Gey, eşcinsel anlamında bir sıfat, terim ve isim. Genellikle eşcinsel erkekleri belirtmek üzere kullanılan terim, aynı zamanda eşcinsel kadınları tanımlamak için de kullanılmaktadır. Türkçeye İngilizcedeki "gay" kelimesinden; İngilizceye ise Eski Fransızcadaki "gai" kökeninden geçmiştir. Aslen "neşeli, umursamaz" ve "canlı renkli, gösterişli" anlamlarına gelen gey terimi ilk olarak 1960'lı yıllardan itibaren erkek eşcinseller tarafından kendilerini tanımlamak amacıyla kullanılmaya başlanmıştır. İngilizcedeki "gay" kelimesinin diğer anlamlarında kullanımı da zamanla yok olmaya yüz tutmuştur. Kadın eşcinsel anlamına gelen lezbiyen kelimesi ise 1800'lü yıllardan beri kullanılmaktadır.
Aile veya ocak, toplumun en küçük birimi olarak kabul edilen sosyal bir yapı. En küçük, yani "çekirdek" olarak adlandırılan bir aile; baba, anne ve çocuklardan oluşur.
Toplumsal grup, üyeleri arasında etkileşim olan, ortak amaç ve çıkarlara sahip, belirlenen değer ve normları paylaşan insanların birlikteliğini ifade etmektedir. Toplumsal grup, hem sosyal psikolojinin hem de sosyolojinin çalışma konularından biridir. Bununla birlikte, psikologların ve sosyologların toplumsal grubu ele alış biçimleri farklılık göstermektedir.
Kent sosyolojisi, tanım olarak Batı'da 19. yüzyıl sonlarında ortaya çıkmış olan disiplinin adıdır. Sosyoloji disiplinleriyle aynı zemini paylaşmakla birlikte büyük ölçüde bu disiplinlerden ayrılan yönlere sahip olarak şekillendi. Kent sosyolojisinin ana sorunu ya da meselesi, modern kent toplumlarının yapısal özelliklerini ve sorunlarını anlamaya çalışmak olarak şekillenmiştir. Buna göre, kent sosyolojisi alanı içinde, belirli bir yöntemsel tercihle araştırmacılar, kentte meydana gelen sosyal gruplaşmaları, bu grupların birbirleriyle olan ilişkilerini, etkileşim ve çatışmalarını, kentsel kurumlaşmaları ve örgütlenme biçimlerini, demografik dağılımın sosyal bağlantılarını ve söz konusu grupların kent sosyal yaşamına uyum problemlerini vb. ele alıp irdeleyebilirler.
Toplum ya da cemiyet, bir arada yaşayan canlıların oluşturduğu topluluktur. Sosyolojide toplum, onu oluşturan canlıların basit bir toplamından ziyade, farklı biçimler ve özellikler gösterip özgün olan ve nesnel yasalar gereğince insanların maddi üretim içindeki gündelik hayat faaliyetleriyle ve sınıfsal savaşımıyla değiştirilen ve gelişen ilişkilerden oluşan sisteme denir. Bir nevi örgütlenmedir.
Devlet, toprak bütünlüğüne bağlı olarak siyasal bakımdan örgütlenmiş millet veya milletler topluluğunun oluşturduğu tüzel varlıktır. Devlet siyasal bir birliktir. Bunun için her şeyden önce devleti kuran bireyler arasında kültürel bir birlik lazımdır. Ancak kültürel birlik devletin yaşaması için yeterli değildir. Tarihte görülen birçok iç savaş, kültürel birliğin devlet kurulmasında yeterli olmadığını göstermektedir. Amerikan İç Savaşı'nın anayasal düzenin kurulmasının ne kadar gerekli olduğunu ortaya koyması ve savaş kültürü yerine hukuk devlet ilişkisinin kavranması açısından önemi büyüktür.
Aile içi şiddet, bir aile üyesinin; diğer üyesi veya eski üyesine karşı fiziksel ya da psikolojik olarak hükmetme ya da zarar vermesidir.
Hiyerarşi ya da aşama sırası, oluşum açısından kelimesine dayanan, bir toplumdaki ya da kuruluştaki bireylerin belirli faktörlere bağlı olarak statü, görev, alt ve üst arası ilişkiler sınıflandıran ve bu sınıflara bağlı standartlar sunan yapı.
Ebeveyn kavramı, temel anlamda çocuğa bakım vermekle sorumlu olan biyolojik ya da evlat edinen anne ve/veya babayı kapsamaktadır.
