İçeriğe atla

Helen Bradford Thompson Woolley

Helen Bradford Thompson Woolley
Doğum11 Haziran 1874(1874-06-11)
Chicago, Illinois
Ölüm24 Aralık 1947 (73 yaşında)
Pensilvanya
MilliyetAmerikalı
MeslekPsikolog

Helen Bradford Thompson Woolley (11 Haziran 1874, Chicago - 24 Aralık 1947, New York), Amerikalı psikolog ve cinsiyet farklılıkları yanı sıra çoçukluk eğitimi ve refahı konusunda çalışmalarda öncü.[1] 24 Aralık 1947 yılında New York şehrinde aort anevrizması nedeniyle öldü.[2]

Hayatı ve eğitimi

Ailesi kadınların eğitim görmesi gerektiği konusundaki düşünceyi destekliyordu. Thompson ve kız kardeşlerinin hepsi okudu. Helen lisans eğitimini 1897 yılında, doktorasını ise 1900 yılında Chicago Üniversitesi'nde tamamladı. Angell ve Dewey gibi önemli kişilerden ders aldı.[3] Hocası Dewey Helen'in en başarılı öğrencilerinden olduğunu söylerdi. Paris ve Berlin'de uzun süre kaldıktan sonra Mount Holyoke'nin psikoloji laboratuvarının yöneticisi oldu.

Bir doktor olan Paul Woolley ile evlendi. Filipinlerde bir laboratuvarda çalıştı. 1908 yılında Ohio'ya döndü ve burada çocukların refahı meseleleri ile ilgilendi. Devlet okul sistemi yetenek bürosu yöneticiliğini yaptı.

Çocuk işçileri etkileri üzerine yaptığı bir araştırma eyaletin çalışma kanunlarının değişmesine sebep oldu. O dönemde eyaletlerin çoğunda 8 yaşındaki çocuklar, haftada 6 gün 10 saat süreyle ve minimum ücretle çalıştırılıyordu.

Helen Detroit'e Merrill-Pamer Enstitüsü personeli olarak çalıştı.[4] Çocuk gelişimini ve zihinsel yeteneklerini araştırmak amacıyla bir anaokulu programı oluşturdu. 1924'te de Columbia Üniversitesi'ndeki Çocuk Refahı Araştırma Enstitüsü yöneticisi oldu. Helen yaptığı birçok araştırma ile kadınlar üzerindeki olumsuz yargıları kırmaya çalışmıştı. Nitekim o yaygınlar kadınlar hakkındaki bir düşüncenin asılsız olduğu bilimsel tekniklerle kanıtlamaya çalışmış ilk kadın psikologdur.

Helen Wolley'in Chicago Üniversitesindeki doktora tezi, kadınların biyolojik olarak erkeklerden aşağı olduğu yolundaki Darwinci düşüncenin ilk deneysel testi idi. Zamanında Darwin'in bu düşüncesinin, hiçbir bilimsel araştırmaya ihtiyaç duyulmayacak kadar net ve açık olduğu düşünülmüştü. Helen 25 kadın ve 25 erkek deneğe motor yeteneklerini, duyusal eşiklerini(tat alma, koklama, işitme, ağrı ve görme.), düşünsel yeteneklerini ve kişilik özelliklerini ölçmek amacıyla bir test bataryası verdi.

Sonuçlar duygusal işleyişlerde cinsiyete dayalı bir farklılık olmadığını, düşünsel yeteneklerde ise önemsenmeyecek kadar küçük farklılıklar olduğunu gösterdi. Bundan başka, veriler, hafıza ve duygusal algı alanlarında kadınların erkeklerden biraz daha nitelikli olduğunu ortaya koydu.

Helen bu çıkışı ile biraz tepki topladı birçok kesim tarafından feminist olmakla suçladı. Onlara göre Helen kadın olduğu için duygusal davranıyordu. Nitekim durumun öyle olmadığını zaman gösterdi. Daha sonra yapılan araştırmalarda da kadın ve erkekler arasında bazı biyolojik farklar olduğunu bu farkların ise bir eksiklik değil bir farklılık olduğu belirtildi. Örneğin bazı araştırmacılara göre kadının beyin yapısından dolayı sözel zekâsının gelişmeye daha elverişli olduğu iddia edildi.

