İçeriğe atla

Hazarca

Kontrol Edilmiş
Hazarca
BölgeDoğu Avrupa, Orta Asya
EtnisiteHazarlar
Dönem7. yüzyıl - 13. yüzyıl[1]
Dil ailesi
Türk dilleri[2]
  • Ogur grubu?
    • Hazarca
Yazı sistemiEski Türk alfabesi, İbrani alfabesi
Dil kodları
ISO 639-3zkz

Hazarca, Orta Çağda, Orta Asyalı yarı göçebe Türk boyu olan Hazarların konuştuğu dildir. Hazarca, tarihî Türk dillerinden biri olmasına karşın Türkî dillerin hangi koluna ait olduğu tartışmalıdır. Bazı araştırmacılar Hazarcanın İran dilleri veya Kafkas dilleriyle yakın ilişkisi olduğunu varsayarlar.

Tarih

Hazarların yaşamış olduğu bölgeler (650-850)

Hazarların yönettiği bölgelerin İrani, Ural, Slav ve Kuzey Kafkasya halklarını barındırması devletin çok uluslu ve çok dilli olmuş olduğunu göstermektedir.[3] Antropolojik çalışmalara göre yönetici sınıfın İç Asyalı olduğu ve Mongoloid olarak tabir edilen özelliklere sahip oldukları ortaya çıkmıştır.[4][5] Bu devletin yöneticilerinin en azından bir Türkçe veya Asya kökenli dili konuşmuş olduklarına çok büyük bir kanıt oluşturmaktadır.[6]

Arap kaynaklar

10. yüzyılda yaşamış Arap yazar İstahri Hazarların Türkler ve Farslar tarafından konuşulan dillerden farklı bir dil konuştuğunu not etmiş ancak dilin Ön Bulgarca ile olan yakınlığına değinmiştir.[7] Aynı zamanda yazar Derbent, Dağıstan'da Hazarca ile birlikte dağlarda yaşayan diğer halkların dillerinin de yaygın olduğundan bahsetmiştir.[8] El-Mesûdî ise Hazarların Türk olduklarını ve Türk dillerinde Sabir Farsçada ise Xazar denildiklerini yazmıştır.[7] Biruni Volga Bulgarları ve Sabirler hakkındaki bir yazısında bu toplumların dillerinin Türkçe ile Hazarcanın bir karışımı olduğunu not etmiştir.[8][5]

Hazar alfabesiyle yazılmış ve günümüze ulaşmış tek cümle:
HWQWRWM = Hukurim = "OKUDUM"

Hazarca kaynaklar

Hazarlardan günümüze kadar kalan iki belge vardır ve bunlar İbranice yazılmıştır. Bunlardan biri, Hazar kağanı Yusuf tarafından, 960 yıllarında Emevilerin Kurtuba emiri III. Abdurrahman'ın hizmetinde çalışan devlet adamına yazılan mektup ve diğeri de, yine aynı hakan zamanında ismi belirsiz bir Musevi Hazar tarafından yazılan mektubun Mısır'da bulunan parçalarıdır.

Cambridge Belgesi

Hazarcanın eldeki en belirgin örneği 1912 yılında bilim dünyasına tanıtılan ve Cambridge Belgesi (ya da daha önceki adıyla: Schlechter Mektubu) olarak bilinen mektubun kenarına Göktürk Alfabesinin Hazar versiyonuyla yazılmış tek kelimelik cümledir. İbranice mektubun sol alt köşesine yazılmış olan bu runik yazının sağdan sola transliterasyonu HWQWRWM olup transkripsiyonu hukurim anlamı da "ben onu okudum" demektir. Bu tek kelimelik cümle dışında Hazarca hakkında elde kabile, kale, 12 Hayvanlı Takvimin ay adları kalmıştır. Bunların dışında Hazar şahıs adları da tespit edilmiştir.[9]

Sınıflandırma

İstihari'nin bahsettiği üzere Şaz Türkçesi grubuna ait diller konuşmuş Dokuz Oğuzlar, Kırgızlar, Kimekler, Oğuzlar ve Karluklar gibi halkların o dönemde kullandıkları dilin tek bir dil olarak sınıflandırılmış olması ve hepsinin birbirlerini anlayabiliyor oluşu göz önüne alındığında Hazar dilinin eğer Lir Türkçesi grubuna ait bir dilse bile diğer Türki dillerinden çok daha farklı bir dil olduğunu göstermektedir.[10]

Hazarların diliyle yazılmış kapsamlı bir eser, günümüze kadar ulaşamadığı için Hazarların konuştuğu dil hakkında kesin bir bilgi yoktur. Barthold ve Minorsky gibi Rus araştırmacılar, Hazarcanın İdil Bulgarlarının diline benzediğini, bugün Çuvaşça'nın da, Bulgarca ve Hazarcaya benzediğini ve sonuç olarak, Hazarcanın Türk dillerinin ayrı bir kolu olan Çuvaşçaya çok yakın olduğunu ifade etmektedirler.[11][12]

