Hint felsefesi
Felsefe |
---|
üzerine bir seri |
Hint (Hindu) Felsefesi (Hintçe: भारतीय दर्शन) Hindistan'ın eski çağlarında ortaya çıkmış, içinde felsefeleri, dünya görüşlerini, öğretileri barındıran kendilerinin ise Darşana dedikleri geniş bir yelpazeyi içine alır. Milattan önce 15. yüzyılda geç vedalar döneminde oluşturulan upanişadlar ilk yazılı ve hala önemsenen kaynaklardır. Radhakrishnan'a göre dünyanın en eski felsefi yapıtlarıdır.[1] Modern yorumcular Hint Felsefesinde iki ana gelenek olduğunu öne sürerler. Veda'da söylenenleri kaynak olarak görüp kabul eden geleneğe Astika, Veda'lara mesafe koyan geleneklere de Nastika geleneği denir. Nastika akımından olan okullar arasında Budizm, Cainizm, Ajivika, Carvaka vs. bulunur. Hint felsefesinde Veda'ları kabul eden Astika akımında altı sistem bulunur. En eskisi Samkhya'dır ve ondan ortaya çıkan Yoga'dır. Diğer dördü Nyaya, Vaiseşika, Mimamsa, Vedanta'dır. Yoga adlı eserinde inançlar üzerine çalışan felsefeci Eliade'e göre Hindu düşünce sisteminin olmazsa olmaz dört temel kavramı karma, maya, nirvana ve yoga'dır. Karma, insanı kozmosa bağlayan evrensel nedensellik yasasıdır, "eden, ettiğini bulur" diye algılanır. Maya, kozmosu doğurur ve onun geri dönüşünü de yönetir. İnsanlar cehaletle körleştiği sürece bu kozmik yanılsamayı besler. Nirvana, Karma ve Maya'nın ötesinde konumlanmış asıl hakikat, koşullanmamış, aşkın bir hal, durumdur. Yoga ise varlığa erişmenin yollarıdır.
Hint felsefesinin başlıca okulları MÖ.1000 ile MS.100 arasında oluşmuştur. Takip eden yüzyıllar bu okullara yorumlar ve reformlar getirmiştir. 20. yüzyıldan Aurobindo ve Prabhupada bunlara örnek olarak gösterilebilir. Okulların biçimlenme döneminde, özellikle MÖ.800 ila MS.200 arasında rekabet ve entegrasyon göze çarpmaktadır. Cainist, Budist, Şaiva ve Advaita okulları günümüze dek ayakta kalırken, Samkhya ve Ajivika gibiler asimilasyona uğrayarak terk edilmiştir. Hint felsefesinde filozofun Sanskritçe karşılığı dārśanika ya da darśanas'dır.[2]
Başlangıç
Hint felsefesi Hinduizmin esaslarının yazıldığı Veda'lara dayanır. Veda, yazılı külliyattır. Eski ciltleri bir tür şiirlerle dolu iken, nispeten sonraki bölümleri bu şiir veya beyitlerin felsefi yorumlarını içerir. Rigveda adı verilen bu metinlerde örneğin: "Tanrılar ve insanlar yokken bu evrende ne vardı?" gibi sorular sorulur. Tanrıların da içinde bulunduğu bu evrenin elbette bir başlangıcı olduğunu ve ilk sebebin ne olduğunu merak eder. Rigvedalarda şöyle yanıt verilir: "Evren var olmadan önce ne var olan ve ne de yok olan, yani varlık ile yokluk arasında bir şeyin bulunması gerekir. Bu ne var ve ne de yok olan şeyin yaratıcı, doğurgan bir gücü olması gerekir. " Yazar bu gücü doğanın yaratıcı gücü ile karşılaştırdıktan sonra beyit şöyle son bulur; "Her halde evrenin ne olduğunu bilen bir kimse vardır. Yoksa bunu bilen biri yok mu?"[3]
Von Aster'e göre: Bu açıklamalar Hint felsefesinin başlangıç devri olarak nitelenebilir. Görüldüğü gibi bu türden konular üzerinde düşünmeye başlayan insana artık dinin kuralları yetmemektedir. İlk kez Veda'larda belirsiz ve bulanık bir biçimde ortaya çıkan bu anlayış, Hint'de ilk felsefi çaba sayılabilir. Hint felsefesi hiçbir zaman kendisini dinden tam anlamıyla soyutlayamamıştır. Bunun içindir ki Hint felsefesi, bir rahip felsefesi olarak kalmıştır. Kendisini dinden tamamen soyutlayarak bilimsel bir biçimde gelişen felsefe, eski Yunan felsefesidir.[4] Ancak, öte yandan modern bilimin kendisini Yunan Felsefesine dayandırarak geliştirdiği için, dünyanın diğer kültürlerinde ortaya çıkan ve kendi içinde bir tutarlılığı barındıran evren anlayışlarını değerlendirirken kendi tutarlı anlayışından çıkmaksızın diğer evren anlayışlarını gerçek anlamda tahayyül edemeyceği kendi düzlemine oturtamadığı sürece de nasıl kabul edebileceği soru olarak ortada kalmaktadır. Çağımızda bu anlayışlarla ilgili dil, yazı, kültür, anlayış sorunları ortadan kalktıkça bu tür çok eski evren anlayışlarının kafa yordukları konular daha etraflıca ortaya çıkmaya başlamıştır.
Sınıflandırma ve Okullar
Astika: Bu akım Atman'ın yani bir öz cevherin varlığını kabul eder. Ayrıca Veda'ları temel kaynak olarak görürler.
- Samkhya: Ateisttir ve güçlü bir şekilde özgün dualist bakışını ortaya koyar. Cehaletin giderilmesini ve irfanı ön planda tutar.
- Yoga: Samkhya okulundan çıkmıştır ve sıkı sıkıya ona bağlıdır. Daha çok doğu tarzı meditasyon, inziva ile özgürleşmeyi önemser.
- Nyaya: Bilginin kaynaklarının keşfine önem verir.
- Vaiśeṣika: Atomcu doğal felsefeden hareket eden uygulamacı (empirik) okulu.
- Mīmāṃsā: Veda'da geçen metinlerin daha doğru yorumlanmasına uğraşır, çileciliğe ve mistizme karşı durur.
- Vedānta: Veda'daki bilgilerin son basamağı. Orta Çağ'dan sonra ana akım halini almaya başlamıştır.
Nāstika: Bu akım Veda'ları temel kaynak görmez.
- Cārvāka: Özgür iradenin varlığını kabul eder.
- Cainizm: Yirmidörtler denilen 24 rehberin öğretilerini takip ederler. Atman'ın (öz, cevher) varlığını kabul eder.
- Budizm: Buda'nın öğretilerini izler. Atman (öz, cevher)'ın varlığını red eder.
- Ajivika: Özgür iradenin varlığını reddeder.
Çağdaş Felsefe
Çağdaş Hint felsefesi Britanya egemenliği döneminde (1750–1947) gelişmiştir. Bu dönem filozofları geleneksel felsefeye güncel anlamlar vermiştir. Swami Vivekananda, Swami Dayananda Saraswati, Bal Gangadhar Tilak, Bankim Chandra Chattopadhyay, Raja Ram Mohan Roy, Kesab Sen, Sri Aurobindo, Mahatma Gandhi, Kireet Joshi, Mahapandit Rahul Sankrityayan, M. N. Roy, Subhas Chandra Bose, Indra Sen, Swami Sahajanand Saraswati, Ananda Coomaraswamy, and Sarvepalli Radhakrishnan. Pandurang Shastri Athavale, U. G. Krishnamurti, Acharya Rajnesh Osho ve Krishnananda çağdaş Hint felsefesindeki önemli isimlerdir.
Kaynakça
- Özel
- Genel
- Kaya, Korhan (2016). Hint Felsefesinin Temelleri. Doğu Batı Yayınları. ISBN 978-605-9328-20-3.