Şiir, sözcüklerin düz anlamlarına ek olmak üzere ya da bunların yerine başka anlamlar oluşturmak için dilin ses estetiği veya ses sembolizmi ve ölçü gibi estetik ve ritmik özelliklerini kullanan bir edebiyat türüdür. Müellif İsmail Durmuş İslam ansiklopedisinde “mübalağa sanatı”nın şiirin temel karakteristiği olduğu üzerinde durmaktadır.

Teslis, Kutsal Üçleme ya da Üçlü Birlik, tek olan Tanrı'nın Kutsal Kitap'ta kendisini bildirdiği her biri eşit yücelikte, özünde tek, ezeli ve ebedi olan üç benliğini konu edinen ve Hristiyan kiliselerinin çoğunluğu tarafından inanılan ana akım Hristiyan dininin merkezindeki inanç esasıdır. Baba Tanrı, Oğul Tanrı ve Kutsal Ruh üç farklı benlik (hipostaz) olarak aynı özü paylaşmaktadırlar (Homoousia). Tek öz Tanrı'nın birliğini üç benlik ise Tanrı'nın kimliğini anlatmaktadır ve benliklerin hem birbirinden farklılıklarını hem de özde çözülmez birliklerini ifade eder. Böylece tüm yaratım ve lütuf süreci Tanrı'nın üç ilahi benliğinin ortak eylemi olarak görülür. Her benlik, Üçlü Birlik'te kendilerine özgü nitelikleri tezahür ettirir ve böylece her şeyin "Baba'dan çıkıp gelmiş" "Oğul aracılığıyla" ve "Kutsal Ruh'un gücüyle" gerçekleştiğini kanıtlar.

Arius, İskenderiye'de Baucalis Kilisesi'nde görev yapmış Libya kökenli çileci Hristiyan bir din adamıdır. Tanrı'nın doğası hakkındaki öğretisi, Baba'nın Oğul üzerindeki kutsallığının altını çizmesi ve teslis inancına muhalefeti, 325 yılında Roma İmparatoru Konstantin tarafından toplanan Birinci İznik Konsili'nde onu ana konu hâline getirmiştir.

Kalkedon Konsili veya Kadıköy Konsili, 451 yılında 8 Ekim'de başlayıp 1 Kasım'da sonlanmış ekümenik konsildir. Kalkedon bugün İstanbul şehri içerisinde kalan Kadıköy ilçesinin merkezidir.

Ariusçuluk ya da Arianizm, ilk olarak İskenderiye, Mısır'dan bir Hristiyan papaz olan Arius, atfedilen kristolojik bir doktrindir. Arian teolojisi, İsa Mesih'in Tanrı'nın Oğlu olduğunu, Tanrı'nın Oğlu'nun her zaman var olmayıp içinde doğmuş olması farkıyla Baba Tanrı tarafından doğurulduğunu savunur. Baba Tanrı tarafından zaman, dolayısıyla İsa, Baba Tanrı ile birlikte ebedi değildi.

I. Theodosius, Büyük Theodosius olarak da bilinir. MS 379'dan 395'e kadar Roma imparatoruydu. İmparatorluğun doğu ve batı kısımlarını birleştiren Theodosius, Doğu ve Batı Roma'nın ikisini birden yönetmiş son imparatordur. Ölümünden sonra imparatorluk ebediyen ikiye ayrılmıştır. Aynı zamanda Hristiyanlık'ı Roma İmparatorluğu'nun resmî dini yapmış olmasıyla da bilinir.

Birinci İznik Konsili, MS 325 yılında İmparator I. Konstantin tarafından Roma İmparatorluğu topraklarında Hristiyanlığın içerisinde tartışılan bazı konuları netleştirmek amacı ile toplanmıştır.
Milat, tarih hesaplamalarında İsa'nın doğduğu kabul edilen gün. İsa'nın doğum tarihine dair net bir bilgi olmamakla birlikte, miladi takvime göre oluşturulmuş zaman çizelgesinde başlangıç noktası yani 1 Ocak 1 tarihi olarak kabul edilir. Bu takvimde 0 yılı tanımlanmamıştır. Bu tarihten önceki tarihler milattan önce (MÖ), bu tarihten sonraki tarihler milattan sonra (MS) olarak tanımlanır. Ayrıca İsa'dan önce (İÖ) ve İsa'dan sonra (İS) terimleri de aynı anlamda kullanılır.

