlıklarına dayanmaktadır.

Psikoloji felsefesi, modern psikolojinin teorik temellerinde yatan birçok konuyu ifade eder.

Daniel Lawrence Schacter Amerikalı psikolog. Harvard Üniversitesi'nde Psikoloji Profesörüdür. Araştırmaları bilinçli ve bilinçsiz bellek biçimleri arasındaki ayrım, bellek ve beyin çarpıklığının beyin mekanizmaları, bellek ve gelecek simülasyonu, insan belleği ve amnezinin psikolojik ve biyolojik yönleri üzerinde yoğunlaşmıştır.

Lynn Nadel, Arizona Üniversitesi'nde psikoloji profesörü olan Amerikalı bir psikologdur. Nadel hafıza konusunda uzmanlaşmıştır ve hipokampusun hafıza oluşumundaki rolünü araştırmıştır. John O'Keefe ile birlikte hipokampüsün uzayın bölümlerinin bilişsel haritalarını öğrendiği ve depoladığı teorisini savunan ve 1978'de yayınlanan Bilişsel Harita Olarak Hipokampus isimli etkili kitabın yazarlarından biridir. Morris Moscovitch ile birlikte hipokampusun her zaman epizodik hafızanın depolanması ve geri çağrılması ile ilgili olduğu ancak semantik hafızanın neokortekste kurulabileceği şeklindeki çoklu iz teorisini geliştirmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Mary Whiton Calkins</span> Amerikalı filozof ve psikolog (1863 – 1930)

Mary ; 30 Mart 1863 - 26 Şubat 1930 ), bilgilendirilmiş teori hakkında çalışan ve hafıza, rüyalar ve özbenlik üzerine araştırmalar yapmış Amerikalı bir filozof ve psikologdur. 1903 yılında, Calkins, meslektaşları tarafından seçilerek en değerli elli psikolog listesinde on ikinci olmuştur. Cinsiyeti nedeniyle Harvard Üniversitesi tarafından doktorası reddedilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">William Stern (psikolog)</span> Alman psikolog (1871 – 1938)

William Stern, Alman psikolog ve filozof. Ölçülebilir kişilik özelliklerini ve bu özelliklerin her insandaki etkileşimini inceleyerek bireye vurgu yapan ve benliği yaratan kişisel psikolojinin gelişimiyle tanınır.

Uygulamalı Psikoloji, insan ve hayvan davranışlarına ilişkin pratik sorunlarını çözmek için psikolojik yöntemlerin ve bilimsel psikolojinin bulgularının kullanılmasıdır. Eğitim ve örgüt psikolojisi, İşletme yönetimi, Hukuk, Sağlık, Ürün tasarımı, Ergonomi, davranış psikolojisi, motivasyon psikolojisi, psikanaliz, nöropsikoloji, psikiyatri ve ruh sağlığı gibi alanlar psikolojik ilkelerin ve bilimsel bulguların uygulanmasından etkilenen alanlardan sadece birkaçıdır.

Hukuk psikolojisi ve adli psikoloji birlikte daha genel konuları elen alan ve "psikoloji ve hukuk" olarak tanınan alanı oluşturur. Psikologların hukuki sorunları ele almaya yönelik daha önceki çabalarının ardından, psikoloji ve hukuk, 1960'larda adaleti güçlendirme çabasının bir parçası olarak çalışma alanı haline geldi. Bu alandaki kişilerin görevi psikoloji ve hukuk topluluklarının yanı sıra kamuoyunu psikoloji ve hukuk alanındaki mevcut araştırma, eğitim ve hizmet konusunda bilgilendirmektir.