İçeriğe atla

Horlama

Horlama, genellikle uyku boyunca solunum yolu boşluğunun yutak bölgesindeki, anatomik yumuşak dokuların gevşemesi nedeniyle meydana gelen hava yolu daralması, hava akımı hızını arttırır. Dar bir pasajdan hızla geçen hava; üst solunum yolunun desteksiz dokularını (yumuşak damak, küçük dil gibi) titreterek gürültülü sesler ortaya çıkarır.

Aşırı alkol kullanma, sigara içme, yorgunluk, kötü beslenme, şişmanlık, yumuşak damak kısmının gerginliğini kaybettirerek horlamaya sebep olurlar. Burun tıkanıklıklarında, şiddetli grip ve bademcik iltihaplarında, burundan nefes almanın engellenmesiyle horlama ortaya çıkabilir.

Horlama, uyuyan şahıs için bir problem teşkil etmeyip, evli çiftlerde ve topluca yatılan yerlerde diğer şahısları rahatsız etmesi bakımından önemlidir.

Tedavisinde asıl prensip, sebep olan rahatsızlığı iyileştirmektir. Horlayan şahısları yan çevirmek, çenesini yukarı kaldırmak, yastığını yükseltmek ve burundan nefes almasını kolaylaştıran diğer metotlara başvurmak şahsın horlamasını keser.

Horlama her zaman masum olmayabilir. Uykuda apne (nefes kesilmesi) ile beraber görülürse yaşamı tehdit edecek sonuçları olabilir.

Patoloji ve mekanizma

Sağlıklı bir birey uyurken; damak, dil kökü ve küçük dilin boğaz ile birleştiği alan belli bir düzeyde daralır. Fakat, eğer üst solunum yolları çok fazla daralırsa hava yolu kısmen tıkanır ve tıkanmadan kaynaklı olarak nefes alış-verişinde zorluk yaşanır. Horlama, türbülanslı hava akışına neden olduğu için nefes almaya çalışırken; dil, ağız, boğaz, solunum yolları ve çevresindeki dokuların titreşmesi ile ses meydana gelmesi olayıdır.

Genellikle, yaygın bir uyku bozukluğu grubuna ait olan olan horlama, uyku apnesi ile bağdaştırılır çünkü horlama obstrüktif uyku apnesinin bir semptomu sınıfına aittir ve belirtileri arasında görülse de her horlama için bu sınıflama doğru değildir. Doğrusu ise tedavi edilmeyen tüm OSA (obstructive sleep apnea) hastaları horlarken, sadece horlayan bazı kişilerde uyku apnesi olmasıdır. Ayrıca, her zaman, horlama ciddi tıbbi bir rahatsızlık göstergesi değildir ve düzeyleri bulunmaktadır.

Belirti ve semptomlar

Horlamanın en belirgin belirtileri arasında yüksek ya da sert ses bulunmaktadır. Horlayan kişi eğer yüksek perdeye sahipse çevresindekileri rahatsız edebilir hatta kendi horlamasına uyanabilir. Eğer uyurken çevresinde birisi bulunmuyorsa ve horlamasına uyanmıyorsa, horladığını gösteren bazı belirtiler bulunmaktadır.

  • Uyumada zorluk yaşamak
  • Uykunun huzursuz olması
  • Nefes nefese uykudan uyanmak
  • Uyurken boğuluyormuş gibi hissetmek
  • Uyanıldığı zaman boğaz ağrısı ve ağız kuruluğu
  • Verimsiz uykudan dolayı gün içerisinde yorgun hissetmek ve uykulu olmak
  • Gün içerisinde konsantrasyon bozukluğu
  • Dikkat ve hafıza eksikliği
  • Kan basıncınının kontrolünün zor olması ve çarpıntı
  • Kan şekerinin kontrolünün zor olması
  • Yüksek tansiyon
  • Çocuklarda dikkat süresinin azalması, davranışsal sorunlar veya akademik performans düşüklüğü

