İçeriğe atla

Hantaro Nagaoka

Hantaro Nagaoka
Doğum19 Ağustos 1865(1865-08-19)
Ōmura, Nagasaki
Ölüm11 Aralık 1950 (85 yaşında)
Tokyo
MilliyetJapon
Kariyeri
DalıFizik
Tokyo'daki Bilim Müzesi'ndeki Nagaoka rölyefi.

Hantaro Nagaoka (長岡 半太郎, Nagaoka Hantarō, 19 Ağustos 1865 – 11 Aralık 1950) Japon fizikçi ve Meiji döneminde Japon fiziğinin öncüsü.

Hayatı

Nagaoka, 19 Ağustos 1865'te Japonya'nın Nagazaki kentinde doğdu ve Tokyo Üniversitesi'nde eğitim gördü. 1887'de fizik bölümünden mezun olduktan sonra Nagaoka, konuk bir İskoç fizikçi Cargill Gilston Knott ile manyetizmanın erken sorunları, yani sıvı nikeldeki manyetostriksiyon üzerinde çalıştı. 1893'te Nagaoka, Berlin, Münih ve Viyana üniversitelerinde eğitimine devam ettiği Avrupa'ya gitti. Orada aldığı Satürn'ün halkaları üzerine dersler ve Ludwig Boltzmann ile Kinetik Gazlar Teorisi üzerine bir kurs, Nagaoka'nın daha sonraki işlerinde yansıyacaktı. Nagaoka, 1900'de Paris'teki Birinci Uluslararası Fizikçiler Kongresi'ne katıldı ve burada Marie Curie'nin Nagaoka'nın atom fiziğine olan ilgisini uyandıran radyoaktivite üzerine konferansını duydu. Nagaoka, 1901'de Japonya'ya döndü ve 1925'e kadar Tokyo Üniversitesi'nde fizik profesörü olarak görev yaptı. Tokyo Üniversitesi'nden emekli olduktan sonra Nagaoka, RIKEN'e baş bilim adamı olarak atandı ve 1931'den 1934'e kadar Osaka Üniversitesi'nin ilk başkanı olarak görev yaptı.

Satürn atom modeli

1900'e gelindiğinde fizikçiler atomun yapısı için yeni modeller düşünmeye başladılar. Yakın zamanda JJ Thomson'un negatif yüklü elektronu keşfi, nötr bir atomun aynı zamanda zıt bir pozitif yük içermesi gerektiğini ima etti. 1904'te Thomson, Atomun pozitif elektrifikasyon küresi olduğunu ve içinde elektronların bir kekdeki üzümler gibi olduğunu öne sürdü.

Nagaoka, Thomson'ın modelini zıt yüklerin aşılamaz olduğu gerekçesiyle reddetti. 1904 yılında, Nagaoka, bir alternatif gezegensel atom modeli önerdi, bu modelde atom pozitif yüklü bir merkeze ve etrafında Satürn'ün halkaları gibi dönen elekronlara sahipti.[1]

Nagaoka'nın modeli iki tahminde bulundu:

  • çok büyük bir atom merkezi (büyük kütleli bir gezegen benzetmesiyle)
  • merkezin etrafında elektrostatik kuvvetlerle bağlanmış elektronlar (Satürn'ün etrafında dönen yerçekimi kuvvetleriyle bağlanmış halkala benzetmesiyle).

Her iki tahmin de, Ernest Rutherford tarafından, Nagaoka'nın modelinden de bahseden atom çekirdeğinin önerildiği 1911 tarihli makalesinde doğrulandı. Ancak modelin diğer detayları yanlıştı. Özellikle, elektrik yüklü halkalar, itici kesinti nedeniyle kararsız olacaktır. Nagaoka, 1908'de önerdiği modeli terk etti.

Rutherford ve Niels Bohr, 1913'te daha uygulanabilir Bohr modelini sundu.

Diğer işler

Nagaoka daha sonra spektroskopi ve diğer alanlarda araştırma yaptı. 1909'da solenoidlerin endüktansı üzerine bir makale yayınladı.[2] 1929'da meteor patlaması iletişimini tanımlayan ilk kişi oldu.[3]

Ödüller ve takdirler

  • Nagaoka, ömür boyu süren bilimsel çalışmaları için Japon hükûmeti tarafından 1937'de Kültür Nişanı ile ödüllendirildi.
  • Ay'daki Nagaoka krateri onun adını taşımaktadır.

