İçeriğe atla

Hidatod

Çilek yaprağında gutasyon

Hidatod, bitkilerde fazla suyun dışarıya atılmasına sağlayan stoma benzeri yapılardır. Havanın neme doyduğu ve terlemenin gerçekleşmediği durumlarda suyun dışarıya atılmasını sağlar. Genellikle kapalı tohumlularda görülen hidatodlar suyu epidermis ya da yaprak kenarı uçlarından dışarıya atar. Muhtemelen stomaların değişime uğramasıyla meydana gelmişlerdir. Gutasyon (damlama) olayı ile yakından ilgisi vardır.

İçerisinde tuz, şeker, organik bileşikler bulunan sıvının dışarıya atılarak buharlaşmasıyla bazen yaprak kenarında toz halinde beyaz maddeler birikir. Bu kristalizasyon olayı daha çok halofitlerde (tuza dayanıklı bitki) belirgindir, böylece bitkiler yüksek tuz içeren ortamlarda yaşama olağına bulur. Sonuç olarak hidadot tuz bezleri olarak da görev yapar.

Hidatod çoğunlukla su bitkileri ve nemli yerlerde yetişen bazı otsu bitkilerde bulunmaktadır. Yaprakların ucunda ya da kenarı üzerindeki damarların tepe kısımlarında meydana gelir. Su ile dolu çok sayıda hücreler arası boşluklardan meydana gelen bir topluluktur. İçerisinde klorofil çok az sayıda bulunur ya da hiç yoktur. Bu hücreler, EPİDEM hücreleri denilen bir veya daha fazla alt epidermal odalarına açılır. Açık su stoması veya açık stoma adı verilen boşluklardan dışarıya açılır. Su stoması yapısal olarak sıradan bir stomaya benzer fakat genellikle ondan daha büyüktür ve hareket gücünü kaybetmiştir.

Hidadot su marulu, su sümbülü, gül, balsam ve benzeri bitkilerde görülür.

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Ağaç</span> meyve verebilen, gövdesi odun veya kereste olmaya elverişli bulunan ve uzun yıllar yaşayabilen bitki

Ağaç, botanikte çoğu türünde dalları ve yaprakları destekleyen uzun bir sürgüne ya da gövdeye sahip çok yıllık bir bitkidir. Ağaç tanımı, bazı kullanımlarda sadece ikincil büyüme gösteren odunsu bitkileri, kereste olarak kullanılabilen bitkileri ya da belirli bir yüksekliğin üzerindeki bitkileri kapsayacak şekilde daha dar olabilir. Daha geniş tanımlarda ise uzun palmiyeler, eğrelti ağaçları, muz ağaçları ve bambular da birer ağaç olarak kabul edilir. Ağaçlar taksonomik bir grup değildir ancak güneş ışığı için rekabet etmek adına diğer bitkilerden daha fazla yükseğe çıkmanın bir yolu olarak birbirinden bağımsız şekilde evrimleşip gövde ve dalları olan çeşitli bitki türlerini içermektedir. Ağaçlar uzun ömürlü olma eğilimindedir ve bazıları birkaç bin yıl yaşar. Ağaçlar 370 milyon yıldır dünya üzerindeki varlığını sürdürmektedir. Dünyada yaklaşık üç trilyon olgunluğa erişmiş ağacın olduğu tahmin edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Yaprak</span> yaprak, ağacda olan hafif parçadır.

Yaprak, bitkilerde fotosentez, transpirasyon ve solunumun gerçekleştiği temel organlardır. Gövde ve yan dalların üzerindeki boğumlardan çıkan ve büyümesi sınırlı olan yapılardır.

<span class="mw-page-title-main">Kök</span>

Kök, kara hayatına uymuş olan gelişmiş bitkilerde, genel olarak toprak içerisine doğru büyüyen ama nadiren toprak üstünde de bulunan bir organdır.

Stoma, açılıp kapanma özellikleri ile bitkideki terlemeyi ve gaz değişimini kontrol eden canlı yapılardır. Terimin tekili stoma, epidermislerinde karşılıklı olarak bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Gutasyon</span>

Gutasyon, bitkilerde su basıncının arttığı zamanlarda yapraklarda hidatod denilen özel yapılardan ksilem özsuyunun damlalar halinde dışarıya çıkması. Çiy ile karıştırılmamalıdır.