Hazarcanın, eski Türk dili ve Uygurcanın etkisinde kalmış Bolgarca gibi Türk dillerinin Oğur öbeğine bağlı bir dil olduğu görüşünde birleşen araştırmacılar da vardır. Ayrıca; Karaçaylar, Balkarlar ve Kafkasyalılar da bu dilden arta kalan birtakım sözcükleri de dillerinde kullanmaktadırlar.[13]

Hazarca, değişik dönemlerde Kiril, İbrani, Latin, Yunan, Arap ve Gürcü alfabeleriyle yazılmıştır.

Kaynakça

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 15 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 10 Mart 2019. 
  2. ^ Katzner, Kenneth (2002). Languages of the World(Third ed.). Routledge. ISBN 978-0-415-25004-7.
  3. ^ Golden 2011, s. 151.
  4. ^ Golden 2011, s. 224.
  5. ^ a b Golden 1992, s. 235.
  6. ^ Golden 2011, s. 151, 224.
  7. ^ a b Golden 2011, s. 225.
  8. ^ a b Golden 2011, s. 226.
  9. ^ "Pınar Özdemir, Hazar Türkçesi ve Hazar Türkçesi Leksikoloji Tespiti Denemesi, Karadeniz Araştırmaları, Kış 2013, Sayı: 36, s. 189-206" (PDF). 10 Eylül 2016 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. Erişim tarihi: 3 Nisan 2013. 
  10. ^ Golden 2011, s. 227.
  11. ^ Şerif Baştav (1987). "Hazar Kağanlığı Tarihi", Tarihte Türk Devletleri I, Ankara Üniversitesi Rektörlüğü Yayınları, Ankara, sf. 169-178
  12. ^ Zeki Velidi Togan (1970) "Hazarlar md." İslam Ansiklopedisi, Cilt V, İstanbul, sf. 408
  13. ^ Tarihteki Türk Devletleri, Haz: Doç Dr. Anıl Çeçen, Milliyet Yayınları

Ayrıca bakınız

Konuyla ilgili yayınlar

  • Erdal, Marcel (1999). "The Khazar Language". In: Golden et al., 1999:75-107.
  • Erdal, Marcel (2007). "The Khazar Language." The World of the Khazars: New Perspectives. Brill, 2007. pp. 75–107.
  • Golb, Norman & Omeljan Pritsak (1982). Khazarian Hebrew Documents of the Tenth Century. Ithaca: Cornell Univ. Press.
  • Johanson, Lars & Éva Agnes Csató (ed.) (1998). The Turkic languages. London: Routledge.
  • Johanson, Lars (1998). "The history of Turkic." In: Johanson & Csató, pp. 81–125.[1] 8 Nisan 2011 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  • Johanson, Lars (1998). "Turkic languages." In: Encyclopaedia Britannica. CD 98. Encyclopaedia Britannica Online.[2] 23 Haziran 2008 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  • Johanson, Lars (2000). "Linguistic convergence in the Volga area." In: Gilbers, Dicky & Nerbonne, John & Jos Schaeken (ed.). Languages in contact. Amsterdam & Atlanta: Rodopi. (Studies in Slavic and General linguistics 28.), pp. 165–178.[3] 25 Ağustos 2009 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

Osmanlı alfabesi, 1928'de Latin tabanlı Türk alfabesi kabul edilinceye dek Osmanlı Türkçesini yazmak için kullanılmış bir Fars-Arap alfabesi uyarlamasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Hazarlar</span> İdil kıyıları ve Kırım yarımadası arasında imparatorluk kuran bir Türk halkıdır.

Hazarlar, İdil (Volga) Nehri kıyıları ve Kırım yarımadası arasında imparatorluk kuran bir Türk halkıdır. Yahudi, Bizans ve Arap kaynaklarına göre, Hazar ülkesinde yaşayan halkın büyük çoğunluğunun Uygur, Hazar, Ön Bulgar, Sabir ve Peçenek gibi Türk boyları olduğu bilinmektedir. Hazarların büyük bir bölümü 8. yüzyılda Museviliği benimsemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Ön Bulgarlar</span> İdil ve Tuna nehri bölgelerinde yaşamış Hun kökenli halk

Ön Bulgarlar veya Protobulgarlar, asıl kitlesini Ogur kitlelerinin oluşturduğu, 7. yüzyılda Karadeniz'in kuzeyi ile daha sonra İdil Nehri ve Tuna nehri bölgelerinde de yaşamış, Türkçe konuşan, yarı göçebe Türk kökenli bir halk. Sabir, Uz, Hazar v.b diğer Türk kökenli halklardan kalıntıları da içlerinde barındırmakla birlikte, bazı Fin-Ugor boylarının da Ön Bulgarların içinde yer aldığı bilinmektedir. Ayrıca aralarında Sarmat ve Alan kökenli kitlelerin de var olduğu düşünülmekte. İdil Tatarları ve Çuvaşlar, Ön Bulgarların ya da İdil Ön Bulgarlarınının soyundan gelen torunlarıdır.

