Türklerin Anadolu'ya geldikten sonra edebiyatları iki gruba ayrılmıştır. Arapça ve Farsçayı çok iyi bilen aydınların oluşturduğu "Yüksek Zümre Edebiyatı" ve İslam öncesinden gelen sözlü bir "Halk Edebiyatı". Anadolu'ya göç eden Türkler arasında aynı ayrım devam etti. Medrese eğitimi gören aydın kesim Arap ve Fars edebiyatlarının tesirini devam ettirirken, halk yine saz şairleri aracılığıyla halk edebiyatını devam ettirdi. Dolayısı ile Anadolu Türk Edebiyatı iki grupta incelenmektedir. Bu gruplardan biri halk edebiyatıdır.
Tasavvuf, kelime anlamıyla "sufi olmak, sufiye yolunu izlemek" demektir. Tasavvuf ehline mutasavvıf ya da sufi denir. Tasavvuf edebiyatı ise tasavvufla uğraşan kişilerin ortaya koyduğu ürünleri kapsayan edebiyat türüdür. Halk edebiyatının "tasavvufi halk edebiyatı" türü 12. yüzyılda Ahmed Yesevi ile başladı. Konusu Allah'a ulaşmanın yolları, ahlak ve nefsin terbiyesidir. Anadolu’nun bu alandaki ilk ve en ünlü şairi Yunus Emre’dir.
Sami dil ailesi veya Semitik diller, Afro-Asya dil ailesinin bir alt grubudur. Orta Doğu'da yaygın olan antik dillerin çoğunu kapsar. Bunların arasında Arapça, Amharca ve İbranice en fazla konuşulan Sami dilleridir. Ayrıca Fenikece ve Akadca da Sami dil ailesinin mensubudur. Ama bu iki dil günümüzde konuşulmamaktadır. Aramice, Arapça ve İbranicenin lehçelerinden olan Süryanice de bölgede kullanılan Sami dillerine örnek olarak gösterilebilir. Sami adı Nuh'un oğlu Sam'dan gelmektedir. Maltaca, Malta Adası'nda konuşulan bir Sami dilidir.
"Lord/Tanrı" veya "Efendi" anlamlarına gelen Bel, bir isimden çok unvandı. Babil dinindeki çeşitli tanrılara verilirdi. Dişil şekli Belit yani "Hanım/Tanrıça, Sahibe". Dilsel olarak kuzeybatı Semitik'teki Baal ile akraba olan Bel sözcüğün bir doğu Semitik şeklidir. Bu iki sözcük eşanlamlıdır.
İtalik diller, bilinen ilk üyeleri MÖ 1. milenyumda İtalyan Yarımadası'nda konuşulmuş olan bir Hint-Avrupa dil ailesi koludur. Eski dillerinin en önemlisi, milattan önce diğer İtalik halkları fetheden Antik Roma'nın resmi dili olan Latinceydi. Diğer İtalik diller; MS ilk yüzyıllarda, konuşanları Roma İmparatorluğu'nda asimile olduğundan ve Latinceye kaydıklarından dolayı yok oldu. MS 3. ve 8. yy. arasında Halk Latincesi, günümüzde ana dil olarak konuşulan tek İtalik dil grubu olan Latin (Romen) dillerine ayrıldı, ayrıca Edebi Latince de hayatta kaldı. Latincenin yanında bilinen diğer antik İtalik dilleri; Faliskçe, Umbriyaca ve Oskanca ve Güney Pikencedir. Yarımadada konuşulmuş ve sınıflandırması tartışmalı olan diğer İtalik diller Venetçe ve Sikulcadır. Uzun zaman önce yok olmuş bu diller, yalnızca arkeolojik bulgulardaki birkaç yazıttan bilinmektedir.
Alghero, İtalya'nın Sardinya Özerk Bölgesi'nin kuzeyindeki Sassari ilinde bir komün ve kenttir. Yüzölçümü 224,43 km²'dir. Halkın dili Katalancadır.
Hive,, Özbekistan'da Harezm vilayetinde kent.Ceyhun Irmağının batısında yer alır.
Yediler, kendilerine özel görevler verilmiş peygamberler; İbrahim, Halil, Musa, Harun, İdris, Yusuf ve İsa.
Sam, Kitab-ı Mukaddes'e göre Nuh'un oğullarından biri. Bazı inanışlarda ikinci oğlu olarak kabul edilse de genellikle Nuh peygamberin en büyük oğlu olduğu düşünülmektedir. Eski Ahit'in başlangıç kitabı olan Tekvin'in 10 bap 21. ayetinde Sam'ın Yafes’in ağabeyi olduğu belirtilmekle birlikte, bir muğlâklık söz konusudur. Tekvin 11.10'da Sam’ın, oğlu Arpakşat’ın Tufandan iki yıl sonra gerçekleşen doğumu sırasında 100 yaşında olduğu belirtilir.
Paradesi Yahudileri, Koçin Yahudileri ile kaynaşmış, başta İspanya, Portekiz ve Hollanda olmak üzere Avrupa ve Orta Doğu'dan göç etmiş Yahudiler'in torunlarıdır. Geleneksel olarak anadilleri Ladino olmasına rağmen zamanla Yahudi Malayalamı'nı benimsediler. Halaha Yahudiliği'nin takipçisiydiler.
