İçeriğe atla

Haybah Katliamı

Koordinatlar: 42°52′38″K 45°21′28″D / 42.87722°K 45.35778°D / 42.87722; 45.35778

Haybah Katliamı Çeçenistan'nın dağlık bölgelerinde bulunan Haybah aulunda (köy) yaşayan Çeçen nüfusun, NKVD'ye bağlı Albay Mihail Gveşiyani komutasındaki Sovyet güçleri tarafından toplu olarak infaz edilmesine verilen isimdir.

Katliam

Edinilen bilgilere göre olay 27 Şubat 1944'te Mercimek Operasyonu (Bölge nüfusunun Kazakistan'a sürgün edilmesi) kapsamında gerçekleşti. Tipi yüzünden, göçe tabi tutulan köylüleri tren yoluna götürmek mümkün olmadığı için, içinde kadın ve çocukların da bulunduğu 700 köylü bir ahıra kapatıldı ve hayattayken yakıldı; kaçmaya çalışanlar da vurulup öldürüldü. Söylenenlere göre Gveşiyani başarısı dolayısıyla kendisine madalya sözü vermiş olan Lavrenti Beriya tarafından tebrik edildi.[1][2] Bu olayın kayıtları Rus kaynaklarında tartışmalıdır.[3]

Olayın gün yüzüne çıkışı

Ukrayna'da elde edilen arkeolojik buluntular sayesinde Haybah aulu tekrar keşfedildi. Arkeologlar, düşman hatları içinde görev yapan Kafkas izcilerin cesetlerini buldu. Bu cesetlerin ceplerinde bulunan mektuplarda Haybah aulunda bulunan insanların isimleri yazmaktaydı. Arkeloglar, eski bir Sovyet generalinin eşliğinde, bulunan cesetlerin akrabalarına haber vermek istedi ve araştırmaları sonucu Çeçenistan'daki Haybah aulunun artık var olmadığını öğrendiler.[4] Araştırmalarına devam ederken, askerler cephede savaşırken, akrabalarının Sovyet askerleri tarafından canlı canlı yakıldığını öğrendiler.[5]

Kaynaklar

  1. ^ Gammer, Moshe. Lone Wolf and Bear: Three Centuries of Chechen Defiance of Russian Rule. London 2006. Page 170. ISBN 978-0-8229-5898-7
  2. ^ Dunlop, John. Russia Confronts Chechnya: The Roots of a Separatist Conflict. Page 65. ISBN 978-0-521-63619-3
  3. ^ Игорь Пыхалов: МЕСТЕЧКОВЫЕ СТРАСТИ В ЧЕЧЕНСКИХ ГОРАХ 11 Eylül 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. (Rusça)
  4. ^ "Годовщине депортации народов Северного Кавказа посвящается..." [Interview with Stephan Kashurko, president of the special 1990 commission investigaating the Khaibakh massacre]. 14 Haziran 2008 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 22 Ağustos 2012.  (Rusça)
  5. ^ Дешериев Ю. Жизнь во мгле и борьбе: О трагедии репрессированных народов. ISBN 5-86020-238-5 (Rusça)

Ayrıca bakınız


İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Çeçenistan</span> Rusya Federasyonunda idari bir bölge

Çeçenistan, resmî adıyla Çeçen Cumhuriyeti, yaygın olarak bilinen şekliyle Çeçenya, Rusya Federasyonu'nun federal bölgelerinden (cumhuriyet) birisidir.

<span class="mw-page-title-main">NKVD</span>

NKVD veya İçişleri Halk Komiserliği, Sovyetler Birliği'nin çeşitli meselelerini idare eden devlet birimi. NKVD 1917'de kurulan ve başlangıçta düzenli polis çalışması yürütmek ve ülkenin hapishanelerini ve çalışma kamplarını denetlemekle görevli bir Sovyet kolluk kuvvetiydi. 1930'da dağıtıldı, ancak 1934'te tüm sendikaları kapsayan bir komiserlik olarak yeniden kuruldu. Bu süre zarfında NKVD, OGPU'nun işlevlerini üstlendi ve hem düzenli polislik faaliyetlerinden hem de gizli polis faaliyetlerinden sorumlu oldu. Özellikle Joseph Stalin yönetimindeki Büyük Temizlik sırasında siyasi baskıdaki rolü ve yargısız infazlara, Gulag zorunlu çalışma kampları sistemine ve daha zengin köylülere yönelik baskıya dahil olmasıyla bilinir. Ayrıca Sovyet sınırlarının korunması, casusluk ve Polonya'daki baskı ve katliamlar da dahil olmak üzere diğer ülkelerde Sovyet politikasının uygulanmasını denetledi. 1946'da tüm Halk Komiserliklerinin adı Bakanlık olarak değiştirildi ve NKVD İçişleri Bakanlığı (MVD) oldu.

<span class="mw-page-title-main">Martin Bormann</span> NSDAPnin parti sözcüsü, Adolf Hitlerin özel sekreteri

Martin Bormann,, NSDAP'nin parti sözcüsü, aynı zamanda Adolf Hitler'in özel sekreteri. Adolf Hitler'in özel sekreteri olarak ülkedeki bilgi akışını ve Hitler'e erişimi kontrol etti. Bunun sonucunda muazzam bir güç elde etti. Diğer birçok NSDAP yetkilisi gibi II. Dünya Savaşı sırasında kendi otoritesini oluşturdu. Otoritesini ülke ve savaşla ilgili karar alma süreçlerine mümkün olduğunca dahil olmak için kullandı. Adolf Hitler'in sözlü emirlerini yazılı emirlere çeviren de çoğunlukla Bormann idi.

<span class="mw-page-title-main">Katyn Katliamı</span>

Katyn Katliamı veya Katyn Ormanı Katliamı, 1940 yılında yaklaşık 22.000 Polonyalı subay, sivil ve aydınların başlarına birer kurşun sıkılarak gerçekleştirilen toplu infaz. Sovyetler Birliği hükûmeti uzun yıllar bu olayda kendisinin sorumlu olmadığını açıkladı, olayın Nazi Almanyası tarafından gerçekleştirildiğini savundu. Ancak 1990 yılında Mihail Gorbaçov yaşananların Sovyetler tarafından gerçekleştirildiğini kabul etti. Sovyetler Birliği'nin dağılmasının ardından 1992 yılında Rusya Devlet Başkanı Boris Yeltsin, Polonya Devlet Başkanı Lech Walesa'ya infaza dair Josef Stalin'in imzaladığı emrin orijinal belgelerini verdi. Ayrıca 2010 yılında, dönemin Rusya başbakanı Dmitri Medvedev, 22.000 bin kişinin infaz edildiği bu katliam hakkındaki Sovyet belgelerinin çevrimiçi olarak yayınlanmasını emretmiştir. Bunun üzerine Rusya, hükûmete ait bir web sitesinde Katyn'deki Polonyalı mahkûmların katliamına ilişkin belgeleri yayınladı.

<span class="mw-page-title-main">Zilan Katliamı</span> Kürt sivillere karşı yapılmış katliam

Zilan Katliamı, diğer adlarıyla Zilan Deresi Katliamı veya Zilan Deresi Kırımı, 1930 yılının Temmuz ayında Ağrı Dağı İsyanları sırasında Ferîk Salih Omurtak komutasındaki 9. Kolordu tarafından Üçüncü Ağrı Harekâtı başlatılmadan önce, Van ilinin Erciş ilçesinde yer alan Zilan Deresi'ne sığınan Kürt sivillere yönelik gerçekleştirilen katliamdır. 16 Temmuz 1930 tarihli Cumhuriyet gazetesine göre 15.000 kişi, bizzat Ağrı İsyanları'nda da yer alan Kürt yazar Hesen Hîşyar Serdî'ye göre Ademan, Sipkan, Zilan ve Hesenan aşiretlerden oluşan 18 köyden 47.000 köylü, Ermeni araştırmacı Garo Sasuni'e göre ise 5.000 kadın, çocuk ve yaşlı öldürülmüştür. Almanya merkezli Berliner Tageblatt gazetesi, 3 Ekim 1930 tarihli sayısında olayları "Türkler, Zilan bölgesinde 220 köyü imha etti ve 4.500 kadın ve yaşlıyı katletti." şeklinde aktarmıştır. Sovyetler Birliği Bilimler Akademisi ise şöyle aktarmıştır: "Zilan Bölgesi vadilerinden birinde 1.550 kişi kesildi, Erciş bölgesinde 200 köy yakıldı, Patnos sahasında yakılıp yıkılmayan tek köy kalmadı. Türk askerleri, Kürtlerin hayvanlarını da alıp aşırdılar."

