İçeriğe atla

Hilmi Ziya Ülken

Hilmi Ziya Ülken
Hilmi Ziya Ülken (24 Temmuz 1946)
Doğum3 Ekim 1901(1901-10-03)
İstanbul, Osmanlı İmparatorluğu
Ölüm5 Haziran 1974 (72 yaşında)
İstanbul, Türkiye
MeslekFilozof ve sosyolog
Önemli eserTürkiye'de Çağdaş Düşünce Tarihi (1966)
EvlilikHatice Kübra Ülken (Benneci)[1](d. 1901; ö. 1974)
ÇocuklarFatma Gülseren Ülken[1]
(d. 1928; ö. 2021)

Mehmet Hilmi Ziya Ülken (3 Ekim 1901, İstanbul – 5 Haziran 1974, İstanbul), Türk düşünce yaşamında ve Türkiye'de bir felsefe geleneğinin oluşmasında büyük etkisi olmuş bir filozof ve sosyologdur.

Yaşamı

Hilmi Ziya Ülken 1901'de İstanbul'da dünyaya geldi. Babası kimyager Mehmet Ziyaettin Ülken, annesi Müşfika Ülken'dir. Annesi Müşfika Ülken, Kazan şehri ulemalarından Kerim Hazret'in torunudur. Ülken ilköğrenimini özel bir okul olan Tefeyyüz Mektebi'nde tamamladı. Orta ve lise eğitimini ise günümüzde İstanbul Erkek Lisesi (İEL) olarak bilinen İstanbul Sultanisî'nde tamamladı. 1918 yılında liseden mezun olduktan sonra Mülkiye'ye girdi ve 1921'de dereceyle mezun oldu. Ardından İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi'nde coğrafya asistanı oldu ve aynı zamanda fakülte kütüphanesinde memurluk elde etti. Felsefe bölümünden ise âhlak, sosyoloji, felsefe tarihi sertifikaları aldı. Bursa ve Ankara'da öğretmen olarak tayin edildi. Askerlik sonrasında İstanbul'a tekrar dönere Çapa Kız Öğretmen Okulu'nda tarih ve psikoloji, İstanbul Erkek Lisesi'nde ise felsefe dersleri verdi. 1933 yılına kadar İstanbul Erkek Öğretmen Okulu ile Galatasaray ve Kabataş liselerinde öğretmenlik yaptı. Yıl içinde reforme edilen İstanbul Üniversitesi'ne Mustafa Kemal Atatürk tarafından Türk medeniyeti doçenti olarak atandı. Bu konuda araştırmalar yapmak üzere Almanya'ya gönderildi. İstanbul'a dönüşü sonrasında üniversitede felsefe ve sosyoloji dersleri verdi ve bunu 1941'e kadar sürdürdü. Profesör unvanını almasını takiben, kürsü haline getirilen sosyoloji bölümümün başına getirildi. Bu aralıkta İstanbul Teknik Üniversitesi'nde 1948'e kadar sanat tarihi dersleri verdi. Bu tarihten sonra İstanbul Üniversitesi'nde Felsefe Grubu'nda mantık ve sosyoloji kürsülerinde değerler teorisi dersleri verdi, İslâm felsefesi derslerine de devam ediyordu. Ankara Üniversitesi İlâhiyat Fakültesi'nde sistematik felsefe kürsüsün açık olduğu için buraya davet edildi ve ek dersler verdi. 1957 yılında ordinaryüs profesörlüğe yükseltildi. 27 Mayıs Darbesi sonrasında 147’ler listesinde adı geçti ve İstanbul'daki dersleri elinden alındı.[2] 5 Haziran 1974'te İstanbul'da ölene kadar ders vermeye Ankara'da devam etti.[3]