Kaynakça

  1. ^ A Short History of Nearly Everything. Broadway Books. 2003. ISBN 0-7679-0817-1. 
  2. ^ Nagaoka (6 Mayıs 1909). "The Inductance Coefficients of Solenoids" (PDF). Journal of the College of Science. Tokyo, Japan: Imperial University. 27 (6): 18. 17 Aralık 2019 tarihinde kaynağından arşivlendi (PDF). Erişim tarihi: 1 Kasım 2020. 
  3. ^ Hantaro Nagaoka (1929). "Possibility of the radio transmission being disturbed by meteoric showers". Tokyo Imperial Academy, Proceedings. 5 (6): 233-236. doi:10.2183/pjab1912.5.233.  Cited in Bibliography on meteoric radio wave propagation. Washington: U.S. National Bureau of Standards. 1961. ss. 76. Erişim tarihi: 17 Ağustos 2014. 

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Atom</span> tüm maddelerin kimyasal ve fiziksel özelliklerini taşıyan en küçük yapıtaşı

Atom veya ögecik, bilinen evrendeki tüm maddenin kimyasal ve fiziksel niteliklerini taşıyan en küçük yapı taşıdır. Atom Yunancada "bölünemez" anlamına gelen "atomos"tan türemiştir. Atomus sözcüğünü ortaya atan ilk kişi MÖ 440'lı yıllarda yaşamış Demokritos'tur. Gözle görülmesi imkânsız, çok küçük bir parçacıktır ve sadece taramalı tünelleme mikroskobu vb. ile incelenebilir. Bir atomda, çekirdeği saran negatif yüklü bir elektron bulutu vardır. Çekirdek ise pozitif yüklü protonlar ve yüksüz nötronlardan oluşur. Atomdaki proton sayısı elektron sayısına eşit olduğunda atom elektriksel olarak yüksüzdür. Elektron ve proton sayıları eşit değilse bu parçacık iyon olarak adlandırılır. İyonlar oldukça kararsız yapılardır ve yüksek enerjilerinden kurtulmak için ortamdaki başka iyon ve atomlarla etkileşime girerler.

<span class="mw-page-title-main">Ernest Rutherford</span> Yeni Zelanda asıllı İngiliz fizikçi (1871-1937)

Ernest Rutherford, Yeni Zelandalı-İngiliz deneysel fizikçidir. 1908 yılı Nobel Kimya Ödülü sahibi.

<span class="mw-page-title-main">Niels Bohr</span> Danimarkalı fizikçi (1885–1962)

Niels Henrik David Bohr, kuantum mekaniği ve atomun yapısının anlaşılması üzerine yaptığı katkılarla tanınan, 1922'de Nobel Fizik Ödülü almış Danimarkalı fizikçi.

<span class="mw-page-title-main">İyon</span> toplam elektron sayısının toplam proton sayısına eşit olmadığı, atoma net pozitif veya negatif elektrik yükü veren atom veya molekül

İyon ya da yerdeş, bir veya daha çok elektron kazanmış ya da yitirmiş bir atomdan oluşmuş elektrik yüklü parçacıktır. Atomlar kararsız yapılarından kurtulmak ve kararlı hale gelebilmek için elektron alırlar ya da kaybederler. Bunun için de başka bir atomla ya da kökle bağ kurarlar.

<span class="mw-page-title-main">Bohr modeli</span> bir atom modeli

Bohr atom modeli, Niels Henrik Bohr tarafından 1913 yılında, Rutherford atom modelinden yararlanılarak öne sürülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Rutherford atom modeli</span> bir atom modeli

Rutherford atom modeli, Ernest Rutherford tarafından 1911 yılında ortaya konan fiziksel model. Rutherford 1909'da Geiger-Marsden deneyini yönetti ve bu deney Rutherford'un 1911'de yaptığı analizler sonucunda J. J. Thomson'un erik pudingi modelinin yanlış olduğunu ortaya koydu. Rutherford'un deneysel sonuçlara dayanan yeni atom modeli, atomun geri kalanına kıyasla çok küçük bir hacimde yoğunlaşmış nispeten yüksek bir merkezi yük ve atomun kütlesinin çoğunu içeren bu merkezi hacim gibi yeni özellikler içeriyordu; bu bölge atom çekirdeği olarak adlandırıldı. Rutherford modelinin yerini daha sonra Bohr modeli aldı.

<span class="mw-page-title-main">Thomson atom modeli</span> John Thomson tarafından öne sürülen günümüzde geçerliliğini yitirmiş bir atom modeli

Thomson atom modeli, atomun yapısını tanımlayan birkaç bilimsel modelden biridir. Katot ışınlarının doğasını anlamaya çalışan İngiliz fizikçi Joseph John Thomson tarafından, elektronların parçacık olarak tanımlamasından kısa bir süre sonra atomun çekirdeğinin keşfinden önce 1904 yılında ortaya atıldı. Aynı zamanda üzümlü kek modeli olarak da bilinen bu model atomdaki negatif yüklü parçacıkların yerini ve atomların yüksüzlüğünü açıklamaktadır: Modele göre atomda pozitif yüklü bir gövdenin içinde bir kekin içindeki üzümler gibi negatif yüklü elektronlar homojen olarak dağılmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Kimyasal bağ</span> atomları birbirine bağlanmasını ve bir arada kalmasını sağlayan kuvvet

Kimyasal bağ, atomların veya iyonların molekülleri, kristalleri ve diğer yapıları oluşturmak üzere birleşmesidir. Bağ, iyonik bağlar'da olduğu gibi zıt yüklü iyonlar arasındaki elektrostatik kuvvetten veya kovalent bağ'larda olduğu gibi elektronların paylaşılmasından veya bu etkilerin bazı kombinasyonlarından kaynaklanabilir. Açıklanan kimyasal bağların farklı mukavemetleri vardır: kovalent, iyonik ve metalik bağlar gibi "güçlü bağlar" veya "birincil bağlar" ve dipol-dipol etkileşimleri, London dağılım kuvveti ve hidrojen bağı gibi "zayıf bağlar" veya "ikincil bağlar" vardır.

<span class="mw-page-title-main">Atom çekirdeği</span> Atomun çekim kuvvetinin etkisiyle, çevresinde elektronlar dolaşan, proton ve nötronlardan oluşan pozitif elektron yüklü merkez bölümü

Atom çekirdeği, atomun merkezinde yer alan, proton ve nötronlardan oluşan küçük ve yoğun bir bölgedir. Atom çekirdeği 1911 yılında Ernest Rutherford tarafından keşfedildi. Bu keşif, 1909 yılında gerçekleştirilen Geiger-Marsden deneyine dayanmaktadır. Nötronun James Chadwick aracılığıyla 1932 yılında keşfinden sonra, çekirdeğin proton ve nötronlardan oluştuğu modeli Dmitri Ivanenko ve Werner Heisenberg tarafından çabucak geliştirildi. Atomun kütlesinin neredeyse tamamı çekirdek içerisindedir, elektron bulutunun atom kütlesine katkısı oldukça azdır. Proton ve nötronlar çekirdek kuvveti tarafından çekirdeği oluşturmak için birbirlerine bağlanmıştır. 

<span class="mw-page-title-main">Alfa parçacığı</span>

Alfa parçacığı (alfa, Yunan alfabesindeki ilk harf ile gösterilir, α) parçacık ışınları arasında yüksek derecede iyonlaştırıcı bir ışın formudur. İki proton ve iki nötronun helyum çekirdeğindekine benzer bağları sebebiyle He2+ olarak da gösterilir. Alfa parçacığının kütlesi 6.644656×10−27 kg olup, 3.72738 GeV enerjiye denktir.

<span class="mw-page-title-main">J. J. Thomson</span> İngiliz fizikçi (1856-1940)

Sir Joseph John Thomson, çağdaş fiziğin gelişimine büyük katkılarıyla tanınan Britanyalı fizikçi. Elektronu ve izotop kavramını keşfetmesi ile kütle tayfölçerini icat etmesiyle bilinir. Gazların elektriksel iletkenliği üzerindeki çalışmaları ve elektronu keşfinden dolayı 1906'da Nobel Fizik Ödülü ile ödüllendirilmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Nükleer fizik</span> atom çekirdeğinin yapısı ve davranışı ile uğraşan fizik alanı

Nükleer fizik veya çekirdek fiziği, atom çekirdeklerinin etkileşimlerini ve parçalarını inceleyen bir fizik alanıdır. Nükleer enerji üretimi ve nükleer silah teknolojisi nükleer fiziğin en çok bilinen uygulamalarıdır fakat nükleer tıp, manyetik rezonans görüntüleme, malzeme mühendisliğinde iyon implantasyonu, jeoloji ve arkeolojide radyo karbon tarihleme gibi birçok araştırma da nükleer fiziğin uygulama alanıdır.

<span class="mw-page-title-main">Kuantum mekaniği</span> atom altı seviyede çalışmalar yapan bilim dalı

Kuantum mekaniği veya kuantum fiziği, atom altı parçacıkları inceleyen bir temel fizik dalıdır. Nicem mekaniği veya dalga mekaniği adlarıyla da anılır. Kuantum mekaniği, moleküllerin, atomların ve bunları meydana getiren elektron, proton, nötron, kuark, gluon gibi parçacıkların özelliklerini açıklamaya çalışır. Çalışma alanı, parçacıkların birbirleriyle ve ışık, x ışını, gama ışını gibi elektromanyetik ışınımlarla olan etkileşimlerini de kapsar.

<span class="mw-page-title-main">Henry Moseley</span> İngiliz fizikçi

Henry Moseley, İngiliz fizikçidir. Atom numarasını ve Moseley Kanunları'nı keşfederek günümüzde kullanılan modern periyodik tablonun oluşumuna katkı sağlamıştır.

Franck–Hertz deneyi tarihsel önemi olan bir fizik deneyidir. Kuantum mekaniğine öncülük eden Bohr-atom-modeli, bu deney tarafından doğrulanmıştır. Alman fizikçiler James Franck ve Gustav Ludwig Hertz, 1914 yılında atomların enerji seviyelerini deneysel olarak ölçtüler. Böylece, Niels Bohr tarafından geliştirilen, elektronların atom çekirdekleri etrafında kesintili enerji yörüngelerinde yer aldığı atom modeli Franck–Hertz deneyi tarafından deneysel olarak kanıtlanmış oldu. Franck ve Hertz bu başarılarında dolayı 1925 yılında Nobel fizik ödülünü kazandılar.

<span class="mw-page-title-main">George Thomson (fizikçi)</span>

George Paget Thomson,, Britanyalı fizikçi. Elektron kırınımının özelliklerini keşfetmesi ve dolayısıyla maddenin dalga özelliğini kanıtlaması sonucu 1937'de Nobel Fizik Ödülü'ne layık görülmüştür.

<span class="mw-page-title-main">Ben R. Mottelson</span>

Ben Roy Mottelson, ABD doğumlu Danimarkalı nükleer fizikçi. Atom çekirdeğinin küresel olmayan geometrisi üzerine yaptığı çalışmalardan dolayı 1975 yılında Nobel Fizik Ödülü'nü kazanmıştır.

<span class="mw-page-title-main">Atom teorisi</span> maddenin doğası üzerine bir bilimsel teori

Kimya ve fizik biliminde atom teorisi; maddenin atom adı verilen süreksiz ve ayrık yapılardan oluştuğunu belirten, maddenin doğası üzerine bir bilimsel teoridir. Antik yunanda felsefi bir kavram olarak başlayan bu düşünce, 19. yy başlarında kimya alanındaki keşiflerin de maddenin gerçekten atomlardan oluştuğunu destekleyen bulgularıyla kendisine ana akım bilimde yer edinmiştir.

Geiger-Marsden deneyleri, bilim insanlarının her atomun tüm pozitif yükünün ve kütlesinin çoğunun yoğunlaştığı bir çekirdeğe sahip olduğunu keşfettikleri önemli bir deney serisidir. Bu sonucu, ince bir metal folyoya çarptığında bir alfa parçacık ışınının nasıl dağıldığını ölçerek çıkardılar. Deneyler, 1908-1913 arasında Hans Geiger ve Ernest Marsden tarafından Manchester Üniversitesi Fizik Laboratuvarlarında Ernest Rutherford başkanlığında yapıldı.

<span class="mw-page-title-main">Yoshinori Tokura</span> Japon fizikçi

Yoshinori Tokura , Japon fizikçidir. Tokyo Üniversitesi'nde profesör ve RIKEN'de Center for Emergent Matter Science (CEMS) kurumunda direktördür. Güçlü korelasyonlu elektron sistemlerinin fiziğinde uzmandır ve yüksek sıcaklık süperiletkenliği, Mott geçişi, devasa manyeto direnç, Multiferroics ve manyetik skyrmions konusundaki çalışmaları ile tanınır.