
Âlem, taksonomide organizmaların bilimsel sınıflandırmasında kullanılan en üst sınıflandırma taksonudur.

Hayvan, canlılar dünyasının ökaryotlar (Eukaryota) üst âlemindeki hayvanlar (Animalia) âleminde sınıflanan canlıların ortak adıdır. Arapça "canlı varlık" anlamındaki ḥayevān sözcüğünden Türkçeye geçmiş olan "hayvan" sözcüğü, günlük kullanımda esasen insan dışı, nefes alan ve hareket eden canlıları ifade etmek için kullanılsa da, biyolojik bağlamda insanı da içerir. Anadolu ağızlarında hayvan anlamında bav, bobos, böçü, çer, çokgal, dölük, evcimen, evlük, karaböcü, karaltı, medek, tereke, töm gibi sözcükler kullanılmaktadır. Hayvan sözcüğünün eş anlamlısı döngül sözcüğüdür. Hayvanlar âleminin bilimsel ve Latince adı olan "Animalia" terimi ise yine Latince olan ve "yaşayan" ya da "ruh" anlamına gelen animadan türetilmiş animal sözcüğünün çoğuludur. Hayvanlar âlemini tanımlayan bir başka Yunanca bilimsel terim de metazoa'dır (μετάζωα).

Carl Linnaeus, İsveçli biyolog, hekim ve fizikçidir.

Keklik, sülüngiller (Phasianidae) familyasından bıldırcından büyük bazı kuş türlerine verilen ad. Keklik terimi belirli bir taksonomik gruba denk gelmez. Avlanan bir hayvandır. Genelde 2-3 yumurta bırakır. Çiftliklerde üretimi gittikçe yaygınlaşmaktadır. Hobi hayvanı olarak oldukça geniş bir kitleye hitap etmektedir. En yaygın bulunabilen türü "Kınalı Keklik" olarak bilinir. Çiftlik yetiştiriciliğinde yıllık 70 yumurta alınabilir. Et için beslenenlerde ise 18. hafta sonunda erkekleri 380, dişileri 320 grama ulaşabilir.

Hayvanat bahçeleri, farklı coğrafyalara ait hayvanların, doğal veya yapay engellerle sınırlandırılmış alanlarda kent insanlarıyla buluşturulduğu mekanlardır.

Etoburlar ya da karnivorlar, ana besin kaynağı et olan canlılar. İkincil tüketiciler olarak da adlandırılırlar. Etobur sınıflaması yapılırken "ana besin kaynağı" göz önünde bulundurulur. Yani herhangi bir nedenle nadiren ot yiyen bir hayvan etobur kabul edilmeye devam edilir.

Beslenme, canlılığın gereklerini yerine getirmek için gerekli olan maddeleri, canlı dışı ortamdan edinme faaliyetine verilen isimdir.

Protistler, ayrışık (heterojen) bir canlı grubudur ve hayvan, bitki ya da mantar olarak değerlendirilemeyen ökaryot canlılardan oluşur. Protistler bilimsel sınıflandırma açısından âlem olarak değerlendirilse de tek soylu (monophyletic) değil, kısmi soylu (paraphyletic) bir gruptur. Protistler içinde değerlendirilen canlıların da görece basit yapılı ya da ileri düzeyde özelleşmiş dokuları olmayan olmak dışında ortak özellikleri pek yoktur.

Otoburlar ya da herbivor bitkisel organizmaları besin olarak kullanan hayvanlardır. Birincil tüketiciler olarak da adlandırılırlar. Karasal ortamdaki otobur formlarının esasını böcekler, kemirici memeliler ve gevişgetirenler oluşturur.

Hepçil, Hepobur ya da Omnivor, hem et hem de otla beslenen canlılar. İnsan, karga, domuz, ayı, maymun, fare hepçil canlılara örnektir.

Kış uykusu, soğuk ve kurak mevsimlere karşı koyabilmek için canlı varlıkların yapısında görülen olayların tümü olarak tanımlanır.

Kamçılılar, Flagellata ya da Mastigophora, Kamçı taşıyan anlamına gelen "Mastigophora"dan türemiş, kamçı taşıyan heterotrof tek hücreli canlılar sınıfı dir.

