İçeriğe atla

Hayatın uzatılması

2023'ün Uluslararası Uzun ömürlülük gününde Abd'den bir kare

Hayatın uzatılması bilimi, ayrıca yaşlanma karşıtı tıp, süresiz hayat uzatması, deneysel yaşlılık bilimi ve biyomedikal gerontoloji, hem azami hem de ortalama ömürü uzatmak için yaşlanma surecini yavaşlatma veya tersine çevirme çalışmasıdır.

Beslenme, fiziki uygunluk, cilt bakımı, hormon yenilenmesi, vitaminler, takviyeler ve şifalı otlar gibi yaşlanma karşıtı iddialı ürünlerin satışı çok karlı, global bir endüstridir. ABD pazarı yılda yaklaşık $50 milyar üretir.[1] Bazı tıp uzmanları bu tür ürünlerin kullanımıyla ilgili, yaşlanma sürecinin etkilendiği kanıtlanmadığını söyler. Bu pazarlanan ürünlerin yararları ile ilgili birçok iddia, Amerikan Tıp Derneği (İngilizce: American Medical Association) dahil, tıbbi uzmanlar tarafından tamamen eleştirilmiştir.[1][2][3][4][5]

Kaynakça

  1. ^ a b Japsen, Bruce (15 Haziran 2009). "AMA report questions science behind using hormones as anti-aging treatment". The Chicago Tribune. 8 Aralık 2015 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 17 Temmuz 2009. 
  2. ^ Holliday, Robin (2008). "The extreme arrogance of anti-aging medicine". Biogerontology. 10 (2). ss. 223-8. doi:10.1007/s10522-008-9170-6. PMID 18726707. 
  3. ^ Olshansky, S. J.; Hayflick, L; Carnes, B. A. (1 Ağustos 2002). "Position statement on human aging". The Journals of Gerontology Series A: Biological Sciences and Medical Sciences. 57 (8). ss. B292-7. doi:10.1093/gerona/57.8.B292. PMID 12145354. 
  4. ^ "Science fact and the SENS agenda. What can we reasonably expect from ageing research?". EMBO Reports. 6 (11). 2005. ss. 1006-8. doi:10.1038/sj.embor.7400555. PMC 1371037 $2. PMID 16264422. 
  5. ^ Marziali, Carl (7 Aralık 2010). "Reaching Toward the Fountain of Youth". USC Trojan Family Magazine. 13 Aralık 2010 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Aralık 2010. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Ölüm</span> yaşamsal fonksiyonların kalıcı olarak durması

Ölüm, bir organizmayı ayakta tutan tüm biyolojik işlevlerin geri döndürülemez bir şekilde sona ermesidir. Beyni olan organizmalar için ölüm, beyinsapı da dahil olmak üzere tüm beynin işlevinin geri döndürülemez bir şekilde sona ermesi olarak da tanımlanabilir ve beyin ölümü bazen ölümün yasal tanımı olarak kullanılır. Eski bir organizmanın kalıntıları normalde ölümden kısa bir süre sonra çürümeye başlar. Ölüm, önünde sonunda tüm organizmalarda meydana gelen kaçınılmaz bir süreçtir. Turritopsis dohrnii gibi bazı organizmalar biyolojik olarak ölümsüzdür. Ancak yine de yaşlanma dışında başka nedenlerle de ölebilirler.

Alternatif tıp, biyolojik akla yakınlık, test edilebilirlik, tekrarlanabilirlik veya klinik deneylerden elde edilen kanıtlara sahip olmamasına rağmen tıbbın iyileştirici etkilerini elde etmeyi amaçlayan uygulamalara verilen isimdir. Alternatif terapiler tıp biliminin ve bilimsel yöntemin dışındadır ve tanıklık, anekdot, din, gelenek, hurafe, doğaüstü enerjiler, sözde bilim, propaganda, dolandırıcılık veya diğer bilim dışı kaynaklar gibi akıl yürütmedeki hatalara dayanır. Sıklıkla kullanılan terimler New Age tıbbı, sözde tıp, holistik tıp, alışılmışın dışında tıp, marjinal tıp ve şarlatanlıktan az farkla geleneksel olmayan tıptır.

Homeopati, bir hastalığın, hastalık belirtilerini sağlam bir insanda ortaya çıkarabilecek maddelerin çok düşük dozlarda hastaya verilmesiyle tedavi edilebileceği inancına dayanan sözdebilimsel bir alternatif tıp yöntemidir.