Hilmi Ziya Ülken ve eşinin mezarı

Ülken 1923-1924 arasında yakın çevresiyle Mihrab ve Anadolu Mecmuası'nı çıkarmıştı. Sonrasında Dergâh, Türk Yurdu, Ülkü, Hareket, İstanbul, Kültür Haftası, Millî Mecmua, Şarkiyat Mecmuası, Türk Düşüncesi, Türk Folklor Araştırmaları, Türkiyat Mecmuası gibi muhafazakâr eğilimleri olan dergilerde yazdı. Sahib-i imtiyazı olduğu Galatasaray dergisi ile Mülkiye de yazılar yayımladı. 1927 yılında Felsefe ve İçtimaiyat dergisini çıkarmışken 1938-1943 arasında İnsan ve 1960'a kadar Sosyoloji Dergisi'ni yayımladı. 1937 sonrasında ise birçok ulusal ve uluslararası bilimsel toplantıya katıldı. 64 yayımlanmış kitap ve 1300'den fazla makaleyle arkasında geniş bir külliyat bıraktı.[4]

Düşüncesi

Ülken felsefe, sosyoloji, psikoloji ile İslâm felsefesi ve felsefe tarihi üzerine Türkiye'de öne çıkan isimlerden biridir. İlk evrelerinde Ziya Gökalp ve Durkheim etkisinde olan Ülken daha sonra le Play ve Gaston Richard sosyolojisine de ilgi duymaya başlamıştı. Bireyi merkeze alan bir düşünce yapısına sahipti. Émile Boutroux eserlerinden çoğulcu görüş düşüncesini benimserken Spinoza da felsefi ve sosyolojik fikriyatını etkilemişti. Aşk Ahlâkı adlı eserinde Hegel idealizmiyle beraber tasavvufi bir etki ve natüralizm söz konusuydu. 1936'da Yirminci Asır Filozofları'nı yayımladığı vakit Marksizm etkisindeydi ve ekonomik bakışı bu sayede şekillenmişti. Ülken'e göre birey ve toplum tek bir bütünün iki ayrı parçasıydı ve birbirlerini tamamlıyorlardı. Bu nedenle çoğulcu ve ferdiyetçi bir dünya görüşüne sahipti. Marksizm'den de ileri dönemlerinde kopacaktı. Bu kopuşu Tarihi Maddeciliğe Reddiye adlı eseri simgeliyordu. Eserde insanın kalıtımsal özellikleri olduğunu ve bunu bir şekilde değiştirebilecek bir kuvvete sahip olmadığını ileri sürdü. Marksizm karşıtı düşüncenin felsefi temelini atmak istedi. 1948 sonrasında düşünsel bir istikrar sağladı ancak onun eserleri birbirini tamamlayan bir özelliğe sahipti.[5] Eserlerini kendisinin gelişim sürecini yansıttığı fikrindeydi ve bu pozisyonunu hep savundu.[6]

Ülken herhangi bir olayı incelerken bütün özelliklerini dikkate alan bir yaklaşıma sahipti. Batı kaynaklarını okuyan ve yayınlarında kullanan bir isimdi. Türk hümanizması idealini taşıyan Ülken, ülke sorunlarıyla ilgiliydi ve soyut bir dille toplumsal açıdan medeniyet ve çağdaşlaşma olaylara bakıyordu. Aşk Ahlâkı ve İnsani Vatanperverlik'te Doğu ile Batı arasında Osmanlı ve Cumhuriyetin durumuna, yönetici ve aydın kesiminin vaziyetine değindi. Daha önce de Türk Tefekkür Tarihi'ni Atatürk'e imzalayarak sunmuş ve onun dikkatini çekmişti, bu sayede yurtdışına çalışmalar yapmak için gönderilecekti.[7] Gençlik dönemlerinde ise Anadolucu hareketin içinde yer almış ve bu eğilimle eserler vermişti. Ülken toplumsal konulara değinse dahi sınıfsal polemik taşıyan eleştirileri çok azdı. Bu konu üzerine çalışan ve fikirler üreten insanlarla da polemikleri neredeyse hiç yoktu. Sadece Şeytanla Konuşmalar adlı eserinde hicivsel bir üslup takındı.[8]

Ülken'in Türk modernleşmesi üzerine değerlendirmeleri ağırlıkla Millet ve Tarih Şuuru, Uyanış Devirlerinde Tercümenin Rolü ve Türkiye'de Çağdaş Düşünce Tarihi adlı eserlerinde okunabilmektedir. Türkiye’de Çağdaş Düşünce Tarihi, her ne kadar yazıldığı dönemde büyük bir ilgi görmese de[9] hala güncel bir konu olan modernleşme sancılarını doğrudan ele alan bir eserdi, günümüzde dahi önemini korumaktadır. Medeniyeti “sürekli bir yürüyüş” olarak gören Ülken'in bu eseri 1960'lardaki tartışmalara bir katkıdır. Tanıl Bora Cereyanlar'ı yazmasında bu kitabın ilham kaynağı olduğunu belirtmektedir.[10]

