İçeriğe atla

Harezmşahlar’ın Moğollar tarafından istilası

Kontrol Edilmiş
Harezm'in Moğollar tarafından fethi
Orta Asya ve İran’ın Moğollar tarafından istilası

Asya Kıtasında Harezmşahlar Devleti ve Moğol yurdu y. 1215, Moğol istilasından beş yıl önce
Tarih1219–1221
Bölge
Sonuç Moğol zaferi
Coğrafi
Değişiklikler
Harezm Moğol İmparatorluğu'na bağlandı
Taraflar
Moğol İmparatorluğuHarezmşahlar Devleti
Komutanlar ve liderler
Çatışan birlikler
Ağırlıklı olarak şehir garnizonları
Güçler

Tahmini:

  • 75,000
  • 100,000
  • 120,000
  • 150,000
  • 700,000
  • 800,000

Tahmini:

  • 40,000
  • 200,000
  • 400,000
Kayıplar
Bilinmiyor Tahmini 10-15 milyon kişi[1]

Harezm'in Moğol istilası (Farsçaحمله مغول به خوارزمشاهیان) 1219 ile 1221 yılları arasında gerçekleşti,[2] Cengiz Han komutasındaki Moğol İmparatorluğu birlikleri Orta Asya'daki Harezmşahlar Devleti topraklarını işgal etti.

Karahıtay Devleti'nin ilhakını takip eden bu sefer, geniş çaplı yıkım ve zulümlere sahne oldu. Bu istila ile Moğolların Orta Asya'yı fethi tamamlandı ve akabinde İran'ı fethetme süreci başladı. Savaşan her iki taraf geniş topraklara sahipti ve yakın zamanda kurulmuştu. Harezmşahlar 1100'lerin sonu ve 1200'lerin başında Selçuklu İmparatorluğu'nun yerini alabilmek için topraklarını genişletmişti. Aynı dönemde Cengiz Han Moğol halklarını birleştirmiş ve Batı Şia Hanedanı'nı fethetmişti. Başlangıçta her iki ülke arasındaki ilişkiler sorunsuz devam ederken, Cengiz Han bir dizi diplomatik provokasyon karşısında öfkelendi. Üst düzey bir Moğol diplomatı Sultan Muhammed Harezmşah tarafından idam edilince, Han 90.000 ila 200.000 kişi arasında olduğu tahmin edilen kuvvetlerini harekete geçirdi ve ülkeyi işgal etti. Sultan Muhammed'in kuvvetleri geniş bir alana dağılmıştı ve muhtemelen sayıca azdı. Dezavantajın farkına vararak Moğolları durdurmak için şehirlerini tek tek garnizonlaştırmaya karar verdi.

Ancak Moğollar, mükemmel bir organizasyon ve planlama sayesinde Maveraünnehir'deki Buhara, Semerkant ve Ürgenç şehirlerini kuşatıp fethetmeyi başardılar. Cengiz ve en küçük oğlu Tuluy daha sonra Horasan'ı yerle bir ederek dünyanın en büyük şehirlerinden olan Herat, Nişabur ve Merv'i yok etti. Bu arada Moğol generalleri Subutay ve Cebe tarafından kovalanan Sultan Muhammed, hiçbir destek kalesine ulaşamadan Hazar Denizi'ndeki bir adaya sığınmak zorunda kaldı ve burada yoksul bir şekilde öldü. Oğlu ve varisi Celâleddin Harezmşah, Pervan Muharebesi'nde Moğolları yenerek orduyu toparlamayı başardı, ancak birkaç ay sonra İndus Muharebesi'nde Cengiz Han tarafından bozguna uğratıldı. Cengiz, geriye kalan direnişleri de temizledikten sonra 1223 yılında Kin hanedanına karşı yürüttüğü savaşa geri döndü.

Savaş insanlık tarihinin en kanlı savaşlarından biri olmuş, toplam kayıpların iki ila on beş milyon kişi arasında olduğu tahmin edilmektedir. Harezm toprakların zapt edilmesi, Moğolların bundan sonra Gürcistan'a ve İran'ın geri kalanına yapacakları saldırılar için bir temel oluşturacaktı. İmparatorluk bölündükten sonra, eskiden Harezmşahlar tarafından yönetilen İran toprakları İlhanlılar tarafından, kuzeydeki şehirler ise Çağatay Hanlığı tarafından yönetilecekti. Moğolların ilk kez Çinlileşmemiş bir devletle karşılaştığı ve onu yendiği bu savaş, Moğol İmparatorluğu'nun büyümesinde önemli bir dönüm noktası olmuştur.

Arka plan

On ikinci yüzyılın sonlarında Orta Asya'daki hâkim güç, 1124 yılında Yelü Dashi tarafından kurulmuş olan Karahıtay Hanlığı'ydı. Harezmşahlar ve Karahanlılar görünürde Karahıtayların vasallarıydı, ancak gerçekte, büyük nüfusları ve geniş toprakları nedeniyle neredeyse özerk bir devlet gibi yönetilmelerine izin verildi.[3]:12 Bu iki büyük vasaldan Karahanlılar daha nüfuzluydu; iki yüzyıl boyunca hüküm sürdüler ve Buhara, Semerkant, Taşkent ve Fergana gibi bölgedeki en zengin şehirlerin çoğunu kontrol ettiler. Buna karşılık Harezmşahlar büyük şehir olarak sadece Ürgenç'e sahipti ve ancak 1150'den sonra İlarslan döneminde ön plana çıkabilmişlerdi.[3]:13–14

1154'te Ahmed Sencer'in ölümünden sonra Büyük Selçuklu İmparatorluğu yavaş yavaş parçalanırken, Harezmşahlar coğrafi yakınlıkları nedeniyle bu kaostan faydalanmayı başardılar; İlarslan'ın oğlu Tekiş, yakınlardaki Horasan bölgesinde Nişabur ve Merv gibi büyük şehirleri ele geçirerek 1189'da kendisini hükümdar ilan edecek kadar güç kazandı.[4]:32–33 Abbasi halifesi Nâsır ile ittifak kurarak 1194'te son Selçuklu Sultanı III. Tuğrul'u devirdi ve Hemedan sultanlığını gasp etti.[5] Tekiş artık batıda Hemedan, doğuda Nişabur'a kadar uzanan geniş bir toprak parçasına hükmediyordu. Elde ettiği güçle, 1198'de kendisini gönülsüzce İran ve Horasan Sultanı olarak ilan eden halifeyi savaşla tehdit etti.[4]:44–48 Harezmşahlar Devletinin hızla genişlemesi Karahıtayları büyük ölçüde istikrarsızlaştırdı. On üçüncü yüzyılın başlarında Cengiz Han'ın fetihlerinden kaçan mülteciler onları daha da zayıflattı.[6]

Harezmşahlar Devleti (1190-1220), Moğol istilasından önce

1200 yılında Tekiş ölünce oğlu Alâeddin Muhammed, Harezmşah oldu. Saltanatın başlarında Afganistan'daki Gurlularla savaştı, babasının yayılmacı politikalarını takip ederek Karahanlılara boyun eğdirdi ve Buhara dâhil olmak üzere birçok şehri ellerinden aldı.[7] 1211'de Naymanların önde gelen bir yöneticisi olan Kuçluk, Sultan Muhammed'in yardımıyla, kayınpederi Yelü Zhilugu'dan Karahıtay Hanlığını gasp etmeyi başardı. Ancak kendi halkına uyguladığı Müslüman karşıtı önlemlerleri nedeniyle Harezmşahlar ile arası açıldı.[8]:30–31 Cebe liderliğindeki bir Moğol müfrezesi peşine düştüğünde Kuçluk kaçtı ancak yakalandı ve idam edildi. Bu arada Sultan Muhammed Belucistan ve Mekran topraklarını fethetti ve İldenizliler'in bağlılığını kazandı.[7]

