İçeriğe atla

Hiyerarşi

Hiyerarşi düzeninde(alt-üst birim ilişkisi olan) hazırlanmış farklı alanda bir piramit
Normlar hiyerarşisi hukuk piramidi

Hiyerarşi ya da aşama sırası,[1] oluşum açısından (YunancaἹεραρχία) kelimesine dayanan, bir toplumdaki ya da kuruluştaki bireylerin belirli faktörlere bağlı olarak statü, görev, alt ve üst arası ilişkiler sınıflandıran ve bu sınıflara bağlı standartlar sunan yapı.[2]

Hiyerarşinin karşıtı kavramlar ve bu kavramlarla kıyaslanması

Hiyerarşi, modern toplum ve geleneksel toplum ayrımının oluşumunda eşitlik, özerklik, özgürlük kavramlarına zıt formda kullanılır. Modern toplum için özerk, özgür ve eşit tanımları yapılırken geleneksel toplumda hiyerarşi tanımı görülür.[3]

Eşitlik

Hiyerarşinin daha kolay kavranması adına topluma ve toplum içindeki sosyal yapılanmalara bakılır. Hiyerarşi, toplum içindeki bir fikir ve uygulama alanı olan eşitliğin-Hristiyan ahlakı açısından tüm insanların tanrı tarafından eşit olduğu fikri, Kantçı düşünce açısından tüm insanlara aynı düzeyde saygı ve değer sunulması fikri ve bireyin mutluluk düzeyini yükseltmek için bireylere eşit davranılması düşüncesini savunan faydacı fikir karşıtı bir düzendir. Bu durumda eşitlik ilkesi içinde barınan koşullar dil, ırk,cinsiyet, siyasi düşünce, felsefi inanç, mezhep, din konularında kanuni eşitlik[4] hiyerarşinin yapısında yer almaz.[5]

Özerklik

Bireyin dış baskıya maruz kalmadan, kendini ve varoluş şeklini seçmesi, bu seçimlerinin kendisi için bilinçli birer kural haline geldiği yaşamı seçmesi durumu. Özerk bireylerden oluşan toplumlarda her birey kendisi için kararı vereceği için belirli faktörlere bağlı sınıflandırmalar yapılamaz. Dolayısıyla birden fazla özerk bireyin bulunduğu toplumlar hiyerarşiye ait değil demokratik sayılır.[6]

Özgürlük

Bireyin dış etkenlerden bağımsız düşünmesi ve bu düşüncelerle kendi iradesi doğrultusunda karar verebilme gücü.Özgür olmayan birey ait olduğu toplumda çeşitli sınıflandırmalara dahil edilir ve buna bağlı olarak hiyerarşi düzeninin belirli basamaklarına yerleştirilir.[7]

Özgürlük heykeli

Özgürlük, özerkliğin içinde değerlendirilen bir kavramdır. Özgür olmak için özerk olmak şart değildir ancak özerklik adına özgürlük şarttır.[6]

Hiyerarşinin tarihsel oluşum süreci

Başlangıçta bir ilkel komün süreci yer alır ve bu süreçte henüz hiyerarşi gözlenmez. Bu toplumsal oluşumda avlanma, meyve toplama, barınak yapma gibi alanlarda ortaklaşa bir çalışma yürütülür.[8]

Ancak eğer bu ilkel komünde bir hiyerarşi aranırsa, toplum hiyerarşisinin anaerkil olduğu görülür. Eğitim bakımından kadın merkezli bir yönetime sahip olan ailede,kendi içlerinde barındırdıkları en yaşlı kadının öğütlerini kural olarak geçerlidir.[8]

Fakat yine de asıl hiyerarşi ayrımı, ilkel komünün sonrasındaki aile kavramındadır. Toplumun başlangıç birimi ailedir.[8] Ailenin içerisinde kendine özgü bir hiyerarşi çoğunlukla yer alır. Bu ilk ve küçük toplumdaki hiyerarşi düzeni fiziksel ve ekonomik açıdan güçlü olanın üstte, bu faktörler bağlamında güçsüz olanın altta ve düzene uyan tarafta olduğu görülür.[9]

