İçeriğe atla

Hristiyanlıkta cehennem

Gehennem, Hinnom Vadisi, 2007

Cehennem sözcüğü İbranicedeki "Ge-Hinnom" sözcüğünden gelir. “Ge” sözcüğünün anlamı “Vadi”dir. "Hinnom" sözcüğü ise isimdir. Buna göre Ge-Hinnom sözcüğünün karşılığı, Ge-Ben-Hinnom'un kısaltılmış şeklidir. Hinnom Vadisi'nin bulunduğu yer coğrafi olarak Kudüs'ün güney ve güney batısıdır.

Hinnom Vadisi, eski devirlerde İsrail Krallığı'nda yaşayan insanların çocuklarını Molek adı verilen bir puta kurban olarak sundukları bir yerdi. İsrail Krallığı'nda bazı insanlar kendi çocuklarını canlı olarak bu putun ortasındaki ateşe atıyorlardı. İsrail Krallığı'ndaki bu tür kişiler kendilerine verilen Tanrı'nın emirlerinin aksine davranarak, diğer ulusların yaptıkları bu putperest tapınma biçimini benimseyip uygulamışlardı. 2. Krallar 21: 1-6'da şunlar yazılıdır:

Manaşşe on iki yaşında kral oldu ve Yeruşalim'de elli beş yıl krallık yaptı. Annesinin adı Hevsivah'tı. RAB'bin İsrail halkının önünden kovmuş olduğu ulusların iğrenç törelerine uyarak RAB'bin gözünde kötü olanı yaptı. Babası Hizkiya'nın yok ettiği puta tapılan yerleri yeniden yaptırdı. İsrail Kralı Ahav gibi, Baal için sunaklar kurdu, Aşera putu yaptı. Gök cisimlerine taparak onlara kulluk etti. RAB'bin, “Yeruşalim'de bulunacağım” dediği RAB'bin Tapınağı'nda sunaklar kurdu. Tapınağın iki avlusunda gök cisimlerine tapmak için sunaklar yaptırdı. Oğlunu ateşte kurban etti; falcılık ve büyücülük yaptı. Medyumlara, ruh çağıranlara danıştı. RAB'bin gözünde çok kötülük yaparak O'nu çok öfkelendirdi. (l)

O devirlerde çocuklarını canlı olarak ateşte kurban etmek sahte tapınmanın diğer uygulamalarının sadece bir kısmıydı. Tanrı'nın gözünde, İsrail Krallığı'nda insanların çocuklarını ateşe atarak Baal ve Molek gibi put tanrılara kurban olarak sunmaları iğrenç bir şeydi. Bu uygulamayı yapan başka bir kral ise Ahaz'dı. 2. Tarihler 28: 2-4'te şunlar yazılıdır:

İsrail krallarının yollarını izledi; Baallara tapmak için dökme putlar bile yaptırdı. Ben-Hinnom Vadisi'nde buhur yaktı. RAB'in İsrail halkının önünden kovmuş olduğu ulusların iğrenç törelerine uyarak oğullarını ateşte kurban etti. Puta tapılan yerlerde, tepelerde, bol yapraklı her ağacın altında kurban kesip buhur yaktı.” (l)

Yeremya 32: 35'te de şunlar kayıtlıdır:

Ben-Hinnom Vadisi'nde ilah Molek'e sunu olarak oğullarını, kızlarını ateşte kurban etmek için Baal'ın tapınma yerlerini kurdular. Böyle iğrenç şeyler yaparak Yahuda'yı günaha sürüklemelerini ne buyurdum, ne aklımdan geçirdim. (1)

İsrail Krallığı'ndaki bu insanlar o zamanki ulusların törelerine uyarak, oğullarını ve kızlarını ilah Molek'e kurban olarak olarak sunuyorlardı. Ayetlerin içinde geçen “ulusların iğrenç törelerine uyarak RAB'bin gözünde kötü olanı yaptı”, “RAB'bin gözünde çok kötülük yaparak O'nu çok öfkelendirdi” ve “Böyle iğrenç şeyler yaparak Yahuda'yı günaha sürüklemelerini ne buyurdum, ne aklımdan geçirdim.” ifadeleri Kitabı Mukaddes'in bu konuda ne dediğini göstermektedir.