Ülken çoğulcu ve toplumsal yönüyle referansları da bu çerçevede oldukça genişti. Ali Artun'a göre 1942'de yayımladığı Resim ve Cemiyet adlı kitabı onun toplumsal tarih düşüncesinin özetidir. Marksizm etkisinde olduğu aralıkta yazdığı bu eser materyalist bir bakış taşıyan ve sanat tarihindeki dönüşümleri bu çerçevede, üretim, iş süreç ve örgütleri ile sınıf mücadelesi gibi kavramlarla okuyan bir eserdi. Mekân ve zaman sürekliliğini ileri süren eser sanatın toplumsal yönüne sıkı sıkıya bağlıydı. Ona göre millî resim toplumsal bir yön taşımalıydı ve bu sağlandığı zaman memleketin sorunları (işçilerin durumu ve sefalet gibi) daha görünür olacaktır. Hülasa onun toplumcu görüşleri hümanist ve evrensel modernlik düşüncesine dayanan, bireyi merkeze alan, kültür medeniyet ayrıklığını reddeden felsefesinden ileri geliyordu.[11]

Başlıca yapıtları

Sosyoloji ve felsefe
  • Umumi Ruhiyat (1928)
  • Umumi İçtimaiyat (1931)
  • Aşk Ahlakı (1931)
  • Türk Tefekkürü Tarihi (1933-1934)
  • İnsanî Vatanperverlik (1933)
  • Türk Filozofları Antolojisi (1935)
  • Türk Mistisizmini Tedkike Giriş (1935)
  • Uyanış Devirlerinde Tercümenin Rolü (1935)
  • İçtimai Doktrinler Tarihi (1941)
  • Ziya Gökalp (1942)
  • Dini Sosyoloji (1943)
  • Şeytanla Konuşmalar (1943)
  • Yahudi Meselesi (1944)
  • İslam Düşüncesi (1946)
  • Ahlak (1946)
  • Millet ve Tarih Şuuru (1948)
  • Sosyolojinin Problemleri (1953)
  • Veraset ve Cemiyet (1957)
  • Tarihî Maddeciliğe Reddiye (1958)
  • Türkiye’de Çağdaş Düşünce Tarihi (1966)
  • Eğitim Felsefesi (1968)
  • İslam Felsefesi (1969)
  • Varlık ve Oluş (1969)
Roman
  • Posta (1941)
  • Yarım Adam (1942)

Kaynakça

  1. ^ a b @iuefsosyoloji (8 Haziran 2021). "Hilmi Ziya Ülkenin kızı, uzun yıllar Ülken Hocanın eserlerini yayınlayan Fatma Gülseren Hanım vefat etmiştir. Cenazesi 9 Haziran Çarşamba, saat 14.00'de Zincirlikuyu Mezarlığı Camiinde kılınacak namazı müteakip Aşiyandaki aile mezarlığına defnedilecektir:" (X gönderisi) – X vasıtasıyla. 
  2. ^ Yücel Bulut, “Çağdaş Türk Düşüncesi İçinde Hilmi Ziya Ülken”, Türkiye Araştırmaları Literatür Dergisi, Sayı 11: 2008: 503.
  3. ^ Eyüp Sanay, Hilmi Ziya Ülken, Kültür ve Turizm Bakanlığı Yayınları, Ankara, 1986: 12-13.
  4. ^ Eyüp Sanay, “Ülken, Hilmi Ziya”, TDV İslâm Ansiklopedisi, İstanbul, Cilt 42, 2012: 291.
  5. ^ Sanay (1986), 97-101.
  6. ^ Bulut, 507-508.
  7. ^ Bulut, 510.
  8. ^ Bulut, 506.
  9. ^ Bulut, 513.
  10. ^ Tanıl Bora, Cereyanlar: Türkiye’de Siyasal İdeolojiler, İstanbul, İletişim Yayınları, 2018, s. 19.
  11. ^ Artun, Ali. "Hilmi Ziya Ülken'in Toplumsal Tarih". e-skop. 14 Haziran 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ekim 2022. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Ziya Gökalp</span> Türk yazar ve toplum bilimci

Ziya Gökalp, Türk yazar, toplum bilimci, şair ve siyasetçidir. Meclis-i Mebûsanda ve Türkiye Büyük Millet Meclisinde milletvekilliği yapmıştır. "Türk milliyetçiliğinin babası" olarak da anılır.