İskenderiyeli Athanasios, 4. yüzyılda yaşamış önemli ilahiyatçı, İskenderiye Piskoposu, Kilise Babası ve azizdir. Ortodoks Hristiyanlığın oluşumunda önemli katkıları olduğu için "ortodoksluğun babası" olarak da adlandırılır. Hristiyan teolojisi üzerinde önemli bir etki bırakmış ve Hristiyan doktrininin şekillenmesinde katkı sağlamıştır. Kıpti Kilisesi tarafından İskenderiye'nin 20. Papası kabul edilmektedir.
Teslisçi Hristiyan ilâhiyatında enkarnasyon ya da hulûl, ezelî ilâhî kelime (logos), üçlü birliğin ikinci kişisi, Baba Tanrı'nın oğlu ve Oğul Tanrı olan İsa'nın, Meryem Ana'nın rahminde insan bedenine bürünmüş olduğu ve insan tabiatı edindiği inancıdır. Meryem'in rahminde bedene büründüğü için Meryem'e Theotokos denmektedir. Teslisçilerin enkarnasyon inancında, İsa Mesih'in tamamen insan ve tamamen tanrı olup bu iki tabiatının hipostatik birlik içinde olduğu kabul edilir. Kadıköy Konsili'ne tabi olan kiliselerin tanımladığı şekliyle enkarnasyonda, Oğul'un ilahi tabiatı, insan tabiatı ile birleşmiş fakat hiç karışmamıştır. Bir ilahi kişilikte İsa Mesih, hem tamamen Tanrı, hem de tamamen insandır. Bu inanca alternatif akideler, Ebiyonitler ve İbrani Kutsal Kitabı'nda olduğu gibi tarih boyunca Hristiyanlıkta zuhur etmiş olmakla birlikte hiçbirisi ana akım Hristiyanlığın enkarnasyon inancını değiştirmemiştir. Günümüzde Tekçilik olarak bilinen alternatif bir akide Pentekostal gruplar arasında yaygındır.
Ortodoks Hristiyanlık, Doğu Ortodoks Kilisesi ve Oryantal Ortodoksluk için kullanılan ortak adlandırma. Hristiyanlığın bu iki mezhebi de antik Hristiyan Kilisesi'nin inancı, doktrini ve uygulamalarına olan bozulmaz bağı vurgulamak için ortodoks kavramını kullanır. Bu iki mezhebin üyeleri kendilerine sadece "Ortodoks Hristiyan" dese de "Doğu" ve "Oryantal" sıfatları bu grupların dışındakiler tarafından bu iki grubu ayırmak için kullanılır. Bu iki grup 451 yılındaki Kalkedon Konsili'nin ortodoksisi hakkında görüş ayrılığı yaşamışlardır ve hala aralarında bir komünyon yoktur; ancak hala birçok aynı doktrine, benzer kilise yapılanmasına ve benzer ibadetlere sahiptirler. İki inancın birleşmesi için yakın zamanda birçok görüşme yapılmış, birçok konuda uzlaşı sağlanmışsa da resmi bir birlik için henüz somut adımlar atılmamıştır.

Tabiiyetçilik, Hristiyanlık teolojisinde; Oğul yani Mesih’in Baba Tanrı tarafından yaratıldığından ötürü ona bağlı ve astı olduğu, Baba Tanrı’nın ise Mesih’te olmayan yaratılmamışlık ve aşkınlık sıfatlarına sahip olduğu düşüncesine yatkınlık anlamına gelmektedir.
Yunanca hipostaz terimi, 4. yüzyılın sonları ve 5. yüzyıldaki Kristolojik tartışmalardan önce teknik bir terim olarak kullanılmaya başlamıştır.
Hristiyan teolojisinden bir terim olan Homooussia özellikle İznik Konsil'inde İsa'yı Baba Tanrı ile “varoluşta bir ya da “özde bir” olduğunu anlatmak için kullanılmıştır. Aynı terim daha sonra Kutsal Ruh'a içinde kullanılmış, O'nunda Baba ve Oğul ile ‘özde bir’ olduğu belirtilmiştir. Bu kavramlar daha sonra İznik Hristiyan teolojisinin köşetaşları olmuş ve Tanrı'nın Üçlü-Birlik şeklinde anlaşılması doktrinin en önemli teolojik konsteptleri olmuşlardır.
- İznik Konsili (325)’ten önce Homoousia kavramının kullanımı
Sabelliyanizm, Tanrı’yı bir Tanrı’nın üç ayrı kişiliğinin ya da hipostazının sevgi ile birliği olarak görmek olan Triniteryan bakış açısının aksine; Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’u aynı Tanrı’nın üç farklı kipi ya da vecdi olarak görme inancıdır.

Yaşam felsefesi, yaşamın anlamı ya da yaşamın nasıl yaşanması gerektiğine ilişkin herhangi bir genel tutum ya da felsefi görüştür.

Kapadokyalı Babalar veya geleneksel bilinen ismiyle Üç Kapadokyalı, Kayseri piskoposu Büyük Basil (330-379); Basil'in küçük kardeşi Nissa psikoposu Nissalı Gregor (335-395); ve yakın arkadaşı, Konstantinopolis Patriği Nenizili Gregorios'dan (329-389) oluşan üç Kapadokyalı Hristiyan azizi ifade eden terimdir. Günümüz Türkiye'sindeki Kapadokya bölgesi, Pavlus'un bu bölgedeki çeşitli misyonları ile erken dönem Hristiyan tarihinin önemli bir mekanıdır.

Cluny Manastırı, Fransa'nın Saône-et-Loire ilindeki Cluny kentinde bulunan Benedikten manastırı. Roma'daki Aziz Petrus Bazilikası yapılana kadar dünyanın en büyük Hristiyan kilisesi olan Cluny, 910 yılında Akitanya Dükü I. "Dindar" William'ın Benedikten keşişlere bağışıyla kuruldu.
Kalkedon Amentüsü, MS 451'de Kalkedon Konsili'nde kabul edilen Mesih'in doğasının beyanıdır. Kalkedon, Küçük Asya'da bulunan Erken Hristiyanlık merkeziydi. Konsil, Katolik, Doğu Ortodoks, Lutheran, Anglikan ve Reform kiliselerini içeren Kalkedon kiliseleri tarafından kabul edilen ekümenik konseylerin dördüncüsüdür.

Latince: Filioque, "ve Oğul'dan" anlamına gelen Latince terim, orijinal İznik İnancı'na eklenmiş, Doğu ve Batı Hristiyanlığı arasında büyük tartışmalara konu olmuştur. Bu terim, Kutsal Ruh'un sadece Baba'dan değil, Baba'dan ve Oğul'dan kaynaklandığını belirtir. Birinci Konstantinopolis Konsili'ne ithaf edilen orijinal metinde bu terim yoktur.