Helen uzun süre psikoloji alanında çalışmalarını sürdürdü. Kendisine feminist yorumları getirenler ise zaman içinde yanıldıklarını gördüler. Nitekim Helen tüm çalışmalarını bilimsel metotları kullanarak yapmıştı. O döneme kadar kimsenin yapmadığını bir kadın yapmış olması hem sevindirici hem de üzücü. Toplumda kadına karşı bir tavır sergilenmesi özellikle dönemin çağdaş bilim adamları olarak nitelendirilen Darwin, Freud gibi tarafından kadına karşı bir ayrımcılık yapmaları elbette üzücüdür.

Kaynakça

  1. ^ King, D. Brett., Viney, Wayne., Woody, William. D. (January 2008). A History of Psychology: Ideas and Context. Fourth Edition. Allyn & Bacon, Inc.
  2. ^ Milar, Katharine S. (2006) A Historical View of Some Early Women Psychologists and the Psychology of Women. Classics in the History of Psychology: Special Collections. Retrieved on 1 December 2008 from http://psychclassics.yorku.ca/Special/Women/characteristics.htm 3 Mart 2016 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  3. ^ Milar, K.S. (August, 1999). “A Coarse and Clumsy Tool”: Helen Wooley and the Cincinnati Vocation Bureau. History of Psychology; 2(3): 219-235. Retrieved on 30 Kasım 2008 from, http://www.ncbi.nlm.nih.gov/sites/entrez?db=pubmed&term=Wooley%20HT%5BPS%5D 10 Mayıs 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  4. ^ Walsh, Bruce W., Savickas, Mark. (2005). Handbook of Vocational Psychology: Third Edition. Retrieved on 1 December 2008 from, https://books.google.com/books?id=nPVWLALefOEC&pg=PA28&lpg=PA28&dq=helen+woolley+functionalist&source=web&ots=oeQStYuAYD&sig=blr5DBTN4bsRqhd7EmErwwW4Gnc&hl=en&sa=X&oi=book_result&resnum=4&ct=result

İlgili Araştırma Makaleleri

Psikoloji veya Ruh bilimi, içgüdüsel davranışları ve zihni inceleyen bilimdir. Bilinçli ve bilinçsiz olayların yanı sıra daha çok duygu ve düşüncenin incelemesini içeren Psikoloji, çok kapsamlı bir bilimsel alandır. Bu alanda uzman olan ve aynı zamanda bilgi araştırması yapanlara psikolog denir. Psikologlar, beyinin ortaya çıkan özelliklerini ve ortaya çıkan özelliklerle bağlantılı tüm fenomenleri anlamaya çalışırlar ve bu şekilde daha geniş nöro-bilimsel araştırmacı grubuna katılırlar. Psikoloji bilimi, bir sosyal bilim olmasına rağmen aynı zamanda doğa bilimleri olarak da kategorize edilebilir. Özellikle beyin biyolojisi bilgisini oldukça kullanır ve geliştirir.

<span class="mw-page-title-main">Eşcinsellik</span> Aynı cinsiyetteki insanlar arasındaki romantiklik, cinsel çekim ya da cinsel davranış

Eşcinsellik veya homoseksüellik, aynı cinsiyetteki insanlar arasındaki romantizm, cinsel çekim ya da cinsel davranıştır. Eşcinsellik, bir yönelim olarak “kişiyi ağırlıklı olarak ya da tümüyle kendisiyle aynı cinsiyette olan kişilere karşı romantik ya da cinsel çekimleri yaşamaya yönlendiren kalıcı kişisel nitelik” olarak ifade edilir. Aynı zamanda kişiyi bu çekimlere dayanan davranışlarla ilişkili kimlik hissi ve bu çekimleri paylaşan diğer kişilerden oluşan topluluğa olan üyeliğini de tanımlar.

<span class="mw-page-title-main">Feminizm</span> İdeoloji

Feminizm, kadınların haklarını tanıyarak bu hakların korunması amacıyla eşitsizliklerin ortadan kaldırılmasına yönelik çeşitli ideolojiler, toplumsal hareketler ve kitle örgütlerinden oluşan hareket. Sözcüğün köken olarak Latince "femina" ve onun Fransızca türevi olan "féminisme" sözcüğünden geldiği ve Türkçe eş anlamlısının hatunculuk olduğu belirtilmektedir. Kadın hareketi doğrudan kadınları ilgilendiren ve dolaylı olarak kültürü ilgilendiren konularda bilinç uyandırır. Feminizmin temel amaçları; eğitim, iş, çocuk bakımı, yönetim gibi konularda eşit haklara sahip olmaktan, yasal kürtaj hakkından, kadın sağlığı konusunda ilerlemelere, tacizin ve tecavüzün engellenmesinden lezbiyen haklarına kadar uzanır.

<span class="mw-page-title-main">Thomas Henry Huxley</span> İngiliz biyolog

Thomas Henry Huxley, İngiliz biyolog. Darwin'in evrim kuramının en önemli savunucularından, felsefede agnostisizm kavramını ilk kez ortaya atan, Darwin'in buldoğu lakabıyla bilinen İngiliz biyoloji bilgini.

Cinsiyetçilik, kişinin cinsiyetine veya toplumsal cinsiyetine dayalı önyargı veya ayrımcılıktır. Cinsiyetçilik herkesi etkiler. Basmakalıplarla ve toplumsal cinsiyet rolleriyle bağlantılıdır, ve bir cinsiyetin veya toplumsal cinsiyetin doğası gereği diğerinden üstün olduğu inancını içerebilir. Aşırı cinsiyetçilik kadın düşmanlığını, cinsel tacizi, tecavüzü ve diğer cinsel şiddet biçimlerini teşvik edebilir. Cinsiyet ayrımcılığı cinsiyetçiliği kapsayabilir. Bu terim, insanlara cinsiyet kimlikleri veya toplumsal cinsiyet veya cinsiyet farklılıklarına dayalı ayrımcılık olarak tanımlanmaktadır. Cinsiyet ayrımcılığı özellikle işyeri eşitsizliği açısından tanımlanmaktadır. Sosyal veya kültürel gelenek ve normlardan ortaya çıkabilir.

<span class="mw-page-title-main">Cinsel yönelim</span> kalıcı cinsel çekim modeli

Cinsel yönelim kişilerin karşı cinsiyete, hemcins veya cinsiyete veya birden fazla cinsiyete karşı romantik veya Cinsel çekim hissetmeye yönlendiren kalıcı kişisel bir niteliktir. Bu çekimler genellikle karşıcinsellik (heteroseksüellik), eşcinsellik (homoseksüellik), biseksüellik, altında toplanır; bununla beraber aseksüellik de bazen dördüncü kategori olarak tanımlanır. Bu kategoriler cinsel kimliklerin daha ayrıntılı dünyasını yönleridir. Örneğin, insanlar panseksüel veya poliseksüel, veya hiçbirinden olmak gibi diğer etiketleri de kullanabilir. Amerikan Psikologlar Derneği'ne göre, cinsel yönelim "aynı zamanda bir kişinin bu çekimlere dayanan, davranışlarla ilişkili kimlik hissi ve bu çekimleri paylaşan diğer kişilerden oluşan topluluğa olan üyeliğini de tanımlar".

<span class="mw-page-title-main">Göz teması</span>

Göz teması iki kişinin aynı anda birbirlerinin gözlerinin içine bakmasıdır. Bir tür sözel olmayan iletişim biçimidir ve sosyal davranış üzerinde büyük etkisi olduğu düşünülmektedir. Göz temasının sıklığı ve anlamı kültürler arasında farklılık göstermektedir.

<span class="mw-page-title-main">Uzun saç</span> erkek ikin kulağı, kadın için beli geçen saç boyu

Uzun saç bir saç stilidir. Saçın uzun olması durumu kültürden kültüre farklılık gösterir, hatta kültürler içi bile farklılıklar gözlemlenebilir. Örneğin bir kültürde, çene hizasında saça sahip olan bir kadının saçı kısa olarak tanımlanabilirken, aynı uzunluktaki saça sahip bir erkekte bu uzun kabul edilebilir.

Zeka ve zihinsel güç, uzun zamandır araştırmacılar ve akademisyenler arasında bir tartışma konusu oldu. Genel Zeka konseptinin doğmasıyla deney şansı da doğdu. Erkeklerin ve kadınların ortalama IQ puanları arasında çok az fark vardır. Bununla birlikte, belirli bağlamlarda bazı matematik ve sözel yetenek testlerinde ortalama farklılıklar bildirilmiştir. İnsan zekasındaki cinsiyet farklılıkları uzun zamandır araştırmacılar ve bilim adamları arasında bir tartışma konusu olmuştur. Çoğu psikolog artık genel zekada önemli cinsiyet farklılıkları olmadığına inanıyor.

<span class="mw-page-title-main">Cinsel uyarılma</span> cinsel aktivite sırasında veya beklentisiyle cinsel arzunun uyarılması

Cinsel uyarılma, cinsel aktivite beklentisiyle cinsel arzunun uyarılmasıdır. Cinsel ilişki için hazırlık olarak vücutta ve zihinde birtakım fizyolojik tepkiler oluşur ve bu süreç boyunca devam eder. Erkek uyarılması sertleşmeye neden olur. Kadın uyarılmasında vücudun tepkisi meme başı, vulva, klitoral ereksiyon, vajinal duvarlar ve vajinal yağlama gibi cinsel dokulardır. Zihinsel uyarıcılar, dokunma gibi fiziksel uyarıcılar ve hormonların iç dalgalanması cinsel uyarılmayı etkileyebilir.

Kültürlerarası psikoloji, değişkenlik ve değişmezlik de dahil olmak üzere, farklı kültürel koşullar altında insan davranışlarının ve zihinsel süreçlerin bilimsel bir çalışmasıdır. Davranış, dil ve anlamdaki kültürel farklılığı tanımak için araştırma yöntemlerini genişleterek psikolojiyi genişletmeyi ve geliştirmeyi amaçlar. Akademik bir disiplin olarak psikoloji büyük ölçüde Kuzey Amerika ve Avrupa'da geliştiği için, bazı psikologlar, evrensel olarak kabul edilen yapıların, daha önce varsayıldığı kadar değişmez olmadığı konusunda endişe duymuşlardır, özellikle de diğer kültürlerde dikkate değer deneyleri çoğaltma girişimlerinin değişen başarıları vardır. Etki, biliş, benlik kavramları ve psikopatoloji, anksiyete ve depresyon gibi ana temaları ele alan teorilerin, diğer kültürel bağlamlara "dışa aktarıldığında" dış geçerliliğe sahip olup olamayacağı, kültürel psikoloji, kültürel farklılıkları hesaba katmak için kültürel farklılıkları hesaba katmak için tasarlanmış yöntemleri kullanarak bunları yeniden inceler. Her ne kadar bazı eleştirmenler kültürlerarası psikolojik araştırmalardaki metodolojik kusurlara işaret etseler ve kullanılan teorik ve metodolojik temellerdeki ciddi eksikliklerin psikolojideki evrensel ilkeleri araştırmaya engell olduğunu iddia etseler de, kültürler arası psikologlar, fizik veya kimya gibi evrenselleri aramaktan ziyade farklılıkların (varyans) nasıl ortaya çıktığını araştırmaya yönelmektedirler.

Psikoloji temel bilimi, psikoloji alanında yapılan araştırmaların bazıları, uygulanan psikolojik disiplinlerde yapılan araştırmalardan daha "temel" dir ve doğrudan bir uygulaması yoktur. Psikoloji içerisindeki temel bilim yönelimini yansıttığı düşünülen alt disiplinler arasında biyolojik psikoloji, bilişsel psikoloji, nöropsikoloji vb. alt dallar sayılabilmektedir. Bu alt disiplinlerdeki araştırmalar, metodolojik titizlik ile karakterizedir. Psikolojinin temel bilim olarak kaygı, davranış, biliş ve duyguların altında yatan yasaları ve süreçleri anlamaktır. Temel bilim olarak psikoloji, uygulamalı psikoloji için bir temel sağlar. Uygulamalı psikoloji, aksine, temel psikolojik bilimlerin ortaya koyduğu psikolojik ilkelerin ve teorilerin uygulanmasını içerir; bu uygulamalar zihinsel ve fiziksel sağlık ayrıca eğitim gibi alanlarda sorunların üstesinden gelmeyi veya refahı artırmayı amaçlamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Toplumsal cinsiyet sosyolojisi</span> sosyolojinin alt dalı

Toplumsal cinsiyet sosyolojisi, kadın ve erkek arasındaki farkılılıkların kültürel ve toplumsal olarak nasıl kurulduğunu, kadın ve erkeğin sosyal yapı içindeki durumlarını, kadınlık ve erkeklik kimliğinin oluşum sürecini inceleyen sosyoloji alt dalıdır.

