İçeriğe atla

Hamilelik

Kontrol Edilmiş
Hamilelik kilosu ile NTD'li bebek arasındaki risk ilişkisi
Doğumu Beklerken.
Görüntüdeki embriyo Fallop kanalında bulunmaktadır.

Hamilelik veya gebelik, erkekten gelen sperm ile kadının yumurtalıklarından atılmış olan yumurtanın döllenmesi ile meydana gelen fetusun kadın organ ve dokularında değişiklikler meydana getirdiği, doğuma kadar geçen yaklaşık 9 aylık (266-270 günlük) dönem.[1]

Döllenmenin oluştuğu andan 8. haftanın sonuna kadar geçen döneme embriyotik dönem denirken bundan sonrasına ve doğuma kadar olan döneme de fetal dönem denmektedir.

Gebelik genç yaştaki kadınlarda döllenme sonrası ilk gün içinde belirlenebilir. Çünkü adet düzensizliği tamamlana kadar vücudun ürettiği her yumurta döllenmeye daha uygundur. Yaş ilerledikçe doğurganlığın azalması bununla ilgili bir durumdur. Döllenme sonrası 8-10 saat içerisinde ilk kusma gerçekleşir. Yaşı ilerlemiş kadınlarda ise belirtiler 1 hafta ile 2 ay arasında gözlemlenir. Ergenlik döneminde hamilelik ise ilk 12 saat içinde belirlenebilir. Ergenlik döneminde yumurtalar henüz olgunlaşmamıştır ve bu yüzden spermin yumurtayı döllemesi 5 ile 20 dakika arasındadır. 16 yaşını doldurmamış bir bireyin döllenme gerçekleştikten 10 gün sonrasında embiriyonun vücuttan alınmamısı durumunda bireyde ciddi şekilde fiziksel ve ruhsal sorunlara yol açabilir. Çünkü 16 yaş altı ergenlerde duygu dünyasının yapım aşamasıdır. Lakin kişi yaşıtlarından bu denli farklı bir olayla karşılaştığı için ileriki dönemlerde kendine güvensizlik gibi psikolojik eksiklikler yaşayabilir. Halk arasında yanlış bilinen bazı inanışlar ("âdet döneminde gebe kalınmaz" gibi[2]) kişide ciddi ruhsal sorunlara yol açabilir.[]

Hamilelikte beslenme, hem gebelik öncesini hem de gebelik sürecini içermektedir. Çünkü bir kadının gebe kalabilmesi, bebeğini zamanında ve sağlıklı doğurabilmesi için gebe kalmadan önce sağlıklı olması, yeterli ve dengeli beslenmesi gereklidir.[3]

Hamilelikte tüketilmesi tavsiye edilmeyen gıdalardan biri de kahvedir. Fetüs üzerinde olumsuz etkileri olabilir.[4]

Belirtileri

William Hunter, Anatomia uteri humani gravidi tabulis illustrata, 1774

En önemli bulgu kadındaki adet gecikmesidir. Ancak her adet gecikmesi, kadının gebe olduğu anlamına gelmez. Kadının yaşamındaki değişiklikler, bazı rahatsızlıklar, psikolojik durumu ve stres gibi birçok etken kadının adet düzeninin bozulmasına ve gecikmelere neden olabilir.

Gebelik belirtileri aşağıda listelendiği gibidir:

  1. Adet kanamasının gelmemesi (amenore)
  2. Mide bulantısı ve kusma
  3. İdrar ile ilgili şikayetleri
  4. Yorgunluk ve bitkinlik hali
  5. Fetal hareketlerin hissedilmesi
  6. Göğüslerde beliren değişiklikler
  7. Vajinal mukoza renk değişikliği
  8. Artmış deri pigmentasyonu ve abdominal striaların görülmesi.
  9. Kokulara karşı aşırı hassasiyet
  10. İştah artması ve bazı gıdalardan tiksinme
  11. Duygusal anlamda değişimler
  12. Vücut ısısının artması[5]

Dönemleri

Başlangıç

Hamilelik dişi gamet olan oositin erkek gamet spermatozoon ile birleşmesi yani döllenme sonucu oluşur. Döllenme ile birlikte yumurta meydana gelir. Bu pratikte en çok cinsel birleşme yolu ile olur. Ancak günümüzde yapay inseminasyon ve in vitro fertilizasyonla da gebelik oluşturulmaktadır.

