İçeriğe atla

Hegemonyadan Sonra

Hegemonyadan Sonra
YazarRobert Keohane
TürUluslararası ilişkiler teorisi
Yayım1984

Hegemonyadan Sonra (tam ismi: Hegemonyadan Sonra: Dünya Ekonomipolitiğinde İşbirliği ve Anlaşmazlık), Robert Keohane tarafından 1984 yılında yayımlanan bir kitaptır.[1] Liberal kurumsalcı bir uluslararası ilişkiler teorisinin önde gelen metinlerinden birisidir. Kitap, anlamlı bir uluslararası işbirliğinin mümkün olmadığına dair neorealist iddialara ve uluslararası işbirliğinin yalnızca hegemonya altında mümkün olduğun dair hegemonyacı istikrar teorisi iddialarına meydan okumaktadır. Kitap, yeni kurumsal iktisadın içgörülerini uluslararası ilişkilere uygulamaktadır.[2] Kitap, aktörler ve uluslararası sistem hakkındaki realist varsayımların mantıksal olarak anlamlı bir işbirliğinin mümkün olduğu sonucuna nasıl yol açabileceğini göstermektedir.[3]

İçerik

Yazar, hegemonik bir gücün yokluğunda çok taraflı işbirliğinin mümkün olduğunu göstermektedir. İkinci Dünya Savaşı'nın sonunda Amerika Birleşik Devletleri'nin neden olduğu çok taraflılık krizi, çok taraflılığın sonu anlamına gelmemektedir. Keohane böylece Amerikan gücünün azalmasının zorunlu olarak uluslararası rejimlerin ortadan kalkmasına yol açacağı fikrine karşı mücadele etmektedir.

Keohane'nin kararlı bir şekilde yeni kurumsalcı olan temel tezi, çok taraflı kurumların devletler için faydalı olduğudur. Uluslararası yaşamın daha fazla kurumsallaşması, yani uluslararası anlaşmaların, uluslararası rejimlerin veya uluslararası örgütlerin geliştirilmesi, küresel çatışmaların yönetilmesini ve hatta kontrol edilmesini mümkün kılacaktır.

Keohane, 1970'lerin sonlarında Hegemonyadan Sonra’nın kuramsal içgörülerini oluşturma sürecini şöyle anlatır:

Yapısal Realizmin ve hegemonya dünyasında, 1970’lerin sonlarında giderek daha fazla gözlemlediğimiz kurumsallaşmış politika koordinasyonu bir anomali gibi görünüyordu. Bu nasıl teoriyle tutarlı bir şekilde ortaya çıkabilirdi ya da teorinin kendisinde eksik olan bir şey mi vardı? Tek bir devletin hakimiyet veya hegemonyaya dayalı liderliği işbirliği için gerekli miydi? Minnesota Üniversitesi’nde ekonomist Anne Krueger tarafından düzenlenen ve Ulusal Bilim Vakfı tarafından desteklenen, Charles P. Kindleberger’in “işlem maliyetleri”, risk ve belirsizliği uluslararası ilişkiler üzerindeki etkilerinden bahsettiği bir toplantıya katılana kadar bu bilmeceyi net bir şekilde anlamamıştım. O zamana kadar işlem maliyetlerini duymamış bile, ancak Stanford’a döndüğümde “yeni kurumsal ekonomi” hakkında bilgi sahibi olan arkadaşlarımın ve meslektaşlarımın yardımıyla bu konular hakkında düşünmeye başladım… Aralık 1979’da Stanford’daki ofisimde kampüse bakarken, bu teorilerin uluslararası işbirliğinin anlaşılması açısından önemini fark ettiğimde “Aha!” duygusunu hala hatırlayabilirim.” [2]

Kaynakça

  1. ^ After Hegemony. 20 Mart 2005. ISBN 9780691122489. 6 Eylül 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 4 Şubat 2024. 
  2. ^ a b Keohane, Robert O. (2020). "Understanding Multilateral Institutions in Easy and Hard Times". Annual Review of Political Science. 23 (1). ss. 1-18. doi:10.1146/annurev-polisci-050918-042625Özgürce erişilebilir. ISSN 1094-2939. 
  3. ^ Keohane, Robert Owen (1984). After Hegemony: Cooperation and Discord in the World Political Economy (İngilizce). Princeton University Press. s. 68. ISBN 978-0-691-07676-8. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Dışişleri Bakanlığı (Türkiye)</span> Türkiyede bir bakanlık

