İçeriğe atla

Hava sıcaklığı

Hava sıcaklığı, atmosferi oluşturan gaz moleküllerinin ısı enerjisi ile gerçekleşen titreşimlerinin ortaya çıkardığı etki. İklimin en önemli elemanı, diğer elemanlardan nem-yağış ile basınç ve rüzgarın oluşum sebebi.[1]

Sıcaklığın kaynağı

Dünyadaki sıcaklığın temel kaynağı güneştir. Dünyanın iç sıcaklığı mevcut yerkabuğunu aşıp yer yüzeyini etkilemez. Jeolojik geçmişte iç sıcaklığın yüksek olduğu zamanlarda etkili olabileceği kabul edilebilir fakat bugün bu etki yoktur. Güneşten gelen sıcaklıkla buharlaşma, yağış, rüzgar ve okyanus akıntıları oluşur. Bitkilerin fotosentez ile besin üreterek besin zincirini başlatması da güneşin eseridir. Petrol, kömürler, doğalgaz geçmiş jeolojik devirlerdeki güneş enerjisinin depolanmış halidir.

Isınmanın gerçekleşmesi

Güneşten atmosferin üst sınırına 1 cm²'ye 1 dakikada ulaşan enerji miktarı 2.0 cal/cm²/dakikadır ve güneş sabitesi (Solar konstant) olarak isimlendirilir. Güneşten gelen enerjinin tamamı yeryüzünü ısıtmaz. Gelen ışınların %25'i atmosfer ve bulutlardan geri yansır, %25'i atmosferde dağılır (difüzyon), %15'ini atmosfer absorbe eder (emer), %8'i yeryüzünden uzaya yansır (albedo), %27'si yeryüzünü ısıtır. Toplamda gelen enerjinin %67'si dünyayı ısıtırken, %33'ü uzaya geri yansır. Işınların yansımayan %67'sinin 1/4'ü atmosfer tarafından emilir, 3/4'ü yer tarafından emilir. Tutulan bu ısı atmosferi ısıtır. Atmosfer bir miktar direkt güneşten gelen ışınlarla ısınırken, önemli miktarda ısınan yerden yansıyan ışınlarla ısınır. Atmosferin çoğunlukla yerden yansıyan ışınlarla ısınması, yükseklikle sıcaklığın azalmasının temel sebebidir.

Yeryüzünde sıcaklık dağılışını etkileyen faktörler

Güneşten dünyaya ulaşan enerji tüm yeryüzünü eşit oranda ısıtmaz. Sıcaklık dağılışındaki farklılıkların nedenleri şunlardır:

Güneş ışınlarının düşme açısı

1 mil genişliğindeki güneş ışın demeti 1 millik bir alana dik geldiğinde daha çok ısıtır. 30° açıyla geldiğinde enerjisi 3 millik bir alana dağılır ve ısınma az olur.
Eşit ışın demetlerinin ekvator ve kutuptaki dağılım alanları

Güneş ışınları dik düştükleri alanda daha dar bir alanı ısıtırken, eğik geldikleri alanda geniş alana yayılarak daha az ısıtma yaparlar. Güneş ışınlarının geliş açısı dünyanın şekline, eksen hareketine, mevsime ve yer şekillerine bağlıdır.

  • Dünya'nın şekli: Güneş ekvator çevresinde ufuk düzleminde çok yükselir ve ışınları yere dik ve dike yakın düşer. Kutuplar dünyanın şeklinden dolayı güneş ışınlarını eğik açıyla alır ve ısınamaz. Ekvatordan kutuplara doğru sıcaklık enlem etkisiyle azalır.
  • Günlük hareket: Sabah doğan güneş ufuk düzlemine yakındır ve ışınlar eğik gelmektedir. Isınma azdır. Öğleye doğru yükselen güneşin ışınları daha dik düşer ve ısınma artar. Akşam yaklaştıkça güneş ışınları eğik gelir ve güneş batar. Gece boyu güneşten enerji gelmediğinden, yer radyasyonu ile ısı kaybeden yeryüzü soğumaya başlar. Güneş doğmadan önce günün en soğuk zamanı yaşanır.
  • Eksen eğikliği ve yıllık hareket: Dünya güneş çevresinde döndüğü yörüngesinde 23° 27′ eğik bulunmaktadır. Eksen eğikliği, yıllık hareket sırasında güneş ışınlarının farklı alanlara dik düşmesine neden olur. Ekinoks tarihlerinde (23 Eylül, 21 Mart) ekvatora dik gelen ışınlar, Yaz gündönümünde (21 Haziran) Yengeç dönencesine (23° 27′ K), kış gündönümünde Oğlak dönencesine (23° 27′ G) dik düşer. Güneş ışınlarının dik düştüğü yarımkürede yaz yaşanırken diğer yarımkürede kış mevsimi, yaşanır.
  • Yer şekilleri:Güneş ışınlarının düşme açısını etkileyen diğer bir etmen yer şekilleridir. Kuzey yarımkürede güneş güneyde kalır. Güneye bakan yamaçlar güneş ışınlarını düz alanlara göre daha dik açıyla alır. Güneş ısıtma sistemleri buna örnektir. Aynı dağın kuzeye bakan yamaçları ışınları oldukça eğik aldıklarından (veya hiç almazlar) daha soğuktur. GYK'de bu durumun tersi görülür. Kuzey yamaçlar sıcak, güney yamaçlar soğuktur. Buna Bakı etkisi denir.

Güneş ışınlarının atmosferde aldığı yol

Atmosfer içindeki yolun uzaması atmosfer tarafından ışınların tutulmasına (emilme, dağılma, yansıma) yol açar. Ekvator üzerine düşen güneş ışınları dik geldiklerin atmosferde daha kısa yol alırlar. Kutuplara düşen ışınlar daha uzun bir yol kat ederler. Ekvatorda yere ulaşan enerji daha fazla iken kutuplarda daha az enerji ulaşır.

Güneşlenme süresi

Enleme bağlı gündüz uzunluğu değişimi

Yaz mevsiminde sıcaklık artışını tek başına ışınların dik gelmesi sağlamaz. Aynı zamanda gündüzler de uzamıştır. Gündüzlerin uzaması güneşten alınan enerjinin artmasına neden olur. Kışın durum tam tersidir. Kısalan gündüzler güneşten alınan enerjinin azalmasına neden olur. Türkiye'de kışın gündüz uzunluğu 9 saatken, yazın 15 saate çıkar. Güneş ışınlarının en dik geldiği zaman yerel saat ile 12:00'dır. Fakat günün en sıcak anı öğleden sonra, yaklaşık olarak 14:00'dür. Bunun nedeni enerji depolanmasıdır (ısı birikimi).

Yükselti

Troposfer içinde yükseklikle sıcaklık ortalama 100 metrede 0.65 °C'dır. Bu azalmanın sebepleri şunlardır:

  • Atmosfer güneş ışınların kırılmasıyla yerden ısınır, üst kısmından uzaya doğru ısı kaybeder, soğur.
  • Yoğun olan alt katmanlar daha fazla enerji tutar.
  • Su buharının alçaklarda fazla olması ısınmaya yardım eder.
  • Alt katmanlarda hava kütleleri daha hareketlidir.

Normal şartlarda yükseklikle sıcaklığın azalması gerekirken bazı durumlarda arttığı da görülür. Bu duruma sıcaklık terselmesi (sıcaklık inversionu) denilir.

Kara ve denizlerin dağılışı

Yarım kürelere kara ve denizlerin dağılışı.

Karalar ve denizlerin özgül ısıları ve ısınma özellikleri birbirinden farklıdır. 1 gr taşı 1 °C ısıtmak için 0,5 °C ısıya ihtiyaç varken, 1 gr suyun sıcaklığını 1 °C yükseltmek için 1 °C sıcaklığa ihtiyaç vardır. Aynı oranda güneş alan; karalar hızlı ısınır hızlı soğur, çok ısınır, çok soğur. Denizler yavaş ısınır, yavaş soğur, az ısınır, az soğur.

Deniz suyunun hareketli olması yavaş ısınmasının sebeplerindendir. Isınan su buharlaşır, tuzluluğu artar ve ağırlaşır. Dibe çöken bu suyun yerine soğuk sular gelir. Derinlere depo edilen bu ısı, gece veya kışın denizlerin karalara oranla daha ılık olmasına neden olur. Denizlerde ısı taşınmasının bir başka yolu da dikey ve yatay akıntılardır. Gulf Stream Meksika körfezindeki sıcak suları kuzeybatı Avrupa kıyılarına kadar taşır. Termohalin Döngü okyanuslar arasında sıcaklık farkının neden olduğu genel bir akıntıdır. Sıcak ve soğuk suların yer değiştirmesiyle dünya ısısı dengelenir.

Denizler üzerinde bulunan buhar tabakası denizin güneşten fazla ısınmasını engeller. Geceleyin de ısı kaybını engeller. Bu özelliği bulunmayan karaların gece gündüz sıcaklık farkı daha fazladır. Sonuçta karalar denizlere göre daha fazla ısınır. Bu nedenle karaların daha fazla olduğu Kuzey Yarımkürede sıcaklıklar Güney Yarımküreden daha fazladır. Karaların daha fazla yer kapladığı Kuzey Yarımkürede yıllık ortalama sıcaklık Güney Yarımküre'den 2 °C daha fazladır.

Nemlilik

Kısa dalga boyu ışınların yeryüzüne inmesine engel olmayan su buharı yerin ısınmasına olanak sağlar. Fakat ısınan yeryüzünden uzaya kaçan uzun dalga boyu ışınları tutar. Bu olay nemli bölgelerin fazla ısınmasını ve soğumasını engeller. Deniz kıyılarında nemlilik fazladır. Buradaki kentlerde gece-gündüz sıcaklık farkları da karasal bölgelere göre daha azdır. Karasal bölgeler gündüz fazla ısınırlar fakat gece de çok soğurlar. Günlük sıcaklık farkı fazladır. Aynı durum yıllık sıcaklık farkı için de geçerlidir. Akdeniz ve Güneydoğu Anadolu bölgeleri aynı enlemlerde yer alır. Yazın karasal olan Güneydoğu Anadolu daha sıcaktır, nemlilikten dolayı Akdeniz kıyıları fazla ısınmaz. Kışın Güneydoğu Anadolu, Akdeniz'e göre karasallıktan dolayı daha fazla soğur. Gündüz ısınan yeryüzünün gece ısının atmosferin üst kısımlarına doğru yükselmesiyle soğumasına ışıma (yer radyasyonu) denir.

Güneş ışınlarının yıl boyu dik ve dike yakın düştüğü Ekvator çevresi dünyanın en sıcak yeri olması gerekir. Fakat durum böyle değildir. Nemliliğin az olduğu Sahra çölü yıllık ortalamada dünyanın en sıcak bölgesidir. Ekvator bölgesinde nemlilik ısının fazla yükselmesini engeller.

Okyanus akıntıları

Gulf stream:Okyanus akıntıları sıcaklık dağılışında önemlidir.

Okyanus akıntıları dünya ısısının dağıtılmasında rüzgârlarla birlikte önemli görev üstlenirler. Rüzgar ve okyanus akıntıları sıcaklığı taşımasaydı, ekvator çevresi daha sıcak, kutuplar çevresi daha soğuk olacaktı. Gulf stream sıcak su akıntısı, Meksika körfezinden aldığı sıcak suları kuzeybatı Avrupa kıyılarına kadar sürükler. Dünya nehirlerinin 100 katı büyüklüğündeki su kütlesi günde 97 km yol alır. Batı Avrupa kıyılarının Kanada Atlas okyanusu kıyılarından daha sıcak olmasını sağlar. Kanada'nın Atlas okyanusu kıyılarının daha soğuk olmasında, kutup civarından Baffin körfezinden yola çıkan Labrador soğuk su akıntısının da katkısı bulunur.

Rüzgarlar

Uzun süre belli bir alanda kalan hava kütleleri bulunduğu alanın sıcaklık ve nem özelliklerini kazanır. Rüzgâr olarak başka alanlara estiğinde ise bu özelliklerini gittikleri yerlere taşırlar. Enlem etkisinden dolayı ekvatordan kutuplara doğru esen rüzgarlar sıcaklığı yükseltir. Kutuplardan ekvator civarına doğru esen rüzgârlar sıcaklığı düşürür. Türkiye için kuzey sektörlü rüzgarlar soğutucu, güney sektörlü rüzgarlar ısıtıcı etki yapar. Denizden karaya esen rüzgarlar, kışın ılıtıcı, yazın serinletici etki yapar. Karadan denize doğru esen rüzgarlar ise, yazın ısıtıcı, kışın soğutucu özelliktedir.

Bitki örtüsü gündüz gelen güneş ışınlarının direkt yeryüzüne düşmesine engel olur. Orman içleri gündüzleri bu nedenle açık alanlara oranla daha serindir. Bitkiler gece yer radyasyonu ile kaçan ısıyı tutarak fazla soğumayı engeller.

Sıcaklık haritaları

İzoterm (Eş sıcaklık eğrisi): Sıcaklıkları aynı olan noktaların birleştirilmesi ile elde edilen kapalı çizgiler. Sıcaklığı haritalarda ifade edebilmek için kullanılır.

Sıcaklığın harita ile ifade edilmesi için iki tür sıcaklık kullanılır.

  • Gerçek sıcaklık: Termometrenin ölçtüğü sıcaklıktır. Genelde dar alanların sıcaklıkları gösterilir. Yükseklikle sıcaklık 200 metrede 1 °C düştüğü için, farklı yükseklikteki alanların karşılaştırmasında yetersiz kalır. Karasallık ve enlemin sıcaklık üzerindeki etkisi görülmez, yalnızca yüksekliğin etkisini ifade eder.
  • İndirgeniş sıcaklık: Gerçek sıcaklığa yükseklikten dolayı kaybedilen sıcaklık eklenerek bulunur. Bu durumda sıcaklık deniz seviyesine indirgenmiş olur. Enlem ve karasallığın sıcaklık üzerindeki etkisini gösterirler.

İndirgenmiş sıcaklık= Yükselti/200+Gerçek sıcaklık

Kaynakça

  1. ^ Köppen, Wladimir (1 Haziran 2011). "The thermal zones of the Earth according to the duration of hot, moderate and cold periods and to the impact of heat on the organic world" (İngilizce). 20 (3). Meteorologische Zeitschrift: 351-360. Bibcode:2011MetZe..20..351K. doi:10.1127/0941-2948/2011/105. ISSN 0941-2948. 13 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 21 Şubat 2024. 

*HAVA SICAKLIĞI

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Çöl</span> Çok az yağışın gerçekleştiği arazi alanı

Çöl, Yerküre'de yer alan ana biyom tiplerinden birisidir. Çöl, yıllık 250 mm'den az yağış alan bölgeler için kullanılan bir terimdir.

<span class="mw-page-title-main">Rüzgâr</span> Yüksek basınç alanından Alçak basınç alanı arasındaki yatay yönlü hava hareketi

Rüzgâr ya da yel, hava veya diğer gazların gezegen yüzeyine göre doğal hareketidir. Rüzgârlar, onlarca dakika süren fırtına’lardan, kara yüzeylerinin ısınmasıyla oluşan ve birkaç saat süren yerel meltemlere, Dünyanın iklim bölgeleri arasındaki güneş enerjisinin soğurulma farkından kaynaklanan küresel rüzgârlara kadar çeşitli ölçeklerde oluşur. Büyük ölçekli atmosferik dolaşımın iki ana nedeni, ekvator ve kutuplar arasındaki farklı ısınma ve dünyanın dönüşüdür. Tropik ve subtropik bölgelerde, arazi ve yüksek platolar üzerindeki alçak ısıl dolaşımlar muson sirkülasyonlarını yönlendirir. Kıyı bölgelerinde deniz meltemi/kara meltemi döngüsü yerel rüzgârları belirler. Değişken arazi yapılı bölgelerde dağ ve vadi meltemleri hakimdir.

<span class="mw-page-title-main">Siklon</span>

Siklon (Cyclone), atmosferde bir alçak basınç alanı çevresinde hızla dönen rüzgârların oluşturduğu şiddetli fırtınadır. Siklonlar güney yarımkürede saat yönünde, kuzey yarımkürede aksi istikamette dönerler.

Jüpiter'in kalın ve karmaşık bir atmosfer tabakası bulunmaktadır. Bu atmosferi oluşturan gazların bileşim açısından Güneş Sistemi'nin kökenini oluşturan Güneş Bulutsusu'nun varsayılan yapısına yakın olduğu ve aynı şekilde güneş sisteminin ilkel bulutsudan en az farklılaşmış gezegeni olduğu tahmin edilen Jüpiter'in iç yapısını da kabaca yansıttığı düşünülür. Atmosferin iki temel bileşeni moleküler hidrojen (H2) ve helyum (He)'dur. Bu gazların moleküler dağılımı %88 - %12 civarındadır. Bunları %0.1 oranla su buharı (H2O) ve metan (CH4) ve %0.02 oranla amonyak (NH3) izler. Azot, hidrojen, karbon, oksijen, kükürt, fosfor ve diğer elementleri içeren çeşitli bileşiklere milyonda bir düzeyini geçmeyen oranlarda rastlanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Ekvator</span> Kuzey ve güney yarım küreleri birbirinden ayıran hayalî çizgi

Ekvator ya da eşlek, kuzey ve güney yarımküreleri birbirinden ayıran hayalî dairesel hattır. Kuzey ve güney kutup noktalarına eşit uzaklıkta olan noktaların birleştirilmesiyle elde edilen çizgidir. Ekvatorun enlemi tanım gereği 0°dir. Yerkürenin Ekvator uzunluğu 40.076,4 km'dir.

Afrika kıtasında Gabon, Kongo Cumhuriyeti, Kongo DC, Uganda, Kenya, Somali.
Asya kıtasında Maldivler, Endonezya.
Güney Amerika kıtasında Ekvador, Kolombiya, Brezilya.
<span class="mw-page-title-main">Alçak basınç</span>

1013 milibardan (mb) düşük olan basınçlara alçak basınç (siklon) yüksek olanlara ise yüksek basınç (antisiklon) denir.

<span class="mw-page-title-main">Dönence</span>

Dönence veya Tropika, yeryüzü üzerinde, güneş ışınlarının yılda her birine bir kez dik açı ile geldiği, sıcak kuşağın kuzey ve güney sınırlarını oluşturan ve Ekvator'un (eşlek) 23° 27′ kuzey ve güneyinden geçtiği varsayılan iki enlemden her biri. Bu iki enlem arasındaki bölgeye tropikal kuşak denir.

<span class="mw-page-title-main">Yengeç Dönencesi</span> Yengeç Dönencesi ,Kuzey Yarım Kürede ışık ışınlarının en son dik geldiği noktadır

Yengeç Dönencesi, yeryüzünün kuzey yarım küresinde Ekvator'un 23° 27' kuzeyinden geçtiği varsayılan enlemdir. 23° 27' kuzey enlemine Yengeç Dönencesi adı verilir. Yerküre 23° 27' eksen eğikliğine sahip olduğu için oluşur. Yerküre yörüngesinde 21 Haziran konumunda iken, kuzey yarımküre güneşe doğru 23° 27' eğiktir. Bu durumda güneş ışınları Ekvator'dan 23° 27' kuzeye, yani Yengeç Dönencesine dik düşer.

<span class="mw-page-title-main">Oğlak Dönencesi</span> Oğlak Dönencesi, Güney Yarım Kürede ışık ışınlarının en son dik geldiği noktadır

Oğlak Dönencesi, yeryüzünün güney yarım küresinde Ekvator'un 23° 27' güneyinden geçtiği varsayılan enlemdir.

<span class="mw-page-title-main">Enlem</span> (Paralel)

Enlem, Ekvator'un kuzeyindeki veya güneyindeki herhangi bir noktanın Ekvator'a olan açısal mesafesi. Enlemler, kuzey ve güney enlemleri olmak üzere ikiye ayrılırlar; derece, dakika ve saniye cinsinden ifade edilirler. Dünya üzerindeki aynı enleme sahip noktaların birleşmesi ile oluşan varsayımsal çemberlere ise paralel denir.

<span class="mw-page-title-main">Dünya atmosferi</span> Dünyayı saran gaz tabakası

Atmosfer veya havaküre, Dünya'nın kütleçekimi ile gezegenin çevresini sarmalayan gaz tabakası. Yaklaşık %78'i azot, %21'i oksijen, %0,93 argon, %1 su buharı ve kalan kısmı diğer bazı gazların karışımından oluşmuştur. Bu gaz karışımına genel olarak hava adı verilir. Atmosfer, Dünya'nın kendi ekseni etrafındaki dönüşü nedeniyle kutuplarda ince (alçak), Ekvator'da geniştir.

<span class="mw-page-title-main">Kış</span>

Kış, Dünya'nın kutup bölgeleri ile Ilıman kuşak bölgelerinde yılın en soğuk mevsimidir. Çoğunlukla tropikal kuşakta oluşmaz. Her yıl, sonbahardan sonra ve ilkbahardan önce gelir. Kış, Dünya'nın eksen eğikliği sebebiyle her bir yarım küresinin Güneş'ten uzaklaşması sayesinde oluşur. Çeşitli kültürler, farklı tarihleri kışın başlangıcı olarak tanımlar ve bazıları hava durumuna dayalı bir tanım kullanırlar. Kuzey yarımkürede kışken, Güney yarımkürede yazdır ya da tam tersidir. Çoğu bölgede, kış dondurucu soğuklar ve karla ilişkilendirilir. Kış gündönümü anı, Güneş'in Kuzey veya Güney Kutbu'na göre yüksekliğinin en negatif değerinde olduğu andır. Bu durumun görüldüğü gün, en kısa gündüzü ve en uzun gecesi olan gündür ve kış gündönümünden sonraki günlerde, geceler kısalır ve gündüzler uzar. Kutup bölgelerinin dışındaki en erken gün batımı ve en geç gün doğumu tarihleri, kış gündönümü tarihinden farklıdır ve bunlar, yıl boyunca Dünya'nın eliptik yörüngesinin neden olduğu, güneş günündeki değişiklik nedeniyle enlemlere bağlıdır.

<span class="mw-page-title-main">Yağış</span> havadaki su buğusunun yoğunlaşma sonunda sıvı ya da katı durumda yere düşmesi

Yağış, hava kütlelerinin soğuk bir hava tabakası ile karşılaşarak, soğuk bir yerden geçerek ya da yükselerek soğuması sonucunda içerisindeki su buharının yoğuşarak sıvı veya katı halde yeryüzüne inmesi olayıdır. Plüvyometre adı verilen bir âletle ölçülür. Yıllık yağış miktarı mm, cm ve m olarak, günlük yağış miktarı ise kg/m² ile ifade edilir. Yıllık toplam yağış miktarının bir alanda oluşturduğu yükseklik baz alındığı için uzunluk birimleriyle ifade edilir. Birçok farklı formda meydana gelebilir, bunlar yağmur, kar, graupel, dolu ve sulusepkendir.

