İçeriğe atla

Hatib bin Ebu Beltea

Hâtıb bin Ebû Beltea ya da İbn Ebû Beltea, Muhammed'in Mısır valisi Mukavkıs'a elçi olarak gönderdiği sahabe.

Peygamber dönemi

Erken dönem hayatı

Altmış beş yaşlarında öldüğüne dair rivayetlere bakarak 586 yılı civarında doğduğu söylenebilir. Aslen Yemenli olup babası Ebû Beltea'nın adı Amr b. Râşid b. Muâz el-Lahmî şeklinde de zikredilmiştir. Zübeyr b. Avvâm'ın müttefiki olan babasının Benî Mezhic kabilesinden olduğuna dair rivayetler varsa da kaynakların çoğu onu Lahmî diye zikreder. Ubeydullah b. Humeyd b. Züheyr'in kölesi olduğu ve kendisini mükatebe yolu ile azat etmesi için kararlaştırdıkları ücreti Mekke'nin Fethi günü ödediği de rivayet edilir.[1]

Cahiliye Dönemi'nde ata iyi binmesi ve güzel şiir söylemesiyle tanınan ve ilk müslümanlardan olan Hâtıb'ın Habeşistan’a hicret etmeyip Mekke’de kaldığı anlaşılmakta, Muhammed’in hicrete izin vermesi üzerine kölesi Sa‘d’ı da yanına alarak Zübeyr b. Avvâm ile birlikte Medine’ye hicret ettiği bilinmektedir. Muhammed onu Ruhayle b. Hâlid ile kardeş ilân etmiştir. Bedir Gazvesi’nde bulunan Hâtıb, Uhud Gazvesi’nde Ayneyn tepesine yerleştirilen okçulardan birisidir. Muharebenin seyri müslümanların aleyhine dönünce Muhammed’in yanına geldi. Onun yaralandığını ve dişinin kırıldığını görünce hiddetlenerek bunu yapan Utbe bin Ebû Vakkās’ı öldürüp başını Muhammed’e getirdi. Beni Mustaliḳ Gazvesi’nde Müslümanlar susuz kalınca Muhammed ona bir kuyu kazmasını emretti. Hâtıb, Hudeybiye’de yapılan Bey'atü'r-rıdvân’da bulundu.[1]

Birinci Mısır elçiliği

628 yılın sonlarında Muhammed, Hâtıb’ı bir mektupla Bizans İmparatorluğu’na bağlı Mısır valisi Mukavkıs'a elçi olarak gönderdi. Mukavkıs'ın, “Muhammed Allah’ın elçisi ise niçin dua edip düşmanlarını helâk etmiyor?” diye sorması üzerine Hâtıb, "tanrılık iddia etmesine rağmen Firavun’un hemen helâk edilmediğini, Hz. İsa’nın kendi memleketinde ezâ görmesine, Yahudiler tarafından çarmıha gerilmek istenmesine rağmen kavmine beddua etmediğini ve nihayet Allah’ın onu kendi katına aldığını" söyleyerek iyi bir diplomat olduğunu gösterdi. Onun verdiği cevaplardan memnun kalan Mukavkıs kendisine “hikmetli bir zatın hikmetli elçisi” olduğunu söyledi ve Muhammed'e sunmak üzere aralarında Mâriye’nin de bulunduğu birkaç câriye, binek hayvanları ve daha başka değerli hediyelerle onu yolcu etti.[1]