Türkiye Cumhuriyeti Dışişleri Bakanlığı, Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı bağlı olarak çalışan, dışişlerinden sorumlu olan bakanlık. Türkiye'nin diğer ülkeler ve uluslararası örgütlerle olan ilişkilerinin yürütülmesinden sorumlu olan bakanlığın başında şu an Hakan Fidan bulunmaktadır.

Uluslararası ilişkiler, siyaset biliminin bir dalıdır ve "uluslararası sistem" içindeki aktörlerin, özellikle de uluslararası ilişkilerin temel aktörü olarak kabul edilen devletlerin, diğer devletlerle, uluslararası/bölgesel/hükûmetler arası örgütler, çok uluslu şirketler, uluslararası normlar ve uluslararası toplumla olan ilişkilerini inceleyen disiplinlerarası bir disiplindir.

<span class="mw-page-title-main">Louis Althusser</span> Fransız filozof (1918-1990)

Louis Pierre Althusser, Fransız marksist filozof.

Kurumsal iktisat, ekonomik davranışı şekillendirmede evrimsel sürecin ve kurumların rolünü anlamaya odaklanmaktadır. Asıl odak noktası Thorstein Veblen'in bir tarafta teknoloji, diğer tarafta toplumun "törensel" alanı arasındaki içgüdü odaklı dikotomisinde yatmaktadır. İsmi ve temel unsurları Walton Hale Hamilton'un 1919 tarihli American Economic Review makalesine dayanmaktadır. Kurumsal ekonomi, kurumların daha geniş bir şekilde incelenmesini vurgular ve piyasaları bu çeşitli kurumların karmaşık etkileşiminin bir sonucu olarak görür. Daha önceki gelenek, günümüzde ekonomiye önde gelen Heterodoks bir yaklaşım olarak devam etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Post-Marksizm</span>

Post-Marksizm'in iki ilişkili fakat farklı kullanımı vardır. İlk olarak, Post-Marksizm Doğu Avrupa ve Sovyetler Birliği'nde komünizmin çöküşü sonrasında ortaya çıkan duruma işaret edebilir.

<span class="mw-page-title-main">Sosyal psikoloji</span> toplumun insanların düşüncelerini ve davranışlarını nasıl etkilediğini araştıran bilim dalı

Sosyal psikoloji bireylerin düşüncelerinin, iç dünyalarının ve davranışlarının başkalarının gerçek, hayalî ve anlaşılan oluşundan nasıl etkilendiğine dair bir bilimsel çalışmadır. Bu alanda araştırma yapanlar genellikle psikolog veya sosyolog'lardan oluşmaktadır. Buna rağmen bütün sosyal psikologlar hem birey, hem de topluluk bazında çalışırlar. Benzerliklerine rağmen iki alan amaçları, yaklaşımları, yöntemleri ve terimlerinde farklılaşırlar. Biyofizik ve kavrama psikolojisi gibi sosyal psikoloji de disiplinlerarası bir alandır.

<span class="mw-page-title-main">Siyasi ekonomi</span> üretim, alım-satım ve bunların kanun, gümrük ve devlet ile ilişkilerinin incelenmesine verilen ad

Siyasi iktisat aslen üretim, alım-satım ve bunların kanun, gümrük ve devlet ile ilişkilerinin incelenmesine verilen addır. Siyasi iktisat kavramı ahlak felsefesinde ortaya çıkmıştır. 18. yüzyılda devletlerin ("polities") iktisatlarının çalışılması olarak gelişmiş dolayısıyla da "siyasi" iktisat (ekonomi) adını almıştır.