Ortak düşman Kuçluk'un yenilmesi ile Moğollar ve Harezmşahlar komşu oldu. İlk başta iki ülke ilişkileri güçlüydü, ancak kısa bir süre sonra Harezmşah yeni doğulu düşmanından korkmaya başladı. Tarihçi Nesevî’ye göre bu tutum değişikliği, Harezmşah’ın Turgai Nehri Muharebesi’nde Moğol ordusunun hız ve hareket kabiliyetini gördükten sonra endişe etmesinden kaynaklanıyordu.[9] Harezmşah'ın gurura kapılmış olması da muhtemeldir - babası gibi o da artık Abbasi halifesi Nâsır'la anlaşmazlığa düşmüştü ve bir orduyla Bağdat'a yürüyecek kadar ileri gitmiş, ancak Zagros Dağları'ndaki bir kar fırtınası tarafından durdurulmuştu.[7] Bazı tarihçiler, halifenin özellikle Moğol-Harezm ilişkileri bozulduktan sonra Cengiz Han'la ittifak kurmaya çalıştığını öne sürmüşlerdir. Moğol tarihçiler Cengiz'in o dönemde Harezmşahlar Devleti’ni istila etmek gibi bir niyetinin olmadığını, sadece ticaretle ve hatta potansiyel bir ittifakla ilgilendiğini söylemektedirler.[10] Buna gerekçe olarak da Cengiz'in Çin'de Kin Hanedanı’na karşı yürüttüğü savaşta batağa saplanmış olması ve 1216'da Sibirya'da Hoi-yin İrgen isyanıyla uğraşmak zorunda kalmasını göstermektedirler.[11]

Cengiz Han, 1218'de Harezm'e büyük bir Moğol tüccar kervanı gönderdi. Moğol seçkinlerinin büyük bir kısmının bu sefere yatırım yapmış olması kişisel bir menfaatin söz konusu olduğunu düşündürmektedir. Ancak Otrar valisi İnalcık, kervanın mallarına el koymuş ve üyelerini casusluk suçlamasıyla idam etmiştir.[12] Suçlamaların geçerliliği ve Sultan Muhammed‘in olaya müdahil olup olmadığı tartışılsa da, Cengiz Han'ın daha sonra İnalcık'ın cezalandırılması yönündeki taleplerini reddettiği ve bir Moğol elçisini öldürüp diğer ikisinin sakallarını kesmek suretiyle onları aşağılayacak kadar ileri gittiği kesindir. Bu olay Cengiz Han için büyük bir hakaret olarak kabul edildi çünkü elçiler Büyük Han'ın kendisi kadar "kutsal ve dokunulmaz" sayılıyordu.[13]:80 Cengiz Kin'e karşı yürüttüğü savaştan vazgeçti (sadece küçük bir ordu bıraktı) ve Harezm'i işgal etmek için mümkün olduğunca çok asker topladı.[11]

Karşı güçler

Her iki ordunun kesin sayıları büyük tartışmalara konu olmuştur. Kesin olan tek şey Moğol ordusunun Harezmşah'ın ordusundan daha kalabalık olduğudur.[14]:113 Orta Çağ tarihçisi Hemedânî Moğol ordusunun 600.000'den fazla olduğunu ve karşılarında toplam 400.000 Harezmli bulunduğunu belirtmiştir;[15] çağdaşı Cûzcânî ise Han için 800.000 rakamını vermektedir.[16] Bu sayılar modern tarihçiler tarafından büyük ölçüde abartılmış olarak kabul edilir. Neredeyse güvenilir olarak kabul edilen tek çağdaş kaynak, Moğol ordusu için 100.000 ila 135.000 arasında toplam bir sayı veren Moğolların Gizli Tarihi'dir. Ancak bu sayılar Moğol yanlısı bir tarihçi tarafından düşürülmüş olabilir.[14]:109[17]

Stubbs ve Rossabi toplam Moğol istila gücünün 200.000'den fazla olamayacağını belirtirken, bir tümen büyüklüğünün genellikle olduğundan fazla hesaplandığını varsayan Sverdrup minimum 75.000 rakamını vermektedir.[14]:109,113[18][19] Çoğu tarihçi bu iki uç arasında rakamlar vermiştir: McLynn Moğol kuvvetlerini 120.000 civarında tahmin etmektedir;[20]:268 Smith ise 130.000 rakamıyla Gizli Tarih'i desteklemektedir.[17] Belirsizliğin sebebi Moğol kuvvetlerinin operasyonel yapısının yüksek esnekliği ve verimliliğidir. Bu da kuvvetlerin istenildiği zaman ayrılıp birleşmesine olanak tanımaktadır.[21] Harezmlilere gelince, benzer şekilde güvenilir bir çağdaş kaynak yoktur; Sverdrup, Müslüman kuvvetlerin oransal abartısını Moğollarınkine eşit kabul ederek, bazı şehir milisleri hariç toplam 40.000 civarında asker tahmin etmiştir.[14]:113 Mclynn ise 200.000 gibi çok daha büyük bir rakam vermektedir.[20]:263

Konuşlanma

Harezmşah birçok sorunla karşı karşıya kaldı. Henüz gelişmekte olan bir yönetime sahip olan devleti, çok geniş topraklara sahipti ve yeni kurulmuştu.[22]:373–380 1218'de Selçuklu döneminden kalma yönetim şeklini revize ettiği bilinmektedir. Süregelen değişim Moğol istilası sırasındaki düzensizliğe katkıda bulunmuş olabilir.[23]:174 Buna ek olarak, annesi Terken Hatun devlette hala önemli bir güce sahipti. Bir tarihçi Harezmşah ile annesi arasındaki ilişkiyi 'endişeli bir diarşi' olarak adlandırdı ve bu durum çoğu zaman Sultan Muhammed'in aleyhine sonuçlanıyordu.[3]:14–15

Ayrıca Sultan Muhammed'in, askerlerine savunma görevi verdiği bölgelerin çoğu yakın zamanda Harezm kuvvetleri tarafından tahrip edilmişti. Nişabur'dan geçerken halkı babasının yıktığı surları onarmaya çağırmış, Buhara ise sadece sekiz yıl önce, 1212'de Muhammed tarafından yağmalanmıştı.[24] Harezmşah aynı zamanda komutanların çoğuna güvenmiyordu; bunun tek istisnası, bir önceki yıl Turgai Nehri Muharebesi'nde askeri zekâsı sayesinde kritik bir başarı elde etmiş olan büyük oğlu ve vârisi Celâleddin Harezmşah'dı.[8]:31 Eğer komutanların çoğu istediği gibi bir meydan savaşına girseydi asker sayısı bakımından yetersiz kalacak ve muhtemelen yenilecekti.[25] Sultan Muhammed bu nedenle kuvvetlerini Semerkant, Merv ve Nişabur gibi önemli şehirlere garnizon birlikleri olarak dağıtmaya karar verdi.[11]

Cengiz'in ordusu, Kin'e karşı savaşı sürdürmek üzere geride bırakılan Mukali hariç, en yetenekli generalleri tarafından komuta ediliyordu. Cengiz ayrıca baruta aşina olan birçok Çinli kuşatma ve inşaat uzmanını da beraberinde getirmişti.[26] Tarihçiler Moğol istilasıyla birlikte huochong gibi Çin barutlu silahların Orta Asya'ya getirildiğini öne sürmüşlerdir.[27]

Savaş

İlk intikaller

Orta Asya'nın 1216-1224 yılları arasında Cengiz Han tarafından işgali

Harezmşah ve danışmanları, Moğolların (artık fethedilmiş olan) Karahıtay ile Harezm devleti arasındaki Çungarya doğal dağ geçidi üzerinden istilaya başlayacaklarını varsayıyordu. Harezm savunması için bir seçenek, Siriderya şehirlerinin ötesine ilerlemek ve Çungarya geçidi'ni bir orduyla kapatmaktı, çünkü Cengiz'in ordusunu Moğolistan'da toplaması ve kış geçtikten sonra geçitten ilerlemesi aylar alacaktı.[28] Ancak Moğol ordusu hızlı hareket etti. Cengiz Han, ordusunu dört kısma ayırdı. Büyük oğlu Cuci'yi Cend bölgesine, diğer oğulları Çağatay ve Ögeday'ı Otrar'a, Ulag/Alak Noyan'ı Benaket ve Hocend'e gönderdi. Kendisi de küçük oğlu Tuluy Han ile birlikte Buhara'ya doğru yola çıktı.

