İçeriğe atla

Hayvanlarda eşcinsel davranışlar

Fotoğraftakine benzer, New York'taki Central Park Hayvanat Bahçesinde yaşayan Roy ve Silo adlı dünyaca meşhur iki erkek Miğfer Pengueni, birbirlerine eş olmuş, kuluçkaya yatırılması ve bakılması gereken canlı bir yumurta verildiğinde bu görevi başarıyla tamamlamışlardır.[1]

Hayvanlarda eşcinsel davranışlar, insan türü dışındaki hayvanlarda gözlemlenen ve belgelenmiş eşcinsel ve biseksüel davranışlardır. Bu davranışlar cinsellik, kur yapma, etkilenme, duygusal bağ kurma, eş olma ve ebeveynliği içerir. Bruce Bagemihl'in 1999 yılına ait makalesinde, içlerinde primatlardan bağırsak solucanlarına kadar birçok canlının yer aldığı 500'ü belgelenmiş, yaklaşık 1500 türden bahsedilmektedir.[2] Hayvanların cinsel davranışları aynı tür içerisinde bile çok çeşitlilik gösterebilmektedir. Bunun nedenleri, birçok türün üzerinde çalışma yapılmadığı için henüz yeteri kadar anlaşılmamıştır.[3] Bagemihl, "hayvanlardaki cinsel çeşitliliğin -buna eşcinsellik, biseksüellik ve çoğalmaya dayanmayan cinsellik de dahil olmak üzere-bilim çevrelerinin daha önceleri kabul etmek istediğinden daha çok olduğunu iddia etmektedir. Güncel araştırmalar ışığında, hayvanlar aleminin genelinde, aynı cinsiyetteki canlılar arasında birçok cinsel davranışın bulunduğunu belgelemektedir.[4] 2009 yılında yayımlanan bir makaleye göre; aynı cinsiyetteki hayvanlar arasındaki cinsel ilişkilerin hayvanlar aleminde evrensel bir olgu olduğu ve türler arasında da yaygın bir şekilde görüldüğünü göstermiştir.

İnsan dışı hayvanlarda doğal bir durum olan eşcinsellik, insanlardaki eşcinselliğin de doğal olduğunu gösterdiği için tutucu, dindar ve LGBT toplumsal hareketlerine karşı olan çeşitli gruplar tarafından tartışmaya açılmıştır. Bu konudaki çalışmalar aynı zamanda Orta Çağ'dan beri var olan "peccatum contra naturam" (doğaya karşı işlenen günah) -Thomas Aquinas- görüşünü de temelinden sarstı.[5] Mantıksal ya da ahlâksal akıl yürütmelerde bulunulsa da hayvanlarda eşcinsellik geçerli bir tartışma konusu hâline geldi. Bununla birlikte hayvan davranışlarının bir şeyin ahlâksal olup olmadığı konusunda temel alınmasının mantıksız olduğunu iddia edenler de vardır.[6]

"Eşcinsel" teriminin hayvanlara uyarlanması

Eşcinsel terimi aynı cinsiyetteki insanların cinsel çekimi ve davranışlarının tanımlanması için 1869 yılında Prusya'da türetilmiştir.[7] Bu terimin hayvanlarda kullanılması iki temel etkenden ötürü tartışmalıdır: Hayvan cinselliği ve içgüdüleri henüz çok anlaşılamamıştır ve insan türü dışındaki türlere ilgisiz olan Batı toplumunun bu terime güçlü kültürel değerler yüklemesidir. Eşcinsel davranışlara zaman içerisinde birçok farklı ad verilmiştir. Diğer hayvanlar da tıpkı insanlar gibi çeşitli cinsel etkinliker göstermektedirler ancak bunların hepsini 'eşcinsel' terimi altında toplamanın olanağı yoktur. Düzcinsel olan bir hayvan eşcinsel olan bir hayvandan ne kadar farklı ise biseksüel olan bir hayvan da eşcinsel olan bir hayvandan o derece farklı olacaktır. Hele deniz atı, tavuk, birçok sürüngen gibi cinsiyetini değiştirebilen transseksüel bir hayvan, eşcinsel terimi altına koyulamaz. Yakın zamana kadar üst terim olarak tüm bu cinsel-duygusal etkinlikler için cinsel tercih terimi kullanılmaktaydı. Ancak bu terim de bir "küçük görme" duygusuyla konulmuştur. Birçok kültürde görülen ve eşcinsel ilişkileri kötülemek için kullanılan "eşcinsel erkekler sadece cinsel ilişki içinde bulunurlar" gibi yaklaşımlar sonucunda eşcinsellik aşk, flört gibi duygulardan halk gözünde arındırılmıştır. Sonunda eşcinsellerin her iki cins ile de cinsel ilişkiye girebileceği gibi bir yanılgı oluşmuştur. Bu bir bakıma doğrudur, eşcinsel bir canlı da, bulunduğu düzeye bağlı olarak karşı cinsiyetle cinsel ilişkiye girebilir. En sonunda cinsel tercih terk edilmiş ve yerini cinsel yönelime bırakmıştır. Cinsel yönelim hem eşcinselliği, hem biseksüelliği hem de düzcinselliği içinde barındıran bir terim olarak kabul görmüş doğru bir terimdir. Transseksüeller için ise cinsiyet kimliği (yönelimi) benimsenmiştir.

Hayvanların yönelimleri ve içgüdüleri her zaman davranışları incelenerek anlaşılmıştır. Vahşi hayvanlarda bir kural olarak araştırmacılar belli bir hayvanın tüm yaşamını gözlemezler ve sonuç, davranışların belli aralıklarla yapılan gözlemlerinden çıkartılır. Bir hayvan eşcinsel bir cinsel davarnış sergiliyorsa, eşcinsel teriminin kullanılması doğru bir kullanım olur ancak bu makâle, eşinsellik teriminin aynı cinsiyetten hayvanlar arasında çift olmak, genital tahrik, çiftleşme oyunları ve çiftleşme gösterilerinin de eşcinsellik sayıldığı çağdaş araştırmalara uygun olarak yazılmıştır. Eşcinsel davranış, birçok durumda incelenen hayvanın tüm cinsellik olaylarının bir parçası olarak görülür ki bu da insanda anlaşıldığından farklı olarak onları eşcinsel değil biseksüel yapar, doğal olarak eşcinsel yönelimin kesin olduğu eşcinsel çiftler de vardır.

Hayvanlarda eşcinsel davranışlar üzerine araştırmalar

Aynı cinsiyettekilerin cinsel davranışları hakkında, büyük bir ihtimalle toplumsal ahlakın aynı cinsiyettekiler arası cinsel davranışlara bakış açısının[] gözlemci önyargılı hale getirmesi, gördüğü şeyi anlayaması ve hattâ 'meslektaşları tarafından dalga geçilmesi ve küçümsenmesi' yüzünden yakın zamana kadar resmi olarak geniş çaplı bir araştırma yapılmamıştı.[] Georgetown Üniversitesi'nden biyolog Janet Mann'a göre; "Bu konuyu araştıran biliminsanları genelde 'gündeme oturmayı istemek'le suçlanmış ve çalışmaları, başka konularda çalışan meslektaşlarına oranla çok daha yoğun bir şekilde yanlı olarak incelenmiştir." İnsanlarda ve insan dışındaki hayvanlarda geçerli olmak üzere her cinsel davranışın üremeyle bir alakası yoktur.[] Bu olgu sosyal kuşlar, memeliler, özellikle deniz memelileri ve primatlarda görülmektedir. Ancak eşcinsellik, biseksüellik gibi olguların hayvanlar âleminin ne kadarlık bir kısmında olduğu bilinmemektedir. Araştırmalar eşcinsellik, biseksüellik gibi olguların türlerin bir kısmında olduğunu gösterirken, (of the exhibition against nature) Doğaya Karşı'nın bilim danışmanı Petter Bøckman, bu olgunun, şu anda algılanandan çok daha yaygın olduğu görüşünü ileri sürmektedir.

Denizkestanesi ve fidan biti gibi herhangi bir cinsel birleşmesi olmayan türler dışarıda bırakıldığında, eşcinsel davranışının bulunmadığı kanıtlanmış herhangi bir tür bulunmamıştır. Bunun da ötesinde hayvanlar âleminin bir kısmı tamâmen hermafroditiktir (hem eril hem de dişil özellikleri barındıran) ve bir kısmı da tam anlamıyla biseksüeldir. Onlar için eşcinsellik herhangi bir sorun değildir.
Kenya'da iki erkek zürafa

Görmezlikten gelinmiş eşcinsel davranışlara bir örnek de, Druce Bagemihl'in kaleme aldığı ve açıkladığı zürafalarda her on çiftleşmeden dokuzunun erkekler arasında olduğudur.

Erkeğin dişiyi koklaması bile cinsellik olarak kayda geçerken erkekler arasında anal seks bile eşcinselliğin etrafından dolaşılarak 'üstünlük sağlamak, rekabet ve selamlaşma' olarak adlandırılmaktadır.

Bazı araştırmacılar bu davranışların sadece erkeklerden oluşan ve/veya erkek egemen topluluklarda, hapishanelerdeki cinsellikte olduğu gibi oluştuğuna inanmaktadırlar. Başta Joan Roughgarden, Bruce Bagemihl, Thierry Lod"[] ve Paul Vasy olmak üzere diğerleri, cinselliğin (hem eşcinselliğin hem de heteroseksüelliğin) sosyal konum belirlemeyle alâkalı olmak zorunda olmadığını, birliğin ve sosyal bağların güçlendirilmesini de sağlayabildiğini ileri sürmektedirler. Bazılarıysa, örneğin hayatları boyunca tek bir erkek eşle yaşayan erkek penguenlerin, şans verildiğinde bir dişi penguen ile cinsel ilişkiye girmeyi reddetmesi gibi bazı eşcinsel davranışları açıklayamadığı için yetersiz bulmaktadır.[] Bu tip birçok birleşme makalenin yazıldığı tarihte henüz verilerle kanıtlanmamış olsa da, ilerleyen bilimsel araştırmalar gittikçe daha fazla sayıda kalıcı, tek eşli eşcinsel türleri ve koyunlar gibi çok eşli türlerin varlığını kanıtlamaktadır.

Koyunlar hakkındaki bir rapordan alıntı:

Koçların yaklaşık %8'i koyunlarla çiftleşmeleri için bir şans verildiğinde bile koçlarla çiftleşmeye devam etmektedirler. Bir deney grubunun iç, görme lobu önüdeki hipotalamus bölgesi koçlarda, aynı yaş grubundaki koyunlara oranla çok daha büyük çıkmaktadır.[]

Aslında, belirlenen eşcinsel türler, koyundan, kediye ve ata, kediden, köpeğe ve muhabbet kuşuna kadar bilinen tüm evcilleştirilmiş hayvanları da kapsamaktadır.[]

Türler

Kuşlar

Siyah kuğu

Siyah kuğu, Cygnus atratus genelde Avustralya'nın güneydoğu ve güneybatısında üreyen büyük bir su kuşudur.

Kabaca bir hesapla siyah kuğu çiftlerinin dörtte biri eşcinsel çiftlerdir, ya yuva çalarlar ya da daha sonra yumurtayı çalıp dişiyi yuvadan uzaklaştırmak üzere geçici bir üçlü aile kurarlar.[8] Büyük olasılıkla, ebeveynleri daha geniş bir yaşam alanını savunabildikleri için, eşcinsel çiftlerin yavrularının daha fazlası, farklı cinsten ebeveynlere olanlara oranla yetişkinliğe ulaşmaktadır. Aynı mantık erkek flamingo çiftlerinin yavrularında da yürümektedir.[9]

Yaban ördeği

İki erkek yaban ördeği, Anas platyrhynchos.