İsrail krallarından bir başkası olan kral Yoşiya ise diğerlerinin aksine bu uygulamaya bir son verdi. Bunu yaparak başkalarının bu bölgeyi artık sahte tapınma amaçlı olarak kullanarak, çocuklarını kurban olarak sunmalarına engel olmaya çalıştı. 2. Krallar 23: 10'da şu bilgiler veriliyor:

Yoşiya, kimse oğlunu ya da kızını ilah Molek için ateşte kurban etmesin diye, Ben-Hinnom Vadisi'ndeki Tofet'i kirletti.(1)

Daha sonra bu yer, şehrin çöplüğü olarak kullanılmaya başlandı; ve burası zamanla, ağır suç işlemiş kişilerin cesetlerinin, hayvan ölüsünün ve ayrıca her çeşit çöpün atıldığı bir yer durumuna geldi. Ve insanlar bu çöplerin yığılmasını önlemek için bunları yaktılar ve kükürt atarak ateşin devamını sağladılar. Tıpkı günümüzde de çöplerin yakıldığı gibi. Burası artık insanların canlı olarak putlara kurban olarak yakıldığı bir yer olmaktan çıkıp, sadece bir mezara gömülmeye değer bulunmayan kişilerin cesetlerinin atıldığı bir yer olarak kullanıldı. İsa'nın Ge-Hinnom sözcüğünü kullandığı dönemde de Hinnom Vadisi aynı bu amaçla kullanılan bir yerdi.

Ancak gene de Kutsal Metin'de Hinnom Vadisi ya da orijinal şekliyle Ge-Hinnom bir ceza yeri olarak gösterilmektedir. Öyleyse bu yukarıda sözü edilen bilgilerle ve Tanrı'nın kişiliğiyle ne derecede uyumludur, buna bakmak gerekir. Birisinin ceza olarak Hinnom Vadisi'ne atılacağına ilişkin bazı örneklere bakalım. Bazı ayetler şöyledir. Markos 9: 43-47:

“Eğer elin seni günaha sokuyorsa, onu kes at; çolak olarak hayata erişmen iki elli olarak Hinnom Vadisine, sönmez ateşe gitmenden iyidir. – Eğer ayağın seni günaha sokuyorsa, onu kes at; topal olarak hayata erişmen iki ayağınla Hinnom Vadisine atılmandan iyidir. – Eğer gözün seni günaha sokuyorsa, onu çıkarıp at; tek gözlü olarak Tanrı'nın krallığına erişmen iki gözünle Hinnom Vadisine atılmandan iyidir. Orada onların kurdu ölmez ve ateşi sönmez.” (2)

İsa burada, Hinnom Vadisi'nin ateşli bir ceza yeri olduğunu söylemektedir. Ayrıca birisinin sürçüp Hinnom Vadisi'ne gitmemek için, elini, ayağını ya da gözünü çıkarmasını öğütlemektedir. Ancak İsa'nın genel olarak sözlerinin önemli bir kısmının mecazi anlamlar içerdiği görülür. İsa'nın bu sözleri de, kişinin eliyle, ayağıyla ya da gözüyle yapabileceği kötü işleri bırakması gerektiğini mecazi bir dille anlatmaktadır.

