
Hormon,, çok hücreli organizmalarda fizyoloji ve davranışı düzenlemek için karmaşık biyolojik süreçler yoluyla uzak organlara veya dokulara gönderilen sinyal molekül sınıfıdır.

Memeliler, hayvanlar aleminin insanların da dâhil olduğu, dişilerinde bulunan meme bezleri ve hem dişi hem erkek bireylerinde bulunan ter bezleri, kıl, işitmede kullanılan üç orta kulak kemiği ve beyinde yer alan neokorteks bölgesi ile ayrılan bir omurgalı sınıfıdır.
Hücre bir canlının yapısal ve işlevsel özellikler gösterebilen en küçük birimidir. Hücre kelimesi, ; Latince küçük odacık anlamına gelen "cellula" kelimesinden Robert Hooke tarafından türetilmiştir. Hücrenin içerisinde "Solunum, Boşaltım, Beslenme, Sindirim" gibi yaşamsal faaliyetler gerçekleşir.

Prostat, üriner sistemin son kısmına yakın bölümde mesane ve üretra arasına yerleşmiş kestane şekli ve büyüklüğünde bir organdır. Yapı olarak üretral kret, seminal kolikulus, boşalma kanalı, prostatik sinüs, prostatik kanallar, prostatik utrikülden oluşur.

Deri, cilt veya ten, bazı hayvanların vücutlarını kaplayan en üst katman olup, altında barındırdığı kas ve organları koruyan doku tabakalarından oluşan bir örtü sistemi organıdır. Bu tabakanın altında yağ tabakası vardır. Yağ tabakası canlının vücudunu sıcak tutar ve darbelere karşı korur. Burada bulunan ter bezleri boşaltıma yardımcı olur. Deri solunumu nemli vücut yüzeyinde gerçekleşir. Hücrelerde oluşan (O2) oksijen difüzyonla atılır. CO2'de difüzyonla atılır. Bu canlıların gelişmiş organları yoktur. Dış ortamla gaz alışverişi nemli deriden difüzyonla geçer. Derinin nemli kalması mukus tabakası ile gerçekleşir.

Prolaktin, hipofiz bezinin ön lobu tarafından salgılanan iç salgı hormonudur. İnsanlarda PRL geni tarafından kodlanır.

Tiroit bezi, tiroit ya da kalkan bezi, boynun ön ve yanlarını saran kelebek şeklinde çok damarlı iç salgı bezi. Her biri ortalama 5 cm uzunluğunda, 3 cm genişliğinde ve 2 cm derinliğinde, sağ ve sol olmak üzere 2 lobu ve bu lobları birleştiren isthmus adı verilen bir parçası bulunur. İnsanların yaklaşık %40'ında isthmustan hyoid kemiğe uzanım gösteren piramidal lob adı verilen bir bölüm de bulunabilir. Normal ağırlığı insanda 20 gr'dır. Paratiroit bezi genellikle tiroidin arkasında mercimek şeklinde 4 tane küçük bezdir.

Ter, su ve çözünmüş katılardan (başlıca kloritler) oluşan ve memelilerin derilerindeki ter bezlerinden salgılanan sıvı. Ter salgılama sürecine terleme denir. Ter, 2-metilfenol (o-kresol) ve 4-metilfenol (p-kresol) ve hatta eser miktarda da olsa üre, amonyak, ürik asit, bikarbonat, potasyum gibi koku verici maddeler veya kimyasallar içerir.

Karboksil ester lipaz (KEL), diğer adları ile safra tuzu bağımlı lipaz veya safra tuzu uyarılı lipaz, hayvanlarda pankreas ve süt bezleri tarafında salgılanan ve yağların sindirimine yarayan bir enzimdir. Ayrıca trombositlerde de bulunur. KEL, tip B karboksilesteraz/lipaz ailesinin bir üyesidir.

Üçüncü göz kapağı ya da niktitatif membran bazı hayvanlarda bulunan ve gözü koruma ya da nemlendirme işlevi gören saydam ya da yarı saydam üçüncü bir göz kapağıdır. Bazı sürüngenlerde, kuşlarda ve köpekbalıklarında tam işlevli olabilen üçüncü göz kapağı memelilerin çoğunda ise gözün köşesinde körelmiş olarak küçük bir kısmı kalmıştır. Develer, kutup ayıları, yüzgeçayaklılar ve yerdomuzları gibi bazı memelilerin ise üçüncü göz kapakları tam işlevlidir. Bilimsel terminolojide plica semilunaris, membrana nictitans ya da palpebra tertia olarak kullanılır.

Üropigial bez, kuşların çoğunda bulunan çift loblu bir yağ bezidir. Kuyruğun dorsalında yer alır ve çeşitli boyut ve şekildedir. Bazı türlerde üzeri tüyle kaplı olabildiği gibi genellikle tüysüzdür. Bağ dokudan oluşan bir kapsülle çevrili, genellikle iki olmak üzere çok sayıda açıklığa bağlı ortak toplayıcı bir kanala yağlı salgılarını bırakan ve gözeleri ayrışarak salgı yapan bir bezdir. Her lobun merkezî boşluğu çevresinde radyal olarak yerleşmiş kanalcıklardan salgılanan salgı ortadaki boşlukta toplanır. Bu salgı deri dışına ucu meme şeklinde bir yapıyla açılan kanallar yardımıyla ulaşır.