Erkek-dişi yaban ördeği çiftleri sadece dişi yumurtlayana kadar oluşur, daha sonra erkek, dişiyi terkeder. Yaban ördeklerindeki erkek eşcinselliği, kuşların geneline oranla daha fazladır. Bu oran bazı durumlarda tüm nüfusun %19'u kadardır.[2]

Penguenler

New York Times'ın 2005 Şubat başında yaptığı bir habere göre New York Central Park hayvanat bahçesinde bir erkek Miğfer pengueni çifti kuluçkaya yatıp, yumurtadan çıkarttıkları bir dişi pengueni evlat edinmişlerdir.[10]

Roy ve Silo ile yavruları Tango'nun gerçek yaşam hikâyeleri üzerine And Tango Makes Three isimli bir çocuk kitabı yazılmıştır. Tango adlı dişi penguen, daha sonra başka bir dişi penguenle birlikte olmuştur. New York'ta bulunan diğer penguenlerin de hemcinsleriyle eş oldukları kayıtlara geçmiştir.[11][12]

Kaynakça

  1. ^ "Erkek penguenlerin canlı yumurtayla beraber ilgilenmesi". 27 Haziran 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Mayıs 2017. 
  2. ^ a b Bagemihl, Bruce (1999). Biological Exuberance: Animal Homosexuality and Natural Diversity (İngilizce). St. Martin's Press. ISBN 0-312-19239-8. 
  3. ^ Gordon, Dr Dennis (10 Nisan 2007). ""'Catalogue of Life' reaches one million species"". National Institute of Water and Atmospheric Research. 13 Temmuz 2007 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Temmuz 2017. 
  4. ^ "Same-sex Behavior Seen In Nearly All Animals, Review Finds". 24 Eylül 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  5. ^ "Homosexuality in the Middle Ages". 18 Ağustos 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  6. ^ "Love That Dare Not Squeak Its Name". 15 Mart 2017 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  7. ^ The first known use of the word Homoseksuäl is found in Benkert Kertbeny. Leipzig: Paragraph 143 des Preussichen Strafgesetzebuches vom 14/4-1851 und seine Aufrechterhaltung als Paragraph 152 im Entwurf eines Strafgesetzbuches fur den Norddeutschen Bundes Reprinted in Jahrbuch fur sexuelle Zwischenstufen 7 (1905). 1869. s. 1-66. 
  8. ^ Goudarzi, Sara (12 Eylül 2007). ""Gay animals out of the closet?: First-ever museum display shows 51 species exhibiting homosexuality"". 19 Ekim 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  9. ^ ""Oslo gay animal show draws crowds"". 19 Ekim 2006. 29 Ekim 2006 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 5 Temmuz 2017. 
  10. ^ Dinitia Smith (7 Şubat 2004). ""Love That Dare Not Squeak"". New York Times. 29 Kasım 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  11. ^ ""They're in love. They're gay. They're penguins... And they're not alone."". Columbia University. 10 Haziran 2002. 1 Kasım 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Mayıs 2017. 
  12. ^ "Central Park Zoo's gay penguins ignite debate". San Francisco Chronicle. SFGate.com. 12 Haziran 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Mayıs 2017. 

İlgili Araştırma Makaleleri

Gey, eşcinsel anlamında bir sıfat, terim ve isim. Genellikle eşcinsel erkekleri belirtmek üzere kullanılan terim, aynı zamanda eşcinsel kadınları tanımlamak için de kullanılmaktadır. Türkçeye İngilizcedeki "gay" kelimesinden; İngilizceye ise Eski Fransızcadaki "gai" kökeninden geçmiştir. Aslen "neşeli, umursamaz" ve "canlı renkli, gösterişli" anlamlarına gelen gey terimi ilk olarak 1960'lı yıllardan itibaren erkek eşcinseller tarafından kendilerini tanımlamak amacıyla kullanılmaya başlanmıştır. İngilizcedeki "gay" kelimesinin diğer anlamlarında kullanımı da zamanla yok olmaya yüz tutmuştur. Kadın eşcinsel anlamına gelen lezbiyen kelimesi ise 1800'lü yıllardan beri kullanılmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Eşcinsellik</span> Aynı cinsiyetteki insanlar arasındaki romantiklik, cinsel çekim ya da cinsel davranış

Eşcinsellik veya homoseksüellik, aynı cinsiyetteki insanlar arasındaki romantizm, cinsel çekim ya da cinsel davranıştır. Eşcinsellik, bir yönelim olarak “kişiyi ağırlıklı olarak ya da tümüyle kendisiyle aynı cinsiyette olan kişilere karşı romantik ya da cinsel çekimleri yaşamaya yönlendiren kalıcı kişisel nitelik” olarak ifade edilir. Aynı zamanda kişiyi bu çekimlere dayanan davranışlarla ilişkili kimlik hissi ve bu çekimleri paylaşan diğer kişilerden oluşan topluluğa olan üyeliğini de tanımlar.

Biseksüellik, hem erkeklere hem de kadınlara veya birden fazla cinsiyete yönelik romantik veya cinsel çekim ya da cinsel davranıştır.

<span class="mw-page-title-main">Heteroseksüellik</span> Karşı cinsten insanlara cinsel olarak ilgi duyma

Heteroseksüellik veya karşıcinsellik, cinsel ve duygusal açıdan karşı cinse ilgi duymaya yönelik olan cinsel yönelime verilen isimdir. Cinsel açıdan kadınlara ilgi duyan erkeklere ve erkeklere ilgi duyan kadınlara heteroseksüel denir. Heteroseksüellik hayvan cinselliğini tanımlamada da sıkça kullanılır.

<span class="mw-page-title-main">Cinsel yönelim</span> kalıcı cinsel çekim modeli

Cinsel yönelim kişilerin karşı cinsiyete, hemcins veya cinsiyete veya birden fazla cinsiyete karşı romantik veya Cinsel çekim hissetmeye yönlendiren kalıcı kişisel bir niteliktir. Bu çekimler genellikle karşıcinsellik (heteroseksüellik), eşcinsellik (homoseksüellik), biseksüellik, altında toplanır; bununla beraber aseksüellik de bazen dördüncü kategori olarak tanımlanır. Bu kategoriler cinsel kimliklerin daha ayrıntılı dünyasını yönleridir. Örneğin, insanlar panseksüel veya poliseksüel, veya hiçbirinden olmak gibi diğer etiketleri de kullanabilir. Amerikan Psikologlar Derneği'ne göre, cinsel yönelim "aynı zamanda bir kişinin bu çekimlere dayanan, davranışlarla ilişkili kimlik hissi ve bu çekimleri paylaşan diğer kişilerden oluşan topluluğa olan üyeliğini de tanımlar".

<span class="mw-page-title-main">LGBT</span> Lezbiyen, gey, biseksüel ve trans bireyler için kullanılan kısaltma

LGBT veya GLBT ya da LGBTQ+, 1990'larda LGB kısaltmasından sonra ortaya çıktı ve 1980'lerin ortaları ile sonlarından bu yana gey sözcüğü yerine kullanılarak LGBT topluluğunu temsil etmeye başladı. Birçok etkinci, gey topluluğu kullanımının eksik bir tanımlama olduğunu düşünerek LGBT topluluğu kullanımına geçti.

<span class="mw-page-title-main">Biyoloji ve cinsel yönelim</span>

Biyoloji ve cinsel yönelim, biyolojinin insan cinsel yöneliminin gelişimindeki rolünü inceleyen araştırma konusudur. Cinsel yönelimin kökeni olarak kesin bir şekilde tek bir ana sebep veya kaynak bulunamamıştır. Çeşitli araştırmaların sonuçları farklı hatta çelişen noktalara işaret etmektedir. Bilim insanları cinsel yönelimin genetik, hormonal ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonu olduğu üstüne hipotez kurmuştur. Cinsel yönelimin nedenlerini açıklama konusunda biyolojik teoriler daha çok benimsenmiştir ve biyolojik faktörler, genetik faktörlerle erken rahim ortamının kompleks etkileşimini içerebilir. Heteroseksüel, eşcinsel, biseksüel veya aseksüel yönelimin gelişimiyle bağlantılı olabilen bu faktörler genleri, doğum öncesi hormonları ve beyin yapısını kapsamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">İran'da LGBT hakları</span>

İran'da eşcinsellik toplum tarafından tabulaştırılır ve eşcinsel ilişkiler yasa dışıdır.

Gey dostu; LGBT kültürü içerisinde eşcinseller arasındaki bireysel ilişkileri ifade eden eşcinsel ilişki ve eşcinsel seksi destekleyen, tüm yönelimlere saygılı olan, eşit davranan ve onları yargılamayan bir çevre yaratmak amacıyla eşcinsellere ve LGBT topluluğunun her üyesi dahil olmak üzere; açık ve onları hoş karşılayan, diğer mekanlardaki olabilecek homofobik tavırlara ve yasaklara karşı gey mekanları, politikaları, insanları veya kurumları ifade eder. Gelişmiş batı ülkelerinde ve yine birçok medeni ülkede eşcinsellerin kendilerini rahat hissettikleri, onlara özel; saunalar, sinemalar ve gey dostu konaklama ile diğer LGBT mekanları bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Yahudilik ve cinsel yönelim</span> Yahudilikte eşcinsel olmak

Yahudilikte eşcinsellik, Tevrat zamanına kadar dayanır ve Tekvin ile Levililer kitaplarında bahsedilir. Tekvin, Sodom ve Gomora'nın Tanrı tarafından yıkıldığını anlatır. Levililer kitabında ise erkeklerin birbirleriyle cinsel ilişkiye girmesi yasaklanmış ve bu eylem tiksinç bir hareket olarak sınıflandırılmıştır. Erkeklerin eşcinsel hareketinin cezası Yahudi kurallarınca idamdır fakat Halaha mahkemeleri Kudüs Tapınağı'nın yokluğunda bu kararı uygulayamamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Yahudilikte eşcinsel evlilik</span>

Yahudilikte eşcinsel evlilik ve eşcinsellik, modern Yahudi mezhepleri içinde tartışma konusu ve bölünmelere sebep olmuştur. Yahudilerin yaygın görüşüne göre eşcinsel ilişki günahtır ve Tevrat'ta kesin olarak yasaklanmıştır. Bu görüş Ortodoks Yahudilik tarafından hâlen benimsenmiş olmasına rağmen aynı durum Yeniden yapılanmacı ve Reformist Yahudilik için geçerli değildir. Muhafazakâr Yahudilik, Aralık 2006'ya kadar Ortodokslar ile yanı görüşü benimsemesine rağmen bu zamandan sonra Yahudi Kanunları ve Standartları Komitesi çoğulculuk felsefesi altında çeşitli fikirler sunmuştur. Örneğin bir görüş Ortodoksların duruşunu benimserken bir başka görüş, bazı cinsel eylemlerde bulunulmadığı sürece daha liberaldir.

<span class="mw-page-title-main">Ergenlikte eşcinsellik</span>

Ergenlikte eşcinsellik, ergenlik süresi içerisinde keşfettiği eşcinsel kimliği ya da ergenlikte çocuğun yaşadığı homoseksüellik benzeri eğilim taşıyan davranışlar bütünü. Çocukluk ve ergenlik çağında çocuğun başından geçen eşcinsel dürtü ve eğilimler bütünü olarak adlandırılır. Bu cinsel dürtüler bireyin cinsel yönelimi, cinsel kimlik arayışı sürecinde kendini bulmasında önemli bir yere sahiptir.

El yanlılık ve cinsel yönelim arasında bir ilişki olduğu ortaya atılmış ama birkaç araştırmacı tarafından doğrulanmamıştır. Araştırmacılar heteroseksüel kişilerin sağ yanlı olma ihtimalinin eşcinsel kişilere göre bir parça daha fazla olduğunu rapor etmiştir. El yanlılığı ve cinsel yönelim arasındaki ilişki her iki cinsiyet içinde rapor edilmiştir. Bu ilişki aynı zamanda eşcinselliğin biyolojik etiyolojisinide ifade edebilir. Ray Blanchard tarafından yapılan son araştırmalar bu ilişkiyle bir erkeğin büyük erkek kardeşlere sahip olmasıyla eşcinsel olma ihtimalinin arttığını öne süren doğum sırası efekti arasında bir bağlantı kurmuştur.

