İçeriğe atla

Hitit Veba Salgını

Hitit Veba Salgını
Hitit İmparatorluğu'nun haritası: I. Şuppiluliuma (y.1350–1322) ve II. Murşili (y.1321–1295)
YerArvad-Fırat ticaret yolu
İlk vakaHattuşaş
Varış tarihiMÖ 14. yüzyıl
Kaynak ülke(ler)Bilimiyor
İstatistikler
Bölgeler
Ortadoğu

Hitit Veba Salgını MÖ 14. yüzyılda ortaya çıkan Tularemi (halk dilinde tavşan ateşi olarak da bilinir) epidemisidir. Hitit Veba Salgını, bir hastalığın biyolojik silah olarak kullanımının ilk belgelendiği salgındır.

Arka plan

Hitit İmparatorluğu Türkiye'den Suriye'ye kadar uzanıyordu.[1] Veba, MÖ 14. yüzyılda Arvad-Fırat ticaret yolu boyunca meydana gelen Francisella tularensis salgınıydı. Orta Doğu'nun çoğu salgından etkilendi; ancak Mısır ve Asur, sınırları boyunca karantina başlattı ve salgını yaşamadılar.

Tularemi, günümüzde de tehdit oluşturan bakteriyel bir enfeksiyondur.[1] Aynı zamanda "tavşan ateşi" olarak da anılır ve hayvanlardan insanlara kolaylıkla geçebilen Zoonoz hastalıktır. Yayılmanın en yaygın yolu, keneler gibi türler arasında zıplayan çeşitli böceklerdir.[2] Bir enfeksiyonun semptomları cilt lezyonlarından solunum yetmezliğine kadar değişir. Tedavi olmadan ölüm oranı enfekte olanların yüzde on beşidir.[1] Mikrobiyolog Siro Trevisanato'ya göre, "Tularemi bugün birçok ülkede nadir görülüyor, ancak Bulgaristan dahil bazı ülkelerde sorun olmaya devam ediyor."[1]

Epidemi

Murşili'nin vebayı sona erdirmek için tanrılara duaları, MÖ 14. yüzyıldan. Hattuşa, İstanbul, Arkeoloji Müzesi'nde sergilenmektedir.

Yazar Philip Norrie'ye (Hastalık, Bronz Çağı'nın Sonunu Nasıl Etkiledi) göre, Tunç Çağı sonrası toplumsal çöküşe neden olması en muhtemel üç hastalık vardır: çiçek hastalığı, hıyarcıklı veba ve tularemi. Hititleri vuran tularemi vebası, böcekler veya enfekte olmuş kir veya bitkiler tarafından, açık yaralar yoluyla veya enfekte hayvanları yiyerek yayılabilirdi.[2]

MÖ 14. yüzyılın ortalarına ait Hitit metinleri, sakatlıklara ve ölüme neden olan vebadan bahseder.[1] Hitit Kralı II. Murşili, yirmi yıl süren ve tebaasının çoğunu öldüren salgından kurtulmak için dualar yazdı. Kendisinden önceki iki kral, I. Şuppiluliuma ve Şuppiluliuma'nın doğrudan varisi II. Arnuvanda da tularemiye yenik düşmüştü.[3] Murşili, Şuppiluliuma'nın hayatta kalan son oğlu olduğu için tahta çıkmıştı.[4]

Murşili, vebanın Hititlere başkent Hattuşa'da yürütülen Mısırlı mahkûmlar tarafından bulaştığına inanıyordu. Mısırlıların 1322'den önceki yıllarda tularemiden muzdarip olduğuna dair bazı kanıtlar vardır.[3] Hititler, kervanlarda eşek kullanımını yasaklamalarından zoonotik bulaşmadan da şüphelendikleri anlaşılmaktadır.[1] Vebanın kökenine dair başka bir teori, Hititlerin Tell Kazel'e baskın yaptıktan sonra Hititlerin diğer hayvanlarla birlikte savaş ganimeti olarak aldıkları koçlardan kaynaklandığını öne sürmektedir. Hayvanlar Hitit köylerine getirildikten kısa bir süre sonra tularemi salgını başladı.[1]