Otrar

Çağatay ve Ögeday komutasındaki Moğol kuvveti kısa bir süre sonra ya kuzeydeki Altay Dağları'ndan ya da Çungarya geçidi'nden Otrar'a indi ve hemen Otrar'ı kuşatmaya başladı. Reşîdüddîn, Otrar'ın 20.000 kişilik bir garnizona sahip olduğunu belirtirken, Cüveynî 60.000 (atlılar ve milisler) olduğunu iddia etmiştir. Orta Çağ kroniklerinin çoğunda verilen ordu sayıları gibi bu sayılar da ihtiyatla karşılanmalıdır ve şehrin büyüklüğü göz önünde bulundurulduğunda muhtemelen abartılarak yazılmıştır.[29]

Bir Harzem kalesi olan Kızıl Kale (Özbekistan), Moğol istilasında yıkılmıştır.

Birçok şehrin aksine, Otrar küçük bir çatışmadan sonra teslim olmadı ya da Vali ordunun sayıca üstün Moğollar tarafından yok edilmesine izin vermedi. Bunun yerine garnizon, surların üzerinde direnmeye devam ettiler ve pek çok saldırıyı püskürttüler. Kuşatma beş ay boyunca sonuç vermeden devam etti, ta ki surların içindeki bir hain (Karaca Hâcib) kapıları Moğollara açana kadar. Gerçekleşen saldırıda garnizonun tamamına yakını katledildi.[30] Garnizonun geriye kalan onda biri iç kalede bir ay daha dayandı ve Moğollar tarafından ağır zayiat verildikten sonra alınabildi. İnalcık sonuna kadar direndi, hatta kuşatmanın son anlarında kalenin tepesine tırmanarak yaklaşan Moğollara kiremit fırlattı ve birçoğunu göğüs göğüse çarpışarak öldürdü. Cengiz kale sakinlerinin çoğunu öldürdü, geri kalanları köleleştirdi ve İnalcık'ı idam etti.[31][32]

Sultan Alâeddin Muhammed'in Ürgenç'teki sarayının kalıntıları.

Buhara

Sultan Muhammed'in Siriderya nehri üzerindeki şehirleri aktif bir şekilde savunmaması üzerine Cengiz ve Tuluy, yaklaşık 50.000 kişilik bir ordunun başında, Siriderya'nın müstahkem şehirlerini aşarak batıya doğru ilerledi. Buhara'yı kuşatmak için Kızıl Kum çölünün içinden geçerek yaklaşık 500 km yol katetti. Normal şartlarda geçişin mümkün olmadığı bu çölü aşmak için yol boyunca esir alınan göçebelerin rehberliğinden faydalandı. Bir vahadan diğerine geçerek geçişi tamamladılar. Moğollar Buhara kapılarına neredeyse hiç fark edilmeden vardılar. Birçok askeri taktikçi Buhara'ya bu sürpriz gelişin savaştaki en başarılı manevralardan biri olduğunu belirtmektedir.[33]

Kalan (Kalon) minaresi, Buhara.

Buhara ağır bir şekilde tahkim edilmemişti. Bir hendeği, sadece bir sur duvarı ve Harezmi şehirlerine özgü bir iç kalesi vardı. Buhara garnizonu Türk askerlerden oluşuyordu ve Türk generaller tarafından yönetiliyordu, bunlar kuşatmanın üçüncü gününde bir yarma harekâtı girişiminde bulundular. Reşîdüddîn ve İbnü'l-Esîr şehrin müdaafasında bulunan kişi sayısının 20.000 olduğunu belirtse de Carl Sverdrup bu sayının sadece onda biri olduğunu iddia eder.[34] Yarma harekâtına girişen kuvvet yapılan savaşta imha edildi. Şehrin ileri gelenleri kapıları Moğollara açtı, ancak Türklerden oluşan bir birlik şehrin iç kalesini on iki gün daha elinde tuttu. Moğollar zanaatkârların becerilerine çok değer veriyordu ve fetihler sırasında zanaatkârlar katliamdan muaf tutuldu ancak ömür boyu köle olarak çalıştırıldılar.[35] İç kale ele geçirildiğinde, Moğolistan'a gönderilen zanaatkârlar ve esnaf dışında diğerleri idam edildi. Savaşmamış genç erkekler Moğol ordusuna alındı ve nüfusun geri kalanı köle yapıldı.

Kalan Minaresi'ni gören Cengiz Han o kadar etkilendi ki, etrafındaki tüm yapılar adamları tarafından yok edilirken onu bırakmalarını emretti.[36] Geriye kalanlar yağma sırasında çıkan bir yangın ile yok oldu.

Semerkand

Buhara'nın düşmesinden sonra Cengiz, Harezm'in başkenti Semerkant'a yöneldi ve Mart 1220'de oraya vardı. Bu dönemde Moğollar aynı zamanda etkili bir psikolojik savaş yürüttüler ve düşmanın kendi içinde bölünmesine sebep oldular.

Han'ın casusları, Harezmşah ile annesi Terken Hatun arasındaki şiddetli mücadeleyi anlattılar. Sultan Muhammed'in en kıdemli komutanlarından bazıları ve seçkin Türk süvari tümenleri Terken Hatun'a biat etmişti. Moğollar ve Türkler bozkır halkları olduğu için Cengiz, Terken Hatun ve ordusunun hain oğluna karşı Moğollara katılması gerektiğini savundu.

Bu arada, sahte asker kaçakları ayarlayarak Terken Hatun'un ve bazı generallerin Moğollarla ittifak yaptığını bildiren mektuplar ayarladı. Bu, Harezm Devleti'ndeki mevcut bölünmeyi daha da alevlendirdi ve muhtemelen üst düzey komutanların güçlerini birleştirmelerini engelledi. Cengiz daha sonra Terken Hatun ya da Sultan Muhammed adına defalarca sahte kararnameler yayınlayarak zaten bölünmüş olan Harezm komuta yapısını daha da karıştırdı.[37] Moğolların uyguladığı hızlı manipülasyon ve psikolojik stratejiler sayesinde Valide Sultan da dâhil olmak üzere tüm Harezm generalleri kuvvetlerini garnizon olarak tutmuş ve sırayla yenilgiye uğratılmışlardır.

Semerkant, Buhara'ya kıyasla çok daha iyi bir tahkimata ve daha büyük bir garnizona sahipti. Cüveynî ve Reşîdüddîn (her ikisi de Moğol himayesi altında yazmıştır) şehri müdafaa edenlerin 100.000-110.000 kişi olduğunu söylerken, İbnü'l-Esîr 50.000 kişi olduğunu belirtir.[38] O dönemde şehrin toplam nüfusunun 100.000'den az olduğu düşünülürse, bu sayının 10.000 olması daha muhtemeldir.[39][40] Çağatay Han ve Ögeday Han Otrar'ı zaptettikten sonra Cengiz Han'a katıldılar ve şehre birlikte saldırdılar. Moğollar esirleri canlı kalkan olarak kullandılar. Savaşın üçüncü gününde Semerkant garnizonu bir karşı saldırı başlattı. Geri çekiliyormuş gibi yapan Cengiz, garnizonun yaklaşık yarısını Semerkant surlarının dışına çekti ve onları meydan muharebesinde katletti. Sultan Muhammed şehri iki kez kurtarmaya çalıştıysa da geri püskürtüldü. Beşinci gün, bir avuç asker dışında hepsi teslim oldu. Kalan askerler, Sultan'ın ölümüne destekçileri, iç kalede direndiler. Kale düştükten sonra Cengiz teslim şartlarından vazgeçti ve Semerkant'ta kendisine karşı silahlanan tüm askerleri idam ettirdi. Semerkant halkına şehri boşaltmaları ve şehrin dışında bir ovada toplanmaları emredildi. Birçoğu burada öldürüldü.

