İçeriğe atla

Hilafetin kaldırılması

8 Mart 1924 tarihli Resimli Gazete'de hilâfetin kaldırılması

Halifeliğin kaldırılması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 3 Mart 1924 tarihinde çıkardığı kanunla halifelik makamını kaldırmasıdır.

Devletin laikleştirilmesi yolunda yapılmış siyasi bir devrimdir. Bu karar ile 16. yüzyıldan itibaren Osmanlı padişahlarının taşıdığı; son Osmanlı padişahı Vahdettin'in ülkeyi terk etmesinden sonra TBMM tarafından Abdülmecid Efendi'ye verilmiş olan halifelik unvanı ortadan kalkmıştır. Yasanın gerekçesi, birinci maddede "halifeliğin hükûmet, Cumhuriyet, yani TBMM'nin anlam ve kavramı içinde zaten saklı olduğu" ifadesi ile açıklanmıştır.

Tarihçe

Halife sözcüğü İslam devletlerinde Muhammed'den sonraki devlet başkanlığı kurumunu ifade eder.[1] Halifelerin seçimle belirlendiği Dört Halife devrinden sonra saltanata dönüşen halifelik kurumu; 945 yılında Büveyhîler'in Abbâsî Hanedanı'nın başkenti Bağdat'ı işgalinden sonra farklı siyasi otoritelerin himayesindeki bir ruhani önderlik haline dönüşmüş ve 13.-16. yüzyıllarda Memluk himayesinde Mısır'da yaşamıştır.[1] Osmanlı Devleti'nde ise halife unvanını ilk kez I. Murad kullanmıştır.[2] I. Selim'in Mısır'ı fethi sonrası Osmanlıların hilâfet iddiası güçlenmiş ve kesinleşmiştir.

Osmanlı Devleti I. Dünya Savaşı sonunda yıkıldı. Ankara'da kurulan bir meclis hükûmeti ülkeyi yönetmekteydi. 1 Kasım 1922'de saltanatın hilâfetten ayrılmasına ilişkin yasanın Meclisten geçmesi ile Osmanlı Devleti'nin son padişahı Vahdettin, halife sıfatıyla kalmıştır.[3] Vahdettin'in 17 Kasım 1922'de İngiliz harp gemisi HMS Malaya ile İstanbul'dan gizlice ayrılması üzerine 18 Kasım'da mecliste gizli bir oturum düzenlenmişti. Bu oturumda Vahdettin'in halife unvanıyla İngilizlere başvurması onun bütün İslam âleminde ihaneti olarak değerlendirilmiş ve İslam imameti için TBMM tarafından yeni bir kişinin seçilip İslam âlemine bildirilmesine karar verilmiştir. Meclis 19 Kasım 1922 tarihli oturumunda seçime katılan 162 mebustan 142'sinin oyu ile[4] Osmanlı Hanedanı üyesi Abdülmecid Efendi'yi halife olarak seçti.[5]

Yeni halifenin kendine tanınan sınırların dışına çıkması, halkın ve bir kısım siyasetçilerin halifeye bağlılığının devam etmesi ve nihayet basında başlayan sert tartışmalar, gelişmeleri hilâfetin kaldırılması yönüne sürüklemiştir.[1]

Hilafetin kaldırılmasına giden süreç

Son halife Abdülmecid Efendi

Vahdettin'in Türkiye'den ayrılışı ve yeni halifenin seçimi 19 Kasım'da basın yoluyla halka duyurulmuştu.[6] Saltanatın kaldırılmasından sonra bu saltanatın başka bir adla aynı sülalede devam etmesini önlemek için halifeliğin yetkisiz bir unvan olarak bırakılmasında hükûmet büyük titizlik gösterdi.[6] Sade bir biat töreni düzenlenmesini isteyen Ankara hükûmetinin bütün çabalara karşın Abdülmecid Efendi gösterişli bir törenle halifeliği üstlendi.[1][4]