Perinatal Dönem

Perinatal kelimesi gebeliğin 22. haftasıyla (bu dönemde doğum ağırlığı 500 gramdır) doğumdan sonraki 7. gün arasında kalan zamanı tanımlar.

Postnatal Dönem

Bu dönem doğumla başlar ve yaklaşık 6 hafta sürer.

Süreç

Beklenen doğum tarihi son adet kanamasının ilk gününden 40 hafta sonradır ve doğum genellikle 37 ve 42. haftalar arasında olur. Gerçek gebelik süresi döllenmeden sonra 38 haftadır. 40 hafta, 9 ay 6 gün demektir; bu da doğum gününün tahmininde kullanılan Naegele kuralının temelini oluşturur. Gebelik 37 ile 42. haftalar arasında (252 ile 294. günler) ise miadında olarak tanımlanır. 37 haftanın tamamlanmasından önceki eylemler preterm, 42 haftadan sonrakiler ise postterm adını alır. Gebelik 42 haftayı aşarsa anne ve bebekte komplikasyon gelişme riski belirgin şekilde artar. Bu nedenle genellikle uzmanlar bu döneme ulaşmış ama başlamamış doğum eylemini tıbbi yöntemlerle uyarırlar.

Doğumların %5'ten azı, tam gününde gerçekleşir. %50'si, tahmini güne göre 1 hafta farkla; %90'ı ise 2 hafta farkla olur.

Doğum

Düzenli uterus kasılmalarıyla birlikte serviksinde silinme ve dilatasyon olan bir kadın doğum eylemine girmiş kabul edilir. Doğumların çoğu başarılı vajinal doğumlardır, ama bazen komplikasyonlar gelişir ve sezaryen yapılması gerekebilir.

Tanı

Hamilelik başlangıcı, birkaç değişik yolla saptanabilir. Bu hamilenin kendisi tarafından tıbbi test kullanmadan ya da bir tıbbi test yardımıyla olabilir.

Hamilelerin çoğu bu duruma işaret eden belirtiler yaşar. Bunlar bulantı ve kusma, aşırı yorgunluk ve bitkinlik, normalde aranmayan yiyeceklere karşı istek duyma, geceleri sık idrara kalkma olabilir.

Bazı erken tıbbi bulgular da gebelikle ilişkilidir. Bunlar döllenmeden sonraki ilk birkaç haftada ortaya çıkar. Bu belirtiler tüm gebeliklerde olmadığı gibi tek başlarına tanı da koydurmaz. Kan ve idrarda insan koryonik gonadotropini (hCG) saptanması, adet kanamasının olmaması, son adet kanamasından sonraki 3. veya 4. haftada embriyonun uterusa yerleşmesine bağlı implantasyon kanaması, ovulasyondan sonra iki hafta ya da daha uzun süre ile bazal vücut sıcaklığında artış saptanması bu belirtiler arasındadır.

Gebelik testleri yeni oluşan plasentanın salgıladığı hormonları saptama esasına dayanır. Klinikte kan ve idrar testleri embriyonun yerleşmesinden 12 gün sonra gebeliği gösterebilir. Kan testleri daha güvenilirdir. Evde yapılan testler idrar testleridir ve döllenmeden sonra 12-15 gün geçmeden gebeliği saptayamazlar.

Embriyonun yerleşmesinden sonra blastosist hücreleri yumurtalıktaki corpus luteumun progesteron üretmeye devam etmesini sağlamak üzere insan koryonik gonadotropini (hCG) salgılarlar. Böylece uterusun iç yüzeyinin korunması ve embriyonun beslenmesi sağlanmış olur.

Erken dönemde yapılan ultrason gebelik yaşını oldukça doğru biçimde saptar. Pratikte doktorlar gebelik yaşını son adetin ilk gününü başlangıç noktası alarak belirtirler.

Hamilelik testleri

Hamilelik testleri kanda (Beta-HCG) veya idrarda bakılan gebelik testlerinden oluşur. HCG, hamilelik araştırması, testis ve kadın genital tümörlerinin araştırılması vb. amaçlarla kullanılabilen bir testtir.

