İçeriğe atla

Hayvanlarda acı

Galapagos köpekbalığı, bir balıkçı teknesinin oltasına takılır.

Hayvanlarda acı, onların sağlığını ve refahını olumsuz yönde etkileyen bir meseledir.[1] Acı, Uluslararası Ağrı Araştırmaları Derneği tarafından "Gerçek veya potansiyel doku zararı ile ilişkili veya bu tür bir tahribat ile açıklanabilen rahatsız edici algısal ve duygusal tecrübe." olarak tanımlanır.[2] Sadece ağrıyı yaşayan hayvan, onun niteliğini ve şiddetini bilebilir. Bir gözlemcinin bu tür bir duygusal tecrübenin yaşandığını bilmesi, özellikle ağrıyı tecrübe eden birey bunu ifade edemiyorsa güç hatta imkansız olabilir.[3] İnsan dışı hayvanlar hislerini, konuşabilen insanlar gibi ifade edemezler fakat davranışsal gözlemler yapmak, yaşadıkları acının boyutuna dair bir ipucu verebilir. Tıpkı hastalarıyla aynı dili konuşamayan hekimlerin ve sağlık görevlilerinin yaptığı gibi, acıya dair belirtiler anlaşılabilir.

ABD Ulusal Araştırma Konseyi, Acının Laboratuvar Hayvanlarında Tespiti ve Hafifletilmesi Komitesi'ne göre acı, memeliler ve belki tüm omurgalılar dahil olmak üzere birçok hayvan türü tarafından hissedilir.[4]

Acı tecrübesi

Acının birçok tanımı olsa da, bunların neredeyse hepsi iki kilit bileşen içerir. Öncelikle nosisepsiyon gereklidir.[5] Bu, hayvanın tüm vücudunu veya etkilenen bölümünü uyarıcıdan kaçıracak şekilde refleks yanıtı uyandıran, zararlı uyaranı tespit etme yeteneğidir. Nosisepsiyon kavramı, herhangi bir olumsuz, subjektif bir his anlamına gelmez, bir refleks hareketidir. Bunun insanlardaki bir örneği, sıcak bir şeye temas eden parmağın aniden geri çekilmesidir. Geri çekilme eylemi herhangi bir acı duygusunu hissetmeden önce gerçekleşir.

İkinci bileşen, acı hissinin -nosisepsiyonun içsel, duygusal karşılığının- tecrübe edilmesidir. İnsanlarda bu, parmağımızı sıcak yüzeyden refleks olarak hızla geri çektikten birkaç saniye sonra oluşan histir. Bu yüzden acı, kişiye özel, subjektif bir tecrübedir. Başka hayvanların acısını doğrudan ölçmek imkansızdır. Bireyin tecrübe ettiğini düşündüğümüz acıya verdiği yanıt ölçülebilir ama acı tecrübesinin kendisi ölçülemez. Bu sorunu çözmek için benzer davranış argümanı kullanılır. Yani bir hayvan uyarı karşısında biz insanların verdiğine benzer tepkiler veriyorsa onun da bize benzer şekilde acı çektiğini söyleyebiliriz.

Adaptasyon avantajı

Nosisepsiyonun adaptasyon avantajı çok barizdir. Zararlı uyaranı tespit eden organizma aniden uzvunu veya tüm vücudunu zararlı uyarandan geri çeker ve daha ileri düzeyde bir (potansiyel) tahribata maruz kalmaktan kaçınmış olur. Ancak acı, hiperaljezi (zararlı uyarana karşı yüksek bir hassasiyet) ve allodiniya (zararlı olmayan uyarana karşı yüksek bir hassasiyet) biçimlerinde ortaya çıkabilir (en azından memelilerde). Bu yüksek hassasiyetin adaptasyon avantajı net değildir.[6] Hissedilen acı, var olan doku tahribatına göre çok büyük olabilir ve kronikleşerek doku iyileştikten sonra da devam edebilir. Böylece hayvan için acının kendisi yaralanmadan daha büyük bir sorun haline gelir. Bu durumun bir evrimsel uyumsuzluk (maladaptasyon) olduğu düşünülmektedir. Bu hassasiyetin, hayvan iyileşirken tehlikeden uzak durmasını sağladığı iddia edilse de henüz deneysel olarak kanıtlanmamıştır.[7]

Ayrıca Bakınız

Kaynakça

  1. ^ Mathews, Karol; Kronen, Peter W; Lascelles, Duncan; Nolan, Andrea; Robertson, Sheilah; Steagall, Paulo VM; Wright, Bonnie; Yamashita, Kazuto (20 Mayıs 2014). "Guidelines for Recognition, Assessment and Treatment of Pain". Journal of Small Animal Practice. ss. 55 (6): E10-E68. ISSN 0022-4510. PMID 24841489. 23 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  2. ^ "IASP Pain Terminology". iasp-pain.org. 6 Temmuz 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  3. ^ Wright, Andrew. "A Criticism of the IASP's Definition of Pain". 31 Ekim 2018 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  4. ^ National Research Council (US) Committee on Recognition and Alleviation of Pain in Laboratory Animals (2009). "Recognition and Alleviation of Pain in Laboratory Animals". 8 Aralık 2012 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  5. ^ Sneddon, L.U. (2014). "Evolution of nociception in vertebrates: comparative analysis of lower vertebrates". Brain Research Reviews. PMID 15464201. 3 Ağustos 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  6. ^ "Maladaptive Pain". Oxford Reference. 4 Temmuz 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  7. ^ Price, T.J.; Dussor, G. (2014). "Evolution: the advantage of 'maladaptive'pain plasticity". Current Biology. 24 (10): R384-R386. doi:10.1016/j.cub.2014.04.011. PMC 4295114 $2. PMID 24845663. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Migren</span> Tekrarlayan orta-şiddetli baş ağrılarına neden olan bozukluk

Migren, nörolojik, sindirim sistemi ve otonom sinir sistemindeki değişikler ile beraber meydana gelen, aralıklı bir baş ağrısı bozukluğudur. Çoğunlukla otonom sinir sisteminde görülen orta şiddette ve şiddetli baş ağrısı ile karakterize kronik bir rahatsızlıktır. Kelimenin kendisi Yunanca ἡμικρανία (hemikrania), "başın bir tarafındaki ağrı" (ἡμι-, "yarım" ve κρανίον, "kafatası" ifadesinden türemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Ağrı kesici</span> insanın herhangi bir uzvunda ağrıya yol açan herhangi bir yere karşı oluşturulan yüksek baskı

Analjezik ya da ağrı kesici ağrıyı dindirmek ve analjeziye yol açmak için kullanılan her türlü ilaca verilen isimdir.

<span class="mw-page-title-main">Parasetamol</span> ateş düşürücü ve ağrı kesici özelliklere sahip kimyasal bileşik

Parasetamol, ateş ve hafif ila orta şiddette ağrı tedavisinde kullanılan opioid olmayan analjezik ve antipiretik bir ajandır. Reçetesiz satılan yaygın bir ilaçtır ve yaygın marka isimleri arasında Tylenol ve Panadol bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Pestisit</span> Haşereleri yok etmek için kullanılan madde

Pestisit, zararlı organizmaları engellemek, kontrol altına almak ya da zararlarını azaltmak için kullanılan madde ya da maddelerden oluşan karışımlardır. Pestisit, kimyasal bir madde, virüs ya da bakteri gibi biyolojik bir ajan, antimikrobik, dezenfektan ya da herhangi bir araç olabilir. Zararlı organizmalar, insanların besin kaynaklarına, mal varlıklarına zarar veren, hastalık yayan böcekler, bitki patojenleri, yabani otlar, yumuşakçalar, kuşlar, memeliler, balıklar, solucanlar ve mikroplar olabilir. Her ne kadar pestisitlerin kullanılmasının bazı yararları olsa da insanlar ve diğer hayvanlar için potansiyel toksisiteleri nedeniyle bazı sorunlar da yaratabilir. Çoğu pestisit, pestleri öldürerek iş görür. Sistemik bir pestisit, bitki tarafından emildikten sonra iletim demetleriyle taşınır.

<span class="mw-page-title-main">Bel fıtığı</span>

Bel fıtığı, bel bölgesi omurları arasında yer alan disk adlı yapının sinirlerin ve omuriliğin geçtiği kanala doğru yer değiştirmesi sonucu çıkan ağrılı durumların tümüne verilen tanımlamadır. Lomber disk hastalığı fizik tedavi ve rehabilitasyon, nöroşirurji ve algoloji bölümlerinin çalışma sahası içindedir.

Biyolojide adaptasyonun birbiriyle ilişkili üç anlamı vardır. İlk olarak, organizmaları çevrelerine uyduran ve evrimsel uygunluklarını artıran dinamik evrimsel doğal seçilim sürecidir. İkinci olarak, bu süreç sırasında popülasyonun ulaştığı bir durumdur. Üçüncü olarak, her bir organizmada işlevsel bir role sahip olan, doğal seçilim yoluyla korunan ve evrimleşen fenotipik bir özellik veya adaptif bir özelliktir.

<span class="mw-page-title-main">Opioid</span> psikoaktif kimyasal madde

Opioidler, haşhaş bitkisinde bulunan doğal maddelerden türetilen veya onları taklit eden bir ilaç sınıfıdır. Opioidler, ağrı kesici de dahil olmak üzere çeşitli etkiler üretmek için beyinde çalışır. Bir madde sınıfı olarak, morfin benzeri etkiler üretmek için opioid reseptörleri üzerinde etki gösterirler.

<span class="mw-page-title-main">Kapsaisin</span>

Kapsaisin (8-metil-N-vanilil-6-nonenamid), Biber cinsine ait bitkiler olan acı biberlerin aktif bileşenidir. İnsanlar da dahil olmak üzere memeliler için tahriş edici ve nörotoksin kimyasaldır ve temas ettiği herhangi bir dokuda yanma hissi üretir. Kapsaisin ve birkaç ilgili alkaloid'e kapsaisinoidler denir ve muhtemelen belirli memelilere ve mantarlara karşı caydırıcı olarak acı biber tarafından ikincil metabolitler olarak üretilir. Saf kapsaisin hidrofobik, renksiz, çok acı, seffaftan mumsu katıya değişen bir bileşiktir.

<span class="mw-page-title-main">Amigdala</span> Beyin lobu

Amigdala beynin medial temporal lobunun derinlerinde yerleşen nöronların oluşturduğu badem şeklindeki beyin bölümü. Amigdala terimi ilk olarak 1822'de Karl Friedrich Burdach tarafından kullanılmıştır. Amigdala adı, yapının badem benzeri şekli nedeniyle "badem" anlamına gelen Yunanca amigdale kelimesinden türemiştir. Duygusal hafıza ve duygusal tepkilerin oluşmasındaki birincil role sahip bölge. Limbik sistemin bir parçasıdır.

<span class="mw-page-title-main">Rabdomiyoliz</span> Hasarlı iskelet kasının hızla parçalandığı insan hastalığı (durumu)

Rabdomiyoliz, kas dokusundaki hasar (lizis) sebebiyle, iskelet kası dokusunda (rabdomyo) meydana gelen ani bozulmadır. Kas hasarı fiziksel, kimyasal veya biyolojik faktörlerden kaynaklanabilir. Kaslardaki tahribat, hasarlı kas hücrelerinin bozulma ürünlerinin kana karışmasına sebep olur. Bunlardan miyoglobin gibi bazıları böbrekler için zararlıdır ve akut böbrek yetmezliğine sebep olabilir. Gerektiğinde intravenöz sıvı ve diyaliz veya hemofiltrasyon ile tedavi uygulanır.

<span class="mw-page-title-main">Ağrı (tıp)</span> sıkıntılı ve hoş olmayan duygu türü

Ağrı genellikle yoğun veya zarar verici uyaranların neden olduğu üzücü bir duygudur. Uluslararası Ağrı Çalışmaları Derneği ağrıyı "gerçek veya olası doku hasarıyla ilişkili veya ilişkili olana benzeyen hoş olmayan duyusal ve duygusal deneyim" olarak tanımlar."

<span class="mw-page-title-main">Ketamin</span> stereoizomerler grubu

Ketamin, esas olarak anesteziyi başlatmak ve sürdürmek için kullanılan bir ilaçtır. Ağrı kesimi, sedasyon ve hafıza kaybı sağlarken alan kişiyi trans benzeri bir duruma sokar. Diğer kullanımları arasında kronik ağrı, yoğun bakımda sedasyon ve depresyon vardır. Etkisi altında kalp fonksiyonu, nefes alma ve solunum yolu refleksleri genellikle işlevsel kalır. Etkiler tipik olarak enjeksiyonla verildiğinde beş ila on dakika içinde başlar ve yaklaşık 25 dakika sürer. Molekül DSÖ'nün Temel İlaçlar Listesi'nde yer almaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Hayvan bilişi</span> insan olmayan hayvanların zekası

Hayvan bilişi, insan-olmayan hayvanların zihinsel kapasitelerini kapsayan bir alandır. Bu alanda kullanılan hayvan koşullandırma ve öğrenim çalışmaları, karşılaştırmalı psikolojiden geliştirilmiştir. Aynı zamanda etoloji, davranışsal ekoloji ve evrimsel psikolojinin etkisinde kalmıştır; bazen bu alandan bilişsel etoloji adıyla da bahsedilir. Hayvan zekası terimiyle ilişkilendirilen pek çok davranış aynı zamanda hayvan bilişinin de kapsamındadır.

Yaşam istenci, yaşama isteği veya hayat iradesi ya da sadece isteme, Alman filozof Arthur Schopenhauer tarafından geliştirilmiş kavram. Schopenhauer'e göre yaşam istenci; doğanın onsuz var olamayacağı, içgüdüsel davranışları harekete geçiren, insan varoluşunda sonsuz olan doyumsuz bir çabaya neden olan "irrasyonel, bilgisiz, kör, kesintisiz" bir dürtüdür.

Kanser ağrısı tümörün yakındaki vücut kısımlarına baskı yapması veya sızmasından, tedavi ve teşhis yöntemlerinden veya hormon dengesizliği veya bağışıklık tepkisinin neden olduğu deri, sinir ve diğer değişikliklerden kaynaklanabilir. Çoğu kronik ağrı hastalıktan, akut ağrıların çoğu ise tedavi veya teşhis yöntemlerinden kaynaklanır. Ancak radyoterapi, cerrahi ve kemoterapi tedavi bittikten sonra uzun süre devam eden ağrılı durumlar oluşturabilir. Ağrının varlığı esasen kanserin yerine ve hastalığın evre'sine bağlıdır. Herhangi bir zamanda kötü huylu kanser teşhisi konan tüm insanların yaklaşık yarısı ağrı duyar ve ilerlemiş kanseri olanların üçte ikisi uykularını, ruh hallerini, sosyal ilişkilerini ve günlük yaşam aktiviteleri olumsuz yönde etkileyecek kadar şiddetli ağrı hisseder.

<span class="mw-page-title-main">Balıklarda acı</span>

Balıkların, insanlara benzer bir şekilde mi yoksa insanlardan farklı bir şekilde mi acı çektiği tartışmalı bir konudur. Ağrı, karmaşık bir zihinsel durum olup farklı bir algısal niteliğe sahiptir ancak aynı zamanda bir duygusal durum olan acı ile de ilişkilidir. Bu karmaşıklık nedeniyle hayvanlarda acı, insanlar tarafından gözlemsel yöntemler kullanılarak açık bir şekilde belirlenemez ancak hayvanların ağrı yaşadıkları, genellikle karşılaştırmalı beyin fizyolojisine ve bunun yanı sıra hayvanların fiziksel ve davranışsal tepkilerine bakılarak gözlenen hayvansal bilincin, muhtemel varlığına dayanılarak çıkarılır.

<span class="mw-page-title-main">Dokunsal halüsinasyon</span>

Dokunsal halüsinasyon ya da temas halüsinasyonu, gerçek dışı bir nesne ile fiziksel bir temasın gerçekleşiyor olduğuna dair dokunsal duyusal girdilerin yanlış algılandığı bir halüsinasyon türüdür. Bu tür, omurilikte ve talamusta üretilen ve birincil bedensel-duyusal korteks (SI) ila ikincil somatosensoriyel kortekse (SII) gönderilen dokunsal duyusal nöral sinyallerin sinyallerin hatalı entegrasyonundan kaynaklanır. Dokunsal halüsiyonasyon, bazı nörolojik hastalıkların, ör. şizofreni, Parkinson hastalığı, huzursuz bacak sendromu ve deleriyum tremens gibi, nükseden semptomlarından biridir. Hayalet uzuv ağrıları çeken hasta bireyler de temas halüsiyonasyonunun bir biçimini tecrübe ettikleri düşünülür. Dokunsal halüsiyonasyonlar kokain ve alkol gibi uyaranlarca da ortaya çıkabilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Uyaran (fizyoloji)</span> fizyolojide, iç veya dış çevrede tespit edilebilir bir değişiklik

Fizyolojide uyaran, bir organizmanın iç veya dış çevresinin fiziksel veya kimyasal yapısında tespit edilebilir bir değişikliktir. Bir organizmanın veya organın uygun bir tepki verebilmesi için dış uyaranları tespit etme yeteneğine duyarlılık (uyarılabilirlik) denir. Duyusal reseptörler, deride bulunan dokunma reseptörleri veya gözdeki ışık reseptörlerinde olduğu gibi vücudun dışından ve kemoreseptörler ve mekanoreseptörlerde olduğu gibi vücudun içinden bilgi alabilir. Bir uyaran bir duyusal reseptör tarafından algılandığında, uyaran transdüksiyonu yoluyla bir refleks ortaya çıkarabilir. Bir iç uyaran genellikle homeostatik kontrol sisteminin ilk bileşenidir. Dış uyaranlar, savaş ya da kaç yanıtında olduğu gibi vücutta sistemik yanıtlar üretebilir. Bir uyaranın yüksek olasılıkla algılanabilmesi için güç seviyesinin mutlak eşiği aşması gerekir; eğer bir sinyal eşiğe ulaşırsa, bilgi merkezi sinir sistemine (MSS) iletilir, burada entegre edilir ve nasıl tepki verileceğine dair bir karar verilir. Uyaranlar genellikle vücudun tepki vermesine neden olsa da, bir sinyalin bir tepkiye neden olup olmayacağını nihai olarak belirleyen MSS'dir.

<span class="mw-page-title-main">Çocuklarda ağrı yönetimi</span>

Çocuklarda ağrı yönetimi, bebek ve çocuk ağrısının değerlendirilmesi ve tedavisidir.

Acı çekmenin ortadan kaldırılması veya ortadan kaldırılması, tüm duyarlı varlıklarda istemsiz ağrı ve ıstırabın tamamen ortadan kaldırılması için biyoteknolojinin kullanılması durumudur.