Silah olarak veba

Hastalık, tarihçilerin "biyolojik savaşın bilinen ilk kaydı" olarak tanımlanmıştır. Hititler hastalık salgınını yaşadıktan kısa bir süre sonra, Batı Anadolu'dan Arzavanlar, Hititlerin zayıfladığına inandılar ve onlara saldırdılar. Arzavanlar, koçların aniden ortaya çıktığını (MÖ 1320 ve 1318) iddia etti ve Arzavanlar onları köylerine getirmişlerdir. Hititlerin tularemi hastalığına yakalanmış koçları düşmanlarına bulaştırmak için gönderdikleri düşünülmektedir. Arzavanlar vebadan o kadar zayıf düştüler ki Hititleri fethetme girişimlerinde başarısız oldular.[1][2]

Kaynakça

  1. ^ a b c d e f g h Khamsi, Roxanne (26 Kasım 2007). "Were 'cursed' rams the first biological weapons?". New Scientist. 7 Mart 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Mart 2022. 
  2. ^ a b c Norrie, Philip (26 Haziran 2016). "How Disease Affected the End of the Bronze Age". A History of Disease in Ancient Times. Palgrave Macmillan. ss. 61-101. doi:10.1007/978-3-319-28937-3_5. ISBN 978-3-319-28936-6. Erişim tarihi: 7 Mart 2022. 
  3. ^ a b Zuckerman, Molly K.; Martin, Debra L. (2016). New directions in biocultural anthropology (1. bas.). Hoboken, New Jersey: Wiley-Blackwell. s. 297. ISBN 978-1118962961. Erişim tarihi: 7 Mart 2022. 
  4. ^ Baldrick, Thea (8 Mart 2022). "Hittite Royal Prayers: A Hittite King Prays to Stop the Plague". TheCollector. 23 Eylül 2022 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Mart 2022. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hititler</span> Tunç Çağında Anadolu yarımadasının büyük çoğunluğunu egemenliği altına alan bir Hint-Avrupa kavmi

Hititler ya da Etiler, Tunç Çağı'nda Anadolu, Levant ve Kıbrıs'ta varlık göstermiş bir halk.

<span class="mw-page-title-main">Bruselloz</span>

Bruselloz, Malta humması veya Akdeniz humması, da denilen Brucella spp. bakterileri yüzünden ortaya çıkan bulaşıcı bir hastalıktır.

<span class="mw-page-title-main">Veba</span> Yersinia pestis adındaki bakterinin neden olduğu enfeksiyon hastalığına verilen genel isim

Veba, Yersinia pestis adındaki bakteri tarafından oluşturulan enfeksiyon hastalıklarına verilen genel isimdir.

<span class="mw-page-title-main">Hurriler</span> Güneybatı Asyanın tarihi etnik grubu

Hurriler veya Hurri Devleti, MÖ 3. binyıldan itibaren, Sümer, Akkad, Hitit, Ugarit ve Mısır kaynaklarında hakkında bilgiler bulunan, Mezopotamya ve Yukarı Dicle bölgelerinde hüküm süren, konuştukları dil itibarıyla (Hurrice) Asya kökenli olduğunu kabul edilen ve MÖ 7. yüzyıla kadar varlığını sürdüren devlet.

<span class="mw-page-title-main">I. Şuppiluliuma</span>

I. Şuppiluliuma, adı Hititçe olan ilk Hitit kralı. Şuppi Hititçe saf, luli ise kaynak anlamındayken; Şuppiluliuma, saf kaynaklı anlamı taşır. Yaklaşık 35 yıl boyunca Yakın Doğu tarihine damgasını vuran Hitit kralı, Hitit Krallığı'nı imparatorluğa dönüştüren hükümdar olarak kabul edilir. Hükümdarlığı döneminde Büyük Hitit İmparatorluğu en parlak dönemini yaşamış ve eski başkent Hattuşaş'ın savunması da güçlendirilmiştir. Ülkenin dört bir yandan saldırıya uğramasıyla küçülen devleti yeniden toparlamış, yakın doğunun en büyük devleti durumuna getirmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Tularemi</span>

Tularemi, kemirgenlerde öldürücü nitelikte olan bu hastalığın etkeni Francisella tularensis'tir. Hastalık hayvanlardan doğrudan temasla geçe­bildiği gibi sinek ve kenelerle de taşınabilir. Kuluçka devresi, üç gündür. Türkiye'de Emen-Beyşehir ve Yukarçiğil-Ilgın (Konya) endemik bölgelerdir.