Semerkant düşerken Cengiz Han, en iyi generallerinden ikisi olan Subutay ve Cebe'yi Sultan'ı yakalamakla görevlendirdi. Sultan Muhammed, en sadık askerlerinden bazıları ve oğlu Celâleddin Harezmşah ile birlikte batıya, Hazar Denizi'ndeki küçük bir adaya kaçtı. Aralık 1220'de Sultan orada öldü. Çoğu bilim adamı ölümünü Zatürre’ye bağlarken, diğerleri Devleti kaybetmenin verdiği ani şoku gerekçe gösterir.

Ürgenç

Bu arada, zengin bir ticaret şehri olan Ürgenç hâlâ Harezm kuvvetlerinin elindeydi. Ürgenç'i Sultan'ın annesi yönetiyordu. Oğlunun Hazar Denizi'ne kaçtığını öğrenince o da kaçtı ancak yakalanıp Moğolistan'a gönderildi. Sultan Muhammed'in komutanlarından biri olan Khumar Tegin kendisini Ürgenç Sultanı ilan etti. İstiladan beri kuzeyde seferde olan Cuci şehre bu yönden yaklaşırken, Cengiz, Ögeday ve Çağatay güneyden saldırdı.

Valide Sultan Terken Hatun, "Türklerin Sultanı" olarak bilinir, Moğol askerleri tarafından esir alınırken.

Ürgenç'e yapılan saldırı Moğol istilasının en zor savaşı oldu. Şehir Amu Derya nehri boyunca bataklık bir delta bölgesinde kurulmuştu. Yumuşak zemin kuşatma savaşı için elverişli değildi ve mancınıklar için büyük ebatlı taş eksikliği vardı. Moğollar her şeye rağmen saldırdı ve şehrin güçlü savunmasını ancak blok blok savaşarak aşılabildiler. Moğol taktiklerini bu şehre uyarlamanın alışılmadık zorluğu nedeniyle Moğol kayıpları normalden yüksek oldu.

Ürgenç’in alınması, Han ile en büyük oğlu Cuci arasında devam eden gerginlikler nedeniyle daha da karmaşık hale geldi. Kendisine ödül olarak Ürgenç vadedilmişti. Cengiz Han'ın eşi Börte, Cuci'nin ve diğer üç kardeşinin annesiydi. Sadece ondan doğan erkek çocuklar Cengiz'in "resmi" oğulları ve varisleri olarak kabul ediliyordu, Han'ın 500 kadar diğer "eş ve cariyesi "nden doğan çocuklar kabul edilmiyordu. Ancak Cuci tartışmalı bir şekilde dünyaya gelmişti. Han'ın iktidara gelişinin ilk günlerinde Börte yakalanmış ve esir tutulduğu sırada tecavüze uğramıştı. Cuci dokuz ay sonra doğdu. Cengiz Han onu en büyük oğlu olarak kabul etmeyi seçmiş olsa da (Börte'ye olan sevgisi nedeniyle kabul etti. Çocuğunu reddetmiş olsaydı onu da reddetmek zorunda kalacaktı), Cuci'nin gerçek ebeveynliği konusunda her zaman şüphe duymuştur.[41]

Moğol ile Harezm askerleri savaşırken. Cami’üt-Tevarih elyazması minyatürü, Reşîdüddîn.

Cuci, şehrin zarar görmemesi için düşman ile görüştü ve şehrin teslim edilmesini istedi. Bu durum Çağatay'ı kızdırdı ve Cengiz, Ürgenç düşerken Ögeday'ı kuşatma kuvvetlerin komutanı olarak atadı. Bu şekilde kardeşler arasındaki kavgayı önledi. Ancak Cuci'nin komutanlıktan alınması ve kendisine vadedildiğini düşündüğü bir şehrin yağmalanması onu öfkelendirdi ve babası ile kardeşlerinden soğuttu. Hatırı sayılır askeri becerilerine rağmen küçük kardeşlerinin kendisinden daha fazla değer görmesi sonraki eylemleri için belirleyici bir etken olduğu kabul edilir.

Her zamanki gibi zanaatkârlar Moğolistan'a geri gönderildi, genç kadınlar ve çocuklar köle olarak Moğol askerlerine verildi ve nüfusun geri kalanı katledildi. Farslı tarihçi Cüveynî, 50.000 Moğol askerin her birine yirmi dört Ürgenç vatandaşını idam etme görevi verildiğini, bunun da 1,2 milyon insanın öldürüldüğü anlamına geldiğini belirtir. Bu bilgi abartılı görünse de, Ürgenç'in yağmalanması insanlık tarihinin en kanlı katliamlarından biri olarak kabul edilir.

Ardından Aral Denizi'nin güneyindeki Ürgenç şehri tamamen yok edildi. Şehir teslim olduktan sonra Moğollar barajları yıkıp şehri sular altında bıraktı ve hayatta kalanlar idam edildi.

Horasan

Moğollar Ürgenç'e doğru ilerlerken, Cengiz'in en küçük oğlu Tuluy Horasan'a gönderildi. Burada birçok şehir hâlâ Harezmşahların elindeydi. Ayrıca Sultan Muhammed'in oğlu Celâleddin Moğollarla savaşmak için bir ordu toplamaya başlamıştı.

Horasan, Moğollar ile daha önce tanışmıştı. Savaşın başlarında generaller Cebe ve Subutay, kaçan Sultan Muhammed'in peşine düşerken bu eyaletten geçmişlerdi.

Tuluy'un ordusu yaklaşık 50.000 kişiden oluşuyordu. Ordunun çekirdeğini Moğol askerleri oluşturuyordu (bazı tahminlere göre bu sayı 7.000[18]) gerisi Türkler ile fethedilen Çin ve Moğolistan halkından toplanan yabancı askerlerden oluşuyordu. Orduda ayrıca "yangın çıkarıcı oklar fırlatan 3.000 makine, 300 mancınık, nafta dolu kapları fırlatmak için 700 mangonel, 4.000 hücum merdiveni ve hendekleri doldurmak için 2.500 çuval toprak" bulunuyordu. İlk düşen şehirler arasında Tirmiz ve Belh vardı.

Tuluy'un ele geçirdiği en büyük şehir Merv şehriydi. Cüveynî Merv hakkında şunları yazmıştır:

Horasan’ın en mümbit ve güzel toprağına sahipti. Emniyet ve huzur kuşunun yuvası daima orada bulunurdu. Nüfusunun sayısı, nisan yağmurunun damlalarıyla boy ölçüşürdü. Havası güzeldi. Orada yaşayanların en fakirleri bile zamanlarının padişahları ve emirleri gibi yaşarlar, kendilerini dünya fatihleriyle eş tutarlardı.[18][42]

Merv'deki garnizon yaklaşık 12.000 kişiden oluşuyordu ve şehir doğu Harezm'den gelen mültecilerle dolup taşıyordu. Tuluy altı gün boyunca Merv şehrini kuşattı ve yedinci gün şehre saldırdı. Garnizon saldırıyı geri püskürttü ve karşı saldırıya geçti ancak başarısız olunca şehre geri dönmek zorunda kaldılar. Ertesi gün şehrin valisi, Tuluy'un Merv'deki insanların hayatını bağışlayacağına dair verdiği söz üzerine şehri teslim etti. Ancak şehir teslim edilir edilmez, Tuluy teslim olan hemen herkesi, muhtemelen Ürgenç'dekinden daha büyük bir katliamla katletti.

Merv'den sonra batıya yönelen Tuluy, Nişabur ve Herat şehirlerine saldırdı.[43] Nişabur üç gün sonra düştü ve savaşta Cengiz'in damadı Tokuçar öldürüldü. İntikamları bir katliam ile sonuçlanacaktı. Tokuçar'ın dul eşi katliamı bizzat yönetirken, Tuluy kedi ve köpekler dahil olmak üzere şehirdeki her canlıyı kılıçtan geçirdi.[18] Nişabur'un düşüşünden sonra Herat savaşmadan teslim oldu ve canı bağışlandı.

Sonra Hindukuş'taki Bamiyan'a saldırdı. Burada Cengiz'in torunlarından (Çağatay'ın oğlu) biri öldürüldü ve şehir başka bir katliama sahne oldu. Sırada Tus şehri vardı. 1221 baharında Horasan eyaleti tamamen Moğol egemenliği altına girmişti. Arkasında garnizon güçleri bırakan Tuluy, babasına katılmak üzere doğuya doğru yola çıktı.

Celâleddin Harezmşah

Horasan'daki Moğol seferinden sonra Sultan Muhammed'in ordusu dağıldı. Babasının ölümünden sonra tahta geçen Celâleddin, Harezm ordusunun geri kalanını güneyde, Afganistan bölgesinde toplamaya başladı. Cengiz, Celâleddin komutasında toplanan ordunun peşine düşmek için kuvvetler gönderdi ve iki taraf Eylül 1221'de Pervan şehrinde karşılaştı. Savaşın kaybedilmesi Moğol kuvvetleri için küçük düşürücü oldu. Öfkelenen Cengiz bizzat güneye yöneldi ve Celâleddin'i İndus Nehri'nde yenilgiye uğrattı. Savaşı kaybeden Celâleddin Hindistan'a kaçtı. Cengiz bir süre İndus'un güney kıyısında yeni Harezmşah'ı aradı ama bulamadı. Han, Celâleddin‘i Hindistan'da bırakmakla yetinerek kuzeye döndü.

Celâleddin'in Moğollara karşı elde ettiği başarıdan cesaret alan Harezmliler bir isyan başlattı. Küç Tigin Pehlivân Merv'de bir isyana öncülük etti ve burayı ele geçirdi. Pehlivân daha sonra Buhara'ya başarılı bir saldırı düzenledi. Herat'taki halk da isyan etti ve Moğol vasal liderliğini bertaraf etti. Muhammed Margani adlı bir isyan lideri Cengiz Han'ın Bağlân'da konakladığı kampa iki kez saldırdı ve bir miktar ganimetle geri döndü. Buna karşılık Cengiz, Ögeday Han'ı büyük bir orduyla Gazne'ye geri gönderdi.[44] Yelü Ahai Semerkant ve Buhara'da Moğol egemenliğini yeniden kurmak için görevlendirildi ve ancak 1223'te düzeni sağlayabildi.[45] Shikhikhutug, Merv'in Moğol yanlısı yönetimini tahttan indiren isyanla ilgilendi.[46] Cengiz Han'ın Celâleddin'i yakalamak için görevlendirdiği Moğol general, birkaç başarısız savaştan sonra Celâleddin'in hizmetine girdi ve Müslüman oldu.[47][48]

Büyük akın

Cengiz Han ve generallerinin önemli fetihleri ve akınları
1221/22 tarihli Cengiz Han'a ait altın dinar, Gazne darphanesi

Harezmşahlar Devleti'ni yendikten sonra, Cengiz Han Moğol bozkırlarına dönmek için İran ve Ermenistan'daki kuvvetlerini topladı. Subutay'ın önerisiyle Moğol ordusu iki kuvvete bölündü. Cengiz Han ana ordunun başında Afganistan ve Kuzey Hindistan üzerinden Moğolistan'a doğru bir akın düzenlerken, 20.000 kişilik (iki tümen) bir başka birlik de generaller Cebe ve Subutay komutasında Kafkasya üzerinden Rusya'ya doğru ilerledi. Ermenistan ve Azerbaycan'ın içlerine kadar ilerlediler. Moğollar Gürcistan Krallığı'nı yendiler, Kırım'daki Ceneviz ticaret kalesi Kefe’yi yağmaladılar ve kış mevsimini Karadeniz yakınlarında geçirdiler.

Moğol yurduna dönerken Subutay'ın kuvvetleri Kuman-Kıpçaklar’ın müttefikleri olan ve Moğolların bölgedeki faaliyetlerini durdurmak için yola çıkan Haliç'li Cesur Mstislav ve Kiev'li III. Mstislav liderliğindeki kötü koordine edilmiş 80.000 Kiev Rus' askerine saldırdı. Subutay, Slav prenslerine barış çağrısında bulundu ancak elçiler idam edildi. 1223'teki Kalka Nehri Savaşı'nda Subutay'ın kuvvetleri daha büyük olan Kiev kuvvetlerini yendi. Bu sefer Rus prensleri barış talebinde bulunur. Subutay kabul eder ama prensleri affetmeye niyeti yoktur. Ruslar yalnızca güçlü bir direniş göstermekle kalmamış, aynı zamanda Subutay'ın yıllarca birlikte sefer yaptığı Cebe, Kalka Nehri Savaşı'ndan hemen önce öldürülmüştü.[49] Moğol kültüründe adet olduğu üzere, Rus prensleri kansız bir şekilde öldürüldü. Subutay, diğer generalleriyle birlikte üzerinde yemek yiyecekleri büyük bir ahşap platform inşa ettirdi. Aralarında Kievli III. Mstislav’ın da bulunduğu altı Rus prensi bu platformun altına yatırıldı ve ezilerek öldürüldü.

Yine aynı yıl Samara Bend Savaşı'nda komşu İdil Ön Bulgarları tarafından muhtemelen mağlup edildiler. Bu durum şüphelidir çünkü Arap tarihçi İbnü'l-Esîr'in kısa anlatımından başka tarihi bir kayıt yoktur ve kendi gözlemine dayanarak yazmamıştı.[50]

Esirlerin ifadesiyle batıdaki verimli topraklardan haberdar oldular. Macaristan ve Avrupa'nın fethi için planlar yapıldı. Cengiz Han kısa bir süre sonra Subutay'ı Moğolistan'a geri çağırdı. Subutay ve Cebe'nin önderlik ettiği ve önlerine çıkan tüm orduları yenerek Hazar Denizi'nin etrafını tamamen ele geçirdikleri ünlü “Süvari seferi” bugüne kadar benzersizliğini korudu. Moğol zaferlerin haberi diğer uluslara ve özellikle de Avrupa'ya hızla yayıldı. Bu iki sefer genellikle bölgelerin siyasi ve kültürel unsurlarını anlamaya çalışan keşif seferleri olarak kabul edilir. 1225 yılında her iki tümen de Moğolistan'a geri döndü. Yapılan bu istilalar, Maveraünnehir ve İran'ı imparatorluğa katarken yol boyunca karşılaşılan direnişleri de yok etmiştir. 1237'da Cengiz Han'ın torunu Batu Han ve Altın Orda Devleti yönetimindeki Moğollar, İdil Ön Bulgarları ve Kiev Knezliği'ni fethetmek için geri döndüler ve sefer 1240'ta başarıyla tamamlandı.

Savaş sonrası

Kalan direniş merkezleri yok edildikten sonra Cengiz Han, Moğol garnizon birliklerini geride bırakarak Moğolistan'a döndü. Harezmşahlar Devleti'nin yıkılması ve iltihak edilmesi, hem İslam dünyası hem de Doğu Avrupa'da daha sonra yaşanacakların bir habercisi olacaktı.[51] Harezm bölgesi, Cengiz'in oğlu Ögeday döneminde Kiev Rus'u ve Polonya'yı işgal etmek için Moğol orduları adına önemli bir basamak teşkil etti. Takip eden seferler Moğol ordularını Macaristan ve Baltık Denizi'ne kadar getirdi. Harezmşahlar'in yok edilmesi, İslam dünyası adına Irak, Türkiye ve Suriye'yi açık hedef haline getirdi. Her üç bölgeye de en nihayetinde gelecekteki Hanlar tarafından boyun eğdirildi.

Cengiz han ve ölümünden sonra haleflerin Moğol işgali için kullandıkları güzergâh.

Harezmşah'lar ile yapılan savaş aynı zamanda önemli bir veraset sorununu da gündeme getirdi. Savaş başladığında Cengiz genç değildi ve dört oğlu vardı, hepsi de acımasız savaşçılardı ve her birinin kendi sadık destekçileri vardı. Kardeşler arasındaki rekabet Ürgenç kuşatması sırasında neredeyse doruğa ulaşmış ve Cengiz savaşı sona erdiren üçüncü oğlu Ögeday'a güvenmek zorunda kalmıştı. Ürgenç'in yok edilmesinin ardından Cengiz, Ögeday'ı resmen halefi olarak seçti ve ayrıca gelecekteki Hanların önceki hükümdarların doğrudan soyundan gelmesine hükmetti. Cengiz'in bu uygulamasına rağmen, dört oğul eninde sonunda birbirlerine girecek ve bu darbeler Cengiz'in yarattığı Hanlığın istikrarsızlığını ortaya çıkaracaktı.

Cuci babasını asla affetmedi ve bundan sonra yapılan Moğol savaşlarına katılmadı, kuzeye taşındı hatta emredilmesine rağmen babasının yanına gitmeyi reddetti.[41] Gerçekten de Han, ölmeden önce asi oğlunun üzerine yürümeyi düşünüyordu. Bu hadisenin yol açtığı kızgınlık, Cuci'nin oğullarına, özellikle de Kiev Rus''u fethedecek olan Batu ve Berke Han'a (Altın Orda Devleti) iletildi.[52]

Cengiz Han'ın Tuluy'dan olan torunu Hülagu Han, 1258'de Bağdat'ı yağmaladı ve Halife Müstasım'i öldürdü. Müslümanlığı seçen kuzeni Berke Han bu durumu öğrendiğinde çok öfkelendi. Moğollar 1260 yılında Mısır Memlükleri tarafından Ayn Calut Savaşı'nda mağlup edildiler ve tarihin en önemli yenilgilerinden birini aldılar. Hülagu bunun intikamını almak istedi ancak Berke Han İslam davasına yardım etmek için Transkafkasya'da ona saldırdı. Böylelikle Moğol Moğol'la ilk kez savaşmış oldu.[53] Bu savaşın tohumları, babaların Harezmşahlar ile yaptığı mücadelesinde atılmıştı.[51]

Ayrıca bakınız

Kaynakça

Alıntılar

  1. ^ Ward, Steven R. (2009). Immortal: A Military History of Iran and Its Armed Forces. ISBN 978-1-58901-587-6. 
  2. ^ May, Timothy (2016). The Mongol Empire: A Historical Encyclopedia. Santa-Barbara, CA: ABС-СLIO. s. 162. ...he (Genghis Khan) led his main army over 1,000 miles to invade the Khwarazmian Empire in 1219. Within two years, a once dynamic and powerful empire has been erased from the map and largely forgotten in history. 
  3. ^ a b c Golden, Peter (2009). "Inner Asia c.1200". The Cambridge History of Inner Asia. The Chinggisid Age: 9-25. doi:10.1017/CBO9781139056045.004. ISBN 978-1-139-05604-5. 
  4. ^ a b Buniyatov, Z. M. (2015). A History of the Khorezmian State Under the Anushteginids, 1097-1231 Государство Хорезмшахов-Ануштегинидов: 1097-1231 [A History of the Khorezmian State under the Anushteginids, 1097-1231]. Mustafayev, Shahin; Welsford, Thomas tarafından çevrildi. Moskova: Nauka. ISBN 978-9943-357-21-1. 
  5. ^ Hasan Dani, Ahmad (1990). History of civilizations of Central Asia, vol. IV. Delhi: Unesco. s. 182. ISBN 81-208-1409-6. 
  6. ^ Biran, Michal (2009). "The Mongols in Central Asia from Chinggis Khan's invasion to the rise of Temür". The Cambridge History of Inner Asia. The Chinggisid Age: 47. ISBN 978-1-139-05604-5. 
  7. ^ a b c Abazov, Rafis (2008). Palgrave Concise Historical Atlas of Central Asia. Palgrave Macmillan. s. 43. ISBN 978-1-4039-7542-3. 
  8. ^ a b Jackson, Peter (2009). "The Mongol Age in Eastern Inner Asia". The Cambridge History of Inner Asia. The Chinggisid Age: 26-45. doi:10.1017/CBO9781139056045.005. ISBN 978-1-139-05604-5. 
  9. ^ en-Nesevî, Şihâbüddîn Muhammed (1241). Sirah al-Sultan Jalal al-Din Mankubirti [Biography of Sultan Jalal al-Din Mankubirti] (Arapça). 
  10. ^ Hildinger, Eric (1997). Warriors of the Steppe: A Military History of Central Asia, 500 B.C. to A.D. 1700. Da Capo Press. 
  11. ^ a b c May, Timothy (2018). "The Mongols outside Mongolia". The Mongol Empire. Edinburgh: Edinburgh University Press. ss. 58-61. ISBN 978-0-7486-4237-3. JSTOR 10.3366/j.ctv1kz4g68.11. 26 Mart 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2023. 
  12. ^ Leo de Hartog (2004). Genghis Khan: Conqueror of the World. Tauris Parke. ss. 86-87. ISBN 1-86064-972-6. 
  13. ^ Cüveynî, Atâ Melik (c. 1260). Târîh-i Cihângüşâ تاریخ جهانگشای [History of the World Conqueror] (Farsça). 1. Andrew Boyle, John tarafından çevrildi. 
  14. ^ a b c d Sverdrup, Carl (2010). France, John; J. Rogers, Clifford; DeVries, Kelly (Ed.). "Numbers in Mongol Warfare". Journal of Medieval Military History. Boydell and Brewer. VIII: 109-117. ISBN 978-1-84383-596-7. JSTOR 10.7722/j.ctt7zstnd.6. Erişim tarihi: 3 Şubat 2022. 
  15. ^ Hemedânî, Reşîdüddîn (c. 1300). Thackston, W. M. (Ed.). Câmiu't-Tevârîh جامع التواريخ [Compendium of Chronicles] (Arabic ve Persian). 2. 
  16. ^ Cûzcânî, Minhâc-ı Sirâc (1260). Tabakât-ı Nâsırî طبقات ناصری (Farsça). XXIII. Raverty, H. G. tarafından çevrildi. s. 968. 
  17. ^ a b Smith, John Masson (1975). "Mongol Manpower and Persian Population". Journal of the Economic and Social History of the Orient. Brill. 18 (3): 273-4. doi:10.2307/3632138. JSTOR 3632138. 
  18. ^ a b c d Stubbs, Kim (2006). "Facing the Wrath of Khan". Military History. 23 (3): 30-37. 
  19. ^ Rossabi, Morris (October 1994). "All the Khan's Horses" (PDF). Natural History: 49-50. 27 Eylül 2011 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 3 Şubat 2022. 
  20. ^ a b McLynn, Frank (2015). Genghis Khan: His Conquests, His Empire, His Legacy. Hachette Books. OCLC 1285130526. 
  21. ^ Owen, David (2009). The Little Book of Warfare: 50 Key Battles That Trace The Evolution Of Conflict. Fall River Press. ss. 20-21. ISBN 978-1-74110-913-9. 
  22. ^ Barthold, Vasily (1968). Turkestan Down to the Mongol Invasion (.i. bas.). Gibb Memorial Trust. OCLC 4523164. 
  23. ^ Bosworth, C. E.; Asimov, M. S. (1999). History of Civilizations of Central Asia. IV. UNESCO. OCLC 772008592. 
  24. ^ Boyle, J. A. (1968). "Dynastic and Political History of the Il-Khans". The Cambridge History of Iran. Cambridge: Cambridge University Press. 5: 307. doi:10.1017/CHOL9780521069366.005. ISBN 978-1-139-05497-3. 
  25. ^ Sverdrup, Carl (2013). "Sübe'etei Ba'atur, Anonymous Strategist". Journal of Asian History. Harrassowitz Verlag. 47 (1): 37. doi:10.13173/jasiahist.47.1.0033. JSTOR 10.13173/jasiahist.47.1.0033. 25 Şubat 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2023. 
  26. ^ David Nicolle; Richard Hook (1998). The Mongol Warlords: Genghis Khan, Kublai Khan, Hulegu, Tamerlane (illu.rated bas.). Brockhampton Press. s. 86. ISBN 1-86019-407-9. Erişim tarihi: 28 Kasım 2011. 
  27. ^ Chahryar Adle; Irfan Habib (2003). Ahmad Hasan Dani; Chahryar Adle; Irfan Habib (Ed.). History of Civilizations of Central Asia: Development in contrast: from the sixteenth to the mid-nineteenth century. 5 of History of Civilizations of Central Asia (illu.rated bas.). UNESCO. s. 474. ISBN 92-3-103876-1. Erişim tarihi: 28 Kasım 2011. 
  28. ^ Juvayni, Rashid al-Din.
  29. ^ Sverdrup 2017, p. 148, citing Rashid Al-Din, 107, 356–362.
  30. ^ Juvayni, pp. 83–84
  31. ^ John Man (2007). Genghis Khan: Life, Death, and Resurrection. Macmillan. s. 163. ISBN 978-0-312-36624-7. 
  32. ^ Juvayni, p. 85
  33. ^ Owen, David (2009). The Little Book of Warfare: 50 Key Battles That Trace The Evolution Of Conflict. Fall River Press. ss. 20-21. ISBN 978-1-74110-913-9. 
  34. ^ Sverdrup, Carl. The Mongol Conquests: The Military Operations of Genghis Khan and Sube'etei. Helion and Company, 2017. Page 148.
  35. ^ Christopher P. Atwood, Encyclopedia of Mongolian and the Mongol Empire (Facts on File, 2004), 24.
  36. ^ Lonely Planet Central Asia. Lonely Planet Publications. 2010. ISBN 1-86450-296-7. 
  37. ^ Frank McLynn.
  38. ^ Sverdrup 2017, p. 148.
  39. ^ Sverdrup, p. 151
  40. ^ McLynn, p. 280
  41. ^ a b Nicolle, David. The Mongol Warlords
  42. ^ Oruç, Z. "Sultan Sencer'in esâreti". DergiPark. s. 244. 10 Şubat 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 1 Ağustos 2023. 
  43. ^ "WAR STATS REDIRECT". users.erols.com. 30 Mayıs 2000 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  44. ^ Saunders, J. J. (2001). The History of the Mongol Conquests. University of Pennsylvania Press. 978-0-8122-1766-7. He actually succeeded in routing a Mongol detachment at Parwan near Kabul in Afghanistan, an event which raised many false hopes and led to fatal uprisings against Mongol rule in Mery, Herat and elsewhere in the autumn of 1221.
  45. ^ Sverdrup, Carl (2017). The Mongol Conquests The Military Operations of Genghis Khan and Sübe'etei. West Midlands: Helion & Company Limited. pp. 29, 163, 168. 978-1-910777-71-8.
  46. ^ Boyle, John Andrew (June 1963). "THE MONGOL COMMANDERS IN AFGHANISTAN AND INDIA ACCORDING TO THE ṬABAQĀT-I NĀṢIRĪ OF JŪZJĀNĪ". Islamic Studies. 2, No. 2: 241 – via Islamic Research Institute, International Islamic University, Islamabad
  47. ^ Boyle, John Andrew (June 1963). "THE MONGOL COMMANDERS IN AFGHANISTAN AND INDIA ACCORDING TO THE ṬABAQĀT-I NĀṢIRĪ OF JŪZJĀNĪ 4 Nisan 2023 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi.". Islamic Studies. 2, No. 2: 235–247 – via Islamic Research Institute, International Islamic University, Islamabad.
  48. ^ Peter Jackson, Peter (1990). "JALAL AL-DIN, THE MONGOLS, AND THE KHWARAZMIAN CONQUEST OF PUNJAB AND SIND". British Institute of Persian Studies. 28: 45–54 – via British Institute of Persian studies.
  49. ^ Stephen Pow: The Last Campaign and Death of Jebe Noyan. In: Journal of the Royal Asiatic Society. Vol. 27, Nr. 1. Cambridge University Press, Cambridge 2017, S. 31–51 (englisch).
  50. ^ John Chambers, The Devil's Horsemen: The Mongol Invasion of Europe, Atheneum, 1979. p. 31
  51. ^ a b Morgan, David The Mongols
  52. ^ Chambers, James. The Devil's Horsemen
  53. ^ Bausani, A. (1969). "Religion under the Mongols". The Cambridge History of Iran. Cambridge University Press. 5: 538-549. doi:10.1017/CHOL9780521069366.008. ISBN 978-1-139-05497-3. 25 Haziran 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 6 Ağustos 2023. 

Kaynaklar

  • Chambers, James. The Devil's Horsemen: The Mongol Invasion of Europe, Atheneum, 1979. (0-689-10942-3)
  • Morgan, David. The Mongols, 1986. (0-631-17563-6)
  • Nicolle, David. The Mongol Warlords: Genghis Khan, Kublai Khan, Hulegu, Tamerlane, Brockhampton Press, 1998. (1-85314-104-6)
  • Saunders, J.J. The History of the Mongol Conquests, Routledge & Kegan Paul Ltd, 1971. (0-8122-1766-7)

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Cengiz Han</span> Moğol İmparatorluğunun kurucusu ve ilk hükümdarı (1162–1227)

Cengiz Han,, Moğol İmparatorluğu'nun kurucusu ve ilk Kağanı olan Moğol komutan ve hükümdardır. Hükümdarlığı döneminde gerçekleştirdiği hiçbir savaşı kaybetmeyen Cengiz Han, dünya tarihinin en büyük askerî liderlerinden birisi olarak kabul edilmektedir. 13. yüzyılın başında Orta Asya'daki tüm göçebe bozkır kavimlerini birleştirip, bir ulus hâline getirerek Moğol siyasi kimliği çatısı altında toplamıştır. Cengiz Han, hükümdarlığı döneminde 1206-1227 arasında, Kuzey Çin'deki Batı Xia ve Jin Hanedanı; Türkistan'daki Kara Hıtay, Maveraünnehir; Harezm, Horasan ve İran'daki Harezmşahlar, Kafkasya'daki Gürcüler, Deşt-i Kıpçak'taki Rus Knezlikleri, Kıpçaklar ile İdil Bulgarları üzerine seferler yaptı. Bunların sonucunda Pasifik Okyanusu'ndan Hazar Denizi'ne ve Karadeniz'in kuzeyine kadar uzanan bir imparatorluk kurdu.

<span class="mw-page-title-main">Harezmşahlar Devleti</span> Orta Asyanın Harezm bölgesinde kurulu eski bir Türk devleti (1077–1231)

Harezmşahlar veya Harzemşahlar Devleti, Orta Asya'da Harezm bölgesinde Kutbeddin Muhammed Harezmşah tarafından kurulan Türk-İran geleneğine dayalı bir devlettir. Bu devlet, Anadolu Selçuklu Devleti ile 1230 yılında yapılan Yassıçemen Muharebesi sonucunda iyice zayıflamış, 1231 yılında Celaleddin Harezmşah'ın ölümü ile yıkılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Ögeday</span> Cengiz Hanın oğlu ve 2. Moğol imparatoru

Ögeday veya Ogeday, Cengiz Han'ın oğullarından biri ve halefi. Cengiz Han'dan sonra Moğol İmparatoru olmuş ve babasının yarım bıraktığı istilaları ve devlet düzenlemesini tamamlamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Cuci</span>

Cuci, Cengiz Han'ın en büyük oğlu. Bazı kaynaklarda Cuci Han olarak geçse de Cengiz Han'dan önce öldüğü için hanedan, kardeşleri ve oğullarıyla sürmüştür, kendisi han olmamıştır.

