İçeriğe atla

Hayaz Höyük

Arkeolojik Höyük
Adı:Hayaz Höyük
il:Adıyaman
İlçe:Samsat
Köy:
Türü:Höyük
Tahribat:Atatürk Baraj Gölü suları altında kaldı.
Tescil durumu:bgcolor="#dfefff"
Tescil No ve derece:
Tescil tarihi:

Hayaz Höyük, Adıyaman ilinin Samsat ilçesine bağlı Hayaz köyü yakınında bulunan arkeolojik bir yerleşmedir. Samsat ilçesinin 17 km. güneyinde bulunan köy ve höyük daha sonra Atatürk Baraj Gölü suları altında kalmıştır. Göl oluşmadan önce Fırat ile onun bir kolu olan Kalburcu Çayı'nın birleştiği noktada bulunmakta idi.[1]

Kazılar

Höyük, Aşağı Fırat Havzası Yüzey Araştırması Projesi kapsamındaki çalışmalar sırasında 1975 yılında Prof. Dr. Ümit Serdaroğlu ve ekibi tarafından keşfedilmiştir. Prof. Dr. Mehmet Celal Özdoğan başkanlığında İstanbul Üniversitesi Prehistorya Anabilim Dalı öğretim üyelerinden oluşan bir kazı ekibi, 1977 yılında yüzey çalışması yapmıştır. Daha sonra 1979-1983 yılları arasında (1982 yılı hariç) sürekli kazı çalışmaları yapılmıştır. Hollanda Tarih ve Arkeoloji Enstitüsü'nün girişimiyle Jacob Roodenberg başkanlığındaki kazılar, o tarihlerde yolun köye kadar ulaşmaması nedeniyle büyük güçlükler içinde sürdürüldü.[1]

Tabakalanma

Kazılarda dört ana tabaka belirlenmiştir. En üstteki 1. tabaka Bizans ve Orta Çağ, 2. tabaka Orta Tunç Çağı - Demir Çağı, 3. tabaka İlk Tunç Çağı III. ve II. Evreleri, en alttaki 4. tabaka ise Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ olarak tanımlanmıştır.[1]

Buluntular

Neolitik Çağ buluntuları

Neolitik Çağ kalıntıları iki evre olarak görülmektedir. İlk evre 7 X 12 metrelik bir alanı kapsamakta ve kireç taşı yığıntıları olarak görünmektedir. İkinci evre ise 8 X 15 metrelik bir alandır. Kazı alanının doğu yarısını oluşturan neolitik tabakalardaki en önemli buluntu, çok sayıda yontma taş artıklarıdır.[2] Ok uçları, orak bıçaklar, deliciler gibi çok sayıda çakmak taşı malzeme bulunmuştur. Obsidiyen malzeme çok azdır. Günümüzde Kalburcu Çayı yamaçlarında, höyükten 3 km. mesafeden itibaren bolca çakmak taşı bulunmaktadır. Böylece höyükteki işliklerin çakmak taşı kaynağı yönünden bir güçlüğü olmadığı ortadadır. Tüm bunlardan neolitik katmanların çok uzun bir süre yontma işliği olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Ancak bu kesimde mimari herhangi bir yapıya rastlanmamış olması nedeniyle buranın yerleşimin hemen dışında yer aldığı düşünülmektedir. Yerleşimin günümüzdeki köyün altında bulunması muhtemel görünmektedir.[3]

İlk Tunç Çağı buluntuları

İlk tunç Çağı katmanlarındaki hayvan kemikleri buluntularına göre yerleşmedeki halkın evcil koyun, keçi, domuz ve sığır eti yedikleri düşünülmektedir. Av hayvanlarına ait kemik buluntusu pek yoktur.[1]

Gömüt olarak buluntular iki toprak mezarla bir ön odalı oda mezardır. Toprak mezarlara ölüler, ana rahmindeki gibi kıvrık (hocker) gömülmüştür. Gömüt hediyesi olarak taş palet ve bakır kefen iğneleri bulunmuştur. Mezar odasında 12 iskelet bulunmuştur. Buradaki gömüt hediyeleri görece oldukça zengindir. Bakır ve tunç kefen iğneleri, beş bakır bilezik, kolye için kullanılan taş ve deniz hayvanı kabukları ve 40 çeşitli türden kap-kacak mezara konulmuştur.[1]

