İçeriğe atla

Hattiler

Hattiler (URUHa-at-ti), M.Ö. 2500-2000/1700 yıllarında Anadolu'da yaşamış bir uygarlık. Anadolu Yarımadası'nın bilinen en eski adı Hatti ülkesi'dir. İlk defa Mezopotamya yazılı kaynaklarında Akad sülalesi döneminde (M.Ö. 2350-2150) kullanılan bu adlandırma, M.Ö. 7. yüzyıl Asur yıllıklarında görüldüğü üzere, M.Ö. 630 tarihlerine değin süregelmiştir. Böylece Anadolu en az 1.500 yıl boyunca Hatti ülkesi olarak tanındı. Bu ad o denli yerleşmişti ki Anadolu'da Hattilerden sonra yaşayan Hititler yaşadıkları ülkeden söz ederlerken, Hatti ülkesi deyimini kullandılar. Bu ve bazı arkeolojik bulgular nedeniyle uzun yıllar boyunca Hititler ve Hattilerin aynı ırk ya da akraba ırklar oldukları varsayıldı.

Hititlerin Hattuşa tabletlerini ilk okuyan filologlar, hep bu tabire rastladıkları için bambaşka bir dil konuşan bu yeni kavme de Hatti adını taktılar. Oysa sonradan yine tabletlerden Hint-Avrupalı bir kavim oldukları anlaşıldı.[1] Kussar kentinde yaşayan yönetici sınıfın[] bir araya getirdiği halk kendini Nesice konuşan Nesililer olarak anıyordu. Ancak Hitit biçimindeki adlandırma, bilim çevrelerinde yayıldığı için kalıcı oldu. Kaldı ki kendilerini Nesili olarak adlandıran bu grubun yanı sıra Anadolu'da Luviler ve Palalar adı ile tanınan gruplar vardı.

Hattuşaş, Boğazkale, Türkiye

Zaten filologlar Hatti sözcüğünü olduğu gibi almayıp, onun Ahd-i Atik'de zikredilen "Heth" ve "Hittim" şeklinden esinlenerek Almanca Die Hethiter, İngilizce The Hittities, Fransızca Les Hittities ve İtalyanca Gli Ittiti deyimlerini ürettiler. Türkçede önceleri Eti sözcüğü kullanıldı, şimdi ise Hitit deyimi yerleşti. Burada yanlış kullanılan bir adlandırmaya işaret etmek yerinde olacaktır. Birçok bilim insanı bir zamanlar doğru olduğu sanılan, ancak şimdi isabetsiz olduğu anlaşılan "Proto-Hitit" ya da "Proto-Hatti" deyimlerini alışkanlık sonucu hâlâ kullanmaktadırlar. Hatti yerine "Proto-Hitit" tabiri kullanıldığı takdirde Hititlerin Hattilerden geldiği izlenimi ortaya çıkar. Oysa söz konusu iki halk birbirinden dil ve ırk bakımından tamamıyla ayrıdır. Hele adı Hatti olan kavmi "Proto-Hatti" diye anmak büsbütün anlamsızdır. Ancak kültürel açıdan bakıldığına Anadolu Hatti sanatının Hititler tarafından alındığını ve köklü Hatti geleneğinin Hititlerde yaşadığını görürüz. Hatti yer isimleri, şahıs isimleri ve efsaneleri Hitit kültüründe yer almıştır. Gerek Alaca Höyük, gerekse son yıllarda yapılan arkeolojik kazılar, Hatti kültürünün gücünü ortaya koymaktadır. Anadolu'ya ne zaman geldikleri bilinmeyen, belki dağınık gruplar hâlinde gelmiş olan Hititler, bu gücün bir parçası olmuşlardır. Hitit Krallığı'nın hâkim yönetici sınıfı olan ve Hatti geleneği taşıyan Hitit kralları, Anadolu'yu teokratik tabanlı bir feodal yapı içinde yönetmişlerdir.

Anadolu'daki Hatti beylikleri bir protohistorya (ön tarih) uygarlığıdır. Başka bir deyişle onlar henüz yazı kullanmadıkları için tarihsel sürece ait değildirler. Ancak bu beyliklerin konuştuğu dil, inandıkları din, yaşattığı örf ve âdetleri hakkında Hititler yolu ile birçok bilgiye sahip bulunmaktayız. Bu nedenle Hatti beylikleri ön tarih (protohistorya) uygarlığının güzel bir örneğidir.[2]

Kaynakça

  1. ^ Ekrem Akurgal Anadolu Kültür Tarihi TÜBİTAK Popüler Bilim Kitapları s. 49 - 55
  2. ^ Anadolu Kültür Tarihi Ekrem Akurgal Tübitak yayınları 67 Hatti uygarlığı

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Anadolu</span> Türkiye topraklarının büyük bölümünü oluşturan Batı Asya yarımadası

Anadolu, Anadolu Yarımadası veya coğrafi olarak Asya Kıtası'nın tüm özelliklerini içerdiğinden Küçük Asya, Asya kıtasının en batısında Karadeniz, Akdeniz ve Ege denizi arasında kalan yaklaşık 755.000 km²'lik bir alanı kaplayan dağlık bir yarımadadır.