Testler immünolojik metotlu HCG ölçüm testleridir. Çok erken dönemde antijen yetersizliği, geç dönemde antijen fazlalığı negatif teste yol açabilir. Negatif sonuçlar kişinin hamile olma olasılığını yok etmediği gibi pozitif sonuçlar da kesin hamilelik anlamına gelmez.

Fizyoloji

37 haftalık bir fetüsün bilgisayarlı tomografisinin üç boyutlu hacimsel görüntü işleme tekniği ile oluşturulmuş hareketli resmi. 37 haftalık hamile olan 30 yaşında kadının yüksek hızlı bir araba kazasına karışması sonucu travma riskinin tomografinin oluşturduğu riskten daha fazla olduğu karar verilerek bilgisayarlı tomografi çekilmiştir. Yapılan taramada herhangi bir travmaya rastlanılmamıştır.

Hamilelik, her biri üç ay süren üç dönemde incelenir. Bu dönemlerin her birine trimester adı verilir.[6]

1. Üç Aylık Dönem

Döllenme sonrası embriyo uterusun endometrium tabakasına implante olur. Ama bazen de işler yolunda gitmez ve yerleşim fallop tüplerine ya da servikse olur ve dış gebelik meydana gelir. Kadınların çoğu implantasyon döneminde herhangi bir belirti hissetmez ama bu dönemde minimal bir kanama olması da çok nadir değildir. Bazı kadınlarda 1. trimestırda kramplar olur. Bu durum birlikte kanama da yoksa genellikle önemli değildir. İmplantasyon sonrası endometrium desidua adını alır. Plasenta kısmen desiduadan kısmen de embriyonun dış tabakalarından oluşur ve fetusa besin maddeleriyle oksijen taşınmasından ve atıkların uzaklaştırılmasından sorumludur. Umblikal kord yani göbek bağı embriyo ya da fetusu plasentaya bağlar. Bu dönemde gebelerin %70'inde sabah rahatsızlıkları olur ve bunların da çoğu ilk 3 aydan sonra düzelir. Hormonlardaki geçici artışa bağlı olarak meme başları ve etrafındaki renkli halka (areola) koyulaşır. Düşüklerin çoğu, bu dönemde gerçekleşir.

2. Üç Aylık Dönem

4-6. ayları kapsayan dönemdir. Kadınların çoğu, kendilerini daha enerjik hisseder ve sabah rahatsızlıkları azalırken kilo alımı başlar. Bu dönemin ikinci, gebeliğin beşinci ayının son haftasında yani 20. haftada uterus, normal büyüklüğünün 20 katına ulaşır. 1. üç aylık dönemde fetus hareketleri başlasa da bunların anne tarafından hissedilmesi, ancak 2. üç aylık dönemde olur. Bu, tipik olarak 5. ayın sonu - 6. ayın başı olan 20-21. haftalarda, anne daha önce hamile kaldıysa da 19. haftada olur. Ancak bazı kadınlarda hareketin çok daha sonraları hissedilmeye başlaması da nadir değildir. Plasenta, bu dönemde tamamen çalışmaya başlar. Fetus insülin üretir ve idrar oluşturur. Cinsiyet tayini de mümkündür.

3. Üç Aylık Dönem

Hamileliğin en çok kilo alınan evresidir. Fetus günde 28 gram kadar büyür. Fetus doğuma hazır olacak şekilde başaşağı döner ve gebenin göbek şekli buna göre değişir. Fetus düzenli olarak hareket eder ve gebe bunu hisseder. Bu hareketler kadını rahatsız edecek kadar şiddetli olabilir. İdrar kaçırma ve bel ağrısı görülebilir.

Hamilelikte kansızlık

Hamile olan annelerin en büyük problemlerinden birisi hamilelikte kansızlıktır. Anne adaylarının en çok merak ettiği konulardan birisi, gebelikte kansızlık vakasının bebeği ne derecede etkilediğidir. Peki hamilelikteki kansızlığın belirtileri ve bebeğe etkileri nelerdir?

Hamilelik, anne vücudunda ikinci bir canlının oluştuğu dönemdir. Yetersiz ve dengesiz beslenme hamile anne üzerinde çeşitli bozukluklara neden olur.