Peygamber ile katıldığı savaşlar

Aslen Kureyşli olmayan Hâtıb, Mekke’nin Fethi için yapılan hazırlıkları görünce orada bulunan akrabalarının hayatından endişe duydu ve Kureyş kabilesinin bazı ileri gelenlerine olayı haber verirse onların bundan memnun kalıp yakınlarını himaye edeceklerini düşündü. Muhammed ise yaptığı hazırlıkları karşı tarafın bilmesini istemiyor, Hayber’e doğru sefer yapacağını söylüyordu. Muhammed’in asıl maksadını kendilerine açtığı birkaç sahabeden biri olan Hâtıb, Kureyş’in ileri gelenlerine hitaben yazdığı ve o sırada Medine’ye gelen Ebu Leheb’in müşrik câriyesi Sâre’ye verdiği mektubunda Muhammed’in gece karanlığı gibi korkunç, sel gibi bir orduyla onlara doğru gelmek üzere olduğunu belirtiyor ve Muhammed'in tek başına da kalsa Allah’ın onu muzaffer kılacağını, zira bunun Allah’ın ona bir vaadi olduğunu yeminle bildiriyordu. Olayı vahiyle öğrenen Muhammed, Ali, Zübeyr bin Avvâm ve Mikdâd bin Amr’ı Sâre’yi yakalayıp getirmekle görevlendirdi ve onu bulabilecekleri yeri de haber verdi. Adı geçen sahabeler Mekke-Medine yolunda kadını yakalayıp mektubu ortaya çıkardılar ve Muhammed'e getirdiler. Muhammed, Hâtıb’ı çağırtarak mektubu gösterdi ve niçin böyle davrandığını sordu. Hâtıb, Muhammed’den acele karar vermemesini isteyerek aralarında bir anlaşma bulunan Kureyş’e samimiyetle bağlı olmadığını, muhacirlerin Mekke’deki mallarını ve ailelerini koruyacak yakınları olduğu halde kendi yakınlarını himaye edecek kimsesi bulunmadığını, bu sebeple Mekkeliler’i kendisine minnettar bırakmak suretiyle akrabalarını korumak istediğini belirtti. Muhammed onun savunmasını kabul etti. Hâtıb’ın öldürülmesini isteyen Ömer’i yatıştırmak için de onun Bedir Gazvesi’nde bulunduğunu, Allah'ın Bedir’e katılan müminlerin gayretlerini överek onlara, “Ey Bedir ehli! Bundan böyle ne işlerseniz işleyin, ben sizleri bağışlayacağım” dediğini hatırlattı. Bu olayın, Mümtehine Suresi'nin “Ey iman edenler! Benim de sizin de düşmanınız olanları dost edinmeyin” meâlindeki 1. âyetin nüzûl sebebi olduğu, ayrıca bir kölesinin Hâtıb'ı Muhammed'e şikâyet edip onun cehennemlik olduğunu söylemesi üzerine Muhammed'in Bedir ve Hudeybiye'de bulunan hiç kimsenin cehenneme girmeyeceğini belirttiği rivayet edilmiş, âyetin hitap şekli de Hâtıb'ın imanına Allah'ın şahadeti olarak yorumlanmıştır.[1]

İkinci Mısır elçiliği ve ölümü

Daha sonra Mekke'nin fethine ve Huneyn Gazvesi'ne katılan Hâtıb'ı Ebû Bekir hilâfeti sırasında Mukavkıs'a elçi olarak göndermiş, Hâtıb 641 yılında, Müslümanların Mısır'ı fethine kadar devam eden bir antlaşmayı İslâm devleti adına imzalamıştır. Mısır'a elçi olarak gönderilmesinde muhtemelen yaptığı ticarî seferler dolayısıyla bu ülkeyi iyi tanımasının, ayrıca güzel bir görünüme ve kıvrak bir zekâya sahip olmasının rolü vardır. Kendisinden birkaç hadis nakledilen Hâtıb hakkındaki bazı rivayetler oğlu Abdurrahman ve torunu Yahyâ vasıtasıyla gelmiştir.[1]

Altmış beş veya yetmiş yaşlarında Medine'de ölen Hâtıb'ın cenaze namazını Osman kıldırmıştır. Vefatında 4000 dinardan fazla para, bir ev ve birçok mal bıraktığı rivayet edilir.[1]

Kaynakça

Özel
  1. ^ a b c d e f TDV, s. 444.
Genel

İlgili Araştırma Makaleleri

Sahabi veya çoğulu Sahabe, Ashab, bir İslâm terimidir. İslâm peygamberi Muhammed'i görmüş, onunla konuşmuş, arkadaşlık etmiş ve ona inanmış Müslümanlara verilen isimdir. İslam literatüründe bir saygı ifadesi olarak Eshâb-ı Kirâm şeklinde anılırlar. Muhammed öldüğü vakit, sayıları 124 binden fazla idi.