Hiyerarşi düzeninin ikinci oluşum aşamasını üretici güçlerin ilerlemesi oluşturur. Başlangıçtaki ilkel komün içerisinde toplanan mallar ancak ortak kullanım için yeterli haldedir dolayısıyla mallara el koyarak maddi üstünlük sağlamak ve hiyerarşiyi başlatmak isteyen birey geri kalanların ölümüne neden olacaktır ancak bu ikinci hiyerarşinin oluşumu aşamasında insanların, toplanan mallara ulaşma şekilleri gelişmiştir. Öncelikle ok ve yay yardımı ile hayvan evcilleşitirilmesinin ardından metal aletler ile tarım yapılması zanaat ve tarımı farklılaştırır.Bu yöntemler sayesinde insanlar, ilkel komüne oranla daha bol kaynaklara sahiptir. Dolayısıyla insanlar arasında ortak mal kullanımının dışında yeni bir mal çokluğu-azlığı hiyerarşisi başlar. Bunun dışında hayvan evcilleştirilmesi durumu,bu işi yapan erkeği ekonomik açıdan üstün kılar.Bu nedenle anaerkil aile düzeninden ataerkil hiyerarşiye geçiş yapılır.Bu bağlamda kadın cinsinin aşağılanmasının ilk aşaması gözlemlenir.[8]

Bir önceki hiyerarşi oluşumu aşamasından elde edilen fazla mallar, yeni bir değiş-tokuş süreci başlatır. Başlayan bu değiş-tokuş süreci zengin-fakir ayrımını beraberinde getirir.Bunun sonucunda erkek ile başlayan ekonomik hiyerarşi daha netleşmiş ve gelişmiş olur.[8]

Bir yandan gelişen ve çoğalan bu topluluklarda gözlemlenen yeni tarım ve zanaat çalışması, insanları iş bölümüne ve sınıflandırmaya yönlendirir. İş bölümünün sonrasında, yapılan işlerden elde edilen zenginlikler toplumun geri kalanına göre daha küçük bir kısmının mallarının artmasına neden olur. Bu zengin ve sayıca az kesim, hiyerarşinin yeni üst basamağı halini alır.[8]

Önceki dönemde, herhangi bir nedenle yapılan savaş sonrası ele geçirilen alanın halkı, ortak çalışmadan elde edilen ürünlerin yalnız çalışana yetmesi ve bir artı gelir sağlamaması nedeniyle faydasız tüketici olarak görülür. Bu nedenle de öldürülür ancak yeni iş düzeni ve fazla iş gücünden elde edilen fazla mal durumu savaş kazananlarının, savaşın yenilen tarafını köle olarak çalıştırma gücünü ortaya çıkartmış olur.Bu durumda yeni hiyerarşinin yapısında alt tabaya köle adı verilen çalışanlar konumlandırılırken üst yapıya da efendiler gelir.Bunun sonucunda diğer aşamaların çok daha üstünde olan yeni bir sömürülenler-sömürenler hiyerarşisi ortaya çıkar.[8]

Kölelerden elde edilen gelirler, köleler hiçbir mülkiyete sahip olmadığı için, efendilerinin olur. Bununla birlikte özel mülkiyet kavramı da doğar.Bütün bunlar sonucunda aşamalı olarak hiyerarşi topluluğuna geçiş yapılır.[8]

Kaynakça

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 29 Aralık 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Ağustos 2023. 
  2. ^ "Hiyerarşinedir". 6 Şubat 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Haziran 2020. 
  3. ^ "degipark.org". 15 Şubat 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Haziran 2020. 
  4. ^ "eşitlik". 13 Şubat 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Haziran 2020. 
  5. ^ Felsefeye Giriş. Alfa. ss. 150-151. ISBN 978-605-171-241-3. 
  6. ^ a b "özerklik nedir". 30 Mart 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Haziran 2020. 
  7. ^ "özgürlük nedir". 29 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  8. ^ a b c d e f g h Felsefenin Temel İlkeleri. Felsefe kulübü. ss. 401-403. ISBN 978-605-9062534. 
  9. ^ "aile içi hiyerarşi". 2 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Haziran 2020. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Liberalizm, bireysel özgürlük üzerine kurulan bir siyasi felsefe veya dünya görüşüdür. Bireysel özgürlük ve bireysel haklar düşüncesiyle yola çıkan liberalizm, daha sonraki yıllarda farklı türlere bölündü ve bireylerin eşitlik ilkesinin de önemini vurgulamaya başladı. Klasik liberalizm bireysel özgürlüklerin rolünü vurgularken, sosyal liberalizm özgürlüğe vurgu yaptığı kadar; bireylerin eşitlik hakkı ilkesinin önemine vurgu yapar ve özgürlük ile eşitlik arasında denge kurmayı amaçlar. Liberal görüşü savunanlar geniş bir görüş dizisi benimsemekle birlikte genellikle ifade özgürlüğü, inanç özgürlüğü, basın özgürlüğü, sivil haklar ve sivil özgürlükler, seküler devlet, liberal demokrasi, ekonomik ve siyasi özgürlük, hukukun üstünlüğü, özel mülkiyet ve piyasa ekonomisi gibi fikirleri destekler.