Hamilelik süresince bebek, anne zayıf olsa bile kendisi için gerekli olan enerjiyi, protein, demir, kalsiyum gibi minaralleri ve vitaminleri anneden alarak gelişimini sürdürür. Böylece annenin bu besin öğelerine olan gereksinimi artar. Artan gereksinimlerin karşılanmaması halinde; beslenme yetersizliğinin belirtileri olan kansızlık, diş çürümesi kemik bozuklukları meydana gelir. Anne halsiz ve yorgun düşer, bebeğini de yeterince besleyemez. Bu kez bebeğin büyüme ve gelişmesi tam olmaz ve sağlıksız doğar.

Kansızlık (anemi) Nedir? Dünya Sağlık Örgütü, kana rengini veren hemoglobin maddesinin düzeyinin 11 gr/dl altında olduğu durumları anemi olarak tanımlamaktadır. Bununla beraber, gebeliğin 6. ayından (2.trimester) sonra, kan plazma hacminin artmasına bağlı olarak 10,5 gr/dl sınır değeri olarak kabul edilmektedir.

Hamilelilkte Anemi Nedenleri Nelerdir? Gebelerde anemi genellikle birden fazla sebebe bağlıdır.

  1. Kansızlık ve beslenme hakkında bilgi eksikliği beslenmenin öneminin bilinmediği için yetersiz ve dengesiz beslenme,
  2. Sosyo ekonomik koşulların yetersizliği,
  3. En önemli etyolojik faktör, demir ve folat yetmezliği,
  4. Parazit ve barsak kurtları enfestasyonları
  5. Doğum aralıklarının kısa olması, sık gebelikler, düşük, kürtaj, anne ve bebek ölümleri ile ilişkili olan 4 tip gebelik belirlenmiştir.

Bunlar:

  1. 18 yaşından küçük yaşta olan gebelikler
  2. 35 yaşından sonraki gebelikler,
  3. 4′ten fazla gerçekleşen,
  4. 2 yıldan az aralıklı gebeliklerdir.

Doğurganlığın fazla, buna karşı etkili ve modern aile planlaması yöntemlerinin yetersiz kullanılması ülkede anne ölüm riskini arttıran bu 4 tip gebeliğin yaygın olduğunu düşündürmektedir.

Gebeliğini hijyenik koşullarda sürdüren, gebeliği sırasında düzenli izlenen eğitilen ve gerekli tedavilerini zamanında yaptıran, doğumu sağlıklı koşullarda ve sağlık personeli tarafından gerçekleştirilen bir annenin gebelik ve doğuma bağlı bir nedenle ölmesi veya sakat kalması normal koşullarda nadirdir. Bu koşulların yerine getirilmemesi halinde ise anne ve çocuk sağlığı ile ilgili önemli sorunların ortaya çıkması muhakkaktır.

Çoğul hamilelik

Anne adayının birden çok bebeğe hamile kalması durumuna çoğul hamilelik denir. Çoğul hamilelik durumu iki başlıkta incelenir. Tek yumurta ikizi ve ayrı yumurta ikizi olmak üzere iki tür çoğul hamilelik vardır. Anne adayının yaşı ve hamilelik sayısı arttıkça çoğul hamilelik riski de artmaktadır. 35-40 yaş arası 4 çocuk veya daha fazla çocuğa sahip kadınlarda 20′li yaşlardaki kadınlara oranla çoğul hamilelik riski 3 kat daha fazladır. İleri yaşlarda üreme tedavisi gören kadınlarda çoğul hamilelik riski daha genç adaylara oranla yine fazladır.

Nedenleri

Anne adayının yaşı çoğul hamilelik riskini artıran faktördür. Yine ailesinde üreme tedavisi olmaksızın ikiz olanların çoğul hamilelik şansı olmayanlara göre yüksektir. Tüm bunların dışında günümüzdeki en önemli neden üremeye yardımcı tekniklerdir (tüp bebek v.s). Üreme tedavilerinde anne rahmine transfer edilen embryo sayısı ile hamilelik oranları arttığı için hekimler mümkün olan en fazla sayıda embryo transferini hedefler. Bu durum çoğul hamileliklerin sayısını artırmaktadır.

