İçeriğe atla

Hazarlar

Hazarlar, İdil (Volga) Nehri kıyıları ve Kırım yarımadası arasında imparatorluk kuran bir Türk halkıdır. Yahudi, Bizans ve Arap kaynaklarına göre, Hazar ülkesinde yaşayan halkın büyük çoğunluğunun Uygur, Hazar, Ön Bulgar, Sabir ve Peçenek gibi Türk boyları olduğu bilinmektedir. Hazarların büyük bir bölümü 8. yüzyılda Museviliği benimsemiştir.

Hazarların kökeni

Hazarların etnik kökeni hakkında kesin bir kanıt olmamakla beraber bu konuda araştırma yapmış bazı SSCB'li tarihçilere göre, Kuzey Kafkasya'nın yerli halklarından biridir. D.M. Dunlop ve P.B. Golden adlı araştırmacılarsa Hazarların, Tiele veya Uygur soyundan geldiğini kabul etmektedirler.[1] 558'den sonraki yıllarda Sasanîler'le savaşa girişmiş Kafkaslar'ın hakimi bir kavim olduğu bildirilen Hazarlar, (daha doğrusu Sabarlar) "Hazar" adı ile 586'da Bizans'ta iyice tanınmış, fakat aynı zamanda "Türk" olarak anılmışlardır. Çin kaynaklarında "Türk-Hazar" (T'u-küe Ho-sa-K'o-sa) adı ile zikredildiği ortaya çıkmışsa da[2] Peter Golden, Hazarlar ile Uygurlar arasında bir bağlantı kurmanın mümkün olmadığını ve gerçek bağlantının Ogurlar arasında var olduğunu belirterek Dunlop'a karşı çıkmıştır.[3] Bazı bilim adamlarına göre "Hazar" adı "gezgin" anlamına gelen -kaz kökü ve "adam" anlamına gelen er ekinden türetilmiştir.[2] Eski Rus kayıtlarında Hazarlar "Beyaz Ugriler", Macarlar da "Kara Ugriler" olarak anılmaktaydı.[4] Yunan tarihçi Günah Çıkartıcı Theofanis kayıtlarında, Hazarları "doğudan gelen Türkler" olarak ifade eder.[5] Hazarca'nın, eski Türk dili ve Uygurca'nın etkisinde kalmış, Hunca ve Bolgarca gibi Türk lehçelerinin Oğur öbeğine bağlı bir lehçe olduğu görüşünde birleşen araştırmacılar da vardır. Hazarların çağdaşı olan Arap seyyah ve coğrafyacı İbn Havkal ve İstahrî, Hazar ismini; ne bir milletin, ne de bir halkın ismi olduğunu belirtip sadece başkenti İtil olan ülkeye verilen isim olarak nitelemişlerdir.[6][7] Hayfa Üniversitesi'nden Dr. Simon Kraiz, Eylül 2008'de Hazarlardan kalma Samosdelka köyünde bulduğu yazılarda Hazarların; Ruslar, Gürcüler, Ermeniler ve diğer milletler hakkında birçok yazı yazdığını keşfetmiştir. Buna rağmen Hazarlar, kendileri hakkında neredeyse hiçbir şey yazmamışlardır.[8]

Hazarları; Ak-Hazarlar.[9] ve Kara-Hazarlar olarak ikiye ayıran İstahrî, Ak-Hazarların çarpıcı bir yakışıklılığa, mavi göze ve kırmızımsı bir saça sahip olduklarını; bunun yanında Kara-Hazarların sihayımsı derilli bir çeşit Hint olduğunu ileri sürer.[10] Bununla birlikte, bilim adamları bunun bir ırk ayrımı değil, sosyal bir sınıflandırma olduğu konusunda fikir birliği içerisindeler. Buna göre, Kara Hazarlar aşağı tabaka, Ak Hazarlar ise soylular sınıfı ve kraliyet mensuplarıdır.[11] Her ne kadar İstahrî'nin Ak ve Kara Hazarlar için yaptığı bu tanımının esasen bir sosyal sınıflandırma olduğu düşünülse[] de; o döneme ait başka kaynaklarda da Hazarların görünüşlerine dair benzer tanımlara rastlanmaktadır: İbn Rabbihî Hazarların açık tenli, siyah saçlı ve mavi gözlü olduğunu söyler.[12] İbn Sa'd El-Mağribî de buna katılarak: "Onlar beyaz tenli, mavi gözlü, kızıl saçlı ve iri vücutludurlar." der.[13] Ayrıca sahaf Nedîm de Türkler, Bulgarlar ve Alanlarla birlikte sıraladığı Hazarları "sarışın" olarak niteler.[14] D.M. Dunlop'a göre bunlar kuzeyli insan tipinin tanımlarıdır. Ancak antropolojik çalışmalara göre yönetici sınıfın İç Asyalı olduğu ve Mongoloid olarak tabir edilen özelliklere sahip oldukları ortaya çıkmıştır.[15]