İsa, kendi yaşadığı dönemdeki din adamları için Hinnom Vadisi'yle ilgili bir yargıyı içeren sözlerinden bazı kısımlar şöyledir: Matta 23: 13-15, 33:

Vay halinize yazıcılar ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Çünkü göklerin krallığının kapısını insanlara kapatıyorsunuz; ne kendiniz içeri giriyorsunuz, ne de girmeye çalışanları bırakıyorsunuz. - Vay halinize yazıcılar ve Ferisiler, ikiyüzlüler! Çünkü siz birine inancınızı benimsetmek için denizler karalar aşarsınız. O kişi sizden biri olduğunda ise onu Hinnom Vadisine atılacak hale getirirsiniz; hem de kendinizden iki kat beter ederek. (2)
Ey yılanlar, ey engerekler soyu Hinnom Vadisi cezasından nasıl kaçacaksınız? (2)

İsa'nın şu sözleri Hinnom Vadisi'yle ilgili bir anlayış kazanmaya yardım eder. Matta 10: 28:

Sizi öldürmeye gücü yeten fakat hayattan yoksun bırakmaya gücü olmayanlardan korkmayın, asıl sizi Hinnom Vadisinde tamamen yok edebilecek olandan korkun. (2)

Aynı konuda İsa'nın diğer sözleri şöyledir. Luka 12: 4-5:

Ayrıca dostlarım, size şunu söyleyeyim, bedeni öldürebilen fakat bundan ötesini yapamayanlardan korkmayın. Kimden korkmanız gerektiğini ben size söyleyeyim: Öldürdükten sonra Hinnom Vadisine atma yetkisi olandan korkun. Evet, size derim ki, O'ndan korkun. (2)

Acaba İsa bütün bu ifadeleriyle Hinnom Vadisi'nden söz ederken, Hinnom Vadisi'ni, kötü insanların ceza olarak ateşte işkence edildiği bir yer olarak mı göstermek istemektedir? Hayır. İsa, “Sizi öldürmeye gücü yeten fakat hayattan yoksun bırakmaya gücü olmayanlardan korkmayın, asıl sizi Hinnom Vadisinde “tamamen yok edebilecek” olandan korkun.” diyerek, Hinnom Vadisi'nin bir daha dirilmenin mümkün olmadığı bir yer olduğunu göstermektedir. Diğer bir deyişle Tanrı bir kişiyi “Hinnom Vadisinde tamamen yok edebilecek”tir. Demek ki, Hinnom Vadisi tamamen yok edilmeyle ilgili olarak kullanılmaktadır. Aksi takdirde Hinnom Vadisi'nde birisi yaşayıp acı çekiyorsa bu onun tamamen yok edilmediği demek olur.

Aşağıdaki ayetler Hinnom Vadisi'ne gidecek şeyleri ve kişileri gösterir. Vahiy bölümünde, soyut kavramlar olan ve bir durumu gösteren ölüm ve ölüler diyarı ile, adı yaşam kitabına yazılmamış somut varlıklar olan insanların aynı yere atılacakları gösteriliyor. Soyut ve somut kavramların buradaki ortak özelliği ikisinin de yok edilecek olmalarıdır. Vahiy 20: 13-15 şunlar yazılıdır:

Deniz kendisinde bulunan ölüleri geri verdi. Ölüm ve ölüler diyarı da kendilerinde bulunan ölüleri geri verdiler (...). Ölüm ve ölüler diyarı ateş gölüne atıldı. Bu ateş gölü, ikinci ölümdür. Ayrıca, adı hayat kitabında yazılı bulunmayan kim varsa ateş gölüne atıldı. (2)

Ayet, “İşte bu ateş gölü ikinci ölümdür.” diyerek bunu açık bir şekilde göstermektedir. İkinci ölüm varlıktan silinmeyi ifade etmektedir. “İkinci ölüm budur” ifadesi Vahiy 21: 8'de de geçer. Bu hayat kitabına yazılmamış olanlar bir daha dirilmeyecekleri için ikinci ölüme gitmiş olacaklardır. Ayrıca gelecekte cennette ölüm olmayacağı için ölüm de varlıktan silinecektir. Ve gene bir dirilme olacağından ölüler diyarı diye bir yer de kalmayacaktır. Çünkü boşalmış olacaktır. Kutsal Metin ateşi “yiyip bitiren-tüketen” olarak göstererek, bir şeyin yok edilmesinde ateşi simgesel olarak kullanır. Matta 25: 41 ve 46 bunu daha açık bir dille gösterir:

Siz ey lanetliler, benden uzak durun, İblis ve melekleri için hazırlanmış sonsuz ateşe gidin. (2)
Bunun üzerine kral onlara şöyle diyecek: (...) Bunlar sonsuz ölüme, fakat doğru kişiler sonsuz yaşama gidecekler. (2)

Kutsal Metin, Hinnom Vadisi'ni ateşli bir işkence yeri olarak göstermemektedir. Tanrı'nın böyle bir şeyi iğrenç bulduğunu alıntılar göstermektedir. Ayrıca Tanrı, böyle bir şeyi yapmayı İsraillilere ne buyurduğunu ne de aklından geçirdiğini söylemektedir. Cehennemin işkence çekilen ateşli bir yer olduğu düşünüldüğünde akla şu gibi sorular gelebilecektir: Tanrı sevgi ve merhamet dolu olduğuna göre, insanlara böyle bir işkenceyi uygun görebilir mi? Örneğin bir babanın oğlu ıslah olmaz derecede kötü ise bu baba çocuğunu sobaya atarak mı cezalandırır? Aslında insanlar hayvanlara bile böyle cezaları uygun görmezler.

Tanrı, önceden hazırlık yaparak, Âdem'le Havva'yı Aden Bahçesi'ne yerleştirdi. Kutsal Metin, Tanrı için şu sözleri söyler: “Böyle iğrenç şeyler yaparak Yahuda'yı günaha sürüklemelerini ne buyurdum, ne aklımdan geçirdim.” Ama aşağıdaki ayetler birilerinin aklından geçtiğini göstermektedir. Mezmurlar 106: 36-39:

Putlarına taptılar, Bu da onlara tuzak oldu Oğullarını, kızlarını cinlere kurban ettiler Kenan putlarına kurban olsun diye Oğullarının, kızlarının kanını, Suçsuzların kanını döktüler; Ülke onların kanıyla kirlendi. Böylece yaptıklarıyla kirli sayıldılar, Vefasız duruma düştüler töreleriyle. RAB'bin öfkesi parladı halkına karşı, Tiksindi kendi halkından. (1)

Buradaki sözler İsrail Krallığı'ndaki bu insanların putlara taptıklarını ve bunun onlara tuzak olduğunu, sonuçta da çocuklarını cinlere kurban ettiklerini gösterir. Bu insanlar çocuklarını Baal için, Molek için ateşte kurban ettiler, ama aslında onlar çocuklarını cinlere kurban etmişlerdi. Çünkü bu törelerin-öğretilerin sahibi ve bu işkencenin yapılmasından sadistçe zevk duyanlar Kutsal Metin'e göre aslında cinlerdi.

Kutsal Metin'de, Ge-Hinnom sözcüğü gökle veya başka bir yerle ilgili olarak kullanılan bir sözcük olmamıştır; Ge-Hinnom sözcüğü Dünya'daki bir yerin adıdır ve günümüzde artık çöp dökülen bir yer olmaktan da çıkmıştır.

  • Not: Eski İsrail Krallığı'nda İsrailliler ve İsrailli olmayan karışık bir halk yaşıyordu. Bunların bir kısmı, İsrailliler Mısır'dan çıktıklarında onlarla birlikte eski Mısır'dan çıkan çok karışık halktı.