Enlem-sıcaklık ilişkisi, enlem ile sıcaklık dağılışı arasındaki sıkı ilişkiyi ifade eden kavram. Ekvatordan uzaklaşıldıkça Dünya'nın geoit şeklinin bir sonucu olarak; güneş ışınlarının yere düşme açısı küçülür, yani ışınlar yere daha eğik açıyla gelirler. Eğik gelen güneş ışınlarının ısıtma gücü dik gelen ışınlara nispeten daha düşüktür. Çünkü;

<span class="mw-page-title-main">Hava kütlesi</span>

Hava kütlesi, sıcaklık ve nem bakımından benzer olan büyük atmosfer parçalarına verilen isimdir. Hava kütlelerinin çevresindeki diğer hava parselleriyle belirli ve açık bir sınırı vardır.

Isıl ışınım maddedeki yüklü parçacıkların ısıl hareketiyle meydana gelmiş elektromanyetik ışınımdır. Isısı mutlak sıfırdan büyük olan her madde ısıl ışınım yayar. Isısı mutlak sıfırdan büyük olan maddelerde atomlar arası çarpışmalar, atomların ya da moleküllerin kinetik enerjisinde değişime neden olur.

<span class="mw-page-title-main">Muson rüzgârları</span>

Muson rüzgârları, özellikle Asya kıtası ile Hint Okyanusunun, yaz ve kış mevsiminde farklı ısınmasına bağlı olarak oluşan mevsimlik (devirli) rüzgâr. Muson kelimesi Arapça mevsim kelimesinden türemiştir.

<span class="mw-page-title-main">Sıcak hava sütunu</span> atmosferin alt rakımlarında yukarıya doğru yükselen bir hava sütunu

Sıcak hava sütunu, sıcak hava kolonu ya da termal, atmosferin alt rakımlarında yukarıya doğru yükselen bir hava sütunudur. Termal hava akımları Dünyanın yüzeyinin güneş ışınlarıyla eşit olmayan şekilde ısınmasıyla oluşur ve konveksiyon tipi ısı aktarımına bir örnektir. Güneş yeri ısıtır, yer de hemen üzerinde bulunan havayı ısıtır.

<span class="mw-page-title-main">Atmosfer döngüsü</span>

Atmosferik döngü veya sirkülasyon, havanın büyük ölçekli hareketidir ve okyanus sirkülasyonu ile birlikte termal enerjinin Dünya yüzeyinde yeniden dağıtıldığı bir araçtır. Dünya'nın atmosfer döngüsü yıldan yıla değişir ancak sirkülasyonunun büyük ölçekli yapısı sabit kalır. Daha küçük ölçekli hava sistemleri - orta enlem çöküntüleri veya tropikal konvektif hücreler - kaotik bir şekilde meydana gelir ve bunların uzun vadeli hava tahminleri pratikte on günden fazla veya teoride bir aydan fazla yapılamaz.

<span class="mw-page-title-main">Hadley hücresi</span>

Hadley sirkülasyonu olarak da bilinen Hadley hücresi, ekvator yakınında yükselen havanın 12-15 km (7,5-9,3 mi) yükseklikte tropopoz yakınında kutba doğru akmasını sağlayan küresel ölçekte bir tropikal atmosferik sirkülasyondur. Dünya yüzeyinin üzerinde, subtropiklerde 25 derece enlem civarında soğuma ve alçalma yapmakta ve sonra yüzeye yakın ekvator yönünde dönmektedir. Tropikler ve subtropikler arasındaki güneşlenme ve ısınma farklılıklarından dolayı ortaya çıkan troposfer içinde termal olarak görülen doğrudan bir döngüdür. Yıllık ortalama olarak ekvatorun her iki tarafında bir sirkülasyon hücresi ile karakterizedir. Güney Yarımküre Hadley hücresi, Kuzey Yarımküre'ye doğru uzanan kuzey muadilinden ortalama olarak biraz daha güçlüdür. Yaz ve kış aylarında, Hadley sirkülasyonuna havanın yaz olan yarımkürede yükseldiği ve kış olan yarımkürede alçaldığı tek, çapraz ekvatoral bir hücre hakimdir. Benzer dolaşımlar, Venüs ve Mars gibi dünya dışı atmosferlerde de meydana gelebilir.