İçeriğe atla

Hipostaz

Yunanca hipostaz (Yunanca: Grekçe: ὑπόστασις) terimi, 4. yüzyılın sonları ve 5. yüzyıldaki Kristolojik tartışmalardan önce teknik bir terim olarak kullanılmaya başlamıştır.

Yunan Filozoflarına göre Hipostaz

Hypostasis kelimesi yunancadır ve latince muadili substantia kelimesidir. Hypostasis ve substantia kelimelerinin tam anlamı ‘altında duran şey’ ya da ‘gerçekliğin altında yatan’dır. Aristoteles’e göre hypostasis ve substantia’nın işaret ettiği şey metafiziğin temel objesidir çünkü o öncül olarak varolandır ve ilk kategoridir, geriye kalan her şey onunla alakalıdır.[1]

Yeni Platoncu doktirinde hipostaz, “ilahi prensip”ten bahsederken kullanılan bir terimdir. Plotinos tek bir ilahiliğin çoğul hipostazları fikrini geliştirmiştir. Plotinos üç hipostazdan bahseder;

-Tek olan; mutlak, hatasız, varlıklar arasında değildir, bilgiyle ulaşılamaz,

-Zeka olan; Tek olandan yayılır,

-Ruh olan; dünyanın ve bedenlere inecek ruhları da kapsayan ruhtur. (Enneades, treatise 24, V, 6.)

Hristiyan İnancında Hipostaz[2]

Terimin Yeni Ahit'teki bazı kullanımları, terimin daha sonraki dönemde nasıl anlaşıldığının bir işaretçisi olarak karşımıza çıkıyor.

Kutsal Kitap’ta Hipsotaz çoğunlukla manevi destek, güvence ve kesin kanaat olarak kullanılmıştır. İbranilere Mektup 11:1’i; “İman, umut edilenlere güvenmek, görünmeyen şeylerin varlığından emin olmaktır.” ayetinde orijinal metinde ‘iman … hipostazıdır’ şeklinde kullanılmıştır.[3]

Hipostaz terimi Orijenes tarafından essentia (Ousia; Türkçesi; öz) için eşanlamlı olarak kullanılmış ve altta yatan katmanını ya da özgünlüğünü belirtmek için kullanmıştır. Bu amaçla hipostaz kelimesi, bir put için kelimenin ilk anlaşılan şekliyle neyden yapıldığını anlatmak için kullanılabilir, taş, bronz ya da tahta gibi. Ama aynı putun yakılması veya eritilmesi ile hipostazı yok edilebilir. Bu anlamda kullanıldığında hipostaz, putun somut varoluşunu işaret etmektedir.

325 yılındaki İznik Konsili'nde hipostaz ve ousia’nın birbirlerine eş olarak kullanımı reddedilmiş ve iki terim arasında kesin bir ayrılığa gidilmiştir; ousia için, hipostazın genel ilahi öz ya da tözünü ifade etmek için kullanılmasına karar verilmiştir.[4] Bu ayrımın yapılması ile beraber Hristiyan teologlar daha kolay bir biçimde tek Tanrı’yı aynı özü taşıyan (Homoousia) üç hipostaza ya da üç kişiliğine ayırabileceklerdi.

İskenderiyeli Kiril Mesih’in ilahi ve insan birliğini hipostazda bir birlik olarak ifade etmiş ve bu sayede Mesih’in iki doğasının olduğunu, ancak görünür olmadığını söylemiştir. Papa I. Leo Mesih’in tek hipostazı olduğunu ancak doğasının (physis) ikili olduğunu söylemiştir. Kalkedon Konsili (451) bu ayrımı kanonize etmiş ve Monofizitçileri (Mesih’in tek bir doğası, onunda ilahi olduğunu savunanları) ve Ariusçuları (Mesih’in tek bir doğası, onunda insan olduğunu savunanları) kınamıştır.[5]

Daha sonraları, Duns Scotus hipostazın töz ile karıştırılmaması gerektiğini söylemiştir. Hipostaz öznedir, birey olarak varolandır. Gerçek ve objektif olandır, görüntü ve soyutlanmış olanın aksine. Bu nedenle herkes bir hipostazdır, çünkü her insan bir bireydir ve diğer bireylerden ayrışır. Hipostaz varoluştur. Töz ve öz ise varlığın ideası ya da konseptidir.