<span class="mw-page-title-main">Din sosyolojisi</span> sosyolojinin bir dalı

Din sosyolojisi, dini kurum ve dini yapılanmaları, dini temalarla toplumsal yapı arasındaki ilişkileri ve dinin toplum, toplumun din üzerindeki etkilerini araştıran bilimsel bir disiplindir. Din sosyologları toplumun din üzerinde dinin toplum üzerindeki etkilerini bir başka deyişle toplum ve din arasındaki diyalektik ilişkiyi açıklamaya çalışır.

Nurettin Topçu, Türk yazar, akademisyen ve fikir adamıdır.

<span class="mw-page-title-main">Hans Reichenbach</span> Alman–Amerikan filozof

Hans Reichenbach, Alman düşünür.

Afşar Timuçin, Azeri kökenli Türk felsefeci, şair, yazar ve çevirmen.

<span class="mw-page-title-main">19. yüzyıl felsefesi</span>

19. yüzyıl felsefesi öncelikli olarak Alman felsefesinde romantizmin ve idealizmin zirveye ulaştığı bir dönemdir. Aynı şekilde materyalizmin de yeni bir derinlik kazandığı ve öne çıktığı görülür. Fransız felsefesinde bir yanda Charles Fourrier, Pierre-Joseph Proudhon, Claude Henri de Saint-Simon gibi reformcu düşünürler; öte yanda da August Comte ile pozitivizmin belirginleştiği görülür. Tarihçi Tocqueville ile sosyolog ve düşünür olan Emile Durkheim'ı da buraya eklemek gerekir.

Şehrezûrî, İşrakî Okulunun fiili anlamda kurucusu ve okulun maktul manevi lideri Şahabeddin Sühreverdi'nin (Şeyh-ül-işrak'ın) sadık bir izleyicisi olarak bilinir. İlk işraki filozofu olarak kabul edilir. İşrakiliğin kurulması, felsefi ve tarihi bilgilerinin kaydedilmesi anlamında Şehrizori'nin çalışmaları çok önemlidir. Kimi yapıtları, özellikle de işrakilik hakkındaki çalışmaları bilinmekle birlikte, kendisi hakkında çok az bilgi mevcuttur. Eldeki bilgilerin kesinliği de söz konusu değildir. Örneğin Sehrüverdi'nin Halep'te hapsedildiği sırada birlikte Şems adlı bir öğrencisinin bulunduğu ve bunun Şehrizori olduğu ileri sürülmektedir, ancak kesin bir şey söylenememektedir. Hilmi Ziya Ülken bu iddianın geçerli olamayacağını ileri sürmektedir, onun felsefe ansiklopedisinin bitiriliş tarihine göre, Şehrizori 1300'lerin sonunda hala yaşamaktadır çünkü. Doğumu ve ölümü ile ilgili tarihlerde de karmaşıklar vardır. Kesin olan şey İşrakilik felsefesinin daha sonraki gelişmesini derinden etkilemiş ve belirlemiş olduğudur. Sühreverdi'nin Telvihat´ı için ve ayrıca Hikmet-ül-işrak için iki ayrı şerh düşmüş ve bunlar kendisinden sonraki iki önemli işraki düşünürü tarafından büyük ölcüde değerlendirilmiştir. Bunlar İbn Kemmûne ve Kutbüddin Şîrazi'dir.

Meşşailik ya da Meşşai okulu, İslam felsefesi içinde doğa felsefesinin etkisinden sonra başlayan rasyonalist felsefe eğiliminin sistemli hale gelmesinden oluşan okul anlaşılır. Yunanca peripatetizm (περιπατητικός) teriminin Arapçası olup, İslam Felsefesindeki Aristoculuk'un baskın olduğu felsefi akım olarak bilinir.