Tarih

Resmen ortaya çıkışları 626-627 yılları, yani Bizans İmparatoru Herakleios'un (h. 610-641) onlardan Sasani İran'a saldırıya geçmek için yardımcı kuvvet olarak 40 bin kişilik bir süvari birliği istemesi dolayısıyladır. Bizans İmparatorluğu ile bazı Hazar önderlerinin Tiflis surları altındaki görüşmesini anlatan metin Hazarlar'ın tarihleri için bir başlangıç sayılmaktadır.[]

Bizans İmparatoru III. Leon (h. 717-741) 733 yılında oğlu V. Konstantinos'u (h. 741-775) Hazar Kağanının kızı Çiçek ile evlendirdi.

7.-10. yüzyıllarda kuvvetli teşkilatı, canlı ticarî faaliyeti, dinî hoşgörüsü ve iktisadî refahı ile Kafkaslar ve Karadeniz'in kuzey düzlüklerinde îtil (Volga)'den Özü (Dinyeper)'ye, Çolman (Kama)'a ve Kiyefe uzanan sahada siyasi istikrar sağlayan Hazar hakanlığı Doğu Avrupa tarihinde büyük rol oynamış en önemli Türk devleti olarak görülmektedir. Hakanlığa ad veren Hazarların yukarıda gördüğümüz tarihî seyir dolayısıyla, Sabar Türklerinin devamı oldukları îslam yazarı El-Mesûdî (10. yüzyıl)'nin bir kaydı ile de kuvvet kazanmıştır.

Kaynakça

  1. ^ Dunlop, Douglas M. The History of the Jewish Khazars, Princeton, N.J.: Princeton University Press, 1954, s. 95-96
  2. ^ a b Brook, Bir Türk İmparatorluğu, s.26
  3. ^ Golden, Khazar Studies, s.55-56
  4. ^ Brutzkus, s.119
  5. ^ Dunlop, Douglas M. The History of the Jewish Khazars, Princeton, N.J.: Princeton University Press, 1954, s.5
  6. ^ İbn Havkal, "The Book of Roads and Kingdoms-Collection of Materials Relating to Places and Peoples of the Caucasus", sayı:38, (Tiflis, 1906) s. 107
  7. ^ El İstahrî, "The Book of Climates-Collection of Materials Relating to Places and Peoples of the Caucasus", sayı:29, (Tiflis, 1901) s.41
  8. ^ "Scholar claims to find medieval Jewish capital". Associated Press, FoxNews. 22 Eylül 2008. 26 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 28 Ekim 2008. 
  9. ^ Gömeç, Saadettin. "Hazar Çalışmaları". docs.google.com. Erişim tarihi: 27 Ağustos 2008. []
  10. ^ Dunlop, The History of, s.96
  11. ^ Brook, Bir Türk İmparatorluğu, s.25
  12. ^ Dunlop, Hazar Yahudi Tarihi, s.27-8.
  13. ^ Dunlop, Hazar Yahudi Tarihi, s.28.
  14. ^ Alemany, Sources on the Alans, s.268
  15. ^ Golden 2011, s. 224.

Dış bağlantılar

  • Hazar Çalışmaları, Prof.Dr. Saadettin Gömeç [1]
  • Kenize Mektubu, Doç.Dr. Osman Karatay [2] 21 Ağustos 2014 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  • Hazar Dili, Peter B. Golden [3]

İlgili Araştırma Makaleleri

Hazarca, Orta Çağda, Orta Asyalı yarı göçebe Türk boyu olan Hazarların konuştuğu dildir. Hazarca, tarihî Türk dillerinden biri olmasına karşın Türkî dillerin hangi koluna ait olduğu tartışmalıdır. Bazı araştırmacılar Hazarcanın İran dilleri veya Kafkas dilleriyle yakın ilişkisi olduğunu varsayarlar.