Meclis'teki gelenekselci hilafet taraftarları, hilafete siyasal bir otorite kazandırmak istiyorlardı. Muhalifler bu yoldaki düşünce ve isteklerini 15 Ocak 1923'te dağıttıkları bir risale ile ortaya koydular.[7] Afyon milletvekili İsmail Şükrü'nün imzasını taşıyan "Hilâfet-i İslâm ve Büyük Millet Meclisi" başlıklı risalede saltanatın kaldırılmasının uygun görüldüğü, ancak hilâfetin asla kaldırılamayacağı, halifenin sadece ruhanî sorumluluklarının değil dünyevî görevlerinin de bulunduğu ve içinde yaşanan olağanüstü şartların normale dönmesiyle halifenin bunları yerine getireceği belirtiliyor ve İslam âlemine sabırla beklemesi tavsiye ediliyordu.[1] O sırada yurt gezisi nedeniyle Ankara dışında bulunan Mustafa Kemal'e çok ilgi gören bu risalenin haberi İzmit'te iken ulaşmış verdiği nutuklarda Hilafete yönelik tavırlarını net bir şekilde göstermesine olanak sağlamıştı.[8] 17 Ocak 1923'te yaptığı ünlü basın toplantısında bir soru üzerine halifelerin, aleyhine bir hareketleri olduğu takdirde milletin onları başından defedebileceğini söyledi.[1]

Yeni Türk devletinin kurucu meclisi olan birinci meclis 15 Nisan 1923'te son oturumunu yapmış; yeni meclis 11 Ağustos 1923'teki ilk oturumunda Lozan Barış Antlaşması'nı onaylamıştı. İkinci meclisin 25. toplantısında hilafete ayrılan bütçe konusunda şikayetler gündeme geldi.[8] Konu, bu meselenin genel bütçe içinde değil tek başına incelenmek üzere 1924 bütçesine bırakılması ile kapandı.[8] Yeni meclis 29 Ekim 1923'te cumhuriyeti ilan etti. Mustafa Kemal Paşa'nın cumhurbaşkanlığına getirilmesi ile bazı vekillerin Halife'yi devletin başına getirerek çözmek istedikleri devlet başkanlığı meselesi çözülmüş oldu.

24 Kasım 1923 tarihinde, Seyid Amir Ali ve III. Ağa Han, Hindistan Hilafet Hareketi adına İsmet Paşa'ya bir mektup gönderdi.[9] Türkiye'nin yeni milliyetçi hükûmetince bu bir dış müdahale olarak yorumlandı; her türlü dış müdahale, Türk egemenliğine hakaret ve daha da kötüsü devlet güvenliğine tehdit olarak nitelendirildi. Mustafa Kemal Paşa derhal şansını yakaladı. Dahası, Ocak 1924'te Halife Abdülmecid Efendi'nin hilâfet ödeneğinin artırılması ve İstanbul'a gelen resmî heyetlerin kendisini de ziyaret etmeleri yolundaki istekleri halifeliğin kaldırılması sürecini hızlandırdı. Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal, halifenin yabancı devlet temsilcileriyle görüşme isteğini Türkiye Cumhuriyeti'nin istikbaline açık bir tecavüz olarak nitelendirdi ve halifeyi saltanat hülyası içinde olmaması için uyardı.[1] 25 Şubat 1924'te bütçe görüşmeleri sırasında Mecliste halifenin ve hanedanın ödeneği konusu tartışıldı.

Kanunun çıkması

Seyyid Bey
Kanunun kabulü için muhalefeti ikna eden Seyyid Bey
Kadir Bey
Kanuna tek ret oyunu veren Zeki Bey

3 Mart 1924 günü Urfa vekili Şeyh Saffet Efendi ve elli üç arkadaşının hazırladığı, hilâfetin kaldırılmasına dair on iki maddeden oluşan bir kanun teklifi Meclise getirildi. Teklif okunduktan sonra halifenin hal‘edildiğini ve hilâfetin kaldırıldığını bildiren birinci madde; ardından hanedan üyelerinin yurt dışına çıkarılmasına dair 2. madde aynen kabul edildi. Oturuma katılan 158 üyenin 157'sinin oyuyla kabul edilmiş; tek ret oyunu Gümüşhane mebusu Zeki Bey vermiştir.[4]

Aynı oturumda daha önce Şer'iye ve Evkaf ve Erkân-ı Harbiye-i Umumiye Vekaleti'nin İlgasına Dair Kanun ile Tevhid-i Tedrisat Kanunu da kabul edilmiş ve Diyanet İşleri Reisliği'nin kurulması kararlaştırılmıştır.[4]

Hanedan üyelerine yurt dışına çıkmaları için on günlük bir süre tanınmışken Abdülmecid Efendi aynı gece on bir kişilik ailesiyle beraber Çatalca İstasyonu'ndan trene bindirildi; sınıra kadar kendisine İstanbul valisi ve emniyet müdürü refakat ettiler.