Ayrıca bakınız

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">İncil</span> Nasıralı İsanın yaşamını, öğretilerini, ölümünü ve dirilişini anlatan biyografi metinleri

İncil, İsa'nın yaşamını, öğretilerini, ölümünü ve dirilişini anlatan her bir biyografidir. Matta, Markos, Luka ve Yuhanna tarafından kaleme alınmış olan ve yazarlarının adlarıyla anılan dört incil, Yeni Ahit'in ilk dört bölümünü teşkil eder. İncil sözcüğü Türkçe konuşan kimseler arasında sıklıkla Yeni Ahit anlamında kullanılır. Bu kullanıma –hatalı olsa dahi– Türkçe Hristiyan kaynaklarda da rastlanabilir. Bu kaynaklarda Müjde sözcüğü de Yeni Ahit anlamında kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Melek</span> dinler terminolojisindeki doğaüstü figür

Melek, dini bir terim. Melek, birçok dinde inanılan semavi verilen isimdir. Meleklerin görevleri Tanrı'ya hizmet etmektir. Meleklere inancın var olduğu her din ve inançta melek kavramına bakış farklıdır.

<span class="mw-page-title-main">Marduk</span> Mezopotamya Tanrılarından Biri

Marduk, antik Mezopotamya'daki geç dönem tanrılarından birinin adıdır. Hammurabi zamanında Babil, Fırat vadisinin politik merkezi olduğunda, Babil panteonunun başı olarak Marduk'a tapınılmaya başlanmıştır. Babil yaratılış destanı olan Enûma Eliş'te tanrıların en büyüğü ilan edilmiştir.Destana göre o aynı zamanda babil'in koruyucu tanrısıdır.

<span class="mw-page-title-main">Teslis</span> Baba, Oğul ve Kutsal Ruh üçlüsün­den oluşan Tanrı inancını ifâde eden kavram

Teslis, Kutsal Üçleme ya da Üçlü Birlik, tek olan Tanrı'nın Kutsal Kitap'ta kendisini bildirdiği her biri eşit yücelikte, özünde tek, ezeli ve ebedi olan üç benliğini konu edinen ve Hristiyan kiliselerinin çoğunluğu tarafından inanılan ana akım Hristiyan dininin merkezindeki inanç esasıdır. Baba Tanrı, Oğul Tanrı ve Kutsal Ruh üç farklı benlik (hipostaz) olarak aynı özü paylaşmaktadırlar (Homoousia). Tek öz Tanrı'nın birliğini üç benlik ise Tanrı'nın kimliğini anlatmaktadır ve benliklerin hem birbirinden farklılıklarını hem de özde çözülmez birliklerini ifade eder. Böylece tüm yaratım ve lütuf süreci Tanrı'nın üç ilahi benliğinin ortak eylemi olarak görülür. Her benlik, Üçlü Birlik'te kendilerine özgü nitelikleri tezahür ettirir ve böylece her şeyin "Baba'dan çıkıp gelmiş" "Oğul aracılığıyla" ve "Kutsal Ruh'un gücüyle" gerçekleştiğini kanıtlar.

<span class="mw-page-title-main">Cehennem</span> çoğu dini inanca göre günahların cezasının çekileceği yer

Cehennem, çeşitli inançlarda ölüm sonrası ceza çekilen ateşli bir yer olarak gösterilir. Cehennemde kalma süresi inanca göre değişiklik gösterebilir. Cehennemde günah borcu ödeninceye kadar kalınıp sonra tekrar cennete gidilebilir. Ancak, cehennem bazıları için sonsuza dek ateşte yanmak anlamına gelir. Cehennem görevlilerine İslam inancında zebani adı verilir.

<span class="mw-page-title-main">İslam'da cehennem</span>

Cehennem, çoğu dinde olduğu gibi İslam dininde de, ahiretteki azap yeridir. İnsanlar dünyadaki hareketlerine ve inançlarına göre cennete veya cehenneme giderler. İslam inancına göre, kâfirler, müşrikler ve münafıklar ölümden sonra, "derece derece olan cehennemde" sonsuza dek kalacak ve azap göreceklerdir. Belirtilen şudur ki, İslam inancına aykırı hareket etmiş Müslüman kimseler de günahları ölçüsünde cehennemde kalacak ve cezalandırılacaklardır. İslam dinindeki farklı itikat (inanç) mezheplerinin bu konuda farklı fikirleri ve çeşitli ayrışmaları olsa da, İslam'daki genel görüş budur.

