İçeriğe atla

Hanefilik

Hanefilik
Hanefi mezhebi (açık yeşil)
Hanefi mezhebi (açık yeşil)
Kurucu
Ebu Hanife
Önemli nüfusa sahip bölgeler
Türk Devletleri Teşkilatı Türkî ülke ve bölgeler
 •  Türkiye
 •  Kazakistan
 •  Özbekistan
 •  Türkmenistan
 •  Kırgızistan
 •  Kuzey Kıbrıs
 •  Doğu Türkistan
[1]
 Pakistan[2]
 Afganistan[3]
 Tacikistan[4]
 Bangladeş[5]
 Suriye[6]
 Irak[7]
 Ürdün[8]
Balkanlar[9]
Dinler
İslam
Kutsal kitaplar
Kur'an-ı Kerim

Hanefîlik ya da Hanefî mezhebi (Arapça: اَلْحَنَفِيَْة veya اَلْمَذْهَبُ الْحَنَفِيُ), İslam dininin Sünnî (fıkıh) mezheplerinden biri.[10] Hanefilerin itikatta (inançta) mezhepleri ise Mâtürîdîliktir. İsmini asıl adı Nûman bin Sâbit olan kurucusu Ebu Hanife'den (699-767) alır. Başta Türkiye, Türkmenistan, Özbekistan, Kazakistan ve Kırgızistan gibi Türkî ülkeler olmak üzere Balkanlar, Tacikistan, Afganistan, Suriye, Ürdün, Bangladeş ve Pakistan'da yaygındır. Dört Sünnî mezhebin nüfus açısından en genişidir. Takipçileri, Sünni nüfusun yarısından fazlasını oluşturmaktadır.[11] Hanefîlik, günümüzde en çok bağlısı bulunan fıkıh mezhebidir. Mezhebin görüşleri El-İhtiyar adlı eserde bir araya toplanmıştır.

Ebû Hanife

Başlığın ana sayfası: Ebû Hanife

Mezhep ismini aldığı Hanefi mezhebinin kurucusu olan Ebû Hanife 699 yılında Kûfe’de dünyaya gelmiştir. Babası kumaş tüccarı olan Ebu Hanife bir taraftan baba mesleğini yaparken diğer yandan Kufe’de birçok alimden ders alarak yetişmiştir. 18 yıl fıkıh dersi gördüğü Hammad b. Ebî Süleyman onun en önemli hocasıdır. Hocası Hammad’ın vefatından sonra Kufe’de ders kürsüsüne oturmuştur. 30 yıl kadar ders halkasına katılan öğrenci sayısının 4000’i aştığı kabul edilmektedir. Emeviler ve Abbâsîler devrini yaşayan Ebu Hanife kendisine teklif edilen devlet görevlerini kabul etmemiştir. Kûfe’de derslerini sürdüren Ebu Hanife, halife Ebu Cafer el-Mansur tarafından aralarındaki anlaşmazlık üzerine hapse atılmıştır. Hapiste öldüğüne dair bilgiler nakledilmekle birlikte, sürgün hayatı yaşadığı Kufe’deki evinde 767 yılında ölmüştür. Birçok kitabında kendisinin sahabeden kimselerle görüştüğü ve tabiinden olduğu anlatılmaktadır. Ebu Hanife künyesiyle ilgili olarak kaynaklarda daha çok, “Hanife”nin o zaman Irak'ta bir çeşit divit olduğu ve Ebu Hanife'nin yanında çoğu zaman divit taşıdığından dolayı bu künyeyle anıldığı zikredilir. Hanîfenin boyun eğen ve dini Allah'a özgüleyen anlamında “hanif” kelimesinin müennesi olduğu veya Ebu Hanîfenin Hanîfe isminde bir kızı olduğu rivayetleri de kaynaklarda geçmektedir. Ebu Hanîfe'nin kaynaklarda Hammad isimli oğlu haricinde kız veya erkek başka bir çocuğunun varlığından söz edilmemektedir.