Çevre ve cinsel yönelim insanların cinsel yöneliminin gelişimindeki olası çevresel faktörleri konu alır. Bazı araştırmacılar çevresel faktörleri hormonal faktörlerden ayırırken diğerleri doğum öncesi hormonlar gibi biyolojik faktörleri çevresel faktörlerin bir parçası olarak görür.

Hayvanlarda cinsellik aynı tür içinde bile değişik biçimlerde gözlemlenir. Araştırmacılar hayvanlar arasında monogami, çok eşlilik, türler arası seks, nesnelerden ya da yerlerden tahrik olma, zorla yapılan seks, ölü hayvanlarla çiftleşme, eşcinsel, heteroseksüel ve biseksüel davranışlar, durumsal seksüel davranışlar ve diğer davranışları gözlemlemiştir.

Durumsal cinsel davranış, sosyal çevrenin bir şekilde izin vermesi, teşvik etmesi ya da zorlaması yüzünden kişinin normalde gösterdiği cinsel davranışlardan farklı cinsel davranış sergilemesidir..

<span class="mw-page-title-main">Sovyetler Birliği'nde LGBT tarihi</span>

Sovyetler Birliği'nde LGBT tarihi, Sovyetler Birliği'nde LGBT tarihini konu alır. Sovyetler Birliği'nde eşcinselliğin durumu üç ana dönemde incelenir. Ekim Devrimi sonrası dönemde 1917-1933 arasında homoseksüellik suç olmaktan çıkarılarak eşcinseller kanun önünde önceki ve sonraki döneme göre daha avantajlı bir konuma sahip olmuştur. Bu yılların akabinde Stalin döneminden itibaren kanunlarca "hastalık" olarak nitelendirilmiştir. 1934-1986 yılları arasında yeniden suç kapsamına alınarak kamuoyuna duyurulmaksızın kovuşturma ve hukuki süreçlere tabi tutulmuştur. 1987-1990 yılları arasında ise kamuya açık tartışmalara izin verilmiş; bilim, akademi ve edebiyatta çeşitli konularla ele alınmıştır.

Cinsel akışkanlık, cinsellik veya cinsel kimlikte bir veya daha fazla değişikliktir. Cinsel yönelim çoğu insan için istikrarlıdır ancak bazı araştırmalar bazı insanların cinsel yönelimlerinde değişiklik yaşanabileceğini göstermektedir ve bu kadınlarda erkeklere göre daha olasıdır. Cinsel yönelimin psikoterapi ile değiştirilebileceğine dair bilimsel bir kanıt yoktur. Cinsel kimlik bir bireyin hayatı boyunca değişebilir ve biyolojik cinsiyet, cinsel davranış veya gerçek cinsel yönelim ile uyumlu olabilir veya olmayabilir.

Hetero-esnek, birincil olarak heteroseksüel yönelimde minimal eşcinsel aktivite ile karakterize edilen bir cinsel yönelim veya durumsal cinsel davranıştır ve onu biseksüellikten ayırabilir veya ayırmayabilir. "Çoğunlukla düz" olarak nitelendirilmiştir. Bazen heteroseksüellik ve biseksüellik arasındaki geniş bir cinsel yönelim sürekliliğini tarif etmek için iki bi-meraklı da eş tutulsa da, diğer yazarlar hetero-esneği, iki bi-meraklının ima ettiği "cinselliği denemek arzusu"ndan ayırıyorlar. Eşcinselliğin baskın olduğu buna karşılık gelen durum da homo-esnek olarak adlandırılmıştır.

Bruce Bagemihl, Kanadalı bir biyolog, dilbilimci ve Biyolojik Coşku: Hayvan Eşcinselliği ve Doğal Çeşitlilik kitabının yazarıdır.