<span class="mw-page-title-main">Moğol İmparatorluğu</span> 13. ve 14. yüzyılda hüküm sürmüş olan, tarihin bitişik sınırlara sahip en büyük kara imparatorluğu

Moğol İmparatorluğu, 13. ve 14. yüzyıllarda tarihin en büyük bitişik imparatorluğuydu. Doğu Asya'da bugünkü Moğolistan'da ortaya çıkan Moğol İmparatorluğu, en güçlü döneminde Japon Denizi'nden Doğu Avrupa'nın bazı bölgelerine kadar uzandı, kuzeye doğru Kuzey Kutbu'nun bazı bölgelerine kadar uzandı; doğuya ve güneye doğru Hint alt kıtasının bazı bölgelerine girdi, Güneydoğu Asya'yı istila etmeye çalıştı ve İran Platosu'nu fethetti; ve batıya doğru Levant ve Karpat Dağları'na kadar uzandı.

<span class="mw-page-title-main">Subutay</span> Türk olduğu düşünülen Moğol kökenli Komutan

Subutay, Cengiz Han ve Ögeday'ın başlıca stratejisti olan Moğol generali. Subutay, insanlık tarihinin en büyük bitişik imparatorluğu olan Moğol İmparatorluğu'nun genişlemesinin bir parçası olarak tarihteki diğer tüm komutanlardan daha fazla bölgeyi fethettiği veya ele geçirdiği 20'den fazla seferi yönetti ve 65 meydan muharebesi kazandı. Zaferlerini genellikle sofistike stratejileri ve birbirinden yüzlerce kilometre uzakta hareket eden orduları rutin olarak koordine etmesi sayesinde kazandı. Subutay, kendisini Orta Asya'dan Rus bozkırlarına ve Avrupa'ya götüren seferlerinin coğrafi çeşitliliği ve başarısı ile tanınır. Subutay, birçok kişi tarafından Cengiz ve Ögeday Han'ın fetihlerinde etkili olan tarihteki en büyük askeri komutan olarak kabul edilmektedir.

Yassıçemen Muharebesi, 10-12 Ağustos 1230 tarihinde Erzincan yakınlarında, Anadolu Selçuklu Devleti - Eyyubiler ittifakı ile Harezmşahlar Devleti arasında yapılan muharebedir. Kesin Selçuklu ve Eyyubi zaferiyle sonuçlanan bu muharebe sonrasında Harezmşahlar Devleti yıkılma sürecine girmiş ve Anadolu Selçuklu Devleti ile Moğollar sınır komşusu olmuştur.

<span class="mw-page-title-main">Celâleddin Harezmşah</span> Harezmşahlar Devletinin son hükümdarı (1220–1231)

Celaleddin Harezmşah Mengüberti ya da Celaleddin Harzemşah, Harezmşahlar Devleti'nin son hükümdarıdır. Alaaddin Muhammed'in oğludur.

<span class="mw-page-title-main">Börte</span> Moğol İmparatorluğunun kurucusu Cengiz Hanın ilk eşi

Börte, Moğol İmparatorluğu kurucusu Cengiz Han'ın birinci karısı. Hayatı hakkında çok az şey bilinmektedir. Çok genç yaşta evlendiği ve kaçırıldığı bilinir. Kocasının onu kurtarmak için verdiği karar, dünyayı fethetme yolundaki en önemli kararlardan birisidir. Dört erkek üç kız çocuk dünyaya getirmiştir. Dört oğlunun isimleri şöyledir; Cuci, Çağatay, Ögeday, Tuluy. Cuci isimli oğlu kaçırıldığı sırada doğmuştur çocuğunun kimden geldiği belli değildir fakat bu hiç üstelenmemiştir. Moğolcada Cuci misafir anlamına gelmektedir.

<span class="mw-page-title-main">Alâeddin Muhammed</span>

Alaaddin Muhammed Harezmşah Harezmşahlar Devleti'nin 1200-1221 döneminde Harezmşah unvanı ile hükümdarı idi. Saltanatının başında Büyük Selçuklu Devleti'nin çökmesi nedeniyle geniş topraklar elde etmiştir. Fakat sonradan Cengiz Han hükümdarlığı altında genişlemeye başlayan Moğollar ile savaşmak zorunda kalmıştır. Moğol orduları Harezmşah ülkesini talan ve harap edip halkına büyük zayiat verdirmişlerdir. Alaaddin Muhammed Harezmsah Moğol ordularına yenildi ve sonunda onlar tarafından kovalanıp Hazar Denizi üzerinde bir adaya saklandı ve 1221'de bu adada öldü.

<span class="mw-page-title-main">Ürgenç</span>

Ürgenç veya Gürgenç, Özbekistan'da şehir.

<span class="mw-page-title-main">İndus Muharebesi</span> Harezmşah Devletinin yıkılmasına neden olan savaş

İndus Muharebesi Harezmşahlar Devletinin son sultanı Celaleddin Harezmşah ile Cengiz Han arasında İndus Nehri yakınlarında 1221 yılında yapılan savaştır. Cengiz Han komutasındaki Moğol ordusu, tüm Harezmşah ordusunu yok etmiş, Celaleddin'in ise kaçmasına izin vermiştir.

İnalcık, 13. yüzyılın başlarında Harezmşahlar Devleti'ndeki Otrar'ın valisidir. Esas olarak Cengiz Han'ın Harezmiye'yi başarılı ve yıkıcı bir şekilde işgal etmesini kışkırtmaya neden olmasıyla tanınır.

<span class="mw-page-title-main">Tuluy</span> Moğol İmparatorluğu naip yöneticisi

Tuluy, 1227-1229 yılları arasında Moğol İmparatorluğu’nun naip yöneticisi.

Turgai Nehri Muharebesi, Harezmşahlar devleti ile Moğol İmparatorluğu arasındaki ilk muharebedir. Muharebe Turgai nehri sahilinde gerçekleştiği için böyle isimlendirilir. 1219 senesinin Nisan ayında gerçekleşen muharebenin kesin tarihi bilinmemektedir. Günümüz tarihçileri muharebenin sonuçsuz bittiği görüşündedirler.

Orta Asya'nın Moğol istilası, Moğol ve Türk kabilelerin 1206 yılında Moğol Platosu'nda birleşmesinden sonra meydana gelmiştir. Cengiz Han'ın 1221 yılında Harezmşahlar Devleti'ni fethetmesiyle tamamlanmıştır.

Han Sultan (1190-1227) Celâleddin Harezmşah'in ablası, Muhammed Harezmşah'ın kızı, Harezmşahlar devletinin prensesi.

<span class="mw-page-title-main">İran ve Mezopotamya’nın Moğollar tarafından istilası</span>

Moğolların İran'ı fethi, 1219 ile 1258 yılları arasında Orta Doğu ve Orta Asya'daki İslam devletlerine karşı üç Moğol seferini içermektedir. Bu seferler, Harezmşah hanedanının, Nizârî-İsmaili Devleti'nin ve Bağdattaki Abbasi Halifeliğinin sona ermesine ve İran'daki yerlerine Moğol İlhanlı hükûmetinin kurulmasına yol açmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Merv Kuşatması (1221)</span>

Merv Kuşatması Nisan 1221'de Harezmşahlar’ın Moğollar tarafından istilası sırasında gerçekleşmiştir. 1219 yılında Moğol İmparatorluğu'nun hükümdarı Cengiz Han, Şah Alâeddin Muhammed tarafından yönetilen Harezmşahlar Devleti'ni işgal etti. Şah, büyük şehirlerini tek tek savunmayı ve ordusunu çeşitli garnizonlarda konuşlandırmak üzere bölmeyi planlarken Moğollar, Harezmşahlar Devleti'nin kalbi Horasan'ın etrafındaki birbiri ardına şehirleri kuşattı.