Psikolojik şiddet, failin mağduru duygusal olarak sindirmek ve aşağılamak, ona yaptırım uygulamak veya cezalandırmak için toplumdan soyutlamak üzere baskı uyguladığı bir saldırganlık ve istismar biçimidir.

<span class="mw-page-title-main">Üreme sağlığı</span>

Üreme sağlığı, bir araştırma, sağlık hizmetleri ve sosyal aktivizm alanıdır. Bir bireyin üreme sisteminin sağlığını ve yaşamının tüm aşamalarında cinsel refahını araştırır. Cinsel sağlık ve üreme sağlığı, daha yaygın olarak üreme tıbbı, cinsel sağlık, cinsel haklar ve üreme hakları olarak tanımlanır. Cinsel ve üreme yaşamları hakkında seçim yapma konusunda bireysel iradeyi kapsar. Üreme sağlığı aynı zamanda insanların tatmin edici ve güvenli bir cinsel yaşama, üreme kapasitesine ve üreme kapasitelerini kullanmaya karar verme özgürlüğüne sahip olmaları anlamına gelir.

Tumtum Yahudi Haham edebiyatında geçen bir terimdir. Genellikle cinsel organları kapalı veya "gizli" olduğu veya başka şekilde tanınamayacağı için cinsiyeti bilinemeyen kişilere söylenir. Sıklıkla bir arada gruplandırılsalar da, tumtumun hem erkek hem de kadın cinsel organına sahip olan androginos'lardan (אנדרוגינוס) farklı bazı halaha grupları vardır. Tumtum Kutsal Yazılarda görünmese de, diğer literatürde görünmektedir. Kabalist Elliot Kukla, "Tumtum Mishna'da 17 kez, Tosefta'da 23 kez; Babil Talmudunda 119 kez; Kudüs Talmudunda 22 kez ve midrash, yorum ve halahada yüzlerce kez ortaya çıkıyor."

<span class="mw-page-title-main">Toplumsal cinsiyet kalıp yargısı</span>

Toplumsal cinsiyet kalıp yargısı, farklı cinsiyetlere mensup bireylerin özellikleri ve davranışlarının neler olduğu ve toplumda bu cinsiyetler için uygun veya arzu edilir olarak kabul edilen tutum ve davranışların neler olduğu hakkında o cinsiyetin tüm bireylerine genelleştirilen fikirlerdir.

Kadın psikolojisi , kadınların yaşamları boyunca karşılaştıkları sosyal, ekonomik ve politik konulara odaklanan bir yaklaşımdır. Sigmund Freud'un kadın cinselliği görüşü gibi erkek egemen gelişim teorilerine bir tepki olarak ortaya çıktı. Karen Horney'ın orijinal çalışması, erkek gerçekliklerinin kadın psikolojisini tanımlayamayacağını çünkü kız çocukların veya kadınların deneyimlerinden haberdar olmadıklarını savundu. Teorisyenler[kim?] bu yeni feminist yaklaşımın gerekli olduğunu ve kadınların sosyal varlığının psikolojilerini anlamada çok önemli olduğunu iddia etti. Dr. Carol Gilligan'ın araştırmasında, kadın psikolojisinin bazı özelliklerinin erkekler tarafından tanımlanan verili toplumsal düzene uymak için ortaya çıktığı ve bunun mutlaka cinsiyetlerinin veya psikolojilerinin doğası gereği olmadığı ileri sürülmektedir.

Çelişik duygulu cinsiyetçilik, cinsiyetçiliğin iki alt bileşeni olduğunu söyleyen teorik bir çerçevedir: düşmanca cinsiyetçilik ve korumacı cinsiyetçilik bu iki alt bileşendeki türlerdir.

<span class="mw-page-title-main">George Herbert Mead</span> Amerikalı filozof ve psikolog (1863 – 1931)

George Herbert Mead, öncelikle birkaç seçkin pragmatistten biri olduğu Chicago Üniversitesi'ne bağlı Amerikalı bir filozof, sosyolog ve psikologdur. Simgesel etkileşimciliğin ve Chicago sosyolojik geleneğinin kurucularından biri olarak kabul edilir.