Genetik, etken ve risk faktörleri

Horlama ile ilgili herhangi bir genetik ilişki bulunmamaktadır. Fakat, horlamanın oluşmasında etkili olan bazı etkenler bulunmaktadır. Bademcik ve geniz etinin şişmesi, yüz (burun, boğaz ve çene) kemiklerinin şekillerinin düzensiz olması, büyük dil tabanı, alerji ya da soğuk algınlığından kaynaklanan tıkanıklıklar ve küçük ağız ve ağız bölgesindeki şişmeler fiziksel etken faktörler arasındadır. Ayrıca, 50 yaş üstü, yüksek kilo, aşırı alkol tüketimi, menopoz, antihistamin veya uyku hapı kullanımı ve hamilelik ya da hamilelik sonrası aşamalar risk faktörlerini artırmaktadır.[1]

Teşhis

Horlama her ne kadar basit bir durum olarak düşünülse bile altta yatan önemli bir neden olabilir ve başka hastalıklara sinyal verebilir. Horlamayı teşhis etmek için fiziksel muayene yapılır ve vücut kitle indeksi (BMI) hesaplanarak boy ve kilo ölçülerek başlanır, sonrasında ise testler ve taramalar uygulanmaktadır. Horlama teşhis yöntemlerinden en yaygınları ise; X-ışını kullanılarak ayrıntılı görüntüleme için bilgisayarlı tomografi (BT) taraması; bilgisayar, mıknatıs ve radyo frekansı aracılığı ile manyetik rezonans görüntüleme (MR); ve solunum yollarının incelenmesi için endoskopi bulunmaktadır. Ayrıca, uyku apnesinden kaynaklandığı düşünüldüğü durumlarda uyku laboratuvarında bir gecelik gözlem yapılmaktadır.

Tedavi ve idare yöntemleri

Horlamanın her türü tedavi edilemez ve tedavi yöntemi horlamanın ortaya çıkış nedenine bakılarak uzmanlar tarafından kararlaştırılır. İlk olarak bazı basit tedavi yöntemleri bulunmaktadır ve bunlar; yaşam şeklinin değiştirilmesi, uyku pozisyonunun değiştirilmesi, yüksek bir yastık kullanılması, kilo verilmesi, burun tıkanıklığının tedavi edilmesi, alkol ve sigara kullanımının bırakılması, bazı ilaçların kullanımına dikkat edilmesi ve burun bandı kullanılması bulunmaktadır. Bu basit yöntemler sonuç vermezse eğer profesyonel bir yardım alınması gerekmektedir çünkü altında ciddi bir rahatsızlık yatıyor olabilir. Profesyonel bir muayaneden sonra ameliyatsız tedavi yöntemleri bulunmaktadır ve lokal anestezi ile uygulanan tedavi yöntemleri arasında; uvulopalatopharyngoplasty (UPPP), lazer (lazer uvulopalatofaringoplasti) tedavisi, somnoplasti enjeksiyonu ve radyofrekans tedavisi bulunmaktadır.[2]

Horlamanın nedeni uyku apsesi ise tedavi yöntemi değişiklik göstermektedir. CPAP (sürekli pozitif hava yolu basıncı) adı verilen bir cihaz yardımı ile uyku esnasında horlamayı en aza indirmeye ve nefes almayı sürdürmeye çalışılır.[1]

Epidemiyoloji

İnsanların, %45 oranında bazen horladıkları gözlemlenmiştir ve %25 oranında sürekli horlandığı hesaplanmıştır. Ayrıca, %5 oranında şiddetli horlama saptanmıştır ve çocukluk döneminde %12 oranında horlama tespit edilmiştir. Bunlara ek olarak, erkekler, kadınlara oranla daha sık horlama eğilimindedir ve yaklaşık olarak erkeklerin oranı %40 iken kadınlarda oran %20 olarak saptanmıştır.[1]

Önlem yöntemleri

Horlamayı önlemenin bazı yöntemleri bulunmaktadır. Genellikle önlem yöntemleri uyumadan önce yapılması gerekenleri içermektedir. Bunların içerisinde ise; burun deliklerine daha fazla hava girmesini sağlayan burun şeritleri (ilaçsız), uyumadan önce alkol ve sigara tüketimini kesmek, sırt üstü yerine yan yatmak ve sağlıklı bir kilo endeksini sağlamak bulunmaktadır.[1] Ayrıca, horlamayı önlemek için ağız cihazı bulunmaktadır bu alet sayesinde çeneyi (dil ile birlikte) hafifçe öne doğru çekerek üst solunum yolunun açılması sağlanmaktadır.[3]

Diğer başlıklar

Horlamanın kardiyovasküler sistem üzerinde birçok zararlı etkisi olduğu saptanmıştır. Tip 2 diyabet mellitus geliştirme, arteriyel hipertansiyon ve koroner kalp hastalığı, kalp krizi, felç ve akut miyokard infarktüsü ile horlamanın doğrudan bağlantısı araştırılmıştır ve bu hastalıkların risk faktörlerini arttırdığı gözlemlenmiştir.