Halifeliğin kaldırılmasından sonraki gelişmeler

Dış gelişmeler

The Times'ın haberi

Türkiye'den ayrıldıktan sonra İsviçre'ye giden Abdülmecid Efendi, 11 Mart 1924 günü haber ajansları vasıtasıyla bir bildiri yayınladı ve Türkiye hükûmetinin kararını reddettiğini duyurarak Müslümanları bir kongre toplamaya çağırdı.[10] Birkaç gün sonra İsviçre hükûmeti tarafından kendisine, siyasal propaganda yapmama şartıyla oturma izni verildiği hatırlatıldı.[10] Ekim 1924'te Fransa'ya geçen Abdülmecid Efendi hilâfet konusunda İslam âleminden umduğu ilgiyi bulamadığı için kendisini daha çok ibadete, resim çalışmalarına ve müziğe vermiştir.[10]

Türkiye'de halifeliğin kaldırılmasından sonra, 7 Mart 1924'te, Hicaz Kralı Hüseyin, Mekke ve Medine'nin elinde olmasına dayanarak kendisini Halife ilân etti. Hüseyin'in halifeliğine en büyük tepki Necd'deki Suudilerden gelmiştir.[11] Suudi orduları 1925'te Mekke'yi ele geçirdi; İbni Suud 1926 yılının ocak ayında Hicaz Kralı olarak taç giydi. Suudiler 1926 başlarında Kahire'de bir İslam kongresi toplayıp hilafet konusunu ele almak istedilerse de konu ciddi olarak ele alınmadan kongre 1926 mayısında sona erdi.[11]

Türk hükûmetinin hilâfeti kaldırmakta kullandığı yöntemleri Rum Ortodoks ve Ermeni patrikhaneleri ve Yahudi Hahamhanesi aleyhine politikalarında da uyguladığına ilişkin 16 Mart 1924'te New York Times'ta yayımlanan haber

Türkiye Cumhuriyeti'nin hilâfeti bütünüyle kaldırıp Abdülmecid Efendi ve ailesini yurt dışına çıkarması Hindistan'da hilafet otoritesini savunmak üzere kurulmuş Hindistan Hilafet Hareketi içinde anlaşmazlık doğmasına neden oldu.[12] Kimileri kararın tartışılmasını, kimileri halifeliğin Mustafa Kemal Paşa'ya teklif edilmesini, kimileri ise Türklerin tutumunda İslam'a aykırı bir taraf olmadığı için Hint Müslümanlarının da Türkleri örnek almasını istiyordu. Hindistan Hilafet Hareketi bu tartışmalarla bütünlüğünü kaybetti; hilafet hareketine ilgi azaldı. İslam dünyasındaki bazı uygun görülen kişilere teklif ederek bu kurumu yeniden canlandırma girişimleri olduysa da bu girişimler gerçekleşmedi.

Mısır'da tartışmalar, laik hükûmeti savunan ve halifeliğe karşı çıkan Ali Abdurrazık'ın ihtilaflı bir kitabına odaklandı.[13]

Bugün pan-İslami koordinasyon için iki çerçeve var: Her ikisi de 1960'larda kurulan, Dünya İslam Birliği ve İslam İşbirliği Teşkilatı.[14]

Kanun maddesi

Vikikaynak'ta Hilafetin kaldırılması ile ilgili metin bulabilirsiniz.