Doku, bitki, hayvan ve insan organlarını meydana getiren, şekil ve yapı bakımından benzer olup, aynı vazifeyi gören, birbirleriyle sıkı alâkaları olan aynı kökten gelen hücrelerin topluluğu. İlkel canlılar bütün hayatları boyunca bir tek hücre olarak kaldıkları halde yüksek organizmalar çok sayıda hücrelerin bir araya gelmesi ile meydana gelmiştir. Bitkisel organizmaları meydana getiren çok sayıdaki hücrelerin protoplastları birbirinden cansız hücre çeperleriyle ayrılmış olmakla beraber aralarında sıkı bir ilişki göstermektedir. Böyle hücre çeperi içinde bulunan, birbiriyle sıkı ilişki gösteren, aynı kökenden gelmiş protoplast topluluklarına doku, dokuların özelliklerini konu eden morfoloji biliminin dalına da histoloji denir.

<span class="mw-page-title-main">Solungaç</span>

Solungaç, su hayvanlarının solunum organı. Suda çözünmüş oksijenin kana alınmasını ve kandaki karbondioksitin atılmasını sağlayacak yapıdadır. Solunum yüzeyinin kıvrılması ve dallanması ile meydana gelirler. Solungaç solunumu, sürekli suda yaşayan omurgasız hayvanlarda, balıklar ve kurbağa larvalarında görülür. Amfiyoksüsta bağırsağın ön kısmı genişlemiş ve birçok yarıkla delinerek solungaç sepeti denilen kan damarlarıyla zengin özel bir organ halini almıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kaktüsgiller</span> bitki familyası

Kaktüs, Caryophyllales takımının 1750 kadar bilinen türüne ve yaklaşık 127 cinsine sahip Cactaceae bitki familyasının bir üyesidir. "Kaktüs" kelimesi Latince aracılığıyla, Theofrastos tarafından kimliği kesin olmayan dikenli bir bitki için kullanılan Antik Yunanca kelimesinden türemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Mağara</span>

Mağara, yüzeyle bağlantısı olan ve gün ışığı ile bağlantısı kaybolacak derinliğe ve en az bir insanın sürünerek girebilmesine olanak verecek genişlik ve yüksekliğe sahip olan yeraltı boşluklarıdır. Speleoloji mağaraları inceleyen bilim dalıdır.

Yapraklı kara yosunları (Bryopsida), Bryophyta bölümünün bir sınıfı.

<span class="mw-page-title-main">Çimlenme</span> Bir organizmanın bir spordan veya tohumdan büyümesi süreci

Çimlenme, tohumda bulunan embriyonun uygun şartlar bulunca gelişerek ana bitkiye benzer bitkiyi vermek üzere tohumdan çıkarak serbest hale geçmesine denir.

<span class="mw-page-title-main">Boşaltım</span>

Boşaltım veya atılım, metabolik atıkların organizmadan atıldığı bir süreçtir. Omurgalılarda bu işlem öncelikle akciğerler, böbrekler ve deri tarafından gerçekleştirilir. Boşaltım, maddenin hücreyi terk ettikten sonra belirli görevleri olabileceği salgılamanın tersidir. Boşaltım, tüm yaşam formlarında önemli bir süreçtir. Örneğin memelilerde idrar, boşaltım sisteminin bir parçası olan üretra yoluyla dışarı atılır. Tek hücreli organizmalarda, atık ürünler doğrudan hücre yüzeyinden boşaltılır.

Koruyucu doku organların dışında bulunan ve iç kısımdaki dokuları her türlü olumsuz koşullardan koruyan dokudur.Bu dokuyu oluşturan hücreler genellikle katmanlar halinde organların üstünü kaplarlar.Koruyucu dokuya örnek olarak yapraklardaki epidermis,kök ve gövdelerin mantar katmanları gösterilebilir.Yapraklardaki epidermis üzerinde kütin denilen mumsu bir katman vardır.Bu katman,yaprak yüzeyinden su kaybını azaltır.Epidermis altındaki hücreler arası boşlukta bitkinin fizyolojik etkinlikleri sonucu toplanan bazı gaz ve su buharının dışarıya verilmesi ve fotosentez için dışarıdan karbondioksit alınması amacıyla epidermiste stoma adı verilen gözenekler bulunur.Yine epidermis üzerinde,epidermisin ürettiği tüy,kabartı gibi çıkıntılar bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Krassulasean asit metabolizması</span>

CAM veya Crassulaceae asit metabolizması bitkileri ya da CAM fotosentezi, bazı fotosentetik bitkilerde görülen karbon fiksasyonu yoludur.

