İçeriğe atla

Hayvan anatomisi

Hayvan anatomisi veya Zootomi, anatominin hayvanlarla ilgilenen alt dalıdır.

Omurgalıların genel karakterleri

Omurgalıların genel ve temel özellikleri aşağıdaki gibi özetlenebilir;

  • Bütün omurgalılarda kemikten veya kıkırdaktan yapılmış bir iç iskelet bulunur. Bu organ sistemi; vücuda desteklilik verir, duyu organlarını ve merkezi sinir sistemini korur, ayrıca kaslar için sağlam bir bağlama yeri olduğundan harekete yardımcı olur.
  • Küçük bir grup (Agnatha) hariç hepsinde, çoğunlukla diş içeren çift çene vardır. Omurgalıların erken evrimleri esnasında kazandıkları bu özellikler, her çeşit besinden faydalanabilmelerini sağlamış ve onlara çok büyük bir uyum yeteneği kazandırmıştır.
  • Suda yaşayanlarda 2 çift yüzgeç, karada yaşayanlarda ön ve arka bacak şeklinde hareket organları bulunur.
  • Vücutları deri ile örtülüdür. Bu organ pul, tüy ve kıl gibi koruyucu yapılardan oluşur.
  • Bütün omurgalılarda duyu organları ve beyin vücudun ön tarafında toplanmıştır, Yani bir sefalizasyon (baş teşekkülü) vardır.
  • Sinir sistemleri gelişmiştir. Beyin omurilik, ganglionlar ve sinirlerden meydana gelir.
  • Çok iyi gelişmiş sinir sistemleri ve yardımcı bir endokrin sistemleri bulunur.
  • Duyu reseptörleri, özellikle başta yerleşmiş özel duyu organları ve bütün vücuda yayılmış duysal hücre küpeleri halindedir.
  • Yürek ve damarlardan oluşan kapalı bir dolaşım sistemleri vardır. Bu sitem içinde oluşan kan, hücreler ve kan sıvısı içeren bir doludur.
  • Sindirim borularında yutak, yemekborusu, mide ve bağırsak bölgeleri farklılaşmıştır. Bu boruya pankreas ve karaciğer bezleri bağlıdır.
  • Gaz alışverişi için suda yaşayanlara solungaçlar, karada yaşayanlarda akciğer ve onlara yardımcı yapılar bulunur.
  • Yalnız omurgalılara has boşaltım organları, Proefro, Mezonferoz ve Metanefroz tipindedirler.

Omurgalıların sınıflandırılması

Omugalı türlerinin 8 klasis içinde bugün genellikle bütün yazarlar tarafından uygun görülmektedir. Bu 8 klasis şunladır:

  1. Agnatha (Çenesizler)
  2. Placodermi (Fosil ced balıklar)
  3. Chondrichthyes (Kıkırdaklıbalıklar)
  4. Osteichthyes (Kemiklibalıklar)
  5. Amphibia (Kurbağagiller)
  6. Reptilia (Sürüngener)
  7. Aves (kuşlar)
  8. Mammalia (Memeliler)

Deri

En yüzelsel organ olan deri, organizmayı çevresindeki ortamdan ayırır ve vücudu tamamen kaplayan bir örtü oluşturur. Deri iki tabakadan oluşmuştur; dışta ekoderm kökenli epidermis ve bunun altında mezodermden kaynaklanan dermis ya da corium yer alır. Bu iki bileşenin oransal miktarı, genelde hayvanın yaşadığı çevreye bağlı olarak değişir. Sucul omurgalılarda deri incedir ve bazı hallerde yardımcı bir solunum organı olarak da iş görebilir. Karasal omurgalılarda ise, kalın olan deri boynuzsu malzemeyle veya pullarla kaplıdır ve etkili bir koruma organı olarak işlev görür. Deri ikincil olarak bir boşaltım işlemi de yüklenmiştir. Bu boşaltım ya tüm düzeyde ya da özel salgı bezlerinde gerçekleşir. Bu bezlerin bir kısmından salınan salgılar diğer omurgalılar için zehirli olabilir.

