
Antik Mısır, Antik Çağ'daki medeniyetlerden biridir. Kuzeydoğu Afrika'da Nil Nehri'nin denize ulaştığı yarısı çevresinde yayılmış antik bir uygarlıktır. Uygarlığın yayıldığı bölge, bugünkü Mısır toprakları içinde yer almaktadır. MÖ 3.050 yılları civarında kuruluşundan önce, "Aşağı Mısır" ve "Yukarı Mısır" olarak ikiye ayrılmaktaydı. Uygarlık, MÖ 3.150 yılında ilk firavunun yönetimi altında Aşağı Mısır ve Yukarı Mısır'ı politik olarak birleştirdi. Bu politik birlik, izleyen 3 bin yıl boyunca sürdü.

Horus, Antik Mısır mitolojisinde gök tanrısıdır. Osiris ve İsis'in oğludur. Horus, şahin başlı tasvir edilir, bazı tasvirlerde firavunlar İsis'in kucağında sembolize edilmiştir. Bunun sebebi firavunların dünya üzerindeki Horus olduğuna inanılmasındandır. Firavunlar kendilerini Horus'un yeryüzündeki cisimleşmiş hâlleri olarak gördükleri için Horus, Antik Mısır'ın en önemli tanrılarından biridir. Firavunlar, Horus'un ismini kendi isimlerinden biri olarak alırlardı. Aynı zamanda Firavunlar Ra'nın takipçisiydiler, bu yüzden Horus aynı zamanda Güneş ile de ilişkilendirilirdi. Güneş tanrısı olarak gösterilmesi yanında Osiris'in oğluydu. Mısır'ın farklı bölgelerinde farklı Horus varyasyonları konusundaki ihtilafı çözmek için en az on beş farklı Horus formu kullanılmıştır. Bu formlar ait oldukları soy ağacına bağlı olarak güneş ve Osiris tipi olmak üzere iki kategoriye ayrılabilir. Eğer İsis'in oğlu olduğu söyleniyorsa, Osiris tipi; yoksa güneş tipi kabul edilmektedir. Güneş tipi Horus, Atum, Ra, Geb ya da Nut çeşitli tanrıların oğlu olarak adlandırılırdı.

Anubis (Anpu), Antik Mısır mitolojisine göre ölüm ve cenaze tanrısıdır. Osiris ve Nephthys'in oğludur. Çakalların mezarlar etrafında dolaşması nedeniyle çakal başlı Anubis ölümle beraber anılır. Daha sonra Set tarafından öldürülen Osiris'i mumyaladığı için mumyalama tanrısı olmuştur. Görevi tüm ölüleri korumak ve yüceltmektir. Bu yüzden mumyalamayla görevli kişiler Anubis maskesi takarlardı. Ölen kişi diğer dünyada yargılanırken Anubis ona yardım eder. Anubis diğer dünyada ölülerin koruyucusu ve ölüler kentinin efendisidir. Anubis, Antik Mısır tanrıları arasında en saygın olanlarındandır. Ölüleri tekrar hayata döndürme gibi bir özelliği de olduğu sanılmaktadır. Yüzünde bir çakal ısırığı vardır. Kutsal mumyalayıcı olarak da bilinir.

Rosetta Taşı ya da Reşid Taşı, Mısır'da kale yapımındaki bir kazı sırasında rastlantı eseri bir Fransız askeri tarafından bulunmuş, Mısır'da Fransızlar tarafından kurulmuş olan enstitüye gönderilmiştir.

Ptah, Antik Mısır'da evreni ve diğer her şeyi yarattığına inanılan tanrıdır. El sanatçılarının -özellikle heykelcilerin- koruyucusu sayılırdı. Yunanların demircileri ve zanaatçileri koruyan ateş tanrısı Hefaistos'la özdeşleştirilmiştir. Ptah, en başlarda Mısır'ın başkenti olan Memphis'in yerel tanrısıyken, şehrin öneminin artmasıyla kültü tüm Mısır'a yayılmıştır. İnsanlarla Tanrılar arasında aracı olduğuna inanılan Apis'in kutsal ahırı, Ptah'ın tapınağıdır. Eşi Sekhmet ve oğlu Nefertium ile Memphis üçlüsünü oluştururlar. Elleri dışında tüm bedeni sıkıca sarılmış, elinde bir asa taşıyan, kafası kazınmış bir insan olarak tasvir edilir. Mısır'ın en büyük tanrısı olarak bilinir.

Stel veya stela, dikilmiş, yüksekliği eninden uzun yekpare bir taştan oluşan bir yapıttır. Sözcük Yunanca stele yani "(dikili) duran blok"tan gelir. Ahşap olanlarına da rastlanmıştır. Stelin farklı şekillerde kullanılan farklı tipleri vardır. Örneğin özellikle Antik Yunan'da rastlanan mezar taşı mahiyetinde steller vardır. Bunlara mezar steli de denir. Amarna'da ise sınırı işaretleyen Akhenaten steli bulunur; steller sınır işaretleri olarak da kullanışmılardır. Bunların dışında askeri zaferleri anan steller de mevcuttur. Mezopotamya'da da salt anıt mahiyetinde, çoğunlukla kral buyruklarının yazılı olduğu steller bulunmuştur.

Firavun Antik Mısır'da hükümdarlara verilen isim. "Büyük Ev, Saray" anlamını taşıyan kelime daha sonraları hükümdardan bahsetmek şeklini almıştır. Firavunlar aynı zamanda tanrı Horus'un yeryüzündeki simgesi ve beşinci hanedandan sonra da güneş tanrısı Ra'nın oğlu olarak da kabul ediliyordu.

el-Karnak, Mısır'daki küçük bir köyün ismidir. Luksor'un 2,5 km kuzeyinde bulunan köyü hem bilim hem de turizm açısından önemli kılan en büyük özelliği tapınak kompleksidir. Her ne kadar genelde Karnak ismiyle köy değil de tapınak kastedilse de, gerçekte tapınak köyü içinde barındırmaktadır.

Sfenks, kafası koç, kuş veya insan, gövdesi ise uzanan bir aslan biçimini alan heykel. İlk önce Antik Mısır'da rastlanan Sfenks, antik Yunan mitolojisinde büyük kültürel önem taşımıştır ve ismini buradan almıştır. Sözcüğün Mısırca’daki orijinal biçimi kepes ankh ya da “yaşayan heykel” anlamında şeşep (sheshep) ankh'tır. Sfenkslerin en tanınmışı Büyük Gize Sfenksi'dir.

Hermes Trismegistus, Antik Mısır metinleri üzerinde çalışan araştırmacılara göre, hem bir tanrının, yaşamış bir bilgenin hem de bir rahip sınıfının adıdır. Hermetizm fikrinin temel taşı olan Hermetika'yı yazmıştır.

19. Hanedan, Antik Mısır'da yeni krallık döneminde hüküm sürmüş ve Ramses-II gibi ünlü firavunlar yetiştirmiş aileye verilen genel isimdir.

Antik Mısır'da tapılan canlı hayvanlar olmuştur. Bunların en başlıcası ve şöhret sahibi olan Apis (Hapi) Öküzü'dür. Apis Öküzü başında üçgen şeklinde beyaz bir alameti olan, beyaz lekelere sahip siyah renkli bir öküzdü. Kültünün merkezi Memphis'tir. Alnındaki siyah üçgenden başka sırtında akbabaya benzeyen bir şekil, sağ yanında bir hilal, dili üzerinde ise skarabe işareti bulunması gerekti. Aynı zamanda da kuyruk tüylerinin çift olması gerekiyordu.

Nil, 6650 km. uzunluğu ile dünyanın en uzun nehridir. Havzası Afrika kıtasının onda birini kaplar. Güneyden kuzeye doğru akar ve Beyaz Nil, Mavi Nil ve Atbarah olmak üzere üç ana kolu vardır. Nehrin en uzaktaki kaynağı Burundi'de oğu Afrika Göller Bölgesi'ndeki Kagera Nehri olarak doğar ve Tanzanya, Ruanda ve Uganda sınırlarını oluşturarak Victoria Gölü'ne dökülür.

Batı Asya, Asya'nın en batıdaki bölgesidir. Anadolu, Arap Yarımadası, İran, Mezopotamya, Levant bölgesi, Kıbrıs adası, Sina Yarımadası ve Transkafkasya'yı (kısmen) kapsamaktadır. Bölgenin Mısır'da bulunan Süveyş Kanalı ile Afrika'dan, Türk Boğazları'nın su yolları ve Büyük Kafkas Dağları ile Avrupa'dan ayrıldığı düşünülmektedir. Doğusunda Güney Asya, kuzeydoğusunda Orta Asya bulunmaktadır. Bölgeyi sekiz deniz çevrelemekte : Ege Denizi, Karadeniz, Hazar Denizi, Basra Körfezi, Umman Denizi, Aden Körfezi, Kızıldeniz ve Akdeniz.

Kanopik, Antik Mısır'da insanlar mumyalanırken iç organların konulduğu kaplardır. Diğer adı kanopik çömleklerdir. Bu organlar farklı başları olan çömlek küplere konulurlar. Her tanrı farklı bir organı korur. Kalp, ruhu cisimleştirdiği düşünüldüğü için bedenin içinde bırakılmıştır. Beyin, sadece mukusun kaynağı olduğu düşünüldüğü için metal kancalarla çıkarılıp atılmıştır. Mide, karaciğer, kalın bağırsaklar ve akciğerler çıkarılıp, mumyalanıp kanopik kavanozlara konulmuştur. Mumyalayıcıların bu ritüelden saptığı zamanlar da oldu: 21. Hanedan döneminde iç organları mumyalayıp sardılar ve onları vücuda geri koyup, kanopik kavanozları boş bıraktılar.
- Duamutef: Midenin koruyucusudur, çakal başlıdır.
- Hapi: Akciğerlerin koruyucusudur, babun başlıdır.
- İmseti: Karaciğerlerin koruyucusudur, bu diğerlerinden farklı olarak insan başlı bir tanrıdır.
- Kebehsenuef: Bağırsakların koruyucusudur, şahin başlıdır.

Roma eyaleti, basit anlamda Antik Romada, Tetrarşiye kadar imparatorluğun İtalya yarımadası dışında kalan topraklarının yönetilmesi için oluşturulmuş en büyük idari birim.

Abidos Antik Mısır'ın en eski kentlerinden biri ve Yukarı Mısır'ın 22 bölgesinden biri olan Ta-wer bölgesinin de başkenti. Nil nehrinin 11 km. batısında, şimdiki Sevhac yakınlarındadır. Abidos adı, kentin eski Mısırca'daki adı olan Abdju adından gelmiştir ve "kutsal emanetlerin veya sembollerin tepesi" anlamına gelmektedir. Buradaki "kutsal emanetler" Tanrı Osiris'in kesik başının içinde olduğu kutsal emanetlere yapılan bir göndermedir.

Aşağı Mısır Mısır'ın en kuzeyinde bulunan bölgedir. Yukarı Mısır ile Akdeniz arasında kalan, El-'Aiyet, Kahire'nin güneyi ve Zavyeh Dehşur (دهشور) arasındaki verimli Nil Deltası alanıdır.
Ankhkheperure-Merit-Neferkheperure/Waenre/Aten Neferneferuaten Onsekizinci Hanedanlık döneminde Amarna Dönemi'nin sonlarına doğru hüküm süren bir kadın firavuna atıfta bulunmak için kullanılan bir isimdir. Cinsiyeti, adında ve sıfatında bulunan kadınsı izlerle doğrulanır. Kendinden önceki firavun Smenkhare de Ankhkheperure ön adını kullandığı için Neferneferauten'e ait kalıntılarda karmaşa yaşanır. Ancak daha sonra Neferneferauten'in kartuşlarında Ankhkheperure'nin yanında Neferneferatuen'i de kullanmasıyla, kalıntılar bir önceki firavun Smenkhare'den ayırt edilmiş oldu. Meritaten ya da daha büyük olasılıkla firavun Akhenaton'un eşi Nefertiti olduğu ileri sürülür. Eğer bu kişi tek firavun olarak hüküm süren Nefertiti ise, Mısırbilimci ve arkeolog Dr. Zahi Hawass tarafından, Amarna'nın düşüşü ve başkentin geleneksel Thebes şehrine geri taşınmasıyla onun saltanatının damgasını vurduğu teorisi öne sürülmüştür.

Hapi, bazen Hapy olarak tercüme edilir, Antik Mısır dininde Horus'un dört oğlundan biridir ve Yeraltı Dünyasında Osiris'in tahtını korur. Hapi, Horus ile Isis veya Serqet'in oğludur. Aynı adı taşıyan başka bir tanrı ile karıştırılmamalıdır. Genellikle bir babun başı ile tasvir edilir ve ölülerin iç organlarını korumakla görevlendirilir. Hapi tanrıça Nephthys tarafından korunur. Görüntüsü bir tabutun yanında göründüğünde, genellikle kuzeye bakan tarafa hizalanır. Üçüncü Ara Dönemde mumyalama uygulamaları değiştiğinde ve mumyalanmış organlar tekrar vücuda yerleştirildiğinde, vücut boşluğuna bir Hapi muskası eklenirdi.