İlk Tunç Çağı ve Kalkolitik Çağ tabakalarında yapılan çalışmalarda beklenmedik bir dizi buluntu ortaya çıkmıştır. Bu tabakalarda da Neolitik Çağ'ın yontma taş aletlerinin bulunması bir karışıklık yaratmaktadır. Bu durum, Neolitik tabakaların, Kalkolitik yapılanış sırasında tahribatı ve karışması olarak yorumlanmıştır. Kalkolitik tabakalardaki yapılar, kazı alanının doğu yarısında Neolitik tabakalara oturmuştur ve batı yarısında Neolitik tabakalar yoktur. İlk Tunç Çağı ve Kalkolitik Çağ insanları, ellerinin altındaki bu aletleri kullanma yoluna gitmiş olmalılar. Bu yüzden kazı yerinde Tunç ve Kalkolitik Çağa özgü taş aletler bulunmamaktadır.[4]

Neolitik yerleşimden sonra höyüğün terk edilmiş olması, sadece işlik ve mezarlık olarak kullanılmış olması öngörülmektedir.[3] Höyükte buna rağmen koyun ve keçi kemiklerinin bulunması, gömü yapıldıktan sonra bu hayvanların kurban edildiğini göstermektedir. Antik Mezopotamya inancında keçi kurban etmenin ölüyü kötülüklerden koruduğu inancı vardır. Ayrıca ölü gömme ritüelleri yönünden Hayaz Höyük'le Titriş Höyük, Lidar Höyük, Gedikli Höyük ve Tilmen Höyük'te herhangi bir fark görülmemektedir. Diğer yandan oda mezarların o toplumdaki seçkin bir kesimin kullanımına tahsis edildiği açıktır. Ancak bu seçkin olmanın ne tür bir güce dayandığı hakkında bir bulguya sahip değiliz.[5]

Değerlendirme

Hayaz Höyük Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ'a ilişkin iki Radyokarbon tarihleme yöntemine göre hesaplama vardır. Bu tarihlere göre uyarlanmış radyoaktif yaş MÖ 7.520-6.650 olarak görünmektedir.[6]

Dış bağlantılar

Kaynakça

  1. ^ a b c d e TAY – Yerleşme Dönem Ayrıntıları
  2. ^ Jacob Roodenberg, VI. Kazı Sonuçları Toplantısı Sh.: 2
  3. ^ a b J. Roodenberg, III. Kazı Sonuçları Toplantısı Sh.: 93
  4. ^ Jacob Roodenberg, VI. Kazı Sonuçları Toplantısı Sh.: 1-2
  5. ^ Derya Yılmaz, Erken Tunç Çağı’nda Güneydoğu Anadolu’da Oda Mezar Geleneği 27 Şubat 2012 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.
  6. ^ "Dr. Burçin Erdoğu, Karşılaştırmalı Tablolara Göre Anadolu Kronolojisi" (PDF). 6 Mart 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 27 Ocak 2012. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Çayönü</span>

Çayönü Höyüğü ya da Çayönü Tepesi Diyarbakır il merkezinin kuzeybatısında, Ergani İlçesi'nin 7 km güneybatısında yer alan bir höyüktür. Höyük, 4,5 metre yükseklikte 160 x 350 metre boyutlarında yayvan, geniş bir tepe üzerindedir. Güneyinden Boğazçay Deresi geçmektedir.

Nevali Çori, Şanlıurfa ilinin Hilvan ilçesine bağlı Güluşağı mahallesinin hemen kuzeybatısında bulunan bir höyüktür. Höyük, Atatürk Baraj Gölü suları altında kalmadan önce Fırat'ın bir kolu olan Kantara Deresi'nin iki yanında yer almaktaydı. Dere höyüğü ikiye bölmüş durumdadır. Yerleşme, derenin doğu yakasında 90 X 40 metre boyutlarında, batı yakasında ise daha küçük bir alandır. Bu yerleşmelerden büyük olanı (doğu) Nevali Çori I, batı taraftaki ise Nevali Çori II olarak adlandırılmaktadır. Yerleşmenin arkeolojik olarak en önemli tabakaları, beş yapı katı olarak izlenen, Nevali Çori I olarak tanımlanan kesimdeki Çanak Çömleksiz Neolitik Çağ tabakalarıdır. Bu tabakalarda yürütülen kazı çalışmaları ve buluntular üzerinde yapılan analizler, Nevali Çori neolitik halkının esas olarak avcı - toplayıcı yaşam tarzını sürdürmekle birlikte, tarım ve hayvancılık yaptığını ortaya koymaktadır. Ortaya çıkarılan mimari kalıntılar ise Orta Fırat Havzası'nın Erken Neolitiği hakkında önemli bilgiler vermiştir. Özellikle, Göbekli Tepe, Urfa – Yeni Mahalle, Karahan, Sefer Tepe, Hamzan Tepe ve Taşlı Tepe gibi arkeolojik alanlarda benzerleri görülen T biçimli sütunların yer aldığı kült binası önemli bir keşif olmuştur.