<span class="mw-page-title-main">Türk dilleri</span> Çinin batısından, Sibirya ve Doğu Avrupaya dek uzanan bir alana yayılmış dil ailesi

Türk dilleri veya Türkî diller, Doğu Avrupa'dan Sibirya ve Çin'in batısına dek uzanan bir alana yayılmış ve içerisinde 35 yaşayan dil barındıran dil ailesi. Toplamda yaklaşık 180 ile 200 milyon kişi tarafından konuşulan Türk dillerinin en çok konuşulan lehçesi Türkçe olup tüm Türk dili konuşurlarının %40'ı bu dili konuşmaktadır. Bu dili Azerice, Özbekçe, Uygurca, Kazakça, Türkmence ve Tatarca takip etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Karakalpakça</span>

Karakalpakça, Türk dillerinin Kıpçak grubuna bağlı bir dildir. Aynı gruba mensup olduğu Kazakça ile aralarında karşılıklı anlaşılabilirlik vardır.

<span class="mw-page-title-main">Büyük Bulgar Hanlığı</span> 7. yüzyılda var olmuş bir Türk hanlığı

Büyük Bulgar Hanlığı, Latince: Patria Onoguria ), adlarıyla da bilinen, Onogur Ön Bulgarlarının Göktürklerin yıkılması ve Avarların zayıflamasıyla batı Pontus-Hazar bozkırında oluşturduğu 7. yüzyıldan kalma Göçebe bir imparatorluktur.

Sarı Uygurca ya da Batı Yugurca Çin'de Yugurlar 'ın yoğun olarak yaşadığı Gansu eyaletinde 4.600 kişi tarafından anadili olarak konuşulan, Türk dillerinin Sibirya öbeğine ait bir dil.

<span class="mw-page-title-main">Ogur öbeği</span>

Ogur grubu, Oğur grubu, Ogur öbeği, Oğur öbeği, Ön Bulgar grubu, Lir Türkçesi, Hun-Bulgarca ya da R-Türkçesi Türkî diller ailesinin bir koludur. Bu grubun günümüzde tek hayatta kalmış olan dili, yaklaşık iki milyon kişinin konuştuğu Çuvaşçadır. Gruba ait tarihi bir dil olan Ön Bulgarca bugün ölü dillerdendir.

Karayca, Türk dillerinin Kıpçak öbeğine ait bir lehçedir. Kırım Tatarcasına yakındır. Musevi inancına mensup bir Türk grubu tarafından konuşulması sebebiyle de ayrı öneme sahiptir. Konuşucusunun sayısı az olan Karayca, yok olma tehlikesi altında yer alan Türk yazı dillerinden biridir.

<span class="mw-page-title-main">Kumukça</span> Türki dil

Kumukça veya Kumuk Türkçesi Türk dillerinin Kıpçak öbeğine ait bir Kumukların dildir. Ancak Batı Türk dillerinden de özellikler taşımaktadır ve çok kez Güney Türk dillerine de kategorize edilir.

<span class="mw-page-title-main">Halaçça</span>

Halaçça, İran'da konuşulan bir Türk dilidir. Yazı dili kimliği yoktur, ağız olarak konuşurlara sahiptir. 2017 sayımlarına göre 52.800 konuşanı vardır. Bu dil Alman türkolog Gerhard Doerfer'in dikkatini çekmesiyle o güne kadar dilleri açısından sıradan bir Türk halkı oldukları, Azericenin bir ağzını konuştukları düşünülen Halaçlar ve dilleri Türk dilbilim araştırmalarında önemli bir yere sahip oldu. Fakat daha sonra Halaçlar'ın bir Azeri halkı olmadığı gibi dilleri de Azericenin bir ağzı olmayıp Eski Türkçeden de özellikler gösteren bir Türk dili olduğu ortaya çıktı. Dil, günümüzde büyük ölçüde Farslaşmıştır. Dilde belirsiz kökenli yaklaşık 150 kelime vardır.