<span class="mw-page-title-main">Oliver E. Williamson</span> Amerikalı ekonomist (1932 – 2020)

Oliver E. Williamson Amerikalı ekonomist. "İktisadî bakımdan firmaların kontrol ve işletilemesi, özellikle firmaların sınırları, analizi" konusunda yaptığı orijinal katkılarıyla 2009 yılında Elinor Ostrom ile birlikte Nobel Ekonomi Ödülü'nü kazanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Realizm (uluslararası ilişkiler)</span>

Realizm, uluslararası ilişkiler teorisi geleneklerinden biridir. Uluslararası anarşi ve güç politikası konularını merkeze alan Realizm felsefi olarak temelde Thomas Hobbes ve Niccolo Machiavelli’nin çalışmalarına dayanmaktadır. Realizm bir uluslararası ilişkiler yaklaşımı olarak, 20. yüzyılda iki savaş arası dönemde ortaya çıkmıştır.

Uluslararası ilişkiler teorileri uluslararası ilişkilerin kuramsal perspektiften çalışma alanıdır. Analiz edilebilen uluslararası ilişkilere kavramsal çerçeveden bakılabilmeye olanak sağlar. Ole Holsti uluslararası ilişkiler teorilerini, yalnızca teoriyle alakalı göze çarpan olayları görmeye olanak sağlayan renkli bir güneş gözlüğüne benzeterek tanımlamaktadır. Örneğin realizmi savunan bir kimse, konstrüktivizmi savunan bir kimsenin çok önemli gördüğü bir olayı tam aksine hiç umursamayabilir. Uluslararası ilişkiler teorilerinde üç temel teori vardır: realizm, liberalizm ve inşacılıktır.

Postanarşizm, postmodern ve postyapısalcı düşünce gelenekleri ile anarşist düşünce geleneğinin bir sentezi olarak nitelendirilebilir. Aynı zamanda postyapısalcı anarşizm olarak da bilinen postanarşizm, tek bir çerçeveden ilerleyen bir düşünce geleneği olmaktan ziyade, birçok postmodern düşünce akımının etkisinde kalınarak geliştirilmiş farklı anarşist yaklaşımların bir bütün olarak ele alınmalıdır.

Hegemonik İstikrar Teorisi (HİT), siyaset bilimi, ekonomi ve tarih alanlarındaki araştırmalara dayanan bir uluslararası ilişkiler teorisidir. HİT, tek bir devlet egemen dünya gücü veya hegemon olduğunda uluslararası sistemin istikrarlı kalma olasılığının daha yüksek olduğunu öne sürer. Buna göre hegemonyanın sona ermesi uluslararası sistemin istikrarını azaltır. Hegemonyanın istikrarı için kanıt olarak, HİT savunucuları sık sık Pax Britannica ve Pax Americana'ya, ayrıca Birinci Dünya Savaşı'ndan önceki istikrarsızlığa ve iki savaş arası dönemin istikrarsızlığına vurgu yapar.

ABD, II. Dünya savaşı sonunda liberalizm ve demokratik kriterlerin temsilcisi olarak kendini ön plana çıkarmış ve rızaya dayalı hegemonyasının dünya üzerinde kurmayı amaçlamış ve neticesinde başarılı olmuştur. Amerikan hegemonyası terimi ise II. Dünya Savaşı sonrasında dünya ekonomisinde ABD'nin başat gücünü uluslararası ortamda herkesin kabul görmesiyle, kurulacak yeni dünya düzeninde liderliği Amerika'nın alması yani Amerikan iktidarlığı anlamına gelmektedir. Amerika'nın dünya üzerindeki evrensel iktidarlığı. Amerikan hegemonyası reel sosyalist blokun çöküşü ile 1990'larda başladı. Önceleri bu gücüyle kendi kendine yetmekten ziyade yeni dünya düzeninin öncüsü rolüne soyunmuş gözükürken 2000'li yıllara yaklaşıldığında 11 Eylül'den sonra 21. yüzyılın "Amerikan yüzyılı" olacağı, olması gerektiği görüşüne gelindi.

