İçeriğe atla

Hipotalamus-hipofiz-adrenal aks

Hipotalamus-hipofiz-adrenal aks (HPA aksı) ya da Limbik-Hipotalamus-hipofiz-adrenal aks (LHPA), kompleks geribildirim mekanizmalarına sahip nöroendokrin bir yolak.

Bu yolağın, stres maruziyeti sonucu artan aktivitesi hipotalamik "kortikotropin salgılattırıcı hormon" (CRH)'ın salınımı ile ilgilidir.[1][2][3][4] Strese tekrar maruz kalma, hipotalamus-pituitary-adrenal (HPA) aksında stres yanıtını düzenleyen önemli bir alandan salınan CRH; hipatalamo-hipofizer portal sistemde taşınarak ön hipofiz bezine ulaşmaktadır. Burada anterior lobun pro-Opiomelanokortin (POMC) üreten hücreleri –POMC öncülünün bir son maddesi olan ACTH'ı üretmek için- eşzamanlı olarak aktive olur. Dolaşımdaki ACTH adrenal kortekse vardığında, steroidogeneze ve plazma glukokortikoid miktarının artmasına neden olmaktadır.[4]

Artan glukokortikoid düzeyleri birçok metabolik ve immün etkilere neden olmakta; hipofiz, hipotalamus, hipokampus düzeylerinde stres aksı için negatif geribildirime yol açmaktadır.[5] Fizyolojik stres sadece HPA aksı üzerinden etki gösterirken, psikolojik stres varlığında bu aksa limbik sistem de –özellikle hipokampus ve amigdala- dahil olmaktadır.[6]

Hipotalamus-hipofiz-adrenal aks (HPA aksı) ya da Limbik-Hipotalamus-hipofiz-adrenal aks (LHPA), kompleks geribildirim mekanizmalarına sahip nöroendokrin bir yolak.

Bu yolağın, stres maruziyeti sonucu artan aktivitesi hipotalamik "kortikotropin salgılattırıcı hormon" (CRH)'ın salınımı ile ilgilidir. Strese tekrar maruz kalma, hipotalamus-pituitary-adrenal (HPA) aksında stres yanıtını düzenleyen önemli bir alandan salınan CRH; hipatalamo-hipofizer portal sistemde taşınarak ön hipofiz bezine ulaşmaktadır. Burada anterior lobun pro-Opiomelanokortin (POMC) üreten hücreleri –POMC öncülünün bir son maddesi olan ACTH'ı üretmek için- eşzamanlı olarak aktive olur. Dolaşımdaki ACTH adrenal kortekse vardığında, steroidogeneze ve plazma glukokortikoid miktarının artmasına neden olmaktadır.[]

Artan glukokortikoid düzeyleri birçok metabolik ve immün etkilere neden olmakta; hipofiz, hipotalamus, hipokampus düzeylerinde stres aksı için negatif geribildirime yol açmaktadır. Fizyolojik stres sadece HPA aksı üzerinden etki gösterirken, psikolojik stres varlığında bu aksa limbik sistem de –özellikle hipokampus ve amigdala- dahil olmaktadır.[]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

  1. ^ Yi SJ, Baram TZ. Corticotropin-releasing hormone mediates the response to cold stress in the neonatal rat without compensatory enhancement of the peptide's gene expression. Endocrinology. 1994 Dec;135(6):2364-8. PMID 7988418 1 Ocak 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  2. ^ Vale W, Spiess J, Rivier C, Rivier J. Characterization of a 41-residue ovine hypothalamic peptide that stimulates secretion of corticotropin and beta-endorphin. Science. 1981 Sep 18;213(4514):1394-7. PMID 6267699 1 Ocak 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  3. ^ Brunson KL, Avishai-Eliner S, Hatalski CG, Baram TZ. Neurobiology of the stress response early in life: evolution of a concept and the role of corticotropin releasing hormone. Mol Psychiatry. 2001 Nov;6(6):647-56. PMID 11673792 1 Ocak 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  4. ^ a b Vázquez DM. Stress and the developing limbic-hypothalamic-pituitary-adrenal axis. Psychoneuroendocrinology. 1998 Oct;23(7):663-700. PMID 9854741 1 Ocak 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  5. ^ Dumlu K, Cimilli C (2003) Erken yaşam stresörlerinin nörobiyolojik sonuçları. Türk Psikiyatri Dergisi, 14(4): 301-310. PMID 14704932 1 Ocak 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  6. ^ Fenoglio KA, Brunson KL, Baram TZ. Hippocampal neuroplasticity induced by early-life stress: functional and molecular aspects. Front Neuroendocrinol. 2006 Jul;27(2):180-92. PMID 16603235 1 Ocak 2017 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Hormon</span> İç salgı bezlerinden kana geçen ve organların işlemesini düzenleyen adrenalin, insülin, tiroksin ve benzeri fizyolojik etkisi olan maddelerin genel adı

Hormon,, çok hücreli organizmalarda fizyoloji ve davranışı düzenlemek için karmaşık biyolojik süreçler yoluyla uzak organlara veya dokulara gönderilen sinyal molekül sınıfıdır.

