İçeriğe atla

Hemolenf

Bir çekirge açık dolaşım sistemine sahiptir. Hemolenf organları çevreleyen ve birbiri ile bağlantılı kanallarda dolaşır. Eklembacaklı kanı hemoglobin içermez.
Çekirgede açık dolaşım sistemi

Hemolenf, bazı omurgasız, özellikle eklembacaklılarda omurgalılardaki kanın karşılığıdır. Canlının açık dolaşım sistemi içinde dolaşır ve dokularla doğrudan temas eder. Hemolenf adı verilen hemosit hücrelerinden oluşan bir plazmadır ve birçok kimyasal madde de barındırır. Omurgalılara göre en belirgin ve ayırt edici özelliği oksijeni taşımak için, demir içeren kırmızı hemoglobin yerine, bakır içeren mavi-yeşil hemosiyanin içermesidir. Eklembacaklıların dolaşım sistemidir. (Örneğin: örümcekler, kabuklular, sinekler).[1][2] Bunun yanında bazı yumuşakçalarda da hemolenfatik dolaşım sistemi vardır.

Hacim kontrolü

Çekirgede, sistemin kapalı kısmı sırt bölgesi boyunca çalışan bir aort ve tüp şeklindeki kalplerden oluşur. Kalpler maddelerin alışveriş yapılacakları yere hemosöl boşlukları vasıtasıyla hemolnenf pompalar. Hemolenf sıvısının sisteme yetmesi için vücut boşlukları en az düzeyde tutulur. Hemosöl, sinüs adı verilen boşluklara ayrılmıştır. Vücuda dağılmış hemolenf, vücut kaslarının koordineli hareketleriyle beraber dorsal sinusa tekrar getirilir. Kasılmalar devam ettikçe kalp duvarında bulunan küçük vanalar açılır ve kan kalbe girer. Hemolenf canlının sinuslarını (hemosöl) doldurur ve tüm hücrelerini sarar. Oksijenlendiğinde mavi renge dönen ve bakır bazlı bir protein olan hemosiyanin ihtiva eder, omurgalılarda ise hemoglobin içeren demir bazlı kırmızı kan hücreleri bulunur ve bundan dolayı eklembacaklılarda kan kırmızı renk yerine mavi-yeşil renge dönüşür. Hemolenf oksijenini kaybedince rengini de kaybeder ve gri renge dönüşür. Birçok böcek de dahil olmak üzere alt eklembacaklıların hemolenfi oksijen taşımak için kullanılmaz, çünkü bu canlılar oksijeni direkt olarak iç veya dış vücut yüzeylerinden alırlar (trake solunumu), bu canlılarda hemolenf, protein ve şeker gibi besin maddeleri taşır. Kas hareketleri hemolenf sıvısının dolaşımını kolaylaştırsa da yeterli değildir. Kalp gevşediğinde, açık uçlu gözenekler sayesinde kan kalbe geri çekilir.

Bileşenler

Hemolenfte, hücre dışında donmaması için donmaya karşı ajanlar bulunabilir. Böyle ajanlara bazı sineklerde rastlanmıştır, örneğin, Coleoptera (böcekler), Diptera (sinekler) ve Hymenoptera (arı, karınca).[3]

İnorganik

Hemolenf suyla karışık, inorganik tuzlar (genellile Na+, Cl, K+, Mg2+ ve Ca2+) ve organik bileşikler (genellikle karbonhidratlar, proteinler ve lipitler) içerir. Hemolenfte birincil oksijen taşıyan molekül siyanindir.[4]

Amino asitler

Eklembacaklı hemolenfi yüksek seviyeli amino asitler içerir. Nispi oranları türden türe değişmekle beraber birçok amino asit içermektedir. Amino asit konsantrasyonu eklembacaklıların gelişme aşamalarına göre değişir. Örnek olarak ipek böceği ipek üretimi döneminde glisine ihtiyaç duyar.[5]

Proteinler

Hemolenfteki proteinlerin miktarları gelişim aşamasına göre değişir. Bu proteinler işlevlerine göre sınıflandırılırlar: renk proteinleri, proteaz inhibitörleri, depolama, lipit taşıma, enzimler, cinsiyetle ilgili proteinler ve eklembacaklı bağışıklığına katkıda bulunanlar. Bazı hemolenfatik proteinlerin yapısına karbonhidratlar ve lipitler de katılır.[6]