<span class="mw-page-title-main">Alzheimer hastalığı</span> günlük yaşamsal etkinliklerde azalma ve bilişsel yeteneklerde bozulmayla karakterize edilmiş, nöropsikiyatrik belirtilerin ve davranış değişikliklerinin eşlik ettiği nörodejeneratif bir hastalık

Alzheimer hastalığı (AH), genellikle yavaş yavaş başlayan ve giderek kötüleşen nörodejeneratif bir hastalıktır ve demans vakalarının %60-70'inin nedenidir. En sık görülen erken belirti yakın zamanda yaşanan olayları hatırlamada zorluktur.

<span class="mw-page-title-main">John Howard Northrop</span> Amerikalı biyokimyager (1891 – 1987)

John Howard Northrop Amerikalı biyokimyacı. 1946 yılında, James Batcheller Sumner ve Wendell Meredith Stanley ile birlikte, Nobel Kimya Ödülü'nü kazanmıştır. James Batcheller Sumner, "enzimlerin kristalize edilebildiğini keşfetmesi nedeniyle" bu ödülü kazanırken; John Howard Northrop ve Wendell Meredith Stanley "enzimlerin ve virüs proteinlerinin saf formlarını hazırlamaları nedeniyle" bu ödüle layık görülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Luc Montagnier</span> Fransız hekim ve virolog (1932-2022; Nobel Ödülü: 2008)

Luc Antoine Montagnier, Fransız virolog ve bilim insanı. Françoise Barré-Sinoussi ve Harald zur Hausen ile birlikte 2008 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü sahibi bilim insanı. Nobel Ödülü'nü İnsan İmmün Yetmezlik Virüsü'nü (HIV) keşfinden dolayı kazanmıştır. Şanghay Jiao Tong Üniversitesi'nde profesör olarak çalışmalarını sürdürmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Peter Medawar</span> İngiliz-Brezilyalı biyolog (1915 – 1987)

Sir Peter Brian Medawar, Brezilyalı/İngiliz biyolog. Graft reddi ve kazanılmış immün tolerans ile ilgili keşifleri organ nakli uygulamalarında önemli bir yer edinmiştir. 1960 yılında Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'ne Sir Frank Macfarlane Burnet ile birlikte layık görüldü.

<span class="mw-page-title-main">Elizabeth Blackburn</span> Avustralyalı-Amerikalı araştırmacı

Elizabeth Helen Blackburn Avustralya doğumlu Amerikalı moleküler biyolog. Kromozomların uç kısımlarında bulunan ve kromozomları koruyan telomer isimli yapılarla ilgili çalışmalarıyla bilinir. Telomer yapımında etkin telomeraz enziminin kaşifleri arasındadır. Bu çalışmalarından dolayı 2009 yılında Carol W. Greider ve Jack W. Szostak ile birlikte Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'nü kazandı. Tıbbi etik üzerine de çalışmaları vardır.

<span class="mw-page-title-main">George Wald</span> araştırmacı

George Wald, Yahudi kökenli Amerikalı bilim insanı. Retina pigmentleri üzerine yaptığı çalışmalarıyla bilinir. 1967 yılında Haldan Keffer Hartline ve Ragnar Granit ile birlikte Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü kazanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">George Emil Palade</span> Romanyalı biyolog

George Emil Palade, Romanya doğumlu hücre biyoloğu. Şimdiye kadarki "en etkili hücre biyoloğu" olarak tanımlanır. 1974 yılında Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü'nü Albert Claude ve Christian de Duve ile birlikte kazanmıştır. Ödül kendisine elektron mikroskobu çalışmalarındaki yenilikleri ve hücre yapısıyla ilgili yaptığı çalışmalar sayesinde hücre biyolojisine getirdiği yenilikler nedeniyle verilmiştir. En önemli keşifleri ilk kez 1955 yılında tanımladığı ribozomlar ve endoplazmik retikulum ile ilgili olanlardır.

<span class="mw-page-title-main">Robert F. Furchgott</span> Amerikalı biyokimyager (1916 – 2009)

Robert Francis Furchgott, 1998 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü sahibi Amerikalı biyokimyacı. Ödülü aynı yıl Louis Ignarro ve Ferid Murad ile paylaşmıştır.

Daniel Nathans Amerikan Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü sahibi mikrobiyolog.

<span class="mw-page-title-main">Robert Lefkowitz</span> Amerikalı tıp doktoru ve moleküler biyolojist

Robert Joseph Lefkowitz,, Amerikalı tıp doktoru ve moleküler biyolog. Hücrelere sinyal yollayan ve alan reseptör moleküllerin varlığını kanıtlamıştır. Araştırmaları özellikle G-proteini reseptörleri üzerinedir. Kimya alanındaki başarılarından dolayı 2012 yılında Nobel Kimya ödülünü bir diğer meslektaşı Brian K. Kobilka'ile paylaşmaya layık görülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Phillip Allen Sharp</span> Amerikalı biyolog

Phillip Allen Sharp, Amerikan genetikçi ve moleküler biyolog. RNA bağlanmasının kaşiflerinden biridir. Richard J. Roberts ile birlikte ökaryot hücrelerinin DNA dizelerindeki genlerin bitişik sırada olmadığını, aralarda intron denilen okunmayan ve protein sentezine katılmayan bölümlerin olduğunu keşfettiler. Bu sayede mRNA'lar aynı DNA dizesinden bu bölümleri farklı şekilde silmeleri ile farklı proteinleri kodlayabilmektedir. İkili bu keşifleri ile 1993 Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülünü kazanmışlardır.

<span class="mw-page-title-main">Barbara McClintock</span> Amerikalı bilim insanı ve sitogenetikçi (1902-1992)

Barbara McClintock, 1983 yılı Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü sahibi Amerikalı bilim insanı. Dünyanın en önemli sitogenetikçilerinden kabul edilir.

<span class="mw-page-title-main">Frederick Sanger</span>

Frederick Sanger, İngiliz biyokimyager. 1958 ve 1980 yıllarında 2 kez Nobel Kimya Ödülü kazanmıştır. 1958 yılında "proteinlerin, özellikle de insülinin yapısı üzerine çalışmaları için" Nobel Kimya Ödülü kazanmıştır ve bu ödülü aynı kategoride 2 kez kazanan tek kişidir. 1980 yılında da "nükleik asitlerdeki baz dizilerinin belirlenmesiyle ilgili katkıları nedeniyle" Walter Gilbert ile birlikte bu ödülü kazanmıştır. Aynı yıl ayrıca Paul Berg, "nükleik asitlerin, özellikle de rekombinant DNA'nın biyokimyası üzerine temel çalışmaları için" ödülü kazanan diğer isim olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Senesens</span> bir organizmanın işlevinin yaşla birlikte bozulması

Senesens veya biyolojik yaşlanma, canlı organizmalarda fonksiyonel özelliklerin kademeli olarak bozulmasıdır. Senesens kelimesi hücresel senesensi ya da tüm organizmanın senesensini ifade edebilir. Organizmal yaşlanma, en azından bir organizmanın yaşam döngüsünün sonraki kısmında, artan yaşla birlikte ölüm oranlarında bir artış ve/veya fekonditede bir azalma içerir, ancak geciktirilebilir. 1934 yılında kalori kısıtlamasının sıçanlarda yaşam süresini %50 oranında uzatabileceğinin keşfedilmesi, ihmal edilebilir yaşlanmaya sahip türlerin varlığı ve Hidra cinsi üyeleri gibi potansiyel olarak ölümsüz organizmaların varlığı, yaşlanmayı ve dolayısıyla yaşa bağlı hastalıkları geciktirmeye yönelik araştırmaları motive etmiştir. Nadir görülen insan mutasyonları yaşlanmayı hızlandıran hastalıklara neden olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Janet Browne</span> İngiliz bilim tarihçisi

Elizabeth Janet Browne, İngiliz bilim tarihçisidir. Özellikle 19. yüzyıl biyoloji tarihi üzerine yaptığı çalışmalarla tanınmaktadır. Harvard'da çalışmaya başlamadan önce önce Londra'daki University College London'da Wellcome Trust Tıp Tarihi Merkezi'nde dersler verdi. Günümüzde Harvard Üniversitesi'nde Aramont Bilim Tarihi Profesörüdür.

<span class="mw-page-title-main">Hafıza ve yaşlanma</span>

Bazen "normal yaşlanma" olarak tanımlanan yaşa bağlı hafıza kaybı, Alzheimer hastalığı gibi demans türleriyle ilişkili hafıza kaybından niteliksel olarak farklıdır ve farklı bir beyin mekanizmasına sahip olduğuna inanılır.

Yaşlanma karşıtı hareket, yaşlanma durumunu ortadan kaldırarak, tersine çevirmeye veya etkilerini azaltmaya adanmış toplumsal bir harekettir. Hareketin önemli bir kısmı hayatın uzatılması için yapılması gerekenlerin olasılıkları üzerinedir fakat aynı zamanda yaşlanmanın etkilerini geciktirmek veya ortadan kaldırmak yerine iyileştiren plastik cerrahi teknikleri ile ilgisi bulunmaktadır.