<span class="mw-page-title-main">Hastalık yapıcı mikrop teorisi</span> mikroorganizmaların birçok hastalığın nedeni olduğunu savunan teori

Hastalık yapıcı mikrop teorisi, birçok hastalık için şu anda kabul edilen bilimsel teoridir. Patojen veya "mikrop" olarak bilinen mikroorganizmaların hastalığa neden olabileceğini belirtir. Büyütülmeden görülemeyecek kadar küçük olan bu organizmalar insanları, diğer hayvanları ve diğer canlı konakları istila eder. Konakları içinde büyümeleri ve çoğalmaları hastalığa neden olabilir. "Mikrop" sadece bir bakteriyi değil, protistler veya mantarlar gibi herhangi bir mikroorganizma türünü ve hatta virüsler, prionlar veya viroidler gibi hastalığa neden olabilen canlı olmayan patojenleri ifade eder. Patojenlerin neden olduğu hastalıklara bulaşıcı hastalıklar denir. Bir patojen bir hastalığın temel nedeni olsa bile, çevresel ve kalıtsal faktörler genellikle hastalığın şiddetini ve potansiyel bir konakçı bireyin patojene maruz kaldığında enfekte olup olmayacağını etkiler. Patojenler, hem insanlarda hem de hayvanlarda bir bireyden diğerine geçebilen hastalık taşıyıcı ajanlardır. Bulaşıcı hastalıklara patojen mikroorganizmalar ve parazitler gibi biyolojik ajanlar neden olmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Arzava</span>

Arzava, antik çağda Batı Anadolu’da Göller Bölgesi’nden Ege Denizi’ne uzanan kuşakta kurulmuş olan bir devlettir. Adının Ormanlar Yurdu anlamına geldiği ileri sürülmüştür Doğusunda Hitit Krallığı, kuzeyinde hakkında çok az bilgi bulunan Assuva federasyonu yer almaktaydı.

II. Hattuşili (Hattušili), MÖ 14. yüzyılın başlarında Büyük (Yeni) Krallık döneminde hüküm sürdüğü düşünülen ancak varlığı hakkında tartışmaların olduğu Hitit kralıdır.

II. Arnuvanda, yaklaşık MÖ 1322-1321 yıllarında, kısa bir süre hüküm sürmüş Hitit kralıdır.

II. Tuthaliya, MÖ 14. yüzyılın ortalarında hüküm sürmüş Hitit kralıdır. Kral I. Arnuvanda’nın oğlu, I. Şuppiluliuma’nın babasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Tarhuntaşşa</span>

Tarhuntaşşa henüz yeri tam olarak keşfedilmemiş olan, kısa bir dönem için Hitit devletine başkentlik yapmış bir Hitit şehri ve bu şehrin merkezini oluşturduğu Orta Toroslar'da bulunan bölgeye verilen addır. Şehir Luvi dilinde "Fırtına Tanrısı'nın (Tarhunta) şehri" manasına gelmektedir. Teke yarımadasında yer alan Lukka (Likya) diyarıyla Çukurova bölgesinde yer alan Kizzuvatna diyarı arasında kalan Tarhuntaşşa bölgesi, büyük ölçüde antik çağdaki Pamfilya bölgesine denk düşmektedir. Büyük Hitit Kralı IV. Tuthaliya ve vasalı olan Tarhuntaşşa Kralı arasında yapılan bir antlaşmaya göre Tarhuntaşşa bölgesinin batı sınırını Kaştariya nehri oluşturmaktadır.

II. Murşili, Yeni Krallık Dönemi'nde Hitit hükümdarı (MÖ.1321–1295).

<span class="mw-page-title-main">Hayasa-Azzi</span>

Hayasa-Azzi veya Azzi-Hayasa Geç Tunç Çağınde Ermeni Yaylası'nda hüküm sürmüş iki krallıktan oluşan konfederasyondur. Konfederasyon, Güney Trabzon'da hüküm sürmüş Hayasa, ve Fırat ile Hayasa'nın arasında var olmuş Azzi krallıklarından meydana gelmektedir. Hayasa-Azzi konfederasyonu, MÖ 14. yüzyılda Hititler ile çatışmıştır. Bu çatışma, MÖ 1190 civarında Hatti'nin çöküşüne yol açmıştır.