<span class="mw-page-title-main">Abdülmuttalib bin Haşim</span> İslam peygamberi Muhammedin dedesi

Şeybe bin Haşim veya daha çok bilinen adıyla Abdülmuttalib, İslam peygamberi Muhammed'in dedesidir. Altı yaşındayken annesi ölen Muhammed'e sekiz yaşına kadar bakmış ve ölmeden önce emaneti, oğlu Ebu Talib'e devretmiştir. Künyesi Ebü'l-Haris Abdülmuttalib bin Haşim bin Abdülmenaf bin Kuseyy şeklindedir. Abdülmuttalib'in diğer isimlerinden biri de Âmir'dir.

İlk Müslümanlar, İslam'ı ilk kabul eden sahabelerdir.

<span class="mw-page-title-main">Mâlik bin Enes</span> Mâlikî mezhebinin kurucusu ve imamı olan din bilgini

Mâlik bin Enes, Mâliki mezhebinin kurucusu, müctehid ve muhaddis.

<span class="mw-page-title-main">Bedir Muharebesi</span> İslam tarihinde Müslümanlar ile Mekkeli paganların yaptığı ilk savaş

Bedir Muharebesi, 13 Mart 624 tarihinde İslam peygamberi Muhammed komutasındaki Müslümanların, Mekke'nin Kureyşli paganlarla yaptığı ilk savaştır. Müslüman ordusu, Ebu Cehil'in önderlik ettiği Kureyş ordusunu savaş meydanında mağlup etmiş, Ebu Cehil de dahil olmak üzere toplam 70 Kureyşli ölmüştür. Bu muharebe, Müslümanların yaptığı ve kazandığı ilk savaştır. Savaş sonrası Kureyşlilerin başına geçen Muhammed'in kayınbabası Ebu Süfyan, Müslümanlardan intikam almak için yemin etmiş ve Kureyşli paganlar ile Müslümanlar arasındaki çatışmalar hız kazanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Mus'ab bin Umeyr</span> sahabe

Mus'ab bin Umeyr, İslam peygamberi Muhammed'in sahabesidir. Mekke'deki Kureyş kabilesinin Abdüddar boyuna mensuptur. 614 yılında İslam'ı kabul etti ve 625 yılında Uhud Muharebesi'nde öldü.

<span class="mw-page-title-main">Zeyd bin Hârise</span> İslam peygamberi Muhammedin sahabesi ve evlatlığı

Zeyd bin Hârise, Muhammed'in özgür bırakılmış kölesi ve evlatlığı olan sahabedir. Kur'an'da ismi geçen tek sahabidir. (33:37).

<span class="mw-page-title-main">Zübeyr bin Avvâm</span> Muhammedin halası Safiyyenin oğlu, sahabe

Zübeyr bin Avvam ya da Zübeyr bin el-Avvam (Arapça:الزبير بن العوام, İslâm peygamberi Muhammed bin Abdullah'ın halası Safiyye'nin oğludur. Cennetle müjdelenen on sahabiden birisidir. Muhammed'in eşi Hatice'nin kardeşinin oğludur.

Safiyye bint Abdülmuttalib, Muhammed'in halası, Zübeyr bin Avvam'ın annesi. İslam'da, pagan bir erkeği öldüren ilk kadın sahabi olarak bilinir.