Gelişimi

Ebu Hanife Abdullah İbn Mes’ud'dan kendisine kadar gelen zamandaki Irak rey ekolüne bağlı âlimlerin mirasını bir içtihat meclisi niteliğindeki ders halkalarında geliştirip sistematik hale getirerek İslam âleminde bağlısı en fazla olacak fıkıh mezhebinin ilk temellerini atmıştır. Hanefi mezhebinde Ebu Hanife'nin ders halkalarında yetişen Ebu Yusuf, Muhammed ve Züfer gibi âlimlerin son derece önemli yeri vardır. Zira bu ilk nesil mezhep âlimleri kendisinden çok fazla kitabın naklolunmadığı Ebu Hanife'nin görüşlerini tedvin ederek, mezhebin görüşlerinin yazılmasında ve sistematik hale getirilmesinde büyük rol oynamışlardır. İlk nesil alimlerinin ve bunu takip eden bir iki asırlık zamandaki Tahâvî, Kerhî, Cessâs, Kudûrî ve Debûsî gibi âlimlerin önemli katkılarıyla mezhep tam olarak oluşmuş ve İslam aleminin değişik yerlerinde görüşleri hızlı bir şekilde yayılmıştır. Ebu Yusuf'un Abbasiler devrinde kadı'l-Kudat'lık makamında bulunması mezhebin resmi bir nitelik kazanmasına neden olmuş, aynı şekilde İslam tarihindeki en uzun ömürlü devletlerden Osmanlı Devleti’nin de resmi mezhebinin Hanefi mezhebi olması mezhebin yayılmasına hizmet etmiştir.

Hanefi mezhebi meselelerin çözümünde nasların yanında reye de yer vermesi, böylece naslar ile rey arasında makul denge kurmaya çalışması, istihsan metoduna sıklıkla başvurması gibi özellikleriyle diğer mezheplerden ayrılmaktadır. Hanefî mezhebinde diğer mezheplerden farklı olarak mezhep kitaplarında, farazî fıkıh meselelerine de yer verilerek teorik fıkhın ve fıkıh biliminin metodolojisi olan fıkıh usulünün gelişmesine büyük katkı sağlanmıştır.

Etimoloji

  • Mezhebin ismi kurucusunun künyesi olan Ebû Hanife'den gelir. Hanife sözcüğü hanif kökünden gelir. Hanif sözcüğü İslam öncesinde Allah'ın birliğine inanan ve İbrahim'in dininden olanları tanımlamakta kullanılır.

Fakat Ebû Hanife'nin bu künyeyi nasıl aldığı konusunda çeşitli tartışmalar mevcuttur. En çok kabul görmüş açıklama, hanif sözcüğünün kullanımlarından olan "İslam'a kuvvetle bağlı olan kişi" anlamında, Ebu Hanife'nin İslam'a fazlasıyla bağlı olduğunu belirtmek için verildiği yönündedir. Kesin olan şey, mezhebin ismini kurucusundan aldığıdır.

Ebu Hanife'nin asıl adı Numan'dır. Babasının adı ise Sabit'tir. Hicretin 80. yılında doğmuş, 150. yılında Bağdat'ta ölmüştür. En büyük imam anlamında İmam-ı Azam da denilen Ebu Hanife'nin talebeleri, onun rivayet ettiği görüşleri toplayarak sistemleştirmişler, Onun görüşlerinden yeni yeni eserler telif etmişlerdir. Böylece İmam-ı Azam'ın görüşleri bir mezhep halini almıştır. Hanefi mezhebi; daha çok Türkiye, Suriye, Irak, Pakistan, Türkmenistan, Özbekistan, Tacikistan, Kırgızistan, Kazakistan, Afganistan; Çin'in Sincan Uygur Eyaleti'nde, Kafkaslar ve Balkanlar'da yaygınlık kazanmıştır.

Hüküm çıkarma

Hanefi mezhebinde bir konuda hüküm çıkarmak için önce "kitap"a (yani İslam'ın kutsal kitabı Kur'an'a) başvurulur. Kitapta bir delil bulunamazsa hadislere bakılır. Hadisler'de yoksa sahabenin birinin görüşü temel alınır. Sahabe sözünde de bir cevap bulunamazsa en son kıyasa başvurulur.

Dış bağlantılar

Kaynakça

  1. ^ "Arşivlenmiş kopya". 18 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Temmuz 2023. 
  2. ^ "Arşivlenmiş kopya". 18 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Temmuz 2023. 
  3. ^ "Arşivlenmiş kopya". 5 Haziran 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Temmuz 2023. 
  4. ^ "Arşivlenmiş kopya". 27 Haziran 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Temmuz 2023. 
  5. ^ "Arşivlenmiş kopya". 18 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Temmuz 2023. 
  6. ^ "Arşivlenmiş kopya". 6 Haziran 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Temmuz 2023. 
  7. ^ "Arşivlenmiş kopya". 6 Haziran 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Temmuz 2023. 
  8. ^ "Arşivlenmiş kopya". 18 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Temmuz 2023. 
  9. ^ "Arşivlenmiş kopya". 18 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 18 Temmuz 2023. 
  10. ^ "Sorularla İslamiyet". 28 Ekim 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 27 Ekim 2016. 
  11. ^ "Arşivlenmiş kopya". 25 Temmuz 2023 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 25 Temmuz 2023. 

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Caferilik</span> İslam dininde bir fıkıh ekolü

Câferîlik ya da Câʿferîyye, İslam dininin Şii fıkıh mezheplerinden biridir. İsmini kurucusu olan Ca'fer es-Sâdık'tan (699-765) alır. Başta İran olmak üzere Azerbaycan ve Irak'ta yaygındır. Yer yer Türkiye'nin Kars, Iğdır gibi illerinde ve bazı İslam toplumlarında görülmektedir. İsnâ‘aşer’îyye'nin temelini teşkil eden fıkıh ekolüdür. Şiîlerin çoğunluğunun mensup olduğu fıkhî mezheptir. Günümüzde Şiîler başlıca üç ana fırkaya ayrılmışlardır. Bunlar nüfus oranlarına göre sırasıyla İsnâ‘aşer'îyye, İsmâ‘îl’îyye ve Zeyd’îyye fırkalarıdır. İran'nda hakim olan İsnâ‘aşer'îyye fırkasının %90'ının takip ettiği resmî fıkhî mezhep Câferîlik'tir. Ayrıca, İsmâ‘ilîğin Mustâ‘lî-Tâyyîb’îyye kolu tarafından da fıkhî meselelerde takip edilmekte olan mezheptir.

<span class="mw-page-title-main">Ebu Hanife</span> Hanefî mezhebinin öncüsü ve imamı olan din bilgini

Ebû Hanîfe veya tam adıyla Ebû Hanîfe Numân bin Sâbit bin Zûtâ bin Mâh İslam dininin dört fıkıh mezhebinden birisi olan Hanefi mezhebinin kurucusu ve Sünni fıkhının en büyük üstâdlarından biri sayılan İslam fıkıh ve hadis bilgini. Asıl adı "Nu’man bin Sâbit" olup sevenlerince ismi "İmâm-ı Â’zam" unvanıyla birlikte anılır.

<span class="mw-page-title-main">Sünnilik</span> en yaygın İslam mezhebi

Ehl-i Sünnet ve'l-Cemâat, kısaca Ehl-i Sünnet ya da Sünnîlik, İslam dininin dünya üzerindeki iki büyük kolundan biri ve %77-80'lik bir oran ile en büyük mensubunun bulunduğu mezhepler grubudur. Zaman zaman Sünnî İslam veya Sünnî mezhebi ifadesi de kullanılır. Günümüzde Sünnîlik, kendi içerisinde günümüzde yaşayan iki akaid mezhebi, dört fıkıh mezhebini içermektedir.