Günümüz teologları Boethius’un fikirlerini takip ederek sadece rasyonel varlıkların hipostaz olduklarını savunur; hipostaz kelimesi eksiltmek için kullanılır, her insanın altında yatan varoluşundan bahsetmek için.[6]

Kaynakça

  1. ^ Encyclopedia of Theology – The concise Sacramentum Mundi. Johannes Baptist Lotz (İngilizce). Crossroad. 1986. s. 1648 ISBN 0-8245-0303-1. 
  2. ^ A New Dictionary of Christian Theology. Frances Young (İngilizce). SCM Press Ltd. 1983. ss. 273-274. 
  3. ^ New Catholic Encyclopedia - Second Edition (İngilizce). Thomson and Gale. 2003. s. 263 Cilt 7 ISBN 0-7876-4011-5. 
  4. ^ A New Dictionary of Christian Theology. Frances Young. s. 273. 
  5. ^ New Catholic Encyclopedia - Second Edition. s. 263 Cilt 7. 
  6. ^ idem. s. 264. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Augustinus</span> Filozof, yazar ve doktor

Augustinus ya da Aurelius Augustinus, Aziz Augustinus ya da Hippo'lu Augustinus olarak da bilinen Hristiyan filozof ve tanrıbilimci.

Hristiyan teolojisi, Hristiyanlık dini açısından teoloji veya Hristiyanlığın teolojik olarak incelenmesi diye tanımlanabilir. Hristiyan teolojisi, Hristiyanlık ile ilgili her türlü teolojik olgunun incelenmesini içerir.

<span class="mw-page-title-main">Teslis</span> Baba, Oğul ve Kutsal Ruh üçlüsün­den oluşan Tanrı inancını ifâde eden kavram

Teslis, Kutsal Üçleme ya da Üçlü Birlik, tek olan Tanrı'nın Kutsal Kitap'ta kendisini bildirdiği her biri eşit yücelikte, özünde tek, ezeli ve ebedi olan üç benliğini konu edinen ve Hristiyan kiliselerinin çoğunluğu tarafından inanılan ana akım Hristiyan dininin merkezindeki inanç esasıdır. Baba Tanrı, Oğul Tanrı ve Kutsal Ruh üç farklı benlik (hipostaz) olarak aynı özü paylaşmaktadırlar (Homoousia). Tek öz Tanrı'nın birliğini üç benlik ise Tanrı'nın kimliğini anlatmaktadır ve benliklerin hem birbirinden farklılıklarını hem de özde çözülmez birliklerini ifade eder. Böylece tüm yaratım ve lütuf süreci Tanrı'nın üç ilahi benliğinin ortak eylemi olarak görülür. Her benlik, Üçlü Birlik'te kendilerine özgü nitelikleri tezahür ettirir ve böylece her şeyin "Baba'dan çıkıp gelmiş" "Oğul aracılığıyla" ve "Kutsal Ruh'un gücüyle" gerçekleştiğini kanıtlar.

Araf, bazı din ve inançların ahiret kavramlarında yer alan, kötüler ve iyilerin sınıfına sokulamayan, inançlı günahkarların veya günah ve sevapları eşit olanların gideceği geçici arınma yeri, nihai ahiret mekanları arasında olduğuna inanılan yer, çoğunlukla dağ. Sözcük olarak, Arapça "kum tepesi" anlamındaki "urf"un çoğul halidir.

<span class="mw-page-title-main">Plotinos</span> Filozof

Plotinos, Neoplatonizmin kurucusu antik filozof. Plotinos hakkındaki bilgilerimizin çoğu, kendisi de filozof olan Porfirios'un Plotinos'un baş eseri Enneadlar'a yazdığı önsözden gelmektedir. Plotinos'un mistik felsefesi Yahudi, Hristiyan, gnostik ve Müslüman filozoflara ve mistiklere yüzyıllar boyunca esin kaynağı olmaya devam etmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Tertullianus</span> Yazar, filozof ve teolog

Tertullianus, MS 160-225 yılları arasında yaşamış olan Kilise Babası.

<span class="mw-page-title-main">Thomas Aquinas</span> İtalyan filozof ve teolog (1225–1274)

Thomas Aquinas veya diğer adıyla Aquinolu Thomas, bilgi felsefesi, metafizik, siyaset ve ruhun ölümsüzlüğü konularındaki yorumlarıyla skolastik düşünceye önemli katkılar sağlamış Dominikan rahip. 1322'de Aziz ilân edilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Kutsal Ruh</span>

Kutsal Ruh, Yahudilikte Tanrı'nın evren veya yaratıkları üzerindeki ilahi gücü, kalitesi ve etkisine atıfta bulunur. İznik Hristiyanlığı'nda Kutsal Ruh, Üçlü Birliğin üçüncü kişisidir. İslam'da Kutsal Ruh, ilahi eylemin veya iletişimin bir aracısı olarak hareket eder.

Varoluş, felsefe tarihi boyunca önem taşımış, her tür felsefi tartışmanın merkezinde yer almış felsefe kavramlarından biridir. Var olanların varlığını bildirir, öz'ün karşıtıdır, yani bir şeyin ne olduğunu değil var olduğunu bildirir. Salt bir var olma durumu olarak varoluş. Felsefe akımlarında ya da okullarında pek çok farklı anlamlarda kullanılıp değerlendirilmiştir. Örneğin skolastik felsefede varoluş, var olan her şeyin gerçekliğini bildirir. Daha dar ve doğa bilimsel anlamda ise varoluş, belirli bir bağlamda uzay-zaman boyutunda yer almak ya da şimdi ve burada var olmak anlamında belirtilir.

<span class="mw-page-title-main">Kalkedon Konsili</span>

Kalkedon Konsili veya Kadıköy Konsili, 451 yılında 8 Ekim'de başlayıp 1 Kasım'da sonlanmış ekümenik konsildir. Kalkedon bugün İstanbul şehri içerisinde kalan Kadıköy ilçesinin merkezidir.

<span class="mw-page-title-main">Ariusçuluk</span> Ariusun geliştirdiği kuramsal öğreti

Ariusçuluk ya da Arianizm, ilk olarak İskenderiye, Mısır'dan bir Hristiyan papaz olan Arius, atfedilen kristolojik bir doktrindir. Arian teolojisi, İsa Mesih'in Tanrı'nın Oğlu olduğunu, Tanrı'nın Oğlu'nun her zaman var olmayıp içinde doğmuş olması farkıyla Baba Tanrı tarafından doğurulduğunu savunur. Baba Tanrı tarafından zaman, dolayısıyla İsa, Baba Tanrı ile birlikte ebedi değildi.

<span class="mw-page-title-main">Basileios</span>

Kayserili Basil veya Büyük Basil, Ariusçu'lara karşı Kilise'nin resmî öğretilerini savunmasıyla öne çıkan Kilise Babası'dır. Kaisareia piskoposu ve Kapadokya metropoliti olmuş ve birçok kitap yazmıştır.

İlāh, "tanrı" ile aynı anlama gelen bir Arapça terimdir. Dişil hâli "ilaha"dır ve bu tanrıça ile eşanlamlıdır. Dinsel inanışlarca kutsal görülen ve tapınılan doğaötesi bir varlıktır. İlah kelimesi İslami ritüellerde sıkça kullanılır: ezan, kelime-i şehadet.

<span class="mw-page-title-main">Nissalı Gregor</span>

Nissalı Gregor, Kapadokya bölgesindeki Nissa adlı antik kentin piskoposu.

<span class="mw-page-title-main">Hipostatik Birlik</span> Hristiyan teoloji konsepti

Hipostatik birlik, ana akım Kristoloji'de İsa'nın bir hipostazdaki insanlığını ve tanrısallığını betimlemek için kullanılan bir teknik terimdir.

Hristiyan teolojisinden bir terim olan Homooussia özellikle İznik Konsil'inde İsa'yı Baba Tanrı ile “varoluşta bir ya da “özde bir” olduğunu anlatmak için kullanılmıştır. Aynı terim daha sonra Kutsal Ruh'a içinde kullanılmış, O'nunda Baba ve Oğul ile ‘özde bir’ olduğu belirtilmiştir. Bu kavramlar daha sonra İznik Hristiyan teolojisinin köşetaşları olmuş ve Tanrı'nın Üçlü-Birlik şeklinde anlaşılması doktrinin en önemli teolojik konsteptleri olmuşlardır.

Sabelliyanizm, Tanrı’yı bir Tanrı’nın üç ayrı kişiliğinin ya da hipostazının sevgi ile birliği olarak görmek olan Triniteryan bakış açısının aksine; Baba, Oğul ve Kutsal Ruh’u aynı Tanrı’nın üç farklı kipi ya da vecdi olarak görme inancıdır.

Tarsuslu Diodorus Episkopos, hristiyan akademisyen, öğretmen ve Manastır hayatı reformcudur. “İkinci” Antakya Kateşistik Okulu’nun kurucularından birisidir.

<span class="mw-page-title-main">Kapadokyalı Babalar</span>

Kapadokyalı Babalar veya geleneksel bilinen ismiyle Üç Kapadokyalı, Kayseri piskoposu Büyük Basil (330-379); Basil'in küçük kardeşi Nissa psikoposu Nissalı Gregor (335-395); ve yakın arkadaşı, Konstantinopolis Patriği Nenizili Gregorios'dan (329-389) oluşan üç Kapadokyalı Hristiyan azizi ifade eden terimdir. Günümüz Türkiye'sindeki Kapadokya bölgesi, Pavlus'un bu bölgedeki çeşitli misyonları ile erken dönem Hristiyan tarihinin önemli bir mekanıdır.

Kalkedon Amentüsü, MS 451'de Kalkedon Konsili'nde kabul edilen Mesih'in doğasının beyanıdır. Kalkedon, Küçük Asya'da bulunan Erken Hristiyanlık merkeziydi. Konsil, Katolik, Doğu Ortodoks, Lutheran, Anglikan ve Reform kiliselerini içeren Kalkedon kiliseleri tarafından kabul edilen ekümenik konseylerin dördüncüsüdür.