<span class="mw-page-title-main">Aile</span> aralarında yakın akrabalık bağı bulunan kişiler grubu

Aile veya ocak, toplumun en küçük birimi olarak kabul edilen sosyal bir yapı. En küçük, yani "çekirdek" olarak adlandırılan bir aile; baba, anne ve çocuklardan oluşur.

Determinizm, belirlenircilik, gerekircilik veya belirlenimlilik evrenin işleyişinin, evrende gerçekleşen olayların çeşitli bilimsel yasalarla, örneğin fizik yasaları ile, belirlenmiş olduğunu ve bu belirlenmiş olayların gerçekleşmelerinin zorunlu olduğunu öne süren öğretidir. Yani öğretiye göre her şey belirlenmiştir ve değişmesi mümkün değildir. Bu görüş başta ahlak felsefesi olmak üzere felsefenin çeşitli dallarının uğraş ve çalışma alanına bir görüştür. Ahlak felsefesindeki "İnsan ahlaki eylemde bulunurken özgür müdür?" sorusunu yanıtlamaya çalışır.

Çocuk, bebeklik ve ergenlik çağları arasındaki insan. Genellikle konuşma ve yürüme kabiliyetleri kazanıldıktan sonra çocukluğun başladığı; cinsel gelişimin başladığı ergenlik dönemi ile birlikte çocukluk döneminin bittiği kabul edilir. Ama bu tanımlamalar görecelidir ve kesin sınırları yoktur. Birleşmiş Milletlerin raporlarında 0-18 yaş arasındaki insanlar çocuk kabul edilirler. Bunun haricinde çocuk kelimesi sıklıkla evlat anlamında da kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Siyaset felsefesi</span> felsefe ve siyaset bilimi alt disiplini

Siyaset felsefesi, devlet, hükûmet, siyaset, özgürlük, mülkiyet, meşruiyet, haklar, hukuk gibi konular hakkındaki, bu kavramlar nedir, neden ihtiyaç vardır, bir hükûmeti ne meşru kılar, devlet hangi özgürlükleri ve hakları neden korumalıdır, hangi biçimde kurumsallaşmalıdır, kanun nedir, vatandaşın devlete karşı yükümlülükleri nelerdir, bir hükûmet yasal olarak neden ve nasıl görevden çekilmelidir gibi temel sorulara cevap arayan ve bu konuları felsefeden faydalanarak inceleyen sosyal bilim dalıdır.

Ataerkillik ya da patriyarki, erkek otoritesine dayanan bir tür toplumsal örgütlenme düzenidir. Bu düzenin temelini erkeğin üstünlüğü fikri oluşturur; soy erkekler tarafından belirlenir, hakimiyet erkeklerindir. Bu toplumlarda erkeklere kadınlardan daha çok saygı gösterilir. Bu erkek üstünlüğü ilkesi etrafında, toplumun kültürü, adetleri, inancı ve mitolojisi, anaerkil düzenli toplumunkinden farklı bir biçim oluşturur.

<span class="mw-page-title-main">Kent sosyolojisi</span>

Kent sosyolojisi, tanım olarak Batı'da 19. yüzyıl sonlarında ortaya çıkmış olan disiplinin adıdır. Sosyoloji disiplinleriyle aynı zemini paylaşmakla birlikte büyük ölçüde bu disiplinlerden ayrılan yönlere sahip olarak şekillendi. Kent sosyolojisinin ana sorunu ya da meselesi, modern kent toplumlarının yapısal özelliklerini ve sorunlarını anlamaya çalışmak olarak şekillenmiştir. Buna göre, kent sosyolojisi alanı içinde, belirli bir yöntemsel tercihle araştırmacılar, kentte meydana gelen sosyal gruplaşmaları, bu grupların birbirleriyle olan ilişkilerini, etkileşim ve çatışmalarını, kentsel kurumlaşmaları ve örgütlenme biçimlerini, demografik dağılımın sosyal bağlantılarını ve söz konusu grupların kent sosyal yaşamına uyum problemlerini vb. ele alıp irdeleyebilirler.

Devlet, toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlıktır. Devlet siyasal bir birliktir. Bunun için her şeyden önce devleti kuran bireyler arasında kültürel bir birlik lazımdır. Ancak kültürel birlik devletin yaşaması için yeterli değildir. Tarihte görülen birçok iç savaş, kültürel birliğin devlet kurulmasında yeterli olmadığını göstermektedir. Amerikan İç Savaşı'nın anayasal düzenin kurulmasının ne kadar gerekli olduğunu ortaya koyması ve savaş kültürü yerine hukuk devlet ilişkisinin kavranması açısından önemi büyüktür.