  • Kanun Adı: Hilafetin İlgasına ve Hanedan-ı Osmani'nin Türkiye Cumhuriyeti Memalik-i Haricine Çıkarılmasına Dair Kanun Maddesi
  • Kanun Numarası: 431
  • Kabul Tarihi: 3 Mart 1924
  • Resmî Gazete Tarihi ve Numarası: 6 Mart 1924 - 63
Madde 1:
Halife hal’ edilmiştir. Hilafet Hükûmet ve Cumhuriyet mana ve mefhumunda esasen mündemiç olduğundan Hilafet makamı mülgadır.

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar

Kaynakça

  1. ^ a b c d e f g Avcı, Casim. "Hilafet" (PDF). islamansiklopedisi.info. Türk Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Cilt 17, yıl 1998. 2 Şubat 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ocak 2017. 
  2. ^ The Cambridge history of Islam. P. M. Holt, Ann K. S. Lambton, Bernard Lewis. Cambridge [England]: Cambridge University Press. 1977. ISBN 0-521-29135-6. OCLC 3549123. 23 Ocak 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 19 Mayıs 2021. 
  3. ^ Boyacıoğlu, Ramazan. "Atatürk'ün Hilafet İle İlgili Görüşleri". www.atam.gov.tr/. Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Mart 1997, Cilt XIII, sayı 37. 14 Mayıs 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ocak 2017. 
  4. ^ a b c d Hür, Ayşe. "Mustafa Kemal'in 'altın vuruşu': Halifeliğin ilgası". www.radikal.com.tr/. Radikal gazetesi, 6 Temmuz 2014. 11 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ocak 2017. 
  5. ^ Atatürk, Mustafa Kemal (Yayına hazırlayan: Korkmaz, Zeynep). "Abdülmecit Efendi'ıin Büyük Millet Meclisi'nce Halife seçilmesi". www.atam.gov.tr. Nutuk (Bugünkü Dille) kitabından. 3 Ağustos 2014 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ocak 2017. 
  6. ^ a b Boyacıoğlu, Ramazan. "Hilafetten Diyanet İşleri Başkanlığı'na geçiş". tez.yok.gov.tr. Ankara Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Doktora tezi, 1992. 29 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ocak 2017. 
  7. ^ Türker, Hasan. "Basında "Hanedan-ı Hilafet" Tartışmaları ve Hilafetin Kaldırılması" (PDF). web.deu.edu.tr/. Çağdaş Türkiye Araştırmaları Dergisi, Cilt III, Sayı 8, Yıl, 1998. 29 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 23 Ocak 2017. 
  8. ^ a b c Ünver, Fatma. "Türkiye Büyük Millet Meclisi Zabıt Cerideleri'nde (1920-1924) saltanat ve hilafet aleyhinde düşünce ve görüşler". tez.yok.gov.tr. Ahi Evran Üniversitesi Sosyal Bilimler Enstitüsü Yüksek Lisans Tezi, 2012. 29 Ocak 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 23 Ocak 2017. 
  9. ^ Nafi, Beşir (2016). "The Abolition of the caliphate: causes and consequences". The Different aspects of Islamic culture, v. 6, pt. I: Islam in the World today, Retrospective of the evolution of Islam and the Muslim world. UNESCO. ss. 185-186. 
  10. ^ a b c Küçük, Cevdet. "Abdülmecid Efendi" (PDF). islamansiklopedisi.info. Türk Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Cilt 1, yıl 1998. 2 Nisan 2015 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ocak 2017. 
  11. ^ a b Armaoğlu, Fahir. "Hilafet'in Dış Cephesi" (PDF). www.atam.gov.tr. Atatürk Araştırma Merkezi Dergisi, Cilt XIV, Sayı 41, Temmuz 1998. 29 Ocak 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ocak 2017. 
  12. ^ Qureshi, M. Naeem. "Hindistan Hilafet Hareketi" (PDF). islamansiklopedisi.info. Türk Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, Cilt 18, yıl 1998. 2 Şubat 2017 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Ocak 2017. 
  13. ^ Nafi, Beşir (2016). "The Abolition of the caliphate: causes and consequences". The Different aspects of Islamic culture, v. 6, pt. I: Islam in the World today, Retrospective of the evolution of Islam and the Muslim world. UNESCO. s. 189. 
  14. ^ Nafi, Beşir (2016). "The Abolition of the caliphate: causes and consequences". The Different aspects of Islamic culture, v. 6, pt. I: Islam in the World today, Retrospective of the evolution of Islam and the Muslim world. UNESCO. ss. 190-191. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı padişahları listesi</span> Osmanlı İmparatorluğu hükümdarlarının bir listesi