<span class="mw-page-title-main">Endokrin sistem</span>

Hayatta kalmak, büyümek ve çoğalmak için, insan dahil çok hücreli bir organizmanın, fizyolojik talepleri ve çevresel zorlukları karşılamak için dokular, organlar ve organ sistemleri arasında etkili bir uyuma sahip olması gerekmektedir. Endokrin sistem, iç ve dış koşullara yanıt vermektedir. Ayrıca kanalsız organ ve dokulardaki salgı hücreleri tarafından üretilen hormonlar aracılığıyla iletişim kurmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Böbrek üstü bezleri</span>

Böbrek üstü bezleri, üçgen biçimini andıran iç salgı (endokrin) bezleridir. Anatomik olarak böbreklerin hemen üstlerinde bulunduklarından bu adı almışlardır. Kabuk (korteks) ve öz (medulla) olarak anılan iki ayrı katmandan oluşan bezlerin temel işlevi fizyolojik gerilim (stres) karşısında kortikosteroid ve katekolamin bireşimleyip kana salgılamaktır. Adrenalin ve nöradrenalin salgılarlar.

<span class="mw-page-title-main">Aldosteron</span> Stereoid yapılı hormon

Aldosteron böbrek üstü bezlerinin kabuk katmanı Zona Glomerulosa'da üretilen, kanda sodyum ve potasyum dengesini düzenleyen bir mineralokortikoiddir.

<span class="mw-page-title-main">Kortizol</span> Vücudun strese gösterdiği tepkiyle ilişkili bir kortikosteroid hormon

Kortizol, böbrek üstü bezinin kabuk bölgesinde üretilen, vücudun strese gösterdiği tepkiyle ilişkili bir kortikosteroid hormondur. Kan basıncını ve şekerini artırır, kadınlarda kısırlığa neden olur ve bağışıklık sistemini baskılar. Hidrokortizon veya kortizon olarak bilinen yapay kortizol alerji ve yangı'ya karşı sağaltımda kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Majör depresif bozukluk</span> Düşük benlik saygısı ve normalde eğlenceli aktivitelere ilgi veya zevk kaybı ile birlikte her şeyi kapsayan düşük ruh hali

Majör depresif bozukluk, majör depresyon veya klinik depresyon, en az iki hafta boyunca, farklı türden günlük hadise ve tecrübeler karşısında, sabit bir şekilde düşük ruh halinde bulunulması ile karakterize edilen bir zihinsel hastalıktır. Hastalık, tıbbi teşhisi ancak bir uzman tarafından konulabilecek bir hastalıktır. Hastalık, halk arasında kullanılan depresif olma durumu ile alakalı olmayıp, bu ruh hallerinden her yönden ve tamamen ayrılan bir hastalık türüdür.

<span class="mw-page-title-main">Hipofiz</span>

Hipofiz bezi veya diğer adıyla Pitüiter bez, bir fasulye tanesi büyüklüğünde yaklaşık 0,5 gram ağırlığında bir endokrin bezdir. Beyin tabanında, hipotalamusun altında bir çıkıntı şeklinde uzanır. Beyni örten dura mater ile çevrilmiştir. Hipofiz hormonu üretip salgılayarak Homeostasiyi düzenler. Bunu bütün iç salgı bezlerini denetleyerek yapar. Bu anlamda hipofiz, endokrin sistem ve sinir sistemi arasındaki en büyük organizasyon ağını kontrol eder. Hipotalamusun salgısı olan RF, kan yoluyla hipofizi uyarır ve hipofizin hedef organının uyarılmasını sağlayan hormonu üretmesini sağlar. Hipofiz bezi ön, orta ve arka lop olmak üzere üç parçalıdır. Ara lob insan embriyosunda görüldüğü halde, ergin insanda körelmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Cinsel yönelim</span> kalıcı cinsel çekim modeli