Besin zinciri, canlılar topluluğundaki organizmaların beslenme alışkanlıklarını yansıtan ve besin ağının bir parçasını oluşturan bir kavramdır.

Scarabaeidae, Scarabaeoidea üstfamilyasına bağlı bir hayvan familyasıdır. Scarabaeidae türlerinin büyük çoğunluğu "çöpçü"dür; dışkı, leş ve çürümekte olan bitkilerle beslenirler. Ayrıca, mantar, polen, yeşil yaprak, meyve ya da köklerle beslenen türler de bulunur. Hayvan dışkıları ve hayvan ya da bitki kalıntılarıyla beslenenler geri dönüştürücü işlevleri nedeniyle, polenlerle beslenenlerse tozlaşmaya yardımcı oldukları için çok yararlı böceklerdir. Ancak, yeşil yapraklarla ve köklerle beslenenler ciddi tarım zararlıları olabilirler; Popillia japonica bunun tipik bir örneğidir.

Tek toynaklılar ya da tek parmaklılar, memeliler (Mammalia) sınıfından otobur hayvanları barındıran bir takımdır. Ayaklarında genelde tek sayıda toynağı bulunan bu takımdaki hayvanlar büyük ve çok büyük hayvanlar olarak nitelenebilir. Çift toynaklılar takımının geviş getiren hayvanlarının aksine tek toynaklılar bitki selülozunu midede değil bağırsaklarda sindirir. Atgiller, gergedanlar ve tapirler mevcut tek toynaklılardır.

Dışbeslenen, dışbeslek, ardıbeslek ya da heterotrof canlılar; besinlerini kendi kendilerine sentezleyemeyen canlılardır. Yaşamlarını sürdürmek için gerekli enerjiyi bu sebeple diğer dışbeslenen ya da kendibeslek canlılardan alması gerekir. Heterotrof terimi mikrobiyoloji alanında ilk kez 1946 yılında, mikroorganizmaların beslenme tiplerine göre sınıflamasında kullanılmıştır. Bugün ise terim besin zincirinin tanımlanmasında birçok alanda kullanılmaktadır.

Leşçillik veya nekrofaji, bir etobur beslenme tipidir, böyle beslenen canlı, kendisi veya kendi türünden bir başkası tarafından öldürülmemiş ceset veya leşleri yer. Leşçillik, ölü hayvan artıklarının doğada yok olmasına katkıda bulunarak ekosistemde önemli bir rol oynar. Bu süreç, leşcillerin artıklarını tüketen saprotroflar tarafından tamamlanır.

Dişsiz memeliler, bir memeli takımı. Bu grupta karıncayiyenler ile tembel hayvanlar toplanır. Armadillolar ile birlikte Xenarthra üst takımını oluştururlar.

Hayvan itlafı bir grup içinde üreyebilecek olan hayvanların belirli kriterlere uygun olarak ortadan kaldırılması sürecidir. Hayvan itlafının amacı grup içinde istenen özellikleri baskın kılma ya da istenmeyen özelliklerden kurtulma niyeti olabilir. Hayvan itlafının sonucunda genellikle maruz kalan hayvanlar öldürülür. Sığır vebası, şarbon tavuk vebası ve amerikan yavru çürüklüğü hastalıklarının içinde bulunduğu çeşitli hastalıklar dolayısı ile ya da insan sağlığı ve güvenliğinin tehdit edildiği durumlarda da hayvanlar itlaf edilebilir. Tüketime sunulamayacak durumda olan meyve ve sebzeler ya da itlafı gerektiren hastalık taşıyan bitkiler de itlaf edilebilmektedirler.

Böcekçil, böceklerle beslenen etobur hayvan ya da bitkilerdir. İlk böcekçil omurgalılar, amfibilerdir. 400 milyon yıl önce evrim geçirdiklerinde, ilk amfibiler balıkçıldı ve konik kesici dişlere sahipti. Bu diş düzeni aynı zamanda, dış iskelete sahip hayvanları yemeye de uygun olduğundan böcek yeme yeteneği balıkçıl beslenmenin bir uzantısıdır. Böcekçil beslenen memeliler bir dönem böcekçiller (Insectivora) takımı altında sınıflandırılmışsa da günümüzde bu sınıflandırma kullanılmamaktadır ve taksonun sınıflandırılması yeniden düzenlenmiştir.