Osmanlı Hanedanı'nın hükümdarları, yükselme döneminden dağılma dönemine dek kıtalararası geniş bir imparatorluğa hükmetmiştir. Osmanlı İmparatorluğu zirvedeyken, kuzeyde Macaristan, güneyde Somali, batıda Cezayir ve doğuda Irak'a kadar uzanmıştır. İlk başlarda İmparatorluk Bursa'da yönetilirken, 1365'te Edirne başkent oldu. Son olarak da Bizans İmparatorluğu'ndan alınan İstanbul başkent yapıldı. İmparatorluğun ilk yıllarının anlatımında efsane ve gerçeği ayırmanın zor olması nedeniyle değişen konular olmuştur; buna rağmen çoğu çağdaş tarihçi, imparatorluğun aşağı yukarı 1299 yılında ortaya çıktığını ve kurucusunun Oğuz Türklerinin Kayı boyundan gelen Osman Gazi olduğunu kabul eder. Osmanlı Hanedanlığı, 36 sultanla 6 yüzyıl boyunca var oldu. Osmanlı İmparatorluğu, I. Dünya Savaşı'nda müttefik olduğu İttifak Devletleri'nin yenilgiye uğraması sonucuyla tarih sahnesinden silindi. İmparatorluk'un İtilaf Devletleri tarafından bölünmesi ve ardından gelen Kurtuluş Savaşı Türkiye Cumhuriyeti'nin doğmasına yol açtı.

<span class="mw-page-title-main">VI. Mehmed</span> 36. ve son Osmanlı padişahı (1918–1922)

VI. Mehmed veya Mehmed Vahideddin, Osmanlı İmparatorluğu'nun 36. ve son padişahı ve 115. İslam halifesidir. Saltanatı döneminde, Osmanlı Devleti Mondros Mütarekesi'ni imzalayarak I. Dünya Savaşı'ndan yenik ayrıldı. İstanbul'un İşgali yaşandı ve İngilizlerin baskısı üzerine Meclis-i Mebûsan kapatıldı. Anadolu'da kurulan Türkiye Büyük Millet Meclisi ülke yönetiminde egemen olduktan sonra Vahideddin'in idaresi fiilen mümkün olmamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Emevîler</span> İslam tarihinin ikinci hâlifeliği (661–750)

Emevîler ya da Emevîler Hilâfeti, Dört Halife Dönemi'nden (632-661) sonra kurulan Müslüman Arap devleti. Ali bin Ebu Talib'in 661'de öldürülmesinden sonra başa geçen Emevîler, 750'de Abbâsîler tarafından yıkılıncaya kadar hüküm sürdüler. Başkenti Şam olan devlet, en geniş sınırlarına Halife Hişâm bin Abdülmelik döneminde sahip oldu. Devletin sınırları Kuzey Afrika, Endülüs, Güney Galya, Mâverâünnehir ve Sind'in fethedilmesiyle doğuda Afganistan'a batıda ise Güney Fransa'ya kadar ulaşmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Abbâsîler</span> 750–1258 yılları arasında hüküm süren Müslüman Arap hanedanlığı ve üçüncü İslam hâlifeliği

Abbâsîler, Emevî Hanedanı'ndan sonra başa gelerek İslam Devleti'nin yönetimini ve halifeliği beş yüzyıldan daha uzun bir süre elinde tutan Müslüman Arap hanedanı.