<span class="mw-page-title-main">C. Wright Mills</span> Amerikalı toplumbilimci (1916 – 1962)

C. Wright Mills, Amerikalı sosyologdur.

Felsefi olarak negatif özgürlük kavramı, bireyin başkalarının otoritesine maruz kalmadan özgür olması anlamına gelir. Bu negatif anlayışta, kişinin, etkinliğini kimse tarafından karışılmadan özgürce gerçekleştirebileceği düşünülür. Örneğin Thomas Hobbes'a göre, "özgür bir adam… iradesi dahilindeki yapacaklarına mani olunmayan kişidir."

<span class="mw-page-title-main">Ebeveyn</span> biyolojik ya da manevi çocuğa sahip anne/baba

Ebeveyn kavramı, temel anlamda çocuğa bakım vermekle sorumlu olan biyolojik ya da evlat edinen anne ve/veya babayı kapsamaktadır.

Kuruluş, kurum, organizasyon veya teşkilat; ortak bir amaç çerçevesinde kurulmuş, ortak bir çalışma düzenine sahip, kendi verimini yönetebilen toplumsal bir düzendir. Organizasyonlar sosyoloji, iktisat, işletme, siyaset bilimi ve psikoloji gibi birçok sosyal bilim dalının araştırma konusudur.

Paternalizm veya Babacılık, toplum veya aile yönetimlerinde kararların, rehber ve ideal kabul edilen kişi veya kişilerce alınmasını öngören yönetim sisteminin adıdır. Toplum ve aile içerisinde bir hiyerarşik yapı bulunması gerekliliğine ve hiyerarşide en üst olan kişiler veya kişinin yürütmeyi elinde bulundurması gerekliliğini savunur.

Hemşirelik etiği, uygulama etiğinin hemşirelik alanındaki faaliyetlerle ilgilenen bir dalıdır. Hemşirelik etiği, fayda, zarardan koruma ve özerkliğe saygı gibi tıp etiği ile birçok ilkeyi paylaşır. İlişkilere, insan onuruna ve işbirlikçi bakıma verdiği vurgu ile ayırt edilebilir.

<span class="mw-page-title-main">Amerika'da Demokrasi</span>

Amerika'da Demokrasi, Alexis de Tocqueville’in 1830 yılında Gustave de Beaumont ile birlikte, cezaevi sistemini incelemek üzere gönderildiği Amerika’da edindiği gözlemlerden yararlanarak Amerikan demokrasi deneyimini incelediği kitabıdır. İki ciltten oluşan eser Fransızca olarak kaleme alınmış ve ilk olarak Paris’te yayınlanmıştır. Alexis de Tocqueville, Amerika’da Demokrasi ‘nin 1835 yılında yayınlanan ve çok ilgi gören birinci cildinde çoğunluğun tiranlığı kavramından bahsetmiş, 1840 yılında yayınlanan ikinci cildinde ise demokratik despotizm kavramını açıklamıştır. İlk cildi kadar ilgi görmeyen kitap hakkında John Stuart Mill, “demokrasi üstüne yazılmış ilk büyük siyaset felsefesi eseri” ifadesini kullanmıştır.

Kaynakça/Ayrıntılı bilgi için:

<span class="mw-page-title-main">Kurumlar sosyolojisi</span>

Toplum, ortak bir coğrafi mekandan, kurumsallaşma davranış biçimleri sergileyen ve bir arada yaşayan bireylerden oluşmuş bir bütündür. Toplumu oluşturan bireyler arasında düzenli ilişkiler ve davranış kalıpları vardır. Davranış kalıpları, dil ve kültür sayesinde oluşur. Toplumun sahip olduğu bu davranış kalıpları zamanla değişebilir.

Sınıfsız toplum, toplumu oluşturan bireylerin statü,mülkiyet veya destekledikleri siyasi birlik gibi özelliklerle eşit olmayan konumlara dağılmadıkları toplum düzeni.

Aşamalar kuramı, Walt Whitman Rostow'un ‘‘İktisadi Büyümenin Aşamaları’' adlı kitabında ileri sürdüğü; toplumların ekonomik büyüme temelli gelişmelerinin, birbirini izleyen beş farklı dönemden oluştuğunu ve her toplumun zorunlu olarak bu aynı tarihsel dönemlerden geçtiğini ya da geçeceğini savunan kuramdır.

Spiral Dinamikler, Dr. Don Beck ve Chris Cowan tarafından geliştirilen, bireysel ve toplu düzeylerde insan değerlerinin, dünya görüşlerinin ve davranış kalıplarının gelişimini ve evrimini anlamaya çalışan psikolojik ve sosyolojik bir teoridir. Çerçeve, gelişimsel psikolog Clare W. Graves'in çalışmalarına dayanmaktadır ve organizasyonel gelişim, liderlik, koçluk ve kültürel ve toplumsal değişimleri anlama gibi çeşitli alanlarda uygulanmıştır.