Diğer organik bileşenler

Azot, amonyak, ürik asit ve üre. Eklembacaklı hormonlarının en önemlisi juvenil hormon. glikozla birlikte trehaloz. Şeker düzeyleri hormonların kontrolü ile korunur. Diğer karbohidratlar da bulunabilir. inositol, şeker alkolü, hekzoaminler, mannitol, gliserol ve kitinin yapısına katılan bileşenler. [7]

Hemositler

Bunlar hemolenfte serbestçe yüzen hücrelerdir. Eklembacaklı bağışıklık sisteminde rol oynarlar. Bağışıklık sistemi hemolenfte yer alır. Böcek büyüdükçe, gömlek değiştirmeden önce segmentleri genişletmek için hemolenf sistemi bir hidrolik sistem gibi çalışır.

Omurgalılarla farkları

Açık dolaşım sistemi omurgalıların kapalı dolaşım sistemleriyle karşılaştırınca yetersiz gibi görülebilir fakat iki sistemden de çok farklı beklentiler vardır. Omurgalılarda dolaşım sistemi tüm dokulara oksijen taşımakla ve dokulardan karbondioksit toplamakla görevlidir ve sistemin performansı talebi belirler. Böceklerde oksijen taşımak ve karbondioksiti atmak için dolaşım sisteminden ayrı olarak trake sistemi var iken omurgalılarda hem oksijen, karbondioksit taşıma işlemi hem besin maddesi ve hormon taşınması tek başına dolaşım distemiyle gerçekleştirilir. Düşük oksijenli ortamlarda yaşayan bazı böceklerin hemolenfinde oksijeni dokulara taşımak için hemoglobin benzeri moleküller vardır. Bunlardan dolayı hemolenf sistemi üzerine yüklenen görevler kapalı dolaşım sisteminden daha azdır. Bazı eklembacaklılarda ve birçok yumuşakçada oksijen taşımak için bakır içeren hemosiyanin vardır.

Özel kullanımları

Bazı türlerde hemolenfin kanın benzeri olma dışında görevleri de vardır. Bazı böcek türleri avcıları tarafından saldırıya uğradıklarında otohemoraji yapabilirler.[5] Karınca cinsi Leptanilla kraliçeleri are larvaları tarafından üretilen hemolenfle beslenirler.[6] Diğer taraftan, Pemphigus spyrothecae hemolenfi bir yapıştırıcı gibi kullanır. Bazı böcekler gömlek değişimi aşamasında vücudunu genişletmekte kullanırlar.

Ayrıca bakınız

  • Böcek fizyolojisi

Kaynakça

  1. ^ Chapman, R.F. (1998). The Insects; Structure and Function. 4th (İngilizce). Cambridge, UK: Cambridge University Press. ISBN 0521578906. 
  2. ^ DOI:10.1146/annurev.en.06.010161.000451
  3. ^ DOI:10.1016/0011-2240(82)90139-0
  4. ^ Sowers, A.D.; Young, S.P.; Grosell, M.; Browdy, C.L.; Tomasso, J.R. (2006). "Hemolymph osmolality and cation concentrations in Litopenaeus vannamei during exposure to artificial sea salt or a mixed-ion solution: Relationship to potassium flux". Comparative Biochemistry and Physiology. Cilt 145. ss. 176-180. 
  5. ^ DOI:10.1111/j.1469-7998.2009.00582.x
  6. ^ Genus Leptanilla 14 Mayıs 2013 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Australian Ants Online

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Protein</span> polipeptitlerin işlevsellik kazanması sonucu oluşan canlıların temel yapı birimi

Proteinler, bir veya daha fazla uzun amino asit artık zincirini içeren büyük biyomoleküller ve makromolekül'lerdir. Proteinler organizmalar içinde, hücrelere yapı ve organizmalar sağlayarak ve molekülleri bir konumdan diğerine taşıyarak metabolik reaksiyonları katalizleme, DNA kopyalama, uyaranlara yanıt verme dahil olmak üzere çok çeşitli işlevler gerçekleştirir. Proteinler, genlerinin nükleotit dizisi tarafından dikte edilen ve genellikle faaliyetini belirleyen özel 3D yapıya protein katlanmasıyla sonuçlanan amino asit dizilimlerinde birbirlerinden farklıdır.

