
Nimravidae, Feliformia alt takımına ait, soyu tükenmiş büyük etçil memelileri içeren bir familya.

Kılıç dişli kaplan, soyu tükenmiş kedigil cinsi. Smilodon ya da Kılıç Dişli Kaplan, nesli tükenmiş olan kılıç dişli kedilerden. Bu hayvanların nesli tükenmeden Amerika kıtasının ormanlık alanlarında yalnız dolaşan büyük cüsseli hayvanları avladığı bilinmekte. Bu hayvanların grup halinde avlandıklarına dair bir veriye rastlanmamıştır, Genellikle yalnız dolaşıp nadiren bir araya gelirlerdi. Smilodonların 20 cm boyundaki dişleri onu oldukça tehlikeli bir yırtıcı yapıyor. 300-400 kilo ağırlığa çıkabilen bu yırtıcılar saatte 50 kilometre hızla koşabiliyordu. 12 bin yıl önce Buzul Çağının sona ermesiyle ve en çok avladıkları hayvan olan Amerika bizonlarının ormanlık alanlardan çıkıp açık arazide dolaşmaya başlamalarından ötürü nesillerinin tükendiği bilinmekte.

Evcil kedi, küçük, genelde kıllı, evcilleştirilmiş, etobur memeli. Genelde ev hayvanı olarak beslenenlere ev kedisi, ya da diğer kedigillerden ve küçük kedilerden ayırmak gerekmiyorsa kısaca kedi denir. İnsanlar kedilerin arkadaşlığına ve böcek gibi ev zararlılarını avlayabilme yeteneğine önem vermektedir.

Balinaların evriminin, Hindistan alt kıtasında 50 milyon yıl önce çift toynaklılardan başladığı ve en az 15 milyon yıllık bir süre boyunca ilerleyip günümüz dişli ve dişsiz balina gruplarını oluşturduğu düşünülmektedir. Balinalar, çift toynaklılar takımına ait, tamamen suda yaşayan deniz memelileridir ve yaklaşık 50-55 milyon yıl önce diğer çift toynaklılardan kopmuşlardır. Birçok analiz, balinaların Eosen veya daha öncesinde evrimleştikleri ve su aygırları ile nispeten yakın – diğer çift toynaklılara göre – bir ortak ataya sahip olmaları gerektiğini göstermiştir. Memeli olarak, hava solumak için yüzeye çıkarlar; yüzgeçlerinde 5 parmak kemiği vardır; yavrularını emzirirler. Tamamen suda yaşamalarına rağmen, karasal atalarından gelen birçok iskelet özelliğini korumuşlardır. 1970'lerin sonlarında Pakistan'da yapılan araştırmalar, deniz memelilerinin karadan denize geçişindeki çeşitli aşamaları ortaya çıkardı.

Toynaklılar, memelilerin Ferungulata grubundan, pençelerini toynak biçiminde geliştirmiş bir memeli üst takımıdır.

Ceprano insanı veya Ceprano Adamı, 1994 yılında İtalya'nın Frosinone eyaletindeki Ceprano yakınlarında bir otoyol inşaatı projesinde yanlışlıkla ortaya çıkarılan, tek bir kafatası başlığı (kalvaria) olan Orta Pleyistosen arkaik insan fosilini ifade eder. Bir buldozer tarafından hasar görmesine karşın, fosil ortaya çıktığında orada bulunan arkeolog Italo Biddittu tarafından tanındı, belgelendi ve tanımlandı; Mallegni vd. (2003), fosile dayalı olarak Homo cepranensis adlı yeni bir insan türünün tanımlanmasını önerdi. Diğer paleontologlar onu Homo heidelbergensis'e ait olarak sınıflandırmış olsalar da. Mounier vd. (2011), fosili H. heidelbergensis'in "uygun bir ata stoğu", "bölgesel otapomorfik özelliklerin ortaya çıkmasına öncül" olarak tanımladılar.