<span class="mw-page-title-main">Hazar Kağanlığı</span> Musevi Türk devleti

Hazar Kağanlığı ya da kısaca Hazarlar, 7. ve 11. yüzyıllar arasında; Hazar Denizi'nin çevresinde; Van Gölü'nden, Karadeniz kıyılarından, Kiev'e; Aral Gölü'nden, Macaristan'a kadar olan geniş topraklarda hüküm sürmüş, Doğu Avrupa'da yerleşik bir Türk devletidir. Hazar kelimesi, gez(mek) anlamına gelen kaz- kökünden türemiştir. Ka-zar; gezer yani serbest dolaşan, bir yere bağlı olmayan anlamına gelmektedir. Hudūd al-'Ālam adlı esere göre, Hazar kağanları Ansa' sülalesindendir ve Orta Asya'dan gelmişlerdir. Hazarların bir süre Büyük Hun Devleti'ne bağlı kavimler arasında bulunmuş olmaları ihtimali vardır. 586'dan sonraki Bizans kaynaklarında Hazarlar, "Türkler" olarak geçmektedir.

İtil ; Hazar Kağanlığı'na 8. yüzyılın ortalarından, 10. yüzyılın sonlarına kadar başkentlik yapan şehir. Hazarların çağdaşı olan Arap seyyah ve coğrafyacı İbn Havkal ve İstahrî, Hazar ismini; ne bir milletin, ne de bir halkın ismi olduğunu belirtip sadece başkenti İtil olan ülkeye verilen isim olarak nitelemişlerdir. Volga deltasında ve Hazar Denizi'nin kuzeybatısında yer alır. Bu nedenle ekonomik açıdan gelişebilecek bir noktada bulnumaktaydı.

Pax Khazarica, Hazarların hâkimiyetleri altına almış oldukları milletlere karşı anlayışlı tavırlar ve dini müsamahalar göstermek suretiyle topraklarının geniş bir bölümünde güven ve asayişi sağladığı döneme verilen ad. Bu "mutedil" (ılımlı) siyaset anlamını beraberinde getiren ve yaratıcısı bilinmeyen bu terim, 19. yüzyıldan beri akademisyenler tarafından kullanılmaktadır.

Samandar, eskiden Hazar Denizi'nin batı kıyısında ve İtil'in güneyinde yer aldığı sanılan Kuzey Kafkasya şehri. Şehrin kesin olarak belli olmasa da, Terek Irmağı'nın kıyısında, bugünkü Kizlyar şehri civarlarında olduğu düşünülmektedir. Bilim insanları Samandar'ı kimin kurduğu hakkında ortak bir kanıya sahip değillerdir. George Gubaroff, şehri Hazar idarecilerin kurduğunu öne sürdü;. çünkü Hazarların Samandar'da beyaz kalenin dışına bir istihkam inşa ettikleri bilinmektedir. Buna karşılık, Svetlana Pletnyova Samandar'ın Farsçada "en uzak kapı" anlamına geldiğini ve dolayısıyla şehrin 6. yüzyılda İranlılar tarafından kurulduğunu yazmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Radhanitler</span>

Radhanitler, Orta Çağ'da etkin olmuş Yahudi gezgin tüccar kabileleri. Orta Avrupa'yla Rusya ile Hazarya'yı sosyal, kültürel ve ticari açıdan çeşitli bağlar kurmaktaydı.

<span class="mw-page-title-main">Yusuf (Hazar)</span>

Yusuf, 940'larla 960'lı yıllar boyunca görevde kalmış Hazar kağanı. Bizans İmparatorluğu'yla birçok cephede savaşıp mağlup olan Hazar kağanı II. Aaron'un oğludur. Karısı büyük ihtimalle Alan kralının kızıydı. Kiev Knezliği ve Peçenekler'le savaşlar yapan Yusuf, tahtta kalan Bulan hanedanının son hükümdarı olmuştur.

Bulan, 700'lü yılların ortalarında hüküm süren Hazar kağanı. Adı Göktürkçede sığın geyiği anlamına gelmektedir. Yahudiliğe geçiş tarihi tartışmalıdır. Sabriel adı Yahudi olduktan sonra verilmiştir.

Obadiah, 8. yüzyılın sonu ile 9. yüzyılın başlarında hüküm süren Hazar kağanı. Tarihçiler tarafından Bulan Kağan'ın torunu olarak tanımlanır. Yerine oğlu Hizkiya (Hezekiah) geçmiştir.

Benjamin ya da Benyamin, 9. yüzyılın sonuyla 10. yüzyılın başlarnda hüküm süren Hazar kağanı. Menahem Kağan'ın oğludur.

Cambridge Belgesi olarak da bilinen Schechter Mektubu Kahire Genizası'nda Solomon Schechter tarafından keşfedildi.

Çiçek, Hazar Kağanı Han Bihar'ın kızı ve Bizans İmparatoru V. Konstantinos'un ilk eşidir.