Boş hamilelik

Bu duruma ‘’su hamileliği’' de denilmektedir. Gebelik kesesini zar ve plasenta oluşturmaktadır. Bu yapılar oluşurken içerisinde bebek mevcut değildir. Su hamileliğinin teşhisi; ultrason ile embriyo ve kalp atımları görülmesi gereken haftalarda kesenin boş olarak görülmesi ile konulmaktadır.

Boş hamilelik, erken gebeliklerde koyulan bir tanıdır. Bu sebeple de çeşitli durumlara dikkat edilmesi gerekir. Bunlar: adet kanamalarının düzensiz olması, yumurtlamanın gerçekleşmesi beklenen tarihten daha sonra gerçekleşmiş olması gibi faktörler söz konusu ise, boş gebelik daha da ciddiye alınmalıdır.

Gebelik sürecinin ilk belirtileri; adet gecikmesi ya da hamilelik testinin pozitif çıkmasıdır. Hamileliklerin erken dönemlerinde kimi zaman adet sancısına benzer sancılar ya da lekelenme, damlama tarzı kanamalar görülebilir. Daha sonra vücut, hamileliği sonlandırarak dışarı atar. Bu durumda, normal adet kanamasından daha fazla kanama yaşanır. Riskli hamileliklerde ise, kimi zaman her şey yolunda iken, gebelik hormonu artmaya devam eder, bebeğin eşi büyür. Bunun gibi durumlarda ise hamileliğin sekizinci haftasında yapılan ultrason ile hamilelik kesesinin boş olduğu tespit edilir ve tanı konulur.

Nedenleri

Boş hamileliklerin nedeni kromozomal anormalliklerdir. Sperm hücresi ve yumurta normal şekilde birleşir ve oluşan yapı rahme yerleşir. Ancak kromozomal anormalliklerden dolayı bebek hiç oluşmaz. Sadece gebelik kesesi oluşur. Boş hamilelik genellikle yanlış hücre bölünmesinden ve kaliteli olmayan sperm veya yumurtadan kaynaklanmaktadır. Her yaşta görülebilmesine rağmen anne ve baba adayının yaşı arttıkça boş hamilelik riskide artmaktadır.

Kaynakça

  1. ^ "Pregnancy." 5 Eylül 2015 tarihinde Wayback Machine sitesinde arşivlendi. Britannica.com. Erişim: 13 Ağustos 2015.
  2. ^ "Adet Döneminde Hamile Kalınır mı?". 11 Haziran 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. 
  3. ^ "Gebelikte Beslenme" (PDF). 25 Ocak 2023 tarihinde kaynağından (PDF) arşivlendi. 
  4. ^ "Caffeine exposure in utero is associated with structural brain alterations and deleterious neurocognitive outcomes in 9–10 year old children". Neuropharmacology (İngilizce). 186: 108479. 15 Mart 2021. doi:10.1016/j.neuropharm.2021.108479. ISSN 0028-3908. 28 Nisan 2021 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 7 Mayıs 2021. 
  5. ^ mehmet (10 Mart 2016). "Hamilelik Belirtileri Nelerdir?". Prof.Dr. Bülent Tıraş. 7 Haziran 2016 tarihinde kaynağından arşivlendi. Erişim tarihi: 9 Nisan 2021. 
  6. ^ "Trimester_Nedir". 22 Ocak 2020 tarihinde kaynağından arşivlendi. 

Ayrıca bakınız

Dış bağlantılar

İlgili Araştırma Makaleleri

<span class="mw-page-title-main">Plasenta</span> anne ve fetüse ait iki dolaşım sistemini birbirinden ayıran bir organ

Plasenta (döleşi), anne ve fetüse ait iki dolaşım sistemini birbirinden ayıran bir organdır.

Kürtaj ya da kazıma, hamilelikte rahim içerisindeki ceninin tıbbi müdahale ile alınması. Bunun yanı sıra rahim iç duvarından kazınarak örnek alınıp incelenmesi de kürtaj olarak adlandırılır. Türkçeye 1930'larda Fransızca curetage sözcüğünden geçmiştir.

<span class="mw-page-title-main">Kadın üreme organları</span> insan dişisinin üreme sistemi

Kadın üreme organları, kadınlardaki cinsel organlardır. İç genital organlar kadın iskeletinde bacakların hemen üzerinde yer alan leğen kemikleri ve bel kemiği tarafından oluşturulan kemik çatının (pelvis) içinde koruma altına alınmışlardır.