Kuaterner döneminde Pleistosen'den Holosene geçiş sırasında özellikle megafaunal türlerde birçok yok oluş olayı görülmüştür. Ancak, yok olma dalgası Pleistosen'in sonunda durmamış özellikle izole adalarda Holosen yok olmaları olarak devam etmiştir. Paleontologlar tarafından ortaya atılan hipotezlere göre yok olma olaylarının başlıca nedenleri olarak Orta-Geç Pleistosen ve Holosen sırasında dünyanın birçok bölgesine yapılan göçler, doğal iklim değişiklikleri ve insanlar tarafından yapılan avcılık faaliyetleri gösterilmektedir. Avcılığın diğer bir varyantı ise ikinci dereceden avlanmadır ve insan olmayan avcılardan kaynaklanan üstün rekabetten dolaylı gerçekleşen yok olmalar üzerine odaklanılmaktadır. Hastalıkların yayılması da olası bir neden olarak ele alınmaktadır.

Homo heidelbergensis, Pleyistosen'de yaşamış, soyu tükenmiş insan (Homo) türü. Kalıntıları ilk kez 1907 yılında Heidelberg yakınlarında bir taş ocağındaki çene kemikleri ile keşfedilmiştir. Bulunan çene, modern insanlar gibi küçük dişli olsa da modern insanın aksine çene kemikleri fazlasıysa geniş ve ağırdır.

Terör kuşları olarak da bilinen Phorusrhacidae, 62 milyon yıl öncesinden (Paleosen) 1,8 milyon yıl öncesine kadar yaşamış, büyük, etobur ve uçamayan bir kuş familyasıdır. Yaşadığı Senozoik dönemde Güney Amerika'daki en büyük süper avcılar bu ailenin türlerine mensup olmuştur.

Dinofelis, Metailurini oymağına ait soyu tükenmiş bir kılıç dişli kedi cinsidir. Avrupa, Asya, Afrika ve Kuzey Amerika'da 5 milyon ila 1,8 milyon yıl önce yaygındı. Lothagam'dan Dinofelis'e çok benzeyen fosiller, yaklaşık 8 milyon yıl öncesine kadar uzanıyor.

Kedi duyuları, kedilerin oldukça verimli yırtıcılar olmasına imkan veren uyarlamalardır. Kediler, az ışıkta hareketleri algılamada iyidirler. Keskin bir işitme ve koku alma duyusuna sahiptirler. Dokunma duyuları, başlarından ve vücutlarından çıkan uzun bıyıklarla daha da güçlenmektedir. Bu duyular, kedilerin şafakta ve alacakaranlıkta etkili bir şekilde avlanmalarına imkan verecek şekilde gelişmiştir.

Machairodus, orta Miyosen ila Pleyistosen dönemleri arasında, Afrika, Avrasya ve Kuzey Amerika'da yaşamış büyük machairodontine kılıç dişli kedilerin bir cinsidir. Machairodontinae alt ailesinin adını aldığı canlıdır ve o zamandan beri birçok kılıç dişli kedi cinsinin olduğu ve hâla ara sıra cinse takson atanan bir çöp taksonu hâline gelmiştir.

Hyaenodon ("sırtlan-dişli"), Avrasya, Kuzey Amerika ve Afrika'da yaşamış bir etçil memeli, soyu tükenmiş etçil fosil memelilerin bir ailesi olan Hyaenodontidae'nin tip cinsidir. Hyaenodon cinsine dahil edilmiş türler orta Eosen'den erken Miyosen'e kadar yaklaşık 20-25 milyon yıl boyunca yaşadı.
Pachystruthio dmanisensis deve kuşu benzeri soyu tükenmiş bir koşucu kuş türüdür. Struthionidae familyası içindeki Pachystruthio cinsi içinde yer alır ve bayağı deve kuşu ile akrabadır. 450 kiloya ulaşan kütlesi ve 3.5 metrelik uzunluğu ile kuzey yarımkürede yaşamış en büyük kuş türlerindendir. Doğu Avrupa ve Kafkasya'da yaşadı. Oldukça büyük bir vücuda sahip olmasına rağmen iyi bir koşucuydu bu sayede etoburların bulunduğu bölgelerde yaşayabildi. Pleistosen dönemde Karadeniz'in kuzeyinde, Pliyosen dönemde ise Anadolu ve Gürcistan'da yaşamıştır. Kırım'da bulunan ilk fosilden elde edilen bilgilere göre Homo erectus ve modern insan arasındaki bir tür olan Homo georgicus ile aynı dönemde yaşadığı için H. georgicus tarafından bir et kaynağı olarak avlanmış olabilir. Hatta bu türün neslinin tükenmesinde ilkel insanların etkisi olabilir.

Kedi immün yetmezlik virüsü (FIV) dünya'da kedileri etkileyen bir Lentivirüs 'tür ve kedigillerin %2,5 ila %4,4'üne bulaşır. FIV, diğer iki kedi retrovirüsünden, kedi lösemi virüsünden (FeLV) ve kedi köpüklü virüsten (FFV) taksonomik olarak farklıdır ve insan bağışıklık yetmezlik virüsü (HIV) ile daha yakından ilişkilidir. FIV içinde, viral zarf (env) veya polimeraz (pol) için kodlama yapan nükleotid dizi farklılıklarına dayalı olarak beş alt tip tanımlanmıştır. FIV, AIDS benzeri bir sendroma neden olan tek primat olmayan lentivirüstür, ancak FIV, hastalığın taşıyıcıları ve aktarıcıları olarak uzun yıllar nispeten sağlıklı yaşayabildikleri için kediler için genellikle ölümcül değildir. Etkinliği belirsizliğini korusa da bir aşısı vardır. Kediler aşılamadan sonra FIV antikorları için pozitif test yapacaktır.
Amphipithecidae, Geç Eosen ve Erken Oligosen'de simiyen primat familyası. Fosilleri Myanmar, Tayland ve Pakistan'da bulundu. Sınırlı fosil kanıtları, arboreal dört ayaklılık ile tutarlıdır, ancak bununla sınırlı değildir. Başka bir deyişle, türler ağaçlarda dört ayak üzerinde hareket etmiş olabilir, ancak muhtemelen daha sonraki simiyenlerde görüldüğü gibi düzenli sıçramalarla değildi.

Petralona mağarası, ayrıca Kızıl Taşlar Mağarası olarak da bilinir, Yunanistan'ın Halkidiki yarımadasındaki Selanik şehrinin yaklaşık 35 kilometre (22 mi) güney doğusunda, Petralona köyünün yaklaşık 1 kilometre (0,62 mi) doğusunda, Katsika Dağı'nın batı eteğinde deniz seviyesinden 300 m (984 ft) yükseklikte yer alan bir karstik oluşumdur. 1960 yılında fosilleşmiş bir arkaik insan kafatası bulunduğunda bölge halkın dikkatini çekti. Mağara, erozyon nedeniyle kayada yarıklar oluşmasından sadece bir yıl önce (1959) tesadüfen keşfedilmişti. Etkileyici sarkıt ve dikit oluşumlarıyla dikkat çeken ve yoğun miktarda fosil barındıran mağara kısa sürede jeologları ve paleontologları kendisine çekti. Onlarca yıl süren kazılardan sonra mağara halka açıldı ve bilimsel çalışmalara ait belgeler bitişikteki bir arkeoloji müzesinde sunulmaya başlandı.

Megantereon; Kuzey Amerika, Avrasya ve Afrika'da yaşayan tarih öncesi machairodontin kılıç dişli kedi cinsiydi. Smilodon'un atası olabilir.

Bolt'un Çiftliği, Güney Afrika'nın Gauteng eyaletinde, İnsanlığın Beşiği Dünya Mirası Alanı'nda yer alan bir paleontolojik sit alanıdır. 4.5 milyon yıl öncesine tarihlendirilen 30'dan fazla fosil yatağıyla, İnsanlığın Beşiği'nde keşfedilen en eski yerlerden biridir. Mağaraların aşınarak fosilleşmiş iç kısımlarını açığa çıkardığı çok sayıda oyuk, çukur ve ocaktan oluşur. Sit alanından, İnsanlığın Beşiği'nde ortaya çıkarılan hominid fosilleri gibi fosiller ortaya çıkmış olmasa da, Bolt'un Çiftliği, primatlar ve büyük kediler de dahil olmak üzere, Erken Pliyosen ve Plio-Pleyistosen faunasının çeşitli türlerine ait önemli bir fosil kaynağıdır.

Panthera fossilis, Orta Pleistosen ve muhtemelen Erken Pleistosen'e kadar Avrasya'da bulunan kalıntılardan bilinen Panthera cinsine ait soyu tükenmiş bir kedi türüdür. P. fossilis bazen bozkır aslanı veya mağara aslanı gibi yaygın isimlerle de anılmaktadır, ancak bu isimler geleneksel olarak P. fossilis'in muhtemelen atası olduğu daha sonraki akraba tür P. spelaea ile sınırlıdır.