Bir halk cephesi çoğunlukla sol kanat ve merkezden değişik siyasi grupların oluşturduğu çok geniş bir koalisyondur. Çok geniş bir yelpaze oluşturması ile bu cepheler merkezi ve liberal grupları içerdiği gibi sol ve komünist grupları da içerebilmektedir. Halk cepheleri sadece işçi sınıfına ait grupları içine alan birleşik cephelerden daha büyüktür.
Arap Yahudileri Arap dünyasında doğan Yahudileri veya onların torunlarını ifade eder. Salim Tamari'ye göre, dünyanın birçok yerinde "Arap Yahudisi" terimi bir oksimorondur.
Acireale, İtalya'da Sicilya Özerk Bölgesi'nin, Katanya iline bagli bir kent ve bir komün. Acireale'nin "Şehir " olma statüsü 30 Kasım 2005 tarihli İtalya Cumhurbaşkanlığı kararına bağlıdır.
Kendi kaderini tâyin hakkı, alışılmış anlamda ulusların kendi geleceklerini belirlemesi kavramıdır. Genel olarak, milletlerin kendi siyasal durumlarını, ekonomik, sosyal ve kültürel manada izleyecekleri yolu kendi istençleriyle belirlemeleri şeklinde tarif edilir. Buna göre; kendi geleceğini belirleme hakkı yalnızca ulusun kendisine aittir; kimse ulusun hayatına zorla müdahale etme, okullarını ve diğer kurumlarını yok etme, gelenek ve göreneklerine saldırma, dilini baskı altına alma ve özgürlüklerini kısıtlama hakkına sahip değildir. Kelime İngilizce Self determination kelimesinden türetilmiştir.
Kutsal İbranice veya klasik İbranice, İbranicenin arkaik bir formu olup, Akdeniz ile Şeria Nehri arasında kalan Kenan toprakları denen bölgede Semitik Kenan dillerinden biriydi. Ahit İbranicesi MÖ yaklaşık 10. yüzyıldan, İkinci Tapınak döneminin sonu olan MS 70 yılına kadar kullanılmıştır. Ahit İbranicesi en nihayetinde gelişip Mişna İbranicesine dönüştü ve bu dil MS 2. yüzyıla kadar devam etti. Tanah, sessiz harf iskeletinin ve Orta Çağ'da kullanılmaya başlanan sesli harf sisteminin geçirdiği evrelerin belgesel kanıtıdır. Ayrıca, kuzeydeki İsrail Krallığı ile güneydeki Yehuda Krallığı'ndaki lehçe farklılıkları da göze çarpmaktadır.
Türk edebiyatında destan, efsaneden sonra ortaya çıkmış bir edebî türdür. Türk milletinin bir bütün olarak zamanımıza ulaşmış büyük destanları olmasa da yabancı kaynaklarda yer alan bazı parçaları mevcuttur. Türk destanlarına ait çeşitli parçalar Çin, Fars, Moğol ve Arap kaynaklarında bulunmaktadır. Bilinen Türk destanları arasında en eskisi Yaratılış Destanı’dır. Bu destan, Altay Türkleri arasında anlatılagelmiştir. Rus Türkolog Vasili Radlof tarafından saptanıp yazıya geçirilmiştir. İslâmiyet'ten önceki döneme ait en eski destanlar Saka Türkleri'ne aittir. Bu destan zinciri içinde Alp Er Tunga ve Şu Destanı parçaları bulunur. Bunlar Kaşgarlı Mahmut'un Divân-ı Lügati't-Türk adlı eserinde yer almaktadır.
Kaşan (Farsça:کاشان), merkezi İran'da, İsfahan eyaletinde bir şehir. Kaşan şehristanı'nın yönetim merkezi olan kent nüfusu 2016'da 304,487'dir.
Khalybler veya Chaldoi klasik dönem yazarlarına göre Klasik antik dönemde Pontus ve kuzey Anadoludaki Kapadokya'da yaşamış halktır. Yaşadıkları bölge Haldia olarak bilinirdi. Haldia, Kızılırmak'tan Giresun ve Trabzon'a kadar uzanırdı.
Kaldea veya Chaldea ülkede yaşayanlar absorbe ve asimile olup Babil'i oluşturmadan önce, MÖ 10. yy sonu veya 9. yy başı ile 6. yüzyılın ortaları arasında var olmuş bir ülkedir. Kaldea halkı Sami dilini konuşmaktaydı. Ülke, Mezopotamya'nın uzak güneydoğu köşesindeki bataklık bölgede kurulmuştur. İbrani Kutsal Kitabı (Tanah) bölgeyi tanımlamak için İbranice: כשדים (Kaśdim) terimini kullanır ve Yunan Eski Ahit'te (Septuaginta'da) Kaldaeanlar olarak çevrilmiştir, Kasdim kelimesinin aslında Chaldean çevirisi olduğu veya Mezopotamyanın güneyine verilen Kaldu adının karşılığı olup olmadığı konusu tartışmalıdır.
Destan, Âşık edebiyatında bir nazım şeklidir. Kökeninin Farsça "dâstân" kelimesi olduğu düşünülmektedir. Destan “hikâye, masal, sergüzeşt, manzum hikâye (kıssa), vak‘a, tarih, roman ve hayvan masalı (fabl)” gibi anlamlara da gelmektedir. Destan, şekil itibarıyla koşmaya benzemektedir. Ancak ezgisel olarak farklılık gösterebilir. 40 dörtükten, 100 dörtlüğe kadar örnekleri görülmektedir.