Kas sistemi

Omurgalılardaki kasların çoğunu şu şekilde sınıflandırılabilir:

  • İskelet, Çizgili, İstemli Kaslar
  • Aksiyal (eksensel) Kaslar
  • Vücut Cıdarı ve Kuyruk Kasları
  • Hypobranchial kaslar ve Dil kasları
  • Ekstrinsik (esas olmayan, dış)
  • Gözyuvarı Kasları
  • Appendicular (taraflar) Kaslar
  • Branchiomeric Kaslar
  • Integümentar Kaslar
  • İskelet Olmayan, Düz, İstem Dışı Kaslar
  • Tüpsü Yapıların, Damarların; Boş Organların Kasaları
  • İntrinsik (esas, iç) Gözyuvarı Kasları
  • Tüy ve kıl kaldırıcılar
  • Kalp kası
  • Elektrik organları

Bu kategoriler arasında birbirine geçmeler de olasıdır.

Sindirim sistemi

Omurgalıların sindirim sistemi, sindirim borusu ile ona bağlı yapılardan meydana gelir. Sindirim borusunun hayvanın boyuna ekseni boyunca devam eden bir boşluğu, dış ortama çıkan iki açıklığı (ağız ve anüs) ve özel histolojik yapılı bir duvarı vardır. Borunun belli bölgeleri (yemek borusu, mide, bağırsak), anatomik ve fonksiyonel olarak birbirinden farklıdır. Sindirim borusuna bağlı ek yapılar, ağız boşluğunda bulunan dil, dişler, ağız boşluğu benzeri gibi organlar ile karaciğer pankreas gibi sindirim benzerleridir. Sindirim sistemi, hayvanın dış ortamdan sağladığı besini vücut hücrelerinin faydalanabileceği hale sokarak kan veya lenf sistemine nakleder.

Vücut boşlukları ve mezenterler

Omurgalılarda iç organlar emriyonel sölomun meydana getirdiği boşluklar içinde bulunur. Lateral mezoderm plakından oluşan sölom embriyonal, gelişme esnasında sindirim sistemi, yürek ve akciğeri içine alan ayrı ayrı boşluklar haline gelir (özellikle yüksek omurgalılarda) iç ve dış sölom epiteli (periton) da organların hem etrafını çevirir hem de onların birbirine veya vücut duvarına bağlanmasına yarayan bağların (mezenterlerin) oluşumuna katılır. Ergin bireyin vücut boşlukları ve mezenterleri kompleks bir emriyonal gelişme sonunda meydana gelir. Son durumların kısmen anlaşılabilmesi için erken embriyonik gelişme evresinden itibaren izlenimleri gereklidir.

Kan dolaşım sistemi

Omurgalılarda kapalı bir sistem olan Kan Dolaşım Sistemi bir ulaştırma sistemidir. Sindirim sisteminde ve karaciğerde, dokuların yararlanabileceği bir duruma gelen besin maddelerini (glikoz, aminoasitler, yağ asitleri vs.), hormonları ve suyu dokulara ulaştırır, metabolizma artıklarını ilgili organlara götürür. Bu besin ayrıca hormonları taşması yönünden vücut korelasyonu sağlanmasında sindirim sistemine yardımcı bir sistemdir. Omurgalıların dolaşım sistemi özel yapılı borucuklar olan kan damarları ile bir pompa gibi iş gören yürekten oluşur, yürek ve damarların içinde kan dokusu vardır.

Kanı, yürekten organ ve dokulara götüren damarlara atar damar (arteria), doku ve organlardan yüreğe getiren damarlara da toplar damar (vena) denir. Atar ve toplar damarlar dokular içinde kılcal damarların (Capillaria) oluşturduğu bir damarcık ağı ile birbirine bağlıdır. Dokular içinde hücreler arası sıvı ile kan arasındaki madde alışverişi kılcal damarlar ağında olur. Bütün bu atardamarlar ve onların kılcal damarları hep beraber atardamar sistemini (arterial sistem), bütün toplardamar ve onların kılcal damarları da toplardamar sistemini (venöz sistem) oluştururlar. Damarların ve yürek boşluğunun içini kaplayan epidel (endothelium) mezodermal kökeni mezenşimden oluşur. Bu organların yapısını epitelden başka kas ve bağ dokusu da girer.

Omurgalıların solunum sistemi, organizma ile dış ortam arasında gaz alışverişi sağlayan sistemdir. O2–nin vücuda alınması, CO2 gazının vücuttan uzaklaştırılması ile görevli organlardan oluşur.