Cinsel yönelim kişilerin karşı cinsiyete, hemcins veya cinsiyete veya birden fazla cinsiyete karşı romantik veya Cinsel çekim hissetmeye yönlendiren kalıcı kişisel bir niteliktir. Bu çekimler genellikle karşıcinsellik (heteroseksüellik), eşcinsellik (homoseksüellik), biseksüellik, altında toplanır; bununla beraber aseksüellik de bazen dördüncü kategori olarak tanımlanır. Bu kategoriler cinsel kimliklerin daha ayrıntılı dünyasını yönleridir. Örneğin, insanlar panseksüel veya poliseksüel, veya hiçbirinden olmak gibi diğer etiketleri de kullanabilir. Amerikan Psikologlar Derneği'ne göre, cinsel yönelim "aynı zamanda bir kişinin bu çekimlere dayanan, davranışlarla ilişkili kimlik hissi ve bu çekimleri paylaşan diğer kişilerden oluşan topluluğa olan üyeliğini de tanımlar".

Cushing sendromu, 1932 yılında Harvey Williams Cushing tarafından tanısı ilk kez konmuş olan kortizol hormonunun olağanın üstünde bir düzeyde olduğu durumlarda ortaya çıkan belirtiler bütünüdür. Diğer isimleri Itsenko-Cushing sendromu, hiperadrenokortisizm veya hiperkortisizm. Cushing sendromunun alışılmış nitelikleri kilo artması, obezite, kan basıncının artması (hipertansiyon) ve derinin zayıflaması sonucu oluşan çizgilerdir. Her hastada belirtilerin tümü gözlenmeyebilir. Belirtilerin ağırlığı ve niceliği hastanın ne denli uzun bir süredir kortizol etkisinde kalmasına bağlıdır. Ancak kimi belirtiler bu durumdan bağımsız, iveğen olarak da gelişebilir. Örneğin, özellikle uyluk kemiğinin baş bölgesinin iveğen doku ölümüne uğraması çok kısa bir süredir hafif izleyen ya da yıllardır ağır izleyen Cushing sendromlu hastalarda da rastlanabilir.

<span class="mw-page-title-main">Amigdala</span> Beyin lobu

Amigdala beynin medial temporal lobunun derinlerinde yerleşen nöronların oluşturduğu badem şeklindeki beyin bölümü. Amigdala terimi ilk olarak 1822'de Karl Friedrich Burdach tarafından kullanılmıştır. Amigdala adı, yapının badem benzeri şekli nedeniyle "badem" anlamına gelen Yunanca amigdale kelimesinden türemiştir. Duygusal hafıza ve duygusal tepkilerin oluşmasındaki birincil role sahip bölge. Limbik sistemin bir parçasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Stres</span> organizmanın çevresel bir koşul veya bir uyaran gibi bir stres etkenine verdiği tepki

Stres ya da gerilim, vücudun çeşitli içsel ve dışsal uyaranlara verdiği otomatik tepki. Latince germek anlamına gelen "stringere" sözcüğünden gelir.

(HPA) şu anlamlara gelebilir:

<span class="mw-page-title-main">Biyoloji ve cinsel yönelim</span>

Biyoloji ve cinsel yönelim, biyolojinin insan cinsel yöneliminin gelişimindeki rolünü inceleyen araştırma konusudur. Cinsel yönelimin kökeni olarak kesin bir şekilde tek bir ana sebep veya kaynak bulunamamıştır. Çeşitli araştırmaların sonuçları farklı hatta çelişen noktalara işaret etmektedir. Bilim insanları cinsel yönelimin genetik, hormonal ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonu olduğu üstüne hipotez kurmuştur. Cinsel yönelimin nedenlerini açıklama konusunda biyolojik teoriler daha çok benimsenmiştir ve biyolojik faktörler, genetik faktörlerle erken rahim ortamının kompleks etkileşimini içerebilir. Heteroseksüel, eşcinsel, biseksüel veya aseksüel yönelimin gelişimiyle bağlantılı olabilen bu faktörler genleri, doğum öncesi hormonları ve beyin yapısını kapsamaktadır.

Adrenokortikotropik hormon (ACTH), hipofizin ön lobunda üretilen polipeptid yapıda bir hormondur. Böbrek üstü bezinin kabuk bölgesini uyarır ve buradan steroid yapılı hormonların salgılanmasını sağlar.Hipotalamus-hipofiz-adrenal aksın önemli bir öğesidir. Genelde biyolojik gerilime karşılık olarak üretilir [hipotalamustan CRH ile birlikte]. En önemli etkisi, kabuk bölgesinde kortikosteroid hormonların ve kortizolün salgılanmasını uyarıcı etkisidir.