İslâm dîni fıkhî mezhepleri; İslam coğrafyasında dînî bölünmeleri ifade etmekle birlikte bu bölünmelerin başlangıcı dînî değil, siyâsî ve sosyal bölünmelerden oluşmaktadır.

<span class="mw-page-title-main">Şâfiîlik</span> İslamın bir fıkıh mezhebi

Şafiî mezhebi veya Şafiîlik, İslam dininin dört büyük Sünnî (fıkıh) mezheplerinden birisi. Şâfiîlerin itikatta (inançta) mezhepleri ise Eş'ariliktir. İsmini asıl adı Ebû Abdillâh Muhammed b. İdrîs b. Abbâs eş-Şâfiî olan kurucusu Şafii'den (767-820) alır. Şafiî mezhebi, Malezya, Endonezya, Yemen ve Doğu Afrika'da yaygın olmakla birlikte, Suriye başta olmak üzere bazı Arap ülkelerinde yer yer mevcuttur. Türkiye'de daha çok Kürtler arasında, Kafkaslar'da Çeçenler ve Avarlar arasında yaygındır. Hanefîlik'ten sonraki en yaygın Sünni mezheptir.

Zahiri mezhebi ya da Zâhiriye, bir İslâm dini fıkhı mezhebidir. İslâmî hükümleri Kur'ân ve sünnetin zâhirî mânâsına bakar. İbni Hazm, âyet ve hadislerin zahir, yani görünen mânâlarından başka hiçbir delili ve kıyası kabul etmezdi.

<span class="mw-page-title-main">Mâtürîdî</span>

Mâtürîdî ya da tam adıyla Ebû Mansûr Muhammed bin Muhammed bin Mahmûd el-Mâtürîdî es-Semerkandî,, İslam dininin iki itikadi mezhebinden birisi olan Mâtürîdîlik mezhebinin kurucusu ve Hanefîlik mezhebine bağlı olanların itikad imamı sayılan İslâm alimi.

Zeyd bin Ali, Zeydiyye mezhebinin kurucusu, Tabiin'den fıkıh alimidir. İmam Hüseyin’in torunu ve İmâm-ı Zeynelâbidîn’in oğludur. Tam adı, Zeyd bin Zeynelâbidîn Ali bin Hüseyin bin Ali bin Ebû Tâlib’dir. Künyesi, Ebu’l-Hüseyin olup, kendisine Hâşimî ve Kureyşî nisbetleri de verilmiştir.

İtikâdî mezhepler veya Akide mezhepleri ya da İnanç mezhepleri, İnançla ilgili konular İslam'da başlangıçta bir fıkıh dalı kabul edilen kelâm, daha sonra ilm-i tevhid olarak adlandırılmıştır. Daha sonraları Fıkıh, amelî meseleler üzerinde, kelâm ise itîkâdî meseleler üzerinde yoğunlaşmıştır. Müslümanlar, İslâm Peygamberi Muhammed döneminde akıllarındaki soruları hemen ona sorabiliyorlardı. Ancak peygamberin ölümünden sonra sorularına cevap bulamayınca zamanın büyük İslam alimleri Kur'an'ı akıl ile yorumlamaya koyuldular. Böylelikle de i'tikadi mezhepler oluşmuş oldu. Bu mezhepler farklı coğrafyalara yayıldı ve oralarda benimsendi.

İslam mezhepleri, başlangıçta İlk dönemlerde Ali ile Muâviye b. Ebû Süfyân arasındaki savaş ve İslâm toplumundaki bölünme Ehl-i Sünnet, Şîa ve Hâricîler şeklinde ilk mezhepsel ayrışmayı beraberinde getirmiştir.