Omurgalı hayvanlar, oksijeni ya sudan ya da havadan alırlar. Suda yaşayanlardan suda erimiş O2'den faydalanır, kara omurgalıların oksijen kaynağı ise havadır. Buna bağlı olarak su ve kara omurgalıların solunum organları az çok birbirinden farklıdır, fakat temel özellikler her iki tip organda da vardır. Solunum sisteminde şu temel özelliklerin bulunması gereklidir.

1. Dış ortam ile kan arasında olagelen gaz alışverişi için kılcal damarlar ile sıkı ilişkide olan ince bir solunum yüzeyinin bulunması ve bunun yeterince geniş bir alan kapsaması,

2. Gaz alışverişini kolaylaştırmak için nemli ve sıcak bir ortamın varlığı,

3. Hava veya suyun solunum yüzeyinde sürekli bir akım halinde olmasını sağlayacak yapıları içermesi.

Geniş yüzey solunum epitelinin katlanması veya dallanmış bir kanal yahut kesecik sistemi ile sağlanmıştır. Bu epitel yüzeyinde kan damarları, geniş bir kılcal damar ağı yapar. Kara omurgalıların da havanın ısınması ve nemlenmesi solunum yolunun uzaması ve ek yapıların yardımı ile sağlanır. Su ve hava akımı için de akciğerler yapılarında solunum epiteli, bağ dokusu, kılcal damarlar ve ayrıca kıkırdak dokusu içerir.

Boşaltım sistemi

Bütün canlılarda olduğu gibi omurgalılarda da vücut sıvıları yoğunluğunun sabit kalması, ayrıca zararlı metabolizma artıkları ve bazı pigmentlerin vücuttan atılması yaşam için gereklidir. Omurgalı böbrekleri bu iki önemli fonksiyonlarla ilgili organlardır. Vücutta azotlu metabolizma artıklarını uzaklaştırır ve ozmotik regülasyonda çok önemli rol oynarlar.

Azotlu bileşiklerin parçalanmasından meydana gelen ve vücuda çok zararlı olan amonyak, su hayvanlarında olduğu gibi dışarıya atılır. Teleostlar ve krokodiler N-lu artıkları amonyak şeklinde ortama verir (amoniotelik), fakat diğer omurgalılar bu bileşiği daha az zararlı bir şekli üre ve ürik asit şekline dönüştürerek vücutlarından uzaklaştırır. Teleostlar amonyağı, solungaçlardan ve kısmen vücut yüzeylerinden de dışarıya atar.

Üreme sistemi

Omurgalıların üreme sistemi, bütün sülomatlarda olduğu gibi gonatlar, gametleri ileten kanallar ve yardımcı yapılardan oluşmuştur. Gonotlar; üreme hücrelerini yapan ve üreme hormonlarını oluşturan bezlerdir. Bunlar üreme hücrelerini oluşturan germinal hücre grupları, bağ dokusu elemanları, hormon sentezi yapan hücreler, kan, lenf damarları ve sinirler içerir.

Üreme kanalları gametleri ileten, gametleri koruyucu veya besleyici salgılar yapan ve bazı hallerde de embriyonun gelişmesine yardımcı olan organlardır.

Üreme sisteminin yardımcı yapıları ise üreme kanallarına bağlı veya onlardan ayrı bezler, spermlerin birikmesine yarayan keseler ve kopulasyon organlarıdır.

Sinir sistemi

Sinir sistemleri, duygu organlarının (reseptörler) yardımı ile ortamdan gelen uyarıların organizma tarafından bilinmesi, değerlendirilmesi ve gerekli bilginin cevap verecek organlara (effektörlere) iletilmesini sağlayan bir sistemdir. Sinir sistemi, reseptörler ve effektörler ile birlikte organizmanın iç ve dış ortamı tanımasını, fonksiyonlarının düzenlenmesini, davranışlarını kendine yararlı şekilde yönetmesini ve kontrol etmesini sağlar. Sinir sistemi bu fonksiyonlarını endokrin sistem (iç salgı sistemi)ile gerçekleştirir.

Sinir sistemini oluşturan unsurlar; beyin, omurilik, ganglionlar ve sinirlerdir.

Beyin ve omurilik dokusu, sinir hücreleri (nöronlar) ve yardımcı hücrelerin (glia) bir araya gelmesinden oluşur. Ganglionlar nöronların gövde kısımlarını, sinir ise uzantılarını içerir.

Duyu organları

Hayvanlar, yaşadıkları dış organlar ile kendi iç ortamlarından gelen uyartıları hissederler. Bu özellik bütün hayvanlar alemi için geneldir. Her hücre az çok dış ortamdaki uyartılara karşı duyarlıdır. Fakat özellikle uyartıları kabul etmek ve onları ilgili sinir hücrelerine bildirmekle görevli olan belli hücreler vardır ve bunlara duyu hücreleri denir. Özellikle her tür duyu hücresi belli bir tür duyuya duyarlıdır. Aynı türden olan duyu hücreleri, duyu organlarını oluşturmak üzere gruplaşmışlarıdır. Bu organlara duyu hücrelerinden başka yardımcı hücreler ve dokular da katılır. Duyu organları, reseptör organlar olarak da adlandırırlır. Omurgalılarda görme, işitme, koklama ve tat alma duyuları ile ilgili organlar, kompleks yapılı organlardır ve vücudun belli yerlerinde bulunurlar. Bundan başka temas, sıcaklık, soğukluk, açlık tokluk ve seks gibi duyular da vardır. Bunların bazıları için basit yapılı duyu cisimciklerinin bulunduğu bilinmektedir, diğerlerininde serbest sinir uçları tarafından kabul edildiği zannedilmektedir.

Kaynakça

Öktay. M. (1988). Omurgalı Hayvanların Karşılaştırmalı Anatomisi. İstanbul: İstanbul Üniversitesi Fen Fakültesi Basımevi

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Burun</span> koku alma organı

Burun, anatomik olarak hayvan ve insan yüzü üzerinde alınla üst dudak arasında bulunan, dışa çıkıntılı, iki delikli koklama ve solunum organıdır. İnsan burnu ve hayvan burnu arasında birçok anatomik farklar bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Balık</span> solungaç taşıyan, tetrapod olmayan ve suda yaşayan omurgalı hayvan

Balıklar poikloterm olan, neredeyse sadece suda yaşayan ve solungaçları ile solunum yapan, soğuk kanlı, yürekleri çift gözlü, çoğunun vücudu pullu, genellikle yumurta ile üreyen omurgalı hayvanlardır. Bazı türler canlı doğurarak ürer. Mesela tatlı su balıklarından Lepistes'in yumurtaları anne karnında çatlar ve canlı doğum gerçekleşir. Çiklitgillerde ise kuluçka süresi dişinin ağzında gerçekleşir. Ağzında yumurtaları çeviren, mantarlaşmasını engelleyen dişi yumurtalar çatlayana hatta yavrular serbestçe yüzmeye başlayana kadar onları ağzındaki kesesinde korur. Balıklar su yaşamındaki en önemli varlıklardan bir tanesidir. Nehir, göl, akarsu, okyanus ve denizlerde bulunmaktadır.

Doku, bitki, hayvan ve insan organlarını meydana getiren, şekil ve yapı bakımından benzer olup, aynı vazifeyi gören, birbirleriyle sıkı alâkaları olan aynı kökten gelen hücrelerin topluluğu. İlkel canlılar bütün hayatları boyunca bir tek hücre olarak kaldıkları halde yüksek organizmalar çok sayıda hücrelerin bir araya gelmesi ile meydana gelmiştir. Bitkisel organizmaları meydana getiren çok sayıdaki hücrelerin protoplastları birbirinden cansız hücre çeperleriyle ayrılmış olmakla beraber aralarında sıkı bir ilişki göstermektedir. Böyle hücre çeperi içinde bulunan, birbiriyle sıkı ilişki gösteren, aynı kökenden gelmiş protoplast topluluklarına doku, dokuların özelliklerini konu eden morfoloji biliminin dalına da histoloji denir.

<span class="mw-page-title-main">Dolaşım sistemi</span> hayvanlarda kan dolaşımını sağlayan organ sistemi

Dolaşım sistemi veya kardiyovasküler sistem maddelerin vücuttaki dolaşımını sağlayan organ sistemidir.

<span class="mw-page-title-main">Kas</span>

Kas, yumuşak bir doku olup, dört temel hayvan doku türünden biridir. Kas dokusu iskelet kaslarına kasılma yeteneği verir. Kas, embriyonik gelişim sırasında, miyogenez denilen süreçte oluşur. Kas dokusu, hareket sağlamak için etkileşen aktin ve miyozin adlı özel kasılma proteinleri içerir. Mevcut diğer birçok kas proteini arasında iki düzenleyici protein, troponin ve tropomiyosin bulunur.

<span class="mw-page-title-main">Soluk borusu</span>

Soluk borusu vücutta solunan havanın geçtiği, boru şeklinde bir organdır. Omurgalılarda trakea havanın boğazdan akciğerlere geçişini sağlarken, omurgasızlarda dışarıdaki havayı doğrudan iç dokulara ulaştırır.

<span class="mw-page-title-main">Sinir sistemi</span> dış çevre ile eylemleri koordine etmekten ve vücudun farklı bölümleri arasında hızlı iletişimden sorumlu canlı biyolojik sistemi

Sinir sistemi veya sinir ağı, canlıların içsel ve dışsal çevresini algılamasına yol açan, bilgi elde eden ve elde edilen bilgiyi işleyen, vücut içerisinde hücreler ağı sayesinde sinyallerin farklı bölgelere iletimini sağlayan, organların, kasların aktivitelerini düzenleyen bir organ sistemidir. Sinir sistemi iki bölümden oluşur: Merkezî sinir sistemi (MSS) ve çevresel sinir sistemi (ÇSS). MSS, beyin ve omurilikten oluşur. ÇSS, MSS'yi vücudun diğer tüm kısımları ile bağlayan uzun fiberlerden oluşur. ÇSS, motor nöronları, dolaylı istemli hareket, otonom sinir sistemi, sempatik sinir sistemi, parasempatik sinir sistemi, düzenli istemsiz işlevler ve enterik sinir sisteminden oluşur.

<span class="mw-page-title-main">Endokrin sistem</span>

Hayatta kalmak, büyümek ve çoğalmak için, insan dahil çok hücreli bir organizmanın, fizyolojik talepleri ve çevresel zorlukları karşılamak için dokular, organlar ve organ sistemleri arasında etkili bir uyuma sahip olması gerekmektedir. Endokrin sistem, iç ve dış koşullara yanıt vermektedir. Ayrıca kanalsız organ ve dokulardaki salgı hücreleri tarafından üretilen hormonlar aracılığıyla iletişim kurmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Merkezî sinir sistemi</span> beyin, omurilik ve meninkslerden oluşan sinir sisteminin ana bilgi işleme organları

Merkezî sinir sistemi sinir sisteminin en büyük bölümünü teşkil eder. Beyin ve omurilikten oluşur. Bazı sınıflandırmalarda retina ve kraniyal sinirler de MSS'ye dâhil edilir. Çevresel sinir sistemi ile birlikte davranış kontrolünde temel bir göreve sahip olan merkezî sinir sistemini çevresel sinir sisteminden ayıran belirgin bir sınır olmayıp ayrım keyfîdir. MSS, vücut boşluğunda, kraniyal boşluktaki beyni ve spinal boşluktaki omuriliği kapsar. Omurgalılarda beyin kafatası ile korunurken, omurilik de omurga ile korunur. Bunların her ikisi de, meninskler ile çevrilmiştir. Şekilde kırmızı ile gösterilenler MSS'ye ait ana sinirlerdir.

<span class="mw-page-title-main">Taraklılar</span>

Taraklılar (Ctenophora), çoğu serbest olarak denizlerde yüzen, bazıları sesil (sabit) yaşayan, vücudu ışıldayan ve jelatinimsi yapıda olan canlılar şubesidir.

Epitel doku, Epitelyum ya da Örtü doku, vücudun iç ve dış yüzeyini örten, araları çok sıkı olan epitel hücrelerinden oluşmuş, altlarında bazal lamina denilen bir tabaka bulunduran, özelleşmiş bir dokudur.

<span class="mw-page-title-main">İnsan vücudu</span> fiziksel ve kimyasal yapılardan oluşan sistemler bütünü

İnsan vücudu bir insanın tüm yapısıdır. Birlikte dokular ve ardından organları ve sonra organ sistemlerini oluşturan birçok farklı hücre türünden oluşur. Bunlar insan vücudunun homeostazisini ve canlılığını sağlar.

Gevşek bağ doku, embriyo gelişmesine devam ederken diğer dokular oluştuktan sonra kalan mezenşimden meydana gelir. Diğer dokuların aralarını dolduran, deriyi organlara bağlayan, kas aralarındaki boşlukları dolduran, epiteli içerdiği kan damarlarıyla besleyen ve solunum ve sindirim sistemindeki muköz zarları oluşturan dokudur. Seröz zarların yapısında bulunur. Yapısında en çok fibroblast hücreleri bulunmakla beraber, mezenşimden farklılaşan ya da kandan geçen makrofajlar, mast hücreleri, yağ hücreleri ve plazma hücreleri de yapısında yer alır. Süngerimsi bir yapıda olan dokuda içlerinde az miktarda zemin maddesi bulunan boşluklar vardır. Bu boşluklara areola, boşluklu dokuya ise, areolar doku denir. Areolar doku, gevşek bağ dokusu ile aynı anlamda kullanılabilmektedir. Kollajen, elastik fibriller daha yoğun olmakla beraber, retiküler fibriller de zemin maddesinde bulunmaktadır.

Yağ dokusu ya da adipöz doku; omurgalılarda kısmen retiküler bağ dokudan, kısmen gevşek bağ dokudan meydana gelir. Dokuyu meydana getiren; mezenşimal hücrelerden farklılaşan yağ hücreleri; lipoblastlar dir. Oluşan genç lipoblastların bir kısmı fibroblastlara, bir kısmı ise kübik epitel hücrelerine benzer. Bu evrede hücre içinde yağ birikimi görülmez. Bu hücreler önce etraflarına bazal laminayı sentezler, daha sonra iki farklı yağ dokusunu oluşturmak üzere farklılaşırlar. Bunlar:

<span class="mw-page-title-main">Yassı solucanlar</span> çoğunlukla yassı solucan topluluğu

Yassısolucanlar ya da Platyhelminthes, üç embriyonik tabakadan oluşmuş, bilateral simetrili, çoğunlukla yassı yapılı hayvanlar şubesidir.

<span class="mw-page-title-main">Göğüs kafesi</span> Hayati organları ve ana kan damarlarını koruyan kemik yapısı

Göğüs kafesi, kalp, akciğerler ve büyük damarlar gibi hayati organları çevreleyen ve koruyan çoğu omurgalının göğüs kafesinde vertebral kolona ve sternuma bağlı kaburgaların düzenlenmesidir.

<span class="mw-page-title-main">Otonom sinir sistemi</span>

Otonom sinir sistemi ya da özerk sinir sistemi, periferik sinir sisteminin, istemsiz yapılan hareketleri ve organ fonksiyonlarının kontrolünü gerçekleştiren bölümüdür. Kalp hızı, sindirim, solunum, tükürük salgılanması, terleme, işeme fonksiyonu, cinsel uyarılma gibi durumlarda istem dışı etkilidir. Visseral sinir sistemi veya vejetatif sinir sistemi olarak da bilinir. Parasempatik sinir sistemi ve sempatik sinir sistemi olarak ikiye ayrılır.

<span class="mw-page-title-main">Sinir dokusu</span>

Sinir dokusu, sinir sisteminin ana bileşenidir - beyin, omurilik ve sinirler - vücut işlevlerinin ayarlar ve kontrol eder. Uyartıları (impuls) ileten sinir hücrelerinden (nöron) ve sinir uyartılarının yayılmasına yardımcı olan ve nöronlara besin taşıyan nöroglialardan oluşmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Sinir</span> periferik sinir sistemindeki kapalı, kablo benzeri akson demeti

Sinir, çevresel sinir sistemindeki kapalı, kablo benzeri sinir lifleri demetidir.

Kalp ya da yürek, çoğunlukla omurgalılarda bulunan kaslı bir dolaşım sistemi organıdır. Omurgalılar gibi gelişmiş canlılar, zamanla dolaşım sistemleriyle vücutlarının her bir yanına kan taşımak için bir araca gereksinim duymuş, bu da evrimsel süreçte yürek gibi bir yapının oluşumunu sağlamıştır.