Araf, bazı din ve inançların ahiret kavramlarında yer alan, kötüler ve iyilerin sınıfına sokulamayan, inançlı günahkarların veya günah ve sevapları eşit olanların gideceği geçici arınma yeri, nihai ahiret mekanları arasında olduğuna inanılan yer, çoğunlukla dağ. Sözcük olarak, Arapça "kum tepesi" anlamındaki "urf"un çoğul halidir.

Rab "Efendi" veya "kral" anlamına gelen İbranice kökenli bir sözcük. Bir diğer anlamı da öğretmen veya usta'dır.

<span class="mw-page-title-main">Harun</span> İbrani peygamber ve din büyüğü

Harun, Musa'nın ağabeyi olan Yahudi kâhin ve din büyüğü.

<span class="mw-page-title-main">İlyas</span>

İlyas, İbranice İncil'deki Krallar Kitaplarına göre bir peygamber ve bir mucize yaratıcısıdır ve Kral Ahab'ın hükümdarlığı sırasında kuzey İsrail krallığında yaşar. 1 Krallar 18'de İlyas, Kenan tanrısı Baal'a karşı İbrani Tanrısı YHWH'ye tapınmayı savunur. Tanrı ayrıca İlyas aracılığıyla diriliş, gökten ateş indirme ve "ateşle" diri diri göğe girme gibi birçok mucize gerçekleştirir. Ayrıca "peygamberlerin oğulları" olarak bilinen bir peygamberler okuluna liderlik eder. Yükselişinin ardından, öğrencisi ve en sadık yardımcısı Elyesa, bu okulun lideri rolünü üstlenir. Malaki Kitabı, İlyas'ın "Tanrı'nın büyük ve korkunç gününün gelişinden önce" döneceğini kehanet eder, onu İbrani Kutsal Kitabına saygı duyan çeşitli inançlarda Mesih'in ve eskatonun habercisi yapar. İlyas'a yapılan atıflar Sirak, Yeni Ahit, Mişna,Talmud, Kuran, Mormon Kitabı ve Bahai yazılarında yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Yunus (peygamber)</span> Kutsal Kitap ve Kuranda bahsedilen bir peygamber

Yunus veya Yonah, MÖ 8'inci yüzyılda Kuzey İsrail Krallığı'nda yaşamış, Tanah'ta ismi geçen bir Yahudi peygamber. Yunus, daha çok Ninova'ya seyahat edip yerel sakinlerini yaklaşan ilahî gazap konusunda uyardığı ve Yunus Kitabı'nın ana figürü olmasıyla bilinir. Yunus İslam ve Bahâîlik inançlarında da yer alır.

<span class="mw-page-title-main">Armageddon</span> dünyanın sonu geldiğinde yapılacağına inanılan savaş

Armageddon ya da Melhâme-i Kübrâ, dini kaynaklarda Dünya'nın sonu geldiğinde yapılacağı söylenen büyük kıyamet savaşının adıdır.

<span class="mw-page-title-main">Altın buzağı</span> Eski Ahitte bahsi geçen bir put