<span class="mw-page-title-main">Absisik asit</span>

Fizyologlar tohum ve tomurcuk dormansisinin bazı inhibitör bileşikler tarafından meydana getirildiğini ileri sürmüşler ve bu bileşiklerin izolasyon çalışmaları sonucunda bunlardan birisinin absisik asit olduğu tespit etmişlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Gövde (botanik)</span> damarlı bir bitkinin yapısal ekseni

Gövde, bir vasküler bitkinin iki ana yapısal ekseninden biridir, diğeri ise kök'tür. Yaprakları, çiçekleri ve meyveleri destekler, ksilem ve floemde kökler ve sürgünler arasında su ve çözünmüş maddeleri taşır, besin maddelerini depolar ve yeni canlı doku üretir. Gövde normalde düğümlere ve ara düğümlere ayrılır:

<span class="mw-page-title-main">Kök basıncı</span>

Kök basıncı, bir bitkinin kök sistemi hücrelerinde meydana gelen ozmotik basınç sonucunda köklerinin büyümesine yol açan değişim farkına verilen isimdir. Kök emici tüylerindeki su derişimi toprakta bulunan su derişiminden daha azdır. Bu durumda derişim farkından doğan ozmotik basınca kök basıncı denir.

<span class="mw-page-title-main">Bitki morfolojisi</span> botaniğin parçası

Bitki morfolojisi ya da Fitomorfoloji, bitkilerin fiziksel formunun ve dış yapısının incelenmesidir. Bu genellikle, özellikle mikroskobik düzeyde, bitkilerin iç yapısının incelenmesi olan bitki anatomisinden farklı olarak kabul edilir. Bitki morfolojisi, bitkilerin görsel olarak tanımlanmasında yararlıdır. Moleküler biyolojideki son çalışmalar, bitki morfolojilerinin korunması ve çeşitlendirilmesinin belirlenmesinde rol oynayan moleküler süreçleri araştırmaya başlamıştır. Bu çalışmalarda transkriptome koruma modellerinin, bitki yaşam döngüsü boyunca çeşitlendirmeyi sınırlayan evrimsel kısıtlamalara yol açabilecek önemli ontogenetik geçişleri işaretlediği bulunmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Emeç</span>

Botanik ve mikolojide, bir emeç, suyu veya besinleri emmek için başka bir yapının içine veya çevresinde büyüyen kök benzeri bir yapıdır. Örneğin, ökse otunda veya süpürgeotu ailesinin üyelerinde yapı, konağın dokusuna nüfuz eder ve ondan besinleri alır. Mikolojide, benzer bir işlevi yerine getiren parazitik bir mantarın uzantısını veya bölümünü ifade eder. Mikroskobik emeç, konakçı bitkinin hücre duvarına nüfuz eder ve hücre duvarı ile plazma zarı arasındaki boşluktan besinleri sifonlar, ancak zarın kendisine nüfuz etmez. Daha büyük olanlar bunu doku düzeyinde yapar.

<span class="mw-page-title-main">Bitkilerin evrimi</span> bitkilerin kökeni ve tarihi

Bitkilerin evrimi, yaklaşık 500 milyon yıllık bir süreçtir. Siyanobakteriler milyarlarca yıl boyunca, sualtındaki kolonilerinde kalarak, baskın fotosentetik yaşam formu oldu. 1,6 milyar yıldan fazla süre önce, ikinci bir fotosentetik organizmalar grubu belirdi: Algler. Algler ökaryottur; yani hücrelerinin içinde "organel" adı verilen özelleşmiş yapılar vardır. Kloroplast adı verilen organel, tüm alglerde ve kara bitkilerinde bulunur. Hücrede fotosentezin gerçekleştiği yer bu organeldir. Kara bitkilerinin ilk ataları, yaklaşık 500 milyon yıl önce Charophyceae adlı yeşil alglerden evrimleşmişlerdir.