<span class="mw-page-title-main">Sovyet savaş suçları</span> Sovyetler Birliğinin gerçekleştirdiği katliamlar

Sovyet savaş suçları, 1919 ve 1991 arasında Kızıl Ordu ve NKVD tarafından işlenen savaş suçlarını ifade eder. Bazı durumlarda, bu suçlar, Sovyet lideri Josef Stalin'in emriyle işlendi. Diğer durumlarda ise, savaş esirlerine ve sivillere karşı partizan savaşı veya diğer ülkelerin SSCB ile silahlı çatışmaları sırasında Sovyet birlikleri tarafından herhangi bir emir alınmadan işlendi.

<span class="mw-page-title-main">Pogrom</span> etnik veya dinî bir gruba karşı gerçekleştirilen, yerel yönetimlerin yürüttüğü, onayladığı veya sessiz kaldığı saldırılar

Pogrom veyahut kıyın; dinsel, etnik veya siyasi nedenlerle bir gruba karşı yapılan şiddet hareketleridir. Bu şiddet hareketleri genellikle evleri, iş yerlerini veya ibadet yerlerini tahrip etmek, insanları dövmek, yaralamak, tecavüz etmek veya öldürmekten oluşur. Bu deyim ilk olarak tarihin çeşitli dönemlerinde Yahudilere karşı yapılan şiddet hareketlerini tanımlamak için kullanılmış, sonra da anlamı diğer gruplara karşı yapılan benzer şiddet olaylarını kapsayacak şekilde genişletilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Srebrenitsa Soykırımı</span> Sırpların Müslüman Bosnalılara uyguladığı soykırım veya Hırvat Soykırımı

Srebrenitsa Soykırımı, 1991–1995 Yugoslavya İç Savaşı'nda Sırp Cumhuriyeti Ordusu'nun Srebrenitsa'ya karşı giriştiği harekât esnasında Temmuz 1995'te yaşanan ve en az 8.372 Müslüman Boşnak erkek ve çocuğun Bosna–Hersek'in Srebrenitsa kasabası ve çevresinde, Ratko Mladić komutasındaki ağır silahlarla donatılmış Sırp ordusu tarafından sistematik olarak öldürülmesidir. Katliamda bir kısım kadın ve küçük yaşta çocuğun da öldürüldüğü, belgelerle kanıtlanmıştır. Kırıma, Sırp Cumhuriyeti Ordusu'nun yanı sıra "Akrepler" olarak tanınan Sırbistan özel güvenlik güçleri de katılmıştır. Birleşmiş Milletler, Srebrenitsa'yı güvenli bölge ilan etmiş olmasına karşın 400 silahlı Hollanda barış gücü askerinin varlığı katliamı önleyememiştir.

<span class="mw-page-title-main">Muratağa, Sandallar ve Atlılar Katliamı</span>

Muratağa, Sandallar ve Atlılar Katliamı, 14 Ağustos 1974 tarihinde EOKA-B tarafından Kıbrıs'ın Muratağa, Sandallar ve Atlılar köylerinde Kıbrıs Türklerine karşı gerçekleştirilen katliam. Katliamda en genci 16 günlük, en yaşlısı ise 95 yaşında olmak üzere silahsız 126 Türk öldürülmüştür. 1960 nüfus sayımına göre üç köyün toplam nüfusu 248'di. Fakat halkın bir kısmı çeşitli nedenlerden göç etmişti. Katliamlara ilişkin anma günü tektir ve 14 Ağustos'tur. Bunun sebebi üç köyün birbiri ardına basılmasıdır. Muratağa ve Sandallar köylüleri aynı toplu mezara gömülmüştür ve mezardan toplam 89 kişi çıkarılmıştır. Muratağa ve Sandallar köyleri ile Atlılar köyünde yapılan katliamlar yine de bazen ayrı ayrı ele alınır. Katliamın Türk birlikleri tarafından keşfi ve cesetlerin bulunması 1/2 Eylül 1974 tarihinde gerçekleşmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Tripoliçe Katliamı</span> Tripoliçeyi kuşatan Yunan ayrılıkçıların Türk halkı topluca katletmesi

Tripoliçe Katliamı, Yunan Bağımsızlık Savaşı'ndaki Tripoliçe kuşatması esnasında 23 Eylül 1821 günü şehrin düşmesi ile Müslümanların ve Yahudilerin katledilme olaylarıdır. İngiliz asker ve tarihçi Thomas Gordon, katledilen sivillerin sayısını 8.000 olarak tahmin ederken, 8.000 de Osmanlı askerinin öldürüldüğünü belirtmektedir. J. M. Wagstaff ise 10.000 - 15.000 sivilin katledildiğini yazmıştır. Yunan tarihi üzerinde uzman olan tarihçi ve yazar William St. Clair öldürülen sivillerin sayısının 10.000 üzerinde olduğunu belirtmiştir. Katledilenlerin içinde kadınların da olduğu görülmüştür.