İşad, eski Türklerdeki yüksek rütbeli komutanları tanımlamak için kullanılan terimdir. Bu kavram ayrıca Araplar tarafından Hazar Türklerinin komutanlarını tanımlamak için Kağan Beg biçiminde kullanılmıştır. Bu unvana en çok, eski Türk yazıtlarında ve Bugut Yazıtı'nda rastlanmaktadır. Unvanın Türklerdeki bilinen ilk kullanıcısı Göktürklerin kurucusu Bumin Kağan'ın babası Bilge Şad'dır.

İlteber, Türk Kağanlığı ve Hazar Kağanlığı'nın siyasi hiyerarşisinde kendisine vergi toplama ve bunun belirli bir miktarını Türk kağanına ödeme görevi bulunan boy başkanlarına verilen addır. Bu terime ilk kez, 680'de Kuzey Kafkasya Hunları'nda rastlanmaktadır. Hristiyan kaynaklarında, Albanya'da hüküm süren Hun derebeyinin adı Alp Ilteber olarak geçmektedir.

Çorpan Tarkan, 7. yüzyıl'da yaşamış Hazar kökenli bir Göktürk komutanıdır. Çorpan Tarkan, Ermeni tarihçi Movses Kagankatvatsi tarafından bir Hazar generali olarak tanıtılmıştır. Tong Yabgu Kağan'ın 627-629 yıllarında Üçüncü Göktürk-Sasani Savaşı'nda Sasaniler'i yenilgiye uğrattığı sıralarda Çorpan Tarkan, Tong Yabgu Kağan'ın yeğeni Böri Şad'ın Kafkasya'daki ordusunda bir komutan olarak bulunmaktaydı. Çorpan Tarkan, Üçüncü Göktürk-Sasani Savaşı sırasında, 629 yılında Sasaniler ile savaşarak Tiflis'i fethetti ve Güney Kafkasya'da Kabale şehrini kurdu. Tiflis'in fethedilmesi ile Göktürkler, Sasaniler'e büyük bir darbe vurmuş ve bu durum Sasaniler'in Anadolu'daki harekâtlarını durdurup ordularını Kafkasya'ya kaydırmalarına neden olmuştur. Daha sonra Çorpan Tarkan, Kafkasya'daki ileri harekâtını sürdürerek 630 yılının nisan ayında Ermenistan'ı işgal edip yerle bir etti. Bu durumdan dolayı Çorpan Tarkan yine Ermeni tarihçi Movses Kagankatvatsi tarafından cesur ve kanasusamış biri olarak tanıtılmıştır. Ardından Çorpan Tarkan Aras Irmağı'na kadar bütün Kuzey Azerbaycan'ı fethetti ve buradaki bazı Ermeni topluluklarını denetim altına aldı. Bu durum üzerine Sasani imparatoru Şahrbaraz tarafından Göktürkler üzerine gönderilen ve çoğunluğu atlı birliklerden oluşan 10,000 kişilik güçlü ve donanımlı Sasani ordusuna, Çorpan Tarkan tuzak kurdu ve Sasani ordusunu imha etti.

<span class="mw-page-title-main">Türk göçleri</span>

Türk göçleri, Türk boylarının ve Türk dillerinin 6. ve 11. yüzyıllar arasında Avrasya'daki yayılma sürecini ifade etmektedir.

Belencer Muharebesi, 652 yılında (653) İslam Halifesi Osman ile bir Türk devleti olan Hazarlar arasında gerçekleşen, Türkler ile Müslümanlar arasında yapıldığı bilinen ilk muharebedir. Savaş Hazarlar'ın galibiyeti ile sonuçlanmış, Abdurrahman bin Rebîa bu savaşta ölmüştür.

Pesah veya Pesakh, Schechter Mektubu'nda adı geçen Hazar Yahudi general.

İshak Sangari veya Yitzhak ha-Sangari, Orta Çağ Yahudi kaynaklarında Hazar devletini Yahudiliğe geçirdiği iddia edilen hahamdır. Douglas Dunlop'un söylediğine göre; İshak Sangari, 13. yüzyıldan öncesine kadar pek bilinmiyordu, ta ki Nahmanides ondan bahsedene kadar.

Mercidabık Savaşı veya Erdebil Savaşı, MS 730 yılında İran'ın kuzeybatısındaki Erdebil şehrini çevreleyen ovalarda gerçekleşti. Hazar kağanının oğlu Barcık liderliğindeki bir Hazar ordusu, 8. yüzyılın başlarında onlarca yıl süren Hazar-Arap Savaşı sırasında Hazarya'ya yapılan Hilafet saldırılarına misilleme olarak Emevi eyaletleri Cibal ve İran Azerbaycan'ını işgal etti.