<span class="mw-page-title-main">Siyaset sosyolojisi</span>

Siyaset sosyolojisi, devlet ve sivil toplumdan aileye kadar uzanan politik fenomenlerin sosyolojik analizi, araştırması vatandaşlık, toplumsal hareketler ve sosyal güç kaynakları gibi konuları araştırmakla ilgilenen bir bilim disiplinidir. Siyaset sosyolojisinin konusu toplumsal bağlamı içinde iktidardır. 19. yüzyıl ile beraber genel olarak toplumsal ve özel olarak siyasal düşüncenin bilimselleşmeye başladığı görülmüştür. Teknoloji, sanayileşme gibi unsurlar kalabalıklaşmayı beraberinde getirmiş, kalabalıklaşma ise siyasal düşünceye yönelim sağlamıştır.

Hukuki şekilcilik ya da hukuki formalizm, hakimlerin yargılama sürecinde nasıl karar vermesi gerektiğini açıklayan teorilerden biri. Hukuki gerçekçilikten farklı olarak, hukuki şekilcilik, hukuki işlemlerin yasalarca öngörülen şekil kurallarına uygun olarak yapılması, hakların yasalarda belirlenen zaman aralıklarında kullanılması ve sonuçlarının kategorik ilkelerle belirlendiği sistemdir. Yapılmak istenen işlemin birtakım şekil şartlarına bağlı olarak yapılabilmesini, böylece işlemin yapılmasını güçleştirmeyi amaçlar. Böylece bu işlemi yapmak isteyenler, öncesinde bu işlemi yapmak isteyip istemediklerini değerlendirerek daha isabetli kararlar alabilecektir.

Emek sömürüsü, en geniş anlamıyla bir failin diğer bir failden haksız menfaat sağlaması olarak tanımlanan bir kavramdır. İşçiler ve işverenleri arasında bir güç asimetrisine veya eşit olmayan değer alışverişine dayanan adaletsiz bir sosyal ilişkiyi ifade eder. Sömürü hakkında konuşurken, sosyal teoride tüketimle doğrudan bir ilişki vardır ve geleneksel olarak bu ilişki, sömürüyü, aşağı konumları nedeniyle başka bir kişiden haksız bir şekilde yararlanmak ve sömürene güç vermek olarak etiketler.

Saldırgan realizm, uluslararası ilişkilerde neorealist düşünceye ait yapısal bir teoridir ve siyaset bilimci John Mearsheimer tarafından savunmacı realizme tepki olarak ortaya atılmıştır. Saldırgan realizm, uluslararası sistemin anarşik doğasının uluslararası politikada saldırgan devlet davranışlarının teşvik edilmesinden sorumlu olduğunu savunur. Teori, büyük güçleri, uluslararası sisteme hükmetme yönündeki tutarlı amaçları doğrultusunda dengeleme stratejileri yerine sorumluluk yükleme ve kendi reklamını yapmaya öncelik veren yani gücü maksimize eden revizyonistler olarak tasvir ederek savunmacı realizmden temelde ayrılır. Teori, uluslararası ilişkilerin incelenmesi ve anlaşılması için önemli alternatif katkılar getirmekte ancak bir eleştiri konusu olmaya devam etmektedir.

Uluslararası ilişkiler teorisinde anarşi kavramı, dünyanın herhangi bir üst otoriteden veya egemenden yoksun olduğu fikrine dayanır. Anarşik bir devlette anlaşmazlıkları çözebilecek, hukuku uygulayabilecek veya uluslararası politika sistemini düzenleyebilecek hiyerarşik olarak üstün, zor kullanma tekeline sahip bir güç yoktur. Uluslararası ilişkilerde de anarşi, teorinin başlangıç noktası olarak kabul edilir.

Liberal kurumsalcılık, devletler arasında uluslararası işbirliğinin mümkün ve sürdürülebilir olduğunu ve bu işbirliğinin çatışma ve rekabeti azaltabileceğini savunan bir uluslararası ilişkiler teorisidir. Neoliberalizm, liberalizmin gözden geçirilmiş bir versiyonudur. Neorealizm ile birlikte liberal kurumsalcılık, uluslararası ilişkilere yönelik en etkili iki çağdaş yaklaşımdan biridir.

Liberalizm, uluslararası ilişkiler teorisi içinde birbiriyle ilişkili üç ilke etrafında dönen bir düşünce okuludur: