İçeriğe atla

Harutyun Vehabedyan

Harutyun Vehabedyan.

Harutyun Vehabedyan (Ermenice: Յարություն Վահաբեդյան; 1819 - 1910)

1884 yılında İstanbul Ermeni Patriği Nerses Varjabedyan'ın ölümünden sonra Erzurum Piskoposu iken İstanbul Ermeni Patriği olarak üç yıl süreyle tayin edildi.[1] Bu süre içerisinde özellikle Erzurum ve Van bölgelerinde meydana gelen isyanları bastırmaya çalışmış ancak isyanların genişlemesine engel olamamıştır. 1889-1910 yıllarında ise Ermeniler için büyük öneme sahip Ermeni Apostolik Kilisesine bağlı Kudüs Ermeni Patrikliği görevini yapmıştır.[2]

Kaynakça

  1. ^ Aydoğan, Mehmet (2007). İç isyanlar ve Şeyh Said isyanı. Noktakitap. ISBN 978-9944-174-33-6. 15 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Şubat 2024. 
  2. ^ Henley, Andrew Forbes, David. People of Palestine (İngilizce). Cognoscenti Books. ISBN 978-1-300-46856-1. 15 Şubat 2024 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 15 Şubat 2024. 
Ortodoks Kilisesi unvanları
Önce gelen:
II. Nerses
İstanbul Ermeni Patriği
1885-1888
Sonra gelen:
I. Khoren
Önce gelen:
İsayii
Kudüs Ermeni Patriği
1864-1885
Sonra gelen:
I. Yeğişe

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Ermeni isyanları</span> Osmanlı İmparatorluğunda Ermeni ayaklanmaları

I. Dünya Savaşında Ermeni İsyanları, Taşnak, Armenakan, Hınçak Ermeni partilerinin faaliyetleridir. Bu dönemde Osmanlı İmparatorluğu karşısına Ermeni ulusal örgütleri Ermeni milisleri ile karşı faaliyetler yürütmüş, ayrıca Rus İmparatorluğunda oluşan Ermeni gönüllü birliklerine katılarak Rus Kafkasya Ordusu'na destek vermiştir. 14 Kasım 1922 tarihli New York Times gazetesi, Birinci Dünya Savaşı'nda 200.000 Ermeni'nin İtilaf Devletleri ordularında veya İtilaf Devletleri tarafında savaşan bağımsız birliklerde savaştığını yazdı.

<span class="mw-page-title-main">Yunanistan Krallığı</span> 19. ve 20. yüzyılda Güney Avrupada bir krallık

Yunanistan Krallığı, 1832 yılında dönemin süper güçleri Birleşik Krallık, Avusturya-Macaristan İmparatorluğu, Prusya, Fransa ve Rus İmparatorluğu tarafından ilân edilen devlettir. Bağımsızlık duyurusunun yapılmasının ardından, Osmanlı İmparatorluğu'ndan tam bağımsızlığını eline almış olduğu 30 Ağustos 1832 tarihli antlaşmayla uluslararası düzeyde tanınmıştır. Yunan Bağımsızlık Savaşı'nı yöneten geçici Yunan hükûmetinin üzerine kurulmuş ve 1924 yılında krallık devrilerek yerine ikinci Yunan Cumhuriyeti kurulana dek ayakta kalmıştır. Daha sonra cumhuriyetin 1935 yılında yeniden yerini krallığa bırakmasıyla bu kez 1974 yılına dek Yunanistan topraklarında egemen olmuş ve yedi yıllık bir askerî darbe döneminin ardından bugünkü modern Yunanistan Cumhuriyeti'nin kurulmasıyla tarihe karışmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Sırakonak, İspir</span>

Sırakonak, Erzurum ilinin İspir ilçesine bağlı bir kırsal mahalledir.

<span class="mw-page-title-main">Andranik Ozanyan</span> Ermeni gerilla ve siyasetçi (1865-1927)

Andranik Toros Ozanyan veya Antranig Paşa veya Voyvoda Antranik, Osmanlı Ermenisi gerilla lideri, Rus Ordusunda Ermeni gönüllülerinden oluşan birliklerden birinin komutanı.

<span class="mw-page-title-main">Ağrı ayaklanmaları</span> 1926-1930 yılları arasında Ağrı Dağı ve civarı ile İran topraklarının da dahil olduğu bir coğrafyada meydana gelen Kürt ayaklanmaları

Ağrı ayaklanmaları veya Ararat İsyanı 1926-1930 yılları arasında Ağrı Dağı ve civarı ile İran topraklarının da dahil olduğu bir coğrafyada meydana gelen Kürt ayaklanmalarıdır. 1929 Dünya Ekonomik Bunalımı'nın etkilerinin olduğu bir zamanla birleşen bu dönemde, Türkiye'nin isyanı bastırmak için yaptığı harcamalar ekonomik krize neden oldu.

<span class="mw-page-title-main">Seyyid Abdülkadir</span>

Seyit Abdülkadir Efendi, Şeyh Said İsyanı'ndan sonra idam edilmiş Kürt siyasetçi. Nakşibendi şeyhi olup Şeyh Ubeydullah Nehri'nin oğludur.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni Kırımı</span> Osmanlı İmparatorluğunda ikamet eden Ermenilerin savaş boyunca göçe zorlanması ve sistematik katli

Ermeni Kırımı, 1915 Olayları/Ermeni Tehciri veya Ermeni Soykırımı, Osmanlı hükûmetinin Ermenilere karşı gerçekleştirdiği sürgün ve katliamlardır. Etnik temizliğin sonucunda ölen Ermenilerin sayısı tartışmalıdır; sayı, çeşitli araştırmacılara göre 600.000 ile 1,5 milyon arasında değişiklik gösterir. 1914 yılında Osmanlı topraklarında yaşayan Ermeni nüfusu yapılan farklı tahminler mevcuttur. Osmanlı resmî kayıtlarına göre 1.2 milyon ile Ermeni Patrikhanesi'ne göre 1 milyon 914 bin 620 Ermeni yaşamaktaydı. 1922 sayımlarına göre ise 817 bin Ermeni 'mülteci' olarak Osmanlı topraklarını terk etmiş, 95 bin Ermeni ise din değiştirerek Türkiye topraklarında yaşamaya devam etmiştir. Bu tahminlere göre Osmanlı topraklarında bulunan 900 bin hayatta kalmışken, 300 bin ile 1 milyon arasında Ermeni hayatını kaybetmiştir. Olayların başlangıç tarihi çoğunlukla 250 Ermeni aydının ve komite liderinin Osmanlı yöneticileri tarafından İstanbul'dan Ankara'ya sürüldüğü ve birçoğunun öldürüldüğü 24 Nisan 1915 ile ilişkilendirilmektedir. Ermeni Kırımı, sağlıklı erkek nüfusun toptan öldürülmesi ya da askere alınarak zorla çalıştırılması ve sonrasında kadın, çocuk ve yaşlılarla birlikte ölüm yürüyüşü koşullarında Suriye Çölü'ne sürülmesi gibi olaylarla birlikte I. Dünya Savaşı sırasında ve sonrasında iki aşamada gerçekleşti. Osmanlı askerlerinin koruması eşliğinde yaşadıkları yerlerden sürülen Ermeniler; sürgün sırasında yiyecek ve su sıkıntısı yaşadı; ayrıca çeşitli raporlara göre zaman zaman soygun ve katliamlara maruz kaldı. Ülke genelindeki Ermeni diasporası, genel anlamda Ermenilerin Doğu Anadolu'dan sürülme işleminin doğrudan bir sonucu olarak ortaya çıktı.

<span class="mw-page-title-main">VI. Konstantinos</span>

VI. Konstantinos 780 ile 797 döneminde Bizans İmparatoru.

<span class="mw-page-title-main">Van İsyanı (1915)</span>

1915 Van İsyanı ya da İkinci Van İsyanı, I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu'nun Van Vilayeti sınırları içindeki Ermenilerin çıkardıkları isyandır. Olayların süresi, Van Vilayeti'nin diğer bölgelerinde daha önce başlamış olmalarıyla birlikte, Van merkezine yayıldıkları süreyi esas alarak 19 Nisan-6 Mayıs 1915 arası olarak kabul edilmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Karekin Pastırmacıyan</span>

Pastırmacıyan Karekin Efendi ya da Armen Karo, Ermeni Devrimci Federasyonu (Taşnak) liderlerinden, 1896 Osmanlı Bankası Baskını elebaşı, 1908-1912 dönemi Meclis-i Mebûsan Erzurum mebusu, Ermenistan Demokratik Cumhuriyeti'nin ABD elçisidir.