1813-1814 Malta veba salgını, Malta ve Gozo adalarındaki son büyük veba salgınıydı. Mart 1813 ile Ocak 1814 arasında Malta'da ve 1814 Şubat ile Mayıs arasında Gozo'da meydana geldi ve 1814 Eylül'ünde salgının resmen bittiği ilan edildi. Yaklaşık 4500 ölümle sonuçlandı, bu da adaların nüfusunun yaklaşık %5'iydi.

<span class="mw-page-title-main">İkinci veba salgını</span>

İkinci Veba salgını, 1348'de Avrupa'ya ulaşan ve sonraki dört yıl içinde Avrasya nüfusunun yarısını öldüren Kara Veba ile başlayan büyük bir veba salgınları dizisidir. Veba çoğu yerde yok olmasına rağmen, endemik hale geldi ve düzenli olarak tekrarladı. 17. yüzyılın sonlarında bir dizi büyük salgın meydana geldi ve hastalık 18. yüzyılın sonlarına veya 19. yüzyılın başlarına kadar bazı yerlerde tekrarladı. Bundan sonra, bakterinin yeni bir türü, 19. yüzyılın ortalarında Asya'da başlayan üçüncü veba salgınına yol açtı.

<span class="mw-page-title-main">Üçüncü veba salgını</span>

Üçüncü veba salgını, Çing hanedanlığının Xianfeng İmparatorunun beşinci yılında 1855'te Çin'in Yunnan kentinde başlayan büyük bir bubonik veba salgınıydı. Bubonik (hıyarcıklı) vebanın bu bölümü, tüm yerleşik kıtalara yayıldı ve nihayetinde Hindistan ve Çin'de 12 milyondan fazla ölüme yol açtı. Ölümlerin en az 10 milyonu yalnızca Hindistan'da meydana geldi. Bu salgın tarihin en ölümcül salgınlarından biri olarak kayıtlara geçti. Dünya Sağlık Örgütü tarafından pandemi dünya çapındaki kayıpların yılda 200'e düştüğü 1960 yılına kadar aktif olarak kabul edildi. Veba ölümleri o zamandan beri her yıl daha düşük bir seviyede devam etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Murşili'nin tutulması</span> II. Murşili dönemine ait bir metinde bahsedilen ve Hitit İmparatorluğu kronolojisi için büyük önem taşıyabilecek güneş tutulması

II. Murşili dönemine ait bir metinde bahsedilen güneş tutulması, Antik Yakın Doğu kronolojisi içinde Hitit İmparatorluğu'nun mutlak kronolojisi için büyük önem taşımaktadır. Metin, Murşili'nin hükümdarlığının onuncu yılında, kral kuzeydoğu Anadolu'da Hayasa-Azzi Krallığı'na karşı bir sefer başlatmak üzereyken, "Güneş bir işaret verdi" demektedir.

1900–1904 San Francisco vebası, San Francisco'da Chinatown merkezli bir hıyarcıklı veba salgınıydı. Bu salgın, kıtasal Amerika Birleşik Devletleri'ndeki ilk veba salgınıydı. Salgın, tıbbi yetkililer tarafından Mart 1900'de tanındı, ancak varlığı iki yıldan fazla bir süre Kaliforniya Valisi Henry Gage tarafından reddedildi. Amacı San Francisco ve California'nın itibarını korumak ve karantina nedeniyle gelir kaybını önlemekti. Hızlı harekete geçmedeki başarısızlık, hastalığın yerel hayvan popülasyonları arasında kendini göstermesine izin vermiş olabilirdi. Federal yetkililer büyük bir sağlık sorunu olduğunu kanıtlamak için çalıştılar ve etkilenen bölgeyi izole ettiler; bu Gage'in güvenilirliğini sarstı ve 1902 seçimlerinde valiliği kaybetti. Yeni vali George Pardee halk sağlığı önlemleri aldı ve salgın 1904'te durduruldu. 121 vaka tespit edildi ve 119 ölümle sonuçlandı.

<span class="mw-page-title-main">Bulaşıcı hastalıkların yok edilmesi</span>

Bulaşıcı hastalıkların yok edilmesi (eradikasyon), bir bulaşıcı hastalığın küresel konak popülasyondaki prevalansının sıfıra indirilmesidir.