İçeriğe atla

Havran Dürzi İsyanı

Havran Dürzi İsyanı, Suriye'nin Havran bölgesinde yaşayan Dürzilerin 1909'da Osmanlı otoritesine karşı gerçekleştirdiği güçlü bir isyandır. Dürzi kabilesi olan el-Atras'ın bağımsızlık isteği üzerine çıkan ayaklanma sadece bu kabileyi etkilemedi. Bölgede yaşayan birçok Dürzî, sürgün edildi. Ayrıca önde gelen birçok Dürzi liderleri idam edildi.

Arka plan

Havran, güneybatı Suriye'de bulunan ve günümüzün Ürdün'ün kuzeybatı köşesine uzanan volkanik bir platodur. Batı da Golan Tepeleri'ni; Ürdün Rift Vadisi; Doğuda Jabal ad-Duruz bölgesini de içerir.

Osmanlı Devleti, Sultan Yavuz Sultan Selim ile birlikte Orta Doğu'daki topraklara göz dikmiş ve buralara seferler düzenlemişti. Bunun sonucunda günümüz Lübnan dahil Orta Doğu'nun önemli kısmı Osmanlı Devleti'nin eline geçti. Yavuz Sultan Selim, fethedilen topraklar üzerinde yaşayan kabilelere özerklik tanıdı. Bu özerklik sayesinde gelişen Havran bölgesi 19. yüzyılın ortalarından itibaren yoğun Dürzi akınına uğradı ve Havran bölgesinde Dürziler hakim konumdaydı.

Atıraş kabilesi, 1879 yılında burayı yönetmeye başladı. Ancak 1908'de durumlar değişti. 2. Abdülhamit döneminde başlayan demiryolu çalışmaları Jön Türk Devriminden sonra ittihat ve Terakki ile devam etmiş ve bu çalışmalar ile merkezden uzak olan bölgelerde  merkezin ağırlığı hissedilmeye başlanmıştı. Merkezin ağırlığı hissedilmesiyle vergilendirme ve zorunlu askerlik gibi uygulamalar Havran'da da uygulanmaya başlamış, bu da Havran'da özerkliğin kalkmasına neden olmuştu. Bu durum Havran bölgesinde hakim olan Atıraş kabilesini rahatsız etmişti. Bunun üzerine Atıraş kabilesi isyan etti.

İsyan

Havran'daki isyan, Mayıs 1909'da başladı. Burada Osmanlı destekli köylüler ile Dürzilerin lideri Yahya Bey Atıraş'ın liderliğindeki köylüler arasında çatışma çıktı. Çünkü aralarında ticaret anlaşmazlığı gerçekleşmişti. Bir yıl boyunca süren ateşkes girişimleri oldu. Ancak bölgede herhangi bir barış sağlanamadı ve bu durum Osmanlı'nın tepkisine neden oldu.

Sami Paşa, Ağustos 1910'da Şam'a geldi ve 35 taburdan oluşan bir ordu ile sefere çıktı. Dürzi kuvvetlerle bir düzine çatışma yaşandı. Zukan el Atıraş, El-Kafr yakınlarında, Osmanlı Devleti ile karşı karşıya geldi. Sami Paşa'nın kuvvetleri, yüz yüzüne gerçekleşen savaşta Dürzi direnişini yok etti.

Sami Paşa askerleri Havran bölgesini işgal etti. Gerçekleşen çatışmalarda nüfusun %10'nu öldü. Savaştan ele geçirilen 2.000 savaş esiri, Şam'da ve Akka'da tutuldu. İsyanın lideri olan Zukan yakalandı ve 1911'de idam edildi (bazı kaynaklar idamın 1910'da uyguladığını belirtir).

Dürzi ayaklanmasının ardından, Dürzilerde bulunan silahlar alındı. Toplam 10.000 tüfek toplandı. Osmanlı Devleti Harran bölgesinde nüfus sayımı yapıldı. Bu sayımdan sonra vergiler toplandı. Vergi veremeyen insanlar borç almak zorunda kaldı. Bununla birlikte bin Dürzi Osmanlı ordusuna alındı ve askere alınanlar imparatorluğun her tarafına dağıtıldı.

Ayaklanma sonrası

I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlılar, burada çıkabilecek herhangi bir isyandan korktuğu için isyanının ele başlarını serbest bıraktı. Ancak bu tavır hiçbir şeyi değiştirmeyecekti. Arap Milliyetçiliğini benimseyen kurumlarla ve Hicaz'daki Arap isyancılarla temas kurmayı başaran Zukan el-Atıraş'ın oğlu Sultan el-Atıraş, Arap isyancılar bölgeye ulaştığında, isyancılarla katılması için bin kişi gönderdi. Kuvvetler Basra'ya vardığında Dürzilerden 300 kişi daha katıldı. Suriye'nin başkenti Şam'a giren Arap kuvvetlerinin lideri olan Emir Faysal ile iyi ilişkiler içindeydi. Bu yüzden Emir Faysal, Sultan el-Atıraş'a kurulan yeni devletin ordusunda görev verdi.

El-Atıraş ailesi, iyi ilişkilere sahip olduğu Suriye Krallığını destekliyordu. Ancak bu krallık 24 Temmuz 1920'de Maysalun Savaşı'ndan sonra Fransızlar tarafından işgal edildi. Fransızlar, Suriye'yi işgal ettikten sonra Sultan el-Atıraş, Fransızlarla savaşmak için adamlarını topluyordu. Sultan el-Atıraş, 1925 yılında Fransızlar'a karşı ayaklandı. Ayaklanmaya sadece Dürziler değil aynı zamanda Fransızları istemeyen Arap kabileleri de katıldı. 1927 yılında Fransızlar ayaklanmayı zorda olsa bastrdı. Bu ayaklanma II. Dünya Savaşı'na kadar olan süreçte en büyük bağımsızlık ayaklanmasıdır. Savaşı kaybetmesine rağmen Sultan el-Atıraş, savaşı kaybetmesine rağmen savaştan sonra da Suriye'de en etkili insanlardandı.

Kaynakça

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Arap Ayaklanması</span> Arapların, 1916-1918 yıllarında Osmanlı İmparatorluğu egemenliğine karşı başlattığı ayaklanma olayı

Arap Ayaklanması, Arap İsyanı veya Arap İhaneti, I. Dünya Savaşı sırasında Haziran 1916 tarihinde Yemen'de Aden, Suriye'de Halep'i kapsayan bağımsız ve birleşik bir Arap devleti kurmak amacıyla Şerif Hüseyin bin Ali tarafından başlatılan silahlı isyandır.

<span class="mw-page-title-main">I. Faysal</span> 1921den 1933e kadar Haşimi Irakın ilk kralı

I. Faysal, 1920 yılında kurulan kısa ömürlü Suriye Krallığı ve ardından Irak Krallığı kralı. Taç giydiği 23 Ağustos 1921 tarihinden, kalp krizi geçirerek öldüğü 1933 yılına kadar 12 sene hüküm sürmüştür. Kendisini Hicaz Kralı ilan ederek Osmanlı İmparatorluğu'na karşı Arap İsyanını başlatan Şerif Hüseyin'in üçüncü oğludur.

<span class="mw-page-title-main">Alevi Devleti</span> Fransız Suriye Mandasındaki eski devlet

Alevi Devleti veya Nusayri Devleti, 1922'ye kadar Alevi Bölgesi olarak adlandırıldı, başlangıcından 1922'de Suriye Federasyonu'na entegrasyonuna kadar yerel olarak baskın olan Arap Alevilerinden oluşan, I. Dünya Savaşı'ndan sonra günümüz Suriye'sinin kıyısında bir Fransız manda bölgesiydi. Milletler Cemiyeti Fransız Mandası 1920'den 1946'ya kadar sürdü.

<span class="mw-page-title-main">Busra el-Harir</span>

Busra el-Harir, Busra el-Hariri ya da Busra al-Harir, Dera İli'nin, İzra İlçesi'ne bağlı bir kasabadır. İzra İlçesi'nin doğusuna doğru, Ürdün sınırına yakın bir konumu vardır. 660 metrelik bir rakıma sahiptir. Suriye İstatistik Kurumu tarafından yapılan, 2004 Suriye nüfus sayımlarına göre 13,315 kişilik bir nüfusa sahiptir. Koruduğu kırsal özelliklerinin yanında, sanayi ve ekonomi faaliyetleride gösterdiği için kasaba olarak sınıflandırılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Türk Kurtuluş Savaşı Suriye Cephesi</span>

I. Dünya Savaşı sırasında İngilizler, Osmanlı kuvvetlerini hızlı bir şekilde mağlup etmek için Arabistan'da bulunan Araplar ile anlaştılar. Bu antlaşma ile Araplar savaş bitince bağımsız olacaklardı. Fakat Rusya'da gerçekleşen Bolşevik İhtilali sırasında Vladimir Lenin, Rus Çarlığı sırasında imzalanan gizli antlaşmaları gün yüzüne çıkardı. Bu antlaşmalardan bir tanesi Sykes-Picot Anlaşmasıydı. Bu antlaşmaya göre Orta Doğu'yu İngilizler ve Fransızlar tarafından paylaşılıyordu. Bundan sonra toplanan San Remo Konferansında da Araplara bağımsızlık söz konusu bile değildi. Bunun üzerine Araplar silahlandı.

<span class="mw-page-title-main">Fransa-Suriye Savaşı</span> Fransa-Suriye askerî ilişkileri

Fransa-Suriye Savaşı 1920'de yeni kurulan Suriye Arap Krallığı'nın Haşimi hükümdarları ile Fransa arasında gerçekleşti. Meyselun Muharebesi'nde doruğa ulaşan bir dizi çatışma sırasında Fransız kuvvetleri, 24 Temmuz 1920'de Şam'a girerek Haşimi hükümdar Kral Faysal ve yandaşlarının güçlerini yendi. 25 Temmuz'da Suriye'de, Alaeddin ed-Dürubi'nin başkanlığında yeni bir Fransız yanlısı hükûmet ilan edildi ve Suriye bölgesi sonunda Suriye ve Lübnan Mandası altında birkaç bağımlı devlete bölündü. Irak'taki yeni mandadaki konumlarından endişe duyan İngiliz hükümeti, kaçak Faysal'ı Irak'ın yeni kralı ilan etmeyi kabul etti.

<span class="mw-page-title-main">Cemil Merdam Bey</span> Suriyeli siyasetçi (1895-1960)

Cemil Merdam Bey, Suriyeli bir politikacıydı. Şam'da önde gelen aristokrat bir ailenin çocuğu olarak doğdu. Osmanlı generali, devlet adamı ve Sadrazam Lala Mustafa Paşa'nın ve sondan bir önceki Memlük Hükümdarı Kansu Gavri'nin soyundan gelmektedir. Paris'te siyaset bilimi okulunda okudu ve siyasi kariyeri orada başladı.

<span class="mw-page-title-main">Fransa-Suriye ilişkileri</span> Fransa ile Suriye arasındaki diplomatik ilişikiler

Fransa ve Suriye arasındaki ilişki, uzun ve köklü bir tarihi geçmişe sahiptir. Suriye; I. Dünya Savaşı'nın ardından çöküşe geçen Osmanlı İmparatorluğu'ndan ayrılıp, Fransa'nın bir mandası haline gelmiş ve yaklaşık yirmi yıl boyunca Fransız boyunduruğu altında kalmıştır. Fransız ordusu tamamen Suriye topraklarını boşaltıp, son birliklerini de bölgeden çektikten sonra bu iki devlet arasında yeni bir dönem başlamış; Suriye'nin bağımsız bir devlet olarak tanınmasının ardından ikili diplomatik ilişkiler hızla gelişmeye başlamıştır. Fransa'nın Şam'da bir büyükelçiliği, Halep ve Lazkiye'de ise konsoloslukları bulunurken; Suriye'nin de Paris'te bir büyükelçiliği ve Pointe-à-Pitre ile Marsilya'da birer tane konsolosluğu bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Suriye Devleti</span> 1925ten 1930a kadar Fransız manda bölgesi

Suriye Devleti, Halep Devleti ile Şam Devleti'ni birleştiren 5 Aralık 1924 tarihli kararname - 1 Ocak 1925 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere - ile oluşturulan bir Fransız Manda devletiydi. Halep Devleti, Şam Devleti ve Nusayri Devleti için merkezi bir meclis sağlayarak oluşturulan Suriye Federasyonu'nun (1922-1924) halefiydi. Nusayri Devleti, Suriye Devleti'ne katılmadı.

<span class="mw-page-title-main">Ata Bey el-Eyyubi</span> Suriyeli siyasetçi (1877-1951)

Ata Bey el-Eyyubi Suriye devlet başkanı ve başbakanı olarak görev yapan bir Osmanlı memuruydu. Suriye'nin Şam kentinde, önde gelen bir siyasi ailenin çocuğu olarak dünyaya geldi, İstanbul'da kamu yönetimi okudu ve profesyonel kariyerine Osmanlı kamu hizmetinde başladı.

<span class="mw-page-title-main">Meyselun Muharebesi</span> Fransa-Suriye Savaşında bir muharebe

Meyselun Muharebesi, Meyselun Geçidi Muharebesi veya Han Meyselun Muharebesi olarak da adlandırılır, Suriye Arap Krallığı güçleri ile Fransız Levant Ordusu arasında 24 Temmuz 1920'de Şam'ın yaklaşık 25 kilometre batısında Anti-Lübnan Dağları'ndaki Han Meyselun yakınlarında yapılan dört saatlik bir savaştı.

<span class="mw-page-title-main">Sultan el-Atraş</span> Önde gelen Arap Dürzi lider ve Suriye milliyetçisi

Sultan el-Atraş,, yaygın olarak bilinen adıyla Sultan Paşa el-Atraş, önde gelen bir Suriye milliyetçisi Arap Dürzi lider ve Suriye Devrimi'nin (1925-27) başkomutanıydı. Fransızlara karşı savaştı. Suriye ve Dürzi tarihinin en etkili isimlerinden biri olarak Cebel el-Dürzi'nin ve genel olarak Suriye'nin kaderinin belirlenmesinde önemli bir rol oynadı.

<span class="mw-page-title-main">Yasin el-Haşimi</span>

Yasin el-Haşimi, iki kez başbakanlık yapan Iraklı bir politikacıydı. Irak'ın ilk liderlerinin çoğu gibi, el-Haşimi de ülkenin Osmanlı kontrolü sırasında askeri subay olarak görev yaptı. Siyasi olarak ilk çıkışını selefi Cafer el-Askerî'nin hükûmeti altında yaptı ve kısa bir süre sonra, Ağustos 1924'te onun yerine başbakan oldu. El-Haşimi on ay boyunca hizmet etti, ardından yerini Abdulmuhsin es-Sa'dun aldı. Sonraki on yıl boyunca çeşitli hükûmet pozisyonlarını doldurdu ve nihayet Mart 1935'te başbakanlık makamına geri döndü. 30 Ekim 1936'da Haşimi, General Bekir Sıdkî ve etnik azınlıklardan oluşan bir koalisyon tarafından yönetilen bir darbeyle görevden alınan ilk Irak başbakanı oldu. O zamanlar savunma bakanı olan el-Askerî'nin aksine, el-Haşimi darbeden sağ çıktı ve üç ay sonra öldüğü Suriye'nin Şam kentine gitti. Ağabeyi ve yakın müttefiki Taha el-Haşimi, 1941'de Irak Başbakanı olarak görev yaptı.

<span class="mw-page-title-main">Büyük Suriye İsyanı</span> Suriye ve Lübnan Mandasındaki Fransız yönetimine karşı 1925-27 ayaklanması

Büyük Suriye İsyanı, 1925 İsyanı veya Büyük Suriye Devrimi, 1925 ile 1927 yılları arasında Suriye Devleti ve Büyük Lübnan genelinde yaşanan genel bir ayaklanmadır. Önde gelen isyancı güçler, Sünni, Dürzi, Alevi ve Hristiyan grupların katıldığı güney Suriye'deki Cebel el-Dürzi Devleti savaşçılarından oluşuyordu. Ortak amaç, I. Dünya Savaşı'nın ardından Türk yönetiminden Fransız yönetimine geçen yeni manda bölgelerindeki Fransız egemenliğine son vermekti.

<span class="mw-page-title-main">Abdurrahman Şehbender</span> Suriyeli siyasetçi (1879-1940)

Abdurrahman Şehbender, Suriye'deki Fransız Mandası döneminde önde gelen bir Suriyeli milliyetçi ve Fransız otoritesiyle uzlaşmanın önde gelen bir muhalifiydi. Arap milliyetçiliğine olan bağlılığı İttihat ve Terakki Cemiyeti ve onun "Türkleştirme" politikaları dönemine kadar uzanmaktadır. Birinci Dünya Savaşı sırasında Arap İsyanı'nı destekledi ve kısa bir süre Emir Faysal'ın dışişleri bakanlığını yürüttü.

<span class="mw-page-title-main">Yusuf el-Azma</span> Suriye savaş bakanı (1883-1920)

Yusuf el-Azma, Ali Rikabi ve Haşim el-Etasi hükûmetlerinde Suriye savaş bakanı ve Kral I. Faysal döneminde Arap Ordusu genelkurmay başkanıydı. Ocak 1920'den Meyselun Muharebesi sırasında Fransız istilasına karşı Suriye kuvvetlerine komuta ederken ölümüne kadar savaş bakanı olarak görev yaptı.

<span class="mw-page-title-main">1919 Alevi İsyanı</span> Suriyedeki Fransız yönetimine karşı 1919-21 ayaklanması

Alevi İsyanı, Şeyh Salih el-Ali liderliğinde İşgal Edilmiş Düşman Toprakları Yönetimi'nin Fransız yetkililerine karşı ve daha sonra Fransa-Suriye Savaşı'nın bir parçası olarak Suriye'de yeni kurulan Fransız Mandası'na karşı, özellikle kıyıdaki Cebel Ensariye dağlık bölgesinde gerçekleşen bir isyandı. İsyan, Suriye'deki Fransız güçlerine karşı ilk silahlı direniş eylemlerinden biriydi ve lideri Şeyh Salih, Şam'daki geçici Arap hükûmetine bağlılığını ilan etti. İbrahim Hananu'nun Halep kırsalındaki isyanı ve Suphi Bereket'in Antakya'daki isyanı da dahil olmak üzere ülkedeki diğer Fransız karşıtı isyanların liderleriyle koordinasyon kuruldu.

<span class="mw-page-title-main">Şerif Ordusu</span> Arap İsyanının ana ordusu

Arap Ordusu olarak da bilinen Şerif Ordusu veya Hicaz Ordusu, I. Dünya Savaşı'nın Osmanlı cephelerinin bir parçası olan Arap İsyanı'nın arkasındaki askerî güçtü. 1916'da "Arapların Sultanı" ilan edilen Hicaz Krallığı'ndan Şerif Hüseyin bin Ali, Arap halkını bağımsız bir hükûmet altında birleştirme nihai hedefiyle Osmanlı İmparatorluğu'na karşı bir isyanda Şerif Ordusu'na liderlik etti. İngilizler tarafından hem mali hem de askeri olarak desteklenen Hüseyin'in kuvvetleri Hicaz'dan kuzeye doğru yavaş yavaş ilerledi ve İngiliz kontrolündeki Mısır Seferi Kuvvetleri ile birlikte savaşarak sonunda Şam'ı ele geçirdi. Şerif Ordusu mensupları burada Şerif Hüseyin'in oğlu Faysal liderliğinde Suriye Arap Krallığı olarak bilinen kısa ömürlü bir monarşi kurdu.

<span class="mw-page-title-main">Hananu İsyanı</span> 1920-21 yılları arasında Kuzey Suriyede Fransız kuvvetlerine karşı isyan

Hananu İsyanı, 1920-1921 yıllarında Suriye'nin kuzeyinde, özellikle Halep'in batı kırsalında yoğunlaşan Fransız askerî güçlerine karşı bir isyandı. İsyana verilen destek, Suriye'de Fransız Mandası'nın kurulmasına karşı muhalefetten kaynaklanıyordu. İsmini önde gelen komutanı İbrahim Hananu'dan alan isyan esas olarak Cebel Harim, Cebel Kusayr, Cebel Zaviye ve Cebel Sahyun bölgelerindeki dört müttefik isyandan oluşuyordu. İsyancılar kırsal kesimdeki liderler tarafından yönetiliyordu ve çoğunlukla Fransız güçlerine karşı gerilla saldırıları düzenliyor ya da önemli altyapılara sabotaj yapıyorlardı.

Beni el-Atraş olarak da bilinen el-Atraş, Güneybatı Suriye'deki Cebel el-Dürzi merkezli bir Dürzi aşiretidir. Ailenin el-Atraş ismi Arapçada "sağır" anlamına gelmektedir ve ailenin sağır reislerinden birinden türemiştir. El-Atraş aşireti 19. yüzyılın başlarında Cebel el-Dürzi'ye göç etti ve şeyhleri İsmail el-Atraş'ın liderliğinde 19. yüzyılın ortalarında el-Hamdan'dan görevi devralarak Cebel el-Dürzi'nin en önemli yönetici Dürzi ailesi haline geldi. Savaş alanındaki ünü ve diğer Dürzi aşiretleri, Bedevi aşiretleri, Osmanlı yetkilileri ve Avrupalı konsoloslarla kurduğu siyasi entrikalar sayesinde İsmail el-Atraş gücünü pekiştirdi. 1880'lerin başlarında aile, aralarında Süveyda, Salkhad, el-Kureyya, Ira ve Arman'ın da bulunduğu on sekiz köyü kontrol ediyordu.