Kaynakça

Bu madde özgür lisans altında yayımlanmış bir metni içermektedir. İlgili metnin kullanım izinleri bu bağlantıda18 Kasım 2020 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. yer almaktadır.

  • Koçak, Aslı Ece (6 Eylül 2020). Bakırcı, Çağrı Mert (Ed.). "Horlama". Evrim Ağacı. 30 Eylül 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 2 Aralık 2020. 

Dipnotlar

Sınıflandırma
Dış kaynaklar


İlgili Araştırma Makaleleri

Yaygın kullanımda ve tıpta sağlık, Dünya Sağlık Örgütüne göre, "yalnızca hastalık ve sakatlığın olmaması değil, fiziksel, zihinsel ve sosyal açıdan tam bir iyilik halidir". Zaman içinde farklı amaçlar için çeşitli tanımlar kullanılmıştır. Sağlık, düzenli fiziksel egzersiz ve yeterli uyku gibi sağlıklı faaliyetlerin teşvik edilmesi ve sigara veya aşırı stres gibi sağlıksız faaliyetlerin veya durumların azaltılması veya bunlardan kaçınılması yoluyla teşvik edilebilir. Sağlığı etkileyen bazı faktörler, yüksek riskli bir davranışta bulunup bulunmama gibi bireysel seçimlerden kaynaklanırken diğerleri toplumun insanların gerekli sağlık hizmetlerini almasını kolaylaştıracak veya zorlaştıracak şekilde düzenlenmiş olması gibi yapısal nedenlerden kaynaklanmaktadır. Genetik bozukluklar gibi diğer faktörler ise hem bireysel hem de grup seçimlerinin ötesindedir.

<span class="mw-page-title-main">Uyku</span> doğal dinlenme biçimi

Uyku, bilincin değiştiği ve duyusal etkinliğin belirli bir dereceye kadar azaldığı, bilinçli zihinsel etkinliğin durduğu bir haldir. Uykuda kas ve çevre ile etkileşim azalır. Uyku, uyaranlara tepki verme yeteneği açısından uyanıklıktan farklı olsa da aktif beyin kalıplarını içerir ve bu da onu koma veya bilinç bozukluklarından daha duyarlı yapar.

<span class="mw-page-title-main">Burun</span> koku alma organı

Burun, anatomik olarak hayvan ve insan yüzü üzerinde alınla üst dudak arasında bulunan, dışa çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organıdır. İnsan burnu ve hayvan burnu arasında birçok anatomik farklar bulunur.

Gırtlak, boynun ön soluk borusunun üst kısmında yer alan bir solunum ve ses organıdır. Boynun ön tarafında; yetişkinlerde 3. ve 6., bebeklerde ise 2. ve 4. boyun omurları hizasında bulunur. Basit bir kutu görünüşünde olan gırtlak; kıkırdak, zar ve bağlardan yapılmış önemli vazifeleri bulunan bir organdır. Solunum yolunun üst kısmını teşkil eder ve aynı zamanda ses organıdır. Bu sebeple gırtlağın yapısı solunum borusunun diğer kısımlarından daha farklı ve karışıktır.

<span class="mw-page-title-main">Boğaz</span>

Boğaz, kafatası alt kısmından başlayıp alt gırtlak kıkırdağı hizasında yemek borusu ile birleşen, duvarlarını kasların teşkil ettiği sindirim sisteminin ağızdan sonraki ikinci ünitesi.

<span class="mw-page-title-main">Uyku apnesi</span>

Uyku apnesi, apne olarak da bilinir. Uyku sırasındaki solunum duraklamalarından kaynaklanan ve uyku düzeninin bozulmasına sebep olan önemli bir hastalık. Uyku apnesi uykuda hava akımının en az 20 saniye süreyle normal değerinin % 20'sine ve daha altına düşmesi ile tanımlanabilir. Uykudaki solunum duraklamaları sonucunda kandaki oksijen miktarı azalır ve karbondioksit miktarı artar.

