İçeriğe atla

Hiyeroglif

Bir Eski Mısır hiyeroglifi.
Bir Eski Mısır hiyeroglifi.

Hiyeroglif, antik döneme ait bir yazı sistemi. Birçok türü olan hiyerogliflerin en bilinen türü Mısır hiyeroglifleridir. Ayrıca Luvi hiyeroglifleri ve Urartu hiyeroglifleri de bu yazı sisteminin Mezopotamya'da kullanılan diğer örneklerindendir. Girit hiyeroglifleri ise Girit Uygarlığı tarafından kullanılan başka bir tür hiyerogliftir.

Eski Mısırlılar bu resimli yazıyı icat ettiler ("resimli yazı", alfabeler tarafından kullanılan soyut harfler yerine çeşitli anlamsal varlıklar için semboller olarak görüntüleri kullanan herhangi bir yazı sistemidir). Bu ayırt edici figürlerin MÖ 3000'de ortaya çıkışı, Mısır uygarlığının başlangıcına işaret ediyordu. Resimlere dayanmasına rağmen, Mısır yazısı sofistike bir resim yazma biçiminden daha fazlasıydı. Her resim/glif şu üç işlevden birine hizmet ediyordu: (1) bir şeyin veya eylemin görüntüsünü temsil etmek, (2) bir sesin veya birden üçe kadar hecelerin seslerini temsil etmek veya (3) . bitişik gliflerin kesin anlamını belirlemek Hiyeroglif yazmak, onu öğrenmek için seçilen bilginlerin sayısını sınırlayan bir miktar sanatsal beceri gerektiriyordu. Yalnızca kapsamlı bir eğitimle ayrıcalıklı olanlar (yani firavun, soylular ve rahipler) hiyeroglifleri okuyup yazabiliyordu; diğerleri günlük el yazısı için daha uygun olan daha basit sürümleri kullandı: önce hiyeratik yazı ve daha sonra demotik.

Şemalar ve resimlerden oluşan hiyeroglif, Rönesans döneminde Yeni Platonculuk'un simgesi haline gelmiştir.[1]

İsmin kökeni

Grekçe'deki hiyeroglifikon (ἱερογλυφικόν) kelimesinden diğer dillere geçen hiyeroglif "kutsal yazıt" demektir. Hiyeroglifikon kelimesi ise kutsal anlamına gelen hiyeros (ἱερός) ve yazıt anlamına gelen glifo (γλυφίς) kelimelerinden oluşmaktadır.

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ "Egypt, Ancient: Hieroglyphics and Origins of Alphabet". credoreference.com. 2004. 27 Ocak 2013 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Ocak 2013. 

İlgili Araştırma Makaleleri

A, a ISO temel Latin ve Türk alfabesinin ilk harfidir. İngilizce telaffuzu şeklindedir. Şekil olarak ise Yunan alfabesinde bulunan Αlfa'ya benzemektedir.

<span class="mw-page-title-main">Meroitik yazı</span>

Meroitik yazı, Meroë Krallığı'nın Meroitik dili yazmak için en azından MÖ 200 yılında kullandığı Mısır hiyeroglif ve Demotik kökenli bir alfabedir, ayrıca bir olasılıkla onu izleyen Nübye krallıklarının dilini yazmak için de kullanılmıştır. Eski Eski Nübyece daha sonraları Yunan uncial alfabesi ile yazıldığında bu alfabeye üç tane Meroitik glif (karakter) de dahil edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Yazı sistemi</span> kağıda veya başka bir ortama kaydedilmiş görsel dillerin sistemi, dilde ifade edilebilecek ögeleri temsil etmek için kullanılır

Yazı sistemi, bir dildeki unsurları ve tarif edilebilir durumları temsil etmek için kullanılan bir çeşit semboller sistemidir.

<span class="mw-page-title-main">Harf</span> alfabetik bir yazı sisteminde grafem

Harf, yazı yazmak için kullanılan semboldür. Harfler, Seslerin yazı sistemlerindeki karşılığıdır. Harflerin hepsi birleşerek alfabeyi oluştururlar. Yazı harfler dışında rakam, noktalama işaretleri ya da başka semboller içerebilir ama harfler yazının en temel öğesidir.