Evrimin kanıtları ve canlıların ortak atadan geldiği, bilim insanlarının uzun yıllar boyunca çeşitli alanlar ve disiplinlerde canlıların akrabalık derecesi ve ortak kökenine dair çalışmalarda ortaya çıkarılmış olup bu kanıtlar, evrimsel süreçlerin meydana geldiğini göstererek evrimin bir olgu olarak gerçekliğini doğrulamış ve Dünya üzerindeki yaşamın türlülük ve çeşitliliğine neden olan doğal süreçler hakkında bir bilgi zenginliği sağlamıştır. Bu kanıtlar, yaşamın zaman içinde nasıl ve neden değiştiğini açıklayan ve bilimsel bir kuram olan modern evrimsel sentezi desteklemektedir. Evrimsel biyologlar, test edilebilir varsayımlarda bulunup hipotezleri test ederek ve nedenlerini açıklayan ve gösteren kuramlar geliştirerek ortak atayı belgelerler.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'de ırkçılık</span>

Türkiye'de ırkçılık ve etnik ayrımcılık, ülkenin toplumunda tarih boyunca yaygın bir şekilde görülen ve Müslüman olmayan ya da Sünni olmayan azınlıklara karşı kurumsal bir hâle gelen olgu. Genellikle Türkler tarafından etnik kimliği Türk olmayan kişilere yönelik gerçekleşen olumsuz davranış ve eylemler şeklindedir. Ermeniler, Kürtler, Araplar, Rumlar, Süryaniler ve Zazalar gibi azınlıklar Türk olmadıkları için ayrımcılığa maruz kalırken Aleviler ve Şiiler ise Sünni olmadıkları için ayrımcılığa maruz kalmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Dirgen Ayaklanması</span>

Dirgen ayaklanması veya Kara Kartal İsyanı, günümüzde Tataristan'ın doğusu ve Başkurdistan'ın batısında kalan bölgede savaş komünizmi politikasına karşı Yeşil Ordu grupları tarafından gerçekleşen ayaklanma.

<span class="mw-page-title-main">Nemmersdorf Katliamı</span>

Nemmersdorf Katliamı veya Nemmersdorf Tecavüzü; 21 Ekim 1944'te, Kızıl Ordu işgali altında olan Doğu Prusya'daki bir Alman köyü Nemmersdorf'ta meydana gelen ve günümüzde mevcut olan verilere göre çoğu yaşlı, kadın veya çocuk olan en az 26 insanın öldürüldüğü ve iki kadının tecavüze uğradığı olaylardır. Olayların merkezinde, Wehrmacht ve Sovyet askerleri arasındaki çatışmaların ortasında kalan ve bir sığınaktayken Sovyet askerleri tarafından vurularak öldürülen 13 Nemmersdorflu vardı. Bunun yanında, köyün Kızıl Ordu tarafından ele geçirilmesi sırasında köy halkından olmayan bazı silahsız kişiler ve en az 6 Nemmersdorflu daha öldürüldü. Sivillerin ölümlerinin koşulları hâlâ tam olarak aydınlatılamamıştır ve olayların nasıl gerçekleştiği hakkında kesin bir görüş birliği yoktur, ancak 21. yüzyılda akademisyenlerin büyük çoğunluğu olayların bir Sovyet savaş suçu örneği olduğunu kabul etmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'nin işlediği savaş suçları</span>

Türkiye'nin işlediği savaş suçları, Türk Silahlı Kuvvetleri tarafından işlenen savaş hukuku ihlalleridir.