<span class="mw-page-title-main">Ekrem Akurgal</span> Türk arkeolog

Ekrem Akurgal, Türk arkeolog.

<span class="mw-page-title-main">Hititler</span> Tunç Çağında Anadolu yarımadasının büyük çoğunluğunu egemenliği altına alan bir Hint-Avrupa kavmi

Hititler ya da Etiler, Tunç Çağı'nda Anadolu, Levant ve Kıbrıs'ta varlık göstermiş bir halk.

<span class="mw-page-title-main">Tlos</span>

Tlos bugün Muğla'nın Seydikemer ilçesi yakınlarında yer alan kadim bir Likya kentiydi. Likya'nın en önemli yerleşimlerinden biri olan Tlos Antik Kenti, Fethiye İlçesi’nin yaklaşık 42 km doğusundaki Yaka Köyü sınırları içerisinde kalmaktadır. Bölgenin en yüksek dağları olan Akdağlar'ın (Kragos) sarp batı yamaçlarında başlayan antik yerleşim, Eşen Nehri'nin getirdiği alüvyonlarla oluşmuş vadi düzlüğüne kadar ulaşır. Ayrıca güneydeki Saklıkent Kanyonu ile kuzey yönde bulunan Kemer Beldesi antik kentin egemenlik sınırlarını çizer.

<span class="mw-page-title-main">Karya</span>

Karya, Anadolu'nun güneybatısında günümüzde Muğla kuzey kısımları Denizli güneyi ve içerideki bölgeye denk gelen coğrafyanın eski çağlardaki ismi. Bölgenin oluşumu Antik Yunan kavimlerinin Anadolu'nun Ege kıyılarında koloniler kurmaya başlamalarından öncesine dayanmaktadır ve bir uygarlık düzeyi yaratmış olan Karyalıların Anadolu'nun yerli halkı olduğu konusunda tarihçiler arasındaki mutabakat genişlemektedir.

<span class="mw-page-title-main">Gordion</span>

Gordion, Frigya'nın tarihî başkenti olan antik kent. Sakarya Nehri ile Porsuk Çayı'nın birleştiği noktanın yukarısında kurulu bulunan kent günümüzde Ankara'ya 94 kilometre uzaklıkta, Polatlı'nın 29 kilometre kuzeybatısında yer alan Yassıhüyük'te bulunmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Frigler</span> Antik Hint-Avrupa halkı

Frigler, Antik Çağ'da Orta Anadolu'da yaşamış Hint-Avrupa kökenli bir halk. Hititlerin MÖ 1200 civarında yıkılmasından sonra muhtemelen Güneydoğu Avrupa'dan bölgeye gelmişlerdir. Herodot ve Strabon gibi antik yazarların verdikleri bilgiler, dilbilim bulguları ve Güneydoğu Avrupa halkları ile aralarındaki maddi kültür benzerlikleri nedeniyle Friglerin Avrupa kökenli oldukları düşünülmektedir. Makedonyalıların komşuları olan ve Avrupa'da oturdukları sırada Brigler adını taşıyan Frigler, Makedonya ve Trakya'dan Boğazlar yolu ile Anadolu'ya göç eden Trak boylarından biriydi.

<span class="mw-page-title-main">Kültepe</span> Eski yerleşke

Kültepe, Kayseri'de bulunan ve Kaniş (Kanesh) harabelerinin bulunduğu bir antik kent ve ören yeridir. 2014 yılından bu yana Türkiye'deki Dünya Mirası Alanları Geçici listesindedir. Ayrıca Hitit dilinin en erken izleri ile birlikte, MÖ 20. yüzyıla tarihlenen yazılı buluntularla, Hint-Avrupa dil ailesinin en eski izleri keşfedilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Pelops</span>

Pelops, "Frigyalı", hatta "Frigya Kralı" olarak anılan, Frigya ülkesinin en batı ucunda, İzmir-Manisa arasındaki Spil Dağı ve Yamanlar Dağı çevresinde, dağ ile aynı adı taşıyan, ancak günümüze pek az izi erişmiş Sipylus kenti merkezli olarak, muhtemelen MÖ 12. yüzyılda hüküm sürmüş yerel bey Tantalus'un ve eşi Dione'nin oğlu, Niobe'nin erkek kardeşidir. Hakkındaki anlatı şeklinde günümüze ulaşan bilgiler eski Yunan mitolojisi yolu ile olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Luviler</span>

Luviler, Anadolu'da yaklaşık olarak M.Ö. 2300'e doğru ortaya çıkmış bir halktır. Benzersiz bir yerli hiyeroglif yazısı ve Mezopotamya'dan ithal edilmiş çivi yazısı ile yazılmış olan Anadolu dillerine mensup Luvice dilini konuştukları da bilinmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Luvi Krallığı</span>

Luvi Krallığı, Batı Anadolu'da kurulduğu ve başkenti Apasa olduğu düşünülen Anadolu uygarlığı.