<span class="mw-page-title-main">Solunum sistemi</span> Hayvanlarda ve bitkilerde gaz alışverişini sağlayan biyolojik sistem

Solunum sistemi, kandaki karbondioksit (CO2) gazının oksijen gazı (O2) ile yer değiştirmesini sağlayan sistemdir.

Kalp masajı, resusitasyon, kardiyopulmoner resusitasyon, kalp-akciğer canlandırması veya kısa adıyla CPR (İng: Cardiopulmonary resuscitation), kalbi duran bir kişide kan dolaşımını ve solunum sistemini tekrar çalışır hâle getirmek amacıyla uygulanan acil yöntemler bütünüdür. Yöntemin bir ilk yardım yöntemi olması sebebiyle öncelikli amaç, hastaya yeterli sağlık hizmeti ulaşıncaya kadar ya da nefes ve nabız geri gelene kadar, kişinin dolaşım ve solunumunun devam ettirilmesi, dolayısıyla organların oksijensiz kalmasının geciktirilmesidir.

<span class="mw-page-title-main">Kalp yetmezliği</span> kalbin karıncıktaki kanı damarlara yeteri kadar gönderememesi sonucu oluşan rahatsızlık

Kalp yetmezliği, kalbin sağ, sol veya her iki karıncığının içindeki kanı, her vuruşunda damarlara yeterli miktarda gönderememesi sonucu oluşur.

Buteyko Yöntemi veya Buteyko Nefes Tekniği, başta astım olmak üzere çeşitli rahatsızlıklarda kullanılmak üzere Ukraynalı doktor Konstantin Pavlovich Buteyko tarafından geliştirilen bir grup nefes tekniğini içeren tamamlayıcı tıp terapisi.

Kistik fibrozis, akciğer, pankreas, bağırsak, ter bezleri dış salgı bezlerinde görülen, otozomal resesif kalıtımlı bir gen hastalığıdır. Kistik fibrozis hastalığı, aynı anda solunum sistemi, sindirim sistemi gibi vücudun birden çok sistem ve organını etkileyebilir. Doğumla birlikte görülen fibrozis, bu etkileme sonucu işlev bozukluklarına neden olur.

<span class="mw-page-title-main">Hapşırmak</span>

Hapşırmak veya Türk Dil Kurumu'nun önerdiği şekli ile aksırmak, genellikle burun mukozasını atmosferde bulunan yabancı parçacıkların tahriş etmesi neticesinde, burun ve ağız yoluyla akciğerlere doldurulan havanın yarı bağımsız olarak sarsıcı şekilde dışarıya hızla atılmasıdır. Hapşırma büyük olasılıklarla parlak ışığa maruz kalındığında, mevsimsel veya bulunulan ortamdaki ani sıcaklık değişimlerinde, soğuk rüzgâr esintisine maruz kalındığında veya snatiation adı verilen yemeğin ardından görülen doygunluk hissine müteakip oluşabilir. Hapşırma aynı zamanda, hastalık taşıyan vektörleri de (taşıyıcı) havaya taşıyarak, hastalığın diğer insanlara yayılmasına neden olabilir. Hapşırma eylemi sonucunda, burun boşluğunu tahriş eden vücuttaki yabancı partikülleri içeren balgam çıkartılmış olur. Hapşırma esnasında ağız tavanının arkasını oluşturan yumuşak damak ve küçük dil üzerindeki baskı artar. Akciğerlere alınan havanın önemli bir miktarı ağızdan, diğer geriye kalan kısmı ise burundan dışarıya atılır. Havanın burundan dışarıya atılma kuvvet ve ölçüsü değişiklik gösterir.

<span class="mw-page-title-main">Obstrüktif uyku apnesi</span> İnsan hastalığı

Obstrüktif uyku apnesi (OUA) en sık görülen uyku apnesi türüdür ve üst solunum yolunun tamamen veya kısmen tıkanıklığına neden olur. Uyku esnasında tekrarlanan sığ veya duraklı nefes ataklarıyla karakterize edilir ve nefes alma çabasına rağmen genellikle kan oksijen doygunluğunda bir azalma ile ilişkilidir. "Apne" adı verilen nefes darlığı atakları, genellikle 20 ila 40 saniye sürer.