<span class="mw-page-title-main">Mekke'nin Fethi</span> Müslümanların 630da Mekkeyi ele geçirmesi

Mekke'nin Fethi, 10 Ocak 630 tarihinde İslam peygamberi Muhammed komutasındaki Müslüman ordusunun, Mekkeli Kureyşlilerin elindeki Mekke'yi fethetmesidir. Bu fetih, İslam tarihindeki en önemli olaylardan biridir. Bu fetih, Müslümanlar ile Kureyş kabilesi arasındaki yaklaşık sekiz yıl boyunca süren savaşların sonunu getirmiş ve Arap Yarımadası'nda İslam'ın yayılışını daha da hızlandırmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Hudeybiye Antlaşması</span> Müslümanlar ile Mekkeli putperestler arasında 628de imzalanan barış antlaşması

Hudeybiye Antlaşması veya Hudeybiye Barışı, 628 martında Medineli Müslümanlarla Mekkeli putperestler arasında yapılan barış antlaşmasıdır. Hudeybiye ismini imzayı attıkları yakın köyün isminden almıştır. Bu antlaşma ile Mekkeliler İslam Devleti'ni hukuken tanımıştır.

<span class="mw-page-title-main">Abdullah bin Abbas</span>

Abdullah bin Abbas, Tefsir ve fıkıh alanlarında otorite kabul edilen ve çok sayıda hadis rivayet eden İslam peygamberi Muhammed'in amcasının oğlu olan sahabe.

<span class="mw-page-title-main">Ebû Ubeyde bin Cerrâh</span> Sahabe, komutan

Ebu Ubeyde bin Cerrāh, İslam peygamberi Muhammed'in sahabelerinden ve cennetle müjdelenmiş on sahabeden biridir. İslam tarihinde yeri önemlidir ve Ömer'in halifeliğinde ordu komutanlığı yapmıştır.

Erkam bin Ebü'l Erkam, İslam peygamberi Muhammed'in ilk Müslüman olan sahabelerinden.

Ümeyye bin Halef, İslam peygamberi Muhammed zamanında Kureyş kabilesinin Cumah kolunun reisiydi. Muhammed İslam'ı tebliğ edince karşı çıkan Mekke'nin saygın kişileri arasında yer almıştı. Ümeyye, İslam'ı kabul ettiği için işkence ettiği ve sonunda ilk müezzin olan Bilal-i Habeşi'nin efendisi olarak bilinir.

Ebû Fükeyhe, İslam peygamberi Muhammed'in sahabelerinden birisidir.

<span class="mw-page-title-main">Ubade bin Samit</span>

Ubade bin Samit, İslam peygamberi Muhammed'in sahabesi.

<span class="mw-page-title-main">Übey bin Halef</span>

Übey bin Halef veya tam adıyla Übey bin Halef bin Vehb el-Kureşî el-Cumahî, Mekkeli bir pagan ve İslam'ın ilk dönemlerinde Muhammed ve İslam'ın en önde gelen karşıtlarından biriydi. İslam kaynaklarında, 625'teki Uhud Muharebesi'nde Muhammed'in attığı bir mızrak sonucu ölmesi ile tanınmaktadır.

İslam peygamberi Muhammed, şehrin sıkıntı çektiği kabileler arasındaki anlaşmazlıkları karara bağlamak için şehir liderleri tarafından Medine'ye davet edilmişti. Muhammed Medine'ye hicret edip burada işleri yola koyduktan sonra 629 yılının Kasım ayında Mekke'yi fethetti.

<span class="mw-page-title-main">Medine İslam Devleti</span> İslam peygamberi Muhammedin Medinede kurduğu devlet

Medine İslam Devleti, İslâm peygamberi Muhammed'in ve takipçilerinin Mekke'den Hicret olarak bilinen göçünü takiben Medine şehrine geldiği 622 yılından 632 yılındaki ölümüne kadar Arap Yarımadası'na egemen olan teokratik bir devletti. Medine İslam Devleti, ilk İslâm devleti ve Râşidîn Halifeliği'nin öncüsü olarak kabul edilir.