1. Edinsel hipodontiler (pseudohypodontia): edinsel hipodontilerde odontogenezis kusursuzdur, tüm dişler tam olarak gelişir. Diş çekimleri, travmalara bağlı diş kayıpları ya da gömüklük olgusu diş eksikliğine neden olur. Diş gömüklüğü, parsiyel psödohipodontinin klinik açıdan önemli nedenlerinden biridir. Altçene üçüncü molar ve üstçene kanin gömüklüklerine sık rastlanır. Gömüklüğün en önemli nedenleri arasında dişin sürmesini engelleyen faktörler ilk sırada yer alır; ankiloze bir süt dişinin varlığı, sürekli dişin sürmesini engeller. Gelişmekte olan diş germinin erüpsiyon düzlemine olan konumunun değişmesi gömüklükte etkin olan bir başka faktördür. Özellikle altçene üçüncü molar diş germlerinin çiğneme düzleminde sürecek yer bulamaması, erüpsiyon açısını bozarak gömüklüğe neden olur. Odontogen kistler ve tümörler diş gömüklüğüne yol açabilir, gömük dişlerin çevresindeki odontogen epitel kalıntılarından tümörler ve kistler çıkabilir. Hipotiroidili çocuklarda erüpsiyon gecikmelerine rastlanabilmektedir. Edinsel anodontiler, tüm dişlerin yitirilmesiyle ortaya çıkan klinik tablodur; örneğin, tüm dişlerini kaybetmiş ve total protez kullanan edante hastalarda total psödoanodontiden söz edilir.[2]
2. Doğumsal hipodontiler: Anodonti ve hipodonti/oligodonti bu kümedeki diş eksikliklerine özgü bulguları içerir.[1][2][4][5]
Oligodonti: 6'dan fazla dişin oluşmadığı olgulardırAnodonti (anodontia): Tüm dişlerin eksikliğidir. Doğumsal anodontiler çok ender görülür; genellikle sendroma-özgü bir bulgudur.
Hipodonti (hypodontia): diş eksiklikliği olguları hipodonti olarak tanımlanır. Bir bölümü sendroma-özgü bulgu olarak saptanmaktadır.
Eksik diş sayısına göre 2 tür doğumsal hipodonti vardır: (i) Yaygın (güçlü) hipodontiler, (ii) Yerel (hafif) hipodontiler.
2.1. Yaygın (güçlü) hipodontiler (oligodonti): 6 ve daha fazla diş konjenital olarak eksiktir. Kalıtsal bir hastalık olan herediter ektodermal displaziler, çok sayıda diş eksikliği saptanan en tipik örneklerdir. Hastalardaki ektoderm displazisi nedeniyle odontogenezis gerçekleşemez; süren dişlerde biçim anomalileri saptanabilir.
2.2. Yerel (hafif) hipodontiler: yaygın hipodontiye oranla daha sık rastlanır. Eksik olan diş sayısı 1-5 arasındadır. Nedeni tam olarak bilinmemektedir; birçok sendromda bazı dişler eksiktir. Konjenital hipodontiler: Hipodonti genellikle sürekli diş eksikliği (agenezis) biçiminde ortaya çıkar, süt dişlerinin eksikliği seyrek görülür. Eksikliği en sık görülen dişler üçüncü molarlar, ikinci premolarlar ve üstçene lateral dişlerdir. Üçüncü azı dişlerinin olmaması araştırılan popülasyonların %9-30'u arasında görülmüştür. Süt dentisyonda maksilla daha fazla etkilenir, genellikle maksiller yan kesici diş bulunmaz. Evrim teorisi ilkelerine göre, beslenme biçiminin giderek değişmesi diş sayısında azalmaya yol açmaktadır. Pişirilmiş ve daha yumuşak besinlerin tüketilmesi, beslenme biçimindeki değişimin en önemli örneğidir.