<span class="mw-page-title-main">Böcek</span> eklembacaklılar sınıfı

Böcekler eklem bacaklılar (Arthropoda) şubesinin sınıfı ve tür ve takson bakımından en kalabalık hayvan sınıfıdır. 1.000.000'dan fazla olan tür sayılarıyla Dünya'daki en fazla türe sahip canlılardır. Dünya'nın hemen hemen her yerinde bulunur ve bazen çok yoğun popülasyonlarda görülebilirler. Her yıl birkaç bin böcek türü tanımlanmaktadır. Toplam tür sayısının 2.000.000 ila 30.000.000 kadar olduğu tahmin edilmektedir. Tür, cins, familya gibi taksonomik kategoriler bakımından 6-10.000.000 sayıya ulaşırlar ve Dünya'daki hayvanların %90 kadarını oluştururlar.

<span class="mw-page-title-main">Kan</span> hücrelerden meydana gelmiş yaşamsal sıvı

Kan, atardamar, toplardamar ve kılcal damarlardan oluşan damar ağının içinde dolaşan; akıcı plazma ve hücrelerden meydana gelmiş kırmızı renkli hayati sıvıdır.

<span class="mw-page-title-main">Hormon</span> İç salgı bezlerinden kana geçen ve organların işlemesini düzenleyen adrenalin, insülin, tiroksin ve benzeri fizyolojik etkisi olan maddelerin genel adı

Hormon,, çok hücreli organizmalarda fizyoloji ve davranışı düzenlemek için karmaşık biyolojik süreçler yoluyla uzak organlara veya dokulara gönderilen sinyal molekül sınıfıdır.

<span class="mw-page-title-main">Plasenta</span> anne ve fetüse ait iki dolaşım sistemini birbirinden ayıran bir organ

Plasenta (döleşi), anne ve fetüse ait iki dolaşım sistemini birbirinden ayıran bir organdır.

<span class="mw-page-title-main">Amino asit</span> Proteinlerin temel yapı taşı

Amino asitler, proteinleri oluşturan temel yapı taşlarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Hemoglobin</span> Omurgalıların çoğunun kırmızı kan hücrelerinde bulunan oksijen taşıyıcı metaloprotein

Hemoglobin, solunum organından dokulara oksijen, dokulardan solunum organına ise karbondioksit ve proton taşıyan protein. Eritrositlerin içerisinde bulunur. Oksijeni +2 değerlikli demir içeren hem molekülleri ile bağlar. Başlıca sentez yeri eritrosit üretimi sırasında kemik iliğidir. Yaş, cinsiyet ve türe göre küçük farklılıklarla da olsa kanda belli bir değerin altında bulunmasına Anemi, yüksek miktarda bulunmasına ise polisitemi denir. Hemoglobinin prostetik grubu hem, proteiniyse globulindir.

<span class="mw-page-title-main">Alyuvar</span>

Alyuvar, kırmızı kan hücresi veya eritrosit, en yaygın kan hücresi türüdür. Çağdaş bilim insanları laboratuvarda alyuvar geliştirebilmeyi başarmışlardır.

<span class="mw-page-title-main">Lipit</span> Katı ve sıvı yağ

Lipit, tüm canlıların yapısında bulunan temel organik bileşiklerden biridir. Lipitler, doymuş ve doymamış yağlar olarak ayrılır. Doymamış yağlar, oda sıcaklığında sıvı hâlde bulunan lipitler; doymuş yağlar ise oda sıcaklığında katı hâlde bulunan lipitlerdir. Biyolojik önemi olan lipitler için yağ asitleri, nötr lipitler (trigliserit), fosfolipitler ve steroitler örnek gösterilebilir. Lipitler, insan ve hayvanların temel besinleri arasında yer alır.