<span class="mw-page-title-main">Menopoz</span>

Menopoz, kadınlarda âdet kanamalarının (menstrüasyon) ve dolayısıyla üremenin sona ermesi. Menopoz zaman zaman "hayatın değişimi" olarak algılansa da bu tarif, negatif bir anlam taşır ve yerinde değildir. Zira menopoz esnasında fiziksel, zihinsel ve cinsel değişiklikler olduğu doğrudur ancak bunlar "kötüye gidiş" olarak nitelenemezler.

<span class="mw-page-title-main">Eşeyli üreme</span> iki canlı organizma arasında genetik malzemelerin birleştirilmesi suretiyle yeni bir canlının oluşması

Eşeyli üreme, iki canlı organizma arasında genetik malzemelerin birleştirilmesi suretiyle yeni bir canlının oluşması olayıdır. Burada iki ana süreç vardır: kromozom sayısını yarıya indiren mayoz bölünme ile iki gametin birleştiği ve eski kromozom sayılarına ulaştığı döllenmedir. Mayoz bölünme sırasında, her bir çiftin kromozomları, homolog rekombinasyon elde etmek için krossing over yoluyla parça değişimi yaparlar.

<span class="mw-page-title-main">Amniyosentez</span>

Amniyosentez, doğumöncesi fetusun içinde yüzdüğü sıvıdan cerrahi müdahale ile bir miktar sıvı alma işlemine verilen addır. Genellikle genetik incelemeler için önerilen bir işlemdir.

<span class="mw-page-title-main">Âdet (tıp)</span> rahim olayı

Âdet, hayız, menstrüasyon veya regl, kadınlarda ve bazı diğer yüksek dişi primatlarda, rahim iç yüzeyinde oluşan damar ve dokuların kan ile birlikte vücuttan atılması şeklindeki fizyolojik olay. Doğurgan kadınlarda üreme ve döllenme amacıyla meydana gelen değişiklikler için kullanılan bilimsel bir terimdir. Menstrüasyon halk arasında aybaşı olarak da bilinir. Fiil olarak genellikle âdet görmek ya da regl olmak şeklinde kullanılır.

Serebral palsi (SP), gelişmekte olan beyinde intrauterin dönemde veya yaşamın ilk aylarında oluşan lezyon ya da zedelenme sonucu gelişen, ilerleyici olmayan ancak yaşla birlikte değişebilen, hareketi kısıtlayıcı kalıcı motor fonksiyon kaybı, postür ve hareket bozukluğudur. Bu hastalarda epilepsi, zeka geriliği, davranış bozukluğu, yutma sorunları, kas-iskelet bozuklukları gibi ikincil tıbbi sorunlar görülebilir.

Üçlü tarama testi, down sendromu, nöral tüp defekti ve trizomi 18 adı verilen genetik hastalığın anne karnındaki bebekte olma olasılığını saptayan bir kan incelemesidir. Ayrıca üçlü test yardımı ile diğer bazı anomalileri de saptamak olasıdır. Bebeğin karın duvarı anomalilerinde, böbrek anomalilerinde de test sonuçları yüksek çıkabilir.

<span class="mw-page-title-main">Gebelik (memeliler)</span> dişi bir memelinin uterusa implantasyondan gebeliğe kadar bir veya daha fazla canlı yavru taşıdığı üreme dönemi

Memelilerde gebelik ya da hamilelik, bir dişinin bir veya daha fazla yavruyu, döllenmeden doğuma kadar geçen sürede rahminde taşıdığı döneme denir. Bu süre her memeli türünde değişik sürelere denk gelirken insan için 40 haftadır.

<span class="mw-page-title-main">Demir eksikliği anemisi</span>

Demir eksikliği anemisi en sık görülen kansızlık tipidir, sideropenik anemi olarak da adlandırılır. Küçük alyuvara karakterize mikrositik anemilerin en büyük sebebidir.

<span class="mw-page-title-main">Teratoloji</span>

Teratoloji doğuştan gelen bozukluklar ya da kusurlar için kullanılan bir terimdir. Yunanca canavar ya da harika anlamına gelen τέρᾰς ile söz anlamına gelen λόγος sözcüklerinden gelmektedir. Aynı anlamda kullanılan bir başka terim de dismorfolojidir.