Olması gerekenden daha fazla sayıda dişin oluştuğu durum olan hiperdonti benzer bir durumdur, genellikle artı dişler ya da süpernümerer dişler denir.[2]
Yaygınlık
Avrupalılarda, en yaygın olan eksik diş yirmi yaş dişi (%25-35), kalıcı üst yan kesiciler (%2), alt ikinci küçük azılar (%3) veya üst ikinci küçük azı dişleri, dişilerde görülme olasılığı erkeklerden daha yüksek bir orandadır. Eksik süt dişi görülme olasılığı, dişi ve erkeklerde eşit olmak üzere %0.1-0.9 olarak bulunmuştur. Üçüncü azı dişi saymazsak, eksik kalıcı dentisyon nüfusun %3.5-6.5'unda görülüyor. Benzer diş eğilimleri ortodontik hastaların yaklaşık %3-10'unda görülebiliyor. Süt dişi eksik olan insanların %30-50'sinde kalıcı dişi de gelişmemiş olabiliyor.
Nedenler
Dişlerdeki İzole eksikliklerin bir bölümünde anodontinin nedeni anlaşılamamktadır; olguların bir bölümünde diş gelişimi (odontogenezis) sırasında yaşanan çevresel faktörlerin etkin olduğu düşünülmektedir. Bunlar, ileri yaş gebelikler, düşük doğum ağırlığı, çoklu doğum ve gebedeki rubella virüs infeksiyonu gibi nedenler olarak bildirilmektedir. İnervasyon ile diş agenezisi arasında muhtemel bir bağlantı vardır. Beyin sapındaki anomaliler ile agenezinin arasında bir ilişki olabileceği sürülmüştür.
Hipodonti sıklıkla aileseldir ve ektodermal displazi ve Down sendromu gibi genetik bozukluklarla ilişkilendirilebilir. Hipodonti dudak damak yarığı olan insanlarda da görülebilir (örnekler aşağıda verilmiştir). Hormonal bozukluklara bağlı sebepler: idiopatik hipoparatiroidizm ve psödohipoparatiroidzmdir. Bu kusurun moniliazise (kandidiazis, pamukçuk, kandida endokrinopati sendromu) bağlı olması da olasılıklar içerisindedir. PCB'lere (Poliklorlu difenil) maruz kalmak (ör:dioxin), radyasyon, kanser-karşıtı kemoterapik ajanlar, alerji ve ilaçlardan sonra toksik epidermal nekroliz çevresel sebepler arasında sayılabilir. İstatistiksel çalışmalar, hipodontili kadınlardaki ovaryum (yumurtalık) kanserli riskinin 8.1 kat daha fazla olabileceğini göstermektedir.
Genetik
Genetik sebepler MSX1 ve PAX9 genlerini içerir. Hipodonti ya da oligodonti'nin tek bulgu olduğu "Diş eksikliği sendromu" söz konusu genlerle ilgili çok önemli çalışmaların ayrıntılarını içermektedir.
Selektif diş agenezisi için genetik assosiasyonlar ("STHAG"):
Hipodontinin oral rehabilitasyonu, özellikle ciddi miktarda diş gelişmemişse, uzman ortodontist, restoratif tedavi uzmanı ve erken yaşlarda pediatrik diş hekimini içeren genellikle disiplinlerarası bir süreçtir. Tedavi süreci ve hipodontinin idaresi hastanın eksik dişlerinin tanımlanabildiği dentisyonun başladığı erken yaşlarda başlar ve geriye kalan dişlerin korunması ile devam eder. Bu büyük ölçüde ortodontik girişlerle pediatrik diş hekimi ile yürütülür. Bütün kalıcı dişler çıktığında ortodontist genellikle restoratif diş hekimi ile birlikte hareket eder ve sonra dişlerin yerini alacak protetik yöntemler için en uygun konumları hesaplar. Bu, boşluklar için rezin-bağlı köprülerin ve implantların veya küçük ya da bozuk şekilli dişler için kompozit rezin, kaplama kuronların kullanımı gerekebilir.[3]
Kaynakça
^abcdeSchulze C. Developmental abnormalities of the teeth and jaws. In: Gorlin, R. J.; Goldman, H. M. (eds.): Thoma's Oral Pathology. 6th ed., pp. 96-183, CV Mosby, St. Louis, 1970
^abcdÇöloğlu AS. Oral Patoloji (Ağız Patolojisi). TC Yeditepe Üniversitesi Yayınları 37, Mor, İstanbul, 2007
^abWilson G, Cooley WC. Preventive Management of Children with Congenital Anomalies and Syndromes. Cambridge University Press, Cambridge, 2000
^abcdeGorlin RJ, Cohen MM Jr, Hennekam RC. Syndromes of the Head and Neck. 4th ed., Oxford University Press, New York, 2001
^abcdeHennekam LR, Krantz ID, Allansonb IJ. Gorlin's Syndromes of the Head and Neck. Oxford University Press, Oxford, 2010
Dişlerin sayısal anomalileri süt ya da sürekli dişlerin eksikliği ya da fazlalığıdır. İnsanlarda süt dişleri toplam 20, sürekli dişler ise 32 tanedir. Dişlerin sayısal anomalileri, konjenital ya da edinsel kökenlidir.
Ektodermal displazi sendromları, ektodermden gelişen doku ve organlardaki malformasyonların ve oluşum kusurlarının saptandığı geniş bir topluluktur. Dişlerle ilgili anomaliler ve malformasyonlar; saç oluşumunda yetersizlikler (seyrek/kırılgan/oluşmama); ter bezlerinin eksikliğine bağlı terleme azlığı/yokluğu (hipohidroz); başkaca çeşitli deri ve tırnak patolojileri ortak bulgular olarak saptanır. Günümüze dek ektodermal displazi bulgularını içeren 200'e yakın sendrom bildirilmiştir; bu kadar çok sayıda fenotip bulunmasının nedeni farklı genlerde oluşan mutasyonlardır. Ektodermal displazili ailelerdeki kalıtım otosomal dominant, otosomal resesif ya da x-kromozomu aracılığıyla resesif olarak aktarılır.
Hipohidrotik ektodermal displazi sendromu , derideki yağ ve ter bezlerinin yokluğu sonucunda ortaya çıkan ”terleme azlığı/yokluğu (hipohidroz)” ile öne çıkan bir ektodermal displazi türüdür; 16 fenotipi vardır. Hipohidroz, çocuk hastalarda vücut ısısında yükselme (hipertermi) ataklarına neden olabilir; santral sinir sistemi etkilenmesine bağlı havale tablosu gelişebilir.
AEC sendromu(ankyloblepharon-ectodermal defects-cleft lip/palate; Hay-Wells sendromu), ektodermal displazi bulguları içeren, otosomal dominant geçen kalıtsal bir sendromdur. Fenotipi olan Rapp-Hodgkin sendromu ile benzer bulguları içerir. AEC sendromunun 3 temel bulgusu vardır:
Göz kapaklarında yapışıklıklar (ankyloblepharon)
Ektodermal displazi bulguları
Yarık dudak-yarık damak
Ellis-van Creveld sendromu, ektodermal displazi bulguları içeren, otosomal resesif geçen kalıtsal bir sendromdur. Asfiksiyan torasik displazi sendromu'nun 22 fenotipinden 2'si Ellis-van Creveld sendromu olarak değerlendirilir.
Rapp-Hodgkin sendromu, ektodermal displazi bulguları içeren, otosomal dominant geçen kalıtsal bir sendromdur. AEC sendromunun fenotipi olarak niteleyen araştırmacılar vardır; AEC sendromu'ndan farkı göz kapakları yapışıklığının (ankyloblepharon) bulunmamasıdır.
Witkop sendromu, otosomal dominant geçen kalıtsal bir sendromdur. Ektodermal displazi bulguları görece hafiftir.
EEC sendromu , genellikle kalıtsal nitelik gösteren bir sendrom kümesidir. Bu sendrom kümesinde 3 ana bulgu vardır: (1) Ektodermal displazi bulguları, (2) Istakoz kıskacı parmaklar (ectrodactylia), (3) Yarık dudak ve yarık damak.
Odontoonychodermal sendrom , ektodermal displazi bulguları içeren, otosomal resesif geçen kalıtsal bir sendromdur.
ADULT sendromu (acro-dermo-ungual-lacrimal-tooth), ektodermal displazi bulguları içeren, TP63 gen mutasyonu sonucu ortaya çıkan, otosomal dominant geçen kalıtsal bir sendromdur.
Elschnig sendromu(BCD sendromu; blepharocheliodontic sendrom), ektodermal displazi bulguları da içeren, otosomal dominant geçen kalıtsal bir sendromdur. 2 fenotipi vardır.
Gorlin-Chaudhry-Moss sendromu(Fontaine progeroid sendrom), ektodermal displazi bulguları da içeren, otosomal dominant geçen kalıtsal bir sendromdur.
Johanson-Blizzard sendromu, ektodermal displazi bulguları da içeren, otosomal resesif geçen kalıtsal bir sendromdur. Genel bir gelişme geriliğinin yanı sıra psikomotor gerilik de saptanır.
LADD sendromu; lacrimo-auriculo-dento-digital sendrom; Levy-Hollister sendromu), ektodermal displazi bulguları da içeren, gözyaşı bezi,kulak, diş ve parmak bulgularının baskın olduğu, otosomal dominant yolla geçen kalıtsal bir sendromdur.
Sener sendromu, ektodermal displazi bulguları da içerebilen, nedeni bilinmeyen bir sendromdur.
EEM sendromu , ektodermal displazi bulguları içeren, otosomal dominant yolla geçen kalıtsal bir sendromdur; saçlar, dişler ve parmaklarla ilgili 3 temel bulgusu vardır:
Saçlar, kaşlar ve kirpikler seyrektir. Gözde maküler distrofi saptanır.
Dişler küçüktür (mikrodonti) ve bazıları eksiktir (hipodonti). Diş eksikliği nedeniyle diastemalar oluşur.
Yapışık parmaklar (syndactylia), parmak eksikliği nedeniyle yengeç kıskaçları görünümü (ectrodactylia), serçe parmağın kıvrık olması (campodactylia) parmaklarda saptanan anomalilerdir.
Zlotogora-Ogur sendromu , ektodermal displazi bulguları içeren, otosomal resesif yolla geçen kalıtsal bir sendromdur. Orofasiyal yarıklar sendromu kümesi içinde yer alan bir fenotiptir (OFC7).
Diş eksikliği sendromu, dişlerin bir bölümünün oluşmadığı, 10 fenotipi olan bir sendromdur. Diş eksiklikleri (hipodonti), çok sayıdaki sendromda bulgulardan biri olarak saptanabilir. Bu sendromdaki neredeyse tek bulgu "diş eksikliği"dir.
Rosselli-Gulienetti sendromu, otosomal resesif yolla aktarılan, ender görülen kalıtsal bir sendromdur. Klinik bulgular ektodermal displazi izlenimi verir. Saçlar, kaşlar ve kirpikler seyrektir ve hızla dökülürler. Kulaklar önde ve yelkensi görünümdedir. Ağıziçi incelemelerde, yarık dudak ve yarık damak saptanır. Dişler küçüktür (mikrodonti) ve eksiklikler vardır (hipodonti). Bazı hastalar dişsizdir (anodonti). Parmak derileri yapışıktır (sindaktili). Avuçiçleri ve ayak tabanlarının derisindek keratin tabakası kalındır. Terleme yetersizliği olabilir. Tırnak yapıları bozuktur. Psikomotor gerilik vardır.
Limb-mammary sendromu, ektodermal displazi bulguları, el-ayak anomalileri ve memelerdeki oluşum kusurlarıyla karakterize otosomal dominant yolla aktarılan kalıtsal bir sendromdur. TP63 geninin mutasyonu sonucu ortaya çıkan sendromlardandır.
Bu sayfa, bu Vikipedi makalesine dayanmaktadır. Metin, CC BY-SA 4.0 lisansı altında mevcuttur; ek koşullar uygulanabilir. Görseller, videolar ve sesler kendi lisansları altında mevcuttur.