Oklüzyon ya da kapanış, diş bağlamında, basitçe dişlerin arasındaki temas demektir. Daha teknik olmak gerekirse, maksiller ve mandibular dişler arasındaki birbirlerine yaklaştıkça meydana gelen ilişkidir, çiğnemede ya da istirahatta olduğu gibi.

Uyku hijyeni, kişinin uyku kalitesini artırmak amacıyla önerilen davranışlar ve çevresel etmenlerin tümüdür. Hafif ve orta düzey insomnia bozukluğu yaşayan insanlara yardım etmek için 1970'li yılların sonunda ortaya çıkmış bir yöntemdir ancak 2014'ten beri araştırmalar, verilen önerilerin etkili olup olmadığı konusunda yeterli kanıt olmadığı ve daha çok çalışma yapılmaya ihtiyaç duyulduğunu göstermektedir. Klinisyenler insomnia ve depresyon gibi uyku problemi belirtisi gösteren bozukluklarda kişinin uyku hijyenini değerlendirir ve bu değerlendirmeye göre kişiye uyku kalitesini artırmak için öneriler vermektedir. Uyku hijyeninin arttırılmasına yönelik uygulamalar şunları içerir: Düzenli bir uyku vakti belirleme, gündüz uykularının vakti ve süresi konusunda dikkatli olma, uyku saatine yakın fiziksel ve zihinsel yorucu faaliyetlerden kaçınma, kaygıyı azaltma, uykudan önceki saatlerde ışığa daha az maruz kalma, uyuyamadığında yataktan kalkma, yatakta yalnızca uyku ve seks için bulunma, yatma vaktine yakın bir zamanda alkol, nikotin, kafein ve diğer uyarıcıları tüketmeme ve uyku için güvenli, rahat ve karanlık bir çevre oluşturmaktır.

<span class="mw-page-title-main">Breathe Right</span> şu an casel ilaç firmasına aittir

Breathe Right Minneapolis, Minnesota merkezli CNS, Inc. tarafından sunulan bir burun bandı markasıdır. Şu anda GlaxoSmithKline şirketine aittir.

<span class="mw-page-title-main">Genioglossus</span>

Genioglossus, dilin bir eşi olan dış kaslarından birisidir. Genioglossus dili dışarı çıkarmayı sağlayan ana kastır.

<span class="mw-page-title-main">SARS-CoV-2</span> COVID-19 hastalığına sebep olan virüs türü

SARS-CoV-2 ya da açık adıyla şiddetli akut solunum yolu sendromu koronavirüsü 2, Aralık 2019'da bilinen ilk varlığının bildirildiği pozitif yönelimli ve tek iplikçikli RNA virüsü olan yeni tip bir koronavirüs. Virüsün insandan insana bulaştığı ve Çin'den başka diğer ülkelerden gelen raporlar sonucu bulaşma hızının Ocak 2020 ortalarında daha da hızlandığı görülmüştür. Virüs, 2019-2020 Vuhan zatürre salgını sırasında zatürre olan bir hastada, pozitif bir örnek üzerinde yapılan nükleik asit testinden sonra genomik olarak dizildi.

Akineton markası altında satılan Biperiden, Parkinson hastalığını ve bazı ilaca bağlı hareket bozukluklarını tedavi etmek için kullanılan bir ilaçtır. Tardif diskineziler için önerilmez. Ağız yoluyla, damar veya kas içine enjeksiyon yoluyla alınır.

<span class="mw-page-title-main">Davranışsal uyku tıbbı</span>

Davranışsal uyku tıbbı (BSM), uyku tıbbı içinde, uykuyu etkileyen psikolojik, fizyolojik, davranışsal, bilişsel, sosyal ve kültürel faktörlere odaklanan, uyku ile ilgili bozuklukların bilimsel araştırmasını ve klinik tedavisini kapsayan bir alandır. BSM'nin klinik uygulaması, öncelikle farmakolojik olmayan tedavileri kullanan kanıta dayalı bir davranışsal sağlık disiplinidir. BSM müdahalelerinde kullanılan birincil teknikler, uyku ile ilgili zorlukları başlatan ve sürdüren davranış, düşünce ve çevresel faktörlerde sistematik değişiklikleri içerir.