Altın buzağı, Eski Ahit'e göre, Musa Sina Dağı'na çıktığında isyan başlatan İsrailoğullarını memnun etmek için Samiri tarafından yapılmış bir puttur. Buzağı, Mısır'ın Tanrısının fizikselleştirilmiş haliydi, dolayısıyla hem puta tapıldığından hem de Tanrı görselleştirildiğinden çifte hata yapılmıştır. Çıkış 32:7-14 RAB Musa'ya, “Aşağı in” dedi, “Mısır'dan çıkardığın halkın baştan çıktı. Buyurduğum yoldan hemen saptılar. Kendilerine dökme bir buzağı yaparak önünde tapındılar, kurban kestiler. ‘Ey İsrailliler, sizi Mısır'dan çıkaran ilahınız budur!’ dediler.”RAB Musa'ya, “Bu halkın ne inatçı olduğunu biliyorum” dedi, “Şimdi bana engel olma, bırak öfkem alevlensin, onları yok edeyim. Sonra seni büyük bir ulus yapacağım.”Musa Tanrısı RAB'be yalvardı: “Ya RAB, niçin kendi halkına karşı öfken alevlensin? Onları Mısır'dan büyük kudretinle, güçlü elinle çıkardın. Neden Mısırlılar, ‘Tanrı kötü amaçla, dağlarda öldürmek, yeryüzünden silmek için onları Mısır'dan çıkardı’ desinler? Öfkelenme, vazgeç halkına yapacağın kötülükten.Kulların İbrahim'i, İshak'ı, İsrail'i anımsa. Onlara kendi üzerine ant içtin, ‘Soyunuzu gökteki yıldızlar kadar çoğaltacağım. Söz verdiğim bu ülkenin tümünü soyunuza vereceğim. Sonsuza dek onlara miras olacak’ dedin.” Böylece RAB halkına yapacağını söylediği kötülükten vazgeçti.

Hoşea kitabı, Tanah'taki kitaplardan biridir. Oniki küçük peygamber kitaplarının ilkidir.

<span class="mw-page-title-main">Aden Bahçesi</span>

Aden Bahçesi, Kitâb-ı Mukaddes'te Adem ile Havva'nın yaşadığı cennet bahçesidir. Eden'in Orta Doğu'da bir yerde olduğu düşünülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Molek</span>

Molek, İsrail'in komşusu Ammonluların, Kenanlıların ve Fenikelilerin tanrısıdır. Bazı modern bilginler Molok'un Baal'in bir unvanı olduğunu öne sürdüler. Hristiyan kaynaklarına göre o bir ateş tanrısıydı.

<span class="mw-page-title-main">Aziz Malaki kehaneti</span>

Aziz Malaki, 1094/95-1148 yılları arasında yaşamış ve asıl adı Ua Morgair olan bir İrlandalıdır. Armagh'ın başpiskoposudur. Muhtemel doğum yeri Armagh ve doğduğunda aldığı adı Máel Máedoc Ua Morgair ya da Maelmhaedhoc Ó Morgair'dir. 2 Kasım 1148'de Clairvaux'da 53 yaşında ölmüştür. Katolik Kilisesince aziz olarak kabul edilir ve 3 Kasım günü anılır.

<span class="mw-page-title-main">İnsan kurban etme</span> geçmiş toplumlarda tanrı veya ilah için bir insanın öldürülmesi

İnsan kurban etme, genellikle tanrıları, hükümdarı, yetkili veya rahip figürünü veya ölü ataların ruhlarını memnun etmek veya yatıştırmak amacıyla yapılan bir ritüelin parçası olarak bir veya daha fazla insanı öldürme eylemidir. Burada hizmetli veya hizmetliler sonraki yaşamlarında efendilerine hizmet etmeye devam etmeleri için öldürülürdü. Bazı kabile toplumlarında bulunan yakından ilişkili uygulamalar yamyamlık ve kelle avcılığıdır.

Hinnom Vadisi (İbranice: גֵּיא בֶן־הִנֹּם Hinnom Vadisi'nden ilk olarak İbrani Kutsal Kitabı'nda Yehuda ve Benyamin kabileleri arasındaki sınırın bir parçası olarak bahsedilir. Birinci Tapınak döneminin sonlarında, bazı Yahuda krallarının çocuklarını yakarak kurban ettiği Tofet'in yeriydi. Daha sonra, Yeremya tarafından lanetlendi. Sonraki Yahudi Apokaliptizmi haham literatüründe, Gehinnom, kötülerin gideceği yer olarak ilahi ceza ile ilişkilendirildi. Ölülerin meskeni olan daha tarafsız Şeol teriminden farklıdır. İncil'in Kral James Versiyonu, her ikisini de Anglo-Sakson cehennem kelimesiyle tercüme eder.

Oğul kelimesi Kutsal Kitap'ta hem tam hem de mecazi bir anlamda kullanılmaktadır.