Toplum biliminde ve diğer sosyal bilimlerde, toplumsal tabakalaşma kavramı hiyerarşik bir düzene ve toplum içerisindeki güç ve refahın bölümlenmesine, bireylerin bu bölümlenmedeki konumlarına atıfta bulunur. Kavram, sosyo-ekonomik bir içerik taşıyan sınıf kavramıyla ilişkilidir ve ekonomik, toplumsal, siyasi ve ideolojik eşitsizlikler ya da farklılıklar temelindeki sosyo-ekonomik koşulların farklı görüngüleri üzerine kuruludur.
Refah devleti veya sosyal devlet, minimum düzey ötesinde vatandaşlarının refahı için birincil sorumluluk kabul eden devlet kavramı olup devletin vatandaşlarının iktisadi ve sosyal esenliklerinin korunması ve teşvik edilmesinde ana rol oynamasını önerir. Müdahaleci, düzenleyici, yeniden dağıtıcı, girişimci ve bireylere hak ve özgürlüklerin sağlanması bakımından pozitif bir devlet anlayışıdır. Bu şekil devlet kavramı fırsat eşitliği, servetin eşit şekilde dağılması ve nispeten rahat bir hayat sağlamak için gerekli asgari şartlara yetişemeyen kişiler için kamu mesuliyeti prensiplerine dayanır. Bu genel yaklaşım bir ülkenin çok değişik şekilde iktisaden ve sosyal bakımdan organize edilmesini mümkün kılar.
Evsizlik, düzenli bir barınma mekanına sahip olmama ya da olamama, yaşamını sokaklarda sürdüren durumudur. Sokaklar, terk edilmiş mekanlar, şehir içinde az kullanılan, ücra köşeler, alanlar genellikle evsizlerin barınma alanlarıdır. Toplumsal ve ekonomik bir sorun teşkil eden evsizlik, bireyin ödeme gücünün yetersizliği, zihinsel ya da ruhsal sorunları, toplumsal dışlanma, savaşlar, devletlerin parçalanması ve ülkenin ya da bireyin yaşadığı maddî sıkıntılar gibi çok farklı nedenlerden kaynaklanabilir. Evsizlik olgusunu yaşayan bireye evsiz denilmektedir.
Asabiyye ya da Asabiyyet İbn-i Haldun'un düşünce sisteminde toplumların ilkellikten uygarlığa doğru ilerlemesini sağlayan temel toplumsal bağdır.
Geniş aile, anne-baba ve onlara bağımlı çocuklardan oluşan çekirdek ailenin genellikle tek yanlı bir soy grubu çevresinde örgütlenmiş, büyükbaba, büyükanne, amca, hala, teyze gibi kan bağı olan yakın akrabalardan oluşan geniş biçimi.
Bu maddede Türkiye sınırları içinde yaşayan nüfusa ve bu nüfusun çeşitli özelliklerine ait veriler bulunur.
Topluluk, ortak değerleri paylaşma, aynı mekânda yaşama, benzer yaşama deneyimlerine, ortak çıkarlara sahip olma gibi ortaklıklara sahip insanların meydana getirdiği sosyal birimleridir.
Belmont, New York'un Allegany bölgesinin Amity şehrinde bulunan bir beldedir. Adı güzel tepe anlamına gelir. Belmont Allegany bölgesinin merkezi konumundadır. 2010 nüfus sayımlarına göre 969 kişilik bir nüfusa sahiptir. Beldenin kuzeydoğusunda Olean, New York beldesi bulunmaktadır.
Dayanışma, solidarizm veya solidarite; bir topluluğu oluşturan gruplar veya sınıflar arasında psikolojik bir birlik duygusu yaratan duygu, düşünce ve ortak çıkarlarla birbirlerine karşılıklı olarak bağlanmasıdır. Sınıf işbirliği savunur ve sınıf çatışmasını reddeder. Kolektivizmden farklı olarak dayanışmacılık, bireyleri reddetmez ve bireyleri toplumun temeli olarak görür. Toplum içindeki sosyal ilişkilerden yararlanarak insanların birbirlerine bağlı olduğunu savunur. Terim sosyal bilimlerde, özellikle sosyolojide ve psikolojide yaygın olarak kullanılır.
Sınıfsız toplum, toplumu oluşturan bireylerin statü,mülkiyet veya destekledikleri siyasi birlik gibi özelliklerle eşit olmayan konumlara dağılmadıkları toplum düzeni.
Fırsat eşitliği, kişilerin hayata eş imkanlarla başlaması ve mevcut fırsatlara herkesin eşit derecede sahip olması gerektiğini belirten, Amerikan ve Fransız devrimlerinin de temel yapısı olan eşitlik türü.