<span class="mw-page-title-main">Ahmet Mithat Kalabalık</span> Türk bürokrat

Ahmet Mithat Kalabalık,, Türk siyasetçidir.

<span class="mw-page-title-main">1910 Arnavut İsyanı</span> Arnavutların, 1910 yılı içerisinde Osmanlı İmparatorluğu egemenliğine karşı başlattığı ayaklanma olayı

1910 Arnavutluk İsyanı ya da Arnavutluk Harekâtı Mayıs-Haziran 1910 tarihleri arasında İttihatçı Osmanlı hükümetinin yeni merkezileştirme politikalarına karşı Arnavutlar tarafından gerçekleştirilen bir isyandır.

<span class="mw-page-title-main">1917-23 Devrimleri</span>

1917-1923 Devrimleri, Rus Devrimi'nin başarısından ve Birinci Dünya Savaşı sonrasında yaratılan düzensizlikten ilham alan, dünya çapındaki siyasi huzursuzlukları ve silahlı isyanları içeren devrimci bir dalgaydı. Ayaklanmalar esas olarak sosyalist veya sömürge karşıtı nitelikteydi. Bazı sosyalist isyanlar kalıcı sosyalist devletler yaratmayı başaramadı. Devrimlerin, Alman İmparatorluğu'nun çöküşü, Avusturya-Macaristan'ın dağılması ve Osmanlı İmparatorluğu'nun parçalanması gibi gelecekteki Avrupa siyasi manzarasını şekillendirmede kalıcı etkileri oldu.

<span class="mw-page-title-main">Türkiye-Vatikan ilişkileri</span> Vatikan ile Türkiye arasında sürdürülen uluslararası politikalar

Vatikan-Türkiye ilişkileri, Vatikan ile Türkiye arasında sürdürülen uluslararası politikaları içerir.

<span class="mw-page-title-main">Ermeni-Kürt ilişkileri</span> Irklararası tarihsel ilişki

Ermeni-Kürt ilişkileri, Kürtler ve Ermeniler arasındaki tarihsel ilişkileri kapsamaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Birinci Sason İsyanı</span> Ermenilerin, 1894 yılı içerisinde Osmanlı İmparatorluğu egemenliğine karşı başlattığı ayaklanma olayı

Birinci Sason İsyanı, 1894 Sason İsyanı veya Talori İsyanı, 1894 senesinde Sason'da gerçekleşen Ermeni isyanını ifade eder. Sason günümüzde Batman iline bağlı bir ilçe olmakla beraber Diyarbakır ile Muş arasında kalan dağlık bir bölgedir. İsyan birçok eserde "Sason isyanı" olarak anılsa dahi bazı kaynaklarda "Talori İsyanı" olarak da geçmektedir. Bazı kaynaklarda Talori İsyanı denmesinin sebebi isyanın Sason'a bağlı Talori vadisinde başlamasından ötürüdür. Talori Vadisi ise Sason ile Muş arasında dağlarla çevrili geniş bir vadidir. Ayrıca bu vadi Silvan'lı Bekran aşireti'nin yaz aylarında yayla olarak kullandığı bir yerleşim yeridir. 1875 yıllarında bölgede üç Ermeni köyü mevcutken zamanla köy sayısı on dörde çıkmış ve bölgede Ermeni nüfusunda hızlı bir artış yaşanmıştır. Hızla artan Ermeni nüfusu, Bekranlılar'ın bölgeden çıkmasını istiyor ve bölge aşiretleri ile manastır rahiplerinin desteklerini alarak kendilerinden şikayetçi oluyorlardı.Nitekim bölgede Ermeniler ile Kürtler arasında uzun süredir bir ihtilaf sürüyordu. Ermeniler emniyetlerini sağlamak adına Kürtler'e her yıl vermeleri gereken geleneksel haracı aşiret reislerine vermiyor ve Kürt aşiretlerine karşı direniyorlardı. Osmanlı Devleti ise Kürt aşiretlerini bir Ermeni kalesi olarak görülen Sason'a yönlendirerek direnen Ermenileri kontrol altında tutmak istemekteydi. Bunun üzerine İstanbul Kumkapı Olayın'dan sonra olayın sorumlularından Mihran Damadyan 1891 senesinde Sason'a gelerek yerli Ermeni halkı örgütlemeye yönelik girişimlerde bulunmuştur. "Damadyan Çetesi" adıyla Sason dahilinde kurulan çete Sason'da yaşayan Kürtler'e yönelik saldırılar düzenlemiştir. Çete lideri Damadyan'ın yakalanmasının ardından 1894'te Ermeni Taşnak örgütü, Sason halkının kendilerini Hamidiye tasfiyelerine karşı savunmasına yardımcı olmak için yerel nüfusa silah sağlayarak bölgedeki gerginliklerden yararlanmış ve Talori vadisinde birinci Sason isyanını başlatmıştır. Ardından Damadyan'ın yakalanması üzerine isyancılar Hınçak cemiyeti üyesi olan Hamparsun Boyacıyan önderliğinde, Sason Talori'de kanlı eylemler gerçekleştirmiş ve Hınçaklar, Zadyan ile Behran aşiretlerine saldırarak yağmacılığa başlamışlardır. Boyacıyan'ın Sason bölgesinde halkı kışkırtarak yaptığı propagandalara dair II.Uluslararası Türk-Ermeni İlişkileri ve Büyük güçler sempozyumunda şu ifadeler yer almıştır:

<span class="mw-page-title-main">Van İsyanı (1896)</span> Ermenilerin, 1896 yılı içerisinde Osmanlı İmparatorluğu egemenliğine karşı Van bölgesinde başlattığı ayaklanma olayı

Van İsyanı, 1895 senesinin sonlarına doğru Ermeni komiteciler'in Kafkasya ile İran'dan Doğu Anadolu bölgesine yüklü miktarlarda silah ve cephanelik taşıyarak Van bölgesinde çıkardıkları isyanı ifade eder.

<span class="mw-page-title-main">I. Dünya Savaşı'nda Kürt isyanları</span>

I. Dünya Savaşı sırasında Osmanlı İmparatorluğu içinde çeşitli Kürt isyanları patlak verdi. Bu isyanlar başta Kürtlere bağımsız bir devlet vadetmiş olan Birleşik Krallık olmak üzere İtilaf Devletleri tarafından teşvik edilmişti. Buna rağmen İtilaf Devletleri Kürt isyancılara yalnızca sınırlı derecede askeri destek sağladı. İngilizlerin bağımsız bir Kürt devleti vaatleri planlanmış bir Kürt devletine küçük bir bölge ayıran 1920'deki Sevr Antlaşması'nda yer aldı, ancak bu planlar Türk Kurtuluş Savaşı'nı Anadolu Hareketi'nin kazanmasıyla ve 1923'teki Lozan Antlaşması'yla iptal edildi.

Hemavend İsyanı, 1908-Temmuz 1910 tarihleri arasında Musul Vilayeti'nde Hemavend aşireti tarafından çıkarılan bir isyandır. İsyan, Jön Türk Devrimi'ne karşı Padişah II. Abdülhamit'i desteklemek amacıyla gerçekleşmiştir.

Millet-i Ermeniyân, Ermeni Apostolik Kilisesi'nin Osmanlı milletidir. Başlangıçta sadece Osmanlı Ermenilerini değil, Kıptî Ortodoks Kilisesi, Keldani Katolik Kilisesi, Etiyopya Ortodoks Tevhîdî Kilisesi ve Süryani Ortodoks Kilisesi de dahil olmak üzere diğer Hristiyan kiliselerinin üyelerini de içeriyordu, ancak bu grupların çoğu on dokuzuncu yüzyılda kendi milletlerini elde ettiler. II. Mehmed, Ortodoksluk konusunda aralarındaki anlaşmazlıklar nedeniyle onları Rum Ortodokslarından ayırmıştır. Milletin mensupları, meseleleri özerk bir şekilde ele almakla kalmayıp, İslam mahkemelerine dava açacak yasal statüye de sahiptiler. Ermeni milletinin, olması gereken birçok insan üzerinde otorite sahibi olma yeteneği yoktu ve Anadolu'dan bu kadar uzak olan İstanbul'da Ermeni patriğinin gerçek bir yetkisi yoktu.