<span class="mw-page-title-main">Hamile fotoğrafçılığı</span>

Hamile fotoğrafçılığı, gebeliğin son dönemini gösteren görece olarak yeni fotoğrafçılık dalı. Portre Fotoğrafçılığının bir alt kategorisidir.
Bebeklerin fotoğraflarının çekilmesi hamilelikte başlamış olur. Bu dönemde çekilen fotoğraflar Annenin bebeğini nasıl beklediğini gösterdiği için önemlidir.

Genetik aksaklk inceleme metodudur. bkz. sic

<span class="mw-page-title-main">Tüp bebek</span> Tüp bebek işlemi

Tüp bebek ya da bilimsel ismiyle in vitro fertilizasyon (IVF), bir yumurtanın sperm tarafından, vücut dışında suni olarak döllenmesi sürecidir. IVF, kısırlık tedavisinde diğer yardımlı üreme yöntemleri başarısız olduğunda kullanılan önemli bir tedavi yöntemidir. IVF işlemi, bir kadının yumurtlama sürecini izlemek, yumurtayı yumurtalıklardan almak ve laboratuvar ortamında sperm ile dölleyerek döllenmiş yumurtanın (zigot) daha sonra hastanın rahmine başarılı bir gebelik oluşturulması amacıyla tekrar aktarılması şeklinde özetlenebilir. Bir kadının doğal döngüsünün ovum (yumurta) toplamak için izlenmesine "doğal siklus IVF" denir. İlk başarılı doğan "tüp bebek" olan Louise Brown, 1978 yılında doğmuştur. Louise Brown, doğal siklus IVF sonucu olarak doğmuştur. Fizyolog Robert G. Edwards, 2010 yılında bu tedaviyi geliştirdiği için Nobel Fizyoloji veya Tıp Ödülü kazanmıştır.

Yumurta bağışı, bir kadının başka bir kadının yardımlı üreme tedavisinin bir parçası olarak veya biyomedikal araştırma için hamile kalmasını sağlamak için yumurta bağışlama sürecidir. Yardımcı üreme amaçları için yumurta bağışı tipik olarak laboratuvarda döllenen yumurtalar ile tüp bebek teknolojisini içerir; daha nadir olarak, döllenmemiş yumurtalar dondurulabilir ve daha sonra kullanılmak üzere saklanabilir. Yumurta bağışı, yardımcı üreme teknolojisinin bir parçası olarak üçüncü taraf bir üremedir.

<span class="mw-page-title-main">İkiz</span> aynı gebelikten doğan iki yavrudan biri

İkizler aynı gebelikte doğmuş iki döldür. İkizler monozigotik, yani tek zigotun bölünerek iki embriyo halinde gelişen, ya da dizigotik, yani iki farklı yumurtanın ayrı spermlerle döllenmesinden oluşan biçimde olabilir.

<span class="mw-page-title-main">Hamilelik oranı</span>

Hamilelik oranı veya hamile kalma oranı, hamile kalma denemelerindeki başarı oranıdır. Genellikle yapay döllenme ve in vitro fertilizasyon denemelerindeki başarı oranını tasvir etmekle birlikte âdet döngüsünün belli evrelerindeki döllenme şansını da ifade edebilir.

<span class="mw-page-title-main">Hamilelik testi</span> Bir kadının hamile olup olmadığını belirlemek için yapılan test

Hamilelik testi, bir kadının hamile olup olmadığını belirlemeye çalışır. Kan ve idrarda belirteçler bulunur ve gebelik testleri bu maddelerden birinin örneklenmesini gerektirir. Keşfedilecek bu belirteçlerden ilki, insan koryonik gonadotropinin (hCG), 1930'da döllenmiş ovaların (yumurtaların) sinsiyotirofoblast (zigot) hücreleri tarafından üretildiği keşfedildi.

Doğum öncesi gelişim ya da prenatal gelişim, vivipar hayvanların gebeliği sırasında görülen embriyo ve fetüs gelişimidir. Doğum öncesi gelişim döllenme ile başlar. Döllenme embriyonik gelişimin germinal evresinde görülür. Embriyonik gelişimi fetal gelişim takip eder ve nihayetinde doğum gerçekleşir.