Padhvab-i Şane Katliamı veya Pad Hvab-i Şane Katliamı; Sovyetler Birliği'nin Afganistan'a müdahalesi sırasında, 13 Eylül 1982'de Afganistan'ın Lovgar Vilayeti'ndeki Padkhwab-e Shana köyünde Kızıl Ordu tarafından gerçekleştirilmiş savaş suçu. Sivil halk, antikomünist direniş üyelerinin Kızıl Ordu'ya karşı askeri eylemleri yüzünden gerçekleşmiş bir Sovyet misillemelesinde öldürüldü. Bir Kızıl Ordu birliği direniş üyelerini aramak için köye girdiğinde, birkaç köylü bir sulama kanalının altına saklandı. Rus komutan köydeki bir yaşlıya tüneldeki herkesi ortaya çıkarmasını söyledi, ancak yaşlı orada kimse olmadığını söyledi. Yaşlının dedikleriyle çelişen bir adam merdivenden çıktığında, Rus komutan yer altındaki tüm insanların dışarı çıkmasını emretti. Aşağıdakiler reddettiklerinde Sovyet askerleri tarafından kanala atılan benzin, pentaeritritol tetranitrat ve trinitrotoluen karışımının yol açtığı patlamada diri diri yakılarak öldürüldüler. Kanalda saklanan insanlar ya askeriyeye sürülmelerini engellemek ya da Sovyet saldırılarından korktukları için saklanıyorlardı.

Amerika Birleşik Devletleri savaş suçları, Amerika Birleşik Devletleri Silahlı Kuvvetlerinin 1899 ve 1907 Lahey Sözleşmelerinin imzalanmasından sonra işlediği savaş kanunlarının ve geleneklerin ihlalidir. Bunlar, yakalanan düşman savaşçıların infaz edilmesini, sorgu sırasında mahkûmlara kötü muameleyi, işkencenin kullanımını ve sivillere ve savaşçı olmayanlara karşı şiddet kullanımını ve tecavüzü içermektedir.

<i>Wehrmacht</i> savaş suçları

1935 ile 1945 yılları arasında Nazi Almanyası'nın silahlı kuvvetleri olan Wehrmacht, II. Dünya Savaşı sırasında Polonya, Yunanistan, Sırbistan ve Sovyetler Birliği başta olmak üzere işgali altındaki bölgelerde çeşitli savaş suçları işledi. Wehrmacht'ın dahil olduğu ilk önemli çarpışma, 1 Eylül 1939'da başlayan Polonya Seferi'ydi. Nihai Çözüm'ün mimarı olan Reinhard Heydrich, Nisan 1939'da Wehrmacht ve Einsatzgruppen'in istihbarat bölümleri arasında işbirliği gerçekleşmesini çoktan sağlamıştı. Ordunun Polonya'daki eylemleri daha sonra gerçekleşecek olan imha savaşının başlangıcıydı, Wehrmacht sivillerin ve potansiyel partizanların toplu olarak katledilmesinde yer almaya ilk kez Polonya'da başladı.

<span class="mw-page-title-main">Toplu mezar</span> çok sayıda insan cesedi içeren mezar

Toplu mezar, gömülmeden önce tanımlanabilen veya tanımlanamayan birden fazla insan cesedi içeren bir mezardır. Birleşmiş Milletler, suçiçin kullanılan toplu mezarları üç veya daha fazla infaz kurbanı içeren bir mezar yeri olarak tanımlamıştır ancak kesin bir tanım oy birliğiyle kabul edilmemiştir. Toplu mezarlar genellikle birçok insan öldükten veya öldürüldükten sonra oluşturulur ve cesetleri temizlik endişeleri için hızlı bir şekilde gömme arzusu vardır. Toplu mezarlar savaş ve suç gibi büyük çatışmalar sırasında kullanılabilse de modern zamanlarda kıtlık, epidemi veya doğal afet sonrası da kullanılabilirler. Afetlerde enfeksiyon ve hastalık kontrolü için toplu mezarlar kullanılmaktadır. Bu gibi durumlarda, bireysel cesetlerin uygun şekilde tanımlanmasını ve elden çıkarılmasını sağlayacak sosyal altyapıda genellikle bir bozulma olur.

<span class="mw-page-title-main">Sonderaktion 1005</span>

Sonderaktion 1005, Haziran 1942'den 1944'ün sonlarına kadar yürütülen çok gizli bir Nazi operasyonuydu. Projenin amacı, Polonya'nın Genel Hükümetin işgal ettiği bölgedeki tüm Yahudilerin yok edilmeye çalışıldığı Reinhard Operasyonu kapsamında gerçekleştirilen toplu katliama ilişkin tüm kanıtları gizlemek veya yok etmekti. Resmi olarak Leichenkommandos olarak adlandırılan Sonderkommando mahkum grupları, toplu mezarları açmaya ve cesetleri yakmaya zorlandı. Mahkumlar kaçmalarını önlemek için sıklıkla zincirlendi.