<span class="mw-page-title-main">Abdülmecid Efendi</span> Osmanlı Hanedanının son halifesi

Abdülmecid Efendi veya II. Abdülmecid, 32. Osmanlı padişahı Abdülaziz’in altı oğlundan biri, Osmanlı hanedanından son İslam halifesi, iki kutsal caminin hizmetkârı, 16 Mayıs 1926 ile 23 Ağustos 1944 yılları arası Osmanlı Hanedan reisi, ressam ve müzisyen. Osmanlı hanedanının tek ressam üyesidir ve döneminin Türk ressamları arasında yer almıştır. Amcasının oğlu Mehmed Vahdettin’in 4 Temmuz 1918’de tahta çıkması üzerine Osmanlı tahtının veliahdı olan Abdülmecid; bu sıfatı 1 Kasım 1922’de saltanat kaldırılıncaya kadar taşıdı. TBMM tarafından 18 Kasım 1922’de halife seçildi. Osmanlı halifeliğine resmen son veren 431 sayılı Kanun'un kabul edildiği 3 Mart 1924 tarihine kadar “halife” unvanını taşıdı. Tarihe “Son Osmanlı Halifesi” olarak geçmiştir.

<span class="mw-page-title-main">TBMM 1. dönem milletvekilleri listesi</span> 1920 genel seçimleri sonucu (1920–1923)

Birinci Dönem Büyük Millet Meclisi ya da kısaca Birinci Meclis, 23 Nisan 1920'de Ankara'da toplanmış, 1 Nisan 1923'te yeni seçim kararı alarak 15 Nisan 1923'te son oturumunu yapmıştır. Yeni Türk devletinin kurucu meclisi olarak kabul edilir. Meclisin açılış günü olan 23 Nisan, Türkiye'de millî bayram olarak kutlanmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Hilâfet</span> Muhammedin ölümünden sonra oluşturulan devlet başkanlığı makamı

Hilâfet veya halifelik, Arap coğrafyasında dünyanın diğer coğrafyalarındaki krallık, hanlık, çarlık, imparatorluk ve şahlık gibi makamlara eşdeğer olarak kurulmuş bir devlet başkanlığı makamıdır. 632'de ölen İslam peygamberi Muhammed'in kurduğu İslam Devleti'nin liderliğini sürdüren hükümdarlar; "kral", "çar" veya "imparator" gibi bir unvan olan halife unvanını kullanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Dört Halife</span>

Dört Halife ya da Râşid Halifeler; Sünnilik'te Râşid halifeler, doğru yola yönlendirilen ve doğru bir model olduğu kabul edilen halifelerdir. Bazıları bu kategoriye Muhammedin torunu Hasan'ın 6 aylık hilafetini de sokarlar. İslam peygamberi Muhammed'in ölümünden sonra ümmete önderlik eden ilk dört halifedir:

<span class="mw-page-title-main">Dürrüşehvar Sultan</span> Son halife Abdülmecidin kızı

Dürrüşehvar Sultan ya da Hatice Hayriye Ayşe Dürrüşehvar Sultan, son Osmanlı halifesi Abdülmecid Efendi'nin kızı ve Berar Prensi Nevvab Azam Cah'ın eşi.

<span class="mw-page-title-main">Ömer Faruk Efendi</span> Türk asker ve Osmanlı hanedanı şehzadesi

Ömer Faruk Efendi, Türk asker, son Osmanlı halifesi Abdülmecid Efendi'nin oğlu, son Osmanlı padişahı VI. Mehmed’in damadıdır. 1920-1924 yılları arasında Fenerbahçe Spor Kulübü'nün başkanlığını yapmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Halifeler listesi</span> Vikimedya liste maddesi

Halifeler listesi, İslam peygamberi Muhammed'in ölümünden sonra İslam Devleti'nin liderliğini devam ettirme iddiasında bulunan kişilerin listesidir. Dört Halife, Emevî halifeleri, Abbâsî halifeleri, Fâtımî halifeleri (Sünniler tarafından kabul edilmezler), Memlûk halifeleri, Osmanlı halifeleri ve son olarak 1924'te halifeliğin kaldırılmasından önce Türkiye Cumhuriyeti'nden bir halife (ki kendisi Osmanlı Hanedanı'ndandır) aşağıdaki tablolarda bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Osmanlı Hanedanı</span> Osmanlı İmparatorluğunu yöneten aile

Osmanlı Hanedanı, Osmanlı İmparatorluğu'nu yaklaşık 623 yıl yöneten hanedandır. Osmanlılar, Osmanoğulları, Âl-i Osman ve Hanedan-ı Âl-i Osman olarak da bilinir. Hanedan, adını Osmanlı Beyliği'nin kurucusu olan Osman Bey'den alır.