Değirmentepe Höyüğü, Malatya ilinin 24 km. kuzeydoğusunda Karakaya Barajı Gölü suları altında kalmış olan bir höyüktür.

<span class="mw-page-title-main">Köşk Höyük</span> Niğde il merkezine 17 km mesafedeki bir höyük

Köşk Höyüğü, Niğde il merkezine 17 km mesafede bulunan bir höyüktür. Höyük 80 metre çapında 15 metre yüksekliktedir. Kazılarda ulaşılan buluntular Niğde Müzesinde sergilenmektedir. Müze'de diğer buluntular yanında MÖ 4883 yılına tarihlenen bir Kalkolitik ev modeli, birebir ölçülerde sergilenmektedir.

Kuruçay Höyüğü, Burdur'un 15 km. batısında, Kuruçay köyünün 1,5 km. güneybatısında yer alan bir höyüktür. Höyük, Burdur Gölü'ne bakan bir tepe üzerinde yer alıp üç yanı derin dere yataklarıyla çevrilidir. Buradaki arkeolojik yerleşim 90 x 60 metre boyutlarında ve 8 metre yüksekliktedir. Höyüğün en üst noktası Burdur Gölü'nden 110 metre yüksekliktedir.

Bakla Tepe Höyüğü, İzmir il merkezinin 30 km. güneyinde, Menderes (Cumaovası) ilçesinde, Tahtalı Barajı nedeniyle terk edilen Bulgurca Çiftlik Köyü'nün hemen yakınında yer alan bir Höyüktür. Yıllardır bakla yetiştirilen bir alan olduğundan Köy'de Bakla Tepe olarak bilinmekteydi. Tarihöncesi bir yerleşimin höyükten köy altına kadar uzandığı, sapılan sondalardan anlaşılmaktadır.

Kavuşan Höyük, Diyarbakır ili Bismil ilçesinin 10 km güneydoğusunda, Şeyhan Deresi ile Dicle'nin birleştiği bölgenin hemen doğusunda yer alan bir höyüktür. Dicle kıyısından 65-70 metre kadar güneydedir. Höyüğü kuzey yarısı Dicle tarafından yenmiş olup, güney yamaçları ise Şeyhan Deresi alüvyonlarıyla örtülmüştür. Yüzey de yaygın tarım yapılmasıyla tahrip olmuştur. Höyük boyutları 175 x 75 metre olup, yükseklik kuzey kesimde 8 metre iken güneyde 2 metre kadardır. Alan olarak 1,5 hektar olduğu belirtilmektedir.

Akarçay Tepe Höyük ya da Akarçay Höyük, Şanlıurfa il merkezinin batısında, Birecik ilçesinin 15 km. güneyinde bulunan bir höyüktür. Yaklaşık 350 x 150 metre büyüklüğündeki höyük 6 metre yüksekliktedir. Çanak çömlek yayılımına göre yerleşmenin 2,9 hektarlık bir alana yayıldığı belirtilmektedir.

Çine Tepecik Höyük, Aydın İl merkezinin güneyinde, Çine İlçesinin 5 km. batısında, Karakollar Köyü'nün 3 km. güneybatısında yer alan bir höyüktür. Çine Çayı'nın 1 km. doğusunda bulunan höyük 120 x 40 metre boyutlarında olup 9 metre yüksekliktedir.

Tülintepe Höyüğü, Keban Baraj Gölü suları altında kalmadan önce Elazığ il merkezinin 21 km. doğusunda yer almış olan bir höyüktür. Höyük 250 x 200 metre boyutlarında ve 20 metre yüksekliğindeydi.

Tepecik - Çiftlik Höyüğü, Niğde İl merkezinin kuzeybatısında Çiftlik İlçesi'nin 1 km doğusunda, Melendiz Dağları'nın hemen doğusundaki küçük bir vadi içinde yer alan bir höyüktür. Tepe, 200 metre çapında 4-5 metre yüksekliğindedir. İçinde bulunduğu ova, bir yandan su kaynakları zengin ve verimli topraklar sunarken, diğer yandan yakındaki obsidiyen kaynakları höyük açısından uygun bir çevre sağlamaktadır. Höyüğün bulunduğu ova, Mio-Pliosen ile Pleistosen devrelerde oluşmuş bir krater ovasıdır. Krater, Pleistosen dönemde bir göl halindeydi ve Holosen başlarından itibaren dolmayı sürdürerek bir ova haline geldi. Yerleşmenin başladığı MÖ 6. – 7. binyıllarda kısmen göldü ve yerleşme bir göl kenarında ya da yakınında yer alıyordu.

Ilıpınar Höyüğü, Bursa İl merkezinin kuzeydoğusunda, Orhangazi İlçesi'nin yaklaşık 2 km. güneyinde, İznik Gölü'nün 2 km. batısında yer alan bir höyüktür. Yerleşim alanı 2,5 hektar olup tepenin çağı 250 metredir. Yüksekliği 3 metreden 10 metreye değişmektedir. Höyükte ilk yerleşmenin günümüzden 8 bin yıl önce gerçekleştiği ileri sürülmektedir. İlk yerleşimcilerin Orta Anadolu'dan 10-15 aile olarak gelip yerleştikleri düşünülmektedir. Höyüğün ilk yerleşmede dahi eksiksiz bir tarım ekonomisine sahip olduğu anlaşılmaktadır. Şimdilik, bölgede tarıma başlanılan ilk yerleşim olarak görülmektedir.

Menteşe Höyüğü, Bursa İl merkezinin doğu-kuzeydoğusunda, Menteşe Köyü'nün yaklaşık 500 metre güneybatısında yer alan bir höyüktür. Höyük, Yenişehir Ovası'nın kuzeybatısında olup, 100 x 4 metre boyutlarındadır. Ilıpınar Höyüğü'ne 25 km. mesafededir. Yakın zamanlara kadar tepenin birkaç yüz metre mesafesinde bataklık bir alan vardı. Bu bataklık alan antik çağlarda geniş bir alana yayılmış bir göldü. Höyük'te ele geçen buluntular İznik Müzesi'nde sergilenmektedir.

Kuşsaray Höyüğü, Çorum İl merkezinin 15 km. kuzeydoğusunda, Düvenci Ovası'nda, Kuşsaray Köyü'nün 400 metre batısında yer alan bir höyüktür. Tepenin, 150 x 100 metrelik bölümünün surla çevrili olduğu anlaşılmaktadır. Yüksekliği 20-25 metredir.

Kusura Höyük, Afyon İl merkezinin 55 km. güneybatısında, Sandıklı İlçesi'nin 12 km. güneyinde, Kusura Köyü'nün hemen batısında yer alan bir höyüktür. Tepe 400 metre çapında, 14 metre yüksekliğindedir.

Kömürcü / Kaletepe Höyüğü, Niğde İli, Çiftlik İlçesi'ne bağlı Kömürcü Köyü yakınlarındaki Kaletepe olarak bilinen kayalık tepede yer alan bir höyüktür. Göllü Dağı'nın doğu yamacındaki höyük 150 x 150 metre boyutlarındadır. İki yanından birer dere akmaktadır.

Musular, Aksaray İli, Aksaray İlçesi, Kızılkaya Köyü'nün yaklaşık 1 km. güneyinde, Musular Mekii'nde yer alan bir düz yerleşmedir. Hasan Dağı ve Melendiz Dağı'nın kuzeyine düşen volkanik bir arazide Ihlara Vadisi'nin verimli ovasında, Melendiz Çayı'nın batı kıyısındadır. Aşıklı Höyük'ün 300-400 metre batısında yer almaktadır.

Dedecik-Heybelitepe Höyüğü, İzmir ili'nin yaklaşık 35 km. güneyinde, Torbalı Ovası'nın batı kenarında, Metropolis Antik Kenti'nin 2 km. kadar güneyinde, Özbey ve Yeniköy köyleri arasında yer alan bir höyüktür.

Karaağaçtepe Höyüğü, Çanakkale il merkezinin güneybatısında, Seddülbahir Köyü'nün yaklaşık olarak 3 km. kuzey-kuzeydoğusunda, Morto Koyu'ndan 1 km. mesafede, Kirte Deresi'nin sağ tarafında yer alan bir höyüktür. Bazı kaynaklarda, Heinrich Schliemann tarafından bu şekilde tanımlanmış olmasına dayanılarak Protesilaos Tümülüsü olarak da görülmektedir. Tepe, 100 metre çapında olup 8 metre yüksekliktedir. Günümüzde sahilden 1 km. kadar içeride olan Höyük'ün iskan edildiği dönemde deniz kenarında olduğu belirtilmektedir.

Kumartepe, Şanlıurfa il merkezinin 1,5 km kuzeybatısında, Bozova İlçesi'nin kuzeydoğusunda, İğdeli Köyü'nün kuzeyinde yer alan bir düz yerleşmedir. Günümüzde Atatürk Baraj Gölü altında kalmıştır. Barajın yapımından önce Fırat'ın güney kıyısında, İncesu Vadisi ile Fırat Vadisi'nin birleştiği yerdeydi.