<span class="mw-page-title-main">Hazar Kağanlığı</span> Musevi Türk devleti

Hazar Kağanlığı ya da kısaca Hazarlar, 7. ve 11. yüzyıllar arasında; Hazar Denizi'nin çevresinde; Van Gölü'nden, Karadeniz kıyılarından, Kiev'e; Aral Gölü'nden, Macaristan'a kadar olan geniş topraklarda hüküm sürmüş, Doğu Avrupa'da yerleşik bir Türk devletidir. Hazar kelimesi, gez(mek) anlamına gelen kaz- kökünden türemiştir. Ka-zar; gezer yani serbest dolaşan, bir yere bağlı olmayan anlamına gelmektedir. Hudūd al-'Ālam adlı esere göre, Hazar kağanları Ansa' sülalesindendir ve Orta Asya'dan gelmişlerdir. Hazarların bir süre Büyük Hun Devleti'ne bağlı kavimler arasında bulunmuş olmaları ihtimali vardır. 586'dan sonraki Bizans kaynaklarında Hazarlar, "Türkler" olarak geçmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Sibirya Türk dilleri</span>

Sibirya grubu ya da Kuzey Türk dilleri Türk dillerinin bir koludur. Bu gruba ait sekiz dilin toplam konuşucu sayısı 700.000 civarındadır. Bu dilller doğu Türk dillerinden gelişmiştir. Göçebe yaşam şekli kapsamında kuzeye doğru göç edip Sibirya'ya yayılmışlardır.

Ana Türkçe, Ön Türkçe veya Proto Türkçe, Türk dilleri ailesinin Şaz ve Oğur dallarına ayrılmadan önceki dönemlerine ait varsayımsal bir anadildir. Diğer anadiller gibi, geçmişteki konuşma dili ile birebir aynı olmayabilir. "İlk" ve "en eski" anlamlarına gelen proto sözcüğünün ifade ettiği gibi, ilk Türkçe olarak görülebilir.

Türk dili tarihi, çivi yazılı Sümerce tabletlerdeki alıntı kelimeler şeklinde bilinen ilk örneklerine rastlanan, coğrafya olarak Moğolistan ve Çin içlerinden Avrupa’nın ortalarına, Sibirya’dan Hindistan ve Kuzey Afrika sahasına kadar yayılmış olan Türk dilinin tarihidir. Günümüzde Asya ve Avrupa kıtalarında konuşulan ve yazılan Türk yazı dilleri ve bunların ağızlarının tarihî süreçlerini kapsar.

<span class="mw-page-title-main">İdil Bulgarcası</span>

İdil Bulgarcası, Volga Bulgarcası veya İdil Bulgar Türkçesi, Türk dilinin eski dönemlerinde İdil sahasında konuşulmuş, Çuvaşçaya yakınlığı ile bilinen, Türk dilinin Oğur grubunun tarihî yazılı dillerinden biridir. Tümü Moğol istilasından sonraki dönemde (1281-1361) yazılmış, Tataristan başta olmak üzere, Tataristan'da, Başkurdistan'da, Udmurtya'da ve Çuvaşistan'da Tataristan yakınlarında bulunmuş, 13. ve 14. yüzyıldan kalma Arap harfli 88'inin tarihi belli toplam 139 mezar kitabesindeki sınırlı dil malzemesiyle İdil Bulgarcası bir dereceye kadar bilinmektedir. Günümüzde bu dile en yakın dil Çuvaşçadır. Çuvaşlar İdil Bulgarlarının torunudur.

Bernt Brendemoen, Norveçli Türkolog.

<span class="mw-page-title-main">Batı Oğuz dilleri</span>

Batı Oğuz dilleri veya Batı Oğuzca, Türkî diller ailesine bağlı Oğuz dil grubunun batı kolunu oluşturan diller. Glottolog'a göre dil grubu Gagavuzca, Rumeli Türkçesi ve Türkçe olmak üzere üçe ayrılmaktadır. Bazı kaynaklarda, diğer kaynakların Orta Oğuz dillerine dahil ettiği Azerice de Batı Oğuz dili olarak ele alınmıştır. Gruba ait değişkeler, coğrafî açıdan Güney ve Doğu Balkanlar, Anadolu, Kıbrıs ve Suriye'nin kuzey sınır kısımlarında konuşulmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Türk göçleri</span>

Türk göçleri, Türk boylarının ve Türk dillerinin 6. ve 11. yüzyıllar arasında Avrasya'daki yayılma sürecini ifade etmektedir.

Acem Türkçesi veya Orta Azerbaycanca, 15. ve 16. yüzyıllarda bölge Türkleri tarafından anadil, İran ve Kafkasya'daki halklar tarafından lingua franca olarak konuşulan bir Türk dilidir. Bugünkü Azerbaycan Türkçesi buradan türetilmiştir. Dil, Eski Anadolu Türkçesinden gelmektedir. Acem Türkçesi Karakoyunluların, Akkoyunluların ve Safevilerin resmi diliydi.