<span class="mw-page-title-main">Şura</span> "Danışma" kelimesinin Arapçası

Şura "danışma" için kullanılan Arapça bir kelimedir. Kuran, Müslümanları işlerini birbirleriyle istişare ederek karar vermeye teşvik eder. Şura ilkesi örneğin bir konsey veya referandum şeklini alabilir.

<span class="mw-page-title-main">Mustafa Sabri Efendi</span> Osmanlı müderris, şeyhülislam

Mustafa Sabri Efendi, Osmanlı müderris, Meclis-i Mebusan mebusu, şeyhülislam.

<span class="mw-page-title-main">İslam devleti</span> devlet yönetim biçimi, şeriat yasaları uygulanan devlet

İslam devleti, İslam hukukuna dayalı bir hükumet biçimine sahip bir devlettir. Bir terim olarak, İslam dünyasında çeşitli tarihsel yönetim biçimlerini ve yönetim teorilerini tanımlamak için kullanılmıştır. Arapça "dawlah islāmiyyah" teriminin bir çevirisi olarak Siyasal İslam veya İslamcılık ile bağlantılı modern bir kavramı belirtir.

Osmanlı İmparatorluğu'nda din, çeşitlilik gösteren bir unsurdu. İslam baskın din olmakla birlikte, İslam inancında "semavi dinler" olarak kabul edilen Yahudilik ve Hristiyanlık dinlerinin mensupları, millet sistemi içinde yaşamayı sürdürdüler. Osmanlı İmparatorluğu'nda inançlara mensup kişiler, kendi dini kurallarına göre yargılanırdı. Buna karşılık millet sistemine dahil olmayan dinlerin, devlet içinde meşru bir varlığı bulunmuyordu.

<span class="mw-page-title-main">Muktedir (Abbâsî halifesi)</span>

Muktedir veya Câʿfer el-Muktedir Billah Tam Adı: Ebû'l-Fadıl "el-Muktedir bi’l-Lâh" Câʿfer bin ʿAhmed el-Mu'tedhid onsekizinci Abbasî halifesi ve halifelerin otuzaltıncısıdır. 908-929 ile 929-932 dönemlerinde iki kez halife olmuştur. 25 yıl kadar süren halifeliği döneminde Abbâsî halifeliğinin karakteri değişmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Saltanatın kaldırılması</span> 1 Kasım 1922de TBMM tarafından Osmanlı saltanatının kaldırılması

Saltanatın kaldırılması veya padişahlığın kaldırılması, Türkiye Büyük Millet Meclisinin 1 Kasım 1922'de kabul ettiği 308 numaralı "Türkiye Büyük Millet Meclisi'nin, hukuku hâkimiyet ve hükümraninin mümessili hakikisi olduğuna dair" adlı kararnamesi ile gerçekleşmiştir. Saltanatın kaldırılmasıyla beraber Osmanlı İmparatorluğu resmen sona ermiştir.

Hint Müslüman Hareketi olarak da anılan Hint Hilâfet Hareketi (1919-1924), Sünni Müslümanların lideri kabul edilen Osmanlı halifesini etkin bir siyasi otorite haline getirmek amacıyla Şevket Ali, Muhammed Ali Cevher, Hakim Ecmel Han ve Ebul Kelam Azad liderliğindeki Britanya Hindistanı Müslümanları tarafından başlatılan pan-İslamcı bir siyasi protesto kampanyasıydı. Hareket, Türkiye'nin daha olumlu bir diplomatik mevki kazandığı ve laikliğe yöneldiği 1922 sonlarında çöktü. 1924'e gelindiğinde Türkiye halifenin rolünü ortadan kaldırdı.

Bu sayfada, 1922 yılında Türkiye'de görevdeki siyasi kurumlar ve kişiler, yaşanan olaylar, doğan ve ölen kişiler yer alır. Bu yılın 1 Kasımında Saltanatın kaldırılmasıyla Osmanlı İmparatorluğu resmen sona ermiştir.