<span class="mw-page-title-main">Dalak</span> Tüm omurgalılarda bulunan iç organ

Dalak, hemen hemen tüm omurgalılarda bulunan bir organdır. Yapısında büyük bir lenf noduna benzer şekilde, öncelikle bir kan filtresi görevi görür. Dalak kelimesi Eski Türkçe 'sevda, melankoli' ve 'bir organ, dalak' anlamlarına gelen talak kelimesinden türemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Atardamar</span> Kanı kalpten alıp organlara götüren yani uzaklaştıran damarlar

Atardamar veya diğer adıyla arter, kalpten vücuda kan taşıyan damarlardandır. Pulmoner arter ve umblikal arterler dışında oksijenlenmiş kanı taşırlar.

<span class="mw-page-title-main">Dolaşım sistemi</span> hayvanlarda kan dolaşımını sağlayan organ sistemi

Dolaşım sistemi veya kardiyovasküler sistem maddelerin vücuttaki dolaşımını sağlayan organ sistemidir.

Şilomikronlar ince bağırsağın emici hücreleri tarafından oluşturulan büyük ebatlı lipoproteinlerdir. Elektroforezde göç etmeyip yoğunluğu 0,95 g/mL'den düşüktür.

<span class="mw-page-title-main">Endokrin sistem</span>

Hayatta kalmak, büyümek ve çoğalmak için, insan dahil çok hücreli bir organizmanın, fizyolojik talepleri ve çevresel zorlukları karşılamak için dokular, organlar ve organ sistemleri arasında etkili bir uyuma sahip olması gerekmektedir. Endokrin sistem, iç ve dış koşullara yanıt vermektedir. Ayrıca kanalsız organ ve dokulardaki salgı hücreleri tarafından üretilen hormonlar aracılığıyla iletişim kurmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">İnsan vücudu</span> fiziksel ve kimyasal yapılardan oluşan sistemler bütünü

İnsan vücudu bir insanın tüm yapısıdır. Birlikte dokular ve ardından organları ve sonra organ sistemlerini oluşturan birçok farklı hücre türünden oluşur. Bunlar insan vücudunun homeostazisini ve canlılığını sağlar.

<span class="mw-page-title-main">Doğuştan gelen bağışıklık sistemi</span> omurgalılarda bulunan iki ana bağışıklık stratejisinden biri

Doğuştan gelen bağışıklık sistemi ya da doğal bağışıklık diğer organizmaların enfeksiyonlarına karşı spesifik olmayan yolla koruma yapan ev sahibinin savunmasındaki hücreleri ve mekanizmaları kapsayan bir bağışıklık sistemi çeşididir.

<span class="mw-page-title-main">Orak hücreli anemi</span>

Orak hücreli anemi, alyuvarlardaki oksijen taşıyıcı protein olan hemoglobinin anormalliği sonucu alyuvarların orak şeklini almasıyla oluşan otozomal resesif kalıtılan genetik bir hastalıktır.

Solunum sistemi, kan ile atmosfer havası arasında gaz değişimini sağlamaya hizmet eden bir sistemdir. En önemli görevi oksijen'in kana geçmesi ve kandaki karbondioksit'in dışarı atılmasıdır, bunun yanında başkaca işlevleri de vardır. Bu işlevler soluma ile gerçekleştirilir. Türlere göre değişen solunum organları vardır ve buna bağlı olarak sistem bazı türlerde farklılıklar gösterir
Solunum sistemi; dış solunum, iç solunum ve hücresel solunum olarak incelenir.

<span class="mw-page-title-main">Ayrışma (biyoloji)</span> Biyokimyasal bir süreç

Ayrışma veya çürüme, organik maddelerin, maddenin daha basit formlarına ayrıldığı süreçtir. Bu süreç biyomda yer kaplayan sonlu maddelerin geri dönüşümü için gereklidir. Canlı organizmaların organları ölümünden kısa bir süre sonra ayrıştırmaya başlar. Bütün organizmalar aynı yolla ayrışmamalarına rağmen, ölümden sonra aynı aşamalardan geçerler. Ayrışmayı inceleyen bilim olan taponomi, Yunanca’da (τάφος, taphos) (mezar) kelimesinden gelir.

Kalp ya da yürek, çoğunlukla omurgalılarda bulunan kaslı bir dolaşım sistemi organıdır. Omurgalılar gibi gelişmiş canlılar, zamanla dolaşım sistemleriyle vücutlarının her bir yanına kan taşımak için bir araca gereksinim duymuş, bu da evrimsel süreçte yürek gibi bir yapının oluşumunu sağlamıştır.