Hepatopankreas, sindirim bezi veya midgut bezi, eklem bacaklılar ile yumuşakçaların sindirim sisteminin bir organıdır. Memelilerde, sindirim enzimlerinin üretimi ve sindirilmiş besinlerin emilimi dahil karaciğer ve pankreas tarafından ayrı ayrı sağlanan fonksiyonları karşılar.

Östradiol (E2) veya estradiol, östrojenik bir steroid hormonu. İnsan ve memeliler dışında, çoğu omurgalı hayvanda ve eklembacaklılarda da bulunana hormon, dişilerin ikincil cinsiyet özellikleri geliştirmesinde rol oynar. İnsanlarda memelerin büyümesi, kalçanın genişlemesi ve kadınsal yağ dağılımı gibi olaylara neden olmasıyla beraber, meme bezi, rahim ve vajina gibi üreme organlarınıda regüle eder.

Göz kapağı, gözü kapatan ve koruyan ince bir deri kıvrımdır. Göz kapağının temel işlevi, korneanın sürekli nemli olmasını sağlamak için göz yüzeyindeki gözyaşı ve diğer salgıları düzenli olarak göze yaymaktır. Uyurken gözlerinin kurumasını da önleyen göz kapağı, göz kırpma refleksi ile gözü yabancı cisimlerden korur. Levator palpebra superioris kası, göz kapağını geri çekerek korneayı dışarıya maruz bırakır ve görüşü sağlar. Bu hareket istemli ya da istemsiz gerçekleşebilir.Tıp literatüründe "palpebral" ve "blefaral" göz kapakları ile ilgili anlamında kullanılır.

Bartholin bezleri vajina açıklığının her iki tarafında bulunan iki küçük bezdir. Bezler vajinayı yağlamaya (nemlendirmeye) yardımcı olan mukus üretir. Bir Bartholin kisti, bu bezlerden birinin deliklerinde bir tıkanma meydana geldiğinde ortaya çıkar ve mukusun birikmesine ve bir yumru oluşturmasına neden olur. Bartholin kistleri tüm kadınların yaklaşık %2'sinde görülür. Doktorlar genellikle bu kistleri üreme çağındaki kadınlarda teşhis eder. Menopozdan sonra bir kadının Bartholin kisti geliştirme riski azalır.
John Jacob Astor, servetini esas olarak kürk ticaretindeki tekeli ve New York ve çevresinde gayrimenkul yatırımı yaparak kazanan Alman-Amerikan iş insanı, tüccar, emlak kralı ve yatırımcıydı. Amerika Birleşik Devletleri'nin ilk multimilyoner iş insanı olarak bilinir.

Sinodontlar veya Cynodontia, ilk olarak Geç Permiyen'de ortaya çıkan ve Permiyen-Triyas yok oluşu olayından sonra geniş ölçüde çeşitlenen bir terapsit grubudur. Sinodontlar, etoburluk ve otçulluk dahil olmak üzere çok çeşitli yaşam tarzlarına sahipti. Geç Triyas sırasında ortaya çıkmış olan probainognatiyen sinodontlar (Probainognathia), oldukça gelişmişlerdir ve hâla yaşayan sinodontlar olan memelileri içerirler. Diğer tüm sinodont soyları yok olmuştur. Bilinen son memeli olmayan sinodont grubu olan Tritylodontidae'nin son kalıntılarına Erken Kretase'de rastlanmıştır.

1924 Los Angeles pnömonik veba salgını Los Angeles, California'da 28 Eylül 1924'te başlayan ve 13 Kasım 1924'te tamamen sona erdiği ilan edilen bir veba salgınıdır. Veba ilk olarak Güney Kaliforniya'da, San Francisco ve Oakland'da patlak vermişti. Salgın toplamda 30 kişinin ölümüne ve birçok kişinin de hastalanmasına yol açtı. Toplum sağlığı uzmanları, bu salgında tüm temaslılarının hastaneye yatırılması, salgından etkilenen mahallelerin karantinaya alınması ve büyük ölçekli bir fare yok etme programı uygulanması gibi tedbirleri hızlı bir şekilde uygulanması ile hastalığı büyük ölçüde kontrol altına almış ve bu önlemlerden büyük ders çıkartmışlardır. Hastalığın en yoğun yaşandığı bölge, Meksikalı göçmenlerin yoğunluklu olarak yaşadığı Los Angeles şehrinin Chinatown mahallesiydi. Meksikalı göçmenlere karşı yapılan ırkçılık hareketi vebaya verilen tepkiyi lekelemiş ve salgın sonuna kadar konuyla ilgili olarak kamuoyuna açıklama yapılmamıştır. Bu salgın, vebanın bir hava yolu ile bulaştığı son vaka ve Amerika Birleşik Devletleri'ndeki son büyük veba vakası olarak kayıtlara geçmiştir.
Seminal keseler (veziküler bezler veya seminal veziküller olarak da adlandırılır), bazı erkek memelilerin idrar kesesinin arkasında yer alan bir çift kıvrımlı tübüler bezdir. Bunlar kısmen semen sıvısını salgılarlar.

Mançurya vebası, 1910-1911 yıllarında Mançurya bölgesinde etkili olan bir pnömonik veba salgınıdır. 60.000 kişinin ölümüne yol açan salgın, ilk defa salgınlara lokal yanıttan ziyade uluslararası müdahalenin gerekliliğini göstermiştir. Tarihte ilk defa salgın kontrolü için yaygın olarak kişisel koruyucu ekipmanların giyilmesi bu salgında teşvik edilmiştir.