<span class="mw-page-title-main">Arzava</span>

Arzava, antik çağda Batı Anadolu’da Göller Bölgesi’nden Ege Denizi’ne uzanan kuşakta kurulmuş olan bir devlettir. Adının Ormanlar Yurdu anlamına geldiği ileri sürülmüştür Doğusunda Hitit Krallığı, kuzeyinde hakkında çok az bilgi bulunan Assuva federasyonu yer almaktaydı.

<span class="mw-page-title-main">Anadolu mitolojisi</span>

Anadolu din ve mitolojisi Hatti, Hitit, Luvi, Hurri, Asur, Urartu, Lidya, Frig gibi Anadolu'nun antik halklarının yanı sıra kısmen Ermeni, Türk ve Yunanların daha geç döneme ait inanç ve söylencelerinden oluşmaktadır. Çatalhöyük, tarımsal yerleşimden kent yerleşimine geçilen dünyanın en eski kenti kabul edilmektedir. Burada ana tanrıça heykellerinin yanında bulunan hayvan özellikle boğa sembolleri, ana tanrıça kültünün yanı sıra erkek verimlilik sembollerinin de kullanıldığı gök ve savaş tanrısının boğa formunda sembolize edildiğini düşündürmektedir

<span class="mw-page-title-main">İvriz</span>

İvriz, Konya ilinin Halkapınar ilçesinin İvriz mahallesine bağlı, Ereğli ilçesinin 12 km güneydoğusunda bulunan Demir Çağı arkeolojik sit alanıdır.

Pamba MÖ 23. yüzyılda yaşadığı düşünülen bir Hatti kralıdır.

<span class="mw-page-title-main">Seha Irmağı Ülkesi</span>

Seha Irmağı Ülkesi, MÖ 2. binyılda Hititler'den kalma çivi yazılı tabletlerden varlığı anlaşılan, Batı Anadolu'da, Gediz ve Bakırçay ırmakları arasında kalan tarihsel bir ülkedir. Seha Irmağı, Gediz ya da Bakırçay'dan ikisinden biri olmalıdır. 2014 yılında Prof Dr. Engin AKDENİZ tarafından keşfedilen ve Manisa ve Batı Anadolunun en büyük höyüğü olan ve gediz nehrinin en büyük kolu olan Selendi Çayı kenarına kurulmuş olan Manisa'nın Selendi İlçesi'ndeki Ters Tepe Höyüğünün Seha Nehri Ülkesi'nin merkezi olduğunu göstermektedir. Hitit çivi yazılarında batı anadolu olduğu anlaşılan ve arzawa federasyonuna dahil krallıklardan biri olan bu krallık Hitit devletine karşı iki yüzlü politika uygulamıştır.

II. Murşili, Yeni Krallık Dönemi'nde Hitit hükümdarı (MÖ.1321–1295).

<span class="mw-page-title-main">Hattice</span>

Hattice veya Hatti dili, M.Ö. 3. ve 2. binyılda Küçük Asya'da Hattiler tarafından konuşulmuş, Hint-Avrupa kökenli olmayan eklemeli bir dildir.

<span class="mw-page-title-main">Anadolu halkları</span>

Anadolu halkları veya tarih öncesi Antik Anadolulular, Hint Avrupa dil ailesinin, Anadolu dilleri grubunu konuşmuş, aynı zamanda, genel Hint-Avrupa halklarının ön köken evresi olan Proto Hint-Avrupa topluluğundan çok daha erken bir dönemde ayrılmış, arkaik bir Hint-Avrupa etno-dil grubu ve Küçük Asya coğrafyasının tarihsel Hint-Avrupa halkıydı.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye'deki Antik Bölgeler</span>

Türkiye'deki Antik Bölgeler, Türkiye antik bölge yerleşimleri olarak çok zengin bir coğrafya barındırmaktadır. Yapılan bilimsel incelemer neticesinde başlangıç zaman ortasından Buzul Çağı sonrasına kadar gelen süre içerisinde insan toplulukları yerleşimi iklim kuşaklarına göre daha çok yaşam alanı ve çeşitliliği belirgin bölgelere yerleşmeye başladığı arkeolojik alanlardaki yapılan bilimsel araştırmalar sonucu ortaya çıkmaktadır. Türkiye, Anadolu coğrafyası ile daha fazla yerleşke olarak antik iskan alanı geliştirmiş olarak karşımıza çıkmaktadır. Türkiye'deki tarih öncesi kitlelere bakıldığında antik bölgelerdeki yerleşimlerin üzerinde evcilleştirilmiş hayvanlar yetiştiren yerleşik toplumlar ve bitkilerin tarımını yapan avcı toplayıcı hatta çiftçilik bağlarını güçlendirmiş, hayvancılığın çoğalmasında önemli rol oynadığını görmekteyiz.