Fizyolojik psikoloji, kontrollü deneylerde insan dışı hayvan deneklerin beyinlerinin doğrudan manipülasyonu yoluyla sinirsel algı ve davranış mekanizmalarını inceleyen davranışsal sinirbilimin bir alt bölümüdür. Bu psikoloji alanı beyin ve insan davranışlarını incelerken ampirik ve pratik bir yaklaşım gerektirir. Bu alandaki çoğu bilim insanı, zihnin sinir sisteminden kaynaklanan bir fenomen olduğuna inanmaktadır. Fizyolojik psikologlar sinir sisteminin mekanizmaları hakkında çalışarak ve bilgi edinerek insan davranışı hakkında birçok gerçeği ortaya çıkarabilirler. Biyolojik psikolojideki diğer alt bölümlerin aksine, psikolojik araştırmanın ana odağı beyin-davranış ilişkilerini tanımlayan teorilerin geliştirilmesidir.

<span class="mw-page-title-main">Tümör nekroz faktörü alfa</span>

Tümör nekroz faktörü ; sistemik inflamasyonda yer alan bir hücre sinyal proteinidir (sitokindir) ve akut faz reaksiyonunu oluşturan sitokinlerden biridir. CD4+ lenfositler, NK hücreleri, nötrofiller, mast hücreleri, eozinofiller ve nöronlar gibi diğer birçok hücre tipi tarafından üretilebilmesine karşın, esas olarak aktif makrofajlarca üretilir. TNF, homolog bir TNF alanına sahip çeşitli transmembran proteinlerden oluşan TNF süper ailesinin bir üyesidir.

<span class="mw-page-title-main">Hipotalamus-hipofiz-gonad aksı</span> Üreme, ergenlik, cinsel dimorfizm ve davranışla ilişkili hormonal yolak

Hipotalamus-hipofiz-gonad aksı hipotalamus, hipofiz bezi ve gonadal bezlerin arasındaki etkileşimi ifade eder. Bu bezler genellikle birlikte işlev gösterdiğinden, fizyologlar ve endokrinologlar bunlardan tek bir sistem olarak bahsetmeyi uygun ve açıklayıcı buluyorlar.

Ödül sistemi ; teşvik edicilik özelliği, çağrışımsal öğrenme ve pozitif değere sahip duygulardan sorumlu bir grup nöral yapıdır. Ödül, bir uyaranın iştah (yaklaşma) ve tüketme davranışlarına yol açan çekici ve güdüsel özellikleridir. Ödüllendirici bir uyaran şu şekilde tanımlanmaktadır: "Bizi ona yaklaşmaya ve onu tüketmeye yöneltme potansiyeli olan her uyaran, nesne, olay, aktivite veya durum; tanımı gereği bir ödüldür". Edimsel koşullamada ödüllendirici uyaranlar, olumlu pekiştireç olarak işlev görürler fakat bu ifadenin tersi de doğrudur; olumlu pekiştireçler ödüllendiricidir.

Adrenal yetmezlik, adrenal bezlerin, başta kortizol olmak üzere yeterli miktarda steroid hormonu üretmediği bir durumdur; ancak aldosteron üretiminin bozulmasını da içerebilir. İdrarla sodyum kaybı nedeniyle tuz veya tuzlu yiyeceklere aşerme yaygındır.

<span class="mw-page-title-main">Deksametazon</span> Kortikosteroid ilacı

Deksametazon, romatizmal sorunlar, bazı cilt hastalıkları, şiddetli alerjiler, astım, kronik obstrüktif akciğer hastalığı, krup, beyin ödemi, göz ameliyatı sonrası göz ağrısı, superior vena kava sendromu ve tüberkülozda antibiyotiklerle birlikte kullanılan bir glukokortikoid ilaçtır. Adrenokortikal yetmezlikte, fludrokortizon gibi bir mineralokortikoid ilaçla birlikte kullanılabilir. Erken doğumda, bebeğin sonuçlarını iyileştirmek için kullanılabilir. Ağız yoluyla, kas içine enjeksiyon olarak, damar içine enjeksiyon olarak, cilt için topikal krem veya merhem olarak veya göze topikal oftalmik solüsyon olarak verilebilir. Deksametazonun etkileri sıklıkla bir gün içinde görülür ve yaklaşık üç gün sürer.