<span class="mw-page-title-main">İslam'da siyasi mezhepler</span>

İslam'da siyasi mezhepler, İslam tarihi boyunca, siyasi tartışmalar ve görüş farklılıkları sonucu ortaya çıkan mezheplerdir. İslam'da Sünnilik, Şiilik ve Haricilik olmak üzere üç ana mezhep vardır. Bu mezhepler de çeşitli açılarından kendi içinde alt mezheplere sahiptir. En önemlilerinden biri ve ilk olarak şekilleneni, halifelik tartışmaları sonucu ortaya çıkan Şia'dır. Haricîler ve Vahhâbîler de sayılabilir. İslâm dünyası içerisinde Sünniler %83'lük kısmı, Şiiler %15'lik kısmı ve Hariciler ise %2'lik kısmı oluşturmaktadır.

Ebû Yûsuf Yâkûb İbn-i İbrâhîm-i Ensâri Hanefî fıkıh ve hadis bilgini.

Sahâbî kavli, İslâm hukuku olan fıkıh ilminin kullandığı kaynaklardan, fer'î delillerdendir. Sahâbeler İslam dininin son peygamberi olduğuna ve güncel şeriatın iletildiğine inanılan Muhammed'in zamanında yaşamış, onunla tanışmış Müslüman kimselerdir. Kavil Arapça kökenlidir ve "söz" demektir. Sahabi kavli ile kasıt sahabilerin fetva ve sözleridir. Birçok fıkıh mezhebinde sahabilerin yaptığı eylemler ve fetva, aslî delillerin olmadığı bir durumda kullanılabilir. Bununla birlikte genel olarak aslî delillerden sayılan kıyasın sahabi kavlinden öncelikli olup olmaması alimden alime farklılık gösterir. Örneğin buradan hareketle Hanefîlikte önemli bir yere sahip olan imameyn İmam Ebû Yûsuf ile [İmam Muhammed] ecîr-i müşterek olanların yanlarında bulunurken zarara uğrayan, zayi olan şeyler için tazminat ödemeleri, bunları tazmin etmelerinin gerekli olduğunu ortaya sürmüşler bu prensibi de sahabeden Ömer ve Ali'nin görüşlerine dayandırmışlardır. Hanefîliğin kurucusu olan Ebû Hanîfe ise bu hususta sahabi kavlini kullanmaktansa, sahabi kavline muhalefet edip kıyasa gitmiştir.

İbrahim en-Nehai, Tabiun dönemi hadis ve fıkıh bilgini. Ebu Hanife'nin zamanında esasları belirlenen ve onun öğrencilerinin temele oturttuğu 'içtihatta akılcılığı' esas alan ve 'rey ehli' olarak bilinen Irak Ekolü'nün kurucusudur.

Alkame bin Kays, Tabiun dönemi fıkıh, hadis, kırâat ve tefsir bilgini.

Muhammed bin Hasan eş-Şeybânî, Hanefî Mezhebi'nin Ebû Hanîfe'den sonraki en ünlü iki bilgininden birisidir. Ebû Yûsuf ile beraber Hanefî mezbenin esaslarının kayda geçirilmesinde büyük emeği geçmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Ebu Cafer et-Tahavî</span> İslam bilgini

Ebu Cafer et-Tahavî (853-933), Hanefi fıkıh ve akaid bilgini.

Züfer bin Hüzeyl, Hanefi fıkıh ve hadis bilgini.

Hasan bin Ziyad (734-814), Hanefi fıkıh bilgini.

Ehl-i Rey yasal kararlara varmak için muhakemenin kullanılmasını savunan erken bir İslami hareketti. Bunlar, İslam'ın ikinci yüzyılında ehl-i kelam ve ehl-i hadis yanında İslam hukukunun kaynaklarını tartışan üç ana gruptan biriydi. Ehl-i Re'y ya da Dirâyet Ehli, Ehl-i Hadis ekolüne karşı olarak kurulmuş olan, o günün anlayışında Modernist ya da Akılcı İslâm olarak da tanımlanan İslâmî düşünce ekolüdür.