<span class="mw-page-title-main">İbn Cebirol</span>

İbn Cebirol (1021-1058) ya da Avencebrol, Yahudi şair ve filozof. İslam felsefesi içinde etkili olmuş Yahudi filozoflardan birdir. Hayatı hakkında tam bir bilgi olmamakla beraber, 11. yüzyılda Málaga'da doğduğu, Saragossa'da eğitim gördüğü ve Valentia'da öldüğü sanılmaktadır. Kitaplarını Arapça yazmıştır ve düşüncelerinde İslam filozoflarından etkilenmiştir. Bunlardan dolayı kendisi İslam felsefesinde etkili olmuş Yahudi filozoflar arasında sayılmıştır. İbn Meymun ile birlikte İslam dünyasında Yahudi filozofları başlığın da değerlendirildiği görülür. Felsefe içerikleri olan etkileyici şiirler yazmıştır. Ve yazdıkları daha sonradan İbraniceye ve Latinceye çevrilmiştir. En önemli kitabı Yenbu'ül-hayat´tır. Burada Cebirol panteist eksenli felsefi düşüncelerini dile getirir. Muhta ül-cevahir kitabınıysa hem İbranice hem Arapça olarak yazdı.

<span class="mw-page-title-main">Molla Câmî</span> İranlı islam alimi ve şair

Molla Câmî veya tam adıyla Nureddin Abdurrahman Câmî,, İranlı İslam alimi ve şair.

Suphi Ethem, Veteriner Hekim, pozitivist ve materyalist bir Türk düşünürü ve yayıncı.

<span class="mw-page-title-main">Max Adler</span> Avusturyalı hukukçu, sosyolog, teorisyen

Max Adler, Avusturyalı marksist hukukçu, sosyolog ve sosyalist teorisyen. Viyana Üniversitesi'nde öğretim üyesi. Otto Bauer'le birlikte Avusturya Marksizmi'nin en önemli teorisyenlerinden biri.

Tahir Harimî Balcıoğlu, Türk araştırmacı, yazar, din ve inanç tarihi uzmanı.

Ziyaeddin Fahri Fındıkoğlu, Türk sosyolog, akademisyen ve fikir adamı.

<span class="mw-page-title-main">Ahmet Şuayip</span> felsefeci, hukukçu, gazeteci-yazar ve çevirmen

Ahmet Şuayip, pozitivizmin Türkiye'de tanınmasında rolü olmuş olan felsefeci, hukuk adamı ve düşünür. Servet-i Fünûn dergisinde yazdığı incelemelerle, söyleşilerle, batı edebiyatını izleyen çalışmaları ile tanındı.

İstanbul Üniversitesi Felsefe Bölümü, İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi bünyesinde, felsefe eğitimi veren bölümdür. Osmanlı Devleti'nde Batılı anlamda felsefe disiplininin kurulduğu, Türkiye'de ise bu isimle kurulan ilk bölümdür.

<i>Küçük Mecmua</i> Ziya Gökalpin 1922–1923 yıllarında yayımlanan haftalık dergisi

Küçük Mecmua, Ziya Gökalp tarafından 1922-1923 yıllarında yayımlanan haftalık fikir, edebiyat ve siyaset dergisi. Diyarbekir'de neşredilen derginin toplam otuz üç sayısı çıktı. İlk sayısı 5 Haziran 1922'de, son sayısı 18 Mart 1923'te yayımlandı. Küçük boyda ve iki sütun üzerine toplam on altı sayfadan oluşan dergi, "Haftada bir çıkar, ilmî, edebi, siyâsî, iktisâdî mecmuadır." sloganını kullandı. İmtiyaz sahibi ve sorumlu müdürü Gökalp'tir. Pek az nüshası günümüze kadar gelen derginin Türkçeye çevirisi Şahin Filiz tarafından yapılmış olup yaklaşık altı yüz sayfayı bulmuştur ve üç cilt şeklinde yayımlandı.

<span class="mw-page-title-main">Georges Gurvitch</span> Fransız toplum bilimci (1894 – 1965)

Georges Gurvitch, Rus asıllı Fransız sosyolog. Hukuk ve bilgi sosyolojisi alanında çalışmalar yapmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Fatma Başaran</span> Türk psikolog

Fatma (Taşkıngöl) Başaran Türk bilim insanı, sosyal psikolog, akademisyen.