<span class="mw-page-title-main">Çivi yazısı</span> ilk yazı türü

Çivi yazısı, kilden yapılma tabletlerin üzerine resimler ya da harf görevi gören ve sesleri temsil eden semboller ile özel bir teknikle yazılan; papirüsün bulunması ile son bulan tarihteki ilk yazı sistemidir. Maden Çağlarının sonunda, yaklaşık MÖ 3500'lerde Sümerler tarafından icat edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Yazı</span> bir dilin metinsel olarak ifade edilmesi

Yazı, belirli işaretler kullanılarak kişiler arasında görsel tabanlı iletişim kurulmasını sağlayan bir araçtır. Yazı sistemi, dilbilgisi ve anlambilimde olduğu gibi konuşma ile aynı yapılara dayanan, ancak her kültüre özgü yazım sistemine bağlı ek kısıtlamalara ve kurallara sahip bir teknoloji biçimidir. Yazma faaliyetinin sonucu çıkan ürün metin, bu metnin yorumlayıcısı veya gözlemleyicisi ise okur veya okuyucu olarak adlandırılır.

<span class="mw-page-title-main">Luvice</span>

Luvice veya Luvi dili Anadolu dillerine mensup bir dildir. Aynı zamanda Hititlerin de hiyeroglif yazılarında kullandıkları dildir. Mısır ve Girit hiyeroglif yazısından farklı olan bu hiyeroglif yazısı, daha çok mühürlerde ve kaya anıtları gibi büyük yazıtlarda kullanılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Hititçe</span> Hint-Avrupa dillerinin Anadolu alt grubuna ait bir ölü dil

Hititçe veya Hitit dili, Tunç Çağı'nda Anadolu'da yaşamış Hititlerin veya dillerinde kendilerine verdikleri isimleri ile Neşalıların konuşmuş olduğu, Hint-Avrupa dillerinin Anadolu alt grubuna ait bir ölü dil. Dil, diğer Anadolu dilleri olan Luvice ve Palaca ile yakından ilişkilidir. Tarihte belgelenmiş en eski Hint-Avrupa dilidir.

<span class="mw-page-title-main">Mısır hiyeroglifleri</span>

Mısır hiyeroglif yazısı, birbirinden kolaylıkla ayırt edilebilecek yüzlerce sembolden oluşur. Her işaret belli bir sesi veya nesneyi temsil eder. Bu yazı soldan sağa veya sağdan sola ya da yukarıdan aşağı yazılabilir, okumak için ölçüt sembollerdeki insan ya da hayvan figürlerinin baktıkları yöndür. Mısır hiyerogliflerinde 700'den fazla işaret bulunmaktadır. Bu yüzden de okuma yazma oranı düşüktür. Çünkü hiyeroglif bir harf yazısı değildi. Bunlar için yazıcı adlı bir meslek vardı. Bu insanlar uzun bir eğitimden geçerlerdi. Ayrıca hiyeroglif öyle zor bir yazıydı ki sanat halini almıştı.

<span class="mw-page-title-main">Minos medeniyeti</span> Tunç Çağı uygarlıklarından biri

Minos medeniyeti, Tunç Çağı'nda Yunanistan'a bağlı olan, Ege Denizi içindeki Girit Adası'nda, MÖ yaklaşık 3.500'lerde doğmuş bir uygarlıktır. Girit uygarlığı, MÖ 2700 ile MÖ 1450 yılları arasında en parlak dönemlerini yaşadı ve yavaş yavaş eski gücünü yitirmesinin ardından Girit üzerinde Miken kültürü baskınlaşmaya başladı.

<span class="mw-page-title-main">Antik Mısır sanatı</span>

Antik Mısır'da sanat, MÖ 31. yüzyıl ile MS 4. yüzyıl arasında eski Mısır'da üretilen sanatı ifade eder. Resimler, heykeller, papirüs, fayans, mücevher, fildişi, mimari ve diğer sanat ortamları üzerine çizimler içerir. Aynı zamanda çok muhafazakâr: sanat tarzı zamanla çok az değişti. Hayatta kalan sanatın çoğu, Mısırlıların öbür dünyaya olan inancı hakkında daha fazla fikir veren mezarlar ve anıtlardan geliyor.

İdeografi, ideogram veya kavram yazı, bir grafik semboldür ve belirli bir dil, özel kelimeler veya ifadelerden bağımsız olarak bir fikir veya kavramı temsil eder. Bazı ideogramlar, önceki gelenekle tanınabilir; diğerleri, anlamını fiziksel bir nesneye resim benzerliği aracılığıyla iletebilir ve bu nedenle aynı zamanda piktogram olarak da adlandırılabilir.

<span class="mw-page-title-main">Maya yazısı</span>

Bulgular MÖ 3. ve 4. yüzyıllarda bile Mayalar'ın yazı sistemini kullandıklarını göstermektedir. Maya yazısından önce de Orta-Amerika'da çeşitli yazı sistemlerinin kullanıldıkları bilinmektedir. Bunlardan biri Olmec ile Maya yazısı arasında bir "geçiş yazısı" denilebilecek Epi-Olmec yazısıdır. Bununla birlikte 5 Ocak 2006'da National Geographic tarafından yayımlanan Maya yazısı inceleme sonuçları Maya yazı sisteminin hemen hemen en eski Orta Amerika yazı sistemleri kadar eski olduğunu göstermektedir. Kısa kısa da olsa, çoğu anıtlar, tabletler, steller ve çömlekçilik ürünleri üzerine yazılmış olmak üzere günümüzde yaklaşık 10.000 Maya yazıtının ya da metninin varlığı bilinmektedir. Bunlardan başka Mayalar'ın, özellikle çeşitli incir ağacı türlerinin ağaç kabuklarından elde ettikleri kâğıtlara kaydettikleri boyalı metinler mevcuttur. Maya yazı sisteminin çözülmesi uzun ve zahmetli bir inceleme sürecinden sonra mümkün olmuştur. İlk kısmi çözümler 19. yüzyılın sonunda başlamışsa da, yazının çözülmesi konusunda esas önemli gelişmeler 1960'lı ve 1970'li yıllarda olmuştur ve günümüzde Maya metinleri tümüyle olmasa da, yeterince okunabilmektedir. Maya dilinin çözülmesi konusunda emek harcamış isimlerden bazıları Constantin Rafines, Yuri Knorozov, Ramón Arzápalo Marin'dir.

<span class="mw-page-title-main">Deniz Kavimleri</span>

Deniz Kavimleri ya da Deniz Halkları Tunç Çağı’nın sonlarına doğru, özellikle MÖ 13. yüzyılda, MÖ 1276 – 1178 yılları arasında Anadolu, Suriye, Filistin, Kıbrıs ve Mısır'a yönelen istila hareketlerinden sorumlu görülen, savaşçı ve denizci halklardır. Bu yıkıcı saldırılar, Bronz Çağı Çöküşü’ne yol açan istilaların bir bölümü olarak Doğu Akdeniz’de tüm krallıkların ve Anadolu’da Hitit İmparatorluğu’nun yıkılmasında belirleyici olmuştur. Antik Mısır ise hem denizde, hem de karada verdiği savaşlarla bu saldırıları püskürtmeyi başarmıştır. Bu istilalar sonucu konuya ilişkin kayıtlar yok olduğundan, olayların kesin kapsamı ve istilacıların kimlikleri, geldikleri bölgeler halen kesin bir biçimde belirlenememiştir. Günümüze ulaşabilen belgeler, Mısır yazıtları ve kabartmaları, Hitit belgeleri, Ugarit belge ve mektupları ile arkeolojik buluntulardır.

<span class="mw-page-title-main">Brahmi alfabesi</span>

Brahmi alfabesi, ünlüleri ünsüz sembollerle ilişkilendirmek için bir aksan işaretleri sistemi kullanan bir abugidadır. Yazı sistemi, Maurya döneminden erken Gupta dönemine kadar yalnızca nispeten küçük evrimsel değişiklikler geçirdi ve MS 4. yüzyılda bile okuma yazma bilen bir kişinin Maurya yazıtlarını hala okuyabildiği düşünülmektedir. Bundan bir süre sonra, orijinal Brahmi yazısını okuma yeteneği kayboldu. En eski ve en iyi bilinen Brahmi yazıtları, kuzey-orta Hindistan'daki Asoka'nın MÖ 250-232'ye tarihlenen kayaya oyulmuş fermanlarıdır. Brahmi'nin deşifresi, 19. yüzyılın başlarında, Hindistan'daki Doğu Hindistan Şirketi yönetimi sırasında, özellikle Kalküta'daki Bengal Asya Topluluğu'nda, Avrupa'nın akademik ilgisinin odak noktası haline geldi. Brahmi, Cemiyetin sekreteri James Prinsep tarafından 1830'larda Cemiyetin dergisinde yayınlanan bir dizi bilimsel makalede deşifre edildi. Buluşları, diğerleri arasında Christian Lassen, Edwin Norris, H. H. Wilson ve Alexander Cunningham'ın epigrafik çalışmalarına dayanıyordu.

<span class="mw-page-title-main">Anadolu hiyeroglifleri</span>

Anadolu hiyeroglifleri, yaklaşık 500 işaretten oluşan bir logografik yazı biçimi. Önceleri Hitit hiyeroglifleri olarak biliniyorlardı fakat kullanıldığı dilin Hititçe değil Luvice olduğu kanıtlandı ve ardından bazı İngilizce kaynaklarda Luvi hiyeroglifi olarak anılmaya başlandı. Son zamanlarda ise bu yazı sistemi kullanılarak daha başka dillerde yazılmış yazıtlar ortaya çıkınca bu tanım yerine, coğrafyayı işaret edecek şekilde "Anadolu Hiyeroglifi" kullanımı kabul görmeye başladı. Tipolojik olarak Mısır hiyeroglifleri'ne benzeseler de grafiksel olarak bir ilişkileri yoktur. Mısır hiyeroglifleri'ne benzer bir şekilde bu Hiyeroglif yazı biçiminin de kutsal bir rol oynadığı kesinlik kazanmamıştır. Hitit çivi yazısı ile kanıtlanabilir bir bağlantısı yoktur.

<span class="mw-page-title-main">Glif</span>

Tipografide glif, karakterleri yazı içinde temsil ve diğer karakterlerden ayırt eden simgelere verilen addır. Bir karakter tek bir glifle gösterilebildiği gibi, birden fazla karakter de tek bir glifle gösterilebilir. Ayrıca tek bir karakter yerine göre değişik gliflerle gösterilebilir. Yazı içinde kullanılan bir işaretin glif olarak adlandırılması için o işaretin ayırt edici bir işlevinin olması, yani o karakteri diğer karakterlerden ayırması veya yazıya kültürel ve sosyal kullanımdan kaynaklanan özel bir anlam katması gerekmektedir.

Yazı, ağızdan çıkan seslerin, fikirlerin ve görüşlerin mimik yardımı olmaksızın iletilmesini sağlayan, insanlar tarafından bulunan belirli işaret ve işaret sistemleridir.

Arap alfabesinin, Fenike alfabesinden türeyen Arami-Nabatî varyasyonunun bir türevi olduğu ve diğerlerinin yanı sıra İbrani alfabesi ve Yunan alfabesinin de ortaya çıkmasına neden olduğu düşünülmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Girit Hiyeroglifleri</span>

Girit hiyeroglifleri, Minos döneminde erken Tunç Çağı'nda Girit'te kullanılan bir hiyeroglif yazı sistemidir. Linear A'dan yaklaşık bir asır öncesine dayanmaktadırlar ancak iki yazı sistemi tarihlerinin çoğunda paralel olarak kullanılmaya